Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, Esas: 2009/5401, Karar: 2010/5949 İçtihat

Üyemizin Özeti
Davacı şirket, davalının yapmakta olduğu inşaatın bir kısım işlerinin yapımını üstlenmiştir. Akdedilen eser sözleşmesinde, sözleşme bedeli olarak davacıya zemin kat kuzey cephedeki dairenin verileceği kararlaştırılmış ise de; tapulu dairenin devrini öngören sözleşme BK'nın 213, TMK'nın 706, Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60. maddeleri uyarınca resmi yazılı şekilde yapılmadığından davacı, bu sözleşmeye dayanarak söz konusu dairenin kendisine verilmesini talep edemez. Sözleşme, birim fiyat esasına göre düzenlendiğinden, davacı yüklenicinin gerçekleştirdiği imalatların bedeli hesaplattırılıp buna göre karar verilmelidir.
(Karar Tarihi : 02.11.2010)
"Mahalli mahkemece verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, bakiye iş bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle karar başlığında davacılardan Ş____'ın adının yazılmamış olması maddi hataya dayalı olup, mahallinde düzeltilmesi mümkün bulunduğu ve Ş____ sözleşmeyi şirket müdürü sıfatıyla imzaladığından aktif husumet ehliyetinin bulunmaması sebebiyle ret kararı sonuç itibarıyla doğru olduğundan davacı Ş____'ın temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.

2-Davacı şirket ile davalı arasında imzalanan 21.05.2005 tarihli sözleşmeyle davacı şirket, davalının yapmakta olduğu inşaatın PVC doğrama, iç kapılar ve mutfak dolaplarının yapımını üstlenmiştir. Sözleşmede yapılacak imalatların vasıfları, birim fiyatları belirtilmiş ve 10 dairedeki toplam imalat bedelinin 58.190,00 TL olduğu, bu işler karşılığı yükleniciye 50.000,00 TL kıymetindeki zemin kat kuzey cephedeki dairenin verileceği, bedelinin 50.000,00 TL olduğu, daireden arta kalan hesabın da 4 adet çekle ödeneceği ve işin teslim tarihi kararlaştırılmıştır. Davacı taşeron edimlerini yerine getirdiğini, yaptığı imalatlar karşılığı kendisine sadece 12.190,00 TL ödeme yapıldığını, sözleşmede kararlaştırılan dairenin verilmediğini iddia etmektedir. Davalı da işin eksik bırakıldığını, sözleşmede kararlaştırılan daireyi davacının talimatı ile dava dışı M____'ya 50.000,00 TL'ye devrettiğini, bedelinin bir kısmının nakten davacıya ödendiğini, bir kısmının da kendisi tarafından davacının malzeme satın aldığı dava dışı üçüncü kişilere ödendiğini savunmuştur.

Yanlar arasındaki sözleşme tapulu dairenin devrini de öngördüğünden BK'nın 213, TMK'nın 706, Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60. maddeleri uyarınca resmi yazılı şekilde yapılmadığından davacı taşeron, bu sözleşmeye dayanarak dairesinin kendisine verilmesini talep edemez ise de; davalı yüklenici söz konusu daireyi iş bedeline mahsuben davacının sattığı dava dışı üçüncü kişiye devrettiğini savunduğundan HUMK'nın 288 ve devamı maddelerince bu savunmasını miktar itibariyle yasal delillerle kanıtlamak zorundadır. Tapudaki devir işlemi davalı tarafından yapıldığından, bunun aksinin HUMK'nın 289. maddesi gereğince davacının açık muvafakati bulunmaması sebebiyle tanık beyanıyla kanıtlanması mümkün değildir. Davalı tarafça da bu savunmasını doğrulayan yasal delil ibraz edilmediğinden dairenin iş bedeline mahsuben davacının talimatıyla satıldığı ve bedelinin davacıyla onun alacaklılarına ödendiği savunması kanıtlanamamıştır.

Bu durumda mahkemece mahallinde konusunda uzman teknik bilirkişiler marifetiyle yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak sözleşme birim fiyat esasına göre düzenlendiğinden yüklenicinin gerçekleştirdiği imalatların bedeli hesaplattırılıp, bundan ödendiği ihtilafsız olan 12.190,00 TL mahsup edilerek varsa kalan miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, davalının ayıp savunması bulunmadığı, ayıp ihbarı yapılmadığı ve dairenin davacı namına satılıp bedelinin ödendiği kanıtlanmadığı halde yanlış değerlendirme ve eksik inceleme sonucu ret kararı verilmesi doğru olmamış, bozulması uygun bulunmuştur.

KARAR : Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı Şükran'ın temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca davacı şirketin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı şirket yararına BOZULMASINA, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 02.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi."
İlgili Mevzuat Hükmü : Borçlar Kanunu (Eski) MADDE 213 :Gayrimenkul bey'i muteber olmak için resmî senede raptedilmek şarttır. Gayrimenkule dair beyi vadi ve bey'i bilvefa ve istimlâk mukavelesi resmî senede raptedilmedikçe muteber değildir. Mukaveleden mütevellit şuf'a hakkı için tahrirî şekil kâfidir.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Nevra ÖKSÜZ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 14-03-2011

THS Sunucusu bu sayfayı 0,03311706 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.