![]() |
|
![]() |
|
Üyemizin Notu:
Tasarının bu maddesinde ve 9 uncu maddelerde yapılan değişikliklere hakim olan düşünceler şöyle özetlenebilir: (1) Ticarî işlerde faiz oranının serbestçe tayin olunacağı, Türk Ticaret Kanununda temel bir ilke olarak yer almalıdır. Doğru olan budur. Gerçi, bugün aynı ilke ticarî olmayan (âdi) işlere uygulanan faiz için de geçerlidir. Ancak, anılan ilkeden zaman zaman sapıldığı görülmektedir. Ticarî işlerde temel bir kanun olarak Türk Ticaret Kanunu konunun düzenlemesi gereken yerdir. Ayrıca bir kanun sadece kendi kapsamındaki konuları düzenlemeli, bunlara ilişkin hüküm koymalıdır. Bu sebeple, hüküm 6762 sayılı Kanunda olduğu gibi ticarî işlere özgülenmiştir. 6762 sayılı Kanunda kullanılan "tayin olunabilir" ibaresi ilke ile bağdaşmayan gereksiz bir esnekliğe yer vermiştir. İlkenin tam olarak öngörülebilmesi için kesin bir ifade kullanılmalıdır. Bu sebeple ibare "belirlenir" şeklinde düzeltilmiştir. (2) Kanunda veya sözleşmede belirtilmediği durumlarda uygulanacak faiz ve temerrüt faizi oranlarını gösteren 3095 sayılı Kanun ve benzeri kanunlar sık değiştirilmektedir. Türk Ticaret Kanunu söz konusu kanunlara ad ve sayı anarak gönderme yaparsa, değişiklikler dolayısıyla bu gönderme, anlam ifade etmez duruma gelebilir. Onun için 8 inci maddenin ikinci fıkrası hükmünde genel bir gönderme tercih edilmiştir. “Temerrüt faizi” terimi yerine mevzuatta sık sık “gecikme faizi” terimi kullanılmaktadır. İkinci terimin, yeniliğinin tercih edilmesinde rol oynadığı düşünülebilir. Oysa ikinci terim dardır; temerrüt sadece gecikme halini içermez. Bu sebeple Tasarı “temerrüt faizi” terimini kullanmıştır. “Temerrüt” kelimesi yerine görüşbirliği ile kullanılacak yeni bir kelime bulunursa onun faizini ifade eden terim de değişir. (3) Mürekkep faize ilişkin 6762 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan ve etrafında önemli birikim sağlayan hüküm, 9 uncu maddede bağımsızlaştırılmalıdır. (4) 6762 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrasında öngörülmüş bulunan, saklı tutma hükmünün yorumu güçlük doğurmuştur. Gerçekten saklı tutulan "hususî hükümler" ile; mürekkep faiz hakkındaki hükümlerin mi yoksa hükümde anılan kanunlarda bulunan faize ilişkin kuralların mı kastedildiği belirsizdir. Üçüncü fıkrada sayılan kanunlar, mürekkep faize dair "hususî hükümler"i içermemektedir; içerseler bile, 3095 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi karşısında bu hükümleri geçerli saymak mümkün değildir. Çünkü, hem anılan Kanun bileşik faizi kesin olarak yasaklamıştır, hem de sadece "Bu konuya ilişkin Türk Ticaret Kanunu hükümleri(ni) saklı" tutmuş, diğer "hususî hükümler"i dikkate almamıştır. Bu gerekçelerle, 6762 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrası hükmüne Tasarıda yer verilmemiştir. 6762 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin artık pek bir anlam ifade etmeyen ikinci fıkrası da Tasarıya alınmamıştır. Tasarının 8 ilâ 10 uncu maddesi hükümleri faiz konusunda bir Ticaret Kanununun içermesi gereken hükümlere yer vermiştir. Adalet Komisyonu Raporundan: Alt Komisyonca, Tasarının 8 inci maddesinin birinci fıkrası tek fıkra halinde kabul edilmiş, ikinci fıkrası aşağıda açıklanacağı üzere tek fıkra halinde 9 uncu madde olarak kabul edilmiştir. Yapılan bu değişiklikler Komisyonumuzca da uygun görülmüştür. - Alt Komisyonca, Tasarının 9 uncu maddesinde öngörülen ve 6762 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasından aynen alınmış bulunan, 3095 sayılı Kanunî Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasındaki bileşik faiz yasağının bir istisnası olan “Üç aydan aşağı olmamak üzere faizin ana paraya eklenerek birlikte faiz yürütülmesi şartı, yalnız cari hesaplarla borçlu yönünden ticari iş niteliğindeki ödünç sözleşmelerinde geçerlidir" şeklindeki hüküm Tasarıdan çıkarılmıştır. Bu değişiklikten sonra Tasarının 8 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Ticarî işlerde, kanuni anapara ve temerrüt faizi hakkında, ilgili mevzuat hükümleri uygulanır" hükmü, “Uygulanacak hükümler” başlığı altında 9 uncu madde olarak bağımsız hale getirilmiştir. Tasarının 9 uncu maddesinin kaldırılmasının sebebi, bileşik faiz yasağının bu istisnasının uygulamada kötüye kullanılmış olmasıdır. İstisna, hem yoğunlukla cari hesap dışında hem de borçlu yönünden ticarî iş niteliğinde olmayan ödünç sözleşmelerinde uygulanmıştır. Bu uygulamalara son zamanlarda çoğunlukla kredi kartı ile çalışan hesaplarda rastlanılmıştır. Ayrıca bu istisna, bankaların genel kredi sözleşmelerini istisnasız cari hesap sözleşmesi şeklinde yapmaları sonucunu doğurmuştur. Bu yolla kredi sözleşmelerinde bankalar krediye ilişkin bir sebep olmaksızın sözleşmeyi istedikleri zaman feshedebilmişlerdir. Kredi sözleşmelerinin kolayca feshi ise bankaların kredi müşterilerinin işlem teminatından yoksun kalmalarına sebep olmuştur. Alt Komisyon söz konusu hükmü Tasarıdan çıkarırken, Türkiye Bankalar Birliğinden de yazılı görüş alıp bu değişikliğin muhtemel ekonomik sonuçlarını tartışmıştır. Gerek yazılı görüşte yer alan, gerek tartışmalar sırasında ileri sürülen hükmün muhafaza edilmesi yolundaki sebepler ikna edici bulunmamıştır. Alt Komisyonca yapılan bu değişiklikler, Komisyonumuzca da benimsenmiştir. Hükümetin Teklif Ettiği Metin: "(1) Ticarî işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir. (2) Ticarî işlerde, kanunî ana para ve temerrüt faizi hakkında, ilgili mevzuat hükümleri uygulanır."şeklinde ve Adalet Komisyonunun Kabul Ettiği Metin: "Ticarî işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir." şeklinde idi. Yasalaşan metin: "(1) Ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir. (2) Üç aydan aşağı olmamak üzere, faizin anaparaya eklenerek birlikte tekrar faiz yürütülmesi şartı, yalnız cari hesaplarla her iki taraf bakımından da ticari iş niteliğinde olan ödünç sözleşmelerinde geçerlidir. Şu şartla ki, bu fıkra, sözleşenleri tacir olmayanlara uygulanmaz. (3) Tüketicinin korunmasına ilişkin hükümler saklıdır. (4) Bu maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarına aykırı olarak işletilen faiz yok hükmündedir." şeklindedir. |
|
Şerh Son Güncelleme: 12-03-2011
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |