Kanallar : Lütfen
Seçiniz |
|
|
|
|
Meslektaşlarım merhabalar, müvekkilimin eşi 2.7.2024 tarihinde vefat etti ve vefat eden kişi SSK emeklisi. Müvekkilimin babası da BAĞ-KUR emeklisi ve 8.5.2002 tarihinde vefat etmiş. İkisinden de maaş bağlanabilir mi bunu öğrenmek istiyorum. Eş SSK emeklisi baba da BAĞ-KUR emeklisi olması durumunda eğer ölen kişilerden biri 8.8.2001 ile 1.8.2003 arasında vefat etmişse iki maaş birden bağlanamayacağı ancak aldığı dul maaşı asgari ücretin altında kalırsa kalan kısmın yetim maaşı olarak bağlanabileceğine dair çok eski bir yazı bulabildim sadece. Yardımcı olabilirseniz çok sevinirim.
|
|
|
Yazan : serdar30,
Tarih : 04-07-2024 15:22
|
merhaba meslektaşlarım
Asliye ceza mahkemesinde yargılanan müvekkilim için vekaletname sunduk.
Mahkeme tarafından müvekkilimin beyanının alınması için talimat yazıldı ancak adrese ulaşılamadığı için beyan alınmadı.
Duruşmada sanığın ifadesinin alınmasına gerek görülmeden beraat kararı verilmiş ancak gerekçe belirtilmeden beraat vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
Dosyada usulüne uygun vekaletname olmasına rağmen vekalet ücreti verilmemesi nedeniyle istinaf etmeyi düşünüyorum. Yargıtay kararı bulunan meslektaşlarımın yardımlarını bekliyorum.
İyi çalışmalar.
|
|
|
|
Merhaba;
1- İki borçlu hakkında kambiyo senedine göre icra takibi yapılıyor.
2- Borçlulardan biri yetki itirazında bulunuyor, bunun üzerine bu borçlu açısından dosya tefrik ediliyor ve yetkili yerde yeni esas numarası ile kaydoluyor.
3- Daha sonra ilk icra takibi başlatılan dosya haricen tahsil ile kapanıyor.
4- Ben yetkisizlik ile gönderilen icra dosyasının da kapatılması gerektiğini düşünüyorum. Bu sebeple talep atacağım ama talebimin bir sağlam olmasını istiyorum.
SORU:
Bu konuda sizin düşünceniz nedir? Konu ile ilgili Yargıtay kararı paylaşacak meslektaş olursa sevinirim.
|
|
|
Yazan : Zamane,
Tarih : 03-07-2024 16:47
|
Merhabalar araç yakalama avansını dosyaya avans yatırıldıktan sonra bunu borçludan talep edebiliyormuyuz dosyaya ekleniyormu yoksa daha sonra takip baslatmamızmı gerekiyor
Ayrıca eşya hacizi için dosya araç ücreti nakliye ve yediemin ücretini aynı dosya üzerine ekleniyormu ayrı bir talepmi gerekiyor
|
|
|
|
Merhaba
İhtiyaç sebebi ile tahliye davası açtık ve kazandık, Tahliye için on gün bekledik ve akabinde İcra takibi başlattık.
Tahliyeye ilişkin örnek no:2 , alacak kalemlerine ilişkin örnek no: 4-5 İcra emri olmak üzere iki tane icra emri düzenlendi ve kiracıya tebliğ edildi
Kiracı taraf bugün tahliye yönünden Mehil vesikası almış ve üç aylık kira bedelini dosyaya depo etmiş.
Sorum şu bizim ; alacak kalemlerimiz (vekâlet ücreti ve yargılama giderleri) için bu alınmış olan mehil vesikası takibi durdurur mu ?
yoksa Alacak kalemlerimiz için de bir teminat yatırılması gerekir mi?
Bizim burada alacaklı taraf olarak nasıl bir Yol izlememiz gerekir?
|
|
|
Yazan : pati,
Tarih : 02-07-2024 15:46
|
Merhaba Meslektaşlarım,
Tüketici Hakem Heyeti Kararı tebliğ edilmeden, red kararı e- devlet üzerinden öğrenilmek suretiyle dava açılması mümkün müdür?
|
|
|
|
2886 ve 4734 sayılı Kanunlar uyarınca yapılan ihaleler sonucunda akdedilen bir milli parkta bulunan işletmecilik sözleşmesi bulunuyor. Sözleşmede öngörülen fesih maddelerinde işletmecinin sadece mücbir sebep halinde kesin teminat ve güvence bedellerini geri alarak sözleşmeyi feshedebileceği düzenlenmiş. Sözleşme 2021 yılında akdedilmiş. O günden bugüne değişen ekonomik koşullar nedeniyle ziyaretçi sayısının azalmasıyla gelir azalmış ve ödenen işletme bedeli çok yüksek kalmıştır. Bu sebeple işletme bedelinden indirim talep etme yolu sözleşmeye eklenen bir madde ile kapatılmış. Müvekkil işletmeci teminatlarını geri alarak bu sözleşmeyi feshetmek istiyor. Bilgisi olan meslektaşlarımın bu hususta önerilerini rica ediyorum.
|
|
|
|
Değerli meslektaşlarım;
Konu 2015 yılında sorulmuş davası açılmış neticesi foruma yaZılmamış benzer bir durum ben de var,
Muris ve eşinin ortak oldukları arsa üzerine bina yapılması için müteahhit ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmış bir dükkan 3 daire arsa sahiplerine bırakılmış, inşaat bitmiş müteahhit dairelerden birini daha almak istemiş karşılığında kendisine ait başka bir adresteki dubleks meskeni vermeyi kabul etmiş ek sözleşme ile bu istekler imza altına alınmış müteahhite ait dubleks meskenin arsa sahiplerinin kızı adına tescil edilmesi de kabul edilmiş imzalanmış adi yazılı belgesi de var . Arsa sahibi de kızına vekil olup tapuda dubleks meskeni müteahhit ve diğer hissedarlardan satın almış. (Aslında bir nevi takas)
Yıllar sonra arsa sahipleri ölünce çocuklardan biri kızkardeşi aleyhine dava açıp muris muvazaası nedeniyle tapu iptali istiyor. Burada muvazaa davalarında uygulanan içtihadı birleştirme kararındaki şartlar oluşmuyor gibi. Tapu iptali istenen taşınmaz öncesi murise ait değil. Belki gizli bağış sayılabilir tenkise tabi olabilir diye düşünüyorum.
Konuyu bilen elinde içtihat olan , bu konuda tecrübeli ve önceki çiğdem isimli meslektaşımın açtığı davanın sonucunu bilen varsa paylaşabilir mi?
Teşekkür ederim saygılarımla…
|
|
|
|
Herkese merhabalar,
2011 yılından bu yana Türkiye de yaşayan Özbekistan vatandaşı vatandaşlık almak istiyor. İsyanbulda evi olduğu için daha önce oturma izni almış. Vatandaşlık alabilir mi nasıl bir yol izlemeliyiz? Bilgisi olan meslektaşlarım cevaplarsa çok sevinirim
|
|
|
Yazan : tegese,
Tarih : 30-06-2024 12:16
|
Sayın Meslektaşlarım
Bakma sorumlusu kişinin aynı zamanda saklı pay sahibi olduğu ölünceye kadar bakma vaadi sözleşmesine konu taşınmaz 3. Kişiye bağışlanırsa ne yapılabilir?
|
|
|
Yazan : Av. Tuna,
Tarih : 29-06-2024 23:26
|
Merhaba meslektaşlarım,
Müvekkil iki kardeş bir de amcaları var. Haladan taşınmazlar miras kalıyor, amca kendi kendine bir taşınmazı 11 ay önce kiraya veriyor müvekkillere de kira bedellerini hiç paylaştırmıyor. Kiraya verme hususunda diğer ortakların kesinlikle muvafakatı yok. Bu durumda geçmiş ödenen 11 aylık kira bedelinin müvekkillerin hakkına düşen kısmının tahsili ve kiracının tahliyesi için dava açmak istiyorum. Platformdaki ilgili konuları okudum ama konu kafamda tam olarak oturmadı.
11 ay boyunca ortaklardan birine ödenen kiranın tahsili için ecrimisil davası mı açmam gerekir yoksa vekaletsiz iş görmeden kaynaklanan alacak davası mı? Açmam gereken dava ecrimisil ise kiracıyı da davalı olarak göstermeli miyim?
kiracıyı tahliye etmek için tahliye davası mı ikame etmeliyim yoksa el atmanın önlenmesi için dava açsam yeter mi? Kaymakamlıktan el atmanın önlenmesi için başvuru yapmayı da düşünüyorum.
Kiracıya taşınmazı tahliye etmesini, tahliye edene kadar kira bedellerinin 2/3'ünü müvekkillerin hesabına yatırması hususunda ihtar keşide etmem sorun teşkil eder mi?
Yardımlarınız için şimdiden teşekkür ederim.
|
|
|
|
Merhaba meslektaşlarım,
Müvekkil kredi kartını kullanarak internet üzerinden 5 adet ayrı ayrı mal satın alıyor. Ancak ilgili mala ilişkin hiçbir fatura vs. elinde mevcut değil. Bankaya Chargeback başvurularında bulunmamızın sonucunda 3 başvurumuz kabul edilirken 2 başvuru için aynı banka tarafından belge talep edilmektedir.
Mal ya da hizmeti sağladığını ispat yükümlülüğü ücreti alan satıcı da değil midir? Herhangi bir fatura sunamadığımız için Chargeback başvurusunun reddi olağan mıdır?
Elimizde belge bulunmamakta ancak yine de Bankalar Birliği Hakem Heyetine başvuruda bulunmamız durumunda ilgili meblağın ödemesinin sağlanması mümkün müdür?
|
|
|
|
Merhaba meslektaşlarım,
Arsa sahibi olan müvekkil, 2023 yılının 10. ayında müteahhit ile noterde düzenleme şeklinde, tüm şartların ayrıntılı olarak yazıldığı "taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat" sözleşmesi imzalamıştır.
sözleşmedeki maddelerden üç tanesi aynen şu şekildedir;
1 - "İnşaat süresi ruhsat tarihinden itibaren 18 aydır."
2 - "Ruhsat süresi, arsa sahipleri arsayı sorunsuz olarak sözleşme tarihini müteakip müteahhide teslim ettikten sonra 6 aydır."
3 - "sözleşmeden cayan taraf karşı tarafa yaptığı masrafları ödemekle yükümlüdür"
Sözleşmeden sonra 15 gün içerisinde arsa müteahhide sorunsuz olarak teslim ediliyor. Müvekkilin arsa üzerindeki evi yıkılıyor ve müvekkil de kiralık evde yaşamaya başlıyor.
Müteahhit halen inşaata başlamadığı gibi ruhsat alımını da mimardan rica edip geciktirmesini istiyor. Sonuç olarak sözleşmeden bu yana 8 ay geçmiş olmasına rağmen ruhsat dahi alınmamış, inşaata başlanmamış. Müteahhit telefonlara bakmıyor.
Sözleşmedeki 2 numaralı madde ruhsatın 6 ay içerisinde alınması gerektiği anlamına mı geliyor?
Haklı sebep ile sözleşmenin feshi nasıl mümkün olur?
|
|
|
|
1995 yılında 2981/3290 sayılı kanunun 10/c maddesi uygulaması gereği müvekkil lehine davalının parseli üzerinde 229.000.080-ETL kanuni ipotek tesis edilmiştir. 2021 yılı eylül ayı içerisinde davamızı açtık. Geçtiğimiz aylarda uyarlama davamız sonuçlandı ancak dava tarihi itibariyle hesaplama yapıldığı için mahkeme tarafından kabul edilen tutar haliyle müvekkili memnun etmedi. Ortada da bir enflasyon gerçeği bulunmakta. Bu halde munzam zararı talep edebilir miyiz veya başvurulacak başka bir yol var mı?
|
|
|
|
Meslektaşlarım merhabalar,
Bir konuda fikirlerinize ihtiyacım var.
Bilindiği üzere, 6217 sayılı yasanın geçici 2 maddesi ile TBK 344 ve bazı maddelerinin yürürlüğü tacirler için 01.07.2020 tarihine ertelenmiştir.
Akabinde ise 16.01.2019 tarihli 7161 Sayılı Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 56. Maddesi ile TBK 344 hükmündeki üfe oranı tüfe olarak değiştirilmiş, aynı kanunun 59. Maddesi ile de yukarıda TBK 344’ün yürürlük tarihini erteleyen geçici 2. Maddeye ekleme yapılarak 344’ün geçici 2. Maddenin ilk fıkrasında yer alan kira sözleşmeleri bakımından da (yani tacirler ve özel hukuk tüzel kişileri) uygulanacağı hükmedilmiştir.
Ben bu kanun maddesinden tacirler için TBK 344 hükmünün 2019 tarihinden itibaren uygulanacağı kanısı oluşmaktadır. Hatta bu yöndeki makaleler ve Yargıtay kararını aşağıda paylaşıyorum
"Ayrıca belirtmek gerekir ki, 17.1.2019 tarihli ve 7161 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile 31.3.2011 tarihli ve 6217 sayılı Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un geçici 2. maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir: “Bu fıkrayı ihdas eden Kanunla değiştirilen 6098 sayılı Kanunun 344 üncü maddesindeki tüketici fiyat endeksindeki oniki aylık ortalamalara göre değişim oranının esas alınacağına ilişkin hüküm, birinci fıkra kapsamında olan kira sözleşmeleri ile akdedilmiş diğer kira sözleşmelerinin yenilenmesinde uygulanır.”. Söz konusu hüküm ile birlikte kiracının Türk Ticaret Kanunu uyarınca tacir olarak sayılan kişiler ile özel hukuk ve kamu hukuku tüzel kişileri olduğu işyeri kira sözleşmeleri bakımından 6217 sayılı Kanun’un, 6353 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 53. maddesi ile değişik Geçici 2. maddesiyle 8 yıl süre ile ertelenmesi de ortadan kaldırılmış olmaktadır." (Öktem Çevik, Seda. “Türk Borçlar Kanunu M. 344 Uyarınca Kira Bedelinin Belirlenmesine İlişkin Temel Esasların Değerlendirilmesi”. Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 24, Sy. 1 (Mayıs 2022): 39-77.)
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E. 2021/2915, K. 2021/5408 sayılı 25.05.2021 tarihli ilamı:
“...18.01.2019 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 7161 sayılı kanunun 59. maddesi ile 6217 Sayılı Kanunun geçici 2. maddesine; “Bu fıkrayı ihdas eden Kanunla değiştirilen 6098 sayılı Kanunun 34 üncü maddesindeki tüketici fiyat endeksindeki on iki aylık ortalamalara göre değişim oranının esas alınacağına ilişkin hüküm, birinci fıkra kapsamında olan kira sözleşmeleri ile akdedilmiş diğer kira sözleşmelerinin yenilenmesinde uygulanır.” hükmü eklenerek, tüm çatılı gayrimenkul kiralarında 01.01.2019 tarihinden itibaren yapılacak kira artışlarının tüketici fiyat endeksindeki oniki aylık ortalamalara göre değişim oranı esas alınarak belirleneceği hüküm altına alınmıştır. ... Uyuşmazlık 01.01.2019 tarihinden itibaren geçerli olan aylık kira artışının sözleşmenin 7.1 maddesi yerine TBK 344. maddesi ile 16 Ocak 2019 tarihli Hazine ve Maliye Bakanlığının genelgesinin uygulanıp uygulanmayacağı noktasında toplanmaktadır. Her ne kadar bölge adliye mahkemesince, tacir olan davacı kiracı yönünden TBK’nın 344. maddesinin uygulanma imkanı bulunmadığı ayrıca 16.01.2019 tarihli Hazine ve Maliye Bakanlığının genelgesinin kanuni düzenlemeleri değiştirmesinin söz konusu olamayacağı gibi, genelgenin yenilenecek veya yeni yapılacak kiralara ilişkin artış kuralı getirdiği, mevcut kira sözleşmelerinin artış hükmünü ortadan kaldırmadığı veya değiştirmediği, devam eden sözleşme hükümlerinin kiraya veren ve kiracıları bağlayacağı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş ise de; 7161 sayılı kanunun 59. maddesi ile 6217 sayılı kanunun geçici 2. maddesinde, tüketici fiyat endeksindeki on iki aylık ortalamalara göre değişim oranının esas alınacağına ilişkin hükmün, akdedilmiş diğer kira sözleşmelerinin yenilenmesinde de uygulanacağı açıkça belirtilmiş olup, kanunun yayın tarihinden itibaren derhal uygulanması gerekeceğinden, bu itibarla, ilk derece mahkemesince kira bedelinin tüketici fiyat endeksindeki on iki aylık ortalamalara göre değişim oranının esas alınarak belirlenen kira bedeli üzerinden, davacının istirdatını istediği alacağın hesaplanarak karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır..”
Ancak 2023-2024 tarihli Yargıtay kararlarında 2019 tarihindeki değişikliğe hiç değinilmeden TBK 344 hükmünün yürürlük tarihinin tacirler için 01.07.2020 tarihi olarak alındığını gördüm. ona ilişkin birkaç kararı da aşağıya ekliyorum. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz ve yakın zamanda bununla ilgili bir dosyası olup karara çıkan oldu mu? Yardımlarınız için şimdiden çok teşekkür ederim
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2023/2580 E. 2024/792 K. 27-02-2024 Tarih;
" 6098 sayılı kanunun 323, 325, 331, 340, 343, 344, 346 ve 354'ncü maddelerinin 01.07.2012 tarihinden itibaren 8 yıl süreyle uygulanamayacağı, bu halde kira sözleşmelerinde bu maddelerde belirtilmiş olan konulara ilişkin olarak sözleşme serbestisi gereği kira sözleşmesi hükümlerinin tatbik olunacağı, kira sözleşmelerinde bu konulara ilişkin hüküm olmayan hallerde mülga Borçlar kanunu hükümlerinin uygulanacağı aynı düzenlemede belirtilmiştir."
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2021/11424 E. 2021/11117 K. 07-12-2021 Tarih;
" Bununla birlikte 6217 Sayılı Yasanın geçici 2. maddesinde değişiklik yapan 6353 Sayılı Yasanın 53. maddesine göre; kiracının Türk Ticaret Kanununda tacir olarak sayılan kişiler ile özel hukuk ve kamu hukuku tüzel kişileri olduğu işyeri kiralarında 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 323, 325, 331, 340, 343, 344, 346 ve 354'ncü maddelerinin 01.07.2012 tarihinden itibaren 8 yıl süreyle uygulanamayacağı, bu halde kira sözleşmelerinde bu maddelerde belirtilmiş olan konulara ilişkin olarak sözleşme serbestisi gereği kira sözleşmesi hükümlerinin tatbik olunacağı da öngörülmektedir."
|
|
|
Yazan : Y#kup,
Tarih : 26-06-2024 13:27
|
Merhaba saygı değer meslektaşlarım
Menfi tespit davasında(kira hukuku) istinaf ve yargıtay kesinlik sınırı nedir.Bu sınır yıllık kiramı yoksa konu edilen borç miktarımı dikkate alınır
|
|
|
Yazan : gbahsi,
Tarih : 26-06-2024 08:16
|
Merhabalar meslektaşlarım, manevi zararın para dışında (örneğin kınama) bir vasıta ile giderimi konusunda dava açan meslektaşım var mıdır? Bu durumda maktu vekalet ücretine mi hükmedilmektedir?
|
|
|
|
Merhaba. Murisin vefatı sonrası müvekkilin en büyük abisi tapuların kendisine devredilmesi gerektiğini aksi halde taşınmazların imara açılmasının mümkün olmadığını söyler. Tabi böyle bir şeyin olmadığı hususunda bilgilendirme yapılsa da bir inatlaşma söz konusu. Bu halde taşınmazların imar açılması için yapılacak işlemlerin daha hızlı görülmesi amacıyla inanç sözleşmesi ile devredilmesinde bir sakınca var mıdır? İmar uygulaması sonrası rızayla devir yapılmadığı durumda mahkemeden veraset ilamındaki payı oranında iadesi talep edilebilir mi?
Eklemem gerekirse kardeşler arasında şehir dışında ve yurt dışında yaşayanlar, taşınmazın bulunduğu yere gelmesi mümkün olmayanlar mevcut. Bu durumda vekalet verilerek bu işlemlerin yapılabileceğini izah etsek de ısrarla büyük abinin üzerine devredilmesi durumunda bir sorunun yaşanıp yaşanmayacağı konusunda görüş isteniyor.
|
|
|
|
Merhabalar meslektaşlarım . Müvekkilin borçlarından dolayı maliki olduğu apartmandaki sekiz daire ve iki dükkan ve artı taşınmazlar üzerinden satış istenmiş ancak borca iki dükkan ve yedi daire yeterli geldiği için bunların alacaklı bankaca borca mahsuben alındığı için dosya infaz edilmiş, devirler yapılmış .
Binadaki sekiz daireden , dubleks olan daire borçlu müvekkile kalmış ( bu daire tapu kayıtlarında normal daire olarak geçmekte . Ancak kaçak şekilde içeriden merdiven ile teras a kat çıkılmış , teras da kapatılmış bu şekilde dubleks olmuş .icra bilirkişi raporlarında da bu şekilde dubleks olarak yer alıyor )
Aradan dört yıl kadar süreç geçmiş. Müvekkil kendine ait olan dubleks daire üzerine ipotek veremiyor , herhangi bir işlem yapamıyor . Banka izin vermiyor . Bankalarca fiziken gidildiğinde ve rapor alındığında on numaralı müvekkile ait dubleks bölümün bankaya ait olduğu şeklinde bir durum söz konusu oluyor. Çünkü onlar olması gereken şekilde yazıyor sağdan başlayıp bir iki üç diye rapor veriyorlar
Belediye ile görüştük.
imar proje evraklarını incelediğimizde , belediye çalışanlarının söylemine göre Proje üzerinde bağımsız bölümleri isimlendirirken bu husus ayrı bir inceleme yapılmadan elle yapılmış
Bina Girişine göre soldan başlayarak daire numarası verilmesi gerekiyormuş
Ancak binanın girişi değil, binanın ters cephesinden başlayarak yanlış numara verilmiş . müvekkilin dış kapı no sekiz olan daire solda kalıyor bina girişine göre . Ama aslında sağda kalması gerekiyor. Ters bir numara söz konusu
Apartmanın diğer daireleri bankaya ait olduğu için , tüm maliklerin bir araya gelmesiyle düzeltilebileceği söylenen düzenlemeyi yapamıyoruz . Dava yoluna gidilmesi gerektiği söylendi .
Burada açılması gereken davanın TMK 1027 uyarınca tapu sicilindeki hatanın düzeltilmesi olabileceğini düşündüm. Ancak burada tapunun bağımsız bölüm vermesi nedeniyle çekişmesiz şekilde tapu ya mı yönlendirmeliyim , veya bankayı da taraf göstermeli miyim?
Tapu kaydında düzeltim dışında aklıma bir yol gelmiyor. kat mülkiyetinden gitsem sulh hukukta ve arabuluculuk aşamalarını tüketerek dava açmalıyım. davayı malike yönlendirsem mi , yoksa tapuyla husumet şeklinde ilerlesek herhangi bir sıkıntı yaşanır mı ?
|
|
|