| Kanallar : Lütfen
Seçiniz |
|
|
|
|
|
Yazan : drvdrv,
Tarih : 19-08-2025 18:31
|
Saygıdeğer meslektaşlarım merhabalar,
Kiracının vermiş olduğu taahhütnameye istinaden icra takibi başlattık. Borçlu asil sunmuş olduğu dilekçe ile tahliye emrine itiraz etti ve takip durdu.
1- Sulh Hukuk Mahkemesinde itirazın kaldırılması mı yoksa itirazın iptali davası mı açılmalı?
2- Borçlu dilekçesinde yalnızca tahliye taahhütnamesi vermediğini, tahliye taahhütnamesini kabul etmediğini, taahhüt tarihini ve tahliye şartlarını kabul etmiyor. "İmzaya itiraz" ettiğine dair bir beyan bulunmuyor. Yine de bu durumu imzaya itiraz olarak değerlendirip dilekçede yer vermeli miyiz?
Teşekkürler
|
|
|
|
|
Yazan : umutlaw,
Tarih : 18-08-2025 09:14
|
Sayın meslektaşlarım,
Öncelikle pozitif ve güzel bir hafta başlamış olduğunuzu diliyorum.
1- ilk yapılan tebligatta borçlu adreste tanınmamış ikinci tebligat TK 21/2 göre mernis adresine yapıldı bu tebligat hangi süreden sonra kesinleşir ve haciz talebinde bulunabiliriz?
2- ilk gönderilen tebligati borçlu evde olmadığından posta memuru muhtara bırakmıştır bu tebligat hangi süreden sonra kesinleşir ve haciz talebinde bulunabiliriz?
Yanıtlarınız için teşekkür ederim.
Saygılarımla
|
|
|
|
|
Yazan : pl1935,
Tarih : 15-08-2025 11:41
|
A ile B evlidir. B, herhangi bir çocuğu bulunmaksızın 2005 yılında vefat etmiştir. Sağ kalan eş A, aynı yıl içinde veraset ilamı çıkarırken yalnızca kendisini mirasçı olarak göstermiş ve tüm mirası kendi adına tescil ettirmiştir. Daha sonrasında A bu taşınmazların mülkiyetini 3.kişilere geçirmiştir.(devirlerde muvazaa olup olmadığı bilinmiyor).
2021 yılında ise A da çocuksuz olarak vefat etmiştir. A’nın ölümünden sonra mirasçıları, A’nın üstsoyu ve onların çocukları olmuştur.
Bu süreçte, B’nin mirasçıları konumunda olan üstsoy ve onların çocukları, durumu öğrenerek 2022 yılında A’nın almış olduğu veraset ilamının iptali ve gerçek mirasçıların tespiti talebiyle dava açmışlardır. 2024 yılında söz konusu iptal davası kabul edilmiş, yeni veraset ilamı çıkarılmıştır. Tazminat davası ise hâlen derdesttir.
A’nın yeğenlerine, 2022 yılında intikal eden tereke, dava öncesinde aktif ve pasif açısından herhangi bir malvarlığı içermemekteydi. Dolayısıyla aleyhe veya lehe fiili bir mirasın kabulü söz konusu olmamıştır. Ancak yeni veraset ilamı sonrasında, B’nin mirasçıları miras paylarının iadesini ve ketmi verese nedeniyle tazminat talebinde bulunmuşlardır. Bu sebeple, A’nın mirasçılarına yüklü miktarda borç yüklenmesi gündeme gelmiştir.
Bu durumda:
A’nın mirasçılarının bu borçtan hukuken kurtulmaları mümkün müdür?
Bu olayda mirasın hükmen reddi gündeme gelebilir mi?
Başka hangi hukuki yollar izlenebilir?
Gönüllü staj yaptığım süreçte karşıma çıkan bu olayda bilgi ve görüşlerinizi paylaşırsanız memnun olurum.
İyi forumlar.
|
|
|
|
|
|
|
|
sayın meslektaşlar merhaba, biliyorsunuz bu rayiç bedeller güncelde oldukça revaçta bir konu ve bireysel mükelleflerin de dava hakkı olduğuna şüphe yok. ancak ben emsal araştırdığımda yalnızca 2017 yılındaki geçici maddeyle getirilen %50 sınırı uyarınca verilen kabul kararlarına rastlamaktayım. bunun dışında salt fahişlik/bilirkişi incelemesi ve kabul kararına ise hiç denk gelmedim. elinde böyle bi karar olan var mıdır?
|
|
|
|
|
|
|
|
Merhaba meslektaşlarım. İki kişi miras sebebiyle bir dükkanın maliki oluyor ve birlikte bu dükkanı kiraya veriyorlar. Ancak kiracı bir süredir kirayı ödemiyor. İki kiraya verenin de kendi vekili mevcut, birinin vekili de benim. Ben Örnek No 13 ile icra takibi başlatmak istiyorum fakat elbirliği mülkiyet olduğu için diğer ortakla birlikte hareket etmemiz mi gerekecek? Aynı şekilde mesela bir tahliye taahhütnamesi söz konusu olsaydı nasıl hareket etmek gerekecekti? veyahut tahliye davası açmak istesek nasıl açmamız gerekecek? Bilgi verebilirseniz çok sevinirim.
|
|
|
|
|
|
|
Meslektaşlarım Merhaba,
Müvekkiller birlikte mirasçı oldukları 4 adet hissedar ile mirasın paylaşılması noktasında bir anlaşma sağlamışlardır. Bir adet tarla vasfında bulunan taşınmaz kapsamında anlaşmaya göre diğer 4 adet hissedar, hisselerinin yarısını müvekkillerin üzerine vereceklerdir. Bilindiği üzere tarla vasfındaki taşınmazların satışında hissenin bir kısmının satışı mümkün değil. Müvekkiller ve diğer hissedarlar bu satışı yaparken İl Tarım Müdürlüğüne yazılan yazı sonucunda satışa Tarım Müdürlüğü tarafından hukuka aykırı şekilde onay veriliyor.
Bir süre sonra anlaşılıyor ki anlaşma kapsamında 4 adet hissedarın müvekkillerin üzerine vereceği belli bir hisse miktarı işlemi yerine müvekkiller diğer 4 adet hissedara kendi hisselerinden bir miktar vermiş bulunuyorlar. Tapuda işlem ters yapılıyor. Kısaca yanlış üzerine yanlış yapılıyor.
Tapuda yapılan bu yanlış satış işleminin iptalini isterken hukuken nasıl bir yol izlemeliyim sizce? Yaptığım araştırmalar sonucunda da bir noktaya varamadım açıkçası. Teşekkürler şimdiden.
|
|
|
|
|
|
|
merhaba,
yardım nafasına ilişkin bir davada, mahkeme, ""nafanın dava tarihinden itibaren 10.000 tl olarak tahsiline ve hükmedilen nafanın takip eden her yıl tüfe oranında" karar vermiştir.
bu artış, dava tarihinden sonraki birinci yılda mı, karar tarihinden sonraki birinci yılda mı başlayacaktır?
yardımlarınız için şimdiden teşekkür ederim.
|
|
|
|
|
|
|
Merhaba Sayın Meslektaşlarım;
Müvekkilimin vefat eden babası ile kiracısı arasında düzenlenen kira sözleşmesinin başlangıç tarihi kira sözleşmesinde belli değil. ancak kiracı bütün abonelikleri üzerine üzerine 11.01.2016 tarihinde alması nedeniyle kira sözleşmesinin başlangıç tarihinin bu tarih olduğuna eminiz.
Kira sözleşmesinde kira artış oranı olarak da - Kiracı kontrat bitiminde kira rayiç bedelini %.......oranında artışını şimdiden kabul eder şeklinde madde bulunmakta.
Bu koşullar altında kira sözleşmesinde kira artış oranının belirlenmiş olduğunu kabul edebilir miyiz?
Kira başlangıcının 11.01.2016 tarihi olduğunu belirterek kira tespit davası açmamız halinde nasıl bir durumla karşı karşıya kalırız?
sözleşmede kiraların Müvekkilimin vefat eden babasının hesabına yatırılacağı belirtilmiş, bu hesap dökümlerinden kiranın ilk yatırıldığı ayı tespit etmemiz halinde kira sözleşmesinin bu tarihten itibaren mevcut olduğunu ıspatlamış sayılır mıyız? Dava dilekçemizle Mahkemeden hesap dökümlerinin bankadan istenmesini talep etmeyi düşünüyorum.
Yine kiracıyla müvekkilim arasında oluşan sorun nedeniyle kiracı 2022 yılında savcılık ifadesinde söz konusu taşınmazda 5-6 yıldır kiracı olduğunu belirtmiş.
Bu koşullar altında nasıl hareket etmeliyim?
Değerli görüşleriniz için şimdiden teşekkür ederim.
|
|
|
|
|
|
|
Merhabalar meslektaşlarım,
Müvekkil ile kiracısı arasındaki kira sözleşmesi 2020 yılında imzalanmış ancak 2023'te yeni bir kira sözleşmesi imzalanarak kira bedeli 10.000-TL olarak revize edilmiş. Yeni tarihli sözleşmede herhangi bir artış şartı da eklenmemiş.
Yargıtay kararlarına göre, TBK madde 344/3'e göre tespit davası açmamız halinde, ara dönemde belirlenen kira bedelinin rayice uygun olduğuna kanaat getirilirse 5 yıllık süre dolmadığı gerekçesiyle dava reddedilecek.
Bu nedenle, aynı davada terditli olarak TBK madde 344/2'ye göre tespit talep etmeyi düşünüyorum. Bu şekilde, önce 344/3'e göre, kabul edilmezse 344/2'ye göre terditli şekilde tespit davası açmanın önünde herhangi bir hukuki engel var mıdır?
Cevaplarınız için şimdiden teşekkür eder, iyi çalışmalar dilerim.
|
|
|
|
|
|
|
Konu şöyle, yıllar öncesinde tacir müvekkilin satışını gerçekleştirdiği konutlara ilişkin satın alanlara karşı bir sebepsiz zenginleşme davası ikame edilmek isteniyor.
daha önce aynı tarafların sözleşme hususunda yaşadığı anlaşmazlıklar tüketici mahkemelerinde görülüp sonuçlanmıştı; ancak şu an açılacak dava doğrudan sözleşmeden doğan bir alacak olmamakla beraber bu konutlara ilişkindir.
1)Görevli mahkeme sebepsiz zenginleşme açısından genel yetkili asliye hukuk mudur, müvekkil tacir olduğundan ticaret midir, karşı taraf tüketici sayıldığından tüketici mah midir?
2) istenen alacağa uygulanacak faiz konusundaki fikriniz nedir? 3)avans faizi mi reeskont mu?
4) davayı tüketicide ya da asliye hukukta ikame etsek dahi ticari avans faizi talep edilebilir mi
|
|
|
|
|
|
|
Merhaba,
Müvekkil ve eşi Türk vatandaşı olup, Almanya'ya çalışmaya gidiyorlar. Alman vatandaşlıkları yok. Bu sebeple Türkiye'de boşanma davası açtık ve boşandılar. Bu boşanma davasını Almanya'ya nasıl tanma/tenfiz yapabiliriz? Dikkat etmemiz gereken hususlar neler? Bilgisi olan bilgilendirirse sevinirim
|
|
|
|
|
|
|
Merhaba,
Müvekkilin oğlu annesi ile anne-oğul ilişkisi yürütmediği gibi, sürekli olarak tefeciye veya başka kişilere borçlanıyor. Bu borçlardan kaynaklı olarak müvekkil adına 89/1 gönderiliyor. Bazı borçlar da ödenmek zorunda bırakılıyor. Müvekkil kendi üzerinde olan taşınmazı vefat ettikten sonra oğluna bırakmak istemiyor. Diğer kızlarının tasarrufuna bırakmak istiyor. Bu durumda ne yapmak gerekir. Noter aracılığı ile mi mirastan mahrum bırakabiliriz? Bilgisi olan yardımcı olursa sevinirim
|
|
|
|
|
|
|
Merhaba kıymetli meslektaşlarım.
Sulh Hukuk Mahkemesinden İtirazın iptali ve tahliye kararı aldık. Araştırmalarımda İik 269C maddesi gereği kararı kiracıya tebliğ et ve 10 gün bekle sonra icra takibi yap deniyor. Ama ilgili maddede açıkça ''İcra Mahkemeleri'' yazıyor. Bizde ise karar genel mahkeme olan Sulh Hukuktan alındı. Dolayısı ile neden uygulansın. Neticede arada kaldım. Direk icra yapabilir miyim yoksa tebliğ ettirip 10 gün geçtikten sonra mı icra yapmalıyım ? Yardımlarınız için şimdiden teşekkür ederim.
|
|
|
|
|
|
|
Meslektaşlarım merhabalar elimde vade tarihinde karşılığı olmayan bir çek var sorum şu;
a) Keşideci
b) Lehtar ( Çeki Müvekkilin kendisine ciro ediyor)
c) Müvekkil (Müvekkilde kendi şirketine ciro ediyor)
d) Müvekkilin kendi şirketi (Başkasına ciro ediliyor)
e) Ciro edilen (Bu da başkasına ciro ediyor)
d) Son ciranta
İbraz tarihinde çekin karşılıksız çıkması sebebiyle yukarıda ciro silsilesinde '' e '' seçeneğindeki kişiye çek bedelinin tamamı ödeniyor burada yetkili hamil olarak kafamda soru işareti takıldı ciro silsilesinde hem müvekkil hem de onun şirketi yer alıyor Lehtara ve Keşideciye Örnek 10 icra takibi ve karşılıksız çıkması sebebi ile şikayet hakkımı kullanabilir miyim acaba kafam çok karıştım yorumlarınızı bekliyorum meslektaşlarım
|
|
|
|
|
Yazan : drako,
Tarih : 30-07-2025 16:42
|
Merhaba maalesef başıma böyle bir olay geldi. Beyannameyi hazırladım ve onayladım sanıyordum ancak onaylamayı yapmamışım. Ödeme görmeyince durumu fark ettim.
Bu durumda pişmanlık ile beyanname vermek en mantıklısı gibi duruyor sanırım. Doğru mu anlıyorum?
|
|
|
|
|
Yazan : tegese,
Tarih : 30-07-2025 09:44
|
Sayın Meslektaşlarım
Mahkemece Tedbir nafakasına dair hüküm gerekçeli karar ile verildi. Kararda ''dava tarihinden itibaren 1.000,00 TL tedbir nafakasının müşterek çocuğun reşit olduğu tarihe kadar'' şeklinde açıklama bulunmaktadır. Bu durumda faiz başlangıcı ne olmalıdır? Karar tarihi olmalıdır diye düşünüyorum çünkü öncesinde nafaka yükümlüsünün, ödenmesi gereken nafakadan haberi olmamıştı, karar ile birlikte nafaka ödeme yükümlülüğünü öğrenmiş oldu. Sizin görüşleriniz nedir?
|
|
|
|
|
|
|
Merhaba Sayın Meslektaşlarım;
Müvekkilim ile kiracısı arasında 15.09.2019 başlagıçlı, 5 yıl süreli kira sözleşmesi bulunmakta. Müvekkilim kira sözleşmesini bulamadığı için abonelik idaresinden kira sözleşmesinin örneğini alabildim. Ancak abonelik idaresinde kira sözleşmesinin sadece ilk sayfası bulunmakta. Yani kira sözleşmesinde kira artış oranın belirlenmiş olup olmadığını bilmiyorum. Arabuluculuk başvurusunu gerçekleştirdim. bu koşullar altında sadece 15.09.2025 tarihli yenileme döneminden itibaren mi tespit edilecek bedel üzerinden yeni kira sözleşmesinin kurulmasını isteyebilirim? 15.09.2024 tarihinden itibaren kira sözleşmesinin rayiç bedelinin tespitini hangi koşullar altında telep edebilirim ? nasıl hareket etmeliyim?
Değerli görüşleriniz için şimdiden teşekkür ederim.
|
|
|
|
|
|
|
|
Değerli meslektaşlarım, tedbir nafakası ödenmemesi nedeniyle icra ceza mahkemesine başvuruda bulunulması durumunda hapis cezası çıkıyor mu? Bence ilamsız icraya konu edildiği için ve ortada henüz kesin bir mahkeme kararı olmadığı için ve hele de nafakaya ilişkin hükümlerin kesinleşmeden icraya konuşamayacağını düşündüğümüzde tedbir nafakası ödenmezse icra takibi çıkmaz diye düşünüyorum. Bilgi verirseniz sevinirim. Emsal var mı acaba?
|
|
|
|
|
|
|
|
Meslektaşlarım merhaba. Emlak rayiç bedelinin artırılmasına ilişkin ne gibi bir itiraz yapılır yani rayiç bedelin fahiş artırılması, komisyonun şeffaf olmaması vs geldi benim aklıma. Çoğu yerde rayiç bedel on kat artmış. İlk önce dava açsak idari merci tecavüzünden dilekçe reddedilir muhtemelen bu yüzden ilk belediyeye mi itiraz edilmeli? Açıkçası hiç denk gelmediğim bir konu nasıl ilerlemek gerek bilgi sahibi olan bir meslektaşım var mı?
|
|
|
|
|
Yazan : drvdrv,
Tarih : 28-07-2025 16:00
|
Meslektaşlarım merhaba, TBK m.351 uyarınca yeni malik sıfatıyla ihtiyaç nedeniyle tahliye davası açacağım. Harca esas değer olarak hangi tutarı yazmam gerekiyor?
Kira sözleşmesindeki bir kira bedeli mi?
Kira sözleşmesindeki yıllık kira bedeli mi?
Güncel kira bedeli mi?
Güncel yıllık kira bedeli mi?
Teşekkür ederim.
|
|
|
|