Kanallar : Lütfen
Seçiniz |
|
|
|
|
Meslektaşlarım merhaba. Müvekkil yüklü miktarlı bir alacak davasında ön inceleme duruşması gelmeden davadan feragat etmek istiyor aslında karşı tarafla sulh olacaklarmış. Aramızda yazılı bir avukatlık sözleşmesi yok ama dava bu şekilde sulh veya feragatla sona ererse müvekkil avukata avukatlık kanunu gereği ne ödeme yapması gerekir? Asgari avukatlık ücret kanunu gereğince maktu bir vekalet ücreti mi? Yoksa dava değerinin belli bir yüzdesi oranında mı? Çünkü daha hiçbir şey yapılmadı sadece dava dilekçesiyle dava açıldı yeni tensip düzenlendi. Teşekkürler.
|
|
|
Yazan : avmrb,
Tarih : 05-07-2025 14:04
|
iyi günler meslektaşlarım,
yasal önalım hakkımızı kullanmış olduğumuz bir hisseye ilişkin açmış olduğumuz davadan sonra davalı taraf kendisini borçlandırılarak söz konusunu hissesini icra yoluyla satışa çıkardı. Biz önalım davasını açtığımız ve yerel mahkemede lehimize sonuçlanan davada icranın durdurulmasını talep ettik ancak kabul edilmedi. Gelinen aşamada lehimize sonuçlanan tapu tescil talebimize rağmen hisse ihaleden satılacak ve müvekkil adına ciddi bir hak kaybı oluşacak bu konuda hak kaybını önlemek için ne yapabiliriz ne tavsiye edersiniz teşekkür ederim
|
|
|
|
Müvekkilin yasal mirasçısı olduğu ve tereke bakımından murisin sağlığında mirasçılardan birine ve onun eşine yaklaşık 60 dönüm tarım arazisi ve 1 adet taşınmazı, 2 adet satış, 3 adet bağış ve 1 adet ölene kadar bakma vaadi işlemi ile devrini gerçekleştirdiği ve tereke uhdesinde yalnızca 1 adet 5 dönümlük çok değersiz ve kullanıma elverişsiz durumda bir tarım arazisinin bulunduğu durumda. İlgili bağış, satış ve öbv işlemlerine karşı muris muvaazası talebiyle tapu iptal tescil davası açmam uygun olur mu ? Tenkis için zaman aşımı süresi geçmiştir.
İlgili yargıtay kararı gereğince bağışlar yönünden de bu davayı açabileceğimizi düşünüyorum.
(Y1HD 2021/1785 E., 2021/5963 K.) “Mirastan mal kaçırma amacıyla yapılan muvazaalı bağışlar, mirasçılar tarafından açılacak muvazaa davası ile iptal ettirilebilir. Muvazaanın ispatı için kesin delil şart olmayıp, belirtiler ve hayatın olağan akışına göre değerlendirme yapılabilir.”
|
|
|
|
iyi günler anlaşmış olduğumuz tevkil ücretini zamanında ödemeyen bir ay sonrasında kısmi olarak ödeyen müvekkil hakkında baro soruşturması açmak istiyorum daha önce bu konuda şikayette bulunmuş e uyarı cezası alınmış kararı olan var mı
|
|
|
|
Meslektaşlarım merhabalar. Müvekkil şirket aleyhine karşı taraf delil tespiti talebinde bulunmuşlar ve delil tespiti yokluğumuzda yapılmış. Müvekkile yapılmış olan tebligatlara baktığımda değişik iş kararında deliş tespiti yapılmasının kabulüne karar vermiş ama tespitin ne zaman yapılacağını müvekkile tebliğ etmemişlerdir. Bu noktada bu duruma itiraz edebilir miyiz
|
|
|
|
Herkese merhaba,
Üzerinde çalışmakta olduğum arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin iptali davası dilekçesi için aklıma takılan bir konuyu sizlerle paylaşmak istedim. Şöyle ki;
Müvekkil(arsa sahibi) ile yüklenici arasında Temmuz 2024'te akdedilen sözleşme uyarınca yüklenici sözleşmenin tanzimi tarihinden itibaren 6 ay içerisinde inşaat ruhsatını alacaktır. İnşaat ruhsatının alınmasının üzerinden 12 ay içerisinde ise inşaat tam ve eksiksiz olarak teslim edilecektir şeklinde madde mevcuttur.
Sözleşmenin imzalanmasını müteakip gerekli yetkileri içerir vekaletname düzenlenerek yükleniciye verilmiştir, buna rağmen sözleşme üzerinden yaklaşık 12 ay geçmiş olmasına rağmen inşaat ruhsatın alınmadığı gibi buna yönelik hazırlık işlemlerine dahi(mevcut yapı için yıkım ruhsatı, imar durum belgesinin alınması gibi) başlanmamıştır.
Ben bu sözleşmenin borçlu temerrüdü dolayısıyla iptalini talep edip TBK m 125/2 teki seçimlik haklarımı kullanmak için dava açmayı düşünüyorum, fakat aklıma takılan husus şu; sözleşmede 6 aylık süre belirlenmiş olsa da yükleniciye tekrar ihtar çekerek temerrüde düşürmeme ve seçimlik haklarımı kullanmak için TBK m 123 uyarınca süre vermeme gerek var mı?
- Benim şahsi görüşüm, vadesi taraflarca belirlenmiş bir borç mevcut olduğundan 6 aylık sürenin dolmasıyla yüklenici temerrüde düşmüş durumdadır. Ayrıca TBK m 473/1 ve TBK m. 124/1-1 uyarınca borçluya mühlet verilmesinin de gerekmediğini düşünüyorum zira borçlunun içinde bulunduğu durum ve tutumdan işi süresinde bitiremeyeceği açıktır.
Sizce bu durumda yine de ihtar çekmeme ve mühlet vermeme gerek var mıdır?
|
|
|
Yazan : Matrix,
Tarih : 01-07-2025 10:18
|
Mirasın reddinin iptali davasının davalı tarafının kim olacağı konusunda hukukçular arasında genel bir görüş ayrılığı bulunmadığı,bir grup hukukçuya göre, dava mirasçıya karşı açılmalıdır. Diğer bir görüşe göre ise dava, mirası reddeden kişinin yerine geçen kişiye karşı açılmalıdır. Farklı bir grup hukukçuya göre ise dava, mirasçıya ve reddeden mirasçının yerini alan kişiye karşı birlikte açılmalıdır,şeklinde görüşler olmakla birlikte ; ( mirasçıdan kişisel alacaklıyız ) dosyamızda BAM,mirasın elbirliği mülkiyetinde olması sebebiyle , tüm mirasçılara ( mirası reddetmeyenler dahil ) karış açılması gerektiği yönünde bozma kararı vermiştir. Bu hususta dercattan geçen karar paylaşımında bulunacak meslektaşlarıma teşekkür ederim. Bana göre, murisin tüm mirasçılarına değil, mirası kötü niyetle reddeden ve redden yararlanan mirasçılara davanın yöneltilmesi gerekir, düşüncesindeyim.
|
|
|
|
2022 yılında 20 TL kısmı dava olarak kıdem tazminatı davası açılıyor, daha sonra alacağın 100 TL olduğuna dair rapor geliyor ve ıslah ediliyor, burada faiz başlangıcı toplam alacak 100TL için iş akdinin fesih tarihi midir yoksa 20TL için fesih tarihi geriye kalan 80TL için ıslah tarihi midir? şimdiden teşekkürler
|
|
|
|
Sayın meslektaşlar merhaba,
müvekkil taşınmazı üzerinde tesis edilen parselasyon sebebiyle idari yargıda iptal davası açılmıştır. bu işlem neticesinde müvekkile tahsis edilen yeni parselin değeri eskisine göre oldukça düşüktür. 1)bu anlamdaki zararımızı iptal davasından ayrı bir biçimde tam yargı davasına taşımamız mümkün müdür?
2)süre bakımından parselasyon iptali davası süresi içinde mi açılmalıdır
3)yoksa iptal davasının sonucunda açılabilir mi
4)iptal talebinin aleyhimize reddolması halinde değer kaybı iddiası tam yargı davası ile sürdülebilir mi?
emsal nitelikte bir karar var mıdır konu hk rastladığınız?
çok teşekkür ederim
|
|
|
|
Merhabalar meslektaşlarım,
Müşterek müteselsil olarak edinilen tapuda (kayın valide ve gelini ) kayınvalidenin farklı ilde yaşaması ve torununa bakmak için ihtiyacı olması sebebi ile gelini ile beraber edindiği yeni taşınmazdaki kiracıyı ihtiyaç sebebi ile tahliye davası kapsamında çekeceği ihtarda iki maliğin de imzası olmak zorunda mıdır ? Yoksa sadece ihtiyacı olan maliğin mi olması gerekir ? Şimdiden teşekkür ederim.
|
|
|
|
Sayın meslektaşlar merhaba,
Müvekkilin arazisi üzerinde belediye tarafından gerçekleştirilen bir parselayon işlemi vuku bulmuştu. buna karşın itirazlarımızı askı süresinde yaptık ve henüz dava açma süresi içerisindeyiz.
buna karşın, müvekkil söz konusu arazide ayrıca kamuya ayrılmış alana (özel koruma bölgesi içerisinde yer alıyor bölge) da itiraz etmek istemekte. kamuya ayrılan bu alanı hangi parselden verileceğinin takdiri bakanlık mı belediye mi yetkisindedir biz buna itirazı ayrı bir davayla öne sürebilir miyiz sürersek dava açma süresi engeli ile askı süresinde nazım ve uygulama planlarına itiraz edilmemiş olduğundan (geçem sene tarihliler) karşılaşır mıyız?
|
|
|
Yazan : AV.SANEM,
Tarih : 26-06-2025 15:47
|
Merhaba, kooperatif genel kurul toplantısının iptali davası zorunlu arabuluculuğa tabi midir?
|
|
|
|
Değerli meslektaşlarım;
Müddetnamesinde koşullu salıverilme tarihi (örneğin) 26.06.2025 olan bir hükümlü, bu tarih geldiğinde iyi hal kontrolü yapılıp re’sen mi salıverilir?
Yoksa bu sürecin başlaması için hükümlünün bizzat ya da vekili aracılığıyla ceza infaz kurumuna başvuru yapması mı gerekir?
Teşekkürler.
|
|
|
|
görevsizlik ve yetkisizlik kararı verildiğinde karşı vekalet ücreti çıkar mı
|
|
|
Yazan : merdogan,
Tarih : 23-06-2025 11:31
|
Sayın meslektaşlarım merhaba sorum şu şekilde; Nafakanın kaldırılması davasını Trabzon da açtım ben ise İzmir deyim.Dava dilekçesi ve tensip zaptı davalılara tebliğ edilemediği için mahkeme ilanen tebligat yoluna gidilmesi kararı verdi fakat müvekkil ilanen tebligat masrafını yatıramadı davalıların adreslerini bulamadık ve dava usulden reddedildi.Şimdi müvekkil davayı tekrar açalım diyor.Davayi tekrar açabilir miyiz? Usulden reddedildiği için 3 aylık harçsız davayı yenileme durumu bu olayda gerçekleşebilir mı? Davalıların adreslerini bilmediğimiz için davayı nerede açmak gerekiyor?
Cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim iyi çalışmalar dilerim.
|
|
|
|
Meslektaşlarım merhabalar,
Yaklaşık 8 ay önce belgede sahtecilik suçundan dolayı suç duyurusunda bulunduk. Savcılık da şüphelilerin ifadelerinin alınması için müzekkere yazmıştı. Ancak kolluk 3 ay önce evrakların eksik olduğu şeklinde dönüş yaptı. Evraklarda eksiklik olmamasına rağmen savcılık evrakları tekrardan gönderdi. Evrakların gönderilmesinin üzerinden 3 ay geçti ancak ifadeler hala alınmadı. Bu hususta defalarca dosyaya beyan atıldı, savcıyla görüşüldü. Kollukla da görüştük size dönüş yapılacak denildi ama yapılmadı. Bu aşamadan sonra ne yapılabilir? Başvurulabilecek başka bir yol var mıdır?
|
|
|
Yazan : kaan_oz,
Tarih : 21-06-2025 15:20
|
Değerli meslektaşlarım hepinize selamlar,
Kirayaveren müvekkil, kiracı ile konut kiralamasına ilişkin yazılı bir kira sözleşmesi tanzim etmiş. Fakat geçen zamanda kirayaveren müvekkil, tanzim edilen kira sözleşmesini kaybettiğini, bu sözleşmenin ıslak imzalı halinin kiracının elinde olduğunu ifade etmektedir.
Küçük bir sorgulama yaptığımda Su idaresinde sözleşmenin abonelik için kiracı tarafından ibraz edildiğini öğrenmiş oldum. Bu elimizde...
Sizlere, tecrübeli meslektaşlarıma sorumu yöneltmek istiyorum. Birden fazla senaryoyu düşünmüş olsam da yine de en mantıklı gelen yöntem şu oldu:
Kirayaveren müvekkil, ihtiyaç sebepli tahliye davası açacak. (Oğlunun ihtiyacından bahisle). Davayı yöneltirken kira sözleşmesinin ilgili su idaresinden dosyaya celbini talep edecek. Bu durumda iyimser ihtimalimizde su idaresi davaya sözleşmenin örneğini sunacaktır.
Bu durumda; davanın hakiminin sözleşmenin aslını talep etmesi halinde elimizde davaya sunulacak bir sözleşme aslı yok. Kiracıda mevcut. Fakat hiçbir kiracı buyrun bu sözleşmenin aslı demeyecektir... Bu durumda davanın reddi ihtimali kuvvetli mi?
Yine kiracı, imzaya itiraz edip süreci uzatmak isteyecektir. Fakat benim düşündüğüm ve mantıklı bulduğum savunma şu olacak:
"(Şayet su idaresi kontratı dosyaya sunarsa) Aboneliği yaptıran kiracı, imzaya itirazda bulunurken iyiniyetli değildir. Su aboneliği adına kayıtlıdır ve işbu dosyaya celp edilen kira kontratına dayanarak abonelik oluşturulmuştur." Kiracının abonelik için başvururken ibraz ettiği kira kontratı, sırf abonelik başvurusu yaparken kullandığından bahisle imzaya itiraz edilememesine kanaat getirilmesi için yeterli midir? Yoksa imzaya itiraz edilmesi halinde ne olursa olsun imza incelemesi yapılması zorunlu mudur?
Yine aynı şekilde ödenmeyen eksik kira bedelleri mevcut. Sözleşmede ÜFE+TÜFE/2 oranının yazılı olduğunu öğrendim. Bu artış oranı ile icra takibi başlattığımda takibe dayanak belge olarak kira kontratını eklemem gerekecek. Fakat, elimde bir kira kontratı yok. Bu durumda yine İcra Dairesi'ne talepte bulunarak ilgili su idaresinden dosyaya celbini talep edebilir miyim?
Bana mantıklı geldi sizin de fikirleriniz, görüşleriniz ve yol haritanızı merak ediyorum. Saygılarımla.
|
|
|
|
Merhaba meslektaslarim ve ustadlar. Tebligat ile ilgili bir sorum olacak izninizle. Kiraci sirketin ayni zamanda Merniste de ayni gorunen adresine tebligat cikardim, ‘taninmiyor’ cevabi geldi. Sonra uyapta talepler kisminda 35’e gore tebligat talep ettim, mudurluk talebi reddedip once ticaret sicilden sorulmasini talep edin cevap gelsin bakalim demis. Normalde ticaret sicille Uyap entegre degil mi? Eskisi gibi fiziki muzekkere mi yazilip cevabi bekleniyor ben yillardir yapmadim bagislayin. Bir diger sorum ise zaten Merniste adresi ayni, neden ticaret sicilden sorulma vs seklinde talebimin sonuclanmasini uzatiyorlar sizce? Ne sekilde hareket etmemi tavsiye edersiniz. Simdiden tesekkur ederim cevaplama nezaketinde bulundugunuz icin. Saygilar.
|
|
|
|
Merhaba,
Müvekkil 01/07/2023 tarihinde 3 yıllık olarak taşınmazını kiraya vermiş. Sözleşmede ''kiracı üç yıllık kontrat süresince yıllık olan en geç 01/11/2026 tarihinde 1 ay önceden ihtarname göndermesi neticesinde, kiracı mecuru tahliye etmek ve yeni kiracı asaylarına gösterilmesini sağlamakla mükelleftir bu sözleşme maddesi ile peşinen kabul ve beyan eder. '' maddesi eklenmiştir. Bu maddeye ilişkin kiracının erken tahliyesinden kaynaklı tazminat davası açacağım ancak daha önceden bu dava türünü göremediğim için bir kaç soru sormak istiyorum.
Kiracı anahtarı noterde emanete bırakıp ihtar çekmiş, anahtarı hemen teslim almak gerekir mi?
Müvekkil kiralanan yer için ilan vermemiş hemen vermek mi gerekir? mahkeme buna dikkat eder mi?
Erken tahliyeden kaynaklı olarak kaç aylık kira alacağı talep etmemiz gerekir, ıslah yapmak mümkün mü?
Harç için dikkat etmemiz gereken bir husus var mı?
Bilgi noktasında biraz yetersiz olduğum bir konu olduğu için araştırma yapıyorum, bu sebeple biraz detaylı sordum. Dikkat etmem gereken hususlar hakkında da yardımcı olursanız sevinirim.
|
|
|
|
Herkese merhaba meslektaşlarım.
Açmış olduğumuz iş kazasına dayalı tazminat davasında , davamız kabul edildi. İstinaf incelemesi sonucunda da değişiklik olmadı ve davalı taraf kararı temyiz etti. Müvekkilin maluliyet oranı %35 , kaza tarihinde yaşı 50.
Davalı taraf ; maluliyet %60 ın altında olduğu için pasif dönem zararı yapılamaz iddiasında ve ben araştırmalarım sonucunda 10. H.D. nin pasif dönem zararı hesaplanamaz şeklinde çok kararını gördüm.
Sormak istediğim şu ; bizim dosyamız rücuen tazminat davası değil doğrudan işçinin açtığı dava bu nedenle pasif dönem zarar hesabı açısından sizce karar davalı lehine bozulur mu? Dosya 10. Hukuk dairesinde. Şimdiden yardımlarınız için teşekkür ederim
|
|
|