Kanallar : Lütfen
Seçiniz |
|
|
|
|
Merhabalar meslektaşlarım.
Tüketici mahkemesinde tüketici davacı tarafından açılmış bir manevi tazminat davası söz konusu. Bu dava, Yargıtayın 'manevi tazminat davalarında da hakem heyetine başvurulması gerektiği' yönündeki güncel kararından evvel açılmıştı. Salt manevi tazminat davası olduğu için, tarafımızca hakem heyetine başvuru olmadan açılan bir davaydı. Bu hususta güncel Yargıtay kararından önce herhangi bir Yargıtay kararı bulunmamakla birlikte birbiri ile çelişen Bam kararları mevcuttu. Güncel Yargıtay kararı nedeniyle davada tüm deliller toplandıktan sonra karar duruşmasında 'hakem heyetine başvuru yapılmadığı' gerekçesiyle usulden ret kararı verildi. Manevi tazminat davası 30.000,00 TL üzerinden ikame edilmişti. Tüketici aleyhine bu ret kararı ile birlikte 15.000,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedildi.
Buna ilişkin bazı sorularım olacak;
- Öncelikle hükmedilen karşı vekalet ücretinin, tüketici mahkemesi olduğundan dolayı maktu değil; dava değerinin %16 'sı oranında nispi olan 4.800,00 TL olması gerekmez mi ? ( Bu doğrultuda bir tashih talebi gönderildi.)
- İkinci olarak, ben istinaf yoluna gitmek yerine tamamıyla süreci baştan başlatıp hakem heyetine başvuru ile başlayacağım; ancak hakem heyetine başvuru zamanaşımı süresini keser mi? Zira buradaki il heyetinin manevi tazminat taleplerinde kendi yetkileri dışında olduğu gerekçesi ile ret verdiğini biliyorum. Hakem heyetinden de alınacak bir ret kararı sonrasında benim tekrar dava açmamda süreden herhangi bir sorun olur mu? Çünkü 2 yıllık sürenin dolmasına 3 ay var.
- Üçüncü olarak, karar henüz kesinleşmemişken - derdest dosya mevcutken- hakem heyetine başvuruda herhangi bir sorun olur mu?
- Dördüncü olarak, usulden reddolan bu davada talep edilen manevi tazminat miktarını yeni yapacağım başvuruda artıracağım. Daha yüksek bir meblağ üzerinden açacağım. Bu hususta herhangi bir sorun olur mu?
|
|
|
|
2002 yılında müvekkilimin taşınmazı üzerine ipotek tesis ediliyor. (200.000.000 eski türk parası) aradan yıllar geçiyor, müvekkil ipoteği fek ettirmek için bankaya gidiyor ancak banka kimim riski için ipotek tesis edildiğini, riskin kapanıp kapanmadığını vs. Hiçbir belgeyi bulamadığı için ipoteği fek etmiyor. Müvekkil tapuya gidiyor ve ipotek tesis işlemine ait belgeyi temin ediyor ancak bu belge de yeterli gelmiyor. Hukuken bu ipoteği kaldırmak için nasıl bir yol izlenebilir? Yardımcı olabilirseniz çok sevinirim.
|
|
|
Yazan : AV.SANEM,
Tarih : 11-04-2025 15:54
|
Merhaba meslektaşlarım;
Kira kontratı süresi 10 yıl ve kira kontratında kiralayanın " farklı bir oranda artırım talebinde bulunmayacağı; sözleşme süresi içinde buna ilişikin tespit vb. dava açmayacağını kabul ve taahhüt eder" hükmü var. Kiralayan yönünden bunun geçerliliği nedir? Konuya ilişkin emsal karar mevcut mudur, ben bulamadım.Teşekkür ederim.
|
|
|
|
Merhaba,2013 te kiralanan bir taşınmaz için 2 kira bedeli olan 2.300 TL depozito olarak alınmıştır. 2025 yılı kira bedeli 25.000 dir. Kiracı şuan konuttan ayrılmaktadır. Depozito iadesi için 25.000x2 50.000 TL depozito bedeli iadesi istemektedir. Bu mümkün mü? Verilen depozitonun günümüz uyarlanması zorunluluğu var mıdır? Eğer buna ilişkin bir zorunluluk varsa hangi faiz türü işletilmelidir? Buna ilişkin Yargıtay kararlarına rastlayan meslektaşım var mıdır? 2.300 TL depozito iadesi yapılırsa bu duruma yönelik bir dava ile karşılır mıyız?
|
|
|
|
Sayın Meslektaşlarım Merhaba,
konumuz şöyle, davacı apt yönetimi bakiye borcunuz var diyerek birden fazla farklı dosyalardan müvekkile ilamsız takip başlatıyor.
müvekkilin itirazıyla duran dosyalara aynı dava üstünden itirazın iptali davası ikame ediliyor.
ancak esasa girmeden burdaki mesele: bu takiplerden birinde atıyorum 5 aya ilişkin ayrı alacak kalemi var bunlardan biri de ocak ayı aidatı.
diğer takipte bu ocak ayı aidatı yine istenmiş ve + başkaca talepler.
şimdi açılan davada biz bunu sehven yaptık aynı ayı istemişiz siz şuna göre hesaplayın niteliğinde bir açıklama var konuya ilişkin… oldukça kafam karıştı süresiz şikayet yoluna gitsem sadece o alacak kalemi açısından mı bir karar çıkacak direkt ilamlardan sonraki tamamen mi iptal olacak. bilgisi olan üstatlarımı bekliyorum henüz tecrübem çok az
|
|
|
|
Meslektaşlarım merhabalar, müvekkilin site yönetiminde olmadığı bir tarihe ait sgk prim borcundan kaynaklı olarak müvekkile de ödeme emri gönderildi. Söz konusu ödeme emrinde izlenecek yol olarak 15 gün içerisinde iş mahkemesine yapılacak itiraz yolu öngörülmüş. Benim merak ettiğim sgk prim borcundan kaynaklanan açılacak ödeme emrinin iptali davasında kuruma başvuru zorunluluğu var mı?
|
|
|
Yazan : zdmrx,
Tarih : 09-04-2025 19:44
|
Meslektaşlarım merhaba.
Hukuk mahkemesinde verilen kısa kararda "...kararın tebliğinden 2 hafta içerisinde..." istinaf edilebileceği yazmış.
İstinaf süresi, bu kısa kararın tebliği ile mi yoksa gerekçeli kararın tebliğinden itibaren mi başlayacak?
Kısa kararın tebliği ile istinaf süresi başlıyorsa, yazılacak dilekçenin niteliği nedir?
Şimdiden teşekkür ediyorum. Saygılarımla...
|
|
|
Yazan : Av. F.D.,
Tarih : 09-04-2025 16:24
|
merhabalar meslektaşlarım,
2926 sayılı yasa kapsamında tütün tevfikat listesindeki yıllardaki bağkurluluğumuzun tespitini teminen dava açacağız, SGK'ya başvuru dava şartı ve kanunda 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu
ile diğer sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklarda, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu
sigortalılık sürelerinin tespiti talepleri hariç olmak üzere, dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat edilmesi zorunludur. Diğer kanunlarda öngörülen süreler saklı kalmak kaydıyla yapılan müracaata altmış gün içinde Kurumca cevap verilmezse talep reddedilmiş sayılır. Kuruma karşı dava açılabilmesi için taleplerin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması şarttır. Kuruma başvuruda geçirilecek süre zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmaz. şeklinde bir düzenleme var dava açma süresi nedir ?
|
|
|
|
Meslektaşlarım merhaba,
Arabuluculuk anlaşma tutanağı ile taksitler halinde ödenmesi konusunda anlaşılan alacağın ilk taksiti ödenmediği için icra edilebilirlik şerhi talep ettik.
Mahkeme, karşı tarafın cevap süresi dolmadan bir karar vermeyeceğini söyledi. Bu esnada alacağın ilk taksiti ödendi ve cevap dilekçesi sunuldu. Mahkemece esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildi.
Kararı istinaf edeceğiz. Ödenmeyen her taksit için yeni bir icra edilebilirlik şerhi usul ekonomisine aykırı değil midir? Bu yönde yakın zamanda karar alan meslektaşlarım varsa aydınlatırsa çok memnum olurum.
Şimdiden teşekkür ederim.
|
|
|
|
Merhabalar Sayın Meslektaşlarım.
Müvekkile karşı işlenen kasten yaralama suçu neticesinde müvekkilde %47 oranında malullük durumu söz konusudur. Çokça kez trafik kazaları sebebiyle kalıcı, geçici iş göremezlik ve bakıcı giderine ilişkin maddi tazminat davası açmış olmakla birlikte kasten yaralama ve buna bağlı olarak meydana gelen maluliyet neticesinde maddi ve manevi tazminat davasını ilk kez açacağım.
Konu ile ilgili bedensel zararların yer aldığı TBK'nın 54/3. maddesinde çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplardan, 54/4. maddesinde ise ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplardan söz edilmekte.
Aklıma takılan hususlar ise şu;
1- Kalıcı ve geçici iş göremezliğe ilişkin tazminatlar TBK'nın 54/3. maddesini mi 54/4. maddesini mi kapsıyor?
2- Açılacak olan davada sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatına değinmeli miyiz?
3- Sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatına değinmemiz halinde ayrıca TBK'nın 54/3 ve 54/4.maddelerinde yer alan kayıplar dikkate alınarak ek bir tazminat hakkımız daha mevcut mudur?
Açacağım davada maddi tazminat taleplerime ilişkin olarak; kalıcı ve geçici iş göremezlik, bakıcı gideri, SGK kapsamına girmeyen kaçınılmaz tedavi giderleri ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıp nedeniyle tazminat talebinde bulunmayı düşünüyorum ancak kalıcı ve geçici iş göremezlik tazminatı ile ekonomik geleceğinden sarsılmasından doğan kayıp nedeniyle tazminat talebinin aynı talepler olup olmadığı hususunda şüpheye düşüyorum.
İzlenmesi gereken yol hakkında yardımlarınızı beklemekteyim.
|
|
|
|
Merhabalar Meslektaşlarım,
Bir Müvekkilin kuruyemişçi dükkanı vardı büyüktü ve ikiye böldü diğer tarafı da başka bir kuruyemişçiye kiraya verdi. Şimdi kiraya verdiği kuruyemişçi müvekkilin kuruyemişçisine benzer renkler kullanarak benzer tasarımda bir tabela kullanıyor bu durumda müvekkil müşteri kaybı yaşıyor.
Bu durumda haksız rekabet oluşuyor olabilir mi ? Tabela benzerliği haksız rekabet kapsamında değerlendirilebilir mi ?
Teşekkürler
|
|
|
Yazan : milatsu,
Tarih : 07-04-2025 13:20
|
Merhabalar sayın meslektaşlarım,
Müvekkilin boşandıktan sonra babasından bağlanan maaşı birlikte yaşıyorlar diye ihbar üzerine hazırlanan rapor doğrultusunda kesildi.
Dava açtık, ihbar sonucu araştırmada alınan tanık beyanları, dava açtığımızda kolluk kuvvetlerinin araştırmasıyla alınan beyanlar ve tanıklarımızın beyanlarına ilave olarak aynı eczaneden ilaç aldılar aynı gün aynı hastaneye gittiler, tanık beyanları inandırıcı değil gerekçesiyle davamız reddedildi.
Müvekkil eski eşiyle hemşeri, akraba ziyaretlerine gidiyor, yazları memlekette yani, müşterek çocukları da var....sonuç olarak istinaf dilekçesi hazırladım. Sunabileceğim Yargıtay kararı, emsal dava var mıdır? Teşekkür ederim, kolay gelsin hepinize.
|
|
|
|
Merhaba meslektaşlar. Sulh yoluyla çekin bir takım borçları kapandı.Lakin ana borç haricinde kalan faiz borcu halen ödenmedi. Başlıkta olduğu gibi: çekin sadece faiz borcu için kambiyo senetlerine mahsus icra takibi yoluna gidilebilir mi. Aksi veya bu yönde olan emsali olan varsa sunarsa sevinirim. İyi günler dilerim..
|
|
|
|
karşılıksız çek keşide etme suçundan görülen davada, icra ceza mahkemesince beraat kararı verildi. icra ceza mahkemesince verilen beraat vekalet ücreti kesinleşmeden takibe konulabilir mi?
|
|
|
|
Merhaba davacı vekili olduğumuz bir dosyada yargılama devam ederken davalı vefat etti. Hakim tarafımıza 2 haftalık KESİN süre vererek mirasçıları bildirmemizi istedi. Ancak tarafımıza mirasçılık belgesi alınabilmesi adına yetki vermedi. Böyle bir durumda nasıl ilerlemeliyim?
Bir başka seçenek olarak mirasçı bilgilerini farklı bir yoldan temin etmiş olsam mahkeme yine de benden mirasçılık belgesi talep eder mi?
|
|
|
|
Sayın Meslektaşlarım,
İlk defa açacağım anlaşmalı boşanma davası ile alakalı olarak;
davayı açarken davacı vekiliyim, davalı eşin davayı kabul beyanını henüz duruşma gelmeden mahkemeye sunması gerekmekte midir? Zaten protokol var. Yardımcı olursanız çok sevinirim.Şimdiden teşekkürler. Eğer gerekiyorsa zaten davalı hemen verir bir dilekçe ama emin olamadım işte.
|
|
|
|
Meslektaşlarım merhaba,
Müvekkilim İlk konut kredisi kapsamında bir arkadaşına konut kredisi çektirerek bir taşınmaz almayı düşünüyor. Burada taşınmazı alan kişi zaten kredi sözleşmesi kapsamında taşınmazı kredi bitene kadar başkasına devredemiyor. Ancak kredi bitimi sonrası müvekkile devretmesi gerekiyor. Bütün kredi taksitlerini müvekkil ödeyecek. Ancak kredi bitimi sonrasında devir işlemlerini garantiye almak adına müvekkil ile krediyi çeken arasında nasıl bir sözleşme yapmamı önerirsiniz? Benim aklıma inançlı işlem sözleşmeleri geldi ancak tapuya şerh edilebilecek başka bir yol var mıdır? Aynı zamanda krediyi çeken kişinin mirasçılarına karşı da iddia edilebilecek bir yol arıyoruz. Önerileriniz nedir? Teşekkür ederim şimdiden
|
|
|
Yazan : ulu kam,
Tarih : 02-04-2025 06:41
|
Muris vefat ediyor. Geriye oğulları Mehmet ile Ahmet ve kızı Gülşen kalıyor. Hasan ölmeden önce evini oğullarına tapuda devrediyor. Bunu da tapu müdürlüğünde Gülşen'in kocasının şahitliğinde yaşlılıktan dolayı evin durumuyla oğullarım ilgilensin diyerek vekaleten devrediyorum diye kandırarak devrediyor. Aslında ilgilenmeleri için devretmiyor tapuyu satış göstererek oğullarına devrediyor. Gülşen'in kocasını vekalet verdim diye kandırıyorlar. Bu durumda Gülşen'den miras malı kaçırmış oluyorlar. Daha sonra bu erkek kardeşler tapuyu TOKİ'ye karşılığında daire almak koşuluyla devrediyorlar. TOKİ evi yıkıyor ve arsaya inşaat yapmaya başlıyor. İnşaat bitince bu iki erkek kardeşe 2 daire verecek. Bu durumda nasıl bir hukuki yol izlenmesi gerekir.
Gülşen'in kocasının tapuda şahitliği muvazaa iddiasını engeller mi?
Genç meslektaşınız olarak davayı kime ve nasıl açmam lazım gerektiği hususunda engin bilgilerinizden faydalanabilirsem çok müteşekkir olurum, şimdiden ilginiz ve alakanız için teşekkür ederim.
|
|
|
|
Meslektaşlarım merhaba. Müvekkilin evinde temizlikçi tarafından playstation ve birkaç ürün çalınıyor. Müvekkil geç fark ediyor, suç duyurusunda bulunup savcılıktan site yönetimine yazı yazarak güvenlik kamerası kayıtlarını isteyeceğiz. Sitelerde genellikle güvenlik kamerası görüntüleri ne kadar süre sonra siliniyor, azami süre ne kadar bir de acaba? Teşekkürler.
|
|
|
|
Meslektaşlarım merhaba. Müvekkilin evinde temizlikçi tarafından playstation ve birkaç ürün çalınıyor. Müvekkil geç fark ediyor, suç duyurusunda bulunup savcılıktan site yönetimine yazı yazarak güvenlik kamerası kayıtlarını isteyeceğiz. Sitelerde genellikle güvenlik kamerası görüntüleri ne kadar süre sonra siliniyor, azami süre ne kadar bir de acaba? Teşekkürler.
|
|
|