Kanallar : Lütfen
Seçiniz |
|
|
|
|
Meslektaşlarım merhabalar. Kiraya veren, kiracı müvekkil ile aralarında bulunan kira sözleşmesinin kendindeki nüshasına eliyle “kiracı …tarihinde kiralananı tahliye edeceğini taahhüt etti” yazıp icraya koymuş. Tebligat usulsüz yapılmış bu nedenle itiraz süresi kaçmış. İcra mahkemesinde takibin durdurulması talepli usulsüz tebligat şikayeti yapıldı fakat tedbir talebi kabul edilmedi. Şimdi müvekkil mecburen kiralananı tahliye edecek. Müvekkil duş başlığı bile bulunmayan kiralanana çokça masraf yaptı fakat bunu kanıtlayamaz. Şimdi de taşınma masrafı yapıyor. Sizlere sorum müvekkilin yapmış olduğu bu masrafları nasıl alabiliriz? Müvekkil tahliye taahhütnamesi vermedi, kiraya veren sözleşmeye böyle bir taahhüdü kendi eliyle yazıp bir de sözleşme tanzim tarihini değiştirmiş kılıfına uydurmak için ancak sözleşmeye yapılan bu ekleme paraflı da değil doğal olarak. Ortada sahte bir tahliye taahhütnamesi ve buna dayalı yapılmış bir tahliye var. Ne yapılabilir? Bilgi verirseniz çok sevinirim.
|
|
|
Yazan : avbeyz,
Tarih : 05-03-2025 13:04
|
Nüfusta Düzeltim davası ile müvekkil ve babannesi arasında soybağı kuracağız. babanne hiç hayatta olmamış görünüyor o y üzden biraz karışık bir konu. görevli mahkeme asliye hukuk yetkili olarak davacının ikametgahının olduğu yer mahkemesi olması lazım fakat yetki hususu kesin değildir diye okudum bir çok yerde. Yetkili olarak ilçe nüfus müdürlüğünün bulunduğu ilçede açmamız daha hızlı ve daha net bir karar verilmesini sağlar diye düşünüyorum. böyle yaptığım durumda yetki yönünden reddedilme durumumuz olur mu? ikametler olmasada kütükler ilçede. şimdiden teşekkürler
|
|
|
Yazan : Av.heren,
Tarih : 05-03-2025 10:34
|
Merhaba borçlu taraf olunan bir icra dosyamızda teminat mektubumuz bozdurularak alacaklıya ödeme yapıldı ve akabinde mektubun tarafımıza iadesini talep ettik ancak icra müdürü “teminat nakde çevrildiğinden talebin reddine, banka personelince müdürlüğümüze bizzat müracaat edilmesi halinde mektubun banka personeline teslimine” şeklinde bir karar verdi. Benzer dosyalarımızda bu problemle karşılaşmadan mektup tarafımıza iade edilebiliyordu ve biz de bankaya teslim ediyorduk. Böyle bir durumla karşılaşan meslektaşlarım varsa nasıl bir yol izlediniz?
|
|
|
|
muris sağlığında aynı evde yaşadığı 2 torununa sahip olduğu 10 taşınmazın 7 sini bağışlamıştır.Açmış olduğumuz tenkis davasında davalı taraf ( aynı evde yaşayan bağış yapılan torunlar) TMK 370 maddesi uyarınca tazminat alacağı doğduğunu ve tereke borcuna eklenmesini talep etmiştir. Öncelikle ;1- davalı vekilinin tazminat talebi için ayrı bir dava açması gerekir mi? yoksa bu şekilde cevap dilekçesiyle bunu talep etmesi mümkün müdür?
2-Torunlar çok küçük yaştan itibaren dedeleri ile birlikte yaşamaktadırlar ve her hangi bir işte çalışmamaktadır, sadece dedeleri ile aynı evde yaşamaktadırlar. Hatta ekonomik olarak torunlara yardım eden dedeleri olmuştur.Muris sadece 15 gün yatalak kalmıştır. TMK 370 maddede belirtilen emek kavramına ev işlerini yapmak giriyor mu? Ayrıca dedenin sağlığında bağış yapmış olmasına karşın torunların ayrıca tazminat alma hakkı doğar mı?Konu ile yargıtay kararı aradım ancak bulamadım.Şimdiden teşekkür ederim
|
|
|
|
Merhaba meslektaşlarım. Kiracı müvekkile karşı sahte tahliye taahhütnamesi ile takip başlatıldı, tahliye emri usulsüz tebliğ edildi. Usulsüz tebligat şikayetinde bulunuldu fakat mahkeme takibi tedbiren durdurmadı. Karşı taraf tahliye için gün aldı ve tahliye de durmadığından müvekkil sokakta kalmamak için mecburen kiralananı tahliye gününden önce tahliye edecek. Sözleşmede, “Kiracı kiralananı boşaltmak istediğinde 15 gün önceden kiraya verene bildirim yapacak” şeklinde bir madde mevcut ancak olaylar çok hızlı geliştiğinden böyle bir durum söz konusu olamadı. Bu durum müvekkil aleyhine bir sonuç doğurur mu? Bununla birlikte kira ilişkisi ayın 1’inde başladı ancak müvekkil kiralananı ayın 10’unda tahliye edebilecek. 10 günlük kira bedeli ve aidatı ödemesi yeterli olur mu yoksa 1 aylık mı ödeme yapması gerekiyor? Son olarak kiralanan kiralandığı halinden çok daha iyi bir şekilde tahliye edilecek, verilmiş hiçbir zarar yok. Depozito geri istenecek ancak yukarıda bahsettiğim bildirim yapılmaması durumunu kiraya veren depozito ödememek için kullanabilir mi? Bilgi verebilirseniz sevinirim. İyi çalışmalar.
|
|
|
|
Merhabalar, itirazın iptali davasındaki bir yıllık hak düşürücü sürenin itirazın tebliğden itibaren başladığı, itirazın uyapa yüklenmesinden sonra alacaklı dosyada işlem yapsa da bunun tebliğ anlamına gelmediği için dava açma süresinin başlamayacağı ve itirazın uyapa yüklenmesinden 1 yıl sonra açılan iptal davasının kabulu gerekir....şeklinde 2017/19-1651 E. 2019/707 K. sayılı HGK. kararı mevcut.
İtiraz sonrasında durdurma kararının ''dosyada yeteri avans olmadığından kararın uyap üzerinden öğrenilmesine..''şeklinde verildiği bir olayda, bir yıldan sonra itirazın iptali açmak sorun yaratır mı? Yerel mahkemeler yine de tebliğ olmasa da uyap üzerinden öğrenmeyi tebliğ olarak düşünebiliyor mu?
|
|
|
Yazan : tegese,
Tarih : 03-03-2025 13:52
|
Sayın Meslektaşlarım
Trafik kazası neticesinde yaralanan müvekkil için sürücü ve sigorta şirketini taraf göstereceğim dava dilekçesinin talep sonuç kısmının nasıl olması gerektiği konusunda değerli görüşlerinizi paylaşmanızı rica ediyorum.
Müvekkilin sürekli sakatlık oranı yüksek olduğu için belirsiz olarak ikame edeceğim davada tazminat tutarı poliçe limitinin üzerinde olacağını düşünüyorum. Bu halde tazminatın müştereken ve müteselsilen tazminini mi talep etmeliyim yoksa poliçe limiti kadar sigorta şirketini ve sürücüyü artan kısmı için sürücüden tahsilini mi talep etmeliyim? Tazminat tutarının ne kadar olacağını önceden öngöremeyeceğim için müştereken müteselsilen talep etmek mantıklı geliyor fakat karşı vekalet ücreti çıkması söz konusu olur mu diye korkuyorum.
|
|
|
|
Merhabalar meslektaşlarım. Öncelikle yeni başladığım için ve stajimin da verimli geçmemiş olması dolayısıyla soracağım soru size fazlasıyla amatör gelebilir ancak bilmediğim ve öğrenmek istediğim için soruyorum. Yakın zamanda bir yaralamalı trafik kazası dolayısıyla haksız fiilden kaynaklı maddi ve manevi tazminat talepli bi dava açtım. Ancak manevi tazminatı farazi bir rakam üzerinden ve olması gerekenden yüksek talep ettim. Bu yüksek talep ettiğim kısımdan daha azına hükmedilerse reddedilen kısım üzerinden davali lehine vekalet ücreti çıkacak bunu sonrasında ıslahla azaltma şansım var mıdır? Ya da ne yapmam gerekiyor ? Yardımcı olabilirseniz çok sevinirim. Şimdiden teşekkürler.
|
|
|
|
Merhabalar meslektaşlarım. Öncelikle yeni başladığım için ve stajimin da verimli geçmemiş olması dolayısıyla soracağım soru size fazlasıyla amatör gelebilir ancak bilmediğim ve öğrenmek istediğim için soruyorum. Yakın zamanda bir yaralamalı trafik kazası dolayısıyla haksız fiilden kaynaklı maddi ve manevi tazminat talepli bi dava açtım. Ancak manevi tazminatı farazi bir rakam üzerinden ve olması gerekenden yüksek talep ettim. Bu yüksek talep ettiğim kısımdan daha azına hükmedilerse reddedilen kısım üzerinden davali lehine vekalet ücreti çıkacak bunu sonrasında ıslahla azaltma şansım var mıdır? Ya da ne yapmam gerekiyor ? Yardımcı olabilirseniz çok sevinirim. Şimdiden teşekkürler.
|
|
|
|
Meslektaşlarım merhaba,
Mahkeme ilk duruşmada çocuk için tedbir nafakasına hükmetti ve ilamsız icra takibi başlattık. Sonrasında ikinci duruşmada kadın için tedbir nafakasına hükmetti. Yeni hükmedilen nafaka için yeni bir icra takibi mi açacağız yoksa eski takipten yeni bir ödeme emri mi göndereceğiz?
|
|
|
|
Merhaba meslektaşlarım,
Müvekkilime bir mahkemede bulunmuş olduğu beyanlardan dolayı yalan tanıklıktan dolayı kamu davası açılmış ve CMK’nın 223/2-c maddesi uyarınca(yüklenen suç açısından failin kast veya taksirinin bulunmaması) beraatine karar verilmiştir.
-Dosyasının taraflarından olan X kişisinin duruşma sırasındaki talebi üzerine hakkında yalan tanıklık suçundan Kamu davası açılmıştır.
İlgili şikayetten sonra müvekkilin birimi degişmiş ve idari olarak (idari soruşturmayı etkilemekten)ceza almıştır.
-Beraat sebebiyle yaşamış olduğu durumlardan manevi tazminat davası açılması mümkün müdür? Davacı K.H. olması sebebiyle tazminat davasında davalı taraf kim olarak gösterilmelidir? Görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi midir?
DİPNOT:İdari cezanın iptalini istemiştir iptale karar verilmiş, karşı taraf istinaf etmiştir.)
|
|
|
|
Merhabalar meslektaşlarım,
Kiraya vereni müvekkik şirket olan, kiracısı ise avukat olan bir kira sözleşmesi akdedilecek.Kiraya veren yolcu taşımacılığı esas olmak üzere inşaat sektöründe de faaliyet göstermekte. Burada kanımca bu sözleşme müvekkil için ticari iş niteliğinde bu sözleşmede faiz oranı da serbestçe belirlenebilir. Bunun dışında örnek kira sözleşmelerini incelerken şu hususu fark ettim; sözleşmelerde kira bedelinin ödenmemesi halinde, ya da örneğin farklı nedenlerin meydana gelmesi halinde bir tarafa fesih hakkı tanınan maddeler mevcut. Bu maddelerin geçerliliği konusunda sizlere danışmak istedim. Cezai şart olarak öngörülen, ya da bu şekilde farklı olgulara bağlanmış tek taraflı fesih hakkı tanınması hukuken geçerli olur mu? Taraflar hangi hallerde fesih hakkının doğacağını sözleşmede belirleyebilir mi? Teşekkür ederim
|
|
|
Yazan : Mr. Kök,
Tarih : 26-02-2025 22:20
|
Sayın meslektaşlarım merhabalar, haksız el atmanın önlenmesi davası yargılaması sırasında davalı tarafça daha önceden gizlice alınmış bir ses kaydına ilişkin tarafımızca CBS'ye TCK 132/1 uyarınca kamu davası açılması talebiyle şikayet dilekçesi sunulmuştur. Yapılan ceza yargılaması neticesinde Mahkemece şu şekilde hüküm kurulmuştur;
Her ne kadar sanık hakkında üzerine atılı Kendisi ile yapılan haberleşmenin gizliliğini alenen ifşa etme suçundan cezalandırılması talebi ile kamu davası açılmış ise de; sanığın kayda aldığı görüşmeyi tarafı olduğu yargılama dosyasına delil olarak sunduğu, mahkemeye sunulan kaydın ifşa anlamına gelmeyeceği, kaldı ki sanığın da delil olarak sunduğu davada taraf olduğu, sanık ve katılanın abla kardeş olmaları sebebi ile aralarındaki inaçlı işleme dayalı hukuki ilişkiyi başka türlü ispat edebilmesinin çok olanaklı olmadığı dolayısı ile sanığa yüklenen eylemin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması sebebi ile sanığın üzerine atılı suçtan beraatine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Dosyada haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun ifşası üzerine bir iddianame düzenlenmiş ancak 132/1 üzerinde durulmamıştır. Sanığın eyleminin TCK132/1 hükmüne sübut verdiği kanaatindeyim.
Ancak İstinaf aşamasında sanığın ilgili ses kaydını birçok kişiye dinlettiğini belirtmemin ve bunların dinletilmesini talep etmemin bir etkisi olur mu ? Sanığın sunduğu ses kaydının hukuka aykırı delil olarak nitelendirmem için bu yargılamada ceza aldırmam gerekmektedir. Bu konu ile daha önce karşılaşmış ve elinde emsal karar bulunan meslektaşım var ise fikirlerini paylaşırsa mutluluk duyarım. İyi çalışmalar...
|
|
|
|
Merhabalar meslektaşlarım,
Müvekkilim, daha önce bir avukat ile çekişmeli boşanma davası ve mal tasfiyesi davası açılması konusunda anlaşma sağlamış ve avukatlık ücret sözleşmesi yapılmış. Sözleşmede;
1- Hukuki danışmanlık ücreti olarak 150.000,00 TL,
2- Çekişmeli boşanma davasında davanın kesinleşmesi ile birlikte talep edilen 25 milyon TL maddi, 25 milyon TL manevi tazminatın %15'i,
3- Mal tasfiyesi davasında da davanın kesinleşmesi ile birlikte müvekkil lehine kazandırılan malların %15'i şeklinde düzenlenmiş.
Ayrıca davadan vazgeçilmesi veya feragat edilmesi halinde de ücrete hak kazanılacağı da düzenlenmiş.
Müvekkil davaların açılmasından bir ay sonra önce avukatını azletmiş ve akabinde de davalardan feragat etmiştir.
Gelinen noktada, azledilen avukat, yüzdesel belirlenen avukatlık ücretlerine hak kazanır mı? Şimdiden değerleri görüşleriniz için teşekkür ederim.
|
|
|
|
Meslektaşlarım merhabalar. Müvekkilime Whatsapp mesajı ile "Burası ya sana ya da bana mezar olur. şeklinde bir tehditte bulunuldu. Bu durumda şikayeti yapacağımız yetkili savcılık nasıl belirlenecektir? Tarafların yerleşim yerleri farklı savcılıklara bağlı. Şimdiden teşekkürler
|
|
|
|
Müvekkil 2 ay önce açık ceza evinden firar etti. İşlediği suçların bir çoğunun suç tarihi 31/07/2023'ten önce adalet bakanlığının açıklaması sonrası infaz indiriminden yararlanmak için teslim olmayı düşünüyor bu noktada teslim olursa infaz indiriminden faydalanabilir mi yoksa direkt kalan cezasını kapalı ceza evinde mi geçirir ? teşekkürler
|
|
|
Yazan : dejure,
Tarih : 26-02-2025 01:31
|
Merhaba meslektaşlarım,
Müvekkile tahliye emri (Ö14) tebliğ ediliyor ve biz de süresi içerisinde itiraz ediyoruz. Şu an itirazın iptali davası devam ediyor. Aklıma takılan husus:
İlgili takip talebinde birden fazla tarihler söz konusu. Birden fazla kira başlangıç tarihi söz konusu. Birden fazla düzenleme tarihi. Hatta tarihlerden biri, tahliye taahhütnamesinin düzenleme tarihi ile aynı fakat dayanak sözleşmedeki tarih farklı. Bunun yargılamaya etkisi olması gerekmez mi?
|
|
|
Yazan : Lycanroc,
Tarih : 25-02-2025 19:59
|
İyi günler asliye ceza mahkemesinde girdiğim bir dava için müvekkilime gözlem altına alınma kararı verildi. Bu karara yapılan itiraz için iki hafta içinde ağır ceza mahkemesine itiraz edilebileceği yazıyor kararda. Uyapta bu itiraz için bir evrak türü göremedim bu sebeple bilgisayardan yazıp elden vermeyi düşünüyorum. İtirazı asliye ceza mahkemesine mi yoksa ağır ceza mahkemesine mi vereceğim?
|
|
|
Yazan : Y#kup,
Tarih : 25-02-2025 17:39
|
Merhaba değerli Meslektaşlarım
Bilirkişi raporu daha önce tebliğ oldu ancak sehven tekrar tebliğe çıkartılmış.Mahkemeye az bir gün kala bu tebligatın mahkemeyi uzatma ve karşı tarafa bilirkişi raporuna itiraz hakkı dogrurmu.
|
|
|
Yazan : Av. F.D.,
Tarih : 25-02-2025 17:14
|
Merhaba meslektaşlarım, 14.02.2025 tarihli ara karar ile hükmedilen tedbir nafakasının tahsili için icra takibi başlattık, takip talebinde sehven devam eden aylar ibaresini eklemeyi unutmuşuz, takip talebi borçluya ve vekiline tebliğ edildi ancak henüz kesinleşmedi, ek takip talebi hazırlayıp tebliğini talep etsek sorunu çözebilir miyiz ? Ek takip talebini nasıl hazırlamamız gerekli, şubat ayı nafakasına ilişkin alacak kalemi girersek tahsilde tekerrür olacak ? yardımcı olabilirseniz çok sevinirim
|
|
|