Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yanıt Bekleyen Hukukçu Meslektaşların Soruları
Kanallar : Lütfen Seçiniz

Hukuk Haberleri :
Haber Ekleyin

Yazan : avukato0206, Tarih : 03-11-2025 14:57
sayın meslektaşlar, konu şu, bir imar işlemine karşı idareye karşı dava açıldı. açılmadan önce idareye yazılı başvurulmuş idare cevap vermediğinden zımni ret meydana gelmişti. şimdi dava açıldıktan ancak henüz savunmaları alınmadan önce, yeni bir işlem tesis ederek talebimizi reddettiklerini bildirmişler. bu durumda bu ret işlemine tekrar dava açmaya gerek var mıdır, açılabilir mi? derdest davaya hiçbir etkisi olmayacak mıdır
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :2540, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Haritaa57, Tarih : 02-11-2025 17:05
Merhaba meslektaşlarım.
İmar planı doğrultusunda 13.000m2 alan terminal alanı olarak belirlenmiş. Bu alan 2 parselden oluşuyor. Hazine, büyük olan parseli bedelsiz olarak belediyeye terminal kullanımı için terk ediyor. Bu alana A ismini verelim. A alanı 10.000 m2, A alanının tapu kütüğü kapalı. Küçük olan parsel ise orman vasfını yitirmiş ve şu an için hazine adına kayıtlı. Bu araziye B ismini verelim. B alanı 3.700 m2.

Belediye ihalede A alanını 13.000 m2 olarak yazmış. İhale bu şekilde tamamlanmış. Müvekkilim 2013 yılında Yap-İşlet-Devret ihalesini kazanıyor ve inşaatı tamamlıyor. Sorularım şu şekilde:

1-Terminalin 750 m2'lik alanı, B alanı içinde. B alanını terminal alanına katabilir miyiz? Belediyeye veya Hazineye başvuru var mıdır?

2-B alanı üzerinde oto yıkama dükkanı var. İşletmecisi bu parseli almak için başvurduğunu söylüyor. Ancak nereye ne şekilde başvurdu bilmiyoruz. İmar planına göre terminal olarak planlanan bu parsel şahıs adına tescil edilebilir mi?

3-Terminalin ön cephesi, imar planındaki terminal alanı olarak belirlenen sınırı aşarak 1300 m2 fazladan alanı kapsıyor. Bu sorun oluşturur mu?

4- Oto yıkama dükkanı 5 yıl evvel terminal işletmecisinden kiralanmış. Ancak oto yıkama sahibi, " B alanı orman vasfını yitirdi, bağımsız bir arazi, burayı almak için başvuru yaptım, senin değil" diyerek 6 aydır kira vermiyor. Bu durumda ne yapılabilir?

Cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1444, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : norrinradd, Tarih : 30-10-2025 22:46
Merhaba. Müvekkil kiracı, 4 aylık olarak bir konutu yazılı sözleşme ile kiralamış ancak 4 ayın sonunda çıkmamıştır. Şu an 6.ayın içerisindedir ve beşinci, altıncı ayın kirasını kiraya verene ödediği için kiraya veren de ses etmemiştir. 7.ayda konuttan çıkacaktır müvekkil kiracı ancak çıkmadan yapması gereken bir fesih bildirimi var mı var ise ne kadar süre önce yapmalı ya da hangi kira bedelini ödemekle sorumlu olur yapmazsa? 6 aydan kısa süreli yazılı konut sözleşmesi diye konut ve çatılı iş yeri kira hükümleri uygulanmıyor galiba. Teşekkür ederim. (Kira sözleşmesinde: "Kira Süresi: 4 AY - Uzaması durumunda iki taraflı anlaşma ile kira aynı şekilde devam eder." şeklinde yazmaktadır.)
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :3841, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Av. C001, Tarih : 30-10-2025 18:40
Merhaba iyi günler,

Müvekkilim hakkında uygulanmış bir yapı tatil tutanağı mevcut. Dava açma süresi daha geçmedi. Bununla ilgili olarak bir de encümen kararı var. Encümen kararında ruhsatlandırılmadığı ya da yıkılmadığı takdirde belediyece yıkılmasına ve bir de para cezasına yer verilmiştir.

1) Yapı tatil tutanağı ile encümen kararının iptali aynı anda talep edilebilir mi ?

2) İdareye başvuru zorunluluğu bulunmakta mıdır ?

Şimdiden çok teşekkür eder, iyi çalışmalar dilerim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :3698, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Haakan, Tarih : 30-10-2025 10:08
Üstadlarım Merhabalar.
Yeni başlatmış olduğum bir icra takibinde borçlu şirketin banka hesaplarına nasıl haciz gönderebiliriz?
Sorgulama yaptığımızda "kurumlar için banka sorgusu yapılamaz" şeklinde hata veriyor.
Teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :2606, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : berkberk98, Tarih : 28-10-2025 19:43
Merhaba üstatlarım,
Müvekkilin eşi İngiliz ve tek kelime Türkçe bilmiyor. Bu durumda anlaşmalı boşanma protokolü nasıl düzenlenmeli?

Noter tercümesi gerektiğini biliyorum fakat yabancı eşin hangi dildeki protokole imza atması gerekir? Çevirilerin imzalı protokol üzerinden mi yapılması gerekir, örneğin İngilizce olana imza atılıp sonra mı çeviriye götürmek gerekir?

Bir de bildiğim kadarıyla tercüme hizmeti mahkemeden talep edilmeli. Bu hususta da bilgisi olan varsa çok memnun olurum. Saygılarımla
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :2672, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Av. Savaş, Tarih : 28-10-2025 16:40
değerli meslektaşlarım, su ürünleri kooperatifi olan müvekkil kıyı kesiminde bir ilçede bir balıkçı barınağınını çevre ve şehircilik müdürlüğünden kiralama yolu ile devralmış ve işletmektedir. park borcunu ödemeyen tekne sahibi bir gerçek kişiye icra takibi başlatacağız.
1- görevli mahkeme ticaret mahkemesi midir yoksa tüketici mi?
2- uygulanacak faiz ticari faiz mi yasal faiz midir?
bu bilgilere göre yol çizeceğim, teşekkürler.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :2853, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Av. F.D., Tarih : 26-10-2025 16:34
Merhaba iyi çalışmalar,
Müvekkil komşularıyla tartışıyor, tartışma esnasında eş olan komşulardan biri müvekkile hakaret ediyor, diğer ise tehdit içerikli söylemlerde bulunuyor, suç duyurumuz sonrasında aynı ceza dosyası kapsamında hakaret eden kişinin hakaret, tehdit eden kişinin de tehdit suçundan cezalandırılmasına karar veriliyor. Şimdi ise manevi tazminat davası açmak istiyoruz ancak her iki kişiden müşterek ve müteselsilen tek manevi tazminat talebinde mi bulunmak gerekli yoksa iki farklı eylem olduğundan dolayı aynı davada ayrı ayrı mı manevi tazminat talebinde bulunulabilir mi ? Şimdiden teşekkürler
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :4412, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Av. Arda, Tarih : 25-10-2025 18:59
Meslektaşlarım, merhabalar.

Müvekkil ve eşi anlaşmalı boşanma aşamasında olup karşı taraf üzerine kayıtlı bir ev bulunmaktadır. Protokole göre karşı taraf , müvekkille 1 temmuz ve 1 Ağustos tarihlerinde 500 bin TL ödeyecektir. Karşı tarafın icra tehdidi altında dahi borcu ödememe ihtimali var. Ancak sahip olduğu evi kaybetmekten korkuyor. Protokole ne şekilde bir ibare eklersek belirlenen tazminatın ödenmemesi noktasında ev ile ilgili bir tasarruf hakkımız olur?

İyi çalışmalar...
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :10377, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : av_msb01, Tarih : 24-10-2025 18:12
Merhaba meslektaşlarım, müvekkillerimin oğlu (18 yaşından küçük) devlet okulunda nöbetçi öğretmen tarafından darp ve hakarete maruz kalmıştır. Öğretmen eylemleri nedeniyle asliye ceza mahkemesince cezalandırılmıştır, karar kesinleşmiştir. Şimdi aile manevi tazminat davası açmak istiyor. Bu durumda öğretmenin devlet okulunda çalışıyor olması nedeniyle dava idareye mi açılacak, yoksa öğretmenin eylemi kişisel kabul edilip direk öğretmen aleyhine asliye hukuk mahkemesinde manevi tazminatı açsam olur mu, görüşlerinizi merak ediyorum iyi çalışmalar.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :11154, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : FatihCEVIK, Tarih : 23-10-2025 20:21
Merhaba sayın meslektaşlarım bir olay hakkında yardımcı olmanızı istiyorum. Müvekkilim A göz devlet hastanesinde göz doktorudur, bunların bazı hastalarına yazdığı bir iğne var şöyle ki bu iğnenin bedeli yaklaşık yirmi bin lira ve doktor yazdığı zaman SGK karşılıyor bu ilacı. Olay şöyle gerçekleşiyor müvekkilim A ve 15 meslektaşı 2 sekreter yüzünden mağdur duruma düşüyor. Genel olarak doktorlar ilacı yazdıktan sonra yoğunluktan dolayı e-imzalarını sekreterler kullanarak ilacı yazıyorlar ve bu durum suistimal edilerek sekreterler doktorların rızaları dışında bu ilacı farklı kişilere yazıyor ayrıca reçeteyi geçmiş günlere dönük yazıyorlar doktorlar bu durumu farketmesinler diye. Hastane yönetimi tarafından bu durum ortaya çıkıyor ve bir süre izliyorlar kamera kaydı deliller vs toparlanıyor ardından bakanlığa birlidiliyor durum ve bu 2 sekreter memuriyetten çıkarılıyorlar. Burda sormak istediğim soru şu E-imzasını yoğunluktan dolayı sekreterlerine kullandıran doktorların TCK 257/2 den dolayı sorumlulukları doğar mı burda ihmali bir durum söz konusu mu?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :15212, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : measfuyu, Tarih : 23-10-2025 15:56
Meslektaşlarım merhaba, görüşlerinize ihtiyaç duyduğum bir durum mevcut. Şöyle ki;

- Müvekkil bir daire satın alıyor. Eski malik daireyi yaklaşık 5 yıl önce satın almış ve annesine ile kardeşine oturabilirsin demiş. Dairede eski malikin annesi yaklaşık 5 yıldır oturuyor.
- Eski malikin annesi taşınmaza dair tapu iptal tescil davası açıyor ve tapuya "davalıdır şerhi" düşülüyor.
- Akabinde şerhle birlikte müvekkil evi satın alıyor.
- Müvekkilin satın alması üzerine seçimlik hakkı belirlemek için dosyaya girdik ve HKM 125 kapsamında davacı davaya tazminat davası olarak devam edecek.
- Bunun üzerine davalıdır şerhi kaldırıldı.

Gelinen aşamada eski ev sahibinin annesi evden çıkmıyor, haksız işgal bedeli / kira ödemiyor. Evin tahliyesi için müdahalenin menni ve ecrimisil hükümlerine gitmeyi düşünüyorum. Ancak şerhin ecrimisile ve kötü niyete etkisi konusunda kararsız kaldım. Görüşlerinizi rica ediyorum. Şimdiden çok teşekkür ederim. Saygılarımla
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :16895, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : avukato0206, Tarih : 22-10-2025 14:46
sayın meslektaşlar merhaba, konu şu, bir kimsenin başkasının apartmanın önüne gelerek aç kapıyı l*n diye bağırması ancak yukarı kata daire önüne çıkmaması bunu apartman önünde tekrarlaması sizce tehdit suçu bakımından değerlendirilir mi
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :17235, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Av.HBC, Tarih : 22-10-2025 11:03
Sayın meslektaşlarım merhabalar.

Müvekkil hakkında verilen mahkumiyet hükmü 2021 yılında kesinleşti ve karar gereğince ceza infaz kurumuna alındıktan sonra şartları oluştuğu için denetimli serbestlikten yararlanmasına karar verildi.

Akabinde denetimli serbestlik süresi içerisindeyken, ceza verilen suça ilişkin lehe bir kanuni değişiklik olduğundan ötürü infaz durdurma kararı verilerek uyarlama yargılaması yapıldı. Uyarlama yargılaması neticesinde verilen ek kararla durdurulan infazın kaldığı yerden devamına karar verildi.

Bunun üzerinde tekrar infaz savcılığına ek karara ilişkin kesinleşme yazısı gönderildi.

Henüz müddetname veya yakalama emri düzenlenmedi ama bu ek karar neticesinde infaz savcılığı tekrar ceza infaz kurumunda 3 gün yatarı olduğunu söylüyor ve denetimli serbestlik süresinin kaldığı yerden devamına şeklinde karar verilmesi yönündeki beyanlarımızı dikkate almıyor.

Ne yapılmasını önerirsiniz? İnfaz hakimliğine başvuru üzerine bu karardan dönülebilir mi? Şimdiden teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :14701, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Av.Yalçın Berk AKGÜNEŞ, Tarih : 21-10-2025 17:09
Merhaba meslektaşlarım. Boşanma davası bitti ve mal paylaşım dosyası da artık belirlenen taşınmazlar bakımından ileride bilirkişi ve ıslah süreci olacak. Lakin davalı eş hukuku bilmekte ve daha önceden satılmış olan taşınmazları elden çıkardığı için ve bu taşınmazların ileride bilirkişi raporu harcı ve ıslah harçlarının çok yüksek çıkacağını bilmesi hasebiyle aslında bir koz olarak kullanmakta. Değerli meslektaşlarım. Bu dava davacı müvekkil devlet memuru olarak ortak çocuğun velayet ve bakımını üstlenerek sadece kiralık bir evde kalmaktadır. HMK 334 uyarınca şahsi fikrim adli yardım talebi şartlarını taşıdığından yana. Nitekim belirttiğim üzere taşınmaz sayısı çok fazla ve çıkacak bilirkişi masrafı ve bu rapora dayanak ileride ıslah aşamasında can yakacak derecede ıslah harcı çıkabilir. Bu yüzden bu kaaidelere bağlı olarak bildiğiniz bilgiler ve emsaller varsa paylaşabilirseniz çok sevinirim. Saygılarımla.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :16928, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : avukat342, Tarih : 21-10-2025 13:28
Merhabalar meslektaşlarım. Kira ile ilgili bir sorum olacaktı. Kiracı 15 senedir evde oturuyor. Ev sahibinin yaşlı olmasından da faydalanarak her yıl sözleşme yapıyor. En sonki kira sözleşmesi 2022 yılında yapılmış. Halihazırda piyasanın çok altında İstanbul'da 8000 TL kira ödüyor. Normalde bölgenin rayiç kirası 30000 civarı. Her yıl sözleşme yaparak kira süresini uzatmış tahliye davası açamıyoruz. Ev sahibinin benzer yerde başkaca evi de bulunduğundan ihtiyaç sebebiyle tahliye davası da açamıyoruz. Yine son sözleşme 3 yıl önce yapıldığından kira tespit de açamıyoruz. Bu konuda ne önerirsiniz nasıl bir dava açılmalı?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :4057, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Haakan, Tarih : 21-10-2025 10:16
Meslektaşlarım merhabalar,
CMK sertifikamı alıp görevlendirme almaya başladım ancak bazı durumları netleştirmek adına tecrübelerinize ihtiyacım var.

Öncelikle soruşturma görevlendirmesi geldiğinde, müvekkilin tutuklama talebi ile sulh cezaya sevk edilmesi durumunda alacağımız ücret yalnızca katılmış olduğumuz savcılık ifadesimi yoksa hem savcılık ifadesi hem de yine katılmış olduğumuz sulh ceza olarak ikisini de mi alıyoruz?

İkici sorum ise yine soruşturma görevi ile seri muhakemeye katıldığımız zaman yine aynı şekilde sadece savcılık ücreti mi yoksa hem savcılık hem asliye ceza ücreti mi oluyor?

Bu konularda bilgilerinize ihtiyacım var. Teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :11021, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : pati, Tarih : 20-10-2025 20:11
Meslektaşlarım Merhaba,

Ödenmeyen kira borcu sebebiyle örnek 13 icra takibi açtım. Karşı taraf yasal süresi içinde ödeme yapmadı ve borca da itiraz etmedi. Böylece, İcra hukukta tahliye davası açtım ve kazandım. Ancak borçlu dosyayı tehiri icra talepli istinafa taşıdı. Bende açtığım ilk takip üzerinden vekalet ücreti ve yargılama giderleri için takip talebi hazırlayıp, icradan ödeme emrinin gönderilmesini talep ettim. Bu aşamada, mehil vesikası için yatırılacak 3 aylık kira bedeline ilave olarak vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin de icra dosyasına depo edilmesi gerekiyor mu? Yoksa sadece 3 aylık kira bedelinin yatırılması yeterli mi? Vekalet ücreti için de ayrıca tehiri icra kararı getirilmesi gerekiyor mu? şimdiden teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1191, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Av.Şuleee, Tarih : 20-10-2025 20:09
Merhaba, müvekkil tarafından karşılıksızdır işlemi yapılmış olan çek icra takibi başlatmam için getirildi. Çekte birden fazla ciranta bulunmakta ve bu sebeple tüm cirantaları borçlu olarak ekleyip icra takibi başlattım. Ancak getirilen çek müvekkil tarafından ciro edilmemiş. Karşılıksızdır işlemini müvekkil yaptırmasına rağmen müvekkile ilişkin olarak çekte hiçbir bilgi yer almamakta. Bu durum icra takibi başlatırken gözümden kaçmış ve icra dairesi müvekkilin taraf sıfatının bulunmaması sebebiyle ödeme emri düzenleyemeyeceğini ancak örnek 7den devam edilebileceği belirtilmiş. Ne yapmam gerekir mesleğin başında olduğum için böyle bir dikkatsizlik yaptım nasıl düzeltebilirim hatamı, yol gösterirseniz çok iyi olur.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :12503, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : norrinradd, Tarih : 20-10-2025 18:48
Merhaba. 30 ortaklı müşterek mülkiyetli bir hacizli taşınmazın icradan satışı hakkında icra hukuk mahkemesi "ortaklığın satış veya taksim suretiyle giderilmesi davası açmak üzere" alacaklı olan müvekkile yetki verdi. Ortaklığın giderilmesi davası açmadan önce zorunlu arabuluculuğa başvurulacak ancak tapuda gözüken hisserdarların yarısının ölü kaydı var, UYAP'tan arabuluculuk taraf ekleme sekmesinden karşı taraf eklerken tapuda TC'si görünen kişilerin çoğunun ölü kaydı olduğu uyarısı veriyor ancak yine de eklemeye izin veriyor. Ölen hissedarların mirasçıları tapuda intikal yapmamış anladığım kadarıyla. Bu durumda ne yapmak lazım? Arabuluculuk başvuru formunda "Ölü olan ...'in mirasçıları" diye yazabilir miyim? Her biri için tek tek veraset ilamı çıkarmak için vakit de masraf da yok çünkü.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :994, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07176208 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.