| Kanallar : Lütfen
Seçiniz |
|
|
|
|
|
Yazan : avebs,
Tarih : Dün 21:06
|
Selamlar, CMK gereği katılan vekili olarak atandığım bir dosyada ikişer suçtan yargılanan iki sanıktan biri her iki suçtan beraat etti, öbürü bir suçtan beraat edip diğer suçtan 1740 lira civarında adli para cezası ile HAGB aldı.
ikinci sanığın aldığı HAGB gereği tarafıma katılan yan vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken görevlendirme gerekçe gösterilerek bu hüküm verilmedi.
Kararı istinaf ettiğimde BAM Ceza Dairesi:
"Sanık *** hakkında hakaret nedeni ile hükmolunan 1.740,00 TL adli para cezasının açıklanmasının geriye bırakılmasına karar verildiği, cezanın tür ve miktarı itibarı ile CMK 272/3-a maddesi uyarınca kesin nitelikte olduğundan katılan sanık *** müdafii ve katılan vekilinin istinaf başvurularının aynı kanunun 279/1-b maddesi gereğince REDDİNE,"
karar verildi. Bununla birlikte iki suçtan da beraat eden sanığa beraat vekalet ücreti ödenmesi kesin olarak düzeltme şeklinde yapıldı.
Soru: kesin olan mahkumiyet hükmünün talisi olan katılan yan vekalet ücreti de kesin midir? Kanun ve Yargıtay içtihatları gereği hakkım olan katılan yan vekalet ücretini almam nasıl mümkün olabilir? İstinaf başvurusunun ön inceleme aşamasında reddine ilişkin karara İTİRAZ etmem hâlinde bir sonuç alabilir miyim? Nasıl bir yol izlemeliyim? Saygılar.
|
|
|
|
|
|
|
Merhaba meslektaşlarım,
Müvekkilim hal komisyoncusu LTD ŞTİ, fatura alacağına istinaden bir başka komisyoncu gerçek kişi hakkında hal hakem heyetine başvuruda bulunacağız. İlk kez yapacağım, yazacağım dilekçede uyuşmazlık konusu tutara asıl alacağı yazmam yeterli olur mu, yoksa işleyecek faiz ibaresi ile birlikte tek tek işlemiş faizleri de eklemem gerekiyor mu, güncel faiz oranı olarak %53,25 i mi baz almam gerekiyor? Başka dikkat etmem gereken bir husus var mı?
Borçlu mal kaçırmaya yönelik devirlerde bulunuyor, mal varlıklarını devretmiş, şimdi de hal devir işlemlerini başlatmış. Bunu önlemek adına yapabileceğim bir şey var mıdır?
|
|
|
|
|
|
|
|
Sevgili meslek büyüklerim hepinize merhaba, mesleğe yeni başlayan bir avukat olarak sizlere bir soru sormak istiyorum. Sitede bu konu zaten konuşulmuş ama konu başlığı çok eski. Ayrıca bildiğim kadarıyla 2011 yılında bir mevzuat değişikliği oldu. Sorum şu: bir şirketin/sendikanın sigortalı şekilde avukatlığını yaparken dışarıdan özel iş alabilir miyim, iş yerim buna izin veriyor ancak bunun vergisel yükümlülüğü nasıl olacak? Vekaletname çıkarabilecek miyim? CMK görevi alabilecek miyim? Bu konuya dair fikir ve deneyimlerinizi benimle paylaşırsanız sevinirim, teşekkürler.
|
|
|
|
|
Yazan : SYAZICI,
Tarih : 20-12-2025 21:33
|
Merhaba meslektaşlarım, sitede de araştırdım ancak tam olarak karşılık gelen bir durum yok. Müvekkil A diyelim, 30 sene önce göç ettiği bir ülkeden, ailesinin ısrarı ile B isimli bir kızla görücü usulü evleniyor. A Türk vatandaşı. Hem B nin ülkesinde hem de elçilikte resmi nikah kıyılıyor. Türkiye de de düğün yapılıyor. Ülkeye girdikten 2 ay sonra B nin oturma izni geliyor bundan 10 gün sonra bir gün müvekkil evde yokken, B, A nın ailesinin evindeyken polis geliyor, kadına şiddet ihbarı aldık diyerek apar topar karakola götürüyorlar. A ya haber veriyorlar, karakola gidip ifadesi alınıyor ve uzaklaştırma kararı çıkıyor. Ancak tek kelime Türkçe bilmeyen, müvekkilin tanıdığı, akrabası olduğunu bile bilmediği halde, B eve dönmüyor ve o akşam ortaya çıkan akrabaları sabaha karşı karakoldan B yi alıp başka şehre gidiyor 2 gün sonra da boşanma davası açıyor. Müvekkil eşinin nerde ne yaptığını bilmiyor şuanda. B nin ailesi aradığında, sizdeyken para gelmiyordu, şimdi bize para gönderiyor bizi artık aramayın deyip iletişimi koparıyor. İşin ilginç yanı evde bile olmayan müvekkil hakkında, yanağında kızarıklık olan darp raporu ile ceza davası açılıyor savunmamızı süresinde vermemize rağmen okumadan apar topar ceza veriliyor.
Şimdi boşanmaya cevap vereceğim ancak, burda ülkeye gelmek için evlendiği iddiasıyla (aldatma) evliliğin iptali davası açabilir miyim??
Bir de terditli olarak açmam mümkün mü bu onun açtığı davayı da etkiler mi?
Çok zor bir süreç olabilir cesaret edemedim, Cevaplarınız için şimdiden çok teşekkür ederim.
|
|
|
|
|
Yazan : Bülent07,
Tarih : 19-12-2025 14:31
|
Merhaba değerli meslektaşlarım,
Yeni başlayan bir avukatım, uygulamada bazı teknik detaylarda yolumu bulmakta zorlanıyorum. Yardımcı olursanız çok sevinirim.
İlamlı birikmiş nafaka alacağı için icra takibi başlattım. Takip eden aylar için şu miktardan takip edin ifadesini yazmama rağmen miktar doldurmayı sehven unuttum. Aynı gün icra dosyasındaki mevcut alacak için ihtiyati haciz kararı da aldım ve fiili haciz işlemi yaptırdım. Dosyada borçluya ödeme emri tebliğ edildi, 7 günlük süre içinde borç ödemesi yapıldı. Ancak icra takibinde, takip kesinleştimecinin akabinde vekalet ücretini hatalı şekilde tam (4/4) olarak tahakkuk ettirildi dosya hesabına. (3/4 olması gerekirken). Ayrıca, ihtiyati haciz kararında hükmedilen karşı vekalet ücreti ve yargılama giderlerini icra dosyasına hiç eklemedim, şu an dosya hesabı tam anlamıyla ödendi. Ancak
Bu durumda:
Sehven takip adam aylar için şu miktardan takibe devam edin diyerek ek takip talebinde bulunabilir miyim? (icra takibi kesinleşti)
İhtiyati haciz kararında yer alan karşı vekalet ücreti ve yargılama giderini tahsil edebilmem için ne yapmalıyım?
Mevcut nafaka icra dosyasına ekleme yapabilir miyim, yoksa ayrı bir takip mi açmam gerekir?
Vekalet ücretinin 4/4 olarak tahsil edilmesiyle ilgili düzeltme talebini dosya kapanmış olsa da yapabilir miyim?
Benim gibi yeni mesleğe başlamış bir avukat için bu konularda tecrübenizi ve görüşlerinizi paylaşırsanız çok memnun olurum.
Şimdiden teşekkür ederim.
|
|
|
|
|
Yazan : İrem T.,
Tarih : 15-12-2025 20:53
|
Merhabalar,
Belirsiz süreli iş sözleşmesine konu cezai şartın ödenmesi talepli bir dava yürütmekteyim. Söz konusu cezai şart iş akdinin belli bir zamandan önce (sözleşmede ay olarak kararlaştırılmış) feshedilmesi halinde işveren işçiye öder şeklinde düzenlenmiş ancak cezai şart miktarı maktu olarak belirlenmemiş. Bu dava ilk olarak belirsiz alacak davası olarak açılmış ve arabuluculukla ilgili bir husustan dolayı usulden reddedilmesinin akabinde benim devraldığım bir dosya. Davayı ben de belirsiz alacak davası olarak açtım. İlk endişem bu sefer de belirsiz alacak davası şeklinde açılmasından dolayı yine usulden reddedilmesi. Ancak bir diğer tereddüt yaşadığım ve sizlerden geri dönüş beklediğim husus da şu; bir önceki dosyada bilirkişi raporu alınmış, bu dosyada da tanıklar dinlendikten sonra en son yapılan duruşmada hakim tekrar rapor alınsa zaten farklı bir rakam çıkmayacak minvalinde konuştu ve bilirkişi incelemesiyle ilgili bir ara karar kurmadı. Benim açımdan da dosyanın bilirkişiye gitmesi sadece zaman kaybı olacak. Şimdi ben de tekrar söz konusu raporu baz alarak talep artırım dilekçesi sunmayı planlamaktayım. Sizce dosyanın geldiği bu aşamada önümüzdeki celseyi beklemeden, karara çıkar düşüncesiyle, talep artırım dilekçesini sunmam yerinde olur mu? Fikirleriniz ve varsa emsal kararlar için şimdiden teşekkürler.
|
|
|
|
|
|
|
Merhaba;
Borçluya kira borçlarından dolayı örnek no:13 haciz-tahliye istemli takip başlattık. Ardından borçlunun kira borcuna karşılık verdiği bonoyu "örnek no:13 ile açılan takipte tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla tahsili istemiyle" ayrı bir Kambiyo Senetlerine özgü haciz yoluyla takibe koyduk. Borçluyla anlaşma sağlandı, ilk dosyayı vazgeçme harcı ödeyerek kapattık, ancak ikinci dosyada icra dairesi; alacaklı her ne kadar takip talebinde ilk dosyada tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla tahsil istemişse de takibin bonodan kaynaklandığı, kambiyo senedinin illetten mücerret olduğu, ayrıca tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla başlatılan takiplerde tahsil harcının mahsubunun kredi veren kuruluşların alacaklarına ilişkin olduğu gibi nedenlerle harcı mahsup etmiyor ve harcın tamamını istiyor.
Acaba "tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla tahsil istemli" takiplerde harcın mahsubunun yalnızca kredi sağlayan kuruluşların alacaklarında değil tüm alacaklarda geçerli olduğuna, diğer dosyaya ödenen harçların mahsup edilmesi gerektiğine ilişkin emsal karar yahut da bilgisi olan meslektaşlarımız katkı sunabilir mi? Şimdiden çok teşekkür ederim.
|
|
|
|
|
|
|
Merhabalar değerli meslektaşlarım.
Bir müvekkil belediye ile olan işe iade davasını kazanmış işe iade edilmediği için işe başlatmama tazminatlarını almış.Ancak içeride kalan kıdem, ihbar, fazla çalışma gibi alacaklarını alamamış.
İşe iade davasını başka bir avukatla yürüten müvekkil için kıdem, ihbar gibi alacaklar için alacak davasını açtık. Hakim, duruşmaya bizim yerimize tevkille giden avukata işe iade için yazılı başvurunuzu neden sunmadınız, bunu belediyeden alın gibi şeyler söylemiş ancak bu dava farklı bir dava değil mi? Sonradan açılan alacak davasına işe iade bildirimini sunmak zorunda mıyız? Bende olsa sunacağım tabiki.Mahkemenin bu tavrı sonrasında önceki meslektaşa sorduk onda da yokmuş belediyeye sorun dedi. Belediye ile de iletişime geçmek istiyoruz tabiki ama bu dava için böyle bir zorunluluğumuz bulunuyor mu? Dava tehlikeye girer mi yardımcı olur musunuz?
|
|
|
|
|
|
|
Merhabalar meslektaşlarım,
Sizlere birbiriyle bağlantılı konuda 2 sorum olacaktı.
Acele kamulaştırma talebinden sonra müvekkillerin annesi vefat etmiş, kararda müteveffa olarak yer alıyor. Ama müvekkiller ilk açılan kamulaştırma bedel tespit davasında davalı olarak eklenmiyorlar. Davacı idare 22 ay sonra yeni bir dava açıyor ve müvekkillerin unutulduğu hata yapıldığını belirtiyor. Tabiki 2. davadaki bedel ilk davadaki bedelden daha yüksek bir miktar.
1. Sorum - ilk davada da müvekkillerim var ve onların bedeli daha düşük bunun için idareye herhangi bir tazminat davası açabilir miyim?
2.sorum - ikinci davanın geç açılması sebebiyle kamulaştırma bedel tespit davasında herhangi bir tazminat talep edebilir miyim?
Şimdiden çok teşekkür ederim.
|
|
|
|
|
Yazan : GKHNÇLT,
Tarih : 10-12-2025 23:13
|
|
İyi akşamlar..2023 yılında açılan bir boşanma davasında istinaf aşamsında dahil olduğum boşanma davsında verilen hüküm davacı tarafça telefon kayıtlarının talep edilmesine rağmen yerel mahkemece bu durum gözardı edilerek karar verilmesi sebebi ile istinaf mahkemesince kaldırıldı.Ancak istinaf kararından sonra düzenlenen tensiple davalı adına kayıtlı numaranın boşanma davası açılma tarihi olan 2023'ten önceki 1 yıllık telefon kayıtları,mesaj dökümlerinin gönderilmesine dair ilgili operatöre yazılan müzekkere,operatörce kayıtların 2 yıl saklandığı gerekçesi ile gönderilemedi..Her ne kadar dava zina hukuksal nedenine dair açılmamış olsada güven sarsıcı eylem olarak şiddetli geçimsizlik olarak değerlendirilmesi gerektiği düşünüldüğünde telefon kayıtları/mesaj dökümleri için ne yapılabilir
|
|
|
|
|
|
|
İyi akşamlar.
Hukuki bir alacağı tahsil amacıyla yağma suçuyla ilgili yargılama sonunda mahkeme
Tehdit ve yaralama suçlarından teşdiden ceza
Verdikten sonra verdiği cezayı TCK madde 62 ile indirmiştir. Bu uygulama
Gerekçede çelişkiye düşülmesi olup bozma nedenidir.
Örnek içtihatlar...
Yargıtay 1. CD
2018/3412 esas,
Yargıtay 3.Ceza Dairesi
2020/2296 Esas
Yargıtay 4.CD
2017/14605 Esas
|
|
|
|
|
|
|
İyi akşamlar.
Hukuki bir alacağı tahsil amacıyla yağma suçuyla ilgili yargılama sonunda mahkeme
Tehdit ve yaralama suçlarından teşdiden ceza
Verdikten sonra verdiği cezayı TCK madde 62 ile indirmiştir. Bu uygulama
Gerekçede çelişkiye düşülmesi olup bozma nedenidir.
Örnek içtihatlar...
Yargıtay 1. CD
2018/3412 esas,
Yargıtay 3.Ceza Dairesi
2020/2296 Esas
Yargıtay 4.CD
2017/14605 Esas
|
|
|
|
|
Yazan : avkavak,
Tarih : 05-12-2025 11:35
|
Sayın meslektaşlarım,
Birkaç ay önce bir meslektaşımızın internet sitesinde eser sözleşmelerinde işin görüleceği yerin teslimi ili ilgili bir Yargıtay kararı görmüştüm ancak şu anda bulamıyorum.
İlgili kararda belirtilen husus: Eser sözleşmelerinde iş sahibi tarafından işin görüleceği yerin tesliminin yeterli olup tüm alanın işin görülmesi için yükleniciye teslim edilmesine gerek olmadığı ile ilgiliydi. Bu konu ile ilgili doktrin görüşüne veya o görmüş olduğum yargıtay kararına bir türlü ulaşamadım.
Belirttiğim husus ile ilgili bir doktrin görüşünü veya Yargıtay kararını paylaşmanızı rica edecektim. Şimdiden çok teşekkür ederim.
|
|
|
|
|
|
|
"İşe iade davası sonucunda işverence işe başlatılan işçiye, İş Kanunu madde 21 uyarınca ödenmesi gereken en çok dört aylık boşta geçen süre ücreti ile, daha önce kendisine yapılmış olan kıdem ve ihbar tazminatı ödemesinin mahsup işlemi hangi esaslar üzerinden yapılmalıdır?
Ödenecek Brüt Tutarlar Üzerinden mi (Brüt boşta geçen süre ücreti, brüt kıdem ve ihbar tazminatından mı mahsup edilir)?
Ödenen Net Tutarlar Üzerinden mi (Net boşta geçen süre ücreti net kıdem ve ihbar tazminatından mı mahsup edilir)?
|
|
|
|
|
|
|
Merhabalar meslektaşlarım.
İzmir otobüs terminalinde yap işlet devret modeli uyarınca işletmeci olan şirket ile belediye arasında bilindiği üzere bir takım hukuki ihtilaflar var. Müvekkil şirketinde bu terminalde yazıhaneleri var. Bildiğim kadarıyla şu an işletmeci şirket ile belediye arasındaki davada tedbir kararı verilmiş ve dava derdest olduğundan işletme hakkına sahip şirkete halen kira ödemeleri yapılıyor. Geçtiğimiz günlerde belediye bütün yazıhanelere haciz ihbarnamesi gönderdi, buna istinaden şirket YD kararı alarak yazıhanelere bunu tebliğ etti ve ödemeleri şirkete yapmaya devam etmelerini bildirdi.
Bununla ilgili aklımda birkaç soru var :
Bahsettiğim yazıhanelerden birinde müvekkil şirket alt kiracı konumunda. Asıl kiracı ile otogar işletmecisi arasındaki kira sözleşmesinde alt kira yasağı olup olmadığını da henüz teyit etmedik.
1- Hukuk davası sona erip belediye tarafından yazıhane işletmecilerine "otogar işletmecisinin işletme hakkının sona erdiği"ne ilişkin ihtar yapılana kadar ödemelerin otogar işletmecisi şirkete yapılmasında herhangi bir sakınca yoktur diye düşünüyorum. İleride herhangi bir ecri misil talebi ile karşılaşır mıyız ?
2- Alt kiracı olduğumuz yazıhanede asıl kiracıya kira ödemesi yapılacak fakat bahsettiğim üzere alt kira yasağına dair bir bilgimiz de yok . Şayet eğer burada alt kira yasağı var ise haksız işgal sebebiyle ne gibi olumsuzluklarla karşılaşabiliriz ?
Çok teşekkür ederim....
|
|
|
|
|
Yazan : drako,
Tarih : 03-12-2025 12:49
|
Müvekkilin müteveffa babası kooperatife yazılarak kredi çekip dükkanı için ödemelere başlıyor. Bu arada müvekkil kardeşi ile birlikte çalışmaktalar. Ve dükkan ödemeleri kendisi gerçekleştiriyor.
Sonrasında müvekkilin babası vefat ediyor. Ve sonrasında öğreniyoruz ki tapuyu müvekkilin kardeşi üzerine almış.
Elimizde bu hususa ilişkin SGK kayıtları ve kooperatife ait ortaklık cüzdanı mevcut. Ortaklık cüzdanında ise kredi miktarı vadesi vs. belirtmekte. Mahkemeye bunları sunduk.
Ancak kooperatif ve sgk müzekkerelere cevap olarak SGK evrakların zamanaşımı nedeniyle silindiğini, kooperatif ise hiçbir şekilde müteveffanın kaydının bulunmadığı veyahut kredi çekilmediğini beyan etmekte.
Bu durumda ne yapmak lazım? Mahkeme bizim evraklarımız üzerine karar verebilir mi?
|
|
|
|
|
|
|
Merhabalar Meslektaşlarım
Meslekte henüz yeniyim ve ilk defa icra dosyam oldu. Sizlerin tecrübeleri ve kıymetli bilgilerinden faydalanmak isterim.
Kiracı tarafından ödenmeyen 1 yıllık kira borcu için Örnek no 14 ile taşınmazın tahliyesini yaptırdık. Ayrıca aynı olaya Örnek no 13 ile takip de başlattık.
Kiracı yurt dışına kaçmış, ne yediemindeki eşyaları alacak ne de borcunu ödeyecek. Örnek no 13 ile yediemindeki eşyaların satışını talep edebilir miyim? Yoksa satışını hiç talep etmesem ve 6 ay sonra haciz düşse mi?
6 ay sonra haciz kalkarsa yediemindeki eşyaların akıbeti ne olacak?
Ne tavsiye edersiniz bana?
|
|
|
|
|
|
|
Değerli Meslektaşlarım
içinde bulunduğum bir durum konusunda yardımlarınıza ihtiyacım var. tapu tescil davası dava değeri oldukça düşük. Sadece tapu tescili talep edilmiş. Aslında müvekkil kandırılmış ve kandırdığı kişi habersiz satmış. sonra tekrar satılmış. 3 kez el değiştirmiş bir tapu var. Sebebini değiştirerek Hileye dayanacağım ve son alıcı iyi niyetli olduğuna hükmederse hakim hileyi gerçekleştiren ara maliklerden bedelini talep edeceğim tescil kabul edilmezse. dilekçeler aşaması tamamlanmış Tam ıslah yapacağım Sorun şu ki dava değerini arttırmadan tam ıslah yaparsam ve dava hileyi yapan ara malik açısından bedelin tazmini şeklinde lehe sonuçlanırsa dava değeri bilirkişi raporundan sonra belirlendiğinde ıslah etmeden eksik harcın tamamlanması ile düzelir mi? zira bir daha ıslah yapamayacağım.
Yapamayacağımı söyleyen meslektaşlarım var ama eminde değiller. 107 olmaz tapu iptali belirsiz alacak davası değil diyorlar.
Islah dilekçesine bilirkişi raporuyla taşınmazın dava tarihindeki değeri belirlendiğinde harç tamamlanmak üzere diye bir ifade yazsam acaba bir faydası olur mu?
tapu tescili olmazsa taşınmaz bedelinin ödenmesine hükmederse ara malikler açısından mı hükmedecektir acaba. hileyi yapandan hile yapandan alan malikte hileye karışmış gibi görünüyor. talep bölümünde 2 si açısından bir müteselsilen bir durum oluşturulabilir mi ?
yardımcı olursanız çok sevinirim.
|
|
|
|
|
|
|
Müvekkilimiz X , YVARLIK YÖNETİM A.Ş. (Temlik Eden) ile yaptığı Temlik Sözleşmesi uyarınca, borçlu/ipotek borçlularına ait olan alacakları devralmıştır. Bu alacaklar, aslen T.C. Türkiye Z Katılım Bankası A.Ş.'den ilk temlik edilen, ipotekle teminat altına alınmış alacaklardır.
Mevcut Durum:
Temlik edilen alacak, ipotek teminatlıdır ve bu alacakla ilgili Adana Gayrimenkul Satış İcra Müdürlüğü'nün ... E. sayılı dosyası üzerinden başlatılmış bir ipotekli icra takibi mevcuttur.
Mevcut ..E. sayılı icra dosyası, tarafımızca yapılan incelemede henüz kapatılmamış durumdadır ve takip devam etmektedir.
Sorularım:
Temlikin İcra Dosyasına Bildirimi ve Taraf Sıfatı: Müvekkilimiz Temlik Alan olarak, takibi eski alacaklının (Y Varlık Yön. A.Ş.) başlattığı ... E. sayılı dosyadan devam ettirebilmemiz için izlenmesi gereken usul nedir? İcra dairesine Temlik Sözleşmesi'nin ibrazı ve taraf değişikliğinin kayda alınması talebi yeterli midir, yoksa alacağın devralındığına dair borçluya yeni bir tebligat çıkarılması zorunlu mudur?
-İpotek teminatlı bu alacak için, sadece mevcut icra dosyasına vekalet sunarak takibe devam etmek mi, yoksa temlik sözleşmesini dayanak göstererek borçlulara karşı yeni bir ilamsız takip başlatmak mı daha sağlam bir hukuki zemin oluşturur?
Amacımız satış değildir. İlk sırada yerimizi almaktır.
Elimizdeki belgelerde alacak miktarına ilişkin üç farklı tutar göze çarpmaktadır:
Temlik Edilen Alacağın Ana Para ve Faiz Toplamı (Sözleşme Başlangıcı): tarihi itibarıyla 77.000 TL + tüm faiz, masraf ve fer'ileri.
Temlik Bedeli (Müvekkilin Ödediği Tutar): Müvekkilimizin Y Varlık Yön. A.Ş.'ye ödediği tutar: 95.000,00 TL.
İpotek Bedeli : 115.000 TL.
-İcra Takibine Konulacak Talep Miktarı: Müvekkilimiz Temlik Alan sıfatıyla, mevcut ... E. sayılı dosyadan takibe devam ederken veya yeni bir takip başlatırken, alacak talebini hangi hukuki esasa dayandırmalı ve hangi tutarı talep etmelidir?
-İpotek (100.000 TL) ve bu limit içindeki işlemiş faiz ve masraflar var mı?
-Temlik Sözleşmesinde belirtilen 77.000 TL ana para üzerine işleyecek faiz ve fer'ileri mi? (Temlik sözleşmesinde alacağın, temlik eden tarafından ödenen bedele bakılmaksızın tüm fer'ileriyle devredildiği ilkesi gereği.)
-Müvekkilimizin ödediği 95.000 TL Temlik Bedeli mi? Temlikli ipotekli alacak takibinde, Temlik Alan'ın alacak talebinin sınırını belirleyen kesin kriter nedir?
-Eğer .. E. sayılı dosyada daha düşük bir miktar üzerinden takibe başlanmış ve bu miktar ipotek limitinin altındaysa, Temlik Alan olarak dosyaya iştirak ettikten sonra, alacak miktarını yasal limitler ve temlik kapsamı içinde ıslah yoluyla artırma (güncel faizli tutara çıkarma) imkanımız var mıdır?
Faiz Hesaplaması: İpotekli alacak takibinde faiz hesabı yapılırken:
-Faiz oranı olarak icra komisyon kararında yazan oran mı, yoksa yasal faiz mi uygulanır?
Faizin başlangıç tarihi olarak asıl borcun muacceliyet tarihi mi, yoksa temlik sözleşmesi tarihi mi esas alınmalıdır?
Tecrübeli meslektaşların görüşlerini rica ederim.
Saygılarımla.
|
|
|
|
|
|
|
Altın ve para alacağı için ilamsız icra takibi başlatmam gerekiyor; ancak bazı noktalarda tereddüt yaşıyorum.
Kararda ve protokolde altının ayarı yazılmamış. Takibi ayar belirtmeden başlatırsam ileride sorun yaşar mıyım?
Hakim gerekçeli kararda faize hükmetmemiş. Buna rağmen kararın kesinleşme tarihinden itibaren alacağa faiz işletmek gerekir mi?
Tek bir icra takibinde iki alacağı birlikte talep edeceğim. Asıl alacak kısmına alacağın tamamını yazarken altın alacağının da para karşılığını mı girmem gerekir?
|
|
|
|