Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yanıt Bekleyen Hukukçu Meslektaşların Soruları
Kanallar : Lütfen Seçiniz

Hukuk Haberleri :
23.08. Takı Konusunda Önemli İçtihat Değişikliği - Av.Habibe YILMAZ KAYAR
Haber Ekleyin

Yazan : Nagehan Çubuk, Tarih : Bugün 21:46
Merhaba örnek14 takibine itiraz sonrasında zorunlu arabuluculuğa başvurmadan önce itirazin tebliği gerekir değil mi?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :4, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : canan----, Tarih : Bugün 16:16
Merhabalar, İhalenin feshi davasında Sulh Hukuk Mahkemesi tarafımıza nispi harç tamamlanması ve teminatın yatırılması için tarafımıza süre verildi ancak nispi harç miktarının afaki olması sebebi ile harcı yatıramayacağız. Dosyayı takip etmeyerek işlemden kaldırılmasına karar verilse davacıdan maktu harç alınmasına karar verilir mi. Dosyadan feragat etmemiz mi mantıklı olur. İİK. 134 kapsamında işin esasına girilmesi kavramından ne anlamalıyız.şimididen teşekkürler
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :81, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Av. İbrahim Cem GÖKDUMAN, Tarih : Bugün 15:10
Merhabalar Sayın Meslektaşlarım.
Müvekkilimin lehtarı olduğu ve 7 adet cirantanın bulunduğu çek, yetkili hamil tarafından ciro silsilesinde yalnızca lehtar kalacak şekilde çizilerek bankaya ibraz edilmiş ve karşılıksız çek bedeli alınmıştır.
Banka ibrazından sonra müvekkilim çek bedelini kendinden sonra gelen cirantaya (üstü çizilen ciranta) ödemiştir.
Müvekkilin çek bedelini ödemesinden sonra yetkili hamil tarafından çek keşidecisi ve müvekkil aleyhinde icra takibine başlanmıştır.
Burada müvekkilin çek bedeline istinaden yaptığı ödemeyi ibraz sonrası yetkili hamile değil de ciro silsilesinde kendinden sonra gelen cirantaya yapmış olduğu dikkate alınarak nasıl bir yol izlememiz gerekir?
Değerli görüşleriniz için teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :95, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : av.conan, Tarih : Dün 14:26
Merhabalar meslektaşlarım. Sulh hukuk mahkemesi satış memurluğu dosyasındaki evraklar iik 68 belgesi sayılabilir mi ? ve bu belgelere dayanarak itirazın kaldırılması davası açılabilir mi ?
iik 68 de geçen '' resmî
dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz
veya belgeye müstenitse, '' ifadelerine bakarsak iik 68 belgesi gibi görünüyor ancak emin olmak adına sizlere sormak istedim. Şimdiden cevaplarınız için teşekkür ederim
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :522, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : zeygu, Tarih : Dün 12:58
Merhaba değerli meslektaşlarım,
Bir müvekkil adına devlet hastanesi doktoruna suç duyurusunda bulunduk fakat 1 seneyi geçmesine rağmen soruşturma iznine dair bir karar verilmedi. Dosyanın akıbetini mesleki sorumluluk kuruluna da cimer üzerinden sağlık bakanlığına da defalarca yazdım ancak bir gelişme olmadı. Bu durumu yaşayan meslektaşlarım süreci hızlandırmak adına neler yaptı bilgilendirirse çok sevinirim çünkü kanunen en fazla 45 gün içerisinde karar verilmesi gerekirken 1 senedir bu kararı bekliyoruz.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :538, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : av.mervedeniz, Tarih : Dün 12:32
Merhaba;
Müvekkilin tarlasına elektrik direği dikilmesinden ötürü TEDAŞa kamulaştırmasız el atma davası açtık. Öncesinde uzlaşma yoluna başvurmuştum. Müvekkil 1956 ile 1983 yılları arasında olduğunu biliyor ama net bi tarih bilgisi yok. Davalı Tedaş cevap dilekçesinde " Dava konusu enerji nakil hattı 1983 yılından önce tesis edildiğinden 2942 sayılı kanunun geçici 6. maddesi hükümlerinin dosyaya uygulanmasını talep ederiz." diye beyanda bulunmuş. Bu beyana istinaden de bilirkişi raporunda el atma tarihine ilişkin "Davalı kurum beyanlarına istinaden hattın tedaşa ait olduğu ve 1983 yılından önce tesis edildiği kanaatine varılmıştır." şeklinde bir cümle geçmektedir. El atma tarihiyle ilgili dosyada başka bir bilgi yok. Sorum şu ki;

1- Dosyanın lehimize sonuçlanması için el atma tarihinin net olarak tespit edilmesi mi gerekiyor yoksa bu bilgiler yeterli mi ? Tespit edilmesi gerekiyorsa el atma tarihini bildirme yükümlülüğü kim üzerinde?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :541, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : avukat892, Tarih : Dün 08:53
Merhabalar,

İhracat bedelinin süresi içerisinde yurda getirilmemesinden kaynaklı savcılık tarafından idari para cezasına hükmedildi. Verilen ceza maktu olsa idi zamanaşımı ve üst sınır itirazlarımızın kabul görmesi gerekecekti ancak bilirkişi raporunda söz konusu idari yaptırımın nispi olduğu yönünde tespit yapılmış ve en üst sınırdan ceza verilmiş.(yüzde 5) Bu idari yaptırımın maktu olduğuna dair elinizde bir değişik iş kararı mevcut mu? Farklı bir yol öngörebilen var mıdır?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :640, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : juno, Tarih : 23-09-2024 19:04
Sayın meslektaşlar, davacı madde 21'e göre yapılan tebligatta , beyan edilen isimde komşunun bulunmadığı için usulsüz tebligat yapıldığına istinaden ihalenin feshi dava açmıştır.
Mahkeme ,ilçe emniyetinden araştırma yapılmasını talep etmiştir ve araştırma sonucu gerçekten de böyle bir şahıs yokmuş. Posta memuruna farklı bir isim beyan edilmesi muhtemel, bu durumda nasıl bir yol izlemeliyim?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :480, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : av.cv, Tarih : 23-09-2024 15:26
Meslektaşlarım merhaba, müşteki müvekkil hakkında uzaklaştırma kararı çıkartıyor ancak bu karar tamamen alacağın tahsil edilememesi amacıyla düzmece sebeplere dayanıyor. Kararın çıkmasından bir gün sonra müşteki kendi isteği ile müvekkille bir kafede buluşup oturuyor, çay kahve içip sohbet ediyor. Bu durumda uzaklaştırma kararını kaldırtıp müştekiye nasıl bir yaptırım uygulatabiliriz? Tazyik hapsi durumu müştekinin kararı ihlali durumunda da geçerli oluyor mu? İsteğimiz şey yalan sebeplerle uzaklaştırma kararı çıkartan müştekinin bu durumu bir daha lehine kullanmaması adına caydırıcı bir ceza. Cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :837, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Avukat75, Tarih : 23-09-2024 13:43
Merhabalar...

Paylı mülkiyete konu birkaç katlı binanın müvekkil dahil 3 paydaşı var. 6306 sayılı kanun kapsamında binaya riskli yapı tespiti yapıldı ve kesinleşti. 2/3 çoğunluğu sağlayan diğer iki paydaş (müvekkilin davet edilip katılmadığı) toplantıda yıkılacak binanın yerine yeni bina yapılması yönünde karar almıştır. Alınan kararda, yapılacak yeni binanın kat sayısı, hangi paydaşın hangi kata hangi oranda sahip olacağı konularında da şartlar var. Ancak bu şartlar, pay oranı gözetildiğinde, müvekkilin ciddi anlamda aleyhine. 6306 sayılı kanun (md. 15) ve ilgili yönetmelik, yeni binanın yapımı konusunda anlaşmaya katılmayan paydaşın payının (öncelikle diğer paydaşlara) satışını düzenliyor.

Acaba müvekkil için, adil olmadığını düşündüğü anlaşmaya uymak ya da payının satışına katlanmak dışında bir seçenek var mıdır? Diğer iki paydaşın, yapılacak yeni binadaki bağımsız bölümlerin paylaşımı konusundaki kararlarının iptali (ve kararın, yapılacak binadaki tüm bağımsız bölümlerde, paydaşların tapudaki mevcut payları oranında hak sahibi olmaları yönünde değiştirilmesi) talebiyle bir dava açılabilir mi? Araştırabildiğim kadarıyla bu tür bir davada mahkeme sadece usul yönünden (toplantıya çağrılar usulüne uygun yapılmış mı, gerekli çoğunluk sağlanmış mı vs) denetim sağlamakta, içerik (alınan kararın paydaşların menfaat dengesine uygun olup olmadığıyla ilgili) denetimi yapmamakta. Ya da ‘anlaşma şartlarının şu şekilde değiştirilmesine…’ diye bir karar vermemekte ?

6306 sayılı kanun kapsamında alınan söz konusu karar içeriğine, mahkemenin müdahale etmesini sağlama imkanı var mıdır?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :900, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : avukat.fks, Tarih : 22-09-2024 13:04
Merhaba meslektaşlarım,

Müvekkil şirketin elinde 2 ay sonraki tarihe çekler bulunmakta. Borçlu şirketin durumu kötü, malvarlıkları ipotekli, bankalara kredi borçları var ve yakın zamanda konkordato isteme durumu olabilir.

Müvekkil çeklerin keşide tarihini beklerken alacağını garanti altına almak için ihtiyati tedbir koydurmak istiyor.

Şu an için çeke dayalı olarak ihtiyati haciz isteminde bulunsak reddedilir diye düşünüyorum. Müvekkil şirketin alacağını güvence altına almak için keşide tarihini beklemekten başka ne yapabiliriz?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1189, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : yunusmete, Tarih : 20-09-2024 22:13
Merhabalar,

Müvekkilin babası 2019 yılında rahmetli olmuş, ARSA TAPULU arazi üzerine dört katlı bina olan Bir yer müvekkilimize el birliği mülkiyeti ile intikal ediyor.

2019 yılından bu yana sadece bir mirasçı dört katlı binanın tüm kiralarını topluyor ve müvekkilimiz hiçbir şekilde hakkını vermiyor,

Böyle bir durumda Hangi davaları açmak uygun olur?

Açılacak bir ecrimisil tazminatı davasında el birliği mülkiyet olması sebebiyle sadece müvekkilimiz , kiraları alan mirasçıya karşı direkt olarak bu davayı açılması mümkün mü?

Teşekkürler
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1707, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : tugbay, Tarih : 19-09-2024 12:47
Herkese iyi çalışmalar dilerim.
1- Öncelikle 2 çocuk ve baba arasında çocukların açtığı bir ortaklığın giderilmesi davası devam etmektedir. Müteveffa Annenin malları için açılmıştır.
2- Baba bu dava açıldıktan sonra, müteveffa eşinin üzerine kayıtlı bu mallardaki değer artış, katkı payı vs. için mal rejim tasfiyesi davasını çocuklara karşı açıyor.
3- Ortaklığın giderilmesi davasında ise babanın vekili tasfiye davasının bekletici sebep yapılmasını istiyor. Amaç davanın uzamasını sağlamak.
4- Çocukların vekili olarak; bu yönde -davanın uzamaması ve tasfiye davasının bekletici sebep yapılmaması için- meslektaşların fikirlerini ve hatta benzer durumda karşılaştılar ise sonuçlarını ve yararlandıkları Yargıtay kararlarını sunabilirlerse müteşekkir kalırım.
Teşekkürler.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1963, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : avukato1026, Tarih : 19-09-2024 09:03
Mahkemece davacı işçi müvekkil ve davalı işveren adına SGK kurum teftiş raporu olup olmadığı, varsa ekleri ile birlikte sunulması için süre verildi. bu raporlara nasıl ulaşabilirim ve sunmadığım takdirde bir hak kaybı yaşanır mı? teşekkürler
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1842, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : imsel, Tarih : 18-09-2024 18:23
merhabalar.iyi akşamlar
müvekkil adayı yola 50 mt lik bir yoldan diğer taşınmazın biraz ortasından 15 yıldır geçiyor.diğer taşınmazın maliki oğlkuna taşınmazı devrediyor.şimdi taşınmaz maliki yolun güzegahını değiştirip tarlanın alt kısmından geçebilirsin demiş.bu halde yaklaşık 60 mt daha yol oluşuyor.ayrıca yol L şeklinde dirsek yapacak ve tarla içinde havuz yıkılmak zorunda kalacak.bu halde geçit hakkı isteyeceğiz.ama taşınmaz maliki 3 gün sonra yolu iş makinasıyla kapatacam demiş.
arabuluculuk dava şart var.dava süresi de düşünülünce müvekkil evine ulaşamayacak.bu halde henüz arabulucuya gitmeden ne yapılabilir? ihtiyati tedbir benzeri bir talep olabilir mi ve hangi mahkemeden? saygılar.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :2064, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : av.bilall, Tarih : 18-09-2024 16:04
Meslektaşlarım merhaba. Tüketici hakem heyeti tarafından verilen karar UETS tebligat adresi yerine KETSIS'e gönderilmiştir. Usule uygun mudur?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :2011, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : avukato1026, Tarih : 16-09-2024 11:50
Merhaba, işçi vekili olduğum bir dosyada mahkeme davacı ve davalı adına sgk kurum teftiş raporu olup olmadığına ve varsa bilgilerini sunmam için süre verdi, söz konusu teftiş raporlarına nasıl ulaşabilirim?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :2336, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : av.buğra, Tarih : 12-09-2024 16:04
“KTK'nın 97. maddesi ile getirilen sigortaya başvuru koşulu tamamlanabilir bir dava şartı niteliğinde olduğundan mahkemece bu dava şartı yerine getirilmeksizin dava açıldığının tespiti halinde, davacı vekiline 2918 sayılı KTK'nın 97. maddesinde öngörülen başvuruya ilişkin eksikliği gidermesi için kesin süre verilmeli…” şeklinde hüküm kurularak sigortaya başvuru koşulunun tamamlanabilir bir dava şartı niteliğinde olduğu ve davacıya bu eksiliği tamamlaması için mahkeme tarafından süre verilmesi gerektiği kabul edilmektedir. Bam halen bu görüşte midir..güncel karar arıyorum, selamlarımla..
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :2978, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : karabekir, Tarih : 11-09-2024 14:16
Selamlar.

Bir yakınıma ait 2007 model bir araba var. 2007 yılının başında borçlarından dolayı bir "tefeciye" trafikten devrini vermeden arabayı ve ruhsatı teslim etmişler. O gün bugündür araç yok.

2007 den beridir araç üzerinde 10 larca haciz bulunuyor. Muhtemelen araç parçalanıp parça halinde satılmış durumda. 17 yılda hiçbir muayene kaydı, ceza filan yok.

Arabanın her yıl 2 defa vergisi ödeniyor. Bu aracın trafik tescil kayıtlarından düşürülmesinin bir yolu var mıdır.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :2882, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : 2222, Tarih : 11-09-2024 13:42
Merhabalar, bir konu hakkında görüşlerinizi alabilirsem çok sevinirim. İdareye açtığımız iptal davası ile müvekkil hakkında uygulanan giriş yasakları kaldırılmıştı.İdare lehimize hükmedilen vekalet ücreti için istinafa başvurmuş.Bizim lehimize hükmedilmeliydi diye.

Müvekkiller de dosyanın kesinleşmesini istiyor.
Davanın konusuz kalmasına ilişkin kısma itiraz etmemişler.
Mahkemeye talepte bulunsak, konusuz kalmasına ilişkin kısmı kesinleştirebilir miyiz? Daha önce bu şekilde bir durumla karşılaşan, deneyimleyen var mıdır?

Cevap için şimdiden teşekkürler.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :2929, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06688094 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.