Değerli yazarın tesbitlerine katılmamak mümkün değil.
Ancak, tıp eğitimi sırasında hastalıkların tedavisi konusu anlatılırken genellikle faydalı kimyasal ya da biyolojik madde isimlerinin anılmasıyla yetinilmektedir.
mesela başağrısına asetil salisilik asit ya da analjezik önerilir.
fakat bu isimde ilaç piyasada yoktur; olamaz da...
işte hekimin hangi ilacın içinde bu etken maddelerin bulunduğunu öğrenmesi, tıbbi mümessillerin bilgilendirmesiyle mümkün olmaktadır.
mesela asetil salisilik asit "Aspirin" adı ile piyasaya sürülmüştür; üstelik bu etken maddeyi içeren çok sayıda ilaç bulunmaktadır.
Tıbbi mümessil ziyareti ile hekim, asetil salisilik asit önereceği hastasının reçetesine "Aspirin" yazması gerektiğini öğrenir.
Üstelik bu ziyaretler hekimin yoğun işyükü içinde, tıbbi gelişmeleri takip etmesi için de yararlıdır. Mesela yukarıda belirtilen etken maddenin hamilelerde ve mide rahatsızlığı olanlarda kullanılamamasına karşın, parasetamol içeren ilaçların bu kontrendikasyonları taşımadığını da hekim tıbbi mümessillerden öğrenmektedir.
Son tahlilde, tıbbi mümessil ziyaretleri bir yandan zorunlu ve faydalıdır; öte yandan da elbette sağlık hizmetlerinin sunulmasını engellemeyecek boyutta olmalıdır.