ödenmemiş fatura sebebiyle hizmetin kesilmesi

Değerli Meslektaşlarım,
Yaklaşık 1 haftadır aklımı kurcalayan ve fazlasıyla araştırmama rağmen yorum getiremediğim bir konuyu sizinle paylaşmak istiyorum.
Konu şudur ki; hepimizin evinde işyerinde kulladığımız su, elektrik ve ısınma gibi hizmetler bulunmaktadır ve hepimizin abonelik sözleşmesi kapsamında edimler karşılıklı yerine getirilmektedir. Ancak ödenmeyen fatura sebebiyle bu hizmetler kesilebilmektedir. Benim kafamı karıştıran durum da işte burada başlamaktadır; tüketici olarak ödememiz gereken bakiyenin tarafımıza tebliğ edilmesi konusunda usule uyulmadığını ve teamülen kimsenin de itiraz etmediğini düşünüyorum. Zira gelen faturalar benim evim için de geçerli olmak üzere Türkiye'nin %90'ına aynı şekilde iletilmektedir. Yani ya binanın kapısına bırakılır, ya posta kutusuna bırakılır, en iyi ihtimalle de apartman görevlisi servise çıktığında verir. Ancak faturayı apartmanın kapısına bırakmak nasıl tebliğ sayılabilir? Eğer geçerli bir tebliğ ise biz de ihtarnamelerimizi, ödeme emirlerimizi bi apartmana bırakıverelim
(2) Görevli tedarik şirketi tarafından düzenlenen ödeme bildirimi, son ödeme tarihinden en az on gün önce tüketiciye tebliğ edilir. Tüketicinin tercih etmesi halinde, ödeme bildirimi tüketiciye elektronik posta yoluyla da gönderilebilir. İkinci bildirim de dahil olmak üzere, düzenlemeye tabi tarifeler yoluyla enerji alan tüketicilerin ödeme bildirimlerinin tebliği ile ilgili olarak, görevli tedarik şirketi, dağıtım şirketinden hizmet alımı yapabilir. Bu kapsamdaki hizmet alımı, süre sınırlamasına tabi değildir. Bu fıkra kapsamında yapılan hizmet alımı karşılığında oluşan maliyetlerin ne şekilde karşılanacağına ilişkin hususlar Kurul kararı ile düzenlenir.

Yukarıdaki yönetmelik maddesiyle, faturanın apartmanın kapısına bırakılaraktan tüketiciye tebliğ olması sayılması hususunda çok değerli yorumlarınıza ihtiyacım var. Acaba gerçekten usulsüz ve teamülen itirazsız mı bu durum, yoksa dosya masrafı gibi yeni bir karar mı çıkmalı?

Şimdiden destekleyen herkese çok teşekkür ederim.

Elektrik tarifesi Yönetmeliği 50.md. gereği tebliğlerin 7201 sayılı kanuna göre yapılacağı açıkça belirtilmiştir ve kanunen aranan şartlarda tebliğ zorunludur.Ancak yönetmelik ve abonelik sözleşmesinde belirtilen sürelerin kısalığı dikkate alındığında usulsüz tebliğe dair şikayet-itiraz yollarına gidilmesi halleri pratikte bir sonuç getirmeyecektir. Ancak Elektrik piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği 19.maddesi gereği de Tüketicilerin hakları ve zararlarına dair Tüketicinin Korunması hakkında Kanun hükümlerinin uygulanacağı ön görülmüş olup tazminat talebinde bulunulabilir..

Alıntı: Yazan GÜLSÜM ÖNAL Elektrik tarifesi Yönetmeliği 50.md. gereği tebliğlerin 7201 sayılı kanuna göre yapılacağı açıkça belirtilmiştir ve kanunen aranan şartlarda tebliğ zorunludur.Ancak yönetmelik ve abonelik sözleşmesinde belirtilen sürelerin kısalığı dikkate alındığında usulsüz tebliğe dair şikayet-itiraz yollarına gidilmesi halleri pratikte bir sonuç getirmeyecektir. Ancak Elektrik piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği 19.maddesi gereği de Tüketicilerin hakları ve zararlarına dair Tüketicinin Korunması hakkında Kanun hükümlerinin uygulanacağı ön görülmüş olup tazminat talebinde bulunulabilir..

Gülsüm Hanım öncelikle çok teşekkür ederim cevabınız için,
Aşağı yukarı aynı şeyleri düşünüyoruz ancak ben bu usulsüz tebliğ ve ihbara dayanarak kesinti yapılamayacağına dair bir düşünce ve arayış içindeyim Aslında sadece elektrik değil, doğalgaz, jeotermal vs. ısınma sistemleri için, su için, internet için de aynı şeyleri düşünüyorum.
Misal olarak, kömür ve merkezi sistem ile ısınan bir binada oturanların bir kısmının bu bedelleri ödememesi sonucu ısınma kapatılabilir mi? Ya da yüzde kaçının ödeme yapmaması gerekmektedir? Bu gibi sorular aslında çok uzadığı için aklım karışmış durumda. Tekrar çok teşekkür ederim

Sorun Elektrik, doğalgaz vb.lerinin dağıtım faaliyetinin Genel yarar hizmeti mi? yoksa taşınır mal mı olduğu ikileminden kaylanmaktadır. Anayasa Mahkemesi kararları ile Yargıtay içtihatlarında her ne kadar kamu hizmeti kapsamında değerlendirilse de TMK.762 md ,TCK.141/2 maddelerinde elektriğin de taşınır mal olarak kabul edilmesi, TKHK. gereği de Mal olarak değerlendirilmesindedir.


''..Tüketicinin korunmasının ortaya çıkardığı sorunlardan birisi de tüketicilerin genel işlem şartları yoluyla sömürülmesinin önlenmesidir. Ekonomik bakımdan güçsüz olanların korunması, Anayasamızda belirtilen "Sosyal Hukuk Devleti" ve "İktisadi ve Sosyal Hayatın Adalete Göre Düzenlenmesi" eş söyleyişle "Sosyal Adalet" ilkelerinin bir gereğidir. Sırası gelmişken hemen vurgulayalım ki, hakim, Medeni Yasanın 1. maddesinin kendisine tanıdığı yasa koyucu gibi hareket etme yetkisine dayanarak, özellikle hakların kullanılmasında ve borçların yerine getirilmesinde objektif iyiniyet kurallarına uymayı öngören MK. md. 2/F.I; kişiliğin korunmasını düzenleyen MK. md. 24; ahlaka aykırı sözleşmeleri yasaklayan BK. md.19/F.II gibi genel kurallar altında sözleşme özgürlüğüne tüketiciyi koruyucu sınırlamalar getirebilir. Gerçektede mahkemeler; somut olayın kendine özgü verileri ve koşullarının gerçekleşmesi halinde ve yasal genel kurallar çerçevesinde; dikkati özel olarak çekilmeksizin sözleşmeye konan ve alışılmamış şartlarla, tüketiciyi bağlı tutmamalı ve hükümsüz saymalıdır. En önemlisi, yargı kararları ile tüketicinin bu yolda korunması hukuk devleti ve sosyal adaletin bir gereği kabul edilmelidir...''T.C. YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ E. 1996/1734 K. 1996/2495 T. 18.3.1996 )

Elektrik dağıtımı bir kamu hizmetidir. Sürekliliği,devamlılığı ve genel yarar koşulu mevcuttur.Dağıtım şirketinin ihkak'ı hak niteliğinde bu kadar basite indirgenerek kesinti yapamaması gerekir..kanısındayım..

Alıntı: Yazan GÜLSÜM ÖNAL Sorun Elektrik, doğalgaz vb.lerinin dağıtım faaliyetinin Genel yarar hizmeti mi? yoksa taşınır mal mı olduğu ikileminden kaylanmaktadır. Anayasa Mahkemesi kararları ile Yargıtay içtihatlarında her ne kadar kamu hizmeti kapsamında değerlendirilse de TMK.762 md ,TCK.141/2 maddelerinde elektriğin de taşınır mal olarak kabul edilmesi, TKHK. gereği de Mal olarak değerlendirilmesindedir. ''..Tüketicinin korunmasının ortaya çıkardığı sorunlardan birisi de tüketicilerin genel işlem şartları yoluyla sömürülmesinin önlenmesidir. Ekonomik bakımdan güçsüz olanların korunması, Anayasamızda belirtilen "Sosyal Hukuk Devleti" ve "İktisadi ve Sosyal Hayatın Adalete Göre Düzenlenmesi" eş söyleyişle "Sosyal Adalet" ilkelerinin bir gereğidir. Sırası gelmişken hemen vurgulayalım ki, hakim, Medeni Yasanın 1. maddesinin kendisine tanıdığı yasa koyucu gibi hareket etme yetkisine dayanarak, özellikle hakların kullanılmasında ve borçların yerine getirilmesinde objektif iyiniyet kurallarına uymayı öngören MK. md. 2/F.I; kişiliğin korunmasını düzenleyen MK. md. 24; ahlaka aykırı sözleşmeleri yasaklayan BK. md.19/F.II gibi genel kurallar altında sözleşme özgürlüğüne tüketiciyi koruyucu sınırlamalar getirebilir. Gerçektede mahkemeler; somut olayın kendine özgü verileri ve koşullarının gerçekleşmesi halinde ve yasal genel kurallar çerçevesinde; dikkati özel olarak çekilmeksizin sözleşmeye konan ve alışılmamış şartlarla, tüketiciyi bağlı tutmamalı ve hükümsüz saymalıdır. En önemlisi, yargı kararları ile tüketicinin bu yolda korunması hukuk devleti ve sosyal adaletin bir gereği kabul edilmelidir...''T.C. YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ E. 1996/1734 K. 1996/2495 T. 18.3.1996 ) Elektrik dağıtımı bir kamu hizmetidir. Sürekliliği,devamlılığı ve genel yarar koşulu mevcuttur.Dağıtım şirketinin ihkak'ı hak niteliğinde bu kadar basite indirgenerek kesinti yapamaması gerekir..kanısındayım..

Gülsüm Hanım çok teşekkür ederim değerli fikirlerinizi ve bu kararı paylaştığınız için. Tüketicinin bazen fazla da olsa korunduğu şu zamanlarda güzel bir karar çıkarılabilir diye düşünüyorum