|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
22-06-2007, 19:55 | #1 |
|
izalei şuyu davasında aile konutu
merhaba, herkese iyigünler ve çalışmalar....
Benim bir sorunum var yardım ederseniz sevinirim. Müvekkilim aleyhine izalei şuyu davası açılmış. Eşiyle birlikte 30 yıllık birlikte yaşadıkları ev de satılması istenen taşınmazların içinde... Mk. 652 ye göre miras hakkına mahsuben mülkiyeti talep etmeyi düşünüyoruz. Ama usul ile ilgili anlayamadığım şeyler var. 1-)Önce aile mahkemesinden evin aile konutu olduğunun tesbitini isteyeceğiz. Bu dava izalei şuyu davası için bekletici mesele olacak. Ama açacağım bu dava sadece tesbite ilişkin mi olacak, yoksa mülkiyetin devrine mi? Tesbite ilişkinse maktu harç mı alınıyor. 2-) 1. maddedeki durumda sadece tesbitine ilşkin bir karar alıp izalei şuyu davasında bu kararı sunacağız. Hakim bu karara dayanarak izalei şuyu davasında evin mülkiyetini müvekkile verilmesine karar verebilir mi, Yoksa mülkiyet için yeni bir dava mı açmak gerekiyor, nereye nasıl? ç |
22-06-2007, 21:10 | #2 |
|
Benim de bu günlerde uğraştığım benzer bir durum var. Müvekkilem aleyhine üvey kızı tarafından izale-i şüyuu davası açıldı ve 30 yıllık evinin satışı isteniyor. Tapu Müdürü 'Aile Konutu Şerhi' talebimi, müvekkilemin eşinin ölü olması nedeniyle redetti. 'Aile konutu şerhi sadece sağ olan eşler için geçerli olan bir durum, eşi ölmüş kadın için böyle bir şey yapamayız' dedi. Bunun üzerine müvekkilemin miras payından mahsup edilmek suretiyle, MK.240'a göre oturma hakkı elde etmesi için, izale-i şüyuu dosyasında mahkemeden talep etmeyi düşünüyorum. Mahkeme paylaşıma göre bu durumu değerlendirir mi bilmiyorum! Ayrıca, muris için alınacak veraset ilamında da bu sükna veya intifa hakkı talep edilip, bu durumu belirten veraset ilamı ile de tapuda işlem yapılabilir diye düşünüyorum.
Aile Mahkemesinden Aile Konutu Şerhi için tespit istenebilir ancak bu şerhin diğer mirasçıların miras hakları açısından satışı engelleyip engellemeyeceği önemli. Biz evin satışını engellemek için bunu talep ediyorsak ve neticede bu şerh miras hukuku nedeniyle satışı engelleyemeyecekse uğraşmanın bir anlamı da kalmayacak sanırım! Bir çözüm bulduğunuzda paylaşmanızı bekleyeceğiz. Saygılar... |
22-06-2007, 21:20 | #3 |
|
Bu konu ile ilgili yargıtay kararları mevcut. İzalei şuyuda bu yolla satış engellenebiliyor ama dediğim gibi usulde bir anlaşılmazlık var.
2. HUKUK DAİRESİ E. 2004/4506 K. 2004/5669 T. 3.5.2004 ÖZET :Sağ kalan eş, eski yaşantısını devam ettirebilmesi için, ölen eşine ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise bedel eklenmek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR : 1- Evlilik Birliğinin yargılama sırasında da devam ettiği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca; Boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacının tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. 2- Aile konutu ile ilgili taraf delilleri toplanmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır. 3- Kabule göre de; Türk Medeni Kanununun 240/1. maddesine göre: "sağ kalan eş, eski yaşantısını devam ettirebilmesi için, ölen eşine ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise bedel eklenmek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir; mal rejimi sözleşmesiyle kabul edilen başka düzenlemeler saklıdır. Yararlanma hakkı ölüm nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi halinde sağ kalan eşe tanınmış bir hak olduğu halde, bu hakkın boşanan eşe de tanınması usul ve yasaya aykırıdır. 4- 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4/1 maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere ( MK. md. 118-395, 5133 S.K.md.2-3 ) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağını, geçici 1. maddesi de; sonuçlanmamış davaların yetkili ve görevli aile mahkemesine devredileceğini hükme bağlamıştır. Karar bozulmakla sonuçlanmamış hale gelmiştir. Bu açıklama karşısında işin görev yönünün de düşünülmesi zorunludur. SONUÇ : Temyiz olunan kararın 1. ve 2. bentlerde gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 03.05.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
22-06-2007, 21:24 | #4 |
|
işte başka bir karar
2. HUKUK DAİRESİ E. 2004/8217 K. 2004/9399 T. 12.7.2004 ÖZET :Taşınmazın aile konutu olarak belirleme yetkisi Aile Mahkemesine mülkiyet hakkının tanımasına ilişkin davanın ise kıymeti dikkate alındığında Asliye Hukuk Mahkemesine ait bulunmaktadır. DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR : Davacının isteği, 232 ada 2. parsel A blok zemin kattaki dairenin öncelikle aile konutu olarak tesbit edilmesi ve buranın kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkının tanımasına ilişkindir. Taşınmazın aile konutu olarak belirleme yetkisi Aile Mahkemesine ( MK.m.194 ) mülkiyet hakkının tanımasına ilişkin davanın ise kıymeti dikkate alındığında Asliye Hukuk Mahkemesine ait bulunmaktadır. ( MK.md.652 ) Görev kamu düzeni ile ilgilidir. Yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Ayvacık'ta müstakil Aile Mahkemesi bulunmadığı Asliye Hukuk Mahkemesinin Aile Mahkemesi olarak da davaya devam edeceği gözününde tutularak ( 5133 S.K.m.2-3 ) dava dilekçesinin öncelikle aile konutu yönünden incelenmesi bakımından görev yönünden reddi düşünülmeden işin esasının incelenmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre de diğer yönlerinin incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.07.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
22-06-2007, 21:42 | #5 |
|
Sayın Sümeyra, 2. Yargıtay kararındaki açıklık karşısında 'Aile konutu şerhi' ve mülkiyet talebi için aynı mahkemeye başvurulamayacağı anlaşılıyor. Bu durumda Aile Mah.'den alınacak 'Aile konutu şerhi' izale-i şüyuu davasında müvekkilinize mülkiyeti kazandırmayacaktır çünkü izale-i şüyuuda şartları mevcutsa aynen taksim veya satışa karar veriliyor. Oysa sizin talebiniz bunların dışında bir talep olduğundan bence ayrı bir dava konusu olmalıdır. Ayrıca kanunda sağ kalan eşe mülkiyetin verilebilmesi için diğer mirasçıların rızasının gerektiği belirtilmiş.
Bu durumda önce Aile Konutu Şerhinin Tespiti, ardından 'Mülkiyetin Talebi' ve bunun izale-i şüyuu için bekletici mesele yapılması halinde ancak sorun çözülebilir kanaatindeyim. |
22-06-2007, 22:17 | #6 |
|
Miras hakkına mahsuben aile konutu üzerinde mülkiyet hakkı tanınması davası (TMK 652) Sulh Mahkemesinde açılır. (TMK 658) Aile konutu olduğunun tespiti davası Aile Mahkemesinde açılır. Maktu harca tabi olacağı kanısındayım. Bilindiği gibi Ortaklığın giderilmesi davaları da Sulh Mahkemesinde açılır.
Aile konutunun bulunduğu parsel yönünden , sağ kalan eşe mülkiyet hakkı tanınırsa ,bu parsel ortaklığın giderilmesi davasına konu teşkil etmez. Mülkiyetin tanınması ve aile konutu olduğunun tespiti davaları ortaklığın giderilmesi davasını etkilediğinden bekletici neden yapılır. Bunun için; 1. Ort. Giderilmesi davasında öncelikle aile konutunun bulunduğu parsel hk. Mülkiyetin tespiti davası açılacağı beyan edilerek süre istenir. Sulh Hukuk Mahkemesi öncelikle aile konutu olduğunun tespiti davası açması için süre tanır. Bekletici neden yapar. Aile Mahkemesi tespit davasını ret ederse, Sulh M. Ortaklığın giderilmesi davasına devam eder. 2. Aile Mahkemesi aile konutu olduğuna dair tespit kararı verirse, ort. gi.davasına bakan Sulh Mahkemesi madde 652 ye göre mülkiyet hakkı tanınması için dava açması yönünden süre verir. Bu kez bu davanın sonucu beklenir. Dava ret edilirse , Sulh Mahkemesi ortaklığın gid. Davasına devam eder, mülkiyet hakkı kabul edilirse, bu parsel yön. Ort. Giderilmesi davasını ret eder. (Ya da doğrudan TMK 652 mad. gereğiSulh Mahkemesinde dava açılır. Bu davayı gören mahkeme Aile Mahkemesinden tespit kararı getirilmesi için süre tanır. Bekletici neden yapar. Bu işlemler hakkında ortaklığın giderilmesi davasına bakan mahkemeye bilgi verilir. Ort. gid. davasına bakan mahkeme de bekletici neden yapar. ) Saygılarımla. İpuçları T.C. YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2004/2338 K. 2004/3194 T. 15.3.2004 • AİLE KONUTUNUN SAĞ KALAN EŞE ÖZGÜLENMESİ ( Davacının Murise Ait Mesken Nitelikli Bağımsız Bölümün Miras Hakkına Mahsuben Mülkiyet Hakkının Tanınmasını Talep Etmesi ) • DAVALARIN BİRLEŞTİRİLMESİ ( Sulh Hukuk Mahkemesinde Açılan Bir Davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde Açılan Bir Dava İle Aralarında Bağlantı Varsa Birleştirilmesinin Mümkün Olması ) • AİLE KONUTU ( Yerel Mahkemece Dava Konusu Yerin Aile Konutu Olup Olmadığı ile İlgili Aile Mahkemesinin Kararının Beklenmesinin Gerekmesi ) • BEKLETİCİ MESELE ( Yerel Mahkemece Dava Konusu Yerin Aile Konutu Olup Olmadığı ile İlgili Aile Mahkemesinin Kararının Beklenmesinin Gerekmesi ) 4721/m.652 ÖZET : Sulh Hukuk Mahkemesinde açılan bir dava ile Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan bir dava aralarında bağlantı var ise, bu iki dava Asliye Hukuk Mahkemesinde birleştirilebilir. Somut olayda, mahkemece yapılacak iş bir ara kararı ile birleştirme talebinin reddine karar vermek, dava konusu ( 4 ) nolu bağımsız bölümün aile konutu olup olmadığının tesbiti ile ilgili aile mahkemesinden karar alması için davacıya önel vermek, bu konuyu bekletici sorun yapmak, aile konutu ise Türk medeni Kanununun 652. maddesi hükümlerine uygun inceleme yapıp sonucu uyarınca karar vermekten ibarettir. DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR : Davacı vekili 11.08.2003 tarihli dava dilekçesinde; müvekkilinin eşinin 12.03.2003 tarihinde vefat ettiğini, muris adına Beyoğlu, 1486 ada, 15 parselde kayıtlı mesken nitelikli ( 4 ) nolu bağımsız bölümün miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkının tanınmasını; davalılara ait 6/8 payın müvekkili adına tescilini talep etmiştir. Harca esas değer 18.230.362.500 lira olarak gösterilmiştir. Davalılardan Fatma vekili süresinde yaptığı ilk itiraz ile davanın 6.5.2003 tarihinde açılan B 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2002/273 esas sayılı ortaklığın giderilmesi dosyası ile birleştirilmesini istemiştir. Dava, aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesi isteğine ilişkindir. ( TMK. Md. 652 ) Mahkemece, davanın B 1. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan ortaklığın giderilmesi davası ile birleştirilmesine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesinde açılan bir dava ile Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan bir dava aralarında bağlantı var ise, bu iki dava Asliye Hukuk Mahkemesinde birleştirilebilir. ( Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, Altıncı Baskı, C lll, sh. 3421 ) Ortaklığın giderilmesi davası Fatma tarafından açılmış olup; 1486 Ada 1, 3 ve 4 nolu bağımsız bölümler ile Kuşadası 204 Ada 18 parselde kayıtlı taşınmazların ortaklığın giderilmesine ilişkindir. Ancak ( 4 ) nolu bağımsız bölüm aile konutu değilse bu taşınmaz yönünden de dava ortaklığın giderilmesi şeklinde incelenecektir. O halde mahkemece yapılacak iş bir ara kararı ile birleştirme talebinin reddine karar vermek, dava konusu ( 4 ) nolu bağımsız bölümün aile konutu olup olmadığının tesbiti ile ilgili aile mahkemesinden karar alması için davacıya önel vermek, bu konuyu bekletici sorun yapmak, aile konutu ise Türk medeni Kanununun 652. maddesi hükümlerine uygun inceleme yapıp sonucu uyarınca karar vermekten ibarettir. Bu yön gözetilmeden yanlış nitelendirme ile birleştirme kararı verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Temyiz olunan kararın açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. (KAZANCI) NoT : Sayın (Av.Ö.Erol Yavuz) un eklediği Yargıtay kararına göre gerekli düzeltmeleri yaptım. 27.11.2007 |
22-06-2007, 22:30 | #7 |
|
Yanıtınız için teşekkürler. Peki mülkiyeti talep ettiğimizde diğer mirasçılarım buna rızası mı gerekiyor. Rızası olsa zaten neden böyle bir dava açılsın ki..
|
26-06-2007, 19:07 | #8 |
|
Görev
Görev ile ilgili daha yeni tarihli bir karar eklidir.
Saygılarımla. T.C. YARGITAY 2. Hukuk Dairesi Esas : 2006/6814 Karar : 2006/14469 Tarih : 30.10.2006 KARAR METNİ : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarda gün numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak gereği görüşülüp düşünüldü. Taraflar arasında taşınmazın aile konutu olduğu konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı ölen kocasından kalan evin kendisine özgülenmesini istemiştir. (TMK. md. 652) Bu tür işlerde görev Türk Medeni Yasasının 658. maddesi gereğince Sulh Hukuk Mahkemesine aittir. Görev kamu düzenine ilişkindir. Mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması da zorunludur. Bu açıklamalar karşısında mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasının tetkiki doğru olmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer hususların incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 tarih içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 30.10.2006 Kaynak : Corpus Arşiv |
27-06-2007, 08:59 | #9 |
|
Aile konutu üzerinde mülkiyet hakkı tanınması davasının, yukarıda yer verdiğim Yargıtay kararına dayalı olarak değere göre Asliye veya Sulh Mahkemesinde açılacağını yazmıştım. Sayın (Av.Ö.Erol Yavuz) un eklediği daha yeni tarihli kararda görevli mahkemenin Sulh Mahkemesi olduğu belirtildiğinden, yanlış izlenim yaratmamak için yukarıdaki yazımda geçen ( değere göre Asliye veya Sulh Mahkemesi ) sözlerini (Sulh Mahkemesi ) olarak düzeltttim.Bilgilerinize sunarım.
Açıklaması için Sayın (Av.Ö.Erol Yavuz)'a (Teşekkür) ediyorum. Saygılarımla. |
30-07-2007, 10:14 | #10 |
|
[quote=Av. Ö.Erol Yavuz]Görev ile ilgili daha yeni tarihli bir karar eklidir.
Taraflar arasında taşınmazın aile konutu olduğu konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı ölen kocasından kalan evin kendisine özgülenmesini istemiştir. (TMK. md. 652) Bu tür işlerde görev Türk Medeni Yasasının 658. maddesi gereğince Sulh Hukuk Mahkemesine aittir. Görev kamu düzenine ilişkindir. Mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması da zorunludur. Bu açıklamalar karşısında mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasının tetkiki doğru olmamıştır. Teşekkür ederim.. Anladığım kadarıyla Sulh Hukuk mahkemesine aile konutunun özgüllenmesi hakkında yeni bir dava açacağız. Peki bu davada nisbi harç mı uygulanacak. |
29-05-2008, 12:08 | #11 |
|
Sulh hukuk mahkemesinde açacağımız davada , sağ kalan eş için aile konutu üzerinde intifa hakkı tanınması mümkün olmazsa miras hakkına mahsuben mülkiyet tanınmasını TERDİTLİ olarak talep edeceğiz.
Bu durumda harç nasıl olacak? |
04-06-2008, 16:48 | #12 |
|
Sayın Kocabaş, aile mahkemesinde açacağımız davada izaleyi şüyu davasına konu olan taşınmazın aile konutu olduğunun tespitini mi isteyeceğiz sadece?Ayrıca tapuya aile konutu şerhi konulmasını da talep edecek miyiz?
Yoksa aile konutu şerhi konulması konusunda miras hakkına mahsuben mülkiyet veya intifa hakkı talep edeceğimiz sulh hukuk mahkemesi mi yetkilidir? Teşekkürler. |
04-06-2008, 18:34 | #13 |
|
Sayın (Aybüke Kağan) nin sorusu ile ilgili
Aile ölümle sona erdiğinden aile konutunun şerhi talep edilemez. Onun yerine aile mahkemesinden bu taşınmazın ailenin devam ettiği süreçte aile konutu olarak özgülendiğinin tespiti istenir. Diye düşünüyorum.
Saygılarımla . |
25-06-2008, 09:03 | #14 |
|
MK.652 , haklı nedenlerin varlığında talep halinde sağ kalan eşe mülkiyet yerine intifa hakkı tanınabilir demektedir.Burada haklı neden olarak neler ileri sürülebilir?
Müvekkilim oldukça yaşlı ve emekli maaşından başka geliri yok.Bu nedenle intifa hakkı tesisini ,mümkün olmazsa miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını talep edeceğiz.Mülkiyeti istemiyoruz çünkü müvekkilin maddi gücü yok. Kafamı karıştıran konu,intifa hakkı da miras hakkına mahsuben ve gerekirse bedel ekleyerek mi tesis edilmekte? Bu konuda yaptığım araştırmada net bir açıklama ve yargıtay kararı bulamadım.Bedelsiz olarak haklı nedenlerin varlığı halinde intifa hakkı tesis edilebileceği yönünde yargıtay kararı var mı? teşekkürler. |
03-07-2008, 09:03 | #15 |
|
[quote=Aybüke Kağan]MK.652 , haklı nedenlerin varlığında talep halinde sağ kalan eşe mülkiyet yerine intifa hakkı tanınabilir demektedir.Burada haklı neden olarak neler ileri sürülebilir?
Burada haklı neden müvekkilinizin çok yaşlı olması ve emekli maaşından başka hiç bir gelirinin olması, müvekkiliniz için bu evin manevi değerinin yüksek olması, bakacak kimsesinin olmaması, başka gidecek yerinin olmaması, maddi durumunun zayıf olması...vs.. bu ve buna benzer nedenler haklı sebep sayılabilir. |
03-07-2008, 09:06 | #16 |
|
T.C.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2006/10301 K. 2007/57 T. 24.1.2007 • İNTİFA HAKKI TANINMASI İSTEMİ ( Eşlerden Birinin Ölümü Halinde Tereke Malları Arasında Bulunan Ev Eşyası veya Eşlerin Birlikte Yaşadıkları Konut Üzerinde Miras Hakkına Mahsuben Haklı Sebeplerin Varlığı Halinde Mülkiyet Yerine İsteyebilecekleri ) • EŞLERDEN BİRİNİN ÖLÜMÜ ( Tereke Malları Arasında Bulunan Ev Eşyası veya Eşlerin Birlikte Yaşadıkları Konut Üzerinde Miras Hakkına Mahsuben Haklı Sebeplerin Varlığı Halinde Mülkiyet Yerine İntifa Hakkı Tanınmasını İsteyebilecekleri ) • KONUT ÜZERİNDE MİRAS HAKKINA MAHSUBEN İNTİFA HAKKI TANINMASI ( Eşlerden Birinin Ölümü Halinde Tereke Malları Arasında Bulunan Ev Eşyası veya Eşlerin Birlikte Yaşadıkları Konut Üzerinde İsteyebilecekleri ) 4721/m.652 ÖZET : Davacı sağ eşin Türk Medeni Kanununun 652. maddesi hükmüne göre intifa hakkı tanınması isteminde bulunduğu görülmektedir. Eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında bulunan ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut üzerinde miras hakkına mahsuben haklı sebeplerin varlığı halinde mülkiyet yerine intifa hakkı tanınmasını isteyebilir. ( TMK. m. 652 ) Bu tür işlerde görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir. ( Yargıtay 2. HD. 30.10.2006, 6814-14469 ). DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR : Davacı sağ eşin Türk Medeni Kanununun 652. maddesi hükmüne göre intifa hakkı tanınması isteminde bulunduğu görülmektedir. Eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında bulunan ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut üzerinde miras hakkına mahsuben haklı sebeplerin varlığı halinde mülkiyet yerine intifa hakkı tanınmasını isteyebilir. ( TMK. m. 652 ) Bu tür işlerde görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir. ( Yargıtay 2. HD. 30.10.2006, 6814-14469 ). Görev kamu düzenine ilişkindir. Mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması zorunludur. Bu açıklamalar karşısında mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasının incelenmesi doğru bulunmamıştır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.01.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi. yarx |
27-05-2009, 10:08 | #17 |
|
Sayın Meslektaşlarım,
Müvekkilim anneye eşiyle birlikte oturduğu ev için kızı ortaklığın giderilmesi davası açmıştır. Müvekkilimin ayrıca iki evi daha vardır ve maddi durumu iyidir. Bu durumda ortaklığın giderilmesi davasında müvekkilim için miras hakkından mahsup edilmek üzere mülkiyet hakkı tanınması mı istenir yoksa intifa hakkı tanınabilir mi? Saygılar... |
09-04-2018, 00:52 | #18 |
|
T.C. YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ E. 2008/12535 K. 2008/14964 T. 12.11.2008 • AİLE KONUTU ( Eşi Vefat Eden Davacı – Tespit Kararı İstemekte Hukuki Yararı Bulunduğu ) • AİLE KONUTUNUN SAĞ KALAN EŞE ÖZGÜLENMESİ ( Eşi Vefat Eden Davacının Tespit Kararı İstemekte Hukuki Yararı Bulunduğu ) 4721/m.240, 652 ÖZET : Davacı vekili, müvekkilinin eşinin vefat ettiğini, konuttan çıkarıldığı taktirde mağdur olacağını ileri sürerek, konutun aile konutu olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Davacının, Türk Medeni Kanunda yer alan aile konutu ve ev eşyasının sağ kalan eşe özgülenmesi haklarını kullanabilmesi için, böyle bir tespit kararı istemekte hukuki yararı mevcuttur. DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR : Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkilinin eşinin 02.12.2005 tarihinde vefat ettiğini, 3/4 hissesi mirasbırakan H.. adına kayıtlı olan Ö.. Ü.. köyündeki 1230 parsel sayılı taşınmazdaki meskenin aile konutu olduğunu, ölen eşinin diğer mirasçıları tarafından bu payla ilgili olarak ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, bu konuttan çıkarıldığı taktirde mağdur olacağını ileri sürerek, konutun aile konutu olduğunun tespitine karar verilmesini istemiş; Mahkemece; “Türk Medeni Kanunun 194. maddesi gereğince meskenin aile konutu olduğunun tespitinin istenebilmesi için, eşlerin her ikisinin de sağ olması gerektiği, eşlerden birinin ölümü halinde Türk Medeni Kanununun 240. maddesi gereğince dava açılmasının mümkün olduğundan bahisle, istek reddedilmiştir. Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir. ( HUMK. m.76 ) Somut olayda davacı, 1/4 payı kendisine, 3/4 payı da ölen eşine ait olan konutun, aile konutu olduğunun tespitini istemiştir. Davacının, Türk Medeni Kanununun 240. ve 652. maddelerinin kendisine tanıdığı hakları kullanabilmesi için, böyle bir tespit kararı istemekte hukuki yararı mevcuttur. O halde, mahkemece yapılacak iş; tarafların tüm delillerini toplayıp, gerektiğinde keşif de yapılıp, bu konutun aile konutu olup olmadığını tespit etmekten ibarettir. Açıklanan husus üzerinde durulmadan yasal olmayan gerekçe ile isteğin reddi doğru bulunmamıştır. SONUÇ : Temyiz edilen kararın yukarda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.11.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi. (KAYNAK: www.kazanci.com) |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Aile Konutu Şerhi | berrin leyla | Meslektaşların Soruları | 21 | 05-03-2015 16:18 |
birbirine belediyece şuyulandırılan 2 parsel için izalei şuyu davası açılabilir mi | Av.Ufuk | Meslektaşların Soruları | 6 | 03-05-2011 18:11 |
izalei şuyu | iklim | Meslektaşların Soruları | 2 | 18-05-2007 00:27 |
izalei şuyu | Heradres | Meslektaşların Soruları | 7 | 15-12-2006 17:10 |
Izalei Şuyu | nurben | Hukuk Soruları Arşivi | 3 | 27-10-2006 19:07 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |