|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
29-08-2007, 13:39 | #1 |
|
Tenkis davası ve zamanaşımı iddiası
Merhaba, sayın meslektaşlarım, müvekkilimin murisi A 1998 yılında vefat etmiştir. Vefat tarihinden önce muris A, iki adet taşınmazını mirasçılardan B ve Z adında erkek çocuklarına devretmiştir. Bu devir işlemlerinden biri 1993 yılında( ortaköy) diğeri ise ölümünden 13 gün önce(beykoz) gerçekleştirilmiştir.Toplam 6 mirasçı vardır. Bu mirasçılardan D ve E ikisi vefat olayının üzerinden 1 ay sonra ilk satılan taşınmaz ile ilgili olarak ( ortaköy)muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tenkis davası, son satılan taşınmaz(beykoz) ile ilgili olarak da tapu iptali davası açmışlardır. Bu davalardan ilki tenkis yönünde diğeri ise tapu iptali yönünde karara bağlanmıştır. Tapu kaydı iptal edilen taşınmazda mahkeme kararı gereği 6/1 hisseler tescil edilmiştir( 3 katlı bina) Ancak dava bitiminden sonra , bu davayı açan mirasçılardan D, tapu kaydının iptalini istediği taşınmazın( beykoz) 6/2 hıssesini de muvazaalı satıs yapılan kişiden satın alarak tapu senedini almıştır.Mirasçılardan dava açmayan bir kardeşi olan F de yine aynı tapusu iptal edilen yerden ( beykoz) 6/2 hisseyi satın almış ve tapu senedini almıştır. Aynı zamanda ortaköy deki taşınmazın devredildiği mirasçı olan Z ile hiçbir hak almamış olan diğer miraşçı R , beykozda ki taşınmaz ile ilgili olarak 2007 Haziran da tapu iptali davası açmıştır( mirasçılar arası zaman aşımı olmadığından dolayı davayı kazanacağı açıktır)Bu dava da Mirasçı R ile Z avukatlarına 2005 yılında beykozdaki taşınmaza ilişkin düzenleme şeklinde vekaletname vermişlerdir. Her iki davaya ilişkin verilen kararlar üzerinden yaklaşık 9 yıl geçmiştir. Şimdi diğer mirasçılardan F ve R ortaköyde bulunan ve zamanında D ve E mirasçılarının açtığı dava ile tenkise tabi tutulan taşınmazdan saklı paylarını almak istemektedirler. Burada aklıma takılan sorular şunlardır? 1- Tenkis davası öğrenme tarihinden itibaren 1 yıl ve her halukarda öğrenmede 10 yıl ile sınırlı tutulduğuna göre, 98 yılında vefat eden murisin ortaköyde devrettiği ve tenkisa tabi tutulmuş yer ile ilgili açılacak dava da zamanaşımı sorunu yaşanabilirmi? 2- Zamanaşımı itirazı söz konusu olmaz ise, mahkeme re'sen bu konuda açıklama isteyebilir mi? 3- Mirasçılardan R, Z'ye karşı açacağı bu davada, Z ile birlikte beykozdaki taşınmaza ilişkin açılmış bulunan tapu iptali davasında vermiş olduğu 2005 yılında ki vekaletnameden dolayı , tenkis davasında bir zarara uğrayabilir mi? Şöyle ki, karşı taraf Z , öğrenme tarihi vekaletname veriliş tarihi iddiasında bulunur ise , bu taktirde yapılabilecek olan savunma ne olabilir? 4- Beykozda ki daha önce tapusu iptal edilen taşınmazdan 6/2 hisseyi dava tarihinden sonra satın alan mirasçı F de, Z'ye karşı açacağı tenkis davasında, öğrenme tarihi anlamında zorluk yaşabilirmi? 5- Mirasçıların birbirleri ile yıllardır dargın olmaları ve tenkis davası açacak mirasçılardan birinin başka bir şehirde , diğerinin de yurtdışında yasıyor olması zamanaşımı itirazı ile karşılaşıldığında çürütecek bir neden olarak kabul edilebilirmi ? Sevgili arkadaşlar oldukça karışık olduğunun farkındayım, yazdıklarım üniversite yıllarında medeni hukuk pratik soruları tarzı olduğu için kusura bakmayın Saygılar |
29-08-2007, 14:19 | #2 |
|
Yukarıdaki konuya ve kapsamındaki soruların tamamına cevap olabilecek bilgileri içeren bir kitap bugün elimdeydi :
Tapu İptali Ve Tescili Davaları İrfan Dönmez-Yargıtay Onursal Üyesi Sorular o kadar kapsamlı ki,kitabın yarısını yazmak zor olacak... |
05-09-2007, 20:41 | #3 |
|
Tenkis davalarında TMK nun 571.maddesinde öngörülen 1 ve 10 yıllık süreler
hak düşürücü sürelerdendir. Zamanaşımı süresi değildir. Res'en dikkate alınır. Öğrenme tarihi her iki taraf için her türlü delille ispat edilebileceğinden , şimdiden bu durum hakkında bir tahminde bulunmak bence çok güç. Mirasçıların birbiri ile dargın olması , ayrı şehirlerde oturmaları dava açan için leyhe bir durum yaratabileceği gibi, iptal davası açılması için vekalet vermesi, diğer paydaştan pay satın alması aleyhe yorumlanabilir. Durum olayların gelişimine ve ispat imkanına göre değerlendirilir. Diye düşünüyorum. Saygılarımla. |
06-09-2007, 10:46 | #4 |
|
Soruyu yeni TMK hükümleri çerçevesinde cevaplandırmıştım.
Ancak soru sahibi sn.Yılmaz'ın uyarısı üzerine ölüm eski MK döneminde gerçekşetiğinden, olayda 4722 sayılı K.nun 1 ve 17 md.leri çerçevesinde eski MK. hükümlerinin uygulanacağının farkına vardım. Süre konusunu açıklayan Yargıtay kararına aşağıda yer veriyorum. Eski MK.daki dava süresi " zamanaşımı " niteliğinde olduğundan hakim tarafından res'en dikkate alınmayacaktır. Saygılarımla. T.C. YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİ E. 2003/8582 K. 2003/9300 T. 22.9.2003 • MUVAZAA NEDENİYLE TAPU İPTAL VE TESCİL ( Tapuda Kayıtlı Olmayan Taşınmazın Zilyetliğinin Devrinden İbaret Bulunan Mülkiyetinin Naklinde 1.4.1974 tarih 1/2 Sayılı İnançları Birleştirme Kararının Uygulanamayacağı Nedeniyle Muris Muvazaasının Dinlenemeyeceği ) • TENKİS DAVASI ( Davacıların Mahfuz Hisselerine Tecavüz Edildiğini Öğrendikleri Günden İtibaren 1 Sene Her Halükarda 5 Sene İçinde Açılması Gerektiği - Muris Muvazaası Nedeniyle Tapu İptal ve Tescil İstemi ) • MAHFUZ HİSSEYE TECAVÜZ ( Tecavüzü Öğrendikleri Günden İtibaren 1 Sene Her Halükarda 5 Sene İçinde Davanın Açılması Gerektiği/4721 Sayılı Kanuna Göre 1 Yıllık Süre Hak Düşürücü Süre Olmasına Karşın 743 Sayılı Yasada Zamanaşımı Süresi 0lması ) • ZAMANAŞIMI DEFİ ( 4722 Sayılı Yasanın 1. Madde Hükmüne Göre Yeni Yasanın Yürürlüğe Girdiği Tarihten Önce Yapılan İşlemlere O Tarihte Yürürlükte Olan 743 Sayılı Medeni Kanunun Hükümlerinin Uygulanacağı - Tenkis Davası - Muris Muvazaası Nedeniyle Tapu İptal ve Tescil İstemi ) 743/m.502,513 4721/m.560, ÖZET : Tapuda kayıtlı olmayan taşınmazın zilyetliğinin devrinden ibaret bulunan mülkiyetinin naklinde muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak iptal ve tescil isteğinin dinlenemeyeceği kuşkusuzdur. Ancak,sözü edilen taşınmazlar bakımından koşullarının bulunması halinde Medeni Kanunun Yeni 560 ( eski 502 ) ve devamı maddeleri uyarınca tenkis hükümlerinin uygulanması mümkündür.Öte yandan 4721 Sayılı Yeni Medeni Kanunun yürürlüğüne dair 4722 Sayılı Yasanın 1. madde hükmüne göre yeni yasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılan işlemlere o tarihte yürürlükte olan 743 Sayılı Medeni Kanunun hükümlerinin uygulanacağı açıktır.Anılan Yasanın 513. maddesinde tenkis davasının davacıların mahfuz hisselerine tecavüz edildiğini öğrendikleri günden itibaren 1 sene,her halükarda 5 sene içinde açılacağı ifade edilmiştir. Yeni 4721 Sayılı Medeni Kanunda 1 yıllık süre hak düşürücü süre olarak nitelendirilmiş ise de 743 Sayılı Medeni Kanunun 513. maddesinde anılan süre zamanaşımı olarak tamamlanmış,uygulama ve öğretide sürenin niteliğini zamanaşımı olarak kabul etmiştir. DAVA : Taraflar arasında görülen davada; Davacılar,miras bırakanları Şükrü 'nün mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla çekişme konusu taşınmazını,kadastro öncesi satış göstermek suretiyle davalılara bağışladığını,satış işleminin muvazaalı olduğunu,taşınmazın muvazaalı satış işlemine dayanılarak kadastroca 285 parsel numarası ile davalılar adına tesbit ve tescil edildiğini ileri sürerek satış işleminin iptali ile bağışlamanın saklı payları oranında tenkisi isteğinde bulunmuşlardır. Davalılar,çekişme konusu taşınmazı bedelini ödeyerek miras bırakandan satın aldıklarını belirtip davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece,davanın reddine karar verilmiştir. Karar,davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla,Tetkik Hakimi raporu okundu.Düşüncesi alındı.Dosya incelendi.Gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR : Dava, muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescil,kademeli olarak tenkis isteklerine ilişkindir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden;miras bırakan Şükrü 'ye ait bulunan çekişme konusu taşınmazın 24.5.1989 tarihinde miras bırakan tarafından davalılar Mehmet ve Duriye'ye satıldığı,senetsiz olan taşınmazın sözü edilen satışa dayanılarak kadastroca 21.10.1998 tarihinde davalılar adına tesbit edildiği,tesbitin 20.12.1999 tarihinde kesinleştiği,miras bırakanın ise tesbitten önce 6.10.1997 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. Öncelikle tapuda kayıtlı olmayan taşınmazın zilyetliğinin devrinden ibaret bulunan mülkiyetinin naklinde 1.4.1974 tarih ½ Sayılı İnançları Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığı,bu sebeple muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak iptal ve tescil isteğinin dinlenemeyeceği kuşkusuzdur.Bu nedenle,iptal ve tescil isteğinin reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Ancak,sözü edilen taşınmazlar bakımından koşullarının bulunması halinde Medeni Kanunun Yeni 560 ( eski 502 ) ve devamı maddeleri uyarınca tenkis hükümlerinin uygulanacağı muhakkaktır. Öte yandan 4721 Sayılı Yeni Medeni Kanunun yürürlüğüne dair 4722 Sayılı Yasanın 1. madde hükmüne göre yeni yasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılan işlemlere o tarihte yürürlükte olan 743 Sayılı Medeni Kanunun hükümlerinin uygulanacağı açıktır.Anılan Yasanın 513. maddesinde tenkis davasının davacıların mahfuz hisselerine tecavüz edildiğini öğrendikleri günden itibaren 1 sene,her halükarda 5 sene içinde açılacağı ifade edilmiştir.Yeni 4721 Sayılı Medeni Kanunda 1 yıllık süre hak düşürücü süre olarak nitelendirilmiş ise de 743 Sayılı Medeni Kanunun 513. maddesinde anılan süre zamanaşımı olarak tamamlanmış,uygulama ve öğretide sürenin niteliğini zamanaşımı olarak kabul etmiştir. Somut olayda,tenkis davasının miras bırakanın ölüm tarihi olan 6.10.1997 tarihinden sonra 17.12.1999 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Davalılar,yasal sürede zamanaşımı definde bulunmamışlardır. SONUÇ : Hal böyle olunca,eldeki davanın yasal süresinde açıldığı kabul edilerek işin esasına girilmesi,olayda tenkis koşullarının bulunup bulunmadığının saptanması,sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davacılar vekilinin temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü H.U.M.K.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,22.9.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (kazancı) |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Mirasta Tenkis Davası Koşulları Ve Zamanaşımı | Almıla | Miras Hukuku Çalışma Grubu | 48 | 18-04-2020 11:35 |
Tenkis davalarında zamanaşımı süresi ne kadardır? | Brusk | Miras Hukuku Çalışma Grubu | 11 | 17-07-2012 16:32 |
Tenkis Davası / Net Terekenin Tespitinde Murise Ait Olmayan Muhtesatın Değeri Konusu. | Av.Turhan Demiroğlu | Meslektaşların Soruları | 1 | 29-05-2007 12:30 |
menfi tespit davası teamül iddiası ve ispat sorunu | Av.Ayse E. | Meslektaşların Soruları | 2 | 24-02-2007 12:24 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |