|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
09-01-2010, 10:46 | #1 |
|
İtirazın kaldırılması davası devam ederken itirazın iptali davası açılabilir mi?
Müvekkil şirketin, borçlu belediyeden, faturadan kaynaklı alacağını almak maksadıyla ilamsız icra takibi yaptık. İlgili belediye icra takibinde işletilen faize ve faiz oranına itiraz etti. Bunun üzerine daha kısa sürede karar verilecek ve seri olacağı düşüncesi ile icra mahkemesinde itirazın kaldırılması davası açtık. ancak icra mahkemesi yaklaşık 10 aydır hala karar veremedi ve muhtemelen bilirkişi incelemesi yapılacak. Bilindiği üzere itirazın kaldırılması aleyhe sonuçlanırsa itirazın iptali davası açabilmek mümkün. ancak bu davayı itirazın tebliğinden itibaren 1 yıl içinde açmak gerekiyor. Sorun muhtemelen itirazın kaldırılması davasının 1 yıl içinde sonuçlandırılamayacak ve bu arada itirazın iptali davası açmak için öngörülen sürenin geçecek olması.
Acaba itirazın kaldırılması davası devam ederken itirazın iptali davası açmak mümkün olabilirmi? Bilindiği üzere icra mahkemesinin itirazın kaldırılması hakkındaki kararları kesin hükmün sonuçlarını doğurmuyor. Bu derdestlik itirazını ortadan kaldırabilir mi? Başka bir çözüm yolu varmıdır? Buna ilişkin yorumlarınız ve varsa yargı kararları eklerseniz çok memnun olurum. |
09-01-2010, 12:37 | #2 |
|
Sorunuza olumsuz yanıt veren bir Yargıtay kararı:
T.C. YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ E. 2001/10791 K. 2002/1588 T. 12.2.2002 • İTİRAZIN İPTALİ ( Davacının Yaptığı İcra Takibine Davalının İtirazı-Davacının Merciiye Yaptığı İtirazın Kaldırılması Talebinin Reddi Üzerine İtirazın İptali Davası Açılamaması ) • MERCİİCE İTİRAZIN KALDIRILMASI TALEBİNİN REDDİ ( Alacaklının İtirazın İptali Davası Açamaması- Genel Mahkemelerde Alacak Davası Açabilmesi ) • TAKİBE İTİRAZ ( Davacının Yaptığı İcra Takibine Davalının İtirazı-Davacının Merciiye Yaptığı İtirazın Kaldırılması Talebinin Reddi Üzerine İtirazın İptali Davası Açılamaması ) • SEÇİMLİK HAK ( Davacının Yaptığı İcra Takibine Davalının İtirazı-Davacının Merciiye Yaptığı İtirazın Kaldırılması Talebinin Reddi Üzerine İtirazın İptali Davası Açılamaması ) 2004/m.67 ÖZET : Borçlunun yürütülmekte olan icra takibine yaptığı itiraz, iki şekilde hükümden düşürülebilir. Bu iki yoldan biri itirazın mahkemede iptali, diğeri ise mercice kaldırılması yolu olup, iki yoldan birini tercih etme konusunda alacaklının seçimlik hakkı vardır. Seçimlik hakkını, tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemek yolunu seçerek kullanan ve talebi red edilen alacaklı, artık mahkemeden itirazın iptalini ve inkar tazminatına hükmolunmasını isteyemez. Ancak genel hükümlere göre alacak davası açabilir. DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili avukat Erdal Ulu gelmiş diğer taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: KARAR : Davacı, davalının köy tüzel kişiliğine ait tarlayı 20.10.1997 tarihinde kiraladığını, kira süresinin iki yıl, yıllık kirasının da 3.500.000.000 lira olduğunu, davalının ilk yıl kirasına mahsuben 912.500.000 lira ödediğini, ilk yılın kalan kirası ile ikinci yılın kirasını ödemediğini, Keşan İcra Müdürlüğünün 1999/2118 esas sayılı dosyası ile yaptığı icra takibine borçlu davalının itiraz ettiğini, icra tetkik merciine yaptığı itirazın kaldırılması talebinin red edildiğini bildirip, davalının icra dosyasına vaki itirazının iptaline, %40 icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacının taşınmazları kiraya verme yetkisinin olmadığını bildirip, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının itirazının 3.778.125.000 lira üzerinden iptaline, %40 icra inkar tazminatının tahsiline, fazla talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı kiracısından kira alacağının tahsili talebiyle Keşan İcra Müdürlüğünün 1999/2118 esas sayılı dosyası ile icra takibine geçmiş ve davalının itirazı üzerine takip durmuştur. Davacı, duran takibin devamını sağlamak için itirazın kaldırılmasını icra tetkik merciinden istemiş, tetkik merciince talep red edilmiştir. Alacaklının, itiraz üzerine duran takibi harekete geçirebilmesi için borçlunun itirazını hükümden düşürmesi gerekir. Borçlu itirazı, İ.İ.K.67. maddesine göre iki türlü hükümden düşürülebilir.İki yoldan biri itirazın mahkemede iptali, diğeri ise mercice kaldırılması yoludur. Bu iki yoldan birini tercihte alacaklının seçim hakkı vardır. Bu seçimlik hakkını, tetkik merciinden itirazın kaldırılması yolunu seçerek kullanan ve talebi red edilen alacaklı, artık İ.İ.K.67.maddesi uyarınca mahkemeden itirazın iptalini ve inkar tazminatına hükmolunmasını isteyemez. Ancak genel hükümler dairesinde alacak davası açabilir. Olayımızda, icra tetkik merciine müracaat eden alacaklının itirazın kaldırılması talebi red edildiğine göre, davacı artık mahkemeden itirazın iptalini isteyemiyeceğinden, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ. Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 97.500.000 lira duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, 12.2.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
09-01-2010, 13:42 | #3 | |||||||||||||||||||||||
|
Yardımcı olacağı kanaatiyle; http://www.turkhukuksitesi.com/showp...49&postcount=4 (Bulunduğu forum: http://www.turkhukuksitesi.com/showt...449#post345449 ) Saygılarımla... |
09-01-2010, 15:18 | #4 |
|
Sanırım yanlış anlaşıldı. Benim merak ettiğim; itirazın kaldırılması yolu ile icra mahkemesinde açılan davanın kesin hükmün sonuçlarını doğurmaması ve eğer davayı kaybedersek, itirazın iptali davasını açma hakkımızında zamanaşımına uğraması nedeniyle, itirazın kaldırılması davası devam ederken itirazın iptali davası açıp açamayacağımızdır. Meğer ki itirazın kaldırılması davası kesin hükmün sonuçlarını doğurmuyor ve karar davalı aleyhine sonuçlansa bile menfi tespit davası açma hakkı oluyor, o zaman derdestlik itirazına da gerekçe olamaması gerekmez mi? Bu konuda çok araştırdım ama bir karar bulamadım. Bilen meslektaşlarım yardımcı olursa sevinirim.
|
09-01-2010, 15:23 | #5 | |||||||||||||||||||||||
|
Davalı savunmasında, davacının İcra Tetkik Mercii'nde de itirazın kaldırılması davası açtığını beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının, icra takibine itiraz üzerine İcra Tetkik Merciinde dava açıp bunu takipsiz bırakarak itirazın iptali davası açtığı, İcra Tetkik Merciinde derdest bir dava mevcut iken yeni bir dava açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı icra takibine itiraz olunması üzerine 1.6.1999 tarihinde İcra Tetkik Merciinde itirazın kaldırılması davası açmış ise de, bu davayı takip etmeyerek 7.7.1999 tarihinde müracaata bırakmış ve 3.8.1999 tarihinde itirazın iptali davasını açarak, İİK'nun 67.maddesindeki genel yetkili mahkeme yolunu tercih ettiğini ortaya koymuş ve takip edilmeyen İcra Tetkik Merciindeki davada 12.10.1999 tarihinde işlemden kaldırılmıştır. Bu durumda mahkemece derdest bir dava bulunmadığı gözetilerek işin esasına girilip varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmek gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir." Saygılarımla... |
09-01-2010, 15:37 | #6 |
|
Çok teşekkür ederim. Tam da sorulara cevap oldu.
|
09-01-2010, 16:28 | #7 |
|
Dosyanın müracaata bırakılması ve 3 ay süren derdestlik halinin sona ermesi beklenmelidir. Aksi takdirde aşağıdaki karar gereği hukuki yarar yokluğundan dava reddedilebilir.
T.C. YARGITAY 19. Hukuk Dairesi E:1998/5207 K:1998/5805 T:06.10.1998 TaRaflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan-yarğılaması sonünda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine (...) gereği konuşulup düşünüldü. Davacı vekili, müvekkili danka ile davalı Ercan Sünkitay arasındaki ticari krediler sözleşmesi uyarınca kredi kullandırıldığını, diğer davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğunu, davalıların kredi borçlarını odememeleri üzerine aleyhlerine İcra takibine gecildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Ercan Sunkitay vekili, icra takibine itiraz nedeniyle Bodrum İcra Tetkik Merciinin 1994/203 esas sayılı dosyası ile takibin kaldırılması davasının derdest oldugunu, bu davanın derdestlik nedeniyle red edilmesinı savunmustur. Mahkemece, davalının derdestlik itirazı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. İcra takibine itiraz durumunda alacaklı, alacak belgeye dayanıyorsa İcra Tetkik Merciinde itirazın kaldırılmasını isteyebileceği gibi, genel mahkemelerde de itirazın iptalini dava edebilir ve gereğinde genel hükumlere gore kosulları bulundugunda alacak davası da acma hakkına sahiptır. Alacak belgeye dayanmıyorsa yalnızca mahkeme yoluna başvurulabilir. Somut olayda uyuşmazlık mercide çözümlenebilir nitelik taşındığına göre, ayrıca itirazın iptali davası açılmasında hukuksal yarar yoktur. O nedenle kararın gerekçesinin HUMK.nun 438/9.maddesi uyarınca düzeltilerek sonucu doğru olan hükmün onanması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın gerekçe kısmının yukarıda yazılı şekilde düzeltilmesine, sonucu itibariyle doğru olan hükmün düzeltilen bu gerekçeyle ONANMASINA. |
09-01-2010, 20:27 | #8 |
|
evet açılabilir. Yargıtay kararı ekliyorum....
T.C. YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİ E. 1999/1342 K. 1999/1570 T. 1.3.1999 • İTİRAZIN KALDIRILMASI ( Aynı Anda İtirazın İptali Davası Açılması ) • İTİRAZIN İPTALİ DAVASI ( İtirazın Kaldırılması İstendiği Halde Açılan ) • DERDESTLİK ( İtirazın Kaldırılması Yoluna Başvurulduğu İlk İtirazı ) 2004/m.67 ÖZET : İcra Tetkik Merciinde itirazın kaldırılması isteği, mahkemedeki bir davada derdest olarak kabul edilemeyeceği gibi kesin hüküm olarak da nitelendirilemez. Bu nedenle alacaklı bu iki hakkı bir arada kullanabilir. DAVA: Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR: Dava itirazın iptali, temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili davalının dava konusu taşınmazda 1.11.1997 başlangıç tarihli sözleşmeyle kiracı olduğunu, sözleşmenin özel şartlar 2. maddesi gereği tüm kira yılına ait kira bedelinin muaccel hale geldiğini, kira bedellerinin ödenmesi için başlatılan icra takibi nedeniyle davacıya 7/30 günlük ihtarlı ödeme emri tebliğ edildiğini, davalının itirazı nedeniyle takibin durduğunu, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile kiralanandan tahliyesini talep etmiştir. Davalı aynı konuda davacının İcra Tetkik Mercii Hakimliği`nden itirazın kaldırılmasını istediğini, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece de davacının itirazın kaldırılması için İcra Tetkik Mercii Hakimliği`ne talepte bulunduğu bu nedenle ayrıca mahkemede dava açamayacağı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir. İlamsız icra takibine itiraz halinde alacaklının iki hakkı vardır. Alacaklı tetkik merciinde itirazın kaldırılmasını isteyebilir ya da İcra İflas Kanunu`nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası açabilir. Olayımızda alacaklının bu iki yolu kullanabilip kullanamayacağı sorusu karşımıza çıkmaktadır. İcra hukuku takip hukukudur. İcra Tetkik Merciinde itirazın kaldırılması isteği, mahkemedeki bir davada derdest olarak kabul edilemeyeceği gibi kesin hüküm olarak ta nitelendirilemez. Bu nedenle alacaklı bu iki hakkı bir arada kullanabilir. Bunu önleyen bir yasa hükmü de yoktur. Ancak alacaklı tetkik merciinin kesinleşen kararıyla hakkı istihsal etmişse onu infaz ettirmeyerek dava açmasında veya davayı yürütmesinde bir yararı olmayacaktır. Bu durumda davanın reddi gerekecektir. Bu nedenle işin esası incelenip neticesine göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddi hatalı olmuştur. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.`nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 1.3.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. |
09-01-2010, 21:30 | #9 |
|
Sorunuzu foruma bakarken tesadüfen gördüm ve bu konuda şahit olduğum bir düşünceyi sizinle paylaşmak istedim.Adını vermek istemediğim ve alanında deneyim sahibi bir icra mahkemesi hakimi tarafından bu konuda aktarılan görüşü aynen paylaşıyorum:
"İtirazın iptali davası bir eda davasıdır.Ancak bu dava iki yönlüdür.Şöyle ki;dava sonunda verilen hüküm hem bir tespit hükmü(menfii tespit hükmü),hem de yapılan itirazın bertaraf edilerek alacaklının takibe devam etmesini ve alacağı talep etmesini içerir(eda hükmü).İtirazın iptali davası;sadece itirazın bertaraf edilmesini değil aynı zamanda alacağın borçlu olan taraftan istemesini sağlayan ve maddi anlamda kesin hüküm teşkil eden bir dava türüdür.İtirazın kaldırılması ise;İİK da sayılan md.68/a anlamında belgeye sahip olan alacaklıya borçlunun yapmış olduğu itirazı bertaraf etme hakkı ve yetkisi sağlar.Bu nedenledir ki itirazın kaldırılması ile sadece itiraz bertaraf edilmiş olur(tespit hükmü içerir).Dava açılırken dikkat edilmesi gereken;davayı açacak olan kimsenin hukuki yararının olup olmamasıdır.İtirazın iptali davası açıldıktan sonra itirazın kaldırılması davası açılmasında hukuki yarar yoktur çünkü davacı açacağı itirazın iptali davası ile hem eda hemde tespit hükmü elde edecektir.Bu sebeple itirazın iptali açıldıktan sonra itirazın kaldırılması davası açılmasında hukuki yarardan bahsedilemez.Ancak itirazın kaldırılması davası açıldıktan sonra itirazın iptali davası da açıldığı zaman hukuki yarar mevcuttur.Çünkü açılacak olan itirazın kaldırılması davası ile tespit hükmü elde edilecekken,itirazın kaldırılması davası devam ederken açılacak olan itirazın iptali davası ile hem tespit hemde eda hükmü elde edilecektir(Çoğu kapsayan azı da kapsar kuralı)."Açılacak olan itirazın iptali davasında hukuki yararın olduğuna katılıyorum.Ancak itirazın iptali davası sonuçlandıktan sonra itirazın kaldırılması davası açılamaz.Çünkü;itirazın iptali davalarında verilen hüküm maddi anlamda kesin hüküm teşkil ettiğinden dolayı engel teşkil eder.Tersini düşündüğümüzde;maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyen icra mahkemesi kararlarından(istisnalar hariç) sonra itirazın iptali davası açılabilir.SAYGILARIMLA.Umarım yardımcı olabilmişimdir.Çalışmalarınızda başarılar diliyorum. |
09-01-2010, 22:59 | #10 |
|
İİK md.67 eski haline göre bu mümkün değildi. Ancak her iki dava birden açılabilir. Yüksek mahkemenin birkaç yıldır verdiği kararlar böyle. Yani 2003 den sonraki kararlara bakın.
|
30-11-2010, 16:40 | #11 |
|
Sayın Meslektaşlarım konuyu incelerken bu hususla ilgili can alıcı bir husus dikkate alınmadığından tartışmanın sağlıklı bir zeminde ilerlemediği kanaatindeyim. Şöyle ki;
17.07.2003 tarihli ve 4949 sayılı Kanunun 15. maddesi ile değiştirilen İİK.nun 67/1. maddesinde "takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Oysa ki yukarıda verilen kararlarda 2003 yılından önceki yasa metni dikkate alınrak verilen karar örnekleri foruma eklenmiştir. Değişiklik öncesi İİK m.67 şu şekilde düzenlenmektedir: "Takip talebine itiraz edilen ve itirazın kaldırılması için mercie müracaat etmek istemiyen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, umumi hükümler dairesinde, alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir."[/size] Bu değişiklik sonrası verilen bir takım karar örnekleri şu şekildedir: Esas No : 2005 / 10217 Karar No: 2005 / 13076 Merci : Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Tarih : 01/12/2005 Özü : İ.İ.K'NUN 67.MADDESİNDE TAKİP TALEBİNE İTİRAZ EDİLEN VE İTİRAZIN KALDIRILMASI TALEBİ REDDEDİLEN ALACAKLININ 1 YIL İÇİNDE MAHKEMEDE İTİRAZIN İPTALİ DAVASI AÇMASINA YASAL ENGEL YOKTUR Bu nedenle, takibe yapılan itirazın ( sınırlı inceleme ile yetkili tetkik merciinden ) kaldırılması için başvuran alacaklının, bu talebinin tetkik merciinde incelenmesi aşamasında veya talebinin reddedilmesi üzerine, verilecek veya verilmiş karar, taraflar arasında kesin bir hükmün sonuçlarını doğuran nitelikte bulunmadığından, alacaklının mahkemede, İİK 67/1. maddesinde yazılı 1 yıllık süre içinde olmak koşuluyla itirazın iptali davası açmasına ve geniş yetkili mahkemede uyuşmazlığın çözümünü talep etmesine, anılan yasa hükmünün gerek ifadesi, gerekse amacı mani teşkil etmez. O halde, mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar vermek gerekir. DAVA : Dava dilekçesinde1.485.000.000 lira alacak ve fer'ileri için takibe vaki itirazın iptali, inkar tazminatının faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: KARAR : Davada, ödenmeyen 1.485.000.000 TL kira bedelinin tahsili için takibe vaki itirazın iptali talep ve dava edilmiş, mahkemece bu davadan önce müracaat edilen İcra Tetkik Mercii, itirazın kaldırılması talebini ( İİK.269/b md.uyarınca ) reddetmiş olmakla, itirazın iptali davasının açılamayacağı genel hükümler çerçevesinde alacak davası açma hakkı bulunduğu gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İİK'nun 67.maddesinde takip talebine itiraz edilen ve itirazın kaldırılması talebi reddedilen alacaklının 1 yıl içinde mahkemede itirazın iptali davası açmasına yasal engel bulunmamaktadır. Bu nedenle, takibe yapılan itirazın ( sınırlı inceleme ile yetkili tetkik merciinden ) kaldırılması için başvuran alacaklının, bu talebinin tetkik merciinde incelenmesi aşamasında veya talebinin reddedilmesi üzerine, verilecek veya verilmiş karar, taraflar arasında kesin bir hükmün sonuçlarını doğuran nitelikte bulunmadığından, alacaklının mahkemede, İİK 67/1. maddesinde yazılı 1 yıllık süre içinde olmak koşuluyla itirazın iptali davası açmasına ve geniş yetkili mahkemede uyuşmazlığın çözümünü talep etmesine, anılan yasa hükmünün gerek ifadesi, gerekse amacı mani teşkil etmez. O halde, mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir. SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.12.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. Esas No : 2006 / 2174 Karar No: 2006 / 6885 Merci : Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Tarih : 01/05/2006 Özü : 4949 SAYILI KANUNUN 15. MADDESİ İLE İİK.NIN 67/1. MADDESİNDE YAPILAN DEĞİŞİKLİKLE, MERCİİDE İTİRAZIN KALDIRILMASI İÇİN DAVA AÇAN VE ANCAK DAVASI REDDEDİLEN ALACAKLIYA DA İTİRAZIN İPTALİ DAVASI AÇMA OLANAĞI TANINMIŞTIR. BU NEDENLERLE, DAVACININ MERCİE MÜRACAAT ETMESİNE RAĞMEN GENEL MAHKEMEDE DE İTİRAZIN İPTALİ DAVASI AÇMA HAKKI VARDIR. DAVA : Taraflar arasındaki borca karşı yapılan itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR : Davacı, murisinden kendisine kalan taşınmazların devir işlemlerinin yapılması için davalıyı vekil tayin ettiğini, ancak davalının bu vekaletnameye dayanarak taşınmazı dava dışı üçüncü şahsa sattığını, satış bedelinden hissesine düşen miktarın tahsili için icra takibi yaptığını, davalının itiraz etmesi üzerine İcra Tetkik Merciinde açtığı davanın reddedildiğini ileri sürerek icra takibine vaki itirazın iptalini istemiştir. Davalı, itirazın kaldırılması için merciide dava açan davacının itirazın iptali davası açamayacağını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, merciide itirazın kaldırılması için dava açan ancak davası reddedilen davacının alacak davası açabileceği, itirazın iptali davasının açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1- 17.07.2003 tarihli ve 4949 sayılı Kanunun 15. maddesi ile değiştirilen İİK.nun 67/1. maddesinde "takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir" hükmü mevcut olup, eski kanun maddesinde yer alan "ve itirazın kaldırılması için merciie müracaat etmek istemeyen" ibareleri kanun metninden çıkarılmıştır. Anılan kanun değişikliği ile merciide itirazın kaldırılması için dava açan ve ancak davası reddedilen alacaklıya da itirazın iptali davası açma olanağı tanınmıştır. Davacı 4949 sayılı Yasa yürürlüğe girdikten sonra 10.09.2004 tarihinde icra takibi yaptığına göre, merciie müracaat etmesine rağmen genel mahkemede de itirazın iptali davası açma hakkına sahiptir. Mahkemece değinilen bu yön gözetilerek işin esasına girilip hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir. 2- Bir numaralı bentteki bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle; temyiz olunan hükmün davacı yararına (BOZULMASINA), 2 numaralı bent uyarınca diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 01.05.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi. ****** ( Bu içerik 30 Kasım 2010 tarihinde www.hukukturk.com arşivinden alınmıştır. ) Esas No : 2004 / 14328 Karar No: 2005 / 1882 Merci : Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Tarih : 10/02/2005 Özü : İCRA İFLAS KANUNUNUN 4949 SAYILI YASA İLE 67/1 MADDE DEĞİŞTİRİLMİŞTİR. MADDENİN DEĞİŞTİRİLEN YENİ HÜKMÜNE GÖRE İCRA TETKİK MERCİİNE İTİRAZIN KALDIRILMASI TALEBİYLE BAŞVURAN VE TALEBİ RED EDİLEN ALACAKLI DA, İCRA TAKİBİNE BORÇLUNUN YAPTIĞI İTİRAZIN KENDİSİNE TEBLİĞİNDEN İTİBAREN BİR YIL İÇİNDE MAHKEMEYE BAŞVURARAK İTİRAZIN İPTALİ DAVASI AÇABİLİR. DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü: KARAR : Davacı, haricen satın aldığı aracın kayıt malikinin borçlarından dolayı haczedilerek elinden alındığını, bedelin kendisine iade edilmediğini alacağını tahsil etmek için başlattığı icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini öne sürerek, itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı, itirazın kaldırılması davasının İcra Tetkik Mercii tarafından reddedilmesi nedeniyle davacının itirazın iptali davası açamayacağını bildirerek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı alacağının tahsili için davalı aleyhine yaptığı icra takibinin borçlunun itirazı ile durduğu ve davacının borçlunun itirazının kaldırılması talebiyle icra tetkik merciinde açtığı davanın da red edilmesi üzerine, itirazın iptali talebiyle bu davayı açmıştır. İtirazın iptali talebiyle açılan bu dava mahkemece, icra tetkik merciine itirazın kaldırılması talebiyle başvuran ve talebi reddedilen alacaklının itirazın iptali talebiyle dava açamayacağı gerekçesi ile red edilmiştir. İcra İflas kanununun 4949 sayılı yasa ile 67/1 madde değiştirilmiştir. Maddenin değiştirilen yeni hükmüne göre icra tetkik merciine itirazın kaldırılması talebiyle başvuran ve talebi red edilen alacaklı da, icra takibine borçlunun yaptığı itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde mahkemeye başvurarak itirazın iptali davası açabilir. Bu nedenle davanın reddi doğru değildir. Mahkemece işin esasına girilerek taraf delilleri toplanıp değerlendirilip, sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 10.2.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi. ( Bu içerik 30 Kasım 2010 tarihinde www.hukukturk.com arşivinden alınmıştır. ) Görüldüğü gibi benim kanaatime göre içtihatlar kararlı nitelikte değildir. 3.Hukuk Dairesinin iki davanın aynı anda açılabileceğine ilişkin bir kararı olmasına karşın 13.Hukuk Dairesi kararlarında itirazın kaldırılması davasının reddi hallinde dava açılabileceğine ilişkin kararlar vardır. 13.Hukuk Dairesi kararlarında benim inceleyebildiğim kadarı ile itirazın kaldırılması davası derdestken itirazın iptali davası açılamaz diye bir karar da yoktur. Peki burada Yargıtay 13.Hukuk Dairesi ile 3.Hukuk Dairesinin kararları nasıl yorumlanacaktır? İki davadan bir diğeri derdestken bir diğerinin görülmesi mümkün müdür, değil midir? Yada daha doğru bir soru sormak gerekirse itirazın kaldırılması davası derdestken itirazın iptali davası açmak mümkün müdür? Bence asıl tartışılması gereken husus budur. Saygılarımla |
03-01-2011, 17:53 | #12 |
|
değerli meslektaşlarım , peki itirazın kaldırılması davası açılması itirazın iptali için geçerli olan 1 senelik süreyi keser mi?
|
04-01-2011, 11:36 | #13 |
|
İtirazın iptali davası, itirazın tebliğinden itibaren 1 yıl içinde açılabilir. Bu nedenle, itirazın kaldırılması davası bu süreyi kesmez. Prof. Baki Kuru'nun kitabında bu konu ayrıntılı açıklanmış. Aynı anda 2 davanın da açılabileceği belirtilmiş... İyi çalışmalar.
|
14-11-2011, 14:05 | #14 |
|
Merhabalar,
Müvekkil hakkında kira alacağından dolayı icra takibine geçilmiş müvekkil itiaz etmiş alacaklı tarafından itirazın iptali davası açılmış ve kazanılmış. Ancak müvekkilin elinde kira bedellerini ödediğine dair belgeler bulunmakta ancak itirazın iptali davasında bunları ileri sürememiş ve davayı kaybetmiş. Dava sonrasında da haciz korkusundan haricen alacaklının avukatına ödediği miktarlarda dahil olmak üzere hepsini ödemiş. Şimdi İstirdat davası açtık. ama kafama takılan itirazın iptali davasından dolayı bizim davamız kesin hüküm nedeniyle red olabilir mi? |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
Konu Araçları | Konu İçinde Arama |
Konuyu Değerlendirin | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
İtirazın kaldırılması davası kısmen açılabilir mi? | Y.Kurban | Meslektaşların Soruları | 5 | 05-10-2011 09:39 |
İtirazın İptali mi itirazın kaldırılması davası mı açılmalı | av.banu | Meslektaşların Soruları | 2 | 24-02-2009 15:27 |
itirazın iptali davası için bir yıllık süre dolmadan alacak davası açılabilir mi | a.lawyer | Meslektaşların Soruları | 2 | 20-07-2008 22:14 |
velayet davası devam ederken karşı velayet davası açılması | İLKEM | Meslektaşların Soruları | 0 | 22-01-2008 17:07 |
İtirazın iptali davasına ıslahla alacak davası olarak devam edilebilmesi mümkün müdür | ekinheval | Meslektaşların Soruları | 3 | 18-12-2007 15:38 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |