Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

15-18 yaş arası çocuklar ve cinsel davranışlar

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 16-07-2010, 20:46   #1
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan 15-18 yaş arası çocuklar ve cinsel davranışlar

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki

MADDE 104 - (1) Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikayet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Yasa metninde cezalandırılan eylem "cinsel ilişki"dir.

Bu durumda cinsel ilişkiye varmayan eylemler yasada suç olarak tanımlanmamıştır diyebilir miyiz?
Old 23-07-2010, 13:48   #2
radiokid

 
Varsayılan

Sn. Kayar, belirtmiş olduğunuz gibi yasakoyucunun bu hususu da açıkça yaptırıma bağlamış olması gerekirdi diye düşünüyorum. Reşit olmayan çocukla, rızası dahilinde cinsel etkinlik içinde bulunma( cinsel ilişki dışında her türlü eylem) durumunu 15 yaşından küçük olmak kaydıyla TCK Madde 103 kapsamında ''çocukların cinsel istismarı'' başlığı altında yaptırıma bağlayan kanunkoyucu maalesef ki kısaca ve özlüce belirttiğiniz gibi 15-18 yaş arası çocukları, rızaları dahilinde gelişen cinsel faaliyetlere karşı korumasız bırakıyor.O yaştaki bir çocuğun eylemin sonuçlarına ilişkin olumlu-olumsuz sağlıklı bir rızaya sahip olması ihtimali kanımca zayıftır. Çocuğun cebir veya tehdite maruz kalması şartı ise, yine üzüntü vericidir.Selamlarımla...
Old 24-07-2010, 00:02   #3
Gemici

 
Varsayılan

Konu sadece THS'de değil, diğer internet sayfalarında da tartışılmış/tartışılıyor/tartışılacak.
Neden tartışılıyor?
Neden tartışılacak?
Bu soruların cevabı düzenlemenin komikliğinde yatıyor bence.
Nedir ikinci fıkrası Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen söz konusu maddenin düzenlediği hukuki menfaat?
Çocuğun daha olgunlaşmamış genel kişiliği mi?
Çocuğun cinsel kişiliği mi?
Toplum olarak çok değer verdiğimiz bekaret m?
Maddeden anlaşıldığı kadarı ile yasa koyucu söz konusu kişilerin kendi rızaları ile cinsel ilişkide bulunabileceklerini kabul ediyor ve herhangi bir müeyyideye tabi tutumuyor bu ilişkiyi. Bu müeyyideye tabi tutmama sınırını, kendi rızası ile cinsel ilişkiye giren reşit olmayan kişinin, ilişkiye girdikten sonra pişmanlık duymasında veya partnerini cezalandırma/baskı altına almasında buluyor. Şantajı da unutmamak gerekir bu arada.
Pratiğin çözmesi gereken bir kaç sorun daha var ortada; kendi rızası ile cinsel ilişkiye giren kişinin anne ve babası var bir de. Onlar çıkıp çocuklarına 'sen cinsel ilişkiye girdin ama bu bizim değer ölçülerimize ters düşer' diyerek şikayet etseler ne olur? Çocuğun kendi rızası ile cinsel ilişkide bulunmasını legalleştirip anne ve babaya şikayet hakkı vermenin anlamı ne ola ki? Daha şimdiden 'anne ve babanın bu türden bir hakkı yoktur' diyenleri duyuyorum, pardon okuyorum. Diğer tarafta anne ve babaya bu hakkı verenler de var. Kim haklı?

Diğer bir soru: Yasa koyucumuzun çocuğun kişiliğini ve cinsel gelişmesini düşündüğünü farz edelim. Neden sadece cinsel ilişkiden bahs ediyor o zaman? Sapıkça diyebileceğimiz diğer bir çok cinsel davranış çocuğun kişiliği üzerinde zararlı bir rol oynamaz mı? Kanun koyuucu 16 yaş ile 18 yaş arası kişilerin kişiliklerini geliştirmelerini düşünüyorsa onları cinsel ilişkiye varmayan sapıkça cinsel pratiklere karşı koruması gerekmez mi?

Üzerinde düşünülmesi gereken diğer bir konu, 17 yaşında evlenip cinsel ilişkiye giren ve gerdek gecesinden sonra eşini şikayet edebileceklere hukukumuzun vereceği cevap!

THS forumlarında bulduğum mesajları alta alıntıladım.

http://turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=47278

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=31701

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=50145

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=48686

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=21781

Saygılarımla
Old 22-08-2010, 12:43   #4
üye34660

 
Varsayılan

15-18 yaş arasındaki çocukların cinsel ilişki dışındaki cinsel eylemleri(eski tabirle tasaddi) suç oluşturmaz, cinsel ilişki ise mağdurun ancak şikayeti halinde cezalandırılır. Bu hak şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğu için, temyiz kudretini haiz (15 YAŞINDAN BÜYÜK ÇOCUKLAR TABİ Kİ)çocuklar ancak şikayet haklarını kullanabilirler, bunlar yerine anne ya da babaları ve varsa diğer kanuni temsilcilerinin şikayet hakları yoktur. Ancak mağdurun akli melekeleri yerinde değilse yani işlenen suça karşı mukavemete muktedir değillerse bu durumda kanun temsilcileri şikayet edebililer, ayrıca bu suçlar da şikayete tabi değildir. Saygılarımla
Old 10-09-2010, 23:02   #5
nejdet evren

 
Varsayılan

5237 Sayılı Yasanın 104 Maddesi 15 yaşından büyük 18 yaşından küçük olanla cinsel ilişkinin rızaya dayalı şeklini yakınma koşulu ile yaptırıma bağlamıştır. Dikkat edlirse rıza ögesi öne çıkmaktadır.

765 Sayılı Yasanın 416/2 Maddesi ile tanımlana ırza Tasaddi ve 421 Maddesinde tanımlanan laf atma ve sarkıntılık suçlarında Rıza ögesi bulunmamaktadır. 5237 Sayılı yasanın 105 Maddesi ile bu eylemler yine yakınma koşulu ile suç sayılmışlardır. Dolayısı ile tasaddi suç olmaktan çıkartılmış denilemez.

Avrupa Çocuka Haklarını Koruma Sözleşmesinde çocuklar 18 yaşından küçük olarak tanımlanmışlardır. Özellikle çalıştırılma ve cinsel istismar yönlerinden çocukların korunması için Medeni Yasa ve Ceza Yasalarında çocuklar uyum yasasına bağlı olarak 18 yaş olarak belirlenmeli ve 18 yaşından küçüğe yönelik tüm cinsel eylemler yakınma koşuluna bağlanmaksızın soruşturma kapsamına alınmalıdır.
Old 15-09-2010, 02:36   #6
Av. Tuğba Karaca

 
Varsayılan

15 yaşını bitirmiş olup da kendisine karşı organ yada sair cisim sokulmasına rıza gösteren mağdurun, fiile olan rızasının hukuki sonuçlarını ise ikili bir ayrıma tabi tutarak değerlendirmek gerekir. Birincisi, fiilin mağdura rızasıyla organ sokma yani cinsel ilişki boyutunda gerçekleştiren eylemler 5237 sayılı TCK nun 103/2. Maddesine göre değil 104/1. Maddeye değerlendirip, sanığın hukuki durumunun bu maddeye göre tayini gerekir. İkincisi ise mağdurun rızasıyla kendisine karşı sair cisim sokulması, iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleşmediğinden, yani fiile mağdurun rızası olduğundan bu durum hukuka uygunluk nedeni olup kanaatimce buna ilişkin açık bir yasal düzenleme yoktur.Kıyas yöntemiyle de ceza tayini mümkün olmadığından bu tür fiiller yaptırımsız kalır.
Old 15-09-2010, 23:20   #7
Gemici

 
Varsayılan Onur Savaşı Vermek!

Ceza Kanunu
MADDE 104. - (1) Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikâyet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Fail mağdurdan beş yaştan daha büyük ise, şikâyet koşulu aranmaksızın, cezası iki kat artırılır.



12 Eylül 2010 tarihli Hürriyet'in Avrupa baskısından:
Liseli Kız Doğum Yaptı

Yaşar Anter / DHA

Muğla'nın Bodrum İlçesi'nde oturan lise ikinci sınıf öğrencisi H.S.(17), bayramın birinci günü sabaha karşı kanama ve şiddetli karın ağrısı şikayetiyle Bodrum Devlet Hastahanesi'ne kaldırıldı. İlk müdahalede genç kızın 7,5 aylık hamile olduğu ve bebeğin kanda zehirleme yaptığı tespit edildi. Aile bu haberle şoke olurken H.S. de doktorlar tarafından ameliyata alındı. Başarılı geçen sezaeryanla hayata tutunan H.S. sağlıklı bir erkek dünyaya getirdi. H.S.'nin sürekli bol giysiler giyerek hamileliğini 7.5 ay boyunca ailesinden ve yakınlarından gizlediği, yapılan operasyonla ise ölümden döndüğü bildirildi. H.S.'nin henüz kendinde olmadığı için ifade veremediği, ailesinin ise aralarında eski sevgili Ç.A.'nın da bulunduğu 3 kişiden şikayetçi olduğu kaydedildi.

H.S.'yi hamile bıraktığı gerekçesiyle, aynı okulun son sınıfında okuyanj erkek arkadaşı Ç.A. Konacık Beldesi'nde gözaltına alındı. Ç.A.'nın H.S.'nin ifadesi doğrultusunda gözaltına alındığı, olayla ilgili soruşturmanın sürdürüldüğü belirtildi. H.S.'nin babası Z.S. 'Kızım bir gençlik hatası yapıp Ç.A. ile birlikte olmuş. Çocuğun babası Ç.A.'dır. Polis Ç.A.'yı gözaltına aldı. Bir baba olarak onur savaşı veriyorum' dedi. Olayla ilgili olarak şüphelenilen ya da aranan başka kimse olmadığını söyledi.


1. haberdeki 'ailesinin ise aralarında eski sevgili Ç.A.'nın da bulunduğu 3 kişiden şikayetçi olduğu kaydedildi'. ve Çocuğun babası Ç.A.'dır. Polis Ç.A.'yı gözaltına aldı. Bir baba olarak onur savaşı veriyorum' dedi. Olayla ilgili olarak şüphelenilen ya da aranan başka kimse olmadığını söyledi. cümleleri arasındaki çelişkiyi bir kenara bırakalım.

2. Haberden anlaşıldığı kadarı ile hamile kız herhangi bir şikayette bulunmamış ve eski sevgili ailenin şikayeti üzerine gözaltına alınmış. Sayın Dr. Fuat Şenoğl'nun 'Bu hak şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğu için, temyiz kudretini haiz (15 YAŞINDAN BÜYÜK ÇOCUKLAR TABİ Kİ)çocuklar ancak şikayet haklarını kullanabilirler, bunlar yerine anne ya da babaları ve varsa diğer kanuni temsilcilerinin şikayet hakları yoktur.ifadesi ile çelişen bir uygulama. Teori ile pratik arasındaki daimi çelişki mi acaba burada göze çarpan?

3. Olay yasalarımızla toplumsal değerlerimiz (en azından toplumumuzun büyük bir kesiminin değerleri) arasındaki uçurumu tüm açıklığı ile ortaya koyuyor; yasa çocuğun veya gencin cinsel dokunulmazlığını ön planda tutarken, toplum, babanın veciz bir şekilde belirttiği gibi, ailenin onurunu ön planda turuyor. Ne demiş baba? 'Bir baba olarak onur savaşı veriyorum'

4. Olay benim görüşüme göre Türk Hukuku'ndaki başka bir çarpıklığı ortaya çıkarıyor; medeni kanun on altı yaşını doldurmuş kadın ve erkeklerin evlenmelerine belirli koşullar altında izin veriyor, buna karşılık ceza kanunu belirli koşullar gerçekleştiğinde evlenebilen/evlenme ehliyetine sahip olabilecek olan kişilerle kurulan cinsel ilşikiyi cezalandırıyor. Vee burada meşhur 'aile onuru' karşımıza çıkıyor; onur savaşı veren aile, kendi rızası ile cinsel ilişkiye girmiş olan kızlarına baskı yaparak onu şikayet etmeye zorlayacaktır. Bu durumda şikayet dilekçesi gençten gelmiş olsa bile asıl şikayet eden , gence baskı yapan, o nu şikayet etmeye zorlayan ailedir.

5. Alman Ceza Kanun'u 16 ile 18 yaş arasındaki gençlerin, kendi rızaları ile, herhangi bir bağımlılık ilişkisi olmadan giriştikleri cinsel ilşikilerde gençlerle cinsel ilişki kurmuş olanları cezalandırmıyor.

Saygılarımla
Old 17-09-2010, 10:18   #8
nejdet evren

 
Varsayılan

5237 Sayılı Yasanın 104/2 Maddesi, Anayasa Mahkemesi'nin 25.02.2006 Günlü Resmi Gazetede yayımlanan 2005/103,89 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Devlet Memuru Vakarına Yakışmayan Tutum ve Davranışlar üye25339 Anayasa ve İdare Hukuku Çalışma Grubu 0 25-08-2008 09:26
Cinsel Saldırı İle Cinsel Taciz Suçu Arasındaki İnce Çizgi üye19576 Kadın Hakları Çalışma Grubu 0 05-08-2008 02:47
çocuklar hk. Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 2 28-06-2008 18:14
Hiv/Aids ve Çocuklar Av.Habibe YILMAZ KAYAR Çocuk Hakları Çalışma Grubu 0 30-11-2007 23:04
Çocuklar ve Yanıtlar :) avien Site Lokali 2 19-01-2007 13:13


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05791807 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.