|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
16-05-2007, 18:54 | #1 |
|
Tkhk 10. Madde - Tüketici Kredilerinde Kefilin Sorumluluğu
MERHABALAR
benim sorum TKHK 10 md ve devamı ile ilgil: TKHK 10/2. fıkranın son cümlesi " ... Tüketici kredisisi teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren, asıl borçluya başvurmadan, kefilden borcun ifasını isteyemez." denilmektedir. yani tüketici kredisi için müteselsil kefalet değil adi kefalet hükümleri uygulanır denilmektedir. şu halde, bankalar tüketici kredilerinde, asıl borçlu ile ilgili hukuki yolları tüketmeden kefile icra takibinde bulunamazlar. Dosyada, davalı , dava dışı asıl borçlu için yasal yollar tüketilmeden kefil olduğu tüketici kredisinin tahsili için kendisine icra emri gönderilmesi sebebiyle itiraz etmiş ve hukuki dayanak olarak ilgili maddeye dayanmış. alacaklı banka da itirazın iptali için dava açmış. (Dava açılmadan önce asıl borçlu aleyhinde maaş haczi yazıldığını, ve her ay kesintinin dosyaya yattığını da belirtmek isterim. yani dosya esıl borçlu açısından tahsil edilebeler durumda) Acaba elinizde TKHK 10 maddede yukarıdaki davaya emsal teşkil edebilecek bir uygulama içeren Yargıtay kararı var mıdır. ve sizce bu kanunun yorumu nasıl yapılmalıdır. acaba asıl borçlu için tüm hukuki yollar tüketildikten sonra mı kefilin sorumluluğu başlar. |
16-05-2007, 20:34 | #2 |
|
http://www.turkhukuksitesi.com/makale_308.htm
İlgili makaleye bakmanızda fayda var. Konu bence oldukça önemli. Ne var ki ben bu hususta bir Yüksek Mahkeme kararına rastlayamadım. |
17-05-2007, 13:39 | #3 |
|
Ayrıca bu konuda kullandırılan kredinin ticari ve mesleki amaçla kullanılıp kullanılmadığı yani mahiyeti de önem arz etmektedir.Zira bu durumda "tüketici" sıfatı olayda olmayacağından TKHK.hükümlerinin uygulanması münkün olmamaktadır.Aşağıda yer alan kararda kefile karşı açılan davanın genel mahkemelerde görülmesi gerektiği yer almış.İncelemenizi öneririm.
T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2006/19-266 K. 2006/253 T. 3.5.2006 • TÜKETİCİ KREDİSİNDEN DOĞAN BORÇ ( Kefile Karşı Açılan Davaya Tüketici Mahkemesinde Değil Genel Mahkemelerde Bakılması Gereği ) • KEFİLE KARŞI AÇILAN DAVA ( Tüketici Mahkemesinde Değil Genel Mahkemelerde Bakılması Gereği ) • TÜKETİCİ MAHKEMESİNİN GÖREVİ ( Tüketici Kredisinden Doğan Borç Nedeniyle Kefile Karşı Açılan Davaya Tüketici Mahkemesinde Değil Genel Mahkemelerde Bakılması Gereği ) 4077/m.10,23 ÖZET : Tüketici kredisinden doğan borç nedeniyle kefile karşı açılan davaya Tüketici Mahkemesinde değil, genel mahkemelerde bakılması gerekir. DAVA : Taraflar arasındaki "itirazın iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kadıköy Asliye 3. Ticaret Mahkemesince davanın reddine dair verilen 21.12.2004 gün ve 2003/1060-2004/1064 sayılı kararın incelenmesi Davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 28.03.2005 gün ve 2005/2708-3239 sayılı ilamı ile ; ( ...Dava konusu uyuşmazlık, bireysel taşıt; kredisinden kaynaklanmaktadır. 4077 sayılı tüketicinin korunması hakkında kanunun 4822 sayılı kanunla değişik 3-e maddesi hükmüne göre davalının ( davalıların ) tüketici olarak kabulü gerekir. Öte yandan dava konusu kredinin 4077 sayılı kanunun 10. maddesinde düzenlenen tüketici kredisi niteliğinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Aynı yasanın 23. maddesinde ise "bu kanunun uygulanması ile çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılacağı" hükme bağlanmıştır. Görev kuralı kamu düzeni ile ilgili olup yargılamanın her aşamasında re 'sen gözetileceğinden mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: KARAR : Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67. maddesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı alacaklı banka, taraflar arasında düzenlenen "Taşıt kredisi ve Rehin Sözleşmesi"ne dayanarak asıl borçlu dava dışı şirket ile davalı kefil Sait aleyhine ilamsız icra takibine girişmiş; davalı borca ve ferilerine itiraz etmiştir. Eldeki davada verilen davanın reddine ilişkin ilk karar davacı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece Tüketici Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olduğu noktasından bozulmuş; mahkemece gerekçede oyçokluğu sonuçta oybirliği ile önceki kararda direnilerek, mahkemenin görevli olduğuna ve davanın reddine karar verilmiştir. Davacı/alacaklı banka vekili görev yönünden direnme kararının doğruluğunu vurgulamış ve esas yönünden hükmü temyiz etmiştir. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; görev noktasındadır. Ne var ki, davacı/alacaklı banka vekilinin temyiz dilekçesinde açıkça göreve ilişkin direnme kararının yerinde olduğu belirtilip, esasa ilişkin temyiz nedenleri bildirilmiş; açıkça hükmün direnmeye ilişkin kısmının temyiz edilmediği açıklanmıştır. Şu durumda; direnmeyi temyiz bulunmadığından dosyanın işin esasına yönelik temyiz itirazları incelenmek üzere Özel Dairesine gönderilmesi gerekir. SONUÇ : Direnmeyi temyiz bulunmadığından işin esasına ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 19. Hukuk Dairesine gönderilmesine. 03.05.2006 gününde oybirliği ile karar verildi. Kazancı Yay. |
16-09-2007, 18:45 | #4 |
|
Aynı madde çerçevesinde bir soru sormak isterim.
Taşıt kredisine kefil olan davacı, banka tarafından esas borçluya ve rehine başvurulmadan yapılan takibe bu madde gerekçe gösterilerek dava açsa sizce muhtemel sonuç ne olur? Açılacak dava menfi tespit olarak kabul edilirse, tedbirle durdurma üzerine aleyhine inkar tazminatı ihtimali doğar mı? Dava, inkar tazminatı olalısılığı nedeniyle (zaten borçlu olmadığını iddia etmiyor) icrai işleme (icra takibine ve hacize) karşı açılsa, icra hukuk yerine tüketici mahkemesinde görülebilir mi? Bu maddeyle ilgili elinde yerel/Yüksek Mahkeme kararı olan var mı? |
17-09-2007, 18:00 | #5 | |||||||||||||||||||||||
|
Sevgili Bülent, yapılacak itiraz takip hukukuna ilişkin olduğu için, icra hakimliğine şikayet yoluyla yapılmalıdır, diye düşünmekteyim.Tüketici kredisine kefil olan müvekkil hakkında yapılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibi, müvekkile ihtarname gönderilmeden takibe geçildiğinden bahisle şikayet etmiş ve olumlu netice almıştık. Verdiğin örnekte, borçlu borcunu inkar etmemekte sadece takip hukuku nedeniyle şikayette bulunmaktadır. Dolayısıyla bir kötüniyetten söz edilemez; bu nedenle de inkar tazminatına da mahkum edilemez. Benim düşüncem bu yöndedir. Saygılarımla |
18-09-2007, 15:40 | #6 | |||||||||||||||||||
|
Teşekkürler Suat Bey,
Tüketici Mahkemesi/İcra Hukuk Mahkemesi/Görev ihtilafı ile ilgili soruya yanıtımı aşağıdaki kararla yanıtlamış oldum.Bu arada ilgili karar bence önemli olduğundan meslektaşlarımın dikkatini çekmek isterim.
|
25-10-2010, 15:49 | #7 |
|
bu yargı kararının tüketici kredisinde kefalet hakkındaki sorularda oldukça faydalı olabileceğine inanıyorum.
T.C. YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2008/847 K. 2008/1542 T. 31.1.2008 • TÜKETİCİ KREDİSİ ( Bankanın Asıl Borçluya Başvurmadan Kefilden Borcun İfasını İsteyemez Hükmü - Kefil Hakkında Asıl Borçlu İle Aynı Gün Takip Yapılmış Olduğundan İhlal Edilmediği ) • BORÇLU İLE KEFİL HAKKINDA AYNI GÜN TAKİP YAPILMASI ( Bankanın Asıl Borçluya Başvurmadan Kefilden Borcun İfasını İsteyemez Hükmünün İhlal Edilmediği - Tüketici Kredisi ) • TAKİP ( Tüketici Kredisi - Bankanın Asıl Borçluya Başvurmadan Kefilden Borcun İfasını İsteyemez Hükmü/Kefil Hakkında Asıl Borçlu İle Aynı Gün Takip Yapılmış Olduğundan İhlal Edilmediği ) 4077/m. 10 ÖZET : Tüketici kredisi veren alacaklı bankaca, kefil hakkında asıl borçlu ile aynı gün takip yapmış olduğundan, 4077 Sayılı Yasa’nın 10/3 maddesinde belirtilen “...tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde kredi veren asıl borçluya başvurmadan kefilden borcun ifasını isteyemez.” hükmü ihlal edilmemiştir. DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR : 4077 Sayılı yasanın 10/3.maddesine göre tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde kredi veren asıl borçluya başvurmadan kefilden borcun ifasını isteyemez. Somut olayda, tüketici kredisi veren alacaklı banka kefil hakkında 22.09.2006 tarihinde genel haciz yoluyla icra takibini İstanbul 4.İcra Müdürlüğü’nde başlattıktan sonra aynı tarih olan 22.09.2006 tarihinde asıl borçlu Ayhan Yavuz hakkında İstanbul 4.İcra Müdürlüğü’nün 2006/12931 sayılı dosyası ile takibe geçtiği görülmüştür. Alacaklı tarafından yukarıda belirtilen yasa maddesindeki koşullar gerçekleştirilmiş olmakla kefil hakkında takip yapılmasında yasaya uymayan bir yön yoktur. Diğer borçlu itirazları incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken esasa ilişkin inceleme yapılmaksızın asıl borçlu hakkında takip yapılmadığından bahisle ret kararı verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. Maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ) bozma nedenine göre de borçlu vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 31.01.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
28-03-2016, 10:02 | #8 |
|
kefil için: şikayet yolu mu, menfi tespit davası mı?
Tüketici kredisine kefil olan da asıl borçlu da devlet memuru. Takip 2012'de ikisine aynı anda açılmış ve devam ediyor. Ikisininde de maaş haczi var. Kefilin 4077 sayılı tük. kor.h.k. m10/3'e dayanarak açacağı dava: icra mah.'de şikayet yolu mu (bu halde süreye tabi mi); yoksa tük. mah.'nde menfi tespit davası mı?
|
30-08-2016, 15:16 | #9 |
|
İki yola da başvurmanız mümkün ancak İcra Mahkemesine şikâyet yolu ile başvurmanız lehinize olacaktır. Yargıtay'ın görüşü sabit olup kamu düzenini ilgilendirdiğinden burada süresiz şikâyet mevzu bahistir. Nitekim;
YARGITAY 12. Hukuk Dairesi 2013/15366 E. 2013/22392 K. Karar Tarihi: 13.06.2013 ÖZET: Alacaklının asıl borçlu hakkında takip yapıp, bu takip semeresiz kalmadan ... tarihli tüketici kredisi sözlesmesinin kefili hakkında takip yapması mümkün degildir. Anılan ilkelere uyulmaması kamu düzenine dair bulunması sebebiyle süresiz sikayete tabi olup mahkemece resen dikkate alınması, sikayetçi borçlu S. K. hakkındaki takibin iptaline karar verilmesi gerekir. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Ayıplı Mal (TKHK.m.4) | Av. Şehper Ferda DEMİREL | Meslektaşların Soruları | 16 | 23-02-2014 16:54 |
Kefİlİn Asil BorÇluya RÜcu Orani Nasil Hesaplanir? | Avukat Neslihan | Meslektaşların Soruları | 11 | 06-05-2008 16:14 |
Tüketicinin Korunmasi Hakkinda Kanun 4. Madde Ve 10. Madde | Kadir COŞKUN | Tüketicinin Korunması Hukuku Çalışma Grubu | 3 | 01-05-2007 08:30 |
Tahlİye Davalarinda Kefİlİn SorumluluĞu | FTKY | Hukuk Soruları Arşivi | 5 | 20-11-2006 19:12 |
TKHK - Cezalar | ISIL YILMAZ | Tüketicinin Korunması Hukuku Çalışma Grubu | 0 | 20-09-2006 15:28 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |