Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi ESAS NO : 2017/4573 KARAR NO : 2018/7254 İçtihat

Üyemizin Özeti
Bankada Çekmiş olduğu Tüketici kredi borcunu kapatmasına rağmen, davalı bankanın icra takibi yoluyla tahsilini istemesi üzerine davacının, borçlu olmadığının tespiti için açmış olduğu menfi tespit davasının, uyuşmazlığını tüketici hakem heyetinde çözülmesi gerektiği gerekçesiyle usulden red etmesi doğru değildir şöyleki; 4077 sayılı Tüketicinin
Korunması Hakkında Kanun ve Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliğinde ki düzenlemeler göz önüne alındığında böyle bir görevinin olmadığı yine bir uyuşmazlığın yargı organlarının niteliklerine ve sıfatlarına sahip olmayan tüketici hakem heyetlerince çözüme kavuşturulması mümkün değildir. Bu anlamda söz konusu uyuşmazlık Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin görev alanı dışında kalmaktadır. Mahkemece, iddia ve savunma doğrultusunda taraf delilleri toplanarak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile davayı usulden red edip tüketici Hakem heyetini görevli göstermesi mümkün değildir.
(Karar Tarihi : 25/06/2018)
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına bozulması istenilmekle, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı, A____tan kullandığı tüketici kredisini başka bankadan kullandığı kredi ile erken ödemek suretiyle kapatmış olmasına rağmen, hakkında İstanbul Anadolu 16.İcra Dairesi'nin 2013/23665 sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, bilahare takip alacağının davalı şirket tarafından temellük edildiğini ileri sürerek/ kullanılan kredi nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine, %20'den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı şirket vekili, davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, uyuşmazlığın niteliğine göre, Hakem Heyetine başvuru zorunluluğu bulunduğu gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiş; miktar itibariyle kesin olan hüküm Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz edilmiştir.

Dava, kullanılan kredinin erken kapatılması iddiasına dayalı başlatılan takipte borçlu olunmadığının tespiti isteğine ilişkindir. Tüketici Sorunları Hakem Heyeti'nin hangi uyuşmazlıklarda görevli olduğu 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu'nun 22. vd. maddeleri ile Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliğinde düzenlenmiş olup, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesi uyarınca genel hükümler çerçevesinde mahkemeye başvurarak menfi tespit davası açabilir. Böyle bir uyuşmazlığın yargı organlarının niteliklerine ve sıfatlarına sahip olmayan tüketici hakem heyetlerince çözüme kavuşturulması mümkün değildir. Bu anlamda söz konusu uyuşmazlık Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin görev alanı dışında kalmaktadır. Mahkemece, iddia ve savunma doğrultusunda taraf delilleri toplanarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı' nın kanun yararına bozma talebinin açıklanan bu nedenle kabulü gerekir.
KARAR : Yukarıda belirtilen nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nm kanun yararına temyiz talebinin kabulü ile İstanbul Anadolu 2.Tüketici Mahkemesi'nin 16.06.2015 tarih 2015/419 Esas, 2015/921 Karar sayılı kararının sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA, 25/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : İcra ve İflas Kanunu MADDE 72 :(Değişik madde: 18/02/1965 - 538/43 md.)

Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.

İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.

İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.

(Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde (Değişik ibare: 6352 S.K.-02.07.2012/m.15) "yüzde yirmiden" aşağı tayin edilemez.

(Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın (Değişik ibare: 6352 S.K.-02.07.2012/m.15) "yüzde yirmisinden" aşağı olamaz.

Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.

Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.

Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Aydın IŞIK
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 05-10-2018

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02295303 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.