Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi, Esas: 2011/5482, Karar: 2011/6365 İçtihat

Üyemizin Özeti
Meslek hastalığından doğan maddi ve manevi tazminat davalarında zamanaşımı süresi, BK m.125 gereğince haksız fiilin meydana geldiği tarihten itibaren 10 yıldır.

Kararda; meslek hastalıklarında işçinin işgöremezlik oranına dair alınan raporlardaki maluliyet oran farklılığı ve zamanaşımı/talep kapsamı bağı irdelenmiştir.
(Karar Tarihi : 18.07.2011)
"Davacı, meslek hastalığı sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.

Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi davacı vekilince de duruşma talep edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Mehmet Yıldız tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 435/2. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:

1-)Yerel Mahkeme, davacı tarafından maktu olarak yatırılan temyiz harcının nispi ödenmesi gerektiğine dair davacıya tebliğ edilen muhtıra gereğine uymayan davacının temyiz talebinin reddine karar vermiştir. Davacı bu kararı dahi temyiz etmiştir. O halde, bu yön üzerinde özellikle durulmalıdır. Mahkemece reddedilen tazminat miktarı ile ilgili davacının temyiz harcının nispi olması gerektiği belirtilerek davacıya muhtıra çıkarılmış ise de, reddedilen tazminat miktarına ilişkin temyiz harcının nispi harç değil maktu harç olduğunun gözetilmemesi doğru değildir. Hal böyle olunca Mahkemenin kararın temyiz edilmemiş sayılmasına ilişkin kararının bozulup kaldırılarak Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 432/son maddesi gereğince davacının temyiz itirazları incelenmelidir.

2-)Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici sebeplere ve temyiz sebeplerine göre davacının ve davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

3-)Dava, davacının meslek hastalığı sonucu uğradığı maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.

Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacının maddi tazminat talebine karşılık olarak, bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 16.02.2009 havale tarihli rapora göre, SGK tarafından en son tespit edildiği üzere davacının 21.11.2001 tarihi itibariyle %20,17 oranında sürekli iş göremez duruma geldiğinin kabulüne, buna göre yapılan hesaplama raporunda davacı için belirlenen 64.535,29.-TL maddi tazminat miktarı üzerinden %15 kaçınılmazlık nazara alınarak takdiren % 40 hakkaniyet İndirimi yapılmasına kalan 38.721,17.-TL den davacıya peşin ödenen 10.487,10.-TL.nin mahsubuna, kalan 28.234,07.-TL.nin sürekli iş göremezlik oranının SGKtarafından en son tespit edildiği 21.11.2001 rapor tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı tarafından alınıp davacıya ödenmesine, davacı tarafın fazla talebinin reddine, davacının manevi tazminat talebine karşılık olarak 15.000.00.-TL.nin SGK tarafından maluliyet oranının en son tespit edildiği 21.11.2001 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı taraftan alınıp davacı tarafa ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, karar vermiştir.

Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Taşkızak Tersanesinde usta sınıfı tesviyecisi olarak 3.7.1978 tarihinde çalışmaya başladığı, 1998 yılında ayrıldığı, meslek hastalığı sürekli iş göremezlik oranının Sosyal Güvenlik Kurumu Malüliyet Dairesi Başkanlığınca 9.11.1993 tarihinde %13 olarak, 5.3.1997 tarihinde artışla %25 olarak ve kontrolü gerekmediğinin tesbit edildiği, Yüksek Sağlık Kurulunun 8.11.2002 tarihli raporu ile Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesince verilen 21.11.2001 tarihli raporu ve diğer tıbbi belgeler dikkate alınarak oranın azalması ile %20.17 olarak belirlendiği kontrolünün gerekmediğinin bildirildiği, Adli Tıp 3. İhtisas Kurulunun 21.7.2006 tarihli raporu ile davacının %18 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağının bildirildiği, rücuen tazminat davasında alınan kusur raporunda, davalı işverenin %85 oranında kusurlu olduğunun, davacının kusurunun bulunmadığının, olayın %15 kaçınılmazlık sonucu oluştuğunun tesbit edildiği, davalının süresinde zamanaşımı itirazında bulunduğu anlaşılmıştır.

Bu tür meslek hastalığından doğan maddi ve manevi tazminat davalarında; zamanaşımı süresi Borçlar Kanununun 125. maddesi gereğince haksız fiilin meydana geldiği tarihten itibaren 10 yıldır.

Somut olayda, davacının %13 sürekli iş göremezlik derecesinin 9.11.1993 tarihinde tesbit edildiği, bu oran için zamanaşımının 9.11.2003 tarihinde dolduğu, davanın ise 13.5.2009 tarihinde açıldığı, davalının süresi içinde zamanaşımı definde bulunduğu ortadadır. Bu durumda %13 sürekli iş göremezlik oranına isabet eden maddi ve manevi tazminata ilişkin taleplerin zamanaşımına uğradığı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur.

Öte yandan davacının 14.8.1997 tarihinde dava açarak 9.11.1993 tarihinde %13, 5.3.1997 tarihinden itibaren %25 oranında sürekli iş göremez duruma geldiğini bildirilerek 500.00.-TL manevi tazminat talebinde bulunduğu bu davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, 10.1.2007 tarihinde açtığı bu dava ile de sürekli iş göremezlik oranının 9.11.1993 tarihinde %13, 5.3.1997 tarihinde %25, 8.11.2002 tarihinde %20.17, 21.7.2006 tarihinde %18 olduğunu bildirerek 20.000.00-.TL manevi tazminat istediği anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlık manevi tazminatın bölünüp bölünmeyeceği noktasında toplanmaktadır.

Gerçekten, hukuka aykırı bir eylem yüzünden çekilen elem ve üzüntüler, o tarihte duyulan ve duyulması gereken bir haldir. Başka bir anlatımla üzüntü ve acıyı zamana yaymak suretiyle, manevi tazminatın bölünmesi, bir kısmının davaya konu yapılması kalanın saklı tutulması olanağı yoktur. Niteliği itibariyle manevi tazminat bölünemez. Bir defada istenilmesi gerekir. Yargıtay HGK'nun 25.9.1996 gün ve 1996/21-397-637 karar ile 13.10.1999 gün ve 1999/21-684-818 Sayılı kararı da bu doğrultudadır.

Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın ve özellikle manevi tazminatın bölünmezliği ilkesi nazara alınmadan İstanbul 4. İş Mahkemesi'nin 1997/648 Esasına kayıtlı, dava dosyasında talep edilen manevi tazminat miktarını aşar biçimde yazılı şekilde hüküm kurulması da usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

Öte yandan meslek hastalığı sonucu oluşan sürekli iş göremezlik oranının tespitine ilişkin davalı Kurumun da taraf olduğu kesinleşmiş bir mahkeme kararı bulunmadıkça SGK davacıya Adli Tıp Kurumunca belirlenen %18 sürekli iş göremezlik oranı esas alınarak gelir bağlanmayacağından bu gelirin peşin sermaye değeri maddi zarardan düşülmeden Kurumca karşılanmayan maddi zarar miktarını belirleme imkanı bulunmadığından ve davalı tarafça bu oranının %18 olduğuna ilişkin davacı ve SGK Başkanlığına karşı açılıp sonuçlandırılmış bir dava bulunmadığından mahkemece oranın 21.11.2001 tarihinde %20.17 olduğunun kabulüyle sonuca gidilmiş olması doğrudur. Davalı tarafça böyle bir tespit davası açılıp oranın %18 olduğuna ilişkin kesinleşmiş bir mahkeme kararının bulunması halinde davalı tarafça %2.17 fark için yersiz olarak ödenen tazminatın davacıdan dava açılarak geri istenmesi de mümkündür.

Kabule göre de, davacının 9.11.1993-5.3.1997, 5.3.1997-21.11.2001, 21.11.2001 tarihi sonrası yönünden maddi ve manevi zararlarının ne kadar olduğu her dönem için ayrı ayrı belirlenerek hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminata uygulanacak olan faizin başlangıcının %13 oranı için 9.11.1993 tarihinden, % 12 oranı için 5.3.1997 tarihinden, % 7.17 oranı için 21.11.2001 tarihinden başlatılması gerekirken, yazılı şekilde tüm tazminat miktarı için 21.11.2001 tarihinden itibaren başlatılması hatalıdır.

Ayrıca, tarafların hal ve mevkiine, olayda işverenin %85 kusurlu olmasına, davacının kusurunun bulunmamasına ve %15 kaçınılmazlık olduğuna, olayın oluşuna ve olay tarihinden itibaren yürütülecek yasal faiz ile birlikte hükmedilen tazminat miktarına göre; hüküm altına alınan maddi tazminatın %15 kaçınılmazlık kısmına isabet eden miktarının %40'ı oranında Borçlar Kanunu'nun 43. maddesi gereğince hakkaniyet indirimi yapılması gerekirken yazılı şekilde maddi tazminat miktarının tümü üzerinden %40 oranında hakkaniyet indirimi yapılması da isabetsizdir.

492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun 13/j bendinde genel bütçeye dahil idarelerin yargı harçlarından muaf olacağı düzenlenmiştir. Mahkemece, davalı Milli Savunma Bakanlığı'nın harçtan muaf olduğu düşünülmeyerek, peşin yatırılan harcın istenmesi halinde davacıya iadesine ve davalı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekirken davalının harçlardan sorumlu tutulması doğru değildir.

Yapılacak iş; davacının 9.11.1993 tarihinde belirlenen %13 sürekli iş göremezlik oranı sebebiyle uğradığı maddi ve manevi zararının zamanaşımına uğradığı kabul edilerek;

Manevi tazminat talebi yönünden: davacının İstanbul 4. İş Mahkemesi'nin 1997/648 Esas numaralı dosyasında talep ettiği 500.00-TL manevi tazminatın ne kadarının %13 oranı ne kadarının oranın %13'ten %25'e çıkması sebebiyle %12 fark oranı için ne istediğini açıklattırıp %13 oranı için talep ettiği manevi tazminat talebinin zamanaşımından reddine karar vermek, %12 oranı için talep ettiği manevi tazminat miktarı yönünden bir karar vermektir.

Maddi tazminata gelince; davacının 9.11.1993 tarihinde belirlenen %13 oranı yönünden maddi tazminat talebi zamanaşımına uğradığından oranın 5.3.1997 tarihinde %25'e yükselmiş olması sebebiyle 5.3.1997 - 21.11.2001 tarihleri arasındaki dönem yönünden %12 fark oran, 21.11.2001 tarihinden sonrası içinde %7.17 fark oran esas alınmak suretiyle maddi zararını hesaplatmak, SGK Başkanlığı'ndan davacıya 5.3.1997-21.11.2001 tarihleri arasındaki dönem yönünden fiilen ödenen gelirlerin %12 oranına isabet eden miktarlarını sormak ve 5.3.1997-21.11.2001 tarihleri arasında hesaplanan maddi zararlardan kaçınılmazlık sebebiyle indirim yapılarak bildirilen miktar tenzil edilerek 5.3.1997-21.11.2001 tarihleri arasındaki dönem zararını bulmak SGK Başkanlığı'ndan 21.11.2001 tarihinden itibaren %20.17 oranına göre bağlanan gelirin en son peşin sermaye değerinin %7.17 fark orana isabet eden miktarını sorup 21.11.2001 tarihinden itibaren %7.17 fark orana göre hesaplanan maddi zarardan kaçınılmazlık sebebiyle indirim yapılarak bildirilen miktar düşülerek davacının karşılanmayan tüm maddi zararlarını bulmak ve faizin başlangıç tarihlerini yukarda açıklandığı şekilde belirleyip çıkacak sonuca göre bir karar vermektir.

Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

KARAR : Hükmün yukarda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, temyiz harcının istenmesi halinde davacıya iadesine, 18.7.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi."
İlgili Mevzuat Hükmü : Borçlar Kanunu (Eski) MADDE 125 :Bu kanunda başka suretle hüküm mevcut olmadığı takdirde, her dâva on senelik müruru zamana tâbidir.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Nevra ÖKSÜZ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 23-03-2012

THS Sunucusu bu sayfayı 0,03141904 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.