Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 2.HD.2008/19251 E. 2010/1757 K. İçtihat

Üyemizin Özeti
01.01.2002 tarihinden önce; eşlere arasında yasal mal ayrılığının olduğu dönemde, eşlerden birinin ev işi yapması ve çocuklara bakmış olması nedeniyle, katkı payı karşılığı tazminat isteyebilmesi mümkün değildir zira katkı payı karşılığı tazminat isteyebilmesi için mutlaka parasal bir katkıda bulunmuş olması gerekir.
(Karar Tarihi : 04.02.2010)
KARAR : Davacı, davalıya ait 172 ada 42 parseldeki taşınmaz ile ... ... ... ve ... ... ... plakalı aracın edinilmesine katkıda bulunduğunu belirterek katkısına karşılık fazlaya dair haklarını saklı tutarak 20.000 TL.'nin tahsili isteminde bulunmuştur.

Tarafların 16.3.1976 tarihinde evlendikleri, 10.8.2006 tarihinde açılan boşanma davası sonucunda boşanmalarına karar verildiği, kararın 2.6.2008 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.

Mal rejimi boşanma davasının açıldığı 10.8.2006 tarihinde sona ermiştir. (TMK. m.225.) Dava konusu taşınmazın 4.2.1986 tarihinde alındığı, ... ... ... plakalı aracın 12.8.2005 tarihinde alınıp, 16.8.2006 tarihinde satıldığı, davalı tarafından bu araç ile ilgili daha önceki tarihte satışla ilgili bir kısım belgelerin sunulduğu, ... ... ... plakalı aracın ise 12.7.2006 tarihinde alınıp, 28.7.2006 tarihinde tescilinin sağlandığı davacının ise ev hanımı olduğu, çalışmadığı, gelirinin olmadığı anlaşılmaktadır.

Taraflar arasında evlendikleri tarihten 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı rejimi (TKM. m. 170.), bu tarihten sonra edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (4722 s. K. m. 10., TMK. 202.)

Dava konusu olan ve davalı adına tapuda kayıtlı taşınmaz mal davalının kişisel malıdır. (TMK. md. 220/2.) Eşlerden birinin edindiği mala, diğer eşin doğrudan maddi bir katkısı yoksa, bu talep kabul edilemez. Başka bir ifade ile kadının, ev işlerini yapması ve çocuklara bakmış olması, diğer eşin edindiği mala katkı sayılamaz. Sonuç olarak; 1.1.2002 tarihinden önce; eşler arasında yasal mal ayrılığının geçerli olduğu dönemde, kadın veya kocanın diğerinden katkı payı karşılığı bir tazminat isteyebilmesi için mutlaka, parasal veya para ile ölçülebilen maddi bir değer koymak suretiyle bir katkısının olması gerekir. (HGK. 18.6.2008 gün ve 2008//2-432-444 sayılı kararı) Davacı dava konusu taşınmaza katkıda bulunduğunu kanıtlayamamıştır. O halde taşınmaz hakkındaki davanın reddi gerekirken, usul ve yasaya aykırı olan bilirkişi raporu esas alınarak taşınmaz hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.

Dava konusu araçlara gelince; davacının katılma alacağına (TMK. md. 231-236) ilişkin davası bulunmamaktadır. İstek TMK. 227. maddesine dayalı değer artış payına ilişkindir. Davacı bu konuda katkısını kanıtlayamadığı gibi, talebi olmadığı halde katılma alacağına ilişkin hükümler uygulanarak hüküm kurulması da doğru görülmemiştir. (HUMK. md. 74)

KARAR : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre davacı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.02.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.
Üye Notu : 4721 sayılı TMK.'nun özellikle Mal Rejimlerine ilişkin bölümü,tam da olması gerektiği gibi "Ev hanımlarının emeklerinin de korunacağı." ilkesi ile hazırlanmıştı zira aksini düşünmek hakkaniyete aykırı olduğu gibi, geriye gitmek olurdu. Bir erkeğin, ev işlerini yapmak/yaptırmak için sarf edeceği zaman ve parayı değerlendirdiğimizde, ev hanımlarının ev ekonomisine dolayısıyla da edinilen mallara katkısı yadsınamayacak düzeydedir. Örneğin, en azından haftada 1 temizlikçi alınsa (ki ev hanımları her gün evi toparlamakta, çekip çevirmektedir) x TL'den ayda 4x, yılda 48x TL sırf temizlik masrafı olacaktır. Çalışan erkek, ev hanımı olan eşi sayesinde yılda 48xTL tasarruf etmiş olacaktır. Bu ve benzeri birçok örnek sunmak mümkündür. Dolayısıyla Yargıtayın aksi yönde vermiş olduğu karara katılmıyorum.
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Medeni Kanunu MADDE 227 :Eşlerden biri diğerine ait bir malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuşsa, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahip olur ve bu alacak o malın tasfiye sırasındaki değerine göre hesaplanır; bir değer kaybı söz konusu olduğunda katkının başlangıçtaki değeri esas alınır.

Böyle bir malın daha önce elden çıkarılmış olması halinde hakim, diğer eşe ödenecek alacağı hakkaniyete uygun olarak belirler.

Eşler, yazılı bir anlaşmayla değer artışından pay almaktan vazgeçebilecekleri gibi, pay oranını da değiştirebilirler.

Gerekçesi için Bkz.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Keziban ÇOLAK
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 05-07-2011

THS Sunucusu bu sayfayı 0,01939297 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.