Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Esas: 2006/1-697, Karar: 2006/706 İçtihat

Üyemizin Özeti
Haksız eylemde davacı, zarar veren eylemi ve bu eylemin sebep olduğu zararı ispatla mükelleftir. Muhtemel zarara mesnetle davanın kabulüne karar verilemez.
(Karar Tarihi : 08.11.2006)
"Taraflar arasındaki "elatmanın önlenmesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Altınözü Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 06.07.2005 gün ve 2004/159 E. 2005/150 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 15.02.2006 gün ve 2005/14303 E. 2006/1229 K. sayılı ilamı ile;

(... Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi yıkım ve eski hale getirme isteklerine ilişkindir.

Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; kayden davacıya ait 2775 parsel sayılı taşınmaz ile davalıya ait 522 parsel sayılı taşınmaz arasından dere geçtiği, derenin bir bölümüne dökülen toprak ve dikilen ağaçlar nedeniyle davacı taşınmazının kısmen zarar gördüğü anlaşılmaktadır.

Söz konusu, toprak dökme ve ağaç dikme olgusunun belirlenmesi, bu halin davacı taşınmazına zarar vermesi ve eylemlerin davalılar tarafından yapıldığının saptanması durumunda, bu halin giderilmesi gerekeceğinde kuşku yoktur.

Ancak, sözü edilen hususların belirlenmesi bakımından yerinde yapılan keşif sonucu düzenlenen raporlardaki saptamalar ile taraf ve tanık beyanlarının çeliştiği, mevcut tespitlerinin hüküm kurmaya yeterli olmadığı görülmektedir. Çelişik beyan ve tespitlere dayanılarak hüküm kurulamaz.

Hal böyle olunca, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde uzman kişiler aracılığıyla yeniden keşif yapılarak, davalı tarafından yapıldığı ileri sürülen zarar verici eylemin ve bunun ortaya çıkardığı zararın açıklıkla saptanması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalının temyiz itirazları yerindedir ...),

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve eski hale getirme isteklerine ilişkindir.

Davacı vekili; davacıya ait taşınmaz ile davalılar adına kayıtlı taşınmaz arasında derenin yer aldığını, davalıların gayrimenkullerinin sınırında bulunan dere yatağını toprak doldurmak suretiyle büyük ölçüde kapattığını ve dere yatağına kavak ağacı ekmek suretiyle dere yatağını değiştirdiğini bunun sonucu olarak dere yatağında akmakta olan ve yağmur sularının etkisiyle de yatağından taşan suyun davacının gayrimenkulü içerisinde bulunan evine büyük ölçüde zarar verdiğini iddia ederek davalıların dereye döktükleri toprak ve taşları kaldırtmak ve dere yatağına ekilen kavak ağaçlarının kesilmesi suretiyle tecavüzün önlenmesine, dere yatağının eski haline getirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalılar davanın reddini savunmuştur.

Mahkemenin; `Davalı Ş____ haricinde dökülen hafriyat toprağı ile diğer davalıların ilgisinin ispat edilemediği, davalı Ş____'in davayı ikrar ettiği` gerekçesiyle;` davanın davalı Ş____ O____'e yönelik toprağın kal'i ile ilgili kısmının kabulü ile mevcut zemindeki toprağın kaldırılmasına, diğer davalılar hakkındaki davanın reddine, davacı vekili dava konusu kavak ağaçlarının kesimi nedeniyle davasından feragat ettiğinden açılan davanın feragat nedeniyle reddine` dair verdiği karar, Özel Daire'ce yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş; Yerel Mahkeme önceki gerekçesini tekrarla direnme kararı vermiştir.

Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık; mahkemece yapılan keşfin hüküm kurmaya yeterli olup olmadığı noktasındadır.

Dökülen toprağın bir kısmı sel nedeniyle gitmiş ise de bir kısmı halen durmaktadır. Sel nedeniyle davacının evinin zarar görüp görmediği, zarar görmüşse miktarının ne olduğu dosya kapsamından açıkça anlaşılamamaktadır.

O halde mahkemece deliller gerekirse yeniden toplanmak suretiyle mahallinde keşif yapılarak daha önce gelen sel nedeniyle davacının ne kadar zarar gördüğü tespit edilmelidir. Önce yapılan keşifte bilirkişi sel nedeniyle meydana gelen zararı değil, olması gereken zararı hesapladığından, muhtemel zarar yönünden kabul kararı verilmesi mümkün değildir.

Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

KARAR : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 08.11.2006 gününde oybirliği ile karar verildi."
İlgili Mevzuat Hükmü : Borçlar Kanunu (Eski) MADDE 42 :Zararı ispat etmek müddeiye düşer, zararın hakikî miktarını ispat etmek mümkün olmadığı takdirde hâkim, halin mutat cereyanını ve mutazarrır olan tarafın yaptığı tedbirleri nazara alarak onu adalete tevfikan tâyin eder.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Nevra ÖKSÜZ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 04-03-2011

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02366710 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.