|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
07-11-2014, 16:49 | #1 |
|
Anlaşmalı Boşanmada Protokol
Vekil olduğum bir dosyada karşı taraf anlaşmalı boşanma davasında protokole '' dava kesinleştikten sonra hiçbir şekilde nafaka arttırım davası açılmayacak'' diye bir madde koymak istiyor. çocuklar için nafaka veriyolar fakat sonraki yıllarda müvekkilin iştirak nafakası için arttırım davası açmasını istemiyorlar. bu maddenin bir hükmü var mıdır. bu madde konulsa dahi arttırım davası açılabilir mi? iyi çalışmalar...
|
07-11-2014, 16:54 | #2 |
|
umarım olaya ışık tutar
T.C. YARGITAY HUKUK DAİRESİ 3 Esas No. 2003/12252 Karar No. 2003/12220 Tarihi 14.10.2003 4721-TÜRK MEDENİ KANUNU (MK)/182/2/330 ANLAŞMALI BOŞANMA İŞTİRAK NAFAKASI NAFAKA İSTENMEMESİ ÇOCUĞUN BAKIM VE EĞİTİM GİDERLERİ ÖZET ANLAŞMALI BOŞANMA İLE İŞTİRAK NAFAKASI İSTENMEMİŞ OLSA BİLE SONRADAN BU İSTEM GÜNDEME GETİRİLEBİLİR. MAHKEMECE BU YÖN KABUL EDİLMEKLE BİRLİKTE DAVACI BABANIN ÇOCUĞUN BAKIM VE GÖZETİMİ ( BİLEREK VE İSTEYEREK ) ÜSTLENMESİ VE DE EKONOMİK DURUMU DAVACIYA GÖRE DAHA ZAYIF OLAN DAVALI ANNEDEN İŞTİRAK NAFAKASI İSTENMESİNİN HAKSIZLIK OLDUĞU YÖNÜNDEKİ GEREKÇE İSE YASAL DAYANAKTAN YOKSUNDUR. HER NE KADAR DAVALI ANNENİN EKONOMİK DÜZEYİ DAVACI BABAYA GÖRE DAHA DÜŞÜK İSE DE ÖĞRETMEN OLAN DAVALININ SOSYAL VE EKONOMİK "GÜCÜ" ORANINDA KÜÇÜĞÜN BAKIM VE EĞİTİM GİDERLERİNE KATKIDA BULUNMASI ZORUNLUDUR. DAVALININ TESPİT EDİLEN EKONOMİK DURUMU SADECE NAFAKANIN MİKTARINI TAYİNDE ROL OYNAR. DAVA : Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: KARAR : Davada, velayeti kendinde bulunan küçük için davalı anneden iştirak nafakası istenilmiş; mahkemece iki tarafın da öğretmen olduğu, tarafların anlaşmalı boşanma ile velayetin davacı babada bırakılmasını istediği, herhangi bir nafaka talebi olmadığı, buna rağmen sonradan iştirak nafakasının istendiği ve davacının ekonomik durumunun davalıdan daha iyi olduğu gözetildiğinde istemin haksız bulunduğu kanaati ile davanın reddine karar verilmiştir. TMK'nun 182/2. maddesine göre boşanma veya ayrılık vukuunda, velayet kendisine verilmeyen eş, küçük çocuğun bakım ve eğitim giderlerine "gücü" oranında katılmak zorundadır. Bu husus kamu düzenine ilişkin olup tarafların iradesine tabi kılınmamıştır. Dolayısı ile anlaşmalı boşanma ile iştirak nafakası istenmemiş olsa bile sonradan bu istem gündeme getirilebilir. Mahkemece bu yön kabul edilmekle birlikte davacı babanın çocuğun bakım ve gözetimi ( bilerek ve isteyerek ) üstlenmesi ve de ekonomik durumu davacıya göre daha zayıf olan davalı anneden iştirak nafakası istenmesinin haksızlık olduğu yönündeki gerekçe ise yasal dayanaktan yoksun olup kabul edilebilir nitelikte değildir. Her ne kadar davalı annenin ekonomik düzeyi davacı babaya göre daha düşük ise de öğretmen olan davalının sosyal ve ekonomik "gücü" oranında küçüğün bakım ve eğitim giderlerine katkıda bulunması zorunludur. Davalının tespit edilen ekonomik durumu sadece nafakanın miktarını tayinde rol oynar. Böylece hakim, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını, küçüğün yaş, eğitim ve bakım giderlerini ( TMK. mad. 330 ) dikkate "hakkaniyet" ölçüsünde nafaka takdir etmelidir. SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.10.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ------------------ |
07-11-2014, 17:08 | #3 |
|
Cevabiniz icin cok t.ederim. fakat benim ogrenmek istedigim nafaka arttitim davasi acilamaz ibaresinin bir gecerliliginin olup olmadigi.sizin gonderdgiz yargitay kararindan kiyasla daha sonra bu maddeyi kabul etmis olsada anne cocuklari icin arttirm davasi acabilir sonucu cikabilirmi acaba?
|
07-11-2014, 18:03 | #4 | |||||||||||||||||||||||
|
Bu konuda yol gösterici olduğunu düşündüğüm, Türk Borçlar Kanunu'nun 27. maddesi aşağıdaki gibidir: II. Kesin hükümsüzlük MADDE 27. Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür. Sözleşmenin içerdiği hükümlerden bir kısmının hükümsüz olması, diğerlerinin geçerliliğini etkilemez. Ancak, bu hükümler olmaksızın sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, sözleşmenin tamamı kesin olarak hükümsüz olur. Kolay gelsin... |
08-11-2014, 13:17 | #5 |
|
Bu karardan anladigim kadariyla istirak nafakasi icin protokolde hangihukum olursa olsun arttirim yapilabilir.iyi calismalar
|
08-11-2014, 19:06 | #6 |
|
"...TMK'nun 182/2 nci maddesine göre boşanma veya ayrılık vukuunda velayet kendisine verilmeyen eş, küçük çocuğun bakım ve eğitim giderlerine "gücü" oranında katılmak zorundadır.
Bu husus kamu düzenine dair olup, tarafların iradesine tabi kılınmamıştır. Dolayısıyla anlaşmalı boşanmayla iştirak nafakası istenilmemiş olsa bile sonradan bu istem gündeme getirilebilir. Boşanma esnasında iştirak nafakası talep edilmemesi, küçüğün ergin olacağı tarihe dek sürecek olan nafakayı kapsamaz. İştirak nafakası her an doğup işleyen haklardandır..." Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2011/9705 Esas 2011/16085 Karar İçtihat http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=15669 Meslektaş C_OKYAY'ın yanıtında işaret ettiği (TBK m.27) gibi kamu düzenine aykırı olacağı için ilgili madde geçersiz olur... |
09-11-2014, 00:17 | #7 |
|
Nafaka artırımı dendiğine göre Mahkemece bu yönde verilmiş bir karar olmalı diye düşünüyorum. Nafaka artırımına ancak ilk karar tarihteki koşulların değişmiş olması ve bunun kanıtlanması halinde karar verilebilir.
|
10-11-2014, 17:20 | #8 |
|
Çocuklar söz konusu oldugunda arkadasların paylasımları doğrudur, ancak kadının kendisi icin istediği yoksulluk nafakası söz konusu ise, ve tarafalr protolde bu konuda dava acmayacaklarını belitmiş kabul etmiş iseler, kadının dava açması söz konusu olamaz. Sıklıkla yaşadığımız bir durumdur, aksine karara henüz denk gelmedim.
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Anlaşmali Boşanma-velayet | Av.Günar | Meslektaşların Soruları | 7 | 28-08-2013 15:04 |
AnlaŞmali BoŞanma. | Konuk | Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) | 1 | 19-03-2012 20:30 |
AnlaŞmali BoŞanmada Protokol | lawyer6534 | Meslektaşların Soruları | 7 | 28-02-2011 10:15 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |