![]() |
|
![]() |
|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
![]() |
![]() |
#1 |
|
![]() Öncelikle tüm meslektaşlarıma iyi akşamlar diliyorum...
Davalı ve şüpheli vekili olarak iki dosyaya vekaletname sundum. Ancak bu hususta sizlerin de düşüncesini öğrenmek istiyorum. A Bankası B'ye kredi kullandırır. K da ona kefil olur. Benim müvekkil M de taşınmazında bu borç için ipotek tesis eder. B borcu ödemeyince, kefil K tüm borcu öder. Ve alacağın temlikine ilişkin yazılı sözleşme ile ipotek hakkı ile alacak hakkını bankadan devralır. Bu arada müvekkil M de taşınmazını H ye satmak ister ne var ki taşımazında ipotek vardır. Akabinde müvekkil M kendisinin de borcunun bulunduğu için taşınmazında ipotek tesis ettiği borçlu B ye 2 adet araç verir üstünü de nakit vermek suretiyle borcunu bitirir ipoteğin kaldırılmasını ister. Nakit ödenen kısımla ilgili elinde belgesi yok. Şimdi sorun şu ki, kefil K tapuda ipoteğin kaldırılmasına rıza gösterir. Ancak akabinde dolandırıldığından bahisle savcılığa suç duyurusunda bulunur. Müvekkil M ile taşınmazı M den satın almak isteyen H'den şikayetçi olur. Yine kefil K, müvekkil M, asıl borçlu B ve taşınmazı satın almak isteyen H'ye karşı 60000 TL değerinde alacak davası açar. Dava konusu da hile ile ipoteğin kaldırılmasını sağladılar. Sözde bana ipotek kaldırılınca para verilecekti. Ama verilmedi. Alacak hakkımın ipoteksiz kalmasını sağladılar. İpotek bedeli değerindeki miktarın hükmedilmesini talep ettiği şeklinde. Bu durumların gerçekleşmediğini ve tüm konuşma ve anlaşmanın asıl borçlu B ve borcu ödeyip de alacağı devralan K arasında geçtiğini ve müvekkil M nin iyiniyetli olduğunu farzettiğimizde, nasıl bir savunma geliştirirdiniz? B'ye borçlu olup da taşınmazında ipotek tesis ettiğinizi ancak bunu B ye ödediğinizi mi söylerdiniz yoksa ödeme hususunu dile getirmeden farklı bir yaklaşım tarzını mı benimserdiniz? Zira müvekkil parayı ödüyor ipoteğin kaldırılmasını istiyor. Asıl borçlu alacağı devralan kimseyle konuşup onu razı ediyor. Ama nasıl razı etti hile var mı tarafımızca bilinmiyor. Bu kısımdan müvekkilin haberi yok. Ve tapuya gidip ipotek kaldırılıyor. Dolandırıcılık ve alacak davası açısından değerlendirmelerinizi bekliyorum. Teşekkür ederim.... Saygılar... |
![]() |
#2 |
|
![]() Şöyle bir görüntü varsa müvekkilinizin dolandırıcılağa dahil olduğunu düşünmüyorum: B nin bankadan aldığı kredi için müvekkilinizin taşınmazında ipotek tesis ediliyor,borcu kefil ödüyor,B kefilden ziyade müvekkilinize karşı kendini mahçup hissederek ipotekten kurtarmanın yollarını arıyor ve K ile bir şekilde anlaşarak yani ikna ederek ipoteğin kaldırılmasını sağlıyor.Müvekkilinizden bağımsız gelişen bir durum gibi.Tutup da şu ipoteği kaldıralım sana şu şekilde B ile öderiz vs denmemiş ya da müvekkiliniz adına B böyle bir söz verdiyse bile gene müvekkilinizin dahli yok gibi geliyor bu durumda.
|
![]() |
#3 |
|
![]() Evet ben de öyle düşünüyorum ama son cümlenizi anlamadım. Yani müvekkilin kastı mı yok demek istediniz? Ben de öyle düşünüyorum ama diğer iki kişinin yani olayda asıl borçlu B ile taşınmazı satın alacak olan 3. kişi H nin nasıl bir savunma geliştireceği de önemli diye düşünüyorum. Özellikle de asıl borçlu B ben paramı aldım der ve o sebeple kaldırdık ipoteği derse, benim müvekkilin kastının olmadığı ortada. (Ceza davası açısından) Peki ya aldım demezse, bu halde biz de müvekkilin ödediğini iddia ettiği parayı ödediğini ispat edemezsek yani B inkar ederse, bu halde biz de zor durumda kalırız zira bu halde ipotek neden kaldırıldı? Burada bir soru işareti var ve savunmamı ne yönde yapacağıma karar veremedim.
Peki kastının olmadığını ortaya çıkardık. Dolandırıcıktan takipsizlik kararı verildi veya beraat etti kamu davası açılırsa. Alacak davası açısından da durum aynı mı olur? Müvekkil açısından dava reddolunur mu kastı yoksa? Yani kastının bulunmaması hukuk davası açısından da davanın reddi için yeterli mi? Bu arada cevabınız için çok teşekkür ederim. |
![]() |
#4 |
|
![]() Evet söylemek istediğim müvekkilinizin kastının olmaması ama benim de anlamadığım bir nokta var olayınızda. İki farklı borç mu var B ye olan? Çünkü B ben paramı aldım der ve o sebeple ipoteği kaldırdık derse müvekkilin kastının olmadığı ortada demişsiniz. İlk mesajda da müvekkilin de borcu olduğu için B ye iki araç ve nakit verir borcu kapatır ipoteğin kaldırılmasını ister demişsiniz.Kefilin krediyi ödemek suretiyle sahip olduğu ipotek hakkıyla müvekkilinizin B ye başka bir borç için iki araç ve nakit vererek ipoteğin kaldırılması arasında bağlantı kuramadım tam olarak. Yani bu farklı borçla kefilin ilgisi ne ? o neden ipoteği kaldırtsın ki?
|
![]() |
#5 |
|
![]() ''A Bankası B'ye kredi kullandırır. K da ona kefil olur. Benim müvekkil M de taşınmazında bu borç için ipotek tesis eder'' sorunuzun cevabı bu cümlelerinizde yatıyor.Öncelikle dolandırıcılık ; hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp onun veya bir başkasının zararına olarak kendisine veya başkasına yarar sağlanmasıdır. Olayda yarar sağlanma anı B'nin kredi kullandığı andır.Ama bu sırada K'nin herhangi bir zararı söz konusu değil.B kredi kullanırken gerçeğe aykırı herhangi bir beyan veya belge kullanmadığına göre daha sonra hileli davranışlarda bulunulsa bile önceden doğmuş bir borç söz konusu olduğundan ve borç kandırıcı nitelikteki davranışlar sonucu doğmamış olduğundan dolandırıcılık suçu oluşmaz
|
![]() |
#6 |
|
![]() Aslında müvekkil M nin kastının olup olmadığı da tam o noktada düğümleniyor. Yani eğer ki B "evet ben paramı aldım (başka borçtan dolayı olan parasını)" derse müvekkilin kastının olmadığı ortada. Çünki o zaman kendisi ile kefil başbaşa kalacak ve hile varsa onun hilesi olacak. Yoksa da eğer K kendiliğinden razı olmuşsa bu duruma katlanacak. Ama B "yok ben almadım para, beni de kandırdı M" derse, işte o zaman biz de ispat edemeyince benim müvekkilimin ödediği parayı, zor bir durumda kalacağız. Bu yüzden de onların ifadelerinin de önemli olduğunu düşünüyorum.
Kaldı ki eğer B, müvekkilimin kendisine parayı ödediğini söyleyerek ipoteğin kaldırılmasına ikna etmişse K yı, bu durum ikisinin arasında. Ne dedi de ikna etti bizim dışımızda. Ama her iki durumda da (ödeme inkar edilse de, kabul edilse de) M nin kastının olmaması hukuk davasını nasıl etkiler? |
![]() |
#7 |
|
![]() Benim müvekkil, B ye başka bir hukuki ilişkiden ötürü borcu olduğundan, onun bankaya olan borcundan dolayı taşınmazında ipotek tesis ediyor (muhtemelen kredi kullanabilmesi içindir). B de K yı tapuya götürdüğünde elindeki parayı göstererek para burada diyor ve ipotek kaldırılıyor. Bu son cümle aynen müştekinin (K) şikayet dilekçesinde yer alıyor. Burada kandırıldım, sözde bana para verilecekti diyor. İpoteğin kaldırılması konusunda ya B tek başına K ya karşı ve onu kandırdı, benim müvekkilinse haberi yok hileli davranıştan. Ya birlikte kandırdılar. Ya da M ipoteği kaldırınca pişman oldu ve böyle bir planla hepsini şikayet etti. 3 olasılıktan bizim savunduğumuz B nin savunmasını bilmediğimizden ya B kötüniyetli ya da K.
|
![]() |
#8 |
|
![]() Serdar Bey yanıtınız için çok sağolun. Ama ben böyle düşünmüyorum. Yararlanma anı aynı zamanda alacak hakkını devralan kimsenin bu alacak hakkının ipoteksiz kalması yönünde davranış sergilenmesiyle de ortaya çıkar. Bu halde gerçekten hileli bir fiil var ise, müvekkil yarar sağlar, taşınmazı ipotekten kurtulur. 3. kişi, taşınmazı ipoteksiz satın alır. B borçlu olmaya devam eder. Yarar sağlamayan tek kişi belki de B. Ama hileli bir fiille zarara uğrayan kişi K. İşte biz de bundan kurtulmanın yolunu düşünüyoruz, çünki müvekkil ipoteğin kaldırılması olayında hilesinin olmadığını iddia ediyor.
|
![]() |
#9 |
|
![]() Bence anlatılanlara göre K nın kandırılarak ipoteğin kaldırılmasına rıza göstermesinde müvekkilinizin bir rolü yok.Olsaydı K şikayetinde B ve müvekkilinizin onu kandırdığından da bahsederdi.Oysa B ile tapuya gidildiğinde B nin elinde para gösterdiğinden bahsediyor müvekkilinizden bahsetmiyor. İpoteği kaldırtıp yerine herhangi bir teminat almayıp sadece B nin elinde gösterdiği paraya güvenip hata ettiğini anlayınca da iş işten geçmiş oluyor ve ilgisi olduğunu düşündüğü müvekkilinizden de şikayetçi oluyor.Olay tamamen B kaynaklı duruyor bence.Müvekkiliniz beraat ederse alacak davasında da zararlı çıkmaz diye düşünüyorum.İpotek kalktığına göre taşınmazında serbestçe tasarruf eden bir vatandaş pozisyonuna gelmiştir artık.
|
![]() |
#10 |
|
![]() Yanıtınız için teşekkürler. Olayı daha da karışık hale getiren tapuda müvekkil ve taşınmazı satın alacak olan kimsenin de güven telkin edici davranışlarının bulunduğundan bahsedilmiş.
Bugün müvekkille görüştük. Olayı iyice konuştuk. B nin konut kredi çekerek aldığı ve bankanın ipotek hakkına haiz olduğu taşınmaz benim müvekkil tarafından satın alınınca, taşınmazı ipotekli almış oluyor. Sonra da evden dolayı B ye olan borcunu ödeyemeyince karşılığında 2 araba veriyor. Bu halde B ye olan borcu bitiyor. Geriye de tek kalan ipotek. O da nasıl oluyorsa tapuda kaldırılıyor. Bakalım hayırlısı. Bu iki davanın sonucunu ben de merak ediyorum. Enteresan bir dava olacak ![]() Bu arada ihtiyati tedbir talebinin reddine, ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verildi tensiple... Cevaplarınız için çok teşekkür ederim... Çok incesiniz. İyi akşamlar... |
![]() |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
![]() |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
dolandırıcılık | ilayda | Meslektaşların Soruları | 5 | 23-02-2010 16:22 |
Dolandırıcılık | Av.Özlem PEKSÜSLÜ | Meslektaşların Soruları | 2 | 27-04-2009 11:38 |
dolandırıcılık? | avangardea | Meslektaşların Soruları | 4 | 10-01-2008 10:58 |
dolandırıcılık | balturk | Meslektaşların Soruları | 2 | 18-12-2007 15:48 |
Dolandırıcılık | av.şahin kavukoğlu | Meslektaşların Soruları | 7 | 30-01-2007 09:21 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |