Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Kadastro Yenilemesi Zamanaşimi Süresini Yeniler Mi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 29-08-2013, 10:30   #1
Av.Ayşegül Çoban

 
Varsayılan Kadastro Yenilemesi Zamanaşimi Süresini Yeniler Mi

Merhaba Arkadaşlar;sorum şöyle müvekkillerin tapuda kayıtlı arazilerine 50 yıl önce kadastro girmiş ve kesinleşmiştir.Söz konusu arazi öncesinde başka köyün sınırları içinde kaldığı için müvekkillerimin kadastro tespitinden haberleri bile olmamış.Diğer köye kadastro geçen yıl giriyor.Müvekkillerin bu sayede kendi arazilerinin 50 yıl önce kadastrosu yapılan ve kesinleşen köyde arazilerinin olduğunu öğreniyorlar.50 yıl önce kadastro tesbiti yapılan köyde kadastro yenileme çalışmaları yapılıyor.Acaba kadastro yenilendiği için (yapılan ölçümler zemine uymadığı için paftalar değiştiriliyor)kaçırmış olduğumuz 15 günlük itiraz ve 10 yıllık zamanaşımı süreleri de müvekkiller açısından yenilenir mi?Yenilenirse 15 günlük askı süresini bekleyip itiraz edip itirazım reddedilirse mi kadastro tesbitine itiraz davası açmalıyım.Yoksa hemen kadastro tesbitine itiraz davası açmam doğru olur mu?Bir de kadastro tesbitine itraz hakkımız kalmadıysa genel mahkemelerde tapu iptali ve tescili davası mı açmalıyım.Müvekkilin arazileri tapulu olmasına rağmen 50 yıl önce yapılan kadastro tesbitinde mera olarak kaydedilmiş.Soru biraz karışık oldu umarım anlatabilmişimdir.Çok acil cevaplarsanız sevinirim.Kıymetli zamanınızı ayırp cevapladığınız için şimdiden teşekkürler herkese iyi çalışmalar...Unutmadan sürelerin yenilenip yenilenmemesi konusunda Yargıyay kararı varsa paylaşırsanız sevinirim...
Old 29-08-2013, 11:17   #2
Lpolat

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım süresi içinde kadastro müdürlüğüne itirazlarınızı yapınız.Kadastro müdürlüğü itirazlarınızı red ederse aşağıda belirtildiği gibi bu gerekçeleri esas alarak davanızı açabileceğiniz kanaatindeyim.

4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1023 üncü maddesindeki “Tapu kütüğündeki tescile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur” ilkesi mükerrer kadastroda uygulanamamaktadır. Yani bir kişi iyi niyetle bir taşınmazı satın alırsa ve bu taşınmazın mükerrer kadastro sonucu oluşmuş olduğu anlaşılırsa, bu taşınmazla ilgili bir ayni hak (mülkiyet hakkı) kazanan bu kişinin tapu kütüğündeki hakkı korunmaz ve taşınmazı tapu kütüğünden terkin edilerek tapu kaydı iptal edilir.
Zira, 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1023 üncü maddesindeki güven ilkesi, tapu sicilinin aleniyetinin bir sonucudur. Çift tapu olayı olarak adlandırılan mükerrer kadastroda, tapu sicili kendi içerisinde çelişkiye düşer ve aleniyetini yitirir. Bunun için iyi niyetli üçüncü kişilerin hakkı korunmaz ve geçersiz olan tapu kaydı iptal edilir. Ancak hakkı korunmayan üçüncü kişiler, 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007 nci maddesi kapsamında tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan zararlarını tazmin edebilirler.
Bu durumda, üçüncü kişilerin uğradığı zararların memurlara rücu ettirilmesi konusu ise tartışmalıdır.
Her ne kadar Yargıtay’ca kadastro çalışmaları sırasında yapılan hatalardan devletin sorumlu olmayacağı belirtilse de, iyi niyetli üçüncü kişilerin zararlarının tazmininde kadastro çalışmasını yapan memurlara rücu edilebilecektir. Nitekim mahkemelerin bu yönde kararlar verdiği görülmektedir. Kadastrodan sonra yapılan teknik işlemler sonucu bir mükerrerliğe neden olunması ve üçüncü kişilerin de bundan zarar görmesi durumunda, işlemi yapan ve kontrol eden kadastro müdürlüğü görevlileri sorumlu olacaktır.
Old 29-08-2013, 11:17   #3
Lpolat

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım süresi içinde kadastro müdürlüğüne itirazlarınızı yapınız.Kadastro müdürlüğü itirazlarınızı red ederse aşağıda belirtildiği gibi bu gerekçeleri esas alarak davanızı açabileceğiniz kanaatindeyim.

4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1023 üncü maddesindeki “Tapu kütüğündeki tescile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur” ilkesi mükerrer kadastroda uygulanamamaktadır. Yani bir kişi iyi niyetle bir taşınmazı satın alırsa ve bu taşınmazın mükerrer kadastro sonucu oluşmuş olduğu anlaşılırsa, bu taşınmazla ilgili bir ayni hak (mülkiyet hakkı) kazanan bu kişinin tapu kütüğündeki hakkı korunmaz ve taşınmazı tapu kütüğünden terkin edilerek tapu kaydı iptal edilir.
Zira, 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1023 üncü maddesindeki güven ilkesi, tapu sicilinin aleniyetinin bir sonucudur. Çift tapu olayı olarak adlandırılan mükerrer kadastroda, tapu sicili kendi içerisinde çelişkiye düşer ve aleniyetini yitirir. Bunun için iyi niyetli üçüncü kişilerin hakkı korunmaz ve geçersiz olan tapu kaydı iptal edilir. Ancak hakkı korunmayan üçüncü kişiler, 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007 nci maddesi kapsamında tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan zararlarını tazmin edebilirler.
Bu durumda, üçüncü kişilerin uğradığı zararların memurlara rücu ettirilmesi konusu ise tartışmalıdır.
Her ne kadar Yargıtay’ca kadastro çalışmaları sırasında yapılan hatalardan devletin sorumlu olmayacağı belirtilse de, iyi niyetli üçüncü kişilerin zararlarının tazmininde kadastro çalışmasını yapan memurlara rücu edilebilecektir. Nitekim mahkemelerin bu yönde kararlar verdiği görülmektedir. Kadastrodan sonra yapılan teknik işlemler sonucu bir mükerrerliğe neden olunması ve üçüncü kişilerin de bundan zarar görmesi durumunda, işlemi yapan ve kontrol eden kadastro müdürlüğü görevlileri sorumlu olacaktır.
Old 29-08-2013, 13:10   #4
merhy_89

 
Varsayılan

Öncelikle kolay gelsin sayın meslektaşlarım benimde bu konuya yakın bir konuda sorum olacaktı cevaplayabilirseniz çok sevinirim.
Müvekkilimin arazisinden kadastro geçiyor yeni tespit edilen kayıtlara göre müvekkilimin arazisinin metrekaresinde azalma oluyor süresi içinde gittiği bir meslektaşım itiraz için süresinde dava açıyor ama ne yazık ki dava yanlış kişiye yöneltildiğinden dava husumetten red ediliyor bu süreçte maalesef meslektaşımın ihmali yüzünden dava açma süresi geçiyor.
Şimdi ben genel hükümlere giderek tapu iptali ve tescili davası açmak istiyorum 10 yıllık süre henüz geçmedi sizce ne yapmam lazım ?
Old 29-08-2013, 13:35   #5
Lpolat

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım süre geçmiş ise Asliye Hukuk Mahkemesinde genel hükümlere göre 10 yıllık hak düşürücü sürede davanızı açabılırsınız ancak davanızı açarken şuna dikkat edin azalma olan arazi miktarı komşu parsellerden hangisine geçmiş ise davanızı o parsel sahibine (davalı olarak) yöneltin

bunu tespit edemiyorsanız tüm komşu parsel malıklerini davalı göstermenizin iyi olacağı kanaatindeyim
Old 29-08-2013, 15:06   #6
Av.Ayşegül Çoban

 
Varsayılan

Arkadaşlar verdğiniz cevaplar için teşekkür edrim ama kafama takılan soru hala cevapsız kadastronun yenilenmiş olması geçmiş olan on yıllık zamanaşımı süresini yeniler mi yani kadastro tesbitine itiraz davası açabilirmiyim.Yoksa yenilemede yapılsa ilk kadastro esas alındığı için zamanaşımı süresi de dolduğu için kadastro tesbitine itiraz şansımız yok mu?Davayı Asliye hukuk mahkemesine mi açmalıyım.Tapu iptali ve tescili davası için hakdüşürücü süre var mı?
Old 30-08-2013, 11:36   #7
Lpolat

 
Varsayılan

Bu durumda size ikinci bir yol önerebilirim süre geçmiş ise

Mükerrer Kadastro ve Teknik Hata İlişkisi arasındaki fark şudurki
Kadastro veya tapulama çalışmaları sırasında yapılan teknik bir hata sonucu taşınmazlar arasında binmeler meydana gelmesi halinde, bu durumdaki iç içe geçme durumu, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22 nci maddesi kapsamında bir “mükerrerlik” değil, teknik bir hata sonucu taşınmazların birbirine geçmesi halidir ve aynı Kanunun 41 inci maddesi kapsamında idari olarak düzeltilme olanağı vardır.
Bu nedenle, mükerrer kadastrodan bahsedebilmenin ilk koşulu; taşınmazlardaki iç içe geçme durumunun teknik bir hatadan kaynaklanmıyor olmasıdır. Taşınmazlarda, teknik bir hatadan kaynaklanan iç içe geçme durumu var ise bu hata, 3402 sayılı Kadastro Kanunun 41 nci madde uygulamasıyla düzeltilebilir. Bunun için taşınmazlardaki ölçü, hesaplama, sınırlandırma ve tersimat (çizim) hatalarından kaynaklanan iç içe geçme durumu, 3402 sayılı Kanununun 22 nci maddesi kapsamında bir “mükerrerlik” olarak değerlendirilemez. Zira, mükerrer kadastroda aynı yer, teknik bir hata olmaksızın kısmen veya tamamen aynı veya farklı malikler adına birden çok defa tapuya kütüklenmektedir.
Mükerrer kadastrodan bahsedebilmek için, mükerrerliğin teknik bir hatadan kaynaklanmaması koşulunun yanında diğer bir koşul da, mükerrerliğe konu taşınmazların kadastro tespit tutanaklarının kesinleşmiş olması koşuludur. Kesinleşmeyen kadastro tutanakları, tapuya
1/7
tescil edilemeyeceğinden bunların bir geçerliliği ve hükmü yoktur. Ancak bu konuda, 3402
sayılı Kadastro Kanununun 12 nci maddesinin son fıkrasındaki herhangi bir nedenle
kesinleşmemiş tutanakların tapuya tescil edilmesiyle ilgili hüküm koşulları saklıdır.


bu durumda idare kendiliğinden bu hususu düzeltmediğinden ( olayda ikinci kadastro konusu yapmıştır) bu durumda mükerrer kadastrodan bahsetmek mümkün değildir.Dolayısı ile ikinci kadastro bambaşka bir kadastro olup davanızı açabileceğiniz kanaatindeyim
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Davalının davayı yenilemesi baruter Meslektaşların Soruları 4 29-12-2012 12:30
kadastro yenilemesi+muvazaa iddiası sharap_nel Meslektaşların Soruları 2 26-11-2011 11:52
kira yenilemesi lifee Meslektaşların Soruları 3 21-11-2010 20:19
Kadastro Tespİtİ - Mk 712 OlaĞan ZamanaŞimi avorbay Meslektaşların Soruları 2 09-08-2010 13:43
Tapulu taşınmaz kadastro çalışmaları sırasında başka birinin adına tescili ZAMANAŞIMI av.harun sevimli Meslektaşların Soruları 7 07-04-2010 16:42


THS Sunucusu bu sayfayı 0,10695004 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.