Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Hizmet tespit davası-yetki

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 02-08-2006, 09:40   #1
genç osman

 
Varsayılan Hizmet tespit davası-yetki

Davacı işçi , iki ayrı yargı çevresine sahip, iki ayrı iş yerinde çalışırsa,hizmet tespit davasını birinci çalıştığı iş yerinin yargı çevresinde , ikinci iş yerine karşı da açabilir mi , açabilirse ikinci davalı işverence yetkisizlik itirazı ileri sürülünce davanın akıbeti ne olur?Yetkisizlik sebebiyle tefrik mi edilir yoksa devam mı edilir? Ya da en mantıklısı iki ayrı işverene ayrı ayrı yetkili oldukları mahkemelerde mi dava açmalıdır ? Cevap verirseniz sevinirim ... Şimdiden teşekkürler...
Old 02-08-2006, 10:11   #2
avfehmi

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
10.Hukuk Dairesi

E. 2002/2764
K. 2002/3129
T. 08.04.2002

Y A R G I T A Y İ L A M I

Davacı, murisi eşinin davalılardan işveren ait işyerinde 02.06.2000-10.10.2000 tarihleri arasında sigortalı olarak çalıştığının tespiti ile 01.08.2001 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde yetkisizliğe karar vermiştir.

Hükmün, davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

1-5521 Sayılı İş Mahkemeleri Yasasının 7. maddesine göre iş mahkemelerinde sözlü yargılama usulü uygulanmaktadır. Aynı Yasanın 15. maddesi ile de bu yasada açıklık bulunmayan hallerde Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının uygulanması gerekeceği hükme bağlanmış olmakla, Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 478. maddesi ile bu yargılama usulünde ilk itirazların her halde esasa girilmeden, ilk oturumda bildirilmeleri gerekmekte olup, bu konuda hakimin taraflara önel tanımasına ve dolayısıyla yasa tarafından öngörülmüş kesin süreyi ortadan kaldırmasına olanak yoktur. Aynı yasanın 187/2. maddesi ile ilk itirazlardan olan "yetkisizlik iddiasının" belirtilen süre aşılarak yapılmış olduğu dikkate alınmaksızın, yetkisizlik kararı verilmesi isabetsizdir.

2-Dava; işveren ve Sosyal Sigortalar Kurumuna karşı açılmış bir hizmet tespiti davasıdır. Davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığının bulunması karşısında, Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 9 ve 17. maddeleri uyarınca dava bunlardan birinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabilir. Somut olayda da; davacı, Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 9 ve 17. maddelerinin kendisine verdiği seçme hakkı çerçevesinde davasını, davalılardan Sosyal Sigortalar Kurumunun şubesinin bulunduğu Manisa İş Mahkemesinde açması ve davanın sırf davalılardan birini başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı iddiasının da ileri sürülmemiş olması karşısında, işin esasına girilerek sonucuna göre hüküm kurmak gerekirken yazılı gerekçelerle "mahkemenin yetkisizliğine" karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, davacının bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08.04.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 02-08-2006, 10:15   #3
avfehmi

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
10.Hukuk Dairesi
Esas Karar
2003/5828 2003/6509

Y A R G I T A Y İ L A M I

Mahkemesi :Güney Asliye Hukuk Hakimliği (İş)
Tarihi :18.03.2003
No :64 - 10


Davacı,emekli maaşından yapılan %15 kesintinin yasal olmadığının tespiti ile yapılan kesintilerin yasal faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.

Hükmün, davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

Noter olarak görev yapan davacının 01.09.1997 tarihinde Sosyal Sigortalar Kurumundan yaşlılık aylığı almaya başlamasından sonra, 01.10.1999 tarihinden itibaren 4447 Sayılı Yasa ile değişik 506 Sayılı Kanunun 63/B-2 maddesi uyarınca aylığından %15 Sosyal Güvenlik Destekleme Primi kesilmemesi gerektiğinin tespitine ilişkin davada yöntemince yapılan yetki itrazı kabul edilerek Ankara İş Mahkemesi yetkili kılınmışsada; davacının G..y İlçesinde Noterlik yapması ve işlemlerin Denizli Sosyal Sigortalar Kurumu İl Müdürlüğü tarafından yürütülmesi, Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı'nın Denizli'de şubesinin bulunması ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 17.madddesi nazara alınarak davanın Denizli İş Mahkemesi'nde görülebileceği gözetilerek dava dilekçesinin yetki yönünden reddine,dosyanın yetkili ve görevli Denizli İş Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmesi gerekirken,Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı'nın bulunduğu Ankara İş Mahkemesi'nin yetkili ve görevli kılınması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

Ne var ki,bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden karar bozulmamalı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438.maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın gerekçe ve hüküm fıkrasının 2.bendinde yer alan "Ankara" isminin silinerek yerine,"Denizli" isminin yazılmasına,ve hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 02.10.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 02-08-2006, 10:16   #4
avfehmi

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
10.Hukuk Dairesi
Esas Karar
2004/5631 2004/7905

Y A R G I T A Y İ L Â M I

Mahkemesi :Ankara 13. İş Mahkemesi

Davacı, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 9.222.054.439 liranın yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde mahkemenin yetkisizliğine karar vermiştir.

Hükmün, davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

1-Dava yersiz ödenen malüliyet aylıklarının davalıdan yasal faiziyle birlikte geri alınmasına ilişkindir. Davacı Kurum "Bulancak Asliye Hukuk (İş) Mahkemesine gönderilmek üzere Giresun Asliye Hukuk (İş) Hakimliğine" başlığını taşıyan dava dilekçesini 12.12.2003 tarihinde Giresun Asliye Hukuk (İş) Mahkemesine vererek davasını açmış, bu mahkeme, dava dosyasını hataen Ankara Nöbetçi İş Mahkemesine göndermiş, yapılan dağıtım sonunda Ankara (13.) İş Mahkemesince davaya bakılarak yetkisizlik kararı verilmiştir. Dava, Kurum tarafından yetkili Bulancak Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinde açılmasına karşın Giresun Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinin hatası sonucu dosyanın yetkisiz Ankara Nöbetçi İş Mahkemesine gönderilmiş olması gözönünde bulundurularak davacı aleyhine avukatlık ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmemesi gerekirken, mahkemenin bu giderlerden davacıyı sorumlu tutması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

Ne var ki bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.

SONUÇ: Hükmün üçüncü, dördüncü ve beşinci paragraflarının çıkartılmasına, ikinci paragrafının sonuna "yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin yetkili mahkemece hüküm altına alınmasına" sözcüklerinin eklenmesine ve hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 23.09.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 02-08-2006, 10:17   #5
avfehmi

 
Varsayılan

T.C
Y A R G I T A Y
10.Hukuk Dairesi

E. 2001/2321
K. 2001/2569
T. 03.04.2001

Y A R G I T A Y İ L A M I

Davacı, yasalara aykırı olarak tahakkuk ettirilen prim ve gecikme zammı ile buna vaki itiraz üzerine verilen red kararı ve bunu onayan komisyon kararının iptali ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde yetkisizliğe karar vermiştir.

Hükmün, taraflar Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurumun temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-Davacının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

506 Sayılı Kanunun 3917 Sayılı Kanunla değişik 80. maddesinin 6. fıkrası hükmüne göre; Kurum alacaklarının tahsilinde 21.07.1953 tarih ve 6183 Sayılı Kanun'un uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde alacaklı Sigorta Müdürlüğünün bulunduğu yer İş Mahkemesi yetkilidir.

Dava, Kurum alacaklarının tahsilinde 6183 Sayılı Kanun'un uygulanmasından doğan uyuşmazlığa ilişkin olmayıp, davalı Sosyal Sigortalar Kurumu'nun 4792 Sayılı Kanun'un 6. maddesine 3917 Sayılı Kanun'la eklenen fıkralara dayalı olarak işin yürütümü için gerekli olan asgari işçilik miktarına göre re'sen tahakkuk ettirdiği prim borcunun anılan maddede öngörülen prosedür kapsamında iptali istemine ilişkindir.

Bu durumda, yetkili İş Mahkemesinin belirlenmesinde; 506 Sayılı Kanun 80/6. maddesi değil; 506 Sayılı Kanun'un 134. maddesi hükmünde hangi yer İş Mahkemesinin yetkili olduğunun öngörülmemesi nedeniyle Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun genel yetki kuralları esas alınacaktır.Giderek ölçümlemenin iptalini amaçlayan bu davada; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 9 ve 17. maddelerine göre yetkili mahkeme; Kurum'un ikametgahının bulunduğu Ankara İş Mahkemesi ya da işlemlerin yapılmış olduğu Kurum şubesinin bulunduğu Samsun İş Mahkemesidir ve davacının bu yönde bir seçimlik hakka sahip olduğu açıktır.

Davacı işveren de, davalı Kurum'un ikametgahının bulunduğu Ankara İş Mahkemesinde dava açtığına göre artık işin esasına girilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı biçimde yetkisizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

Davalı Sosyal Sigortalar Kurumu'nun sonradan yargılama aşamasında aynı alacak için 6183 Sayılı Kanun uyarınca takibe geçmiş olması; davanın yukarıda öngörülen hukuki vasfı karşısında yetkili mahkemenin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun madde 9 ve 17. hükümlerine göre belirlenmesi ve davacının bu yönde seçimlik hakkı bulunduğu kuralını ortadan kaldıramaz.

O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 03.04.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Hizmet Tespiti Mi Yoksa Menfi Tespit Mi? av_metehan Meslektaşların Soruları 4 18-03-2011 12:28
hizmet tespit davası ile birlikte iş kaz doğan tazminat d. birlikte açılabiliği uye9493 Meslektaşların Soruları 5 13-11-2006 11:13
Eda davası -bozma- davanın konusuz kalması-ıslah -tespit davası seyyah7272 Meslektaşların Soruları 2 27-05-2006 17:42
hizmet tespit davasında husumet sorunu denk Meslektaşların Soruları 1 06-04-2006 18:55


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05633998 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.