07-07-2007, 00:47 | #1 |
|
Soru(n):İnsan kendini(egosunu,benliğini) bilmeli.peki bilenle bilinmesi gereken aynı ben olursa iş bu bilgiye nasıl ulaşılır?
|
07-07-2007, 18:07 | #2 |
|
Sayın RıFaT
Gönül havuzunun aynasına bakılır. Ayrıca, Kayınvalidenin arkamızdan söyledikleri fikir vericidir. Ben felsefeden anlamam. Ama halkımız anlıyor: ‘’Sen seni bil, sen seni Sen seni bilmezsen Patlatırlar enseni’’ (Anonim Epistemoloji Külliyatından ) Saygılarımla |
07-07-2007, 21:16 | #3 | |||||||||||||||||||||||
|
Sabit bir sıcaklıkta ayakta 10 dk. durun, herhangi bir yere temas etmeyin, ayaklarınız temas etsin tabi. Yani hiç bir değişim yaşamadan 10 dk.cık durun, yeterli, bakalım ne olacak, kendinizi hissediyor musunuz görünüz. Sonra hareket edin değişimler yaşayın farklı sıcaklık derecelerine, hava akımlarına temas edin, sonra düşünün kendinizi mi hissediyorsunuz yoksa başka bir şeyi mi?(Kendimiz yine kendimizde olanı algılarız, ama burda algılayan ile algılanan aynı şeyler değildir. Suyun suyu algılaması mümkün değildir çünkü homojenlik vardır. Farklı şeylerin birbirini algılaması düşünülebilir kanaatindeyim. Aslında tam da şöyle farklı bir şey bizim bedenimizde bir değişim yaratabilir yoksa aynı biz gibi olan bir şeyin bizde bir değişim yaratması düşünülemez bu bakımdan dış alemdeki şey eğer bizde mevcut olandan farklı ise ancak algılayabiliriz. Vücut sıcaklığım ile dış alemin sıcaklığı aynı ise dış alemi algılayamam. Ama biz bizde meydana getirdiği değişimi algılarız, algılayan ile yine biz de değişim olarak var olup algılanan farklıdır. Kısaca şu bedende bir algılayan yer var bir de algılanan değişimler var. Ama her ikisi de aynı beden içinde yer almaktadır. Neden iki Adet tanrı düşünülemez. Biraz zorlayın. Homojen iki Tanrı, düşünülebilir mi? Veya birbirlerini fark edebilirler mi, iki eşit güç birbirini itse aynı yerde sayarlar ve hatta karşı tarafı hissetmezler ve hatta güç uyguladıklarının bile farkına varamazlar. Çünkü sıfır yani nötür ortamı yaratırlar. Umarım anlatabildim.) Bir de şunu sorun, değişimler olmasaydı insan duyan bir varlık olur muydu? SAYGILARIMLA. |
08-07-2007, 01:12 | #4 |
|
Sormaz ki bilsin
Sorsa bilirdi. Bilmez ki sorsun Bilse soradı. Sadi Şirazi Felsefe,insan aklının soğuk gecesinde titreyen soyut fikirlerin zümresi olarak tanıımlayabiliriz.Şairin isebu soyut fikirleri ısıtarak somutlaştırır.Tıpkı Sadi gibi.... Felsefe'nin nihai amacıise 'Ben(subJe) kim(im)? sorusuna cevap vermeğe çalışır.Bu ''soru''dan yola çıkarak ''sorun''u ortaya koyar,soruna verdiği cevapla ''sorumlu''luğunu bulmağa çalışır.''Ben'' Sorumluluğunu bulduğunda kakikate(gerçekliğe) oradan da File(hikmete) 'ye ulaşır. Bilinmesi gereken ilk şey ''Ben''dir.Bilmesi gereken de yine aynı ''Ben''. Bilgi felsefesi açısından bilim,bilinenden yola çıkarak bilinmeyene yapılan yolculuk olarak tanımlanır.İlk bilinen ''Ben''dir.İlk bilinen bilinmeden bilimden söz edilemez. Nihai soruyu tekrar soralım;ben Kim'im? Sayın çalıkuşu; verdiğiniz örnek gerçekteki (reeli) ''ben'' bilinir.Soru(n)Gerçeklikteki(hakikatteki) ''ben''dir. |
23-07-2007, 19:41 | #5 |
|
Duymak istemeyen kadar kötü sağır yoktur. ITALYAN ATASOZU
--------------------------------------------------------- -- Anladığım kadarıyla sayın "RıFaT" ruh kavramını arıyor, aslında bulmuş ve fakat bizim ne düşündüğümüzü soruyor. -- (sayın "RıFaT" alıntı) verdiğiniz örnek gerçekteki (reeli) ''ben'' bilinir.Soru(n)Gerçeklikteki(hakikatteki) ''ben''dir -- Yani bedenimizin içinde bir de ruh denilen bir varlık olduğunu söylemeye çalışıyor anladığım kadarıyla. -- Eğer ruh varsa nasıl biliyor varlığını, yoksa eğer nasıl yok olana var diyor ? --------------------------------------------------------- • Çiçeğin dikeni var diye üzüleceğimize, dikenin çiçeği var diye sevinelim. (Goethe) --------------------------------------------------------- Biz dünyadan gider olduk Kalanlara selam olsun Ama hep böyle gidecekse bu dünya Kalanlara haram olsun. BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU |
23-07-2007, 20:35 | #6 |
|
Bilenle bilmesi gereken aynı olmasaydı bile, kuvantum fizigine göre bir güçlük var, o da şu: Gözleyen, gözlem sürecinin dışında değil, içindedir; sonucu etkilemektedir.
Atom altı parçacığının aynı anda hem konumunu ve hem de hızını ölçemiyoruz. Birini ölçemeye çalışırsak, diğerini ölçemiyoruz. Hakikaten zor iş |
23-07-2007, 21:03 | #7 |
|
"Bilenin" bilmesine gerek yoktur.bunun için bilenle bilmesi gereken birleşemez.
Bilmeyen de bilemediğinin eksikliğini hissedemez. ihtiyaç duyulmayana gerek olmadığından bilmeyenin de bilmesine gerek yoktur. bilemeyene de yapılacak birşey yoktur. |
24-07-2007, 03:19 | #8 |
|
Bilenle bilmesi gereken kişinin aynı olması mümkün değil. En azından ülkemizde böyle.
Malum olduğu üzere, amir herşeyi bilir. Ast ise, bilmek zorundadır. Cumhuriyet gazetesinin kapatılmasına sebep olan fıkra bunu anlatıyor. İki asker, balıkların cinsiyetinin nasıl anlaşılacağı konusunda tartışmaya başlamışlar. Ne kadar tez ileri sürseler de, anlaşamamışlar. Sonunda biri, aşaya soralım demiş. "paşa balıkların cinsiyetini anlar mı?" diye sormuş diğeri. "Anlamasına anlamaz ama, ne derse doğrudur" Yani amir bilir.Devletli büyüklerimiz herşeye vakıftır. Gazete haberlerine bakın.Vali açıklama yapar, olayı bilen kişiler ise sadece iddia etmişlerdir. |
02-10-2007, 03:30 | #9 |
|
Bilen 'Ben' bilinecek olan yine 'Ben'...
Ben bilinemeden,ayrışamadan hiç bir şey bilinemez. Hukuk Ben ile Sen aarasındaki ilişki. Gothe'nin dediği gibi 'Ben örs isem 'Sen' çekiç,Ben çekiç isem,sen örs''.Örs ile çekiç aynı varlık tek varlık.Sen aslında bir başka bir Ben(lik)... |
02-10-2007, 21:26 | #10 |
|
Aslında bana göre kişinin kendisini bilmemesi, aldığı kararların ve yaptığı hareketlerin duyguları ve arzuları tarafından bozulması sonucu yanlışlar yapması ve yaptığı bu yanlışların kişinin kendisi tarfından anlaşılamaması durumudur. mesela kişi kendini bilmezse kendisine kötülük yapan birine aynı kötülükle karşılık vererek karşı tarafın kendisinin gururunu rencide etmesinin önüne geçtiğini, yaptığının altında kalmadığını, ondan daha güçlü olduğunu ispatladığını vs. düşünür. Ancak onun yaptığı yanlışın aynısını yaptığını düşünmez, farkına varmaz.
Yine bir ömür evli kalınamayacak bir kadınla güzelliği vb. sebeplerle evlenmeye çalışan bir erkeğin duyguları aklını bozuyor ve bunun farkına varamıyor demektir. mesleğinde yükselmek için her türlü haksızlığı yapan ve gerekirse başkalarının kuyusunu kazanlar da aklı yükselme hırsıyla o derece bozulmuş insanlardır ki, kendilerinin ve yapmak istediklerinin farkına varamazlar. O halde kendini bilmemek arzuların, duyguların ya da üzerinizde etkili olan insanların markajında kalan aklın yanlış yapması ve yanlış yaptığının farkına varamamasıdır. Saygılar... |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Muris Kıbrıs'lı Olursa | Av.Suat Ergin | Meslektaşların Soruları | 3 | 14-02-2008 14:55 |
Adalet Kazanmaktir; Ne Pahasina Olursa Olsun... | avien | Hukuk ve Felsefe | 1 | 07-10-2007 11:56 |
Mustafa Kemal ATATÜRK hakkinda bilinmesi gereken 30 ozel $ey | obaykan | Site Lokali | 0 | 09-07-2006 15:41 |
Boşanmaya Davalıda Razı Olursa | Serap YILMAZ | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 02-03-2002 01:43 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |