|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
21-06-2007, 19:17 | #1 |
|
Menfİ Tespİt Davasi Kismİ Olarak AÇilabİlİr Mİ ?
İcra takibine konulmuş yüksek meblağlı bonolar için menfi tespit davası açmayı düşünüyoruz. Daha sonra ıslahla diğer bonoları da davaya dahil etmek istiyoruz. Menfi tespit davası kısmi olarak açılabilir mi ? Konu ile ilgili emsal içtihat var mı ?
|
21-06-2007, 19:45 | #2 |
|
Aşağıdaki yargıtay kararı metnine ihtiyacım var
Konu ilgili 19. HD 9.11.1992 T. 3753/5769 nolu yargıtay kararını bulan meslektaşlarıma şimdiden teşekkür ederim
|
21-06-2007, 23:28 | #3 |
|
Belirteceğiniz bonolar sebebiyle borçlu olmadığınızın tespitini isteyecekseniz sonradan farklı bonolar sebebiyle borçlu olmadığınızın da tespiti istemi ıslah yoluyla mümkün olmayacaktır diye düşünüyorum. Farklı bir dava konusu olacağından ilk açılacak dava da kısmi olmayacaktır. Fakat, diğer bonolar hakkında dava ve talep hakkınızı saklı tutarak bir kısım bono hakkında dava açtıktan sonra diğer bonolar hakkında isterseniz hükümden sonra yeni bir dava açabilir veya açacağınız davayı hüküm verilmezden önce bu davayla birleştirebilirsiniz.
|
21-06-2007, 23:55 | #4 |
|
“Hukukumuzda kısmi dava açılması mümkün olduğundan hakimin HUMK. mad. 76 uyarınca hukuki nitelendirmeyi serbestçe yaparak açılan davayı ‘kısımi menfi tesbit davası’ olarak göreceğini” (19. HD 9.11.1992 T. 3753/5769)
Söyledikleriniz çok mantıklı. Ancak yukarıda özetini bulduğum Yargıtay kararının tam metnini bulabilirsek sanırım konuyu daha net anlayabileceğiz. Acaba bonolar aynı hukuki ilişkiye dayandırılıp tek dava sebebi, dolayısıyla aynı davada ıslaha olanak verir mi ? |
22-06-2007, 00:37 | #5 |
|
Karar işinize yarar mı bilmiyorum? Zira olayınızla ilgili detayları bilemiyoruz. Olaydaki gibi bir seri alışveriş karşılığı düzenlenen bonolar söz konusu ise müteaddit bonoların ıslah ile davaya dahil edilmesi söz konusu olabilir. Ancak bonolar farklı hukuki ilişkilerden kaynaklanıyor ve karşı taraf mücerretlik iddiasında bulunur ise işiniz zorlaşabilir.
T.C. YARGITAY 19.Hukuk Dairesi Esas: 2003/6887 Karar: 2004/4721 Karar Tarihi: 26.04.2004 ÖZET: Davacı yan, menfi tesbit ve istirdat davasını açarken, teminat niteliğini yitiren çekler ile ilgili talep ve dava haklarını saklı tutmuş, yargılama sırasında da çeklerin iptalini ıslah yolu ile talebetmiş olmakla, Anayasa Mahkemesinin "ıslah yolu ile müddeabihin artırılması mümkündür." kararı da gözetilerek mahkemece, talep araştırılarak, uygun sonuç dairesinde bir karar verilmelidir. (1086 S. K. m. 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90) Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Davacı vekili, müvekkilince davalıdan satın alınacak römorklere karşılık avans olarak 12.210.000.000. TL toplamında nakit ve çek ile ödeme yapıldığını, teslim alınan 28 adet römorkun bedelinin 7.912.000.000. TL olduğunu ve ayrıca davalının elinde 3.000.000.000. TL tutarında 3 adet çekin teminat olarak bulunduğunu iddia ederek çekler ile ilgili talep ve dava haklarının saklı kalarak 4.298.000.000. TL'nın tahsilini talep ve dava etmiş, yargılamanın devamında 9.7:2002 tarihli harcını ikmal ettiği dilekçesi ile terhinat çeklerinin iptalini ödenmesi halinde istirdatını talep ve dava etmiştir. Davalı savunmasında, davacının yapmış olduğu ödemeler karşılığı malların teslim olunduğunu sonradan dava konusu edilen 3 adet çekin ise eski borçlar için verildiğini beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece çeklerin iptaline ilişkin istemin ayrı bir dava konusu olduğu bu nedenle istirdat davasında ıslah ile devam edilemeyeceği gerekçesiyle çeklere yönelik istemin ve ıslah isteminin reddine, davalı yanca fazladan tahsil edilen ve karşılığında mal verildiği kanıtlanamayan 875.000.000. TL'nın istirdatına karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle davalı tarafın kendi defter ve kanıtlarına göre davacıdan teslim ettiği mal bedelinden fazla tahsilat yaptığının anlaşılmasına göre davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Davacının temyizine gelince; davacının temyizi ıslah yolu ile iptalini dava ettiği çeklere yöneliktir. Davacı yan, menfi tespit ve istirdat davası açarken 3 adet çekin bedelsiz olduğunu ve davalıya akdi ilişkinin teminatı olarak verildiğini ileri sürerek bunlar ile ilgili talep ve dava haklarını saklı tutmuştur. Yargılamanın safahatında davalıya borçlu olmadığını belirterek teminat vasfını yitiren çeklerinde iptalini fazlaya ilişkin hakları çerçevesinde ıslah yolu ile talep etmiştir. Anayasa Mahkemesinin 20.7.1999 tarih 1999/1 esas, 1999/33 karar sayılı kararı ile "Islah yolu ile müdeabihin artırılması mümkündür". Bu nedenle mahkeme davacının ıslah yolu ile yaptığı talebinin araştırılarak varılacak uygun sonucuna göre karar verilmek gerekirken yazılı gerekçe ile reddi doğru görülmemiştir. Sonuç : Yukarıda (1) sayılı bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) sayılı bentte açıklanan nedenle hükmün davacı yararına (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine, 26.4.2004 gününde oybirliği ile karar verildi. Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları ************************************** |
21-10-2008, 14:27 | #6 | |||||||||||||||||||||||
|
Yukarıda belirtilen karara acil olarak ihtiyaç duymaktayım, tam metnini göndermenizi rica ederim. |
15-03-2011, 15:04 | #7 |
|
İİK 72. maddeye şerh olarak eklenen Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, Esas-Karar: 3753-5769 İçtihat kararı bende arıyorum. Bulan arkadaşlara şimdiden teşekkürler.
|
12-06-2012, 15:47 | #8 |
|
19. Hukuk Dairesi ile görüştüm ancak 10 yıldan fazla olduğu için kayıtların saklanmadığı ve imha edildiğini öğrendim.
Arşivlerinden yerel mahkeme bilgilerini öğrenmeye uğraşıyorum, öğrenebilirsem iletirim. Ancak Devlet Arşiv Müdürlüğü'nde saklanabileceğini bildirdiler. Faydası olursa... Saygılarımla |
30-01-2015, 15:15 | #9 |
|
Merhabalar
Malumunuz HMK 107'de belirsiz alacak ve tespit davası yer alıyor.. Menfi tespit değil ama istirdat davasını HMK 107 kapsamında veya kısmi dava şeklinde açmak mümkün müdür görüşleriniz nedir.? Olay ; "B, site aidat borçlarını ödemiş ancak kendi kiracılığı döneminden önce kalan borçları da ödemes istenmiş . B de bu nedenle bu borçları ödememiş ve ev sahibi E Yönetime bunu ödemiş. Sonrasında E, kiracı B'ye icra takibi yapmış. 3000-TL'lik borç için ev sahibiyle çok görüşmüş ama icra dairesinde itiraz etmemiş ve takip kesinleşmiş ve borcu ödemiş. Biz de istirdat davası açıp paranın iade edilmesini isteyeceğiz". Talep sonucunu; "şimdilik 300-TL'nin istirdadını " talep ediyoruz şeklinde talep etmek mümkün olacak mıdır ? (istirdat davasının bir tespit davası olma özelliğinden faydalanmak istiyorum. Çünkü yönetimin hesapları gerçekten anlaşılmaz halde ve neyin ne olduğu belli değil) |
16-11-2018, 16:45 | #10 |
|
MENFİ TESPİT DAVALARININ "KISMİ" DAVA AÇILAMAZ!
T.C. YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ ESAS NO: 2016/7775 KARAR NO: 2017/4600 KARAR TARİHİ: 6.6.2017 MENFİ TESPİT DAVALARININ "KISMİ" DAVA AÇILMAYACAĞI Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacılar vekili, müvekkilleri aleyhine... 3. İcra Müdürlüğü'nün 2008/762 Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığını, takibe konu senedin teminat senedi olduğunu ileri sürerek, müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin ve senedin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, takibe konu senet üzerinde teminat senedi olduğuna dair herhangi bir ibare bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre, davacı-borçluların icra takibinden sonra 14/02/2008 tarihinde borcu kabul ettiklerini bildirerek takibi kesinleştirip bildirdikleri taşınmaza haciz konulmasını talep ettikleri, borcu kabul eden davacıların daha sonra menfi tespit davası açmasının çelişkili davranışta bulunma yasağına aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava icra takibine konu bonodan dolayı borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Takip konusu bono 1.105.000,00 TL olmasına rağmen davacı tarafından 250.000,00 TL üzerinden harç yatırılmış, mahkemece harç tamamlattırılmadan yargılamaya devam olunmuştur. Menfi tespit davalarında kısmi dava açılamayacağından mahkemece davaya konu bono bedeli üzerinden harcın tamamlattırılması gerekirken yatırılan eksik harç üzerinden yargılamaya devam olunması doğru görülmemiş, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istenmesi halinde iadesine, 06/06/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Menfİ Tespİt Davasi-bono Bedellerİne KarŞilik Parsel VerİldİĞİnİn İspati | Ersin KUŞ | Meslektaşların Soruları | 2 | 25-01-2010 10:49 |
Menfİ Tespİt - Bonolarin Tanzİm Tarİhİnden Sonra Yapilan Ödemeler | Justinianus | Meslektaşların Soruları | 1 | 18-05-2007 10:55 |
Menfİİ Tespİt Ve Çek İptalİ Davasi Çekte ZamanaŞimi | av.selcukacar | Meslektaşların Soruları | 2 | 26-03-2007 12:32 |
Menfİ Tespİt Davasi ZamanaŞimini Keser Mİ? | kum | Hukuk Soruları Arşivi | 17 | 29-10-2006 23:36 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |