Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İlam Vekalet Ücreti - Faiz Başlangıç Tarihi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 06-10-2006, 14:22   #1
ersen

 
Varsayılan İlam Vekalet Ücreti - Faiz Başlangıç Tarihi

slm arkadaşlar ilamda belirten vekalet ücretine faiz karar tarihinden itibarenmi yoksa icra takibi tarihinden itibarenmi istenir. tşk ederim
Old 06-10-2006, 15:03   #2
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ersen
slm arkadaşlar ilamda belirten vekalet ücretine faiz karar tarihinden itibarenmi yoksa icra takibi tarihinden itibarenmi istenir. tşk ederim

Sayın ersen,

Kira tespit davasında karar kesinleştikten sonra, diğerlerinde karar tarihinden itibaren faiz yürütülmelidir.

Saygılarımla
Old 06-10-2006, 22:17   #3
gursan

 
Varsayılan

Vekalet ücreti alacağı ihtarname ile talep edilmiş olmak şartıyla (BK 101. madde gereğince vekalet ücretini ödemesi gereken borçlu taraf temerrüde düşürülmek şartıylıyla) ihtarname tarihinden, aksi takidrde takip tarihinden itibaren fazi uygulanmak gerekir.
Saygılarımla
Old 06-10-2006, 22:28   #4
kağanulaş

 
Varsayılan

Sayın Gursan,
Ben de Sayın Suat Ergin'in cevabındaki gibi karar tarihinden itibaren faiz işlediğini biliyorum. Hatta bu şekilde yaptığım takiplere de hiç itiraz gelmedi. Cevabınızın dayanağını belirtirseniz sevinirim. Hata yapıyorsak düzeltelim.
Old 06-10-2006, 22:45   #5
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

İki farklı görüş ama iki mesletaşımızın görüşlerini doğrular farklı yargıtay kararlarını aşağıda alıntıladım. Lütfen dikkat!





Alıntı:
T.C.

YARGITAY

3. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/12132

K. 2004/11624

T. 25.10.2004

• VEKALET ÜCRETİNE FAİZ TALEBİ ( Davacının Yazı ile Vekalet Ücreti Alacağını İstemiş Olması Nedeniyle Yazıda Belirtilen Sürenin Bitiminden İtibaren Faiz Tahakkuk Ettirilebilmesi )

• FAİZ TALEBİ ( Davacının Yazı ile Vekalet Ücreti Alacağını İstemiş Olması Nedeniyle Yazıda Belirtilen Sürenin Bitiminden İtibaren Faiz Tahakkuk Ettirilebilmesi )

• MÜTEMERRİT OLMA DURUMU ( Muaccel Bir Borcun Borçlusunun Alacaklının İhtarı İle Mütemerrit Olması )

818/m.101


ÖZET : Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Davacı taraf, 28 Mart 2003 tarihli yazı ile alacağını talep etmiş olmasına göre; yazıda belirtilen sürenin bitiminden itibaren, talep edilen vekalet ücreti alacağına, faiz tahakkuk ettirilebilir.
DAVA : Dava dilekçesinde 179.568.750 lira faiz alacağının masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davada, davacı kurumca davalı aleyhine İstanbul Vergi Mahkemelerinde açılan davalar sonucu hükmolunan avukatlık ücreti alacaklarının faizsiz ödendiğini, oysa ki kararların ittihaz tarihinden ödemenin yapıldığı tarihe kadar geçen süre için, faiz hesaplanması gerektiği iddia olunarak, hesaplanan faiz miktarı 179.568.750 TL'nin tahsiline karar verilmesi istenilmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
BK.nun 101. maddesine göre, muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Davacı taraf, 28 Mart 2003 tarihli yazı ile alacağını talep etmiş olmasına göre; yazıda belirtilen sürenin bitiminden itibaren, talep edilen vekalet ücreti alacağına, faiz tahakkuk ettirilebilir.
Mahkemece, yanılgılı değerlendirme sonucu, vekalet ücreti alacağına karar tarihinden itibaren faiz yürütülmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.10.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. yarx

Alıntı:
T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 1998/1957

K. 1998/2609

T. 4.3.1998

• VEKALET ÜCRETİ İÇİN FAİZ ( Karar Tarihinden İtibaren )

• FAİZ ( Vekalet Ücreti İçin )

• VEKALET ÜCRETİ ( Karar Tarihinden İtibaren Faiz İstenebilmesi )

2004/m.59

ÖZET : Karar tarihinden itibaren alacaklı yararına hükmedilen vekalet ücreti için faiz talep edilebilir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 16.2.1998 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Sair temyiz itirazları yerinde değilse de: karar tarihinden itibaren alacaklı lehine hükmedilen vekalet ücreti için faiz talep edilebilir. Vekalet ücreti için faize ilişkin itirazın tamamının kabulüyle iptaline karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile merci kararının yukarda açıklanan nedenle İİK.366 ve HUMK.428 maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 4.3.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.
yarx
Old 06-10-2006, 23:07   #6
kağanulaş

 
Varsayılan

BK 101. maddesinin birinci fıkrası temerrüt için ihtar şartı aramaktadır. Ancak takip eden 2. fıkra hükmü "Borcun ifa edileceği gün müttefikan tayin edilmiş veya muhafaza edilen bir hakka istinaden iki taraftan birisi bunu usulen bir ihbarda bulunmak suretiyle tesbit etmiş ise, mücerret bugünün hitamı ile borçlu mütemerrit olur." şeklindedir. Dolayısıyla temerrüt için ihtar her zaman aranmayabiliyor.

Bence mahkeme hükmü "borcun ifa edileceği gün müttefikan tayin edilmiş ise" kısmını karşılayan bir olgudur. İfa gününü taraflar değil ama tartışmasız bir şekilde yargı kararı belirliyor. Dolayısıyla bugünden itibaren temerrüt gerçekleşiyor bence.

3. Hukuk Dairesi'nin kararında belki şu husus dikkate alınmıştır. Siz esasen daha erken bir tarihte mütemerrit sayılabilecek borçluya yazılı olarak yeni bir tarih bildirirseniz temerrüt belirlediğiniz yeni tarihin hitamında gerçekleşmektedir. Yargıtay'ın iki haklı ihtara dayanan tahliye davalarında kabul ettiği kriter bu şekilde. Belki söz konusu kararda da bu ifade edilmek istenmiştir. Karar tarihinden itibaren istemek yerine yazılı olarak yeni bir tarih verilmiş ise faiz yeni tarihten sonra hesaplanacaktır.
Old 07-10-2006, 15:08   #7
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Sn. Balku'nun sunduğu 3. daire kararında vekalet ücreti alacağı haricen tahsil edilmiş, ancak daha sonra bu alacağa karar tarihinden itibaren faiz de işletilmeliydi denilerek ek bir talepte bulunulmuş. Burada herhalde vekalet ücretleri haricen tahsil edilirken bir itiraz şerhi düşülse idi karar tarihinden itibaren faiz isteyebilirdi. Ancak mahkeme yazı ile ayrıca talep ettiği tarihten itibaren hükmetmiş. Öte yandan taraflara tebliğ edilen ilam zaten borçluyu mütemerrit kılmaya yeten bir belgedir. Ancak Sn. Suat Ergin'in belirttiği kira tespit ilamlarının özelliği kesinleşmeksizin takibe konulamaması. Peki diğer kesinleşmeksizin takibe konulamayan ilamlarda durum nedir. Tapu iptali vs. gibi ayni haklara ilişkin olabilir. Bunlara ilişkin tereddüdüm var, taradığım kararlarda özellikle kararların kesinleşmeksizin icraya konulabilecek türden olduğu vurgusu yapılıyor. Bunlarda mümkün olduğuna bir şüphe yok.. Ancak kesinleşmeksizin icraya konulamayan kararlar için de karar tarihinden itibaren faiz talep edilebiliyor mu?
Old 07-10-2006, 16:06   #8
ismail aksu

 
Varsayılan

Yargıtay'ın verilen her iki kararı da yanlıştır.Ücreti vekalet için faiz kesinleşme tarihinden itibaren yürütülebilir.BK101'e göre temerrüt ve muacceliyet kesinleşme tarihinde oluşur.Zira,kesinleşmemiş bir kararda geçen ücreti vekalet kayıtsız şartsız kesin olarak ödenmesi gereken bir borç halinde değildir.İtiraz hakkı tanınmış ve ortadan kalkması mümkün bir haldedir. Kesinleşme anında ise tebliğ edilen karar gereği ödenecek miktar belli olduğundan ve kesinleşme ile kayıtsız şartsız kesin olarak ödenmesi gereken bir borç haline geldiğinden faiz buradan yürütülmelidir. Kaldı ki vekalet ücreti karar tarihi itibari ile belirlenir ve davada gösterilen başarı ve harcanan emeğe göre Mahkeme'ce belirlenir.Karar kesinleşmediği sürece,yargılamanın devam etmesi,kararın bozulması,yeniden yargılama yapılması durumlarında karar tarihinde yürürlükte olan tarife uygulanacağından ve Avukatın harcayacağı emek ve başarı henüz bitmemiştir. Yukarıda verilen Yargıtay'ın her iki kararı da kanaatimce yanlış olup daireler arasında dahi görüş farklılığı olduğunu bir kez daha ortaya koymaktadır.
Old 07-10-2006, 16:17   #9
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Can DOĞANEL
Sn. Balku'nun sunduğu 3. daire kararında vekalet ücreti alacağı haricen tahsil edilmiş, ancak daha sonra bu alacağa karar tarihinden itibaren faiz de işletilmeliydi denilerek ek bir talepte bulunulmuş. Burada herhalde vekalet ücretleri haricen tahsil edilirken bir itiraz şerhi düşülse idi karar tarihinden itibaren faiz isteyebilirdi. Ancak mahkeme yazı ile ayrıca talep ettiği tarihten itibaren hükmetmiş. Öte yandan taraflara tebliğ edilen ilam zaten borçluyu mütemerrit kılmaya yeten bir belgedir. Ancak Sn. Suat Ergin'in belirttiği kira tespit ilamlarının özelliği kesinleşmeksizin takibe konulamaması. Peki diğer kesinleşmeksizin takibe konulamayan ilamlarda durum nedir. Tapu iptali vs. gibi ayni haklara ilişkin olabilir. Bunlara ilişkin tereddüdüm var, taradığım kararlarda özellikle kararların kesinleşmeksizin icraya konulabilecek türden olduğu vurgusu yapılıyor. Bunlarda mümkün olduğuna bir şüphe yok.. Ancak kesinleşmeksizin icraya konulamayan kararlar için de karar tarihinden itibaren faiz talep edilebiliyor mu?

Sayın Av.Can Doğanel,

Sizin tereddütünüz benim cevabımda bıraktığım eksikliği gidermemi sağlayacak. Soruda ne tür bir ilamdan söz edildiği belli değildi. Ben de ezbere, en çok karşılaştığımız davalardan kira tespitini örnek göstererek, ama "örneğin" demeden yazınca; diğer bütün ilamlarda karar tarihinden itibaren faiz yürütülebileceği şeklinde bir anlam çıkmaktaydı. Oysa yakın zamanda bir ipoteğin fekki davasına ilişkin ilamdaki vekalet ücreti, icra takibine konu edilince kesinleşmediği için iptal ettirmiştik. Bu anlamda size teşekkür ederim.

Hangi ilamların kesinleşmesi gerektiğine ilişkin Yargıtay kararını ekliyorum.Yeterli olur sanıyorum.

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 1988/6107
K. 1989/1804
T. 13.2.1989
• NAFAKAYA İLİŞKİN İLAMLAR ( İcra İçin Kesinleşme Şartı Aranmaması )
• İLAMIN İCRASI İÇİN KESİNLEŞME ŞARTI ARANAN DURUMLAR ( Gayrimenkulün Aynına ve Aile ve Şahsın Hukukuna Dair Hükümler ve Asıl Talebe Bağlı Sair İstekler )
• BOŞANMAYA DAİR İLAMDA NAFAKANIN KESİLMESİNE KARAR VERİLMİŞ OLMASI ( İlam Kesinleşmedikçe Kesilme Hükmünün İcra Olunamaması )
• AVUKATLIK ÜCRETİ VE YARGILAMA GİDERLERİ ( Kesinleşmedikçe İcra Olunamayan İlamlardaki )
1086/m.443
ÖZET : Gayrimenkulün aynına ve buna ilişkin ayni haklara, aile ve şahsın hukukuna ilişkin hükümler kesinleşmedikçe infaz istenemez.

DAVA : Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine; bu işle ilgili dosya mahalinden daireye 27.5.1988 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : HUMK. nun 443. maddesine göre, gayrimenkulün aynına ve buna ilişkin ayni haklara, aile ve şahsın hukukuna dair hükümler kesinleşmedikçe infaz istenemez. Bu nevi davalar sonucunda, asıl talebe bağlı olarak kurulmuş sair isteklerin de aynı hukuki akibet ve rejime tabi olması zorunludur.

Taraflar arasında mülkiyeti ihtilaflı gayrimenkule vaki müdahalenin önlenmesi ile birlikte o gayrimenkulün haksız olarak el konulmasının sabit görülmesi nedeni ile hükmolunan maddi tazminat ya da ecrimisile ilişkin ilam bölümü dahil olmak üzere, avukatlık ücreti, yargılama gideri istekleri, ait oldukları ilam kesinleşmedikçe HUMK. nun 443. maddesi uyarınca, takibe konu olamaz.

Keza, boşanma, babalığa hükmedilmesi gibi dilekçelerle açılmış davalarda; davanın haklı görülmesi üzerine talep dairesinde hükmolunan maddi veya manevi tazminatlar, bunların eklentilerini teşkil eden yargılama gideri ve avukatlık ücreti de, asla sıkı sıkıya bağlı olmaları hasebiyle, boşanma veya babalığa hükmedilmesi ve davalının haksız görülerek sorumlu tutulması sebebiyle ortaya çıktığı için, bu nevi ilamlar usulen kesinleşmedikçe takibe konu edilemez.

Nafakaya dair ilam bu rejim dışında bırakılmıştır, kesinleşme aranmaz. Ancak, boşanmaya dair ilamda nafakanın kesilmesine karar verilmiş ise, bu ilam kesinleşmedikçe kesilme hükmü icra olunamaz.

Olayda, takibin dayanağı ilamın kesinleştiğine dair şerh mevcut değildir. Babalığa hükmedilmiş, ayrıca evlenme vaadi gerçekleşmediğinden ötürü manevi tazminat ve nafaka isteği ilama bağlanmıştır.

Manevi tazminat; babalık davasının kabulü sebebiyle nazara alınmış olup davanın aslına sıkı sıkıya bağlıdır. Babalık hükmü kesinleşmedikçe eklenti durumundaki manevi tazminat ve bunun faizi, avukatlık ücreti, yargılama gideri yönünden takip açılmasına, HUMK. nun 443. maddesi, hükmü müsait değildir.

Merci kararı, nafaka alacağı bölümü yönünden yerinde ise de, diğer alacak iddia ve kalemleri bakımından dahi isteğin reddine karar verilmesi isabetsizidir.

SONUÇ : Açıklanan durum karşısında; borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile, temyiz olunan merci kararının İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 13.2.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Sizin sorunuza gelince...Yukarıda kararda sayılan ilamlar kesinleşmedikçe infaz olunamayacağına göre, paraya ilişkin talepler de muaccel olmayacaktır. Dolayısıyla kesinleşmeden itibaren faiz istenilmelidir.

Vekalet ücretine faiz işletilmesi için ihtara gerek olduğunu iddia eden üyelere katılmıyorum.İddia ettikleri gibi olsaydı; örneğin bir tazminat davasına ilişkin ilam için de(Asıl alacak)ilamdan sonra bir de ihtarname keşide etmek gerekecekti. Vekalet ücreti ve diğer yargılama gideri asıl alacağın eklentileridir. Asıl alacak için, kesinleşmeden ilamlı takip yapılabiliyorsa, eklentiler için de yapılır. Yapılan ilamlı takipte, asıl alacak için karar tarihinden itibaren faiz istenebiliyorsa(Kararda, dava tarihinden veya olay tarihinden denilmemişse)eklentiler için de karar tarihinden itibaren faiz yürütülebilmelidir. 3. Daire kararına ilişkin yaptığı açıklamada Sayın kağanulaş'a katılıyorum.

Saygılarımla
Old 09-10-2006, 00:43   #10
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan vekalet ücretine faiz

Arkdaşlar;

Bilindiği üzere hukukumuzda kesinleşmeden icra takibine konu edilebilecek ve edilemeyecek ilamlar vardır. Bunlar yasa ile tanımlanmıştır.

Yargıtay'ın yerleşik kararlarına göre kesinleşmeden icra takibine konu edilemeyecek kararlardaki avukatlık ücreti ve masraflar da icra takibine konu edilemez. Örnek vermek gerekirse; Bir boşanma davası, bir taşınmazın aynına ilişkin dava veya kira tespit ilamlarındaki avukatlık ücretlerini dava kesinleşmeden icraya koyamazsınız. Bu yasa koyucunun davaları önemi daha doğru bir deyimle doğuracağı sonuçları göz önüne alarak yaptığı bir tercihtir.

Öte yandan kesinleşmeden de icra takibine konu edilebilecek ilamlar vardır. Örneğin bir alacak davası vb. Burada asıl alacağın icra takibine konu edilmesi mümkün iken fer'ilerinin takip dışı bırakılması düşünülemez.

Öncelikle kesinleşme kavramı üzerinde duralım:
Kesinleşme ile ilamın hükmünü doğuracağı tarihler farklıdır.

Verilmiş bir karar onaylanmakla kesinleşir. Ama hükümlerini ne zamandan itibaren doğurur? Karar tarihinden itibaren mi kesinleşme tarihinden itibaren mi? Bu kararın niteliğini bağlıdır. Kesinleşme tarihinden itibaren ise örneğin boşanma davasında müzekkereler bu tarihten sonra yazılacak va karar bundan sonra hukuk aleminde varlık bulacaktır. Hiç kimse "karar onaylandı buna göre ben üç yıl önce boşanmıştım. Denetim gecikti diyemez.

Buna karşın kesinleşmeden icra takibi yapılabilecek kararlarda yargıcın kararı ile hak belirlenmiş olur. Artık temerrüt aranmaz. Zaten dava süresince diğer taraf haberlidir ve haksız olduğu yargı kararı ile belirlenmiştir. Bunun için ayrıca ihtar çekmenin gereği yoktur.

Bu arada yukarıdaki karara değinmekte de yarar görüyorum:
Benim anladığım kadarı ile Yargıtay adam ihtar çekip süre verdiğine göre faizi ancak bu süreden sonra isteyebilir demektedir. Çünkü çekilen ihtar ve verilen süre ile geçmişe ilişkin haklardan feragat edilmiş, yeni bir ödeme süresi tanınmıştır.

Olaya bu çerçevede baktığımızda kesinleşmesi gereken kararlar için ancak kesinleşme tarihinden, diğer kararlar için ise karar tarihinden itibaren faiz istenebileceği kanısındayım. Yerleşmiş uygulama da bu şekilde idi. Bir iki yıldır bu tür tartışmalar sürmekle beraber ben bunun bir yanlış anlamadan kaynaklandığını düşünüyorum. Çünkü kesinleşmesi gereken kararlar kesinleştiği tarihten, kesinleşmesi gerekmeyen kararlar ise onama tarihinden değil karar tarihinden itibaren hüküm ifade ederler. (burada konunun özelliğine göre farklı görünümlerin karşımıza çıkabileceği unutulmamalıdır.

Bu çerçevede eğer temerrd esas alınacaksa burada ihbarın borçluya ulaştığı an temel alınacağı için kararın veya onama kararının TEBLİĞ EDİLDİĞİ tarih tartışılmalıdır. Ama tartışmalarda bu yoktur. Bence esas yukarıda açıklamaya çalıştığım çerçevede karar tarihi veya kesinleşme tarihi olarak kabul edilmelidir.

Saygılar
Old 10-10-2006, 07:49   #11
gunergok

 
Varsayılan

Vekalet ücretinin bahsi geçtiği ilam kesinleşmeden icra edilebilen kararlardan ise, karar tarihinden itibaren faiz yürütülebilir. Çalıştığım şirkete karşı bu şekilde icraya konan vekalet ücretini mercide şikayet konusu yaptık. Faiz yürütülemeyeceği yönündeki şikayetimiz reddedildi. Ancak faiz yanlış hesaplandığı için hesaplama yönünden düzeltildi.
sonuç olarak kesinleşmeden icra edilebilen kararlardaki vekalet ücretinizi karar tarihinden itibaren yürütülecek faiziyle talep edebilirsiniz.
Bu arada kesinleşmeksizin faiz talep edebileceğiniz vekalet ücreti için borçluya mehil verip aksi halde faiz yürütülecektir derseniz kendi pozisyonuzunu zora sokmuş olursunuz. Yargıtay bunu işleyen faizden feragat olarak algılıyor demek ki.
Old 20-01-2007, 12:30   #12
akgnc

 
Varsayılan İlam Vekalet Ücreti - Faiz Başlangıç Tarihi

mahkemece hükmedilen vekalet ücretine faiz karar tarihinden itibaren mi yoksa kesinleşme tarihinden itibaren mi istenilir?
Old 20-01-2007, 12:45   #13
kurt

 
Varsayılan

bir kurum avukatı olarak dava vekalet ücretine karar tarihinden itibaren faiz yürütüldüğünü biliyor ve buna göre icra takibi yapıyorum. buna ilişkin Yargıtay kararlarıda vardı. Bulunca gönderirim.
Old 20-01-2007, 14:16   #14
Av.Hüsnü YILDIRIMER

 
Varsayılan

Vekalet ücreti yargılama giderlerindendir. Yargılama giderlerine faiz işletilemez. Bu nedenle vekalet ücretine faiz işletilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Saygılarımla
Old 20-01-2007, 14:20   #15
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Hüsnü Yıldırımer

Vekalet ücreti mahkeme gideridir. Mahkeme giderlerine de faiz işletilir. Buna engel bir hüküm bulunmamaktadır. Bu giderlerin de bir alacak olduğu düşünülürse, engel bir hükme gerek de bulunmamaktadır; faiz işletilmesi doğaldır.

Mahkeme karar verdiğinde mahkeme giderlerinin ödenmesi muaccel hale geldiğinden, karar tarihinden itibaren faiz işletilir.

Saygılarımla
Old 20-01-2007, 15:46   #16
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Aşağıdaki karar muacceliyet ve faizin kesinleşmeyle ilgisi konusunda güzel bir özet veriyor :

YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/15858
K. 2003/19864
T. 13.10.2003
• İLAM ( Takip Dayanağı İlamda Faizin Başlangıcı Konusunda Bir Hüküm Bulunmaması Halinde Karar Tarihinden İtibaren Faiz İstenebilmesi )
• KARAR TARİHİ ( Takip Dayanağı İlamda Faizin Başlangıcı Konusunda Bir Hüküm Bulunmaması Halinde Karar Tarihinden İtibaren Faiz İstenebilmesi )
• FAİZ ( Takip Dayanağı İlamda Faizin Başlangıcı Konusunda Bir Hüküm Bulunmaması Halinde Karar Tarihinden İtibaren Faiz İstenebilmesi )
• HÜKMÜN İNFAZI ( Hükmün İnfazı için Kesinleşmesi Gereken Hallerde Faizin Kesinleşme Tarihinden Takip Tarihine Kadar Hesaplanması ve İtirazın Bu Kurallar Çerçevesinde Değerlendirilmesi Lüzumu )
• KESİNLEŞME ( Hükmün İnfazı için Kesinleşmesi Gereken Hallerde Faizin Kesinleşme Tarihinden Takip Tarihine Kadar Hesaplanması ve İtirazın Bu Kurallar Çerçevesinde Değerlendirilmesi Lüzumu )
• TAKİP TARİHİ ( Hükmün İnfazı için Kesinleşmesi Gereken Hallerde Faizin Kesinleşme Tarihinden Takip Tarihine Kadar Hesaplanması ve İtirazın Bu Kurallar Çerçevesinde Değerlendirilmesi Lüzumu )
• FAİZİN HESABLANMASI ( Hükmün İnfazı için Kesinleşmesi Gereken Hallerde Faizin Kesinleşme Tarihinden Takip Tarihine Kadar Hesaplanması ve İtirazın Değerlendirilmesinin Gerekmesi )
ÖZET: Takip dayanağı ilamda faizin başlangıcı konusunda bir hüküm bulunmaması halinde, karar tarihinden itibaren faiz istenebilir. Ancak, hükmün infazı için kesinleşmesi gereken hallerde ilamda yer alan eklentiler de, ilamın kesinleştiği tarihte istenebilir hale geleceğinden, faizin kesinleşme tarihinden takip tarihine kadar hesaplanması ve itirazın bu kurallar çerçevesinde değerlendirilmesi gereklidir.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mercii kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu vekilince istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :

KARAR : Takip dayanağı ilamda faizin başlangıcı konusunda bir hüküm bulunmaması halinde, karar tarihinden itibaren faiz istenebilir. Ancak, hükmün infazı için kesinleşmesi gereken hallerde ilamda yer alan eklentiler de, ilamın kesinleştiği tarihte istenebilir hale geleceğinden, faizin kesinleşme tarihinden takip tarihine kadar hesaplanması ve itirazın bu kurallar çerçevesinde değerlendirilmesi gereklidir. Somut olayda, boşanma ile birlikte verilen maddi tazminata ilişkin karar, 13.1.2003 tarihinde kesinleştiğine ve boşanmanın eklentisi olduğuna göre bu bölüm için alacaklı, işlemiş faizi kesinleşme tarihinden itibaren başlatabilir. O halde, hesaplamanın buna göre yapılması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken infazının istenmesi için kesinleşmesi gerekli olmayan ilamlarla ilgili kurala göre hüküm kurulması isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mercii kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.'nun 428.maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 13.10.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi
Old 20-01-2007, 15:49   #17
erdal7

 
Varsayılan

Sayın AV. Muzaffer Erdoğan ın görüşlerine katılıyorum

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2001/12-423
K. 2001/456
T. 30.5.2001
• KİRA TESPİTİ DAVASINDA HÜKMEDİLEN YARGILAMA GİDERLERİ VE ÜCRETİ VEKALET ( Hüküm Kesinleşmeden İcraya Konamayacağı )
• HÜKMÜN KESİNLEŞMESİ ŞARTI ( Kira Tesbit Davasında Hükmedilen Yargılama Gideri ve Avukatlık Ücretinin İcraya Konması İçin )
• YARGILAMA GİDERİ VE AVUKATLIK ÜCRETİNİN HÜKÜM KESİNLEŞMEDEN TAHSİL EDİLEMEYECEĞİ ( Kira Tesbit Davasında Hükmedilen )
818/m.248
ÖZET : Kira tespit ilamları kesinleşmeden infaz edilemez. Bu nedenle kararın kendisi kesinleşmedikçe takip yapılamayacağı gibi ilamda yazılı yargılama gideri ve avukatlık ücreti vs. gibi istekler için de karar kesinleşmedikçe infaz yapılamaz.
DAVA : Taraflar arasındaki "şikayet" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Mersin icra Tetkik Mercii Hakimliğince davanın kabulüne dair verilen 21/06/2000 gün ve 2000/934 E- 1164 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 18/09/2000 gün ve 2000/12078-12940 sayılı ilamiyle; ( ...Kira tesbit ilamlarının kira tesbitine ilişkin hükmünün icraya konulabilmesi için 12/11/1979 tarih ve 1979/1-3 sayılı içtihadı birleştirme kararı gereği kesinleşmesi gerekir ise de, edaya dair bölümü olan yargılama giderleri için ilamlı takip yapılabileceği ve karar kesinleşmeden icraya konulabileceği Dairemizin istikrarlı uygulaması gereği olduğundan şikayetin reddine karar verilmek gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsizdir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, kesinleşmemiş kira tesbiti ilamına dayalı olarak ilamda yazılı yargılama gideri ve avukatlık ücretinin tahsili için yapılan icra takibinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, 12/11/1979 günlü ve 1/3 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı gereğince kira tespit ilamları kesinleşmeden infaz edilemeyeceği, bu nedenle kararın kendisi kesinleşmedikçe takip yapılamayacağı gibi ilamda yazılı yargılama gideri ve avukatlık ücreti vs. gibi istekler için de karar kesinleşmedikçe infaz yapılamayacağı gerekçesiyle takibin iptaline karar vermiştir.
Özel Daire yukarıda açıklanan nedenle kararı bozmuş, yerel mahkeme aynı gerekçelerle direnmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
SONUÇ : Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, 30/05/2001 gününde oybirliği ile karar verildi.

saygılarımı sunarım av. erdal
Old 12-10-2007, 20:09   #18
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

İki ayrı başlık altında yazılanlar burada tek başlık altında birleştirilince yazıların sırasına göre sanki görüş ayrılığı varmış gibi algılanmaması için son bir özet gerekmiştir:

- Kesinleşmeden icraya konamayacak kararlarda yargılama giderlerine ( ve tabii avukatlık ücretine) KESİNLEŞME TARİHİNDEN itibaren faiz işletilir.
- Kesinleşme gerekmeyen kararlarda yargılama giderlerine ( ve tabii avukatlık ücretine) KARAR TARİHİNDEN itibaren faiz işletilir.

Bu konuda aykırı görüş bulunmamaktadır.

Saygılarımla
Old 13-10-2007, 20:10   #19
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan İlam Vekalet Ücreti - Faiz Başlangıç Tarihi

Burada dikkat edilmesi gereken diğer nokta 3. HD. nin borcun muaccel olmasını yeterli bulmayıp, faizi takip tarihinden itibaren başlatmasıdır. Bence yanlış bir uygulama. ama gün geçtikçe yaygınlaşıyor.

Bence tartışmak zorunda kalacağımız sorun bu konuda yoğunlaşacak.

Saygılar.
Old 29-04-2008, 09:47   #20
ege

 
Varsayılan

Sayın meslekdaşlarım,

kesinleşmeden icraya konulamıyacak ilamlar kanunda belirtilmiş olarak görünüyor.

sınai mülkiyet haklarına ilşkin davalardaki durum sizce nedir?

Örneğin, marka ya da patentin hükümsüzlüğüne ilşkin verilen kararlar ancak kesinleştikten sonra hüküm ifade edebilir.
Bu kararlarda verilen vekalet ücretlerinin de benim görüşüme göre kararın kesinleşmesinden sonra icrası mümkün olabilir.
Ancak buna ilişkin bir Yargıtay kararı bulamadım.

yorumlarınızı bekliyorum.

saygılarımla.
Old 29-04-2008, 20:42   #21
Av.Kemal

 
Varsayılan

yargılama giderleri ve yargılama vekalet ücreti karar ile birlikte likit alacak haline gelmişlerdir.davanın mahiyetine göre kararın kesinleşmesinden itibaren icra yapılabilecek kararlar olsa da karar tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekir kanaatine -görüşlerine katılıyorum, takiplerim sırasında da buna göre icra açıyorum.
sevgi ve saygılar
Old 30-04-2008, 09:34   #22
ekinheval

 
Varsayılan

Kesinleşme gerekmeyen ilamların icra takibine konulması halinde karar tarihinden faiz yürütülmesine bir engel yoktur. Sorun kesinleşmeden icraya konu edilemeyecek ilamlar bakımındandır.Bu ilamlara ilişkin olarak kesinleşmeden önce ödeme talebi ile yazılı başvuru yapılması halinde karar kesinleştikten sonra icraya konulurken bu tarihten itibaren faiz işletmenin mümkün olabileceğini yargıtay kararlarının da bu açıdan yorumlanması gerektiğini düşünüyorum.
Old 30-04-2008, 16:30   #23
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan İlam Vekalet Ücreti - Faiz Başlangıç Tarihi

Arkadaşlar;
Avukatlık ücreti açısından tartışıldığında srun açık bir biçimde kendini ortaya koyuyor.

3. HD. Temrrüt oluşmadığı için alacağa (avukatlık ücretine) faiz işletilemeyeceği kanısında. 12. HD. ise avukatlık ücretine karar tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği kanısında.

Burada sorun temerrüdün hangi tarihte oluştuğunda.

Bence taraf teşkili sağlanıp karar verilmiş ise temerrüdün karar taihinden başlaması gerekir. İlamda yazılı asıl alacağa daha önceki tarihten faiz yürütürken aynı ilamda yazılı olan avukatlık ücreti için ayrıca ihtar gerektiği şeklinde bir düşüncenin dayanağı yoktur.

En azından banim açımdan.
Old 30-04-2008, 22:45   #24
Av.Kemal

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Muzaffer ERDOĞAN
Arkadaşlar;
.........İlamda yazılı asıl alacağa daha önceki tarihten faiz yürütürken aynı ilamda yazılı olan avukatlık ücreti için ayrıca ihtar gerektiği şeklinde bir düşüncenin dayanağı yoktur......
En azından banim açımdan.

....keza, trafik kazalarında kaza tarihinden,diğer masrafların sarf tarihinden....gibi
saygılar
Old 01-05-2008, 18:00   #25
Av.Kaan

 
Varsayılan

Bir karar kesinleşmedikçe icraya konamıyorsa vekalet ücreti de konamaz. Vekalet ücreti icraya konamadığından borçlunun mütemerrit olması mümkün değildir. Bu nedenle ben istisnasız bir şekilde kesinleşmedikçe icraya konamayan davalar yönünden vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin de kesinleşmedikçe icraya konamayacağını düşünüyorum. Daha doğrusu konabilir ancak şikayet üzerine iptal edilir.
Old 02-05-2008, 09:11   #26
Av.Kemal

 
Varsayılan

Sn.Kaan , kesinleşmeden takip yapılamayan mahkeme kararları hakkında bir ihtilaf yoktur.mesele,her çeşit mahkeme kararında hükmedilen vekalet ücreti ve giderlere hangi tarihten faiz isteneceği hususundadır.
--burada ancak kesinleştikten sonra icra yapılabilecek kararların niteliği, şeklen kesinleşme ile ilgili olduğu kanaatinxeyim.
--şeklen kesinleşme şartı ,karar tarihinden itibaren faiz istemeye engel olmamalıdır.
--şekle ilişkin durum,kararın esasını ilgilendiren konu hakkındadır.mülkiyete-şahsa ilişkin hakların korunması yönündendir.
--kararda hükmedilen hususlar ,karar tarihinden itibaren hüküm doğururlar.
--vekalet ücreti ve giderler hakkında da karar tarihinden itibaren faiz istenebilir, şeklen kararın kesinleşmesi başka şeydir diye düşünüyorum.
sevgiler
Old 05-05-2008, 17:35   #27
Av.Kaan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Kemal
Sn.Kaan , kesinleşmeden takip yapılamayan mahkeme kararları hakkında bir ihtilaf yoktur.mesele,her çeşit mahkeme kararında hükmedilen vekalet ücreti ve giderlere hangi tarihten faiz isteneceği hususundadır.

Sn.Kemal, bir alacağa faiz işleyebilmesi için o alacağın icraya konabilir olması gerekir. Örneğin, menfi tespit davasında hükmolunan vekalet ücreti karar kesinleşmeden icraya konamayacağından faiz de kesinleşme tarihinden itibaren istenebilir.
Old 07-05-2008, 09:16   #28
ekinheval

 
Varsayılan

İdari yargı kararları açısından durum nedir?
Old 12-05-2008, 16:27   #29
kurt

 
Varsayılan

idari yargıda verilen kararlarda belirtilen vekalet ücreti ve yargılama giderlerine de karar tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekir. usul bu şekilde olmakla birlikte uygulamada farklılıklar olabilmektedir.
Old 15-07-2009, 16:28   #30
Av.Pelin Yalım

 
Varsayılan

ceza davalarında hüküm kesinleşmeden vekalet ücreti icraya konamadığına göre faizin kesinleşme tarihinden itibaren işletilmesi uygundur diye çıkardım ben yazılanlardan ama doğru mudur?

şimdiden teşekkürler..
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İlkbaharın Başlangıç Tarihi Gemici Site Lokali 2 04-04-2010 13:20
tazminat ve fazin başlangıç tarihi emirakif2 Borçlar Hukuku Çalışma Grubu 4 04-04-2007 12:22
Malülen emeklilikte aylığın başlangıç tarihi advokat34 Meslektaşların Soruları 1 12-11-2006 13:12
Sigorta başlangıç tarihi avegunduz Meslektaşların Soruları 2 10-11-2006 13:00
Ücret Alacağına Uygulanan Faizin Başlangıç Tarihi İlgili Meslektaşların Soruları 2 21-06-2002 22:07


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09938908 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.