Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Vergİ-Ödeme Emİrlerİnİn İptalİ

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 15-06-2007, 19:38   #1
av.knel

 
Mesaj Vergİ-Ödeme Emİrlerİnİn İptalİ

Müvekkilime 30 kalem ayrı ayrı vergi borcundan dolayı ödeme emri gelmiş. Bu ödeme emirlerinin iptali için dava açacağım. Bu davanın her ödeme emri için ayrı ayrı açılması şart mı; aksine tek dilekçede açabillrmiyim.

Müvekkillerim şirketin yetkili iki ortağı bu ödeme emirleri kendilerine ayrı ayrı tebliğ edilmiş. İkisi adına tek bir dilekçe-davacılar olarak- ile ödeme emrinin iptali için dava açabilirmiyim.

Saygılarımla......
Old 16-06-2007, 01:47   #2
Heybe Hukuk

 
Varsayılan

Bence açacağınız davaların sıhhati için müvekkillerinizin her biri için ayrı dava açın. Zira şirketteki pozisyonlarına, sıfatlarına ..vb gibi göre kendileri için farklı neticelere varılabilir.

Buna karşın; muhatabı aynı olan ödeme emirlerinin tümü için tek bir dava açabilirsiniz. Her bir ödeme emri için ayrı dava açmanıza gerek yoktur.

Kolay gelsin..
Old 16-06-2007, 02:05   #3
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

İdari Yargılama Usulü Kanunu

Aynı dilekçe ile dava açılabilecek haller:

Madde 5 – (Değişik: 10/6/1994-4001/3 md.) 1. Her idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılır. Ancak, aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık yada sebep-sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir dilekçe ile de dava açılabilir.

2. Birden fazla şahsın müşterek dilekçe ile dava açabilmesi için davacıların hak veya menfaatlerinde iştirak bulunması ve davaya yol açan maddi olay veya hukuki sebeplerin aynı olması gerekir.

Saygılarımla
Old 16-06-2007, 08:27   #4
halit pamuk

 
Varsayılan

Sayın Konyalı,

İlgili kanun metnini yazmış.Ben de bir kaç içtihat ekleyim:

1. içtihatta,tek dilekçe ile başvuru yapılması görev kuralını ihlal edilmesi durumunda madde 5 ve 15 uyarınca dilekçenin reddine karar verilmesinden söz ediyor

2.İkinci içtihatta birden fazla ödeme emrinin iptali tek dilekçeyle istenebilmesi maddi ve hukuki bağlantı gereğinden söz ediyor.

3.
içtihatta ayrı ayrı kişilerin aynı dilekçeyle dava açılmıyacağı içtihatında bulunuluyor.


T.C.
DANIŞTAY
7. DAİRE
E. 2002/1593
K. 2005/2219
T. 3.10.2005
• ÖDEME EMİRLERİ ( Her Biri Ayrı Dava Konusu Edildiğinde Tek Hakimle Çözümlenmesi Gereken Dava Sınırında Kalan - Tek Dilekçe İle Dava Konusu Edilmesinin Görev Kuralını İhlal Edici Olması/Reddi Gereği )
• TEK HAKİMLE ÇÖZÜMLENMESİ GEREKEN DAVA SINIRINDA KALAN BİRDEN FAZLA İŞLEM ( Tek Dilekçe İle Dava Konusu Edilmesinin Görev Kuralını İhlal Edici Olması - Reddi Gereği )
• İDARİ DAVA ( Çözümü Tek Hakimin Görevine Giren Birden Fazla İşlem - Tek Dilekçe İle Dava Konusu Edilmesinin Görev Kuralını İhlal Edici Olması - Uygun Görülemeyeceği )
• DAVA SINIRI ( Her Biri Ayrı Dava Konusu Edildiğinde Tek Hakimle Çözümlenmesi Gereken Kırk Ayrı Ödeme Emrini Konu Edinen Dava - Tek Dilekçe İle Dava Konusu Edilmesinin Görev Kuralını İhlal Edici Olması )
2576/m. 7, Ek.1
2577/m. 5/1
ÖZET : Davanın açıldığı tarih itibarıyla, her biri ayrı dava konusu edildiğinde tek hakimle çözümlenmesi gereken dava sınırında kalan birden fazla işlemin, tek dilekçe ile dava konusu edilmesinin, kamu düzeniyle ilgili görev kuralını ihlal edici olması nedeniyle, dilekçenin reddi gerekir.

İstemin Özeti : Davacı Şirket adına, beyannamelerin verilmemesi nedeniyle, takdir komisyonu kararlarına dayanılarak, 1994, 1995, 1996 ve 1997 yıllarının muhtelif dönemleri için, salman katma değer vergileri ile kesilen kaçakçılık ve ağır kusur cezalarına ilişkin ihbarnamelerin ilanen tebliğ edilerek kesinleştiği halde vadesinde ödenmediğinden bahisle, söz konusu vergi ve cezaların gecikme faizleriyle birlikte tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emirlerini; ilanen tebliğin usulsüz olması nedeniyle, ortada, kesinleşmiş bir amme alacağının bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden Ankara Yedinci Vergi Mahkemesinin 1.2.2002 gün ve E:2001/659; K:2002/78 sayılı kararının; dilekçede yazılı nedenlerle bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Tetkik Hakimi Ergün GÖKDAM'ın Düşüncesi: Temyize konu mahkeme kararının esastan bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Bilgin ARISAN'ın Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin 1 inci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

KARAR : Temyiz başvurusu; davacı Şirket adına, 1994, 1995, 1996 ve 1997 yıllarının muhtelif dönemleri için, salınan vergi ve cezaların gecikme faizleri birlikte tahsili amacıyla düzenlenen kırk adet ödeme emrini iptal eden mahkeme kararının bozulması istemine ilişkindir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 5 inci maddesinin 1 inci fıkrasında, aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da sebep-sonuç ilişkisi bulunması halinde birden fazla idari işlemin bir dilekçe ile idari davaya konu edilebilmesine olanak tanıyan düzenlemenin amacı; aynı yargı yerinin görevine giren ve çözümleri ayrı emek gerektirmeyen idari uyuşmazlıkların aynı dava içerisinde görülmeleri sağlanarak, gereksiz zaman israfı ile masrafın önlenmesi ve farklı kararların verilebilmesi riskinin ortadan kaldırılmasıdır. Ancak; aralarında maddede aranan biçimde bağlılık ya da ilişki bulunsa bile, birden fazla idari işlemin aynı dilekçeyle idari davaya konu edilebilmesi için; bu durumun, kamu düzeni için öngörülen usul ve görev kurallarını; bu kurallarla korunan ve Anayasa'nın 37 nci maddesinde öngörülen "kanuni hakim ilkesi"ni ihlal ediyor olmaması da gereklidir. Örneğin; bu nedenle, Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak görevine giren davaya konu edilebilecek nitelikteki bir işlemle, idare veya vergi mahkemelerinin görevine giren davalara konu olması gereken bir işlemin; idare ve vergi mahkemelerince kurul halinde çözümlenmesi gereken davaya konu edilebilecek işlemle, 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluş Ve Görevleri Hakkında Kanunun 7 nci maddesi uyarınca, bu mahkemelerin hakimlerinden biri tarafından görülebilecek nitelikteki davaya konu edilmesi gereken işlemin, aralarında açıklanan nitelikteki bağlılık veya ilişkiye karşın; birlikte ve aynı dilekçe ile aynı yargı yerinde idari davaya konu edilmeleri olanaklı değildir. Böyle bir duruma, kamu düzeniyle ilgili olan görev kuralını ve "kanuni hakim ilkesi"ni ihlal edici sonuçları nedeniyle izin verilemez.

Aynı nedenle, her biri ayrı idari davaya konu edildiğinde idare ve vergi mahkemelerinin hakimlerinden biri tarafından çözümlenmesi gereken; yani yarattıkları idari uyuşmazlıkların çözümü tek hakimin görevine giren birden fazla işlemin konu unsurunu oluşturan meblağların toplamının tek hakimin görevinin sınırını oluşturan miktarı aşıyor olmasına bakılarak; bu işlemlerin, davanın idare ve vergi mahkemelerinin kurul halindeki oluşumuyla çözümlenmesini gerektirecek ve bu davalarda verilecek kararların tabi oldukları olağan kanun yolunun değişmesi sonucunu yaratacak biçimde birlikte ve aynı dilekçe ile idari davaya konu edilmeleri uygun görülemez.

Bu bakımdan; açıldığı tarih itibarıyla her biri 2576 sayılı Kanunun yukarıda sözü edilen 7 nci maddesinde tek hakimle görülmesi gereken davalar için öngörülen ve anılan Kanunun 4577 sayılı Kanunun 4 üncü maddeciyle değişik Ek 1 inci maddesi uyarınca yeniden değerleme oranında yapılan artırma sonucu davanın açıldığı yıl için tespit olunan 2.380.000.000.- liralık sınırın altında kalan kırk ayrı ödeme emrini konu edinen davaya ait olan ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 5 inci maddesinin 1 inci fıkrasına uygun bulunmayan dilekçenin, Mahkemece, aynı Yasanın 15 inci maddesinin 1 inci fıkrasının ( d ) bendi uyarınca reddedilmesi gerekirken; dosyanın tekemmül ettirilerek, davanın esası hakkında karar verilmesinde isabet görülmemiştir.

SONUÇ : Bu nedenle, temyiz isteminin kabulüne; mahkeme kararının bozulmasına; bozma kararı üzerine Mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 3.10.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.






ÜÇÜNCÜ DAİRE 1996 406 1995 2333 08/02/1996

KARAR METNİ
ARALARINDA MADDİ VE HUKUKİ BAKIMDAN BAĞLILIK YA DA SEBEP SONUÇ İLİŞKİ-
Sİ BULUNMAYAN ÖDEME EMİRLERİNE KARŞI 2577 SAYILI KANUNUN 5.MADDESİNE
AYKIRI OLARAK AYNI DİLEKÇE İLE AÇILAN DAVADA ADI GEÇEN KANUNUN 15.MAD-
DESİNİN 1.FIKRASININ (D) BENDİ UYARINCA DİLEKÇE RET KARARI VERİLMESİ
GEREKTİĞİ 213 SAYILI V.U.K.NUN 104.MADDESİNE GÖRE, İLANEN TEBLİĞİ GERE
KEN VERGİ VE CEZANIN MİKTARI İLE İLGİLİ OLARAK İLAN TARİHİNDE YÜRÜRLÜK
TE BULUNAN YASAL DÜZENLEMELERDEKİ MİKTARLARIN ESAS ALINACAĞI HK.<
Davacının 1987 yılına ilişkin işlemlerinin incelenmesi sonucunda bulu-
nan matrah farkı üzerinden salınan Gelir ve Katma Değer Vergileri, da-
hili tevkifat ile kesilen kaçakçılık cezalarının "Menemen Haber Posta-
sı" gazetesinde 4.12.1992 tarihinde ilanen tebliğ edilmesi üzerine sü-
resinde ödenmeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla düzenlenerek teb-
liğ edilen ödeme emirlerine karşı açılan davayı; dosyanın incelenmesin
den, ilanen tebliği gereken vergi ve cezanın on milyon lirayı aştığı
görüldüğünden, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 104.maddesine göre bu
durumda ilanın ayrıca Ankara ve İstanbul'da çıkan birer gazetede de ya
yımlanması gerekeceğinden, bu yapılmadan, "Menemen Haber Postası" gaze
tesinde 4.12.1992 tarihinde yapılan ilanın yeterli görülerek, bu ilan
tarihine göre vergi ve cezaların kesinleştiğinden ve süresinde ödenme-
diğinden bahisle ödeme emri ile istenmesinde yasaya uyarlık bulunmadı-
ğı gerekçesiyle kabul ederek dava konusu ödeme emirlerini iptal eden
İzmir İkinci Vergi Mahkemesinin 20.10.1994 gün ve E:1993/1629, K:1994/
977 sayılı kararının; vadesinde ödenmeyen vergi borçlarının tahsili
amacıyla düzenlenerek tebliğ edilen ödeme emirlerinin yerinde olduğu
ileri sürülerek bozulması istemidir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 5.maddesinin 1.fıkrasında,
her idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılacağı, ancak aralarında
maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da sebep-sonuç ilişkisi bulunan
birden fazla işleme karşı bir dilekçe ile de dava açılabileceği, hükme
bağlanmış, bu hükme aykırı dava açılması halinde, aynı kanunun 15.mad-
desinin 1.fıkrasının (d) bendi uyarınca dilekçenin reddine karar veri-
leceği öngörülmüştür.
Dosyanın incelenmesinden, İzmir İkinci Vergi Mahkemesinde 23.12.1993
tarihli dilekçe ile açılan davada, davacının 1987 takvim yılına ait
işlemlerinin incelenmesi sonucunda tesbit edilen matrah farkı üzerin-
den adınadönemler itibariyle ayrı ayrı salınan Katma Değer Vergileri
ve dahili tevkifatlar ile uyuşmazlık konusu yıla ilişkin olarak salı-
nan Gelir Vergisi ve bu vergilere bağlı olarak kesilen kaçakçılık ceza
larına ait ihbarnamelerin davacının adreslerinde bulunamaması nedeniy-
le, posta ile tebliğine imkan olmadığından "Menemen Haber Postası" ga-
zetesinin 4.12.1992 tarihli sayısında birbirini takip eden sıra numara
ları ile ilanen tebliğ edildiği, tahakkuk eden vergilerin vadesinde
ödenmemesi üzerine düzenlenen 12 adet ödeme emrinin iptal edilmesinin
istendiği anlaşılmaktadır. Buna göre her biri ayrı birer kesin ve yürü
tülmesi zorunlu işlem niteliğinde olan ödeme emirleri arasında maddi
ve hukuki bakımdan bağlılık ya da sebep-sonuç ilişkisi bulunmadığından
anılan ödeme emirlerine karşı aynı dilekçe ile dava açılması olanaksız
dır. Bu durumda, Mahkemece birden fazla ödeme emrine karşı aynı dilek-
çe ile açılan davanın, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 104.maddesine
göre ilanen tebliği gereken vergi ve ceza on milyon lirayı aştığından
Ankara ve İstanbul'daçıkan birer gazete de yayınlanmadan, Menemen Ha-
ber Postasında yapılan ilanın yeterli görülerek vergi ve cezaların ke-
sinleştiğinden ve süresinde ödenmediğinden bahisle düzenlenen ödeme em
rinde yasal isabet bulunmadığı gerekçesiyle kabul edilerek esas hakkın
da karar verilmesinde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Kaldı ki, ilan tarihi olan 4.12.1992 tarihinde, 31.12.1991 gün ve
21098 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 26.12.1991 tarih ve 91/2567 sa-
yılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 104.
maddesinin 3 numaralı bendinde yer alan on milyon lira da, elli milyon
liraya yükseltilmiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesinin ka
rarının bozulmasına karar verildi.


BŞ/ES







VERGİ DAVA DAİRELERİ 1988 30 1988 12 06/05/1988

KARAR METNİ
VERGİ USUL KANUNUNUN 10.MADDESİ UYARINCA ŞİRKET BORCUNDAN SORUMLU TUTU
LAN ŞİRKET ORTAKLARININ HERBİRİNE AYRI AYRI GÖNDERİLEN ÖDEME EMİRLERİ-
NE KARŞI MÜŞTEREK DİLEKÇEYLE DAVA AÇILAMAYACAĞI HK. <
Uyuşmazlık; öndeks Anonim şirketinin muhtelif dönemlere ait vergi borç
larının tahsili için, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10.maddesi uya-
rınca Yönetim Kurulu üyesi olan yükümlüler adına düzenlenip bildirimi
yapılan ödeme emirlerine karşı müşterek imzalı dilekçe ile açılan dava
yı; davadilekçesinin, her şahıs adına düzenlenen ödeme emrinin ayrı
bir idari işlem niteliği taşıması ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanununun 5.maddesinin 1 ve 2.fıkralarında belirtilen tek dilekçe ile
dava açılabilecek hallere uymaması nedeniyle, davacıların her ödeme em
ri ve şahıs için ayrı ayrı düzenleyecekleri dava dilekçeleriyle yeni-
den dava açmakta nuhtar olmak üzere reddeden Vergi Mahkemesi kararının
yükümlüler tarafından temyizi üzerine Danıştay Dördüncü Dairesinin ka-
rarıyla, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 5.maddesinin 1.
fıkrasında, her idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılacağı genel ku
ral olarak getirildikten sonra 2.fıkrasında ise, birden fazla şahsı il
gilendiren işlemden dolayı müşterek dilekçe ile dava açılabilmesinin,
hak veya menfaatte iştirak ile maddi ve hukuki sebeplerde birlik bulun
masına bağlı olduğu hükmü getirilerek, genel kurala istisna olan iki
ilkeden birisinin düzenlediği, ödeme emirlerine konu olan kamu alacağı
nın, yükümlülerin yönetim kurulu üyesi bulundukları Önteks A.Ş. nin
muhtelif dönemlere ilişkin vergi borçlarından kaynaklandığı, söz konu-
su kamu alacağının, anılan şirketten tahsil edilemediği nedeniyle ya-
sal temsilci sıfatını taşıyan yükümlülerden tahsili amacıyla ayni gün
ve aynı takip numarasını taşıyan, dönemler itibarıyle aynı miktar kamu
alacağını içeren 7 adet ödeme emrinin düzenlendiğinin dosyanın incelen
mesinden anlaşıldığı, bu durumda ihtilafa konu alacak bakımından, ala-
cağın niteliği, dönemlerinin aynı olması sebebiyle tek bir işlemden
kaynaklanmasından dolayı aralarında maddi ve hukuki birliğin bulunduğu
kuşkusuz olduğu gibi, yükümlüler açısından hak veya menfaatte iştirak
unsurunun mevcudiyetinin de açık bulunduğu, bu nedenle söz konusu öde-
me emirlerine karşı müşterek dilekçeyle dava açılmasında isabetsizlik
olmadığı aksi halde aynı nedene dayalı işlemlerin ayrı ayrı dava açıl-
mak suretiyle incelenmesinin, hem gereksiz yere yargı mercilerinin iş
yükünün artmasına neden olacağı ve hem de uyuşmazlıkların en az gider-
le ve en kısa sürede çözümlenmesine ilişkin Anayasa ilkesiyle bağdaşma
yacağı gerekçesiyle davanın esastan incelenerek karara bağlanmak üzere
bozulmasından sonra, Vergi Mahkemesince; 2577 sayılı İdari Yargılama
Usulü Kanununun 5.maddesinin 1 ve 2 numaralı fıkralarında, tek dilekçe
ile dava açılabilmesi için gerekli koşulların açıklandığı, buna göre
ise birden fazla şahsı ilgilendiren bir işlemden dolayı müşterek dilek
çe ile dava açılabilmesinin, hak veya menfaatte iştirak ile maddi ve
hukuki sebeplerde birlik bulunmasına bağlı olduğu, olayda 213 sayılı
Vergi Usul Kanununun 10.maddesi uyarınca Önteks A.Ş. Yönetim Kurulu
üyesi olan 7 ayrı kişi adına düzenlenen 7 ayrı ödeme emrine karşı müş-
terek imzalı tek dilekçeyle dava açıldığının görüldüğü, bu durumda ise
ortada birden fazla şahsı ilgilendiren bir işlem değil 7 ayrı işlem bu
lunması nedeniyle, 7 ayrı şahsın 7 ayrı işleme karşı tek dilekçeyle da
va açmasının anılan 5.madde hükümlerine uygun olmadığı gibi, her şahıs
adına düzenlenerek ayrı ayrı tebliğ edilen ödeme emirleri arasında mad
di birlik bulunduğundan da söz edilemiyeceği ve söz konusu borcun öden
mesinin her şahsın kendi mal varlığını ilgilendirmesi sebebiyle dava
konusu işlemlerin davacıların her birinin menfaatini ayrı ayrı ihlal
edeceğinden hak veya menfaatte de iştirakin söz konusu olmadığı gerek-
çesiyle kararlarında ısrar edilmesi yolunda verilen kararının bozulma-
sı isteminden ibarettir.
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle, gerekçesi yukarıda yazılı Vergi
Mahkemesi kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle kurulumuzca de uygun gö-
rülmüş olup, temyiz istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar
sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, tem
yiz isteminin reddine ve kararın onanmasına karar verildi.
KARŞI OY: 2575 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 5.maddesinin 2.
fıkrasıyla; "Birden fazla şahsı ilgilendiren işlemden dolayı müşterek
dilekçe ile dava açılabilmesi hak veya menfaatte iştirak ile maddi ve
hukuki sebeplerde birlik bulunmasına bağlıdır" hükmü getirilmiştir.
Olayda, Önteks A.ş.nin muhtelif dönemlere ilişkin vergi borçlarının
ödenmemesi nedeniyle, her döneme ait borç miktarının tamamı için şirke
tin yönetim kurulu üyesi 7 kişi adına ayrı ayrı aynı gün ve aynı takip
numaralı ödeme emirleri düzenlendiği, 7 yönetim kurulu üyesinin bu öde
me emirlerine karşı müşterek imzayla ve her dönem için ayrı bir dilek-
çeyle dava açtığı görülmektedir.
Vergi Usul Kanunun 10.maddesi uyarınca vergi alacağının şirket temsil-
cilerinden alınması amacıyla, yönetim kurulu üyelerine ayrı ayrı ödeme
emri gönderilmesi birden fazla işlem yapıldığını göstermez. Aynı gün
ve aynı takip numaralarını taşıyan her ödeme emriyle vergi alacağının
tamamı istendiğinden ortada birden fazla şahsı ilgilendiren sadece bir
işlem mevcuttur.
şirket borcunun tamamının veya bir kısmının şu veya bu şekilde tahsili
ödemne emrinin muhatabı olanların hepsini ilgilendirdiğinden davacılar
arasında hak veya menfaatte iştirak bulunduğu açıktır.
Ödeme emirleri aynı yasa hükmüne ve aynı maddi olaya dayandığı, şirket
yöneticilerinin sorumluluk dereceleriyle ilgili hiçbir ayırım yapılma-
dığı ve dava dilekçesinde, davacıların ortak iddiaları dışında kişisel
durumlarıyla ilgili farklı iddialar yer almadığından, olayda-maddi ve
hukuki sebeplerde-birlik bulunduğu kuşkusuzdur.
Bu haliyle şirketin yönetim kurulu üyelerinin herbirinden her ödeme em
ri için ayrı dilekçe istenmesi, İdari Yargılama Usulü Kanununun 5/2
maddesine aykırı olduğu gibi, dönem ayrımları ve bazı mükerrerlikler
nedeniyle 27 dosya teşkili ile başlayan uyuşmazlığın bu defa 27x7=189
dosyada incelenmesine ve yıllarca uzamasına yol açarak, Anayasamızın
141.maddesinin son fıkrası hükmüyle getirilen; "Davaların en az gider-
le ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması yargının görevidir" şeklin
deki Anayasal ilkeye de aykırıdır.
Yukarıda açıkladığımız nedenlerle karara katılmıyoruz.

(DAN-DER SAYI:72-73)


RD/YÖ
Old 16-06-2007, 10:02   #5
av.knel

 
Mesaj

Yanıtlarınız yeterli oldu. Çok teşekkür ederim!
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Çek İptalİ Hakkinda xparadoksx Meslektaşların Soruları 12 03-06-2011 08:35
Kadastro-tapu İptalİ Seher Meslektaşların Soruları 4 16-03-2009 15:46
Serbest Meslekte Vergİ İncelemesi ismailduygulu Mali Hukuk Çalışma Grubu 12 25-01-2009 05:30
Vergİ Daİresİnce Konulan Hacİzlerİn Kaldirilmasinda GÖrevlİ Mahkeme avalaattin61 Meslektaşların Soruları 6 29-03-2007 09:48
Çekte Vergİ Numarasi rana yıldız Meslektaşların Soruları 2 16-02-2007 16:57


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06154394 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.