06-04-2004, 12:58 | #1 |
|
Yargısız İnfaz Ve Sonuçları
Fuat'ın vicdanı temiz, önyargılı olanlar utansın
Fuat Nalkıran gözaltına alındığında 13 yaşındaydı. Katil olmadığı 2 gün sonra ortaya çıktı ancak ne komşuları, ne de arkadaşları 3 yıldır onu aklamadı. Onun hayalleri 3 yıl önce işlenen Üzeyir Garih cinayetiyle birlikte toprağa gömüldü. Cinayeti işleyen aslında Garih'le birlikte bir çocuğun hayallerini de öldürmüştü. 13 yaşındayken işlemediği bir suç yüzünden katil ilan edilen Fuat, iki gün sonra suçsuz olduğunun ortaya çıktığını öğrendiğinde derin bir 'oh' çekti. Ama hiçbir şey eskisi gibi olmadı. 'Katil' damgası yemişti bir kere... Ne okul ne de mahalle arkadaşları artık yüzüne bakmıyordu. Aradan 3 yıl geçmesine rağmen hala suçlu muamelesi gören Fuat, en çok kendisiyle tinerci ve deli diyerek dalga geçilmesine üzülüyor. "Artık hayal bile kuramıyorum" diyen Fuat, hayallerini çalanlardan hesap sorulmasını istiyor. Olayın meydana geldiği saatlerde mezarlık yakınlarında ayakkabı boyacılığı yapan 13 yaşındaki Fuat, cinayet zanlısı olarak gözaltına alındı. Ünlü işadamının 'katili' diye açıklanan Fuat, bir anda Türkiye'nin gündemine oturdu. Küçük çocuk, tiner çektiği bir sırada mezarlık ziyaretine giden Garih'i öldürmekle suçlanıyordu. Bir yandan okuluna giden bir yandan da ayakkabı boyayarak masraflarını karşılamaya çalışan ilkokul 4. sınıf öğrencisi Fuat, "Cinayeti ben işlemedim" dediyse de kimseyi inandıramadı. Ancak gerçek iki gün sonra ortaya çıktı. Eyüp Cumhuriyet Savcığı'na çıkarılan Fuat, suçsuz bulunarak serbest bırakıldı. Ne var ki Fuat'ın hayatında hiçbir şey bir daha eskisi gibi olmadı. Yargı önünde aklanmasına karşın, o ve ailesi cezalandırılmaya başlandı. Bir plastik fabrikasında işçi olarak çalışan babası Hasan Nalkıran ile marangoz atölyesinde çalışan ağabeyi Bayram işten atıldı. Geçim sıkıntısı içinde yaşayan aile artık tamamen yokluk çekiyordu. Uzun süre yaşadıklarının etkisinden kurtulamayan Fuat, kabus dolu günlere rağmen okula geri döndü. Ancak arkadaşları artık Fuat'ı dışlıyordu. Öğrenciler ve veliler tarafından dışlanan Fuat, tüm bu yaşadıklarına parasızlık da eklenince okulu bıraktı. sabah gazetesi |
17-04-2004, 13:17 | #2 |
|
Sayın Nursel Çitil,
Konuyu 06.04.2004 günü yazmanıza karşın bugüne kadar olumlu veya olumsuz veya başkaca bir açıdan olsun hiçbir tepki almamış olmanız daha da düşündürücü olmalı. Öncelikle ülkemizde yargı önünde aklanmak pek fazla bir anlam taşımıyor olsa gerek. Gündemi değiştirmekte yetenekli ve güdümlü odakların adli olayları öne çıkardıkları günlerde gazeteler çok sık olarak adliye önündeki kavgalardan söz ediyorlar. Bazan ise duruşma salonunda sanığın kurşunlandığı ve kurşunun yargıç kürsüsüne saplandığı yazılıp gösteriliyor. Düşünelim, neden ? Yargının iddia ve kanıtları yargılama kuralları ilkelerine uygun toplanmıyor; iddia çoğu zaman eksik veya sakat olarak yargıca sunuluyor, yargılama sürecinde yargılama ilkeleri bir kez daha altüst ediliyorsa sonuçta "karar" başlıklı bir karar ortaya çıkıyor. Ancak bu "karar" vicdanları tatmin etmekten uzak kalıyor. Çünkü yargılama ilkeleri bozulunca "zehirli ağacın meyvesi zehirli" oluyor. Bu sürecin sonunda "resmi olarak aklanma" bireysel adalet duygularımızda kolayca yer bulamıyor. Bir başka açıdan bakarsak; Yargının yargılama ilkelerine uygun verdiği kararları ise genelde önyargılarımızı yıkamıyor. Yazıda adıgeçen kişi ve yakınlarının yaşadıkları ise adalet duygusunu yitirmiş toplumsal çevrenin yok edici baskısı olarak ortaya çıkıyor. Hukukun üstünlüğü ve adil yargılama kavramları her zamankinden daha çok önem taşıyor. |
19-04-2004, 11:06 | #3 |
|
Sonunda bir tepki almış olmak güzel. Anayasa da temel haklar bölümünde suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz denmektedir. Bu insanların uğradığı maddi ve manevi zararları kim telafi edecek? Suçsuz bir insanın kaybolan hayatını kim geri getirebilir?
Basın mensuplarının ve diğer yayın araçlarının insan haklarına ve kişi özgürlüklerine saygılı olmaları, mesleki etik ve hukukun üstünlüğü açısından da çok önemlidir. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Ceza İnfaz Hukuku; Cezaevleri | özgür akın | Hukuk Soruları Arşivi | 4 | 02-01-2007 20:57 |
İnfaz | ALİ HAKAN AKALIN | Meslektaşların Soruları | 5 | 28-05-2006 22:32 |
İnfaz hakkında tüzük yayınlandı | Armağan Konyalı | Hukuk Haberleri | 0 | 06-04-2006 11:28 |
Namus Cinayeti Bir Yargısız İnfaz Türüdür-Leyla Pervizat | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Kadın Hakları Çalışma Grubu | 1 | 02-12-2003 00:12 |
Ceza İnfaz Kurumları Ve Tutukevleri Personeli | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Hukuk Sohbetleri | 0 | 03-08-2002 23:05 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |