|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
28-12-2012, 16:29 | #1 |
|
İtirazın iptalinde taraf sıfatı
Merhabalar; müvekkilimiz bir trafik kazası geçiriyor ve arabası maddi hasar görüyor tespit davası açtık ona istinaden icra takibi başlattık itiraz ettiler ancak itiraz ederken itiraz dilekçesinin ekine vesayet kararını da sunmuşlar yani karşı tarafımız vasi durumuna gelmiş oldu. bizde itirazın iptali davası açacağız ancak taraf olarak vasi mi olacak yoksa biz yine icradaki borçlu tarafı göstereceğiz vasi mahkemeden izin aldıktan sonra mı ona tebligat çıkartacağız acaba ?
|
28-12-2012, 16:54 | #2 |
|
YHGK
Esas : 2006/1-161 Karar : 2006/155 Tarih : 12.04.2006 DAVADA SIFAT DAVA EHLİYETİ (Dava Şartı) TARAF EHLİYETİ (Dava Şartı) DAVA ŞARTI (Taraf Ehliyeti) TAPU İPTALİ (Tasarruf Ehliyetinin Bulunmaması) HACİR ALTINA ALINMA (Dava Sürerken) VASİNİN DAVAYI TAKİP ETMESİ (Usulsüz Açılan Dava) VASİNİN DAVA AÇMA YETKİSİ (İzin Zarureti) AYIRT ETME GÜCÜ KISITLANMA (Hacir) TMK.14, 15, 405, 462 HUMK.38 Davada sıfat, dava konusu sübjektif hakka ilişkindir. O halde, davacı olma sıfatı dava konusu hakkın sahibine aittir. Sıfat yokluğunun saptanması halinde mahkemede işin esası hakkında değil, sıfat yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekir. Bununla birlikte davada sıfat, taraf ehliyeti (dava ehliyeti) gibi dava şartlarından değildir. Davanın devamı sırasında vesayet altına alınan ehliyetsizi, kanunen temsil yetkisi olmayan davacıların, aktif dava ehliyetleri bulunmamaktadır. Harç yatırmayan vasi, müdahil sıfatıyla davayı takip edemeyeceği gibi vasi tarafından açılan tapu iptal davası, bir başka dosya üzerinden devam etmektedir. Vasinin davayı takip ettiğini bildirmesi, usulsüz açılan davaya sonradan sıhhat kazandıramaz.mfk DAVA VE KARAR: Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Aydın 2. Asliye Hukuk Mahkemesi`nce davanın reddine dair verilen 29.12.2003 gün ve 902-1041 sayılı kararın incelenmesi davacılar tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesi`nin 3.5.2004 gün ve 4658 – 5112 sayılı ilamı; (...Dava, ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; davaya konu 40 parselde kayıtlı 26/1400 arsa paylı 18 nolu bağımsız bölümü, dava dışı Aynur Ekim`e ait iken adı geçenin taşınmazın intifa hakkını üzerinde bırakarak, çıplak mülkiyetini 14.1.2003 tarihli akitle davalıya satış yoluyla temlik ettiği görülmektedir. Davacılar, kardeşleri olan Aynur`un akit tarihinde tasarruf ehliyetinin bulunmadığını ileri sürüp, aktin iptali ile, çekişmeli taşınmaz mülkiyetinin kendisine iadesini istemişlerdir. Gerçekten de, dosyada mevcut Karacasu Sulh Hukuk Mahkemesinin 2003/224-256 sayılı kararıyla adı geçenin davadan sonra 7.11.2003 tarihi itibariyle ehliyetsizliğinden bahisle hacir altına alındığı, kendisine Sami Tezcan`ın vasi tayin edildiği anlaşılmaktadır. Vasi, Türk Medeni Kanununun 462. maddesi hükmü uyarınca vesayet makamından aldığı husumete izin kararı ile birlikte 29.12.2003 tarihli oturumda davaya katılma talebinde bulunmuş, ancak bu talebi yerinde görülmemiş, aynı oturumda davacıların davada sıfatları bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Bilindiği gibi; davada sıfat, dava konusu sübjektif hakka ilişkindir. O halde, davacı olma sıfatı dava konusu hakkın sahibine aittir. Sıfat yokluğunun saptanması halinde mahkemede işin esası hakkında değil, sıfat yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekeceğinde kuşku yoktur. Bununla birlikte davada sıfat, taraf ehliyeti (dava ehliyeti) gibi dava şartlarından değildir. Somut olayda, davacıların sübjektif hakla (dava konusu ile) ilişkilerinin bulunmadığı açıktır. Ne var ki, yargılama aşamasında hak sahibini temsile yetkili vasi davaya katılma talebinde bulunmuştur. Bu durumda, taraf teşkilinin sağlandığı kabul edilmelidir. Esasen, davanın en kısa zamanda ve en az masrafla sonuçlandırılması düşüncesinin ifadesi olan dava ekonomisi de bunu gerekli kılar. Hal böyle olunca, vasinin katılma talebinin kabulü ile işin esasına girilmesi, çekişmeli taşınmazın temlik tarihi itibariyle mahcurun tasarruf ehliyetinin araştırılması sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hukuk Genel Kurulu`nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI: Davacılar, kardeşleri, Aynur Ekimin akıl hastası olduğunu; davaya konu dairesini yeğeni davalıya satış yoluyla temlik ettiğini, satışın gerçek olmadığını ileri sürerek ehliyetsizlik nedeniyle tapunun iptaline, Aynur adına yeniden tesciline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Davalı, davanın reddini savunmuş, Yerel Mahkemece, davacıların aktif dava ehliyetleri bulunmadığından, davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm; Özel Dairece, yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuştur. Dava açıldıktan sonra, ehliyetsiz Aynur Ekim`e, Karacasu Sulh Hukuk Mahkemesinde 7.11.2003 tarihinde vasi tayin edildiği, vasinin husumete izin kararı alarak, harçlandırılmamış dilekçesiyle davaya katılma talebinde bulunduğu, dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Davanın devamı sırasında vesayet altına alınan ehliyetsizi, kanunen temsil yetkisi olmayan davacıların, aktif dava ehliyetleri bulunmamaktadır. Harç yatırmayan vasi, müdahil sıfatıyla davayı takip edemeyeceği gibi, vasi tarafından açılan tapu iptal davası, bir başka dosya üzerinden devam etmektedir. Ayrıca, 22.3.1972 gün, 1967/2-806 E. – 195 K. sayılı Hukuk Genel Kurulu Kararında belirtildiği üzere, vasinin davayı takip ettiğini bildirmesi, usulsüz açılan davaya sonradan sıhhat kazandıramayacağından, usul ve kanuna uygun görülen direnme kararının onanması gerekmiştir. SONUÇ: Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı ( ONANMASINA ), oyçokluğu ile karar verildi. YHGK 12.04.2006 - K.2006/155 |
28-12-2012, 17:01 | #3 |
|
çok teşekkür ederim sayın meslektaşım karar işime yarayacak iyi çalışmalar...
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
taraf sıfatı | avukat gülşah | Meslektaşların Soruları | 4 | 14-10-2010 09:59 |
taraf sıfatı | avjade | Meslektaşların Soruları | 1 | 18-05-2009 20:44 |
taraf sıfatı | mnokay | Meslektaşların Soruları | 1 | 09-06-2008 12:59 |
Taraf Sıfatı | Turkmen | Meslektaşların Soruları | 2 | 24-02-2007 14:37 |
Taraf Sıfatı | UMUT | Meslektaşların Soruları | 1 | 01-06-2003 11:58 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |