Tedbir Nafakası

Herkese merhaba,
Davacı kadın, boşanma dava dilekçesinde "iştirak" nafakası talep etmiş. Yargılama devam ederken Mahkemece 10 ay sonra "şu kadar tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine" diye karar vermiş. Nafaka alacaklısı dava tarihinden itibaren hesapladığı nafakayı icra takibine konu etmiş.(Ör.49) Davalı itiraz etmiş, itiraz nedeni, ara kararı tarihinden itibaren nafaka yükümlülüğü altında olduğu yolundadır.

SORUN : nafaka, dava tarihinden itibaren mi, ara kararı tarihinden itibaren mi hesaplanmalıdır?
Her iki tarihi de doğru bulan hakimler var.

Bu konuda bir içtihat kararı varsa, paylaşmanız halinde sevinirim.
Selam ve saygıyla...

Doğru olan ve hükmedilmesi gereken tarih TALEP TARİHİDİR. Dava dilekçesi ile birlikte istenmiş ise başlangıç dava tarihi; bilahare talep edilmiş ise talep edildiği tarih...
Saygılarımla

merhaba,

forumun sanal tozlu sanal rafları arasında "tedbir nafakasını" araştırırken denk gelen bu konuda iyice anlamak istediğim bir konu var,o da tedbir nafakası alacağına icrada işletilen faiz konusu.
sanıyorum arkadaşlarımızın yukarıda bahsettiği konu iştirak nafakasına işletilecek faizle ilgili ve bu faizin ne zamandan itibaren yürütüleceğiyle ilgili. doğru cevab ,takip tarihinden itibaren faiz işletileceği yönünde yukarıda yazdığına göre.yalnız bunun yasal dayanağını ve tedbir nafakası için de sonucun aynı olup olmadığını merak ediyorum.
konuyla ilgili bir yargıtay ilamı yahut kanun maddesi göstererek kafa karışıklığımı giderecek arkadaşlara minnettar olacağım.
saygılar,sevgiler.

not: mesleğe yeni başlayanlar için faiz konusunu izah edecek bir kaynak tavsiye edebilir misiniz?

sn. hykayar'ın bir kaç ay önce eklediği yargıtay kararına rastlamak hoş oldu buraya da eklemek istedim.buradan teşekkürlerimi iletmek isterim tekrar kendisine.çok makbule geçti
yine de faiz ile ilgili kaynak olabilecek tavsiyelerinizi bekliyorum.

hykayar'ın iletisinden:

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/898
K. 2004/4371
T. 6.4.2004
• TEDBİR NAFAKASI ( Dava Tarihinden İtibaren Faize Hükmedilememesi )
• FAİZ BAŞLANGICI ( Tedbir Nafakasına Uygulanacak Olan )
• DAVA TARİHİNDEN İTİBAREN FAİZ YÜRÜTÜLEMEMESİ ( Tedbir Nafakasına )
• BOŞANMANIN EKİ NİTELİĞİNDEKİ MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ ( Harca ve Vekalet Ücretine Tabi Olmaması )
• HARCA TABİ OLMAMA ( Boşanmanın Fer'i Niteliğindeki Maddi ve Manevi Tazminat ve Nafaka Talepleri )
• VEKALET ÜCRETİNE HÜKMEDİLEMEMESİ ( Boşanmanın Fer'i Niteliğindeki Maddi ve Manevi Tazminat ve Nafaka Talepleri İçin )
4721/m.174,197
ÖZET : 1- Hükmedilen 400 milyon lira nafakanın dava tarihinden boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar olan bölümünün tedbir, sonrasının ise yoksulluk nafakası olduğu anlaşılmaktadır. Karar altına alınan tedbir nafakasının her an doğup işleyen bir hak olduğu nazara alınmadan dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru değildir.

2- Boşanma davası içerisinde Türk Medeni Kanununun 174. maddesine dayanılarak istenilen maddi ve manevi tazminat ile nafakalar boşanmanın eki niteliğinde olup ayrı bir harca tabi olmadığı gibi, bu taleplerin reddi veya kabulü halinde taraflar yararına vekalet ücretine de hükmedilemez.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan bugün temyiz eden Ünal C. ve karşı taraf Ziynet C. vekili Av. Ahmet Gül geldi. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-a-Hükmedilen 400 milyon lira nafakanın dava tarihinden boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar olan bölümünün tedbir, sonrasının ise yoksulluk nafakası olduğu anlaşılmaktadır. Karar altına alınan tedbir nafakasının her an doğup işleyen bir hak olduğu nazara alınmadan dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru değildir.

b-Boşanma davası içerisinde Türk Medeni Kanununun 174. maddesine dayanılarak istenilen maddi ve manevi tazminat ile nafakalar boşanmanın eki niteliğinde olup ayrı bir harca tabi olmadığı gibi, bu taleplerin reddi veya kabulü halinde taraflar yararına vekalet ücretine de hükmedilemez. Bu durum nazara alınmadan hüküm altına alınan nafaka ve tazminatlar yönünden harç alınması ve davacı yararına nisbi vekalet ücreti takdir edilmesi de bozma sebebidir.

3- 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4/1 maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından ( MK. md. 118-494 ) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağını, geçici 1. maddesi de; sonuçlanmamış davaların yetkili ve görevli aile mahkemesine devredileceğini hükme bağlamıştır. Karar bozulmakla sonuçlanmamış hale gelmiştir. Bu açıklama karşısında işin görev yönünün de düşünülmesi zorunludur.

SONUÇ : Temyize konu kararın 2/a-b benlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün temyiz edilen diğer bölümlerinin ise 1. bentteki nedenlerle ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 06.04.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.