Tanima Ve Babalik HÜkmÜ

Tanıma daha önce defalarca konuşulmuş bir konu olmasına rağmen, bu konu içindeki sorunun tam olarak çözümüne ulaşamadığım için sizlerin bilgisine başvuruyorum.
Tanımayla çocuğun soyadının değişmeyeceğini, annesinin soyadı hanesine kayıtlı olacağını biliyorum. Ancak bu durum mutlak mıdır? Bir Yargıtay kararında ''adın değiştirilmesi ancak haklı sebeplerle istenebilir'' deniyor, bu haklı sebepler neler olabilir?
Peki tanımayla baba ile arasında hukuki ilişki kurulmuş olan küçüğün velayeti anneden alınamaz mı?
Benim olayımda; Anne dini nikahlı olarak yaşadığı eşinden, eşyalarını ve çocuğunu gizlice kaçırarak ayrılıyor. Yıllar yılı baba, eşinin ve çocuğunun izini sürüyor. Ancak birgün kendi köyünden birinin bir kız kaçırıp alıkoyduğunu duyuyor ve rastlantı eseri bu kızın kendi kızı olduğunu öğreniyor. Anne çocuğa bakım yükümlülüğünü yerine getirmemiş ve 14 yaşındaki kız uyuşturucu kullanan bir erkekle kaçmış. Hatta anne tarafının kızı kaçıran ve alıkoyan kişiden 20.000 YTL. talep ettikleri söyleniyor kaçıran tarafından. Bir de bunlara ek olarak, annenin akrabaların bir erkekle kaçmış olan küçük kızı öldürme tehlikeleri var. Kızın nüfus kaydında baba müvekkilim baba gözükse de, soyadı anne soyadı. Müvekkil, Savcılığa müracaatla kızın tehlikede olduğunu bildiriyor ve Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu'nda koruma altına alınmasını sağlıyor. Müvekkil babanın maddi durumu çok iyi ve kızını yanına almak istiyor.
Nasıl bir yol izlemem gerektiğini ise netleştiremiyorum. Evet tanıma yapılabilir. Ama velayet ne olacak, ayrıca müvekkil kızının kendi soyadını taşıması hususunda da ısrarlı. Çocuğum gayrı meşru gözüktüğü için ve anne tarafı yeterli özeni göstermediği için tüm bunlar başına geldi diye düşünüyor.
Buarada az önce arayan müvekkilin bildirdiğine göre, anne soyadının değiştirilmesini, velayetin devrini de kabul ediyor. Yardımlarınızı bekliyorum. Şimdiden teşekkürler.

yazdıklarınızdan ortada bir sorun olmadığını görüyorum açıkçası.
tanıma gerçekleştikten sonra velayet davası açılabilir.söylediğinize göre anne de bunu kabul ediyorsa davanız kabul edilecektir.
tanıma ; soyadının değiştirilmesi talebi için haklı neden olarak kabul edilecektir.
tüm bunları aile mahkemesinden talep edebilirsiniz.

(5490sayılı ve 25/4/2006 tarihli Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 28. maddesi gereğince, - (1) Tanıma; babanın yazılı başvurusu üzerine mahkemede yapılmışsa mahkeme tarafından, notere başvurusu üzerine düzenlenen senetle yapılmışsa noter tarafından tanımanın yapıldığı tarihten itibaren on gün içinde nüfus müdürlüğüne bildirilir.

(2) Tanımanın babanın vasiyetnamesindeki beyanla yapılması durumunda nüfus müdürlüğüne bildirim, vasiyetnameyi açan hâkim tarafından yapılır.

(3) Nüfus memuruna yapılan tanıma beyanı ise doğrudan aile kütüklerine tescil edilir.

(4) Tanınan çocuklar babalarının hanesine baba adı ve soyadı ile analarının kimlik ve kayıtlı olduğu yer bilgileri belirtilmek suretiyle tescil edilir"

Görüldüğü gibi,gerçek baba bu yollardan birini seçerek, evlilik dışı çocuğunu tanıyabilir ve kendi soyadını verebilir.
Tanımadan sonra,anneye karşı velayetin kaldırılması davası açılır. Bu halde; MK.Madde 337 gereği; - Ana ve baba evli değilse velâyet anaya aittir.
Ana küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velâyet kendisinden alınmışsa hâkim, çocuğun menfaatine göre, vasi atar veya velâyeti babaya verir.
Ayrıca bu konu ile ilgili olarak bkz. ; Yarg.2.HD. Kararı: 19.07.2006 tarih ve 4721-11413 E.K.

T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi
Esas: 2005/11246
Karar: 2005/13986
Karar Tarihi: 12.10.2005
ÖZET: Yasa, tanımanın baba tarafından, nüfus memuruna veya mahkemeye yazılı başvurusu ile ya da resmi senetle veya vasiyetnameyle yapılabileceğini hükme bağlamıştır. Davacı dilekçesinde küçük Burak'ın kendi çocuğu olduğunu ileri sürmüş olup, bu beyan küçüğün tanınmasına ilişkindir. Mahkemece tanınma kararı verilmesi ile yetinilmesi gerekir.
(4721 S. K. m. 295, 321)
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Davacı H. Ö. tarafından davalılar Z. H. ve Nüfus Müdürlüğü aleyhine açılan dava da, küçük B. H.'ün babası olduğuna karar verilerek davalı Z.'in hanesindeki nüfus kaydının iptali ile kendi hanesine tesciline karar verilmesinin istendiği, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği, hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 295. maddesi tanımanın baba tarafından, nüfus memuruna veya mahkemeye yazılı başvurusu ile ya da resmi senetle veya vasiyetnameyle yapılabileceğini hükme bağlamıştır.
Anılan Kanunun 321. maddesin de ise "Çocuk ana ve baba evli ise ailenin, evli değil ise ananın soyadını taşır" hükmü mevcuttur.
Davacı dilekçesinde küçük Burak'ın kendi çocuğu olduğunu ileri sürmüş olup, bu beyan küçüğün tanınmasına ilişkindir. Mahkemece tanınma kararı verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, Türk Medeni Kanunun 321. maddesine aykırı olarak evlilik haricinde doğan ve annesi hanesinde nüfusa kayıtlı olan küçüğün davacının soyadını taşımasına sağlayacak ve idareyi işlem yapmaya zorlayacak şekilde baba hanesine kayıt ve tesciline karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Sonuç: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, oybirliği ile karar verildi. 12.10.2005
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************

Yukarıda Sn. Vardar'ın eklediği Yargıtay Kararı,5490sayılı ve 25/4/2006 tarihli Nüfus Hizmetleri Kanunundan önceki tarihli olduğundan, bu özel kanun MK.321. maddeyi, TANIMA bakımından ilga etmiştir.Yeni Yargıtay kararlarında TANIMA -ve hatta babalık davası !!?- sonucu, evlilik dışı çocuk babanın soyadını almaktadır.

Not: Sn. Vardar ile aynı sembolü kullanıyor olmamız, güzel bir tesadüf. Acaba ikimizin de soyadının Bulgaristan kökenli(benim eşimin ailesi tarafından) olması mı bu sembolü seçtirdi bize?

Daha önce yöneltmiş olduğum soruya ilginiz için teşekkürler. Şimdilik şöyle bir çözüm yolu izlemeye karar verdim. Çocuğun annesi ikna edildi ve ben de müvekkilin göndereceği özel vekaletle Nüfus Müdürlüğü'nde tanıma işlemini gerçekleştireceğim. Sonrasında ise velayet için dava açacağım. Soyadının babanın soyadı olarak değiştirilmesini de en son yine dava yoluyla çözeceğim sanırım. Nüfus Müdürlüğü'nde bunu kendiliklerinden yapacaklarını hiç sanmıyorum.

Sayın Doç. Dr. Şükran Şıpka;
5490sayılı ve 25/4/2006 tarihli Nüfus Hizmetleri Kanunundan sonra verilmiş bulunan konuyla ilgili Yargıtay kararı bulamadım.Yeni olduğu için kitap, internet, içtihat programı yeterli olamıyor. Bu konuda elinizde döküman varsa yardımınızı rica ederim.

Sayın Erdem,
dolaylı olarak bir tek karar ve karşı oy yazısı bulabildim. Belki işinize yarar.

Yarg.2.HD. Kararı: 19.07.2006 tarih ve 4721-11413 E.K.; Ömer Uğur GENÇCAN, Türk Medeni Kanunu, 2. baskı, Madde 185-530, Yetkin Yayınları, Ankara 2007, s.2351-2353
NOT: Yarg., Yerel mahkemenin , babalık davası sonucu çocuğun, Nüf.H.K.Geçici 5. madde gereği babanın soyadını alacağı, kararını onamıştır.

Karşı oy yazısı: Sn. O.U.GENÇCAN,
ÖZET: GENÇCAN’a göre, “Nüf.Hiz.K. 28. madde, “TANIMA” bakımından 321. maddeyi örtülü olarak yürürlükten kaldırmıştır. Buna göre babanın TANIMA sı sonucu, çocuğun soyadı otomotikman babanın soyadı olur ve tanıma ile birlikte baba nüfusuna yazılır.
Ancak, BABALIK DAVASI sonucu çocuğun soyadı kendiliğinden babanın soyadı olmaz, bunun için ayrıca Geçici maddede belirtilen kişilerin TALEBİ gerekir. Talep olmadığından, sadece baba olduğunun tespiti ile yetinilmelidir”.

Sayın Doç. Dr. Şükran Şıpka;
çok teşekkür ederim, elimde tarih olarak en yeni karar bu olacağından mahkemece daha muteber bulunacağını sanıyorum.