Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Avukatlar Nasıl Kurtulur? avukatlıkta Kalite Nasıl Artar? işte Bana Göre Çözümü:

Yanıt
Konu Notu: 7 oy, 4,71 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 09-02-2005, 12:12   #1
ibrahimbey

 
Varsayılan Avukatlar Nasıl Kurtulur? Avukatlıkta kalite nasıl artar? İşte bana göre çözümü:

1) ASGARİ ÜCRET TARİFESİNDE YAZILI ASGARİ ÜCRETİN, BARO HESABINA VE İŞİ YAPACAK AVUKAT ADINA YATIRILDIĞINA DAİR BANKA DEKONTU EKLENMEMİŞ VEKALETNAMELER, MAHKEMELERDE VE RESMİ DAİRELERDE GEÇERLİ KABUL EDİLMEMELİDİR. (AYNI BARO PULU GİBİ).

Yukarıda yazdığım hususların yasalaşması halinde, Avukatlar, her türlü angaryadan, "vergi kaçırıyorlar" iddialarından, "fırsatçı" "amma da paragöz" iddialarından, "avukat beye telefon açtım, bana paramı peşin vermezseniz davanıza bakmam" dedi gibi hoş olmayan sözlerden tamamen kurtulacağı inancındayım.

Böylelikle, aynı Cmuk ücretleri gibi, her türlü vergi ve baro aidatları kaynakta kesilecek, yasaları uygulamakla görevli biz avukatlar, "vergi kaçırıyorlar" iddiası gibi gerçekten yüz kızartıcı ve alçaltıcı bir iddiadan bir nebze olsun kurtulabiliriz.

Bir başka konu, özünde, avukatın müvekkiline karşı "senin işine bakarım, dilekçeni yazarım veya sorguna katılırım ama bana şu kadar para verirsen" gibi, gerçekten "basit" sayılacak ve hepimizin zorlandığı bir konuda rahatlayacaklardır.

Arkadaşlar, gerçekten diğer ülkelere bakıldığında ve avukatlığın tarihine bakıldığında, bir avukatın, ücret alarak davaya bakması, işin ruhuna biraz ters kaçmaktadır.

Almanca'da "AVUKATLIK ÜCRETİ" diye bir tabir yoktur. Ücret genelde "Kosten" ya da "Preis" "Gebühr" "Gelohn" gibi kelimelerle ifade edildiği halde AVUKATLIK ÜCRETİ İÇİN "DAS HONORAR" KELİMESİ KULLANILMAKTADIR. Yani bir nevi "Şeref parası" gibi bir şey.

Hatta, yanılıyor olabilirim ama Roma'da, hiç bir zaman avukatlara elden direkt para verilmezmiş. Avukatın haberi yokken, örneğin geceleyin kapısının altına bırakılırmış.

Gerçekten de mesela ben, sulh cezada sorguda olan bir kişi benim arayıp, bana yardımcı olur musun dediğinde "şu kadar para verirsen gelirim" gibi bir cümleyi kullanmakta zorlanmaktayım. Acaba, benim kişiliğimden mi bu kaynaklanıyor diye düşündüğümde, yukarıdaki örnekleri görünce, bu işin ruhunda, salt para karşılığı yapılması gereken bir meslek olmadığını anlamaktayım. Yani bana göre "çok pahalı" ama "para ikinci planda" yapılması gereken bir iş.

Bu sistem geçerli olursa, gerçekten, "İŞ SAHİPLERİ, İŞİNİ UCUZA YAPTIRACBİLECEKLERİ DEĞİL, İŞİNE SAYGI DUYAN VE ÇALIŞAN AVUKATLARI TERCİH EDECEKLERDİR". Çünkü nasılsa aynı ücreti ödeyeceklerdir. O halde, neden işine özen göstermeyen birine gitsin ki.

Bu şekilde, her türlü angaryadan kurtulacak ve emeğinin karşılığını asgari de olsa alacak avukatlar, gerçekten iş seçmeye başlayacaklardır.

2) HER İL VE İLÇEDE, KURULABİLECEK "HUKUK BÜROSU" SAYISI, O İLÇENİN NÜFUSU VE İŞ HACMİNE GÖRE SINIRLANDIRILMALIDIR. ANCAK BİR "HUKUK BÜROSU" BÜNYESİNDE SINIRSIZ SAYIDA AVUKAT ÇALIŞTIRILABİLİR.

Böyle bir uygulama da, avukat enflasyonuna ve kontrolsüzlüğüne engel olacak ve avukatlıkta kaliteyi artıracak bir çözüm olabilecek kanaatindeyiz. Bahsettiğim gibi, hukuk bürosunda çalışacak avukat sayısında bir sınırlama olmayacaktır. Hukuk bürosu, iş hacmine göre, gerekirse sınav dahi yaparak, o büroda çalışmaya hak kazanabilecek avukatları seçebilecektir. İş sahipleri de, o il ya da ilçede, sınırlı sayıda hukuk bürosu olduğu için, rekabeti körükleyip bedavaya iş yaptıramayacaklar, karşılarında kurumsallaşmış, profesyonel hukuk bürolarıyla karşı karşıya kalacaklardır.

Yazıyı biraz çalakakem yazdım özür dilerim. Çünkü, ortak sorunlar olduğun için ne demek istediğimi anlayacağınıza inanıyorum.

Saygılarımla.
Old 09-02-2005, 13:53   #2
Av.Kadir

 
Varsayılan

Sayın İbrahimbey,

6 yıldır bu mesleği yapıyorum.Avukatlık benim ortaokul yıllarından beri idealimdi. O yıllarda yayınlanan avukat dizileri beni çok etkilmiştir. O zaman (80 li yıllar) avukat filmin başrolünü oynardı. Hep iyi roller avukatlara verilirdi.
son bir kaç yıldır hep yan roller avukatlara verilmeye başlandı. Genelde ya mafyanın avukatı oldu.Ya da mafya avukatı sindirdi. Daha önceleri avukat bey iken yeni dizilerde 'avukat' oldu. Halkla birlikte bizlerde bu değişimi izledik.
Daha bir kaç yıl önce mesleğin başında bir avukat iken görüşme yapmak isteyen gelmeden önce genelde arayıp hangi zamanda müsait olduğumu sorar ona göre randevu saatinden 5 on dakika önce gelir odamda yalnızken bile girebilirmiyip diye sorarlardı.
2002den itibaren telefon açmadan gelmek adet oldu. Bundan sonra bana göre meslekte müthiş bir değişim başladı. Gelir gelmez ilk sorulan konu bu davaya kaça bakarsın oldu.Asgari ücret tarifesini gösterince hiç ilgilenmeyip tamam sen yap paranı karşıdan alırsın diyenlerin sayısı artmaya başladı. Bunun mümkün olmadığını söyleyince dava masrafını bile almadan davaya bakan avukatların olduğu söylenmeye başlandı. Hep çok merak ederim böyle masraf almadan dava takip eden avukat var mı diye?
Bu arada ekonomik krizle birlikte asgari ücret tarifesini delik deşik eden meslektaşlarımızın varlığını da hepimiz çok iyi biliyoruz. Mahkemelerden emekli olan sevgili katiplerimizin bir bölümü de bu dönemde dava takip etmeye başladı. Bu arada adliye etrafındaki arzuhalcilerimiz değişime ayak uydurup daktilodan bilgisayara geçti. İtina ile yazabilecekleri dilekçelerin adları tabelarında daha bir gösterişli durmaya başladı. İşi daha profosyonel yapanlar avukat bürolarının bulunduğu işhanlarına yakın dükkanları kiralayıp veraset intikal işleri itina ile yapılır ve her türlü dava dilekçesi yazılır şeklinde tabelalarla işe giriştiler. İcra takiplerini tahsilatçılar yapmaya başladı. Bizler ise bu değişimi büromuzdan izlemekle yetindik. Taksilerin,seyyar satıcıların,öğrenci servislerinin sayısı sınırlanırken bizler özgürlükten yana tavır koyduk. Tüm ülkede meslektaşlarımıza öldürmeye kadar giden saldırılar artarken bizler davaların peşinde koşmaya devam ettik. Bir kısım meslektaşlarımız amiyane tabir ile işin katakulli yönünü öğrenip bundan para kazanırken biz idealistliğmizle gurur duymaya devam ettik. Katakullilerin neler olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz.Bilmeyenlerimiz varsa örnekler verebilirim. Bu dönemde çıkan avukatlık kanunu yine bir kısım meslektaşlarımız tarafından kuşa çevrildiğinde sewyretmekten başka bir şey yapamadık. Kestiği serbest meslek makbuzunda yazan ücretin 1/4 nü alan meslektaşlarımızın varlığını herhalde hepimiz biliyoruz.
Uygulamada savcı ve hakimler neredeyse amirimiz durumuna geli
rken bizler seyre devam ettik. Cezaevlerinin girişlerinde daha önce ayakkabılarımızı çıkarıken artık kemerlerimizi dahi X-Ray cihazından geçerken çıkarmaya başladık. Çünkü her tartışma programında cezaevlerine silave cep telefonunu avukatların soktuğu yönünde ithamlara hep beraber yok ya olur mu öyle şey diye itiraz ettik.Ama itirazımızı sadece ev halkımız duydu.
Bu arada para kazanmak daha doğrusu hak ettiğimiz ücret ne mi oldu? Şimdilik bu kadar ama sanıyorum bu konu en çok ilgi gören forum olacak.Bu sitedeki tüm dostların bu konuda söyleyecek çok şeyi olduğuna eminim.
Old 11-02-2005, 15:04   #3
nfb

 
Varsayılan

sayın İbrahim bey,
Meslekdaş sohbetlerinde benim de dile getirdiğim 2002 tarihini Antalya'dan bir meslekdaşımdan daha duymak gözlemlerimde yalnız olmadığımı gösterdi bana. Aslında bahsettiğiniz değişime,anayasa kitapçığının kanatlanıp uçtuğu Şubat 2001' e geri dönerek bakmak gerekiyor.
Bu hadisenin ardından gelen ekonomik krize bir de "küreselleşme- globalleşme" dürtüsü eklenince, insanlarda bencillik,pervasızlık, küstahlık had safhaya vardı. O kadar ki, parası olmadığı için dava açamayan, avukatına masrafları sen yap davaya ortak ol ama kaybedersek masrafa da ortaksın diyebildi. %100 kazanılacak davalarda müvekkiline avanslar verdiler. Toplu davalarda HARÇ FİNANSÖRLERİ ( dolayısıyla hasılı davaya iştirak!!!- ) ortaya çıktı. Eskiden avukat'ların arkadaşları dost oldukları için tavsiyede bulunurken, artık avukatın ücretinin ne kadarına ortak olacağı sorulmaya başlandı. Toplumdaki bu değişimden biz de nasibimizi hiç mi almadık? Bu bozulmaya ( adalet dünyası içinde) katkımızı azımsayabilir miyiz? Adaletin bu şekilde ticarileşmesi açıkçası beni çok korkutuyor. Giderek "kara para iyi parayı kovar" teorisi gerçekleşecek gibi.
Old 14-03-2007, 13:44   #4
ANTEPLİ

 
Varsayılan

çok güzel bir konuya değinmişsiniz.yirmi yıla yakın bu mesleği yapıyorum.son 7-8 yıldan beri bu mesleğin bu kadar ayağa düştüğünü görmedim.sayı çok kalite az,gider çok gelir az,kazanca ortak olmayan çok ücretleri olması gerektiği gibi alan az,sizi sindirmeye çalışanların sayısı çok,saygı gösteren az,davayı kazanmamızı isteyen çok,hak ettiğimizi vermek isteyen az,tüm bunların üstüne bu mesleği ticari kazanç kapısı olarak görüp ticaret erbabı gibi dosyalara bakan sayısı maalesef her güçün gün artarken bir hukuçu nosyonuyla yapmaya çalışan hakkın hukukun gerçekleşmesi için çabalayıp hak ettiği karşılığı almaya çalışan sayısı maalesef az.............saygılar.aslında çok şey yazmak isterdim ama bir randevusuz müşteri de bana geldi görüşürüz....
Old 14-03-2007, 14:30   #5
göçebe

 
Varsayılan

avukatlar yaptıkları mesleğin kutsallığını ve değerini unutup esnaf mantığıyla davalara bakmaya devam ettikçe , topluma yeniden avukatlık mesleğinin kutsallığını benimsetemedikçe ne yapsak boş bir labirentin içinde duvarlarına çarpa çarpa yol alır ama bir türlü çıkışı bulamayız
Old 14-03-2007, 17:20   #6
persona

 
Varsayılan

bende meslege, ustad av.kadir gibi buyuk bir sevkle ve arzuyla basladim, taki beraber calistigim yaklasik 30 yillik avukat abi nin icra dairesinden bir memurun yanagindan makas aldigini gorene kadar,o ana kadar meslegin kutsalligindan ve yuksek ahlaki degerlerine cok fazla inaniyordum ( bunda sayin Yucel Sayman in konusmalari da ve meslek etigi konusundaki calismalari cok etkili oldu) , sanirim o an yapmak icin can attigim meslegin ne halde oldugunun farkina vardim...
sanirim, bu konuda digerlerini (hakimler, memurlar vb.) suclamak yerine biraz kendimize igneyi batirmaliyiz, icra dairesinden bir dosyayi cikarmak icin mubasirlere odeme yapan kimler ? zorunlu mudafilik gibi son derece iyi niyetli bir uygulamada, kendi ozel isleri yuzunden bu davalarin durusmalarina girmeyenler kimler ? baro ucret tarifesini daha basinda insanlara gosterip, ben daha dusuk fiyata isi yaparim diyen kimler ? bu uygulamalar butun ustadlarin dedigi gibi kucuk istisnalar mi ?...
sanirim , dunyanin en saygin mesleklerinden birini icra etmeye calisan bizler biraz kendi degerlerimizin ne oldugu uzerine dusunmeli ve bunlari korumak icin caba sarfetmeliyiz... bu tartisma o acidan harika bir firsat...
birlesik kaplar teorisini hepimiz duymusuzdur, buna gore toplumun diger kurumlari duzgun islemiyorken, bir kurumun mukemmel isledigini dusunmek cok buyuk yanilgi.
Old 20-03-2007, 12:06   #7
Av.Caglar

 
Varsayılan

bu konu ile ilgili bütün görüşlere katılmakla birlikte; bu konu ile ilgili yasanın çıkması için bizim yapmamız gerekn nedir? aslında tartışılması gerek konu bu. çünkü mesleğin saygınlığının artması için münferit çalışmalar; para kazanamama derdini beraberinde getiriyor? yasal düzenlemelerin yapılması için ne yapmamız gerekir???
Old 20-03-2007, 13:01   #8
persona

 
Varsayılan

bence yasal duzenlemeden once , avukat olma yontemini, ve hatta tum hukuk egitim sistemini degistirmek gerekiyor.

hicbir gelismis ulkede bu kadar kolay avukat olunmuyor, ozel universitelerimizi dusundugumuzde artik insanlarin merkezi sinavdan iyi bir derece almalarina bile gerek yok, ve, herseyin paraya endexli oldugu bir sistem yaratilmis durumda, meslegin etik kurallari pek dikkate alinmiyor gibi...

bence en once dunyada ilk 500 universite icine bir tane bile sokamadigimiz okullarimizdan ise baslamaliyiz, oralardan yetisen bizler bugun bu meslegi icra etmeye calisiyoruz...

hatta belki avukatlik sinavi bile dusunulebilir, cunku o zaman gercekten bu meslegi yapmak isteyen insanlar bu yukun altina girecek, meslek o zaman tutku kazanacak... insanlar bu zorlu surecten gectikten sonra , avukatligin aslinda ne kadar kutsal bir meslek oldugunu dusunmeye baslicaklar,ve degerlerine sahip cikmanin onemini kavrayacaklar, ve diger insanlardan bu meslege saygi duymalarini talep etmeye baslicaklar, bunun icin belki kavga verecekler.

saygilar
Old 20-03-2007, 14:01   #9
niles82

 
Varsayılan

bence avukatlıkta kalite ;
Alıntı:
baro ucret tarifesini daha basinda insanlara gosterip, ben daha dusuk fiyata isi yaparim diyen kimler ?
diye sorgulanarak onları kaliteyi düşürüyor diyerek sınıflandırmayla bulunmaz.
kalite
Alıntı:
"İŞ SAHİPLERİ, İŞİNİ UCUZA YAPTIRACBİLECEKLERİ DEĞİL, İŞİNE SAYGI DUYAN VE ÇALIŞAN AVUKATLARI TERCİH ETMELİ".
mantığı güden insanlarla çalışılmak ve bunu sisteme oturtup,olağanlaştırmak ile sağlanır. hukuku araç değil amaç edinen insanların çoğalmasıyla sağlanır.bunun oluru ücreti düşürmek değildir.kişinin önce "avukatlık" sıfatını sevmesi, ona değer yüklemesi ve o değerin değerini kendi gözünde arttırması lazım. bunu belli edebilen bir avukat zaten iş çevresinede bunu yansıtır.ayrıca açılan devlet ve özel hukuk fakültelerinin eğitim düzenini,giriş sistemini değiştirmekle değilde,bütün mezun olan avukat adaylarını bir sınava tabi tutarak,avukat sayısının öylesine artması yerine bilen avukat sayısının artmasını destekleyerek kalite sağlanabilir.saygılar..
Old 20-03-2007, 14:14   #10
haklaw

 
Varsayılan

Ben de sizinle aynı görüşteyim İbrahim Bey.Bunları her zaman düşünüyoruz; ama uygulamada ne yapabiliriz?
Old 20-03-2007, 14:21   #11
okutan

 
Varsayılan

Kamuda çalışan avukat arkadaşım varsa www.kamuavukatlari.com sitesinde özel olarak sorunlarını tartışıyorlar. haberleri olsun.
Old 20-03-2007, 14:49   #12
ad-hoc

 
Varsayılan

İş kanımca yine eğitime dayanıyor.Sayın Persona'nın fikirlerine paralel olarak şöyle bir önerim var: Bu saatten sonra mevcut üniversiteleri kapatmak imkansız, sınav sistemi vs. sıkıntıları da malum yıllardır çözülememekte. O zaman hukuk fakültelerine seçmeli Avukatlık Hukuku dersi konulsun. Avukatlık Hukuku dersini belli kıdem üstünde baronun seçeceği bir avukat versin. Sınav değerlendirmeleri Baroların oluşturduğu kurulca yapılsın. Avukat olmayacak olan arkadaşlar bu dersi baştan seçmeyerek kendi yollarını çizsinler. Fakülteden mezuniyeti müteakip avukat adayları TBB tarafından yapılacak salt avukatlık hukukundan oluşan bir sınava tabi tutulsun ve bu sınavda başarı staja kabul şartı olsun. Fakt burada altını önemle çizmek isterim ki tüm bu müesseselerin sağlıklı çalışması için öncelikle TBB'nin kanun gereği kurmakla yükümlü olduğu staj eğitim merkezlerini ivedilikle kurması gerekmektedir. Birçok ilde halen staj eğitim merkezi yoktur. İstanbul Barosu gibi köklü bir baronun geçmişi düşünüldüğünde Staj Eğitim Merkezi'nin kurulduğu yıl çok ama çok geç kalınmış bir yönetimi akla getirmektedir. Tüm bu hususların sağlıklı çalışmasını sağlarsak kalite artar kanısındayım.Ayrıca İbrahimbey'in 2. önerisi acaba bi oranda tekelleşmeye yol açmaz mı? Ne dersiniz?
Old 20-03-2007, 20:13   #13
süleyman zengin

 
Varsayılan

Ben avukat değilim. Ama biliyorum ki avukatlık mesleğinin saygınlığını yine avukatlar bitiriyorlar. Çok şey yazabilirim. Ancak sadece bir şey yazmak istiyorum. Ben yanında dört tane katip çalıştıran ve getirdiği işten onlara yüzde veren ve onların kendisi adına imza atmasına izin veren avukat tanıyorum. Bu durum noterin yetkisini başkatibe, eczacının ise kalfasına vermek gibi bir hal almaya başladı.
Old 20-03-2007, 20:38   #14
Av.Can

 
Varsayılan

ASGARİ ÜCRET TARİFESİNDE YAZILI ASGARİ ÜCRETİN, BARO HESABINA VE İŞİ YAPACAK AVUKAT ADINA YATIRILDIĞINA DAİR BANKA DEKONTU EKLENMEMİŞ VEKALETNAMELER, MAHKEMELERDE VE RESMİ DAİRELERDE GEÇERLİ KABUL EDİLMEMELİDİR. (AYNI BARO PULU GİBİ).


bu tip öneriler olması gereken açısından belki doğru ama uygulanması imkansız öneriler.Para kazanmak acil bir ihtiyaç olmuşken herkesten etik değerlere uygundavranmasını beklemek gerçkeçi değil ne yazıkki.İşin temelinde ekonomi var.Das Honoror un falan geçerliliğini sorgulamak açıkçası eğreti kalıyor biraz
Old 21-03-2007, 16:36   #15
persona

 
Varsayılan

sayin Suat bey,
bence maalesef degerli meslektaslarimizin bir kismi meslek etigine uymadiklari icin,diger meslektaslar ekonomik zorluklar yasiyor, yani eger meslek etigi ve ahlaki konulari avukatlar olarak tam benimseyebilseydik
bugun ne Yargitay da is bitiren avukatlar gibi, ne muvekkilinin parasini icra dairesinden alip kendi parasi gibi kullanan meslektaslardan ne de ceza davasinin sonucu icin %100 garanti veren meslektaslardan soz edecektik.
yani sorun tamamiyle, meslegin degerlerini icine sindiremiyen meslektaslardan kaynaklaniyor, ne yasal duzenlemelerden ne yargiclardan ne de polis vs. den yasadigimiz ve sikayet ettigimiz tum sorunlar aslinda biz avukatlarin meslege bakis acisindan kaynaklaniyor.
bunun tek cozum yolu egitim-egitim-egitim, gercekten bu meslegi yapmak isteyenler ve meslegin degerlerine ve yuceligine inanan insanlar artik bu meslegi yapmali,...
avukatlik gelismis ulkelrde o kadar saygi duyulan bir meslekki insanlar hem pek sevmezler avukatlari ama cok saygi duyarlar ve guvenirler... peki bu guven ve saygi nerden kaynaklaniyor, yasalardan mi ,( insanlar avukata guvenmek zorunda madde 2 boyle bir kanun yok) hayir, tamamen bu ulkelerdeki avukatlarin kendi mesleklerine, kimliklerine olan saygilarindan bu tutum onlarin bircok yanlis seyi yapmasini engelliyor...

saygilar
Old 21-03-2007, 23:16   #16
Av.H.Sancar KARACA

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan süleyman zengin
Ben avukat değilim. Ama biliyorum ki avukatlık mesleğinin saygınlığını yine avukatlar bitiriyorlar. Çok şey yazabilirim. Ancak sadece bir şey yazmak istiyorum. Ben yanında dört tane katip çalıştıran ve getirdiği işten onlara yüzde veren ve onların kendisi adına imza atmasına izin veren avukat tanıyorum. Bu durum noterin yetkisini başkatibe, eczacının ise kalfasına vermek gibi bir hal almaya başladı.

Sayın ZENGİN, tanık olup aktardığınız hadise doğru ama vardığınız sonuç yanlış. Bu durum, noterin yetkisini başkatibe vermesine benzer bir durum değil. Ne yazık ki daha vahim.

Ancak; avukatlığı layık olduğu seviyede tutabilmek, meslek mensuplarının uçmayı öğrenmesinden önce kanatlarının -sağlam- olmasına bağlı.
Kanatlarımızı bazen -aktardığınız örnekteki gibi- biz çarpıp kanatsak da , çoğu kez başkaları tutup koparıyor maalesef. Ve avukatlar havalanamıyor vesselam.
Old 22-03-2007, 11:11   #17
av_ispir

 
Varsayılan

Bu konudaki tartışmaların iki üç meslektaşımın mesleği çekiştirmesi boyutundan buralara taşınmasına ve çözüm önerileri getirilmesine çok sevindim. Toplum alt yapısının çöküşü tabiki adalete ve bağlantılı olarak savunma mesleğine de yansıdı. Sayın üstadımın getirdiği asgari ücretin baroya yatırılması önerisini mantıklı ve uygulanabilir buldum. Buna inanmamak mesleğin özüne inanmamaktır bence. Savunma mesleğinin önemine ve sosyal anlamda ulaşması gereken güce inanmalıyız önce. Artık iddia savunma karar üçgeninden çıktık, adliyede mübaşir katip müdür ilişkilerinin içerisinde bulduk kendimizi. Çok acil çözüm önerileri ve çözümlerin üretilmesi gerekmekte. Bu konu Barolar Birliğinin Başarısı ile ilgili forumla da bağlantılı. Çok sayıdaki hukuk fakültesinden, meslekiçi eğitime kadar bir çok konu bu konunun içerisinde yer almalı. Bu konuyu açan üstadıma ayrıca teşekkür ve minnet sunuyorum. Eleştiri yapma boyutu çoktan geçti, çözüm üretmek ve ekonomik zorlukların arkasına sığınmak çözüm değil.Aksi taktirde gelecek karanlık görünüyor.
Old 23-03-2007, 15:53   #18
cerenT

 
Varsayılan

mesleğe saygı beklerken önce kendi meslektaşlarımıza bakmalıyız avukatların içinde birbirine saygı duymayan okadar çok insan varki mesleki rakip olmayla birbirinin kuyusunu kazmayı ayıramayanlar oldukça vatandaştan saygı beklemek çelişki bence ayrıca toplum ne kadar yozlaşıyorsa meslekte yozlaşıyor sonuçta avukatlıkta yapsak hepimiz ülkenin içinde bulunduğu koşullardan etkileniyoruz çözüm için önce avukatlar aynı paydada buluşmalı...
Old 24-03-2007, 17:39   #19
nurben

 
Varsayılan

Sayın avukatlar ben mesleğinizden biri degilim ama çalışma standartlarınızı doğru bulmuyorum. Nedeni:

Bir süre önce bir dava için bulundugum ilin barosuna gittim ve bana avukat isimlerinin verilmesini istedim önceki istegim belli bir konuda uzmanlaşmış avukatlardı malesef bu Türkiye'de mümkün degilmiş, her avukat her türlü konuyla ilgilenebiliyormuş. Bunu doğru bulmuyorum, çünkü:

Ben inşaat işleri ile ugraşıyorum, her konuda eğitim aldım ama sadece bina inşaatları ile uğraşıyorum ve bu konuda kendimi yeterli görüyorum.

Benim işim sizlerinki gibi sonucu belli olmayan bir iş de değil. Diğer deyişle, herşey belli ritminde. Ancak siz kanunları uyguluyorsunuz , sonuçlar muğlak. Bence bu durum da belli bir konuda uzmanlık gerektiriyor siz hukukçular için. Her bir alan muhakkak bir uzmanlık gerektiriyor. Bunun dışında, bir avukatın hem icra davasına hemde ağır ceza davalarına bakması doğru mudur? İcra davasını diğerinin yanında önemsiz bulmaz mı, bu da adalet arayışında gecikmelere veya hak kayıplarına neden olmaz mı, ikincil olarak görmez mi?

Bana göre avukatlığın doktorluktan fazla bir farkı yoktur. İçinde belki kan yoktur ama her ikisi de hayata döndürme yeteneğine sahiptir.

Saygılarımla ...
Old 03-04-2007, 12:51   #20
okutan

 
Varsayılan

Hastahanelerin etrafında da tıpkı adleyelerin etrafındaki arzuhalcilerin olduğu gibi seyyar eczahaneler ve hastahaneden emekli olmuş hastabakıcıların hizmet verdiği ve tıbbi yardım veren barakalar olsaydı... Ne olurdu acaba?
Old 06-04-2007, 14:12   #21
achilles

 
Varsayılan

selam,avukatlık meslegı artık o kadar kı kucumsenecek duruma gelmıskı ben kendı memleketımden bılıyorum.artık ıs olmadıgından avuklatlar musterı arıyor.avukatların durumu gercekten ıcler acısı.artık buna bır care bulunmalı dıye dusunuyorum.bu konuyu gundeme getırenlere tesekkurler... saygılarımla.....
Old 08-04-2007, 10:27   #22
Av.Yasar SALDIRAY

 
Varsayılan Yeni Calisma Sahalari Ve Destek Gerekli ?

SAYIN MESLEKTASLARIM

Avukatlık kotuye gıdıyor dıyoruz Hukukcular cok arttı dıyoruz....Bence asıl olan baska cünkü eger kı gelısmıs ülkeler ıle karsılastırırsak cok fazla olmadıgını gorecegız bence asıl sorun Bız Avukatların Bırlık olamamasında yatıyor...

Eger kı bırlık olabılseydık Danısma ücretını Tam olarak uygulayabılırdık ve o zaman maddı sorun kısmı cozülecektı...Aynen dıger mesleklerde oldugu gıbı...

Almanyada yaklasık 180.000 Avukat bulunuyor Ve nüfusu yaklasık bızımle aynı bızde ıse sanırım 59.000 Avukat var.

Eger kı meslekte kalıte artsın ıstıyorsak once Maddı sorun ortadan kalkmalı Elbette ....

HUKUK FAKÜLTESINDE AVUKATLIK HUKUKU ZORUNLU DERS OLARAK OKUTULMALI...

Alıntı:
ASGARİ ÜCRET TARİFESİNDE YAZILI ASGARİ ÜCRETİN, BARO HESABINA VE İŞİ YAPACAK AVUKAT ADINA YATIRILDIĞINA DAİR BANKA DEKONTU EKLENMEMİŞ VEKALETNAMELER, MAHKEMELERDE VE RESMİ DAİRELERDE GEÇERLİ KABUL EDİLMEMELİDİR. (AYNI BARO PULU GİBİ).


bu tip öneriler olması gereken açısından belki doğru ama uygulanması imkansız öneriler.Para kazanmak acil bir ihtiyaç olmuşken herkesten etik değerlere uygundavranmasını beklemek gerçkeçi değil ne yazıkki.İşin temelinde ekonomi var.Das Honoror un falan geçerliliğini sorgulamak açıkçası eğreti kalıyor biraz

Ayrıca sayın meslektasımın da görüsüne katılıyorum ...Oldukca ıyı bır fıkır.cünkü en azından alınan avukatlık ücretını denetleme sansı olacaktır...Ve bunun dısında elbette bızım calısma alanımızda hukukcu dısında calısanlara yer verılmemesı ve bunların onüne gecılmesı gereklıdır...arzuhalcılerın dılekce yazamaması v.s

Ayrıca bırcok ülkede oldugu gıbı Avukatla temsılın de zorunlu hale getırılmesı...

Bırcok kurum kendı calısanını ( herhangı bır memur ) sankı Avukatıymıs gıbı durusmada kurumu temsıl ettıgını görüyoruz bu da engellenmelı.Cünkü bu yetkı sadece Avukatlara verılmıstır...

Hukuk mezunlarına yenı calısma alanları cazıp hale getırılmelı...

SAYGILARIMLA
Old 28-04-2007, 19:53   #23
herzam-anadalet

 
Varsayılan

Hukuk ve hukukçular demokrasi ve hukuk devletinin temelidir ,avukatlık mesleğine bu bağlamdan yaklaşmak gerekir.Bir toplumda hukuka saygı ne kadarsa avukatlık mesleğine saygı da o kadar olur ayrıca tartışmaların işin maddi boyutundan çıkıp mesleğin adaleti sağlama işlevinin etkinliğinin sorgulanması olarak sürdürülmesi gerektiğini düşünüyorum zira hukukçuluk para kazanma aracı olmamalıdır.
Old 28-04-2007, 23:57   #24
Ali Basyurt

 
Varsayılan

avukatlık çok zor bir meslektir. Bu mesleğin gerğini yerine getirmek için donanımlıolmak şarttır. Kendisine karşı dürüstolmak zorundadır. Konuyu tam olarak bilmiyorsa, terddütleri varsa mutlaka öğrenmelive terdütlerini gidermelidir. Her şeyin para olmadığınainanmalıdır. Aslında avukatlık biraz da zengin kişinin işidir. Parayı ikinciplanda gören hakkı ön plana alan bir anlayış gerekiyor. Yılmadan.usanmadançalışmak. Çünkübaktığınız işsizin değil. Başkasının vicdanınıza terk ettiğibir iştir.
Old 04-05-2007, 16:15   #25
Ayşe BİLGİÇ TAHTACI

 
Varsayılan

istanbulda toplam 3 davanın yürütülmesi konusunda biri ile anlaştık. İstanbul Barosunun tarifesi uygulanacaktı. masrafları da karşılaması gerektiğini belirttim. Sadece uçak biletini gönderdi. ve bir miktar peşinat. Gittim. Davalardan biri derdest, duruşmasına girdim. 1994 esaslı dosya, bir arpa boyu yol katedilmemiş. Diğer iki davayı da açtım. Bir miktar daha ücret aldım.

Açtığım davaların birinin ilk duruşması yaklaştı. Telefon ettim. Masraf istedim. Uçak biletini göndereyim dedi. Hayır dedim. Sen gönder ben alırım. Söylediğim masraflara Osmaniye-Adana yol masrafı ile taksi, yolda yapılacak diğer giderler de dahildi. Adım ne kadar çok para istiyora çıktı. İşine gelirse benim kalitem yüksek, fiyatım bu dedim. Müvekkil şaşırdı. Bu sözü daha önce duymamış. Bakiye borcunu sordu. Tarifedeki toplam rakamdan masrafları ve ödenen ücreti düştüm. Rakamı söyledim. Yeni tuttuğu avukata rakam makul mü soracakmış, meslektaşım beni telefonla arayacakmış. Avukatın ismini sordum. Hatırlamıyorum(?) dedi. Ben de avukatının değil senin işini yaptım. dedim.

Doğru söylemediği muhakkak. Karşıma meslektaşımın çıkacağı şüpheli.

Bir dosyada bir meslektaşımın vekaleti var ise elimi sürmüyorum. Zira bir avukatla anlaşamayanda mutlaka bir eksiklik ya da fazlalık vardır. Bir avukatın olduğu dosyaya diğer bir avukatın vekalet koyması biliyorsunuz meslek kurallarına aykırı. Diğer avukatla devam etmelerini öneriyorum. Ama yeni bir işleri varsa çalışabileceğimi söylüyorum.

Yukardaki somut olayda diyelim gerçekten bir meslektaşıma iş götürülse işi kesinlikle alacağına eminim. Benim ücretimde baro tarifesi yerine Adalet Bakanlığı'nın tarifesinin uygulanması gerektiğini söyleyecektir. Hatta beni müvekkile borçlu bile çıkartacaktır. Halbuki bilmez ki, kendisi de bu müvekkilden para alamayacaktır. Bir de bilmezki bıraktığım dosyalar yakın takibim altındadır. Yeni bir avukat bana haber vermeden dosyaya vekalet koyarsa ben onu barosuna şikayet etmeyi ihmal etmem.

Herneyse........Arkadaşlar kendi fiyatımızı biz belirleriz. Müvekkillerimize bizi kaybetme cezası verdikten sonra mutlaka geri döneceklerdir. Ama bıraktığınız işi kesinlikle ücretin tamamını almadan kabul etmeyin. Bu benim başıma defalarca geldi.

Saygılar.
Old 05-05-2007, 10:49   #26
Av.Ali Erdem

 
Varsayılan

Stajımın 6.ayındayım ve adliyedeyken hakimler ve savcıların yanına gittiğimizde onlar avukatlığı,yeni tanıştığımız avukatlarda hakimliği,savcılığı tavsiye ediyorlar.Birçok kişi bulunduğu konumdan memnun değil gibi.Bence sorun Türkiye'nin sisteminde.Köklü bir reforma ihtiyaç var her alanda.Parlementoda 100 den fazla hukukçu milletvekili var ama yargının ve avukatlık mesleğinin sorunları ile ilgilenenler yok.Sadece hukukun,yargının,avukatlık mesleğinin sorunları halledilse bile diğer sorunlar çözüme kavuşturulmadığı müddetçe pek fazla da etkili olmayacaktır.Avukatlık mesleğinin saygınlığını tekrar kazanabilmesi sistemin verimli işleyişine de bağlı.Avukatlara ilk önce devletin kamu kurumları saygı duyması ve onlara zorluk çıkartmamaları gerekir.Avukatlık meslek ilkeleri de tekrar düzenlenebilmelidir.Ama hala avukatlık mesleği maddi ve manevi bakımdan kan kaybetmeye devam ediyor.Türkiye de her alanda kaybedilenler gibi...
Old 09-05-2007, 11:16   #27
av.semire nergiz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan herzam-anadalet
Hukuk ve hukukçular demokrasi ve hukuk devletinin temelidir ,avukatlık mesleğine bu bağlamdan yaklaşmak gerekir.Bir toplumda hukuka saygı ne kadarsa avukatlık mesleğine saygı da o kadar olur ayrıca tartışmaların işin maddi boyutundan çıkıp mesleğin adaleti sağlama işlevinin etkinliğinin sorgulanması olarak sürdürülmesi gerektiğini düşünüyorum zira hukukçuluk para kazanma aracı olmamalıdır.
Pardon ama hukukçuluk para kazanma aracı olarak kullanılmayacaksa, hukukçu yaşamını idame ettirmek için parayı nerden temin edecek,bu konuda bir öneriz var mı? Gerçekten cevabınızı merak ediyorum.
Old 11-05-2007, 13:18   #28
herzam-anadalet

 
Varsayılan

Sayın semira hanım , hukukçuluk para kazanma aracı olmamalıdır derken kastım hukukçular para kazanmamalıdır değil tabi ki,benim burada ürerinde durduğum husus bir hukukcunun idealinin hukuk sistemindeki aksaklıkların giderilmesi ve adalet fonksiyonunun en iyi işlemesi olması gereğidir ve meslekle ilgili şikayetlerin odak noktası bunun olması gereğidir.Zaten adalet sistemi iyi işleyen ve hukukçuların görevlerini gereği gibi yapabildiği bir ülkede hangi hukukçu maddi sıkıntı çeker ki bunun örnekleri Amerika ve İgilterede var zaten .
Old 12-05-2007, 22:56   #29
..Deniz..

 
Varsayılan

yazın bir yakınımın bürosunda yardım amacıyla çalıştım avukatlarımızın karşılaştığı sorunları gördükçe acaba doğru bir meslek mi seçtim diye kendimi sorguladım.önce bizim ülkemizde herkes avukat gibi bir yargıya kapıldım.gelen herkes daha önce uğradığı bir avukattan bir şeyler duymuş ama tarife pahalı olduğu için pazar malında daha ucuza nasıl istediğimi bulurum der gibi aryışa geçmiş durumda geliyor..duyduklarını bir hukukçuya satmaya çalışmıyor ama bak ben yemem bunları ben de hukuk biliyorum havasında bir ortam oluşuyor ve arz talep dengesi o kadar rayından çıkmışkigerçek tarifeyi uygulamak çok ama çok zor gördüğüm kadarıyla.bence barodan önce avukatlarımızın bazı şeylerde anlaşması gerekiyor.küçük çıkarlar uğruna meslek yıpranıyor.her avukat gerçekten bir ses kayıt cihazı açsa ve gerçek tarifeyi uygulasa saat başına olan fiyatı alabilse maddi konudaki sıkıntılar az da olsa çözüm bulabilir.ama herkes pastadan en büyük payı ben almalıyım havasında bu nekadar gerçekçi olabilir bilmiyorum..
Old 15-05-2007, 13:59   #30
safa

 
Varsayılan

Henüz meslek hayatına atılmadım ama açık söyleyeyim avukat olmayı hiç istemedim. Bunda çevreminde etkisi çok tabiki. Hukuk fakültesinde okuduğumu duyan herkes aman avukat olma aman yalan söyleme kızım diyorlar.Tabiki onlarında bilmediği haksız olduğu yanlar var. Ama gördüğüm ve duyduğum kadarıyla avukatlık artık toplum tarafından saygı duyulan bir meslek olmaktan gün geçtikçe uzaklaşıyor.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Bu Nasıl İş? Kıvılcım Meslektaşların Soruları 5 13-09-2006 23:06
Nasıl Bir Adalet Bu? sumru Hukuk Soruları Arşivi 4 03-10-2003 17:43
Nasıl Boşanabilirim? esv Hukuk Soruları Arşivi 1 10-06-2003 12:10
Noterlik Hakkında Bilgi(Nasıl Olunu,işleyiş Nasıl Vs Vs) fatih Hukuk Soruları Arşivi 2 04-03-2002 20:39


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08485389 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.