Istihkak Davasi Mi, Sebepsiz Zenginleşme Davasi Mi?

Merhaba meslektaşlarım;
Müvekkil A’ya ait taşınmaz,
1- icra ihalesi ile, alacağına mahsuben, alacaklısı B adına tapuda devredilmiştir. (Bilirkişi raporunda yapılan hesaplamalara dahil edilmeyen kısımlar mevcuttur. Örneğin; bahçe sınır tel örgüsü, elektrik trafosu vb. kısımlar hesaplamaya dahil edilmemiştir.)
2- B, devraldığı taşınmazı ipotek göstererek kredi çekmiş ve kredi borcunu ödeyemeyince kredi alacaklısı banka tarafından taşınmaz ihale edilerek C’ye tapuda devredilmiştir ve zilyetlik C'dedir.

Sorum şu ki: Müvekkil A, mülkiyeti kendisine ait olmasına rağmen kendi kullanımında olmayan ve bedeli de tarafına ödenmeyen bahçe sınır tel örgüsü, elektrik trafosu vb. kısımların kendisine verilmesini ya da bedelinin tarafına ödenmesini talep etmekte. Talebine konu kısımları kapsayan bir bedel tespiti de yaptırdık.
Ancak; müvekkil talebini C'ye istihkak davası açarak mı
yoksa tespiti yapılan bu bedeli mevcut malik C’ye sebepsiz zenginleşme davası açarak mı talep etmeliyiz?

Şimdiden teşekkürler ğŸ™�ğŸ�»

İlk devirden sonraki devirlerde saydığınız malzemeler satış bedellerine eklenmişse burada c ye değil b ye dava açmalısınız bana göre.. Taşınmazın halen elinde olup olmadığının önemi yoktur. Çünkü b bu taşınmazı elinden çıkarırken bunların bedellerini ekleyerek elinden çıkarmıştır. Elden çıkış şeklinin borca karşılık olmasının neticeye etkisi yoktur. Çünkü bunların bedelleri oranında borçtan kurtulmuştur, bunların bedelleri oranında sebepsiz zenginleşmiştir.

Ayrıca dava da istihkak değil sebepsiz zenginleşme davası olabilir....Türk Medeni Kanunu'nun 718. maddesi uyarınca arazi üzerindeki mülkiyet hakkı yapıları, bitkileri ve kaynakları da kapsar. Kısaca, tapuda kayıtlı bir taşınmazın maliki kimse kural olarak üzerindeki yapılar da ona aittir. İstisnalar dışında araziyi ayrı, üzerindeki yapıyı ayrı düşünme olanağı yoktur...Çünkü bunlar menkuldür.. Taşınmazlar yasal yollardan devredildiğinden artık üzerindekiler de devredilmiştir. Bunların ilk satışta değere eklenmemesinin sonuca bir etkisi yoktur bana göre..

İstihkak davası, eşyanın doğrudan doğruya (dolaysız) zilyedi olmayan malikin, mülkiyet hakkına dayanarak o eşya üzerinde zilyetliği haklı nedene dayanmayan kimseye karşı, haksız olarak ele geçirilen veya alıkonulan eşyanın geri verilmesini için açtığı davadır. Eldeki davada c için kötü niyet veya haksız edinme gibi bir durum yoktur.

Öncelikle teşekkürler meslektaşım,
sorumda istirdat davası değil mülkiyete bağlı durum devam ettiği için istihkak davası hususunu sormuştum. (Mülkiyet müvekkile ait olduğu için ve bu durumu ayni hak olarak herkese karşı ileri sürebileceği için.)
Davanın nitelendirmesini de zamanaşımı (istihkak davasında zamanaşımı gündeme gelmeyecek ancak sebepsiz zenginleşmede 2 ve 10 yıllık zamanaşımı süresine dikkat etmem gerekecek.) ve kısmi dava olarak (şayet aynen iade yerine karşılık bedel ödemesine hükmedilebilirse bilirkişi hesaplamasına göre sonradan ıslah yapabilir miyim düşüncesi ile) açıp açamayacağım hususlarını netleştirmek için sormak istedim.
Bir çok şey okudum ve kafam karıştı. Desteklerinize ihtiyacım var