|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
01-02-2008, 22:58 | #1 |
|
kime tebliğ edeceğiz?
Takip yaptım, borçlu avukatı eliyle itiraz etti
itirazın iptali davasını açtım. istanbuldaki hakim, tarafa tebliğ etmen gerekir sen avukata tebliğ etmişsin olmaz dedi ankaradaki hakim avukata tebliğ etmen gerekir sen avukata tebliğ etmişsin olmaz dedi. sizce hangisi NOT İki ayrı olaydır. av. m. emin öztürk kocaeli |
01-02-2008, 23:16 | #2 |
|
Emin Bey,
Benim de aklımda benzer bir soru var. Müsadenizle, aynı forumda ben de cevap aramak istiyorum. Zira sorunuza verilecek cevapların GEREKÇESİ benim için de cevap olacak. Karşılıklı bir davamız olan şahsa karşı icra takibi başlattık. Borçlunun, davadaki avukatıyla karşılıklı duruşmalara katılıyorum ancak, borçluya tebligat yapamıyorum. Benim de aklımdan davadaki avukatına tebligat yapmak geçti ama -sizin deyiminizle- istanbul hakimi ile ankara hakiminin- görüşleri arasında bir tercih yapamadım. |
01-02-2008, 23:58 | #3 |
|
Bildiğim kadarıyla, avukatın karşı tarafın sürekli avukatı yani hukuk müşaviri olsa bile, her işlemin ilk tebligata asıl tarafa yapılır. Olayınızda, borçlu avukat aracılığıyla itiraz etmiş olsa bile, itirazın iptali davasında dava dilekçesinde sadece borçlunun adına yer vermelisiniz avukatın adını yazamazsınız ve tebligatı da buna göre asıl borçluya yapmalısınız. İstanbuldaki hakimin görüşü doğrudur. Staj sırasında, staj eğitim merkezinde bu konu anlatılmıştı, aklımda kalmış. İcra dosyası ile itirazın iptali davası ayrı ayrı hukuki işlemler olduğu için asile tebliğ etmelisiniz.
Sayın Uygar, sizin olayınızda eğer yapacağınız tebligat borçlunun avukatı ile birlikte girdiğiniz dosya ile ilgiliyse zaten sorun yok, avukatın vekaleti var demektir, avukata tebligat yapabilirsiniz. Ama sanırım sizinki tersi bir durum. Borçlunun avukatı ile birlikte girdiğiniz dosya ile değil başka bir konuyla ilgili tebligat yapmanız gerekiyorsa bu durumda asile tebligat yapmanız gerekir. Eğer yapacağınız tebligat icra dosyası ile ilgiliyse, mesela itirazın iptali, kaldırılması, icra kanalıyla tahliye gibi icra dosyasına dayanan bir dava ise icra dosyasındaki adresine tebligat yaptrabilirsiniz. Bila tebliğ dönerse 35. maddeye göre tebligat yapılmasını isteyin. Başıma bu tür bir olay gelmişti. İcra kanalıyla tahliye davasında borçlu tebellüğden kaçınmıştı, 35. maddeye göre tebligat yaptırmıştık. |
02-02-2008, 01:09 | #4 |
|
|
02-02-2008, 02:41 | #5 |
|
Tebligat asile yapılır.
T.C. YARGITAY 15.Hukuk Dairesi Esas: 2004/2041 Karar: 2004/5550 Karar Tarihi: 02.11.2004 ÖZET : Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Bir kimsenin umumi vekil olması müvekkilin talimatı olmadan bütün davaları takip etme zorunluluğunu ona yüklemez. İcra takibine maruz kalan borçlu vekil marifetiyle takibe itiraz etmiş olsa dahi, itiraz üzerine duran icra takibine devam için alacaklının açtığı itirazın iptali davası bakımından borçlunun itiraz aşamasında tayin ettiği avukatın itirazın iptali davası için de yetkili olup olmadığı davanın açıldığı sırada belli olmadığından, itirazın iptali davası dilekçesinin vekile değil asile tebliği gerekir. Somut olayda dava dosyasına vekaletname ibraz etmeyen, itirazın iptali davasını takip konusunda yetkilendirildiği belli olmayan, icra dosyasına itiraz dilekçesi veren avukata yapılan tebligatla taraf teşkili usulen sağlanmamıştır. Kabul şekline göre de; itiraz dilekçesinde akdi ilişki inkar edilmiş ve yazılı delil de sunulmamıştır. Dava dilekçesinde vs. delil denilmek suretiyle yemin deliline de dayanıldığı halde davacıya yemin hakkı hatırlatılıp sonucuna göre akdi ilişkinin varlığı konusunda karar verilmesi yerine dinlenen tanık beyanları ile akdi ilişkinin varlığının kabul edilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır. (818 S. K. m. 355, 364) (2004 S. K. m. 67) (7201 S. K. m. 11) Karar: Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: Karar: Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak nedeniyle yapılan ilamsız icra takibine itiraz üzerine açılmış itirazın iptali istemine ilişkindir. Yerel mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. Bir kimsenin umumi vekil olması müvekkilin talimatı olmadan bütün davaları takip etme zorunluluğunu ona yüklemez. İcra takibine maruz kalan borçlu vekil marifetiyle takibe itiraz etmiş olsa dahi, itiraz üzerine duran icra takibine devam için alacaklının açtığı itirazın iptali davası bakımından borçlunun itiraz aşamasında tayin ettiği avukatın itirazın iptali davası için de yetkili olup olmadığı davanın açıldığı sırada belli olmadığından, itirazın iptali davası dilekçesinin vekile değil asile tebliği gerekir. Somut olayda dava dosyasına vekaletname ibraz etmeyen, itirazın iptali davasını takip konusunda yetkilendirildiği belli olmayan, icra dosyasına itiraz dilekçesi veren avukata yapılan tebligatla taraf teşkili usulen sağlanmamıştır. Bu nedenle borçluya usulen tebligat yapılıp taraf teşkili sağlanmadan ve davalının savunma hakkı kısıtlanarak karar verilmiş olması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. Kabul şekline göre de; itiraz dilekçesinde akdi ilişki inkar edilmiş ve yazılı delil de sunulmamıştır. Dava dilekçesinde vs. delil denilmek suretiyle yemin deliline de dayanıldığı halde davacıya yemin hakkı hatırlatılıp sonucuna göre akdi ilişkinin varlığı konusunda karar verilmesi yerine HUMK.nun 288 ve 289. maddelerine aykırı olarak dinlenen tanık beyanları ile akdi ilişkinin varlığının kabul edilmesi doğru olmamıştır. Yine takipten önce temerrüt ihtarının varlığı kanıtlanmadığı halde işlemiş faize hükmedilmesi, alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirip likit olmadığı halde icra inkar tazminatına hükmedilmesi de doğru görülmemiştir. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 2.11.2004 gününde oybirliği ile karar verildi. Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları (02.08.2007 de Av.Can DOĞANEL eklemiş. http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=18280) Tebligat vekile yapılır. T.C. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2002/13116 K. 2003/5466 T. 26.5.2003• İTİRAZIN İPTALİ DAVASI ( İcra Takibine Vekil Vasıtasıyla İtiraz Edilmişse Dava Dilekçesinin de Vekile Tebliğ Edileceği ) • İCRA TAKİBİNE VEKİL TARAFINDAN İTİRAZ EDİLMİŞ OLMASI ( İtirazın İptali Dava Dilekçesinin Vekile Tebliğ Edilmesi Gereği ) • VEKİL VASITASIYLA İCRA TAKİBİNE İTİRAZ EDİLMESİ ( İtirazın İptali Dava Dilekçesinin Vekile Tebliğ Edilmesi Gereği ) • BORÇLUNUN VEKİLİ VASITASIYLA İCRA TAKİBİNE İTİRAZ ETMESİ ( İtirazın İptali Dava Dilekçesinin Vekile Tebliğ Edilmesi Gereği ) • ASİLE TEBLİGAT YAPILARAK İTİRAZIN İPTALİ DAVASININ VEKİLİN YOKLUĞUNDA BİTİRİLEMEYECEĞİ ( Borçlunun Vekili Vasıtasıyla İcra Takibine İtiraz Etmiş Olması ) ÖZET : Balıkesir 1.İcra Müdürlüğünün 2002/1987 sayılı takip dosyasında borçlu ( davalı ) vekili aracılığıyla itiraz etmiş, mahkemece,itirazın iptali davasında ,dava dilekçesi ve karar davalı asile tebliğ edilmiştir. Borçlu vekil aracılığıyla ödeme emrine itiraz etmiş ise, duruşma davetiyesinin vekile tebliği gerekir. Asile ( borçluya ) tebliği ile duruşmanın vekilin yokluğunda görülüp bitirilmesi, HUMK.62-68. ve Avukatlık Kanunu 41. ve yine, Tebligat Kanunu 11. maddelerine aykırıdır. DAVA : Taraflar arasında görülen davada Balıkesir 1.Sulh Hukuk Mahkemesi'nce verilen 13.09.2002 tarih ve 2002/624 - 2002/1027 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı Mustafa Özinan vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Deniz Biltekin tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR : Davacı vekili, müvekkiline kasko sigortası ile sigortalı aracın, davalıların maliki ve trafik sigortacısı olduğu aracın tam kusuru ile çarpması sonucu hasarlandığını, sigortalılarına ödedikleri miktarın davalılardan tahsili için yapılan takibin itiraz üzerine durduğunu ileri sürerek davalıların itirazlarının iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar, davaya yanıt vermemiştir. Mahkemece, iddia, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından takibin 280.000.000 TL asıl alacak ve temerrüt tarihinden işleyecek faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı Mustafa Ö. vekili temyiz etmiştir. Davacı vekili, müvekkiline kasko sigorta poliçesi ile sigortalı araca davalıların malik ve trafik sigortacısı olduğu aracın çarpması sonucu oluşan hasarın tazmini için yapılan icra takibine olan itirazın iptalini talep ve dava etmiştir. Balıkesir 1.İcra Müdürlüğünün 2002/1987 sayılı takip dosyasında borçlu ( davalı ) vekili aracılığıyla itiraz etmiş, mahkemece,itirazın iptali davasında ,dava dilekçesi ve karar davalı asile tebliğ edilmiştir. Borçlu vekil aracılığıyla ödeme emrine itiraz etmiş ise, duruşma davetiyesinin vekile tebliği gerekir. Asile ( borçluya ) tebliği ile duruşmanın vekilin yokluğunda görülüp bitirilmesi, HUMK.62-68. ve Avukatlık Kanunu 41. ve yine, Tebligat Kanunu 11. maddelerine aykırıdır. Bu itibarla mahkemece, davalı vekiline tebligat çıkarılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Mustafa Özinan vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın bu davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 26.05.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (14.06.2006 da Jackal14 eklemiş (http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=5522) Sn Öztürk Dosyanız temyizen 15.HD'ne gidecek işlerdense Ankara hâkiminin,11.HD'ne gidecekse İstanbul hâkiminin kararı doğru gözüküyor. Sizce de mi 15.HD'nin kararı isabetli? Kolay gelsin. |
02-02-2008, 16:01 | #6 |
|
iflas davası
19ncu hukuk dairesi inceleyecek bu daire, ne diyor acaba not bence tarafa tebliğ gerekir |
02-02-2008, 17:14 | #7 |
|
Asile veya tarafa tebliğden çok taraf teşkilinin sağlanıp sağlanmamış olmasının önemli olduğunu düşünüyorum. Vekile tebliğ ettiniz ve vekil gelip dosyaya vekalet koyarak katıldı ise taraf teşkili sağlanmıştır. Daha sonra asilin "benim haberim yoktu" gibi bir itirazı olursa davaya vekaleten katılan Avukatı ile aralarındaki meseledir. Bu durumda o avukatın müvekkiline karşı sorumluluğu doğabilir. Bunun dışında hiçbir mahkeme asilin duruşmaya katılma yönünde bir talimatı olup olmadığını veya arada avukatlık hizmet sözleşmesi vb. bir sözleşmenin olup olmadığını araştırma hak ve yetkisi yoktur. Eğer yalnızca vekile tebliğ ettiniz ve vekil buna karşı vekalet koymak cevap vermek veya tebligatı iade etmek gibi hiçbir eylem yapmamışsa, taraf teşkili sağlanmamıştır. Bu durumda derhal asile tebliğ imkanlarının araştırılması gerekir.
|
02-02-2008, 19:51 | #8 |
|
sanırım hem asile hem vekile tebliğ en ustaca çözüm yolu
bu gün görüştüğüm meslektaşlardan da aynı tavsiyeyi aldım. saygılar sevgiler |
02-02-2008, 23:29 | #9 |
|
Sn. Karaca,
Yazım hatası düzeltildi.. Sağolun.. |
04-02-2008, 10:36 | #10 |
|
Özür dileyerek bir soru da ben sormak istiyorum;Nafaka borcu ile ilgili bir takibimiz var fakat borçlunun adresi belli değil.Dava şu an derdest ve avukatı adresini vermek istemiyor.Takibe koyduğumuz ara kararı ise icra müdürü, "avukata tebliğ etmemiz gerektiğinden bahisle" borçlu asile tebliğe çıkartmamıştık.Şimdi ise nafaka borcunu ödememek suçundan ceza davası açabilir miyiz?
|
27-12-2016, 16:14 | #11 |
|
Hukuk Genel Kurulu 2013/1679 E. , 2015/1014 K.•
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ : İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi TARİHİ : 25/03/2013 NUMARASI : 2012/328-2013/69 Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 06.07.2011 gün ve 2010/565 Esas, 2011/405 Karar sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 09.04.2012 gün ve 2011/15487 Esas, 2012/5927 Karar sayılı ilamı ile; (... Dava, kredi kartından kaynaklanan borcun tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali davasıdır. Davalı duruşmalara katılmamış, cevap da vermemiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; davalının kredi kartını kullandığı ve borcunu ödemediği, alacağın likit olduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile takibin 8.252.55 TL. üzerinden devamına, asıl alacak 7.526.14 TL.’ye takip tarihinden itibaren %43.92 temerrüt faizi, %5 BSMV uygulanmasına, fazla talebin reddine, %40 inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2) Dava, itirazın iptali davası olup, kısmen kabul edildiğine göre, reddedilen kısım üzerinden vekille temsil edilen davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu yönün gözetilmemesi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. TEMYİZ EDEN: Davalı vekili HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, kredi kartı borcunun tahsiline yönelik takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan kredi kartı kullanımına ilişkin sözleşme uyarınca davalıya teslim edilen kredi kartının kullanımı nedeniyle oluşan hesap özeti borcunun ödenmemesi üzerine, alacağın tahsili için davalı aleyhine başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek, davalının vaki itirazının iptali ile takibin devamını ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir Davalı, yapılan usuli tebligata rağmen yargılamalara katılmamış, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davalının aldığı kredi kartını kullandığı, ödemelerini aksatarak davacı bankaya borçlu olduğunun bilirkişi raporu ile sabit olduğu gerekçesiyle davalının İstanbul 11. İcra Müdürlüğünün 2010/6641 E. sayılı takibine yönelik itirazının kısmen iptali ile takibin 8.252,55 TL üzerinden devamına, asıl alacak 7.526,14 TL'ye takip tarihinden itibaren %43.92 temerrüt faizi, %5 gider vergisi uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine, %40 icra inkar tazminatı olan 3.301,02 TL'nin davalıdan tahsiline dair verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmuştur. Mahkemece, dava dilekçesinin asillere tebliğ edileceği, tarafların daha önceki dayanak dosyada yer alan vekâletnamelerinin açılan yeni davada mahkemeyi bağlamayacağından usulüne uygun olarak davalı asile tebligatın yapılıp davanın sonuçlandırıldığı, bu aşamaya kadar vekaleti olmayan vekil lehine temyiz aşamasında sunulan vekaletname uyarınca reddolunan kısım üzerinden vekalet ücreti tayininin yerinde olmayacağı, kaldı ki bozma sonrası davalı vekiline çıkarılan tebligata rağmen vekilinin yargılamaya katılmadığından bahisle direnme kararı verilmiştir. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; icra dosyasında yer alan vekâletnamenin somut olayda Mahkemeyi bağlayıp bağlamayacağı noktasında toplanmaktadır. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle, vekalet ücreti kavramına ilişkin genel açıklamalar yapılmasında fayda görülmüştür. Bilindiği üzere vekalet ücreti yargılama giderlerindendir. Davada haklı çıktığı için lehine yargılama gideri hükmedilen taraf, davayı bir vekil (avukat) ile takip etmiş ise mahkemece, yargılama giderlerinden sayılan vekalet ücretinin de diğer yargılama giderlerinde olduğu gibi resen hükme bağlanması gerekir. Bunun için istekte bulunulması gerekmez (1086 sayılı HUMK m. 417, 6100 sayılı HMK m. 326). Davada haklı çıkan taraf yararına yargılama gideri olarak vekalet ücretine hükmedilebilmesi için, vekilinin duruşmalara girmiş olması şart değildir. Yargılama gideri olarak haklı çıkan taraf yararına vekalet ücretine hükmedilmesi, diğer tarafın, onu vekil tutmak zorunda bırakmış olması olgusundan kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, vekilin yargılama ile ilgili olarak, yazılı ya da sözlü (duruşmada), hukuki yardımda bulunması halinde vekalet ücreti takdir edilmelidir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.06.1984 gün ve 1984/392 E. 1984/715 K. sayılı kararında da aynı görüş benimsenmiştir. Eldeki davada, dava dilekçesi davalı asile usulüne uygun olarak tebliğ olunmuş ancak davalı taraf yargılamaya bizzat katılmadığı gibi vekili vasıtasıyla da duruşmaları takip etmemiş, bir vekaletname ibraz edilmemiş; bir avukattan yargılama ile ilgili olarak, yazılı ya da sözlü hukuki yardım alınmamıştır. Bu durumda, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesini gerektiren bir yönün bulunmadığı anlaşılmış olduğundan, aynı hususa işaret eden direnme kararı usul ve yasaya uygun olup onanması gereklidir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekmiştir. SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı (422,40 TL) harcın temyiz edenden alınmasına, 11.03.2015 gününde oybirliği ile karar verildi. |
30-12-2016, 16:32 | #12 |
|
Merhaba,
İtirazın iptali davasında asile tebliğ etmeniz gerekiyor. İyi yıllar. |
30-12-2016, 16:33 | #13 | |||||||||||||||||||||||
|
Emin Bey, Dava dilekçesinde davalı asilin adını ve T.C. kimlik numarasını belirtip adres kısmına Uyaptan tespit edilecek mernis adresine tebliğ talep ediyorum yazabilirsiniz. İyi yıllar. |
30-12-2016, 16:35 | #14 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Kriziantem, Emin Bey'e verdiğim cevap üzerinden gidebilirsiniz. İyi yıllar. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Belediyelerden "hizmet kusuruna dayalı tazminat alacaklarını" nasıl tahsil edeceğiz? | ibreti | Meslektaşların Soruları | 3 | 14-01-2011 13:43 |
Husumet Kime Yöneltilmeli? | jurista | Meslektaşların Soruları | 15 | 02-12-2007 18:51 |
kime benziyorsunuz? | tuval2310 | Site Lokali | 46 | 07-09-2007 21:08 |
Üstad Kime Denmelidir??? | Staj.Av.Selçuk | Hukuk Sohbetleri | 20 | 21-06-2007 20:44 |
Miras Kime Kalır? | yukselz | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 27-02-2002 04:25 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |