|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
24-08-2009, 10:00 | #1 |
|
İcra Takibinde borçlu Hast. Baştabipliğinin taraf gösterilmesi,tarafta mı temsilcide
Değerli Meslektaşlarım, başlıktaki konu hakkında acil bilgiye ihtiyacım var,
Ben mesleğe yeni başlamış bir avukatım. Bir icra takibi açtım. Takibin alacaklısı şirket, borçlusu ise Devlet Hastanesi Baştabiğliği. Borcun dayanağı ise Hastane Baştabipliği ile müvekkil şirket arasında imzalanan, Hastaneye Asansör Yapımı sözleşmesi ve iş sonucunda kesilen faturalar. Açılan İcra Takibinde, sözleşmenin tarafı olan Devlet Hastanesi Baştabiğliğini taraf gösterdim, takip kesinleşti. Ancak 1 ay sonra, Hastane Baştabipliğinin Tüzel Kişiliğinin bulunmadığı ve bu nedenle de taraf sıfatının olmadığı gerekçesiyle süresiz şikayet yoluna gidildi. Cevabına ihtiyaç duyduğum sorum ise; Sözleşmenin tarafı olan Hastane Baştabiğliği'nin, açmış olduğum icra takibinde taraf olarak gösterilmesi, TARAFTA (yani husumette) HATA MIDIR, YOKSA TEMSİLCİDE HATA MIDIR? Ben temsilcide hata olarak cevap vereceğim, ancak yargıtay kararı bulamadım henüz. Bir de Hastane Baştabipliğinin makam araçları 82/1 devlet malına girer mi girmez mi, haczebilir miyim? Ve takibe konu alacağın miktarı yüksek, devlet borcunu öder mantığından dolayı, Hastane Döner Sermayesi hak ve alacakları, zorlama bir Hukuk Genel Kurulu kararıyla 82/1 e dahil edilmiş, döner sermaye alacaklarına haciz koyamıyorum. Ne yapmamı tavsiye edersiniz? Makam araçlarının haczi ile sıkıştırma yoluna mı başvursam? Cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim.Saygılar. |
26-08-2009, 20:11 | #2 |
|
Yargıtay Hukuk Genele Kurulu kararı zorlama olarak verilmemiş bence döner sermaye mallarının haczedilemeyeceği kanunda açıkça belirtilmektedir. 209 sayılı kanunun 12. maddesinde döner sermaye mallarının devlet malı niteliğinde olduğu açıkça belirtilmektedir.
|
29-10-2009, 12:36 | #3 |
|
başhekimlik
Merabalar
Benim de aynen dediğiniz anlamda bir hukuki sorunum oldu. Hastane inşaatı yapılmış ve müvekkil tarafından fatura kesilmiş, ben de devlet hastanesi başhekimliğine karşı önce ihtar gönderdim, yaklaşık 3 ay önce de icra takibi başlattım. Haricen görüşmelerde Sağlık Bakanlığından ödenek bekliyoruz diyorlar ve sürekli oyalıyorlar.Dediğiniz gibi döner sermaye malları devlet malı ve haczedilemiyor.Makam aracının haczedilebileceğini sanmıyorum. Ben de husumetten dolayı itiraz edebileceklerinden dolayı tedirginlik yaşıyorum.Ve işin kötü tarafı 2-3 ay sonra 5 yıllık alacak zamanaşımı süresi dolacak.Ve husumet itirazında da bulunurlarsa dosya zamanaşımına uğrayacak.Aslında takibi Sağlık Bakanlığı'na karşı da açmam gerekiyordu. Şimdi ayrı bir icra takibiyle sağlık bakanlığını taraf göstermek istiyorum.Sormak istediğim husumet itirazı dosyanız sonuçlandı mı, sonuçlandıysa ne gibi bir karar çıktı?Sağlık bakanlığını taraf göstererek (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) ayrıca bakanlığa karşı bir icra takibi başlatmam bu karara göre nasıl olur? Şimdiden teşekkürler |
29-10-2009, 13:17 | #4 |
|
Sn. Meslektaşım, Av. Raşiteser
Benim dosyalarım karara çıktı. Açmış olduğum icra takiplerinde taraf olarak "Devlet Hastanesi Baştabipliği" ni taraf göstermiştim, hazine vekilleri hastanenin tüzel kişiliği olmadığı gerekçesiyle takibin iptalini istemişlerdi. Ancak husumetin doğru tarafa yöneltildiğini, temsilci olarak Sağlık Bakanlığının gösterilmediğini, temsilcinin de eksik olmasının sonucunun takiplerin iptali değil, takiplere temsilcinin eklenerek yeniden güncel borç bilgileriyle ödeme emrinin borçluya tebliğe çıkarılmasını istedim. Talebim gibi karar verildi ve takipler iptal edilmedi. Borçlu olarak gösterdiğim " Devlet Hastanesi Baştabipliği" ni, "Sağlık Bakanlığını izafeten Devlet Hastanesi Baştabipliği" şeklinde düzelterek ve dosyaların güncel hesaplarıyla ödeme emrini borçluya tebliğ ettireceğim. Değerli Meslektaşım, siz açacağınız takibinizde taraf olarak " Sağlık Bakanlığına izafeten (İlgili) Devlet Hastanesi Baştabipliği" gösterirseniz, husumet yönünden itirazla karşılaşmazsınız. Saygılarımla |
29-10-2009, 14:22 | #5 |
|
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ Tarih : 06.02.2008 Esas No : 2007/11142 Karar No : 2008/1440 1739 - MİLLİ EĞİTİM TEMEL KANUNU 16 ÖZET: DAVADA TÜZELKİŞİLİĞİ BULUNMAYAN OKUL AİLE BİRLİĞİNİN TEMSİLEN BİRLİK BAŞKANI İLE BAŞKAN YARDIMCISININ GÖSTERİLMESİ YANLIŞTIR. DAVACI TEMSİLCİDE YANILMIŞTIR. BİR ARA KARARI İLE DURUM BELİRTİLİP, DAVACI TARAFA SOMUT OLAYA GÖRE DAVALININ TEMSİLCİSİ OLARAK MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞINI TEMSİLCİ OLARAK GÖSTERMEK ÜZERE DAVA DİLEKÇESİNİ DÜZELTMESİ VE TEBLİĞ ETTİRMESİ İÇİN MEHİL VERİLEREK VE USULÜ HATA DÜZELTİLDİKTEN SONRA DAVAYA DEVAM EDİLMESİ GEREKİR. DAVA : Davacı, davalı ile düzenlenen 24.5.2004 tarihli sözleşmenin 7. maddesi gereği sayaçları müstakil hale teknik olarak getirilemeyen kantinlerin elektrik, su, ısınma giderlerini ödemesi gerektiğini ileri sürerek ödenmeyen 6.332,00 YTL'nin yasal faiziyle ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı Okul Aile Birliğince izafeten temsilci olarak gösterilen şahıslar, cevaplarında; Okul Aile Birliğinin tüzelkişiliği bulunmadığını, 18 aylık sürede talep edilen bedelin çok fahiş olduğunu, davanın öncelikle husumet ehliyeti yokluğundan reddi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Taraflar arasındaki 24.5.2004 tarihli sözleşme başlığında <Milli Eğitim Bakanlığının gözetim ve denetiminde okul aile birliklerince işletilen yerlere ilişkin sözleşme> olduğu ve bu sözleşmenin 1. maddesinde de kantinin Milli Eğitim Bakanlığı arasında imzalanan 16.3.2004 tarihli protokol esasları çerçevesinde işletileceği veya işlettirileceğinin belirtildiği anlaşılmaktadır. 2- Davada hasım olarak gösterilen Okul Aile Birliğinin tüzelkişiliği bulunmamaktadır. Davalı olarak gösterilen okul Aile Birliği, 14.6.1973 tarihli 1739 sayılı Milli Eğitim Temel kanununun 5257 sayılı kanun ile değişik 16. maddesine göre hazırlanan Milli Eğitim Bakanlığı Yönetmeliğine göre kurulmuştur. Bu durumda tüzelkişiliği bulunmayan okul aile birliklerinin yasal temsilcisi Milli Eğitim Bakanlığıdır. Davada tüzelkişiliği bulunmayan Okul Aile Birliğinin temsilen birlik başkanı ile başkan yardımcısının gösterilmesi yanlıştır. Davacı temsilcide yanılmıştır. Temsilcide yanılmanın hukuki yaptırımı, hasımda yanılmada olduğu gibi davanın reddi gibi ağır bir sonuç doğuramaz. Bu gibi durumlarda gerek teori gerekse Yargıtay'ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre, bir ara kararı ile durum belirtilip, davacı tarafa somut olaya göre davalının temsilcisi olarak Milli Eğitim Bakanlığını temsilci olarak göstermek üzere dava dilekçesini düzeltmesi ve tebliğ ettirmesi için mehil verilerek ve usulü hata düzeltildikten sonra davaya devam edilmesi gerekirken bu hususun dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve Yasaya aykırı olup BOZMAYI gerektirmiştir. Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. 1 Nolu bentte gösterilen nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, 2 nolu bentte gösterilen nedenle sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 06.02.2008 gününde oybirliği ile karar verildi. Okul Aile Birliğini taraf olarak göstermiştik malesef tüzel kişiliği olmadığından dolayı hacizlerimiz kaldırıldı burdada ona benzer bir durum var İcra takbini milli eğitim bakanlığına açtık alacağımız aldık |
29-10-2009, 14:24 | #6 |
|
Hastane baştabibliğini tüzel kişiliği olmadığına dava ise sağlık bakalığına icra ise Sağlık Bakanlığını taraf göstermeniz gerekiyor
|
15-07-2010, 16:38 | #7 |
|
T.C.
YARGITAY 13. Hukuk Dairesi E:2005/13002 K:2005/18564 T:14.12.2005 1086 s. Yasa m. 38,39 Taraflar arasındaki borçlu olmadığının tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: KARAR : Davacı, davalı ile imzaladıkları 31.12.2002 tarihli sözleşme gereğince, davalı hastanenin 2003 yılı genel temizlik işini üstlendiğini, ancak sözleşme ve şartname hükümlerine göre Hazine tarafından karşılanması hüküm altına alınan SSK işveren katkı payı tutarının, resen istihkaklarından haksız olarak kesildiğini bildirerek borçlu olmadıklarının tespiti ile resen kesilen 10.323.857.95.-TL'sının faizi ile istirdadına karar verilmesini istemiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, idare vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, aralarındaki sözleşmeye dayanarak davalı Sağlık Müdürlüğü Doğumevi Hastanesi Başhekimliği Donersermaye Saymanlığı aleyhine alacak davası acmıştır. Bakanlıklara bağlı ve ayrı tuzel kişiligi bulunmayan kurulusların taraf ehliyetı yoktur. Sağlık Müdürlüğü, Sağlık Bakanlığı teşkilatı idare kademelerinden biri olup, tüzel kişiliği ve müdürün bakanı temsil yetkisi yoktur. Bu nedenle husumetin tüzel kişiliği haiz bakanlığa tevcih edilmesi lazımdır. Nitekim, davacının amacı Devleti dava etmek ve ondan hak istemektir. Böyle olunca, davacının davanın bakanlığı mı, yoksa müdürlüğünü mü ilgilendirdiği yolundaki yanılması; daha acık bir ifade ile olayın niteliği yonünden bu davada Devleti hangi tuzel kisinin temsil edeceği konusundaki yanılgısı, tarafta değil, temsilcide yanılma niteligindedır. O halde, bu durumda mahkemece yapılacak iş; dava dilekçesi ve duruşma gününün gerçek hasım olan Sağlık Bakanlığı'na tebliğ ettirilip onun temsilcisinin huzuru ile davaya devam etmek ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davalı Sağlık Müdürlüğü aleyhine açılmış bulunan davanın yürütülerek esastan davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ : Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenden dolayı davalı lehine BOZULMASINA, 14.12.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
23-03-2012, 00:53 | #8 |
|
Sayın meslektaşım av.h.ibrahim bahsettiğiniz olayın aynısı başıma geldi. Ama şöyle ki devlet hastanesinden olan iki farklı alacak için iki ayrı icra takibi başlattım. hastane süresinde itiraz ederek takiplerimi durdurdu. yine devlet hastanesine karşı itirazın iptali davası açtım. Takip tarihinden yaklaşık 1 yıl sonra sağlık bakanlığı vekili takiplerimizin iptali için süresiz şikayet yoluna gitti. Olayın tuhaf tarafı ilk şikayet dosyasında hakim temsilcide hata olarak değerlendirerek sadece ödeme emrini iptal edip güncel borcu içerir yeni ödeme emrininin doğru temsilciye gönderilmesine karar verdi. Fakat diğer dosyamızda başka hakim tümden takibimizi iptal etti. bu kararı temyiz etsem acaba bozulur mu yoksa temyizle uğraşmayıp yeni bir takip yapmamı mı öneririsiniz? Değerli meslektaşlarım bir öneride bulunursa çok sevinirim.
|
22-11-2012, 16:31 | #9 |
|
benzer sorun
Selamlar, ben de benzer bir sorun yaşamaktayım. "TC. Sağlık Bakanlığı .... Devlet Hastanesi Başhekimliği" şeklinde icra takibi başlattım, süresinde itiraz ettiler. Şimdi itirazın iptali davası açsam, temsilcide yanılma kanaati oluşsa dahi Asliye Hukuk mahkemesi ödeme emrini yeniden tebliğe çıkartamaz, karşı taraf süresiz şikayet yoluna gitse takibin akıbeti belli değil. Takip iptal olsa, itirazın iptali davasının ön şartı olan geçerli bir takip bulunması şartı ortadan kalkacak.
Bu takibi burada bırakıp yeni bir tahsil davası mı açsak? |
22-11-2012, 16:43 | #10 |
|
SGK'ya bağlı hastanenin döner sermaye gelirleri de dahil hiç bir mal varlığını haczetmek mümkün değildir.( icra takibi elbette yapılabilir ), bu nedenle ilgili saymanlıkla görüşerek dosyaya paranın yatırılmasını sağlayabilirsiniz...
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
icra takibinde borçlu soy isminin yanlış yazılması | Av.Nuri YENİÇERİ | Meslektaşların Soruları | 4 | 10-08-2010 17:17 |
Her iki tarafta boşanma davası açmamışsa,suçsuz taraf maddi açıdan zor durumdaysa | Konuk | Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) | 1 | 12-05-2009 15:44 |
İcra takibinde borçlu mal beyanında bulunduğu halde menfi tespit davası açabilir mi? | Av. Ersin Aslan | Meslektaşların Soruları | 7 | 20-01-2008 01:29 |
ilamlı icra takibinde iki borçlu | niliş | Meslektaşların Soruları | 9 | 19-04-2007 14:28 |
Adi Şirket- İcra Takibinde Taraf Sıfatı- Sorumluluk? | ersen | Meslektaşların Soruları | 4 | 12-02-2007 10:29 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |