![]() |
|
![]() |
|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
![]() |
![]() |
#1 |
|
![]() Arkadaşlar,
İmza incelemesinde aşağıdaki kararlarla birlikte Adli Tıp Kurumunun son merci olmadığına dair karar arıyorum. Çabaları için herkese şimdiden teşekkürler. 11 HD 31.10.1978 978/4159-4845 11 HD 9.12.1976 6984-5291 |
![]() |
#2 |
|
![]() T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi Esas: 2007/2366 Karar: 2007/5280 Karar Tarihi: 20.03.2007 ÖZET: Takibe konu bono üzerinde atılı bulunan imzanın borçluya ait bulunmadığı sonucuna varıldığı görülmektedir. Adli Tıp Kurumunun Grafoloji bölümünün imza incelemesinde son mercii olarak kabulü mümkün bulunmadığından bu rapora üstünlük tanınarak sonuca gidilemez. Mahkemece her iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeniden bilirkişiden mütalaa alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gereklidir. (2004 S. K. m. 68) (1086 S. K. m. 284) Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü: Karar: Denizli Cumhuriyet Savcılığı'nın 2005/5044 hazırlık nolu dosyasından yaptırılan bilirkişi nicelemesi sonunda düzenlenen 20.05.2005 tarihli raporda imzanın borçluya ait olduğu belirtilirken; İcra Mahkemesince Adli Tıp Kurumundan alınan 20.09.2006 tarihli raporda ise takibe konu bono üzerinde atılı bulunan imzanın borçluya ait bulunmadığı sonucuna varıldığı görülmektedir. Adli Tıp Kurumunun Grafoloji bölümünün imza incelemesinde son mercii olarak kabulü mümkün bulunmadığından bu rapora üstünlük tanınarak sonuca gidilemez. Mahkemece her iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeniden ve ehil bilirkişilerden oluşacak bir kuruldan mütalaa alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gereklidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK. nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 20.03.2007 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤) |
![]() |
#3 |
|
![]() T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi Esas: 2004/914 Karar: 2004/1823 Karar Tarihi: 26.02.2004 ÖZET : Dava, kredi sözleşmesinden doğan alacağın tahsiline yönelik icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, takibe konu kredi sözleşmesindeki imzanın davalıya ait olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, hükmün yeterli araştırma ve incelemeye dayandığını söylemek mümkün değildir. Zira, hükme esas alınan Adli Tıp Fizik İhtisas Dairesi Grafoloji raporunda, inceleme konusu sentteki imzaların tersimi basit, önemli grofolojik materyal ve yazı unsuru içermeyen imzalar olması nedeniyle davalının eli ürünün olup olmadığının tespit edilemediği açıklanmış, imzanın kesin olarak davalıya ait olmadığı saptanamamıştır. Rapor, bu yönüyle hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. İmza incelemesi bakımından Adli Tıp Kurumu tek yetkili kurum değildir. O halde, imza incelemesi için yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeyle hüküm tesisi isabetsizdir. (2004 S. K. m. 67, 68) (1086 S. K. m. 275, 284) Dava: Taraflar arasında görülen davada Siverek Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 25.06.2002 tarih ve 2001/353 - 2002/188 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için dosya mahalline gönderilmişti. Bu noksanlıkların giderilerek dosyanın gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Berkant Şengel tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Karar: Davacı vekili, davalının müvekkili vasıtasıyla almış olduğu kredinin bir kısmını ödememesi nedeniyle hakkında yapılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini, takibin durduğunu iddia ederek itirazın iptaline, inkar tazminatı hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, borca mesnet gösterilen sözleşme ve senetlerdeki imzanın müvekkiline ait olmadığını bildirerek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve benimsenen Adli Tıp Kurumu raporuna göre, borca esas kredi sözleşmesinde imzanın davalıya ait olduğunun saptanmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere,mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp,değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen ve aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava, kredi sözleşmesinden doğan alacağın tahsiline yönelik icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, takibe konu kredi sözleşmesindeki imzanın davalıya ait olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, hükmün yeterli araştırma ve incelemeye dayandığını söylemek mümkün değildir. Zira, hükme esas alınan Adli Tıp Fizik İhtisas Dairesi Grafoloji raporunda, inceleme konusu sentteki imzaların tersimi basit, önemli grofolojik materyal ve yazı unsuru içermeyen imzalar olması nedeniyle davalının eli ürünün olup olmadığının tespit edilemediği açıklanmış, imzanın kesin olarak davalıya ait olmadığı saptanamamıştır. Rapor, bu yönüyle hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. İmza incelemesi bakımından Adli Tıp Kurumu tek yetkili kurum değildir. O halde, imza incelemesi için yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeyle hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir. Sonuç: Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 26.02.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤) |
![]() |
#4 |
|
![]() Nilay hanım teşekkür ederim. İlk karar sorunu çözecek gibi
|
![]() |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
Konu Araçları | Konu İçinde Arama |
Konuyu Değerlendirin | |
|
![]() |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
kısa karar/gerekçeli karar/iş davası/vekalet ücreti | Av. Bülent Sabri Akpunar | Meslektaşların Soruları | 4 | 04-12-2012 14:36 |
İş mahkemesinde tefhim edilen kısa karar ve gerekçeli karar | TABUOSMAN | Meslektaşların Soruları | 3 | 18-06-2008 13:04 |
bir karar arıyorum | Batu Han | Meslektaşların Soruları | 3 | 25-11-2007 23:06 |
karar arıyorum | av.mgul | Meslektaşların Soruları | 1 | 25-11-2007 00:50 |
babaya velayet verilmesi hakkında karar arıyorum. | nazell | Meslektaşların Soruları | 6 | 19-10-2007 15:08 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |