tehdit suçuna ilişkin

çok istiyorum ama ceza hukuku alanında çalışacak yeterince vaktim olmadı , bu forumu da derinlemesine bir araştırma yapmaksızın açıyorum kusura bakmayın.anlatıyorum:
alacaklı müvekkil büromuza senetleri bıraktı ve gereğinin yapılmasını rica etti.
öncelikle borçluyu aradık ve belli bir süre içinde ödediği taktirde takip başlatmayacağımızı ve ödemesinde kolaylık yapacağımızı, hatta ödeme planını da kendisinin çıkarmasını getirmesini istedik.

"tabancamı aldım geliyorum oraya verin o senetleri bana.." diyor telefondaki şahıs..
polisi arıyoruz avukatlık bürosundan , "ee?" diyor telefondaki polis " e adam bişey yaptı mı ? yapmadı..ben bişey yapmamış adama ne yapayım!" diyor, bir de polisten azar yiyoruz.." madem hukukçusun savcılığa dilekçe ver, bir de hukukçu olacaksın ne biçim hukukçusun" vesaire..

bana komik geldi...tehtit eden adam geldi gitti , şansımıza bişey olmadı...
tehdit suçu için savcılığa suç duyurusunda bulunuruz yeri gelirse -de, "adam bizi öldürmeye geliyor şu an" dendiğinde "sizinle mi uğraşıcam ben" diyen polise ne gibi bi yaptırımda bulunabilir , ispatını nasıl yapabiliriz?

Sadece görüş:
Delillendirme güçlüğü var. Ancak üslerine şikayet eder, baroyu da ayaklandırabilirseniz, idari yönden yeterince sıkıntıya düşecektir. Saygı ile...

Sayın Superavukat,
Öncelikle Sayın Avukat Turhan Demiroğlu'nun "baroyu ayaklandırabilme" seçeneğini bir kenara ayırıyorum.Çünkü böyle bir seçenek şimdilik olası değil.(Mevcut yönetimi eleştirmek istemiyorum.Bu nedenle bu kısmını böyle geçiyorum.
Aradığınız kolluk güçlerinin yanıtı pek de haksız sayılmaz.Kendi açısından elbette.Ancak onlara kolluğun önleyici görevini anımsatabilirdiniz.Neyse onlar anlamazlar.Anlasalar zaten görevi başındaki avukata yapılan tehditi sanki bir hakime yapılmış gibi değerlendirip büronuzda karakol kurmaları ve yakalayıp gözaltına almaları savcının direktifleri doğrultusunda davranmaları gerekirdi.
Ben burada başka bir konuya bu vesile ile değinmek istiyorum.Gerçi siz de bilirsiniz ama sanırım dalgınlıkla yazmış olmalısın.Şöyle:
Eğer işlenen bir suçtan dolayı kendiniz zarar gördünüzse yapacağınız iş şikayetçi olmaktır.Yok zarar gören siz değil de bir başkası ise bu durumda şikayet etme hakkınız olmadığı için suç duyurusunda bulunursunuz.Bu kişi sizi tehdit ettiğine göre yapacağınız iş SUÇ DUYURUSNDA BULUNMAK DEĞİL savcılığa şikayet dilekçesi vermenizdir.

Bir de yararı olur mu bilmiyorum ama yine de söylemek istiyorum.Öyle her tehdit eden "çakal eniklerinden" korkmayın.Kim oluyor da koskoca avukatı tehdit ediyor.Belki de daha önce tehdit ettiği avukatlardan gerekli tepkiyi görmediği için böyle kendisini köpeksiz köy bulmuş biri sanıyor olabilir.Uslubumdan dolayı çok özür dilerim.Böyle şeyleri duyunca kendimi tutamıyorum.Geçmiş olsun.
Av. MEHMET SEYREK

Sayın superavukat öncelikle geçmiş olsun, bildiğim kadarı ile İzmir Barosu bünyesinde kurulu olan Avukat Hakları Merkezi bu tür konularda meslekşalarımıza yardımcı olmaktadır. İzmir Barosu ücretini ödemek suretiyle bu konular için bir avukat tahsis etmiş diye biliyorum. (Ancak çalışmalarını çok kapsamlı bilmediğimden yalnızca değinmekle yetiniyorum, elbette ki İzmir'de yerleşik meslektaşlarımız bu uygulama hakkında daha geniş bilgiye sahiptirler.)

Bunula birlikte şayet polise telefonla yaptığınız bildirimi 155 numaralı telefondan yaptı iseniz, 155 görüşmeleri kayıt altına alınmaktadır. Ve savcılıığa vereceğiniz şikayet dilekçesinde görevi ihmal iddiasına delil olarak gösterebilirsiniz.

Bir daha böyle üzücü bir olay yaşamamanız dileğiyle, Saygılarımla.

cevaplarınız ve düzeltmeniz için teşekkürler.
eminim ki söz konusu sorunla karşılaşan sadece ben değilimdir , birçok meslektaşımız da aynı problemi yaşamıştır.
ancak sayın seyreğin ifade ettiği çakal eniklerinden korkup korkmama meselesi , alınan risk ile elde edilen fayda oranı göz önünde bulundurulduğunda biraz tereddüte yol açıyor kaçınılmaz olarak.
Avukatlık kutsal bir hak savunma mesleğidir ve kas ya da silah gücü ile değil , bilgi ile yapılmalıdır..bu sebeple avukatı DAYILIK yapmak zorunda bırakan polis teşkilatını kınamak gerektiğine inanıyorum..ki ben sık sık kınarım kendilerini.

Gratius un dediği gibi görüşmeyi 155 ten yaparsanız 155 görüşmeleri kayıt altına alındığından delil olarak gösterme ihtimaliniz var ama böylr bir olayda polis memurunun tavrından ziyade savcılığa şikayet dilekçesi vermenin daha iyi bir yol olacağını düşünüyorum.

Sayın superavukat,
Yazdıklarımdan kas gücüne ya da silaha başvurmayı önerdiğimi anlamanıza hem şaşırdım hem de üzüldüm.Çünkü ben o tür kişilerden korkmamayı önerdiğim zaman kastettiğim aynı biçimde onlara karşılık vermeniz değildi.
Avukat uslupta yumuşak ama esasta sert olan bir tavır sergilemelidir.Bu tür kişilerden korkmamalıyız.Yani herhangi bir tehdit almadan önce ne gibi işlemler yapmayı planlıyor; ne tür başvuru yollarına tevessül edeceğimizi düşünüyorsak tehdit sonrası bu başvuru yollarını aynen uygulamalı, geri adım atmamalıyız demek istiyorum.Yoksa silahı ele alıp onlarla o tarz bir mücadele içine girmeyi elbette kastetmem.
İsmet İnönü'nün tarihe geçmiş bir sözünü hatırlıyorum:"Böyle zamanlarda namuslu insanlar da en az namussuzlar kadar cesur olmak zorundadır."
Cesaret, korkmamak, namussuzlara pabuç bırakmamak gerekir.Evet ama bunu söylerken bir avukatın bundan anlaması gereken hukuki başvuru yollarına gitmekten imtina etmemek gerektiğidir diye düşünüyorum.Bu konuda eminim aynı şeyleri düşünmekteyiz.Ancak farklı düşündüğümüz bir konu var: "Alınan risk ile elde edilen fayda arasındaki orantı"
Belki de nesli sona ermekte olan bir kuşağın son temsilcilerinden biri olarak bu konuda size katılamıyorum.Çünkü öyle zamanlar olur ki hiçbir yarar elde edilemeyecek olmasına karşın kimi değerler uğruna büyük riskler alınabilir.Örnek vermeyi 'zait' bulurum.Siz bu konuda çok iyi örnekler bulabilirsiniz.
Bu olayda da herhangi biri bir avukatı tehdit ederse gerekli yollara riskleri düşünmeden baş vurmak gerekir diye düşünmekteyim.Belli ki bu kişiler daha önce de benzeri "işler" yaptılar ve takipsiz bırakıldılar.Şimdi de köpeksiz köy bulduklarını zannederek melanetlerine fütursuzca devam etmek istemektedirler.Buna izin verilmemelidir.
Esen kalın sevgili meslektaşım.Kazasız belasız rahatça mesleğinizi yapabileceğiniz güzel günler dileğiyle....
MEHMET SEYREK

www.blogcu.com/mehmetseyrek

sağolun mehmet bey , ilginize teşekkürler, benim de kusuruma bakmayın.

demek ki neymiş sayın meslekdaşlar? 155 numarası ile yapılan konuşmalar kayıt altında imiş ve bu tip durumlarda polisin tavrını ispat gibi bi problemimiz yokmuş.
lütfen hepimiz daha dikkatli olalım