Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Soruları Arşivi THS Hukuk Soruları alanına 2000-2007 yılları arasında gönderilmiş eski soruların arşivlendiği forum alanımız. Bu alan yeni mesajlara ve yanıtlara kapalıdır ve sadece arşiv amaçlı olarak yayında tutulmaktadır.

Yargıtay Kararları

 
Konu Notu: 4 oy, 2,00 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 27-02-2002, 03:40   #1
onur

 
Varsayılan Yargıtay Kararları

Kat mülkiyeti yasası kapsamına giren sorunlardan dolayı ikamet ettiğim site yönetimi tarafından aleyhime dava açıldı. Hukukçu olmamama rağmen yasanın çok açık hükümlerine dayanarak duruşmalara kendim katıldım. Davanın lehime sonuçlanacağına kesin olarak inanıyordum. Ancak yerel mahkeme aleyhime karar verdi. Kararda, yasa hükümleriyle ilgili hiçbir dayanak yer almıyor sadece peşinen borçlu olduğum kabul edilerek ödemem gereken paranın hesabı yer alıyordu. Benim sorunum ise hesabın yapılması değil benim haklı olup olmadığımın ortaya çıkmasıydı. Eğer haksızsam zaten ödeme gibi bir sorunum olamazdı. Bu inançla Yargıtay' a başvurdum. Amacım, yukarıda da belirttiğim gibi ödeme yapmaktan kurtulmak değil adaletin ne şekilde tecelli edeceğini görmekti. Ancak Yargıtay' dan gelen bir cümlelik kararda dosyadaki kağıtların incelendiği ve yerel mahkeme kararının onaylandığı şeklindeydi. Mahkeme kalemine daha üst bir itiraz merciine başvurmak istediğimi söylediğimde dava konusu meblağın 600 Milyon Liradan düşük olması nedeniyle bu imkanın olmadığını ifade ettiler. Yukarıda özetlemeye çalıştığım durum benim adalet anlayışıma uymuyor. Ben hala neden haksız olduğumu bilmiyorum. Burada iki soru sormak istiyorum. Birincisi,Türk hukuk sisteminde adalet bu şekilde mi gerçekleşiyor. İkincisi, gelişmiş ülkelerde de hukuk prosedürünün işleyişi böyle midir ?
09-04-2001 02:27:52
Old 27-02-2002, 03:42   #2
Azgelişik

 
Varsayılan

Sayın Onur,
Mahkeme kararlarının gerekçelerinin yeterli olmaması büyük bir
eksikliktir. Adaleti sağlasa bile, kararın gerekçesi taraflardan
birini tatmin etmezse, adalet duygusu da tatmin edilmiş sayılamaz.

Yargıtay'ın onama kararlarındaki gerekçe bölümü ise hiç bir zaman
gerekçe sayılamayacak kadar yetersiz olmakta.

Gelişmiş ülkelerdeki durumu neden merak ettiğinizi anlayamadım.
Biz gelişmiş bir ülke olmadığımıza göre, sizin diğer gelişmekte olan
ülkelerdeki uygulamayı merak etmeniz gerekmez miydi?

Saygılarımla.
Old 27-02-2002, 03:42   #3
onur

 
Varsayılan

Sayın Azgelişik,
Hukukçu olmadığım için bir yargı kararının nasıl olması gerektiğini bilmem mümkün değil. Ancak bir yurttaş olarak mevcut sistemin diğer ülkelere göre değerlendirilmesini öğrenmek en doğal hakkımdır. Bu hakkımı Afganistan'dan yana değil gelişmiş ülkelerden yana kullanmak istiyorum. Ayrıca, ülkemizi gelişmekte olan ülkeler sınıfına sokmanıza da bir iktisatçı olarak itiraz ediyor ve dibe oturmak üzere gerilemekte olan ülkeler sınıfına sokmanız gerektiğini düşünüyorum. Hukuk sistemimizin ve bu sistemin organlarının mevcut sistem ve değerlere uygun olarak şekillenmiş olmasının doğal bir sonuç olacağını düşünememiş olmaktan dolayı üzgünüm. Verdiğiniz bilgi için teşekkürler....
Old 27-02-2002, 03:43   #4
Serendip

 
Varsayılan

sayın onur,
öncelikle verilen kararları okuma sansımız olmadıgı icin burada söyleyecegim hersey sadece bir tahminden ibaret.
anladıgım kadarıyla site yönetimi tarafından,apartman aidatlarını ödemediginiz icin bir alacak davası acılmıs..ve sizde bu dava sırasında aslında yönetimin yaptıgı baska faaliyetlerin ne kadar usulüne uygun olup olmadıgını tartısmaya ve bu konularda usulsüzlük oldugu icin ödeme yapmadıgınıza ikna etmeye calımıssınız mahkemeyi..iste bir iktisatcı olarak anlayamadıgınız ve gerekcesiz buldugunuz durumda mahkemenin neden sizin söylediklerinizi dikkate almadıgı sanırım..cünkü,hukukta ulasmak istediginiz her sonuca göre bir yol belirlenmistir diyeyim size..büyük bir ihtimalle,sizin tartısmak istediginiz konu o davanın sonucunu degistirmeyecegi gibi tartısma yeride orası degildi..böyle durumlarda hukuk bunun icin baska yollar öngörür..yani sizinde baska bir icerikte bir dava acmanız gerekirdi mesela..
son olarak,keske bu kadar dogru yolda gittiginize inanmayip,bir hukukcudan yardım alsaydınız diyecegim.
ve bu cevabıda üzerinden cok gecmis olmasına ragmen,buradada bir yanıt alamamıs olmak durumuyla karsılasmanızı istemedigim icin yazıyorum...
iyi günler..
Old 27-02-2002, 03:43   #5
Onur

 
Varsayılan

Bu akşam TV'de yanılmıyorsam adı Kapıcılar Kralı (rahmetli Kemal Sunal) olan bir film izledim. Bunun benim davama benzer yönleri olduğu için konumu tekrar gündeme getiriyorum. Buna göre ;
a) Yönetici : Bütün yönleriyle aynen bizim Yönetici gibi ancak küçük bir fark var filmdeki kişi dürüsttü (belki de bazı çevreleri rahatsız etmemek için) bizimki ise ahlaksız.
b) Kapıcı : Apartman yönetimi konusunda Yargıtay 3.Hukuk Dairesi üyelerinden daha bilgiliydi. Hatta konuşurken kurduğu cümleler yargıtay kararında kullanılan cümlelerden daha düzgündü.
Değerlendirme ; Küresel dünyanın bir üyesi olarak hukukçularımız adına bir kez daha üzüldüm. Sitede de izlediğim gibi mesela üç cümle ile düzenlenebilecek bir 'Tahliye Taahhütü' nün geçerlilik şartlarını bilmeyen avukatların olduğunu, bu konunun tartışılarak sayfalar dolusu yazı yazıldığını, hayretle izliyorum. Beyler, Hanımlar, tartıştığınız veya tartışmaya mahkum edildiğiniz şey kanser araştırmaları ile ilgili bir bulgu değil alt tarafı kiracının verdiği bir taahhütname.
Tekrar kendi davam ile ilgili birkaç cümle söylemek istiyorum. 1) Yukarıda bahsedilen yöneticiye benzer bir yönetici tarafından hazırlanan saçma sapan 'İşletme Projesi' ne yasanın öngördüğü şekilde itiraz edilmiştir.
2) Yönetici,işletme projesinin kesinleşmesi için yasal prosedürü yerine getirmemiştir.
3) Mahkeme kesinleşmiş bir işletme projesi varmış gibi karar vermiş ve bu karar da yargıtayca onaylanmıştır.
Şimdilik bu kadar ...
Old 27-02-2002, 03:43   #6
Onur

 
Varsayılan

Merhaba;
Sayın Onur, Ülkemizde herkes kendi mesleği haricinde her konuda bilgi sabidir, ancak bir tek kendi mesleği hakkında yeterli bilgiye sahip değildir. Bizim insanlarımız ekonomiden anlar, siyasetten anlar, hukuktan anlar, ....anlar, anlar, anlar. Ancak bir tek kendi mesleğinden anlamaz! Böyle oluncada her şey biribirine karışabilmektedir. Siz de sir iktisatçı olarak bir mahkemenin vermiş olduğu bir kararı ve daha da ileri giderek yargıtayı verdiği bir karardan dolayı eleştirme hakkını kendinizde bulabiliyorsunuz! Hatta yargıtay üyelerini bir kapıcının hukuki bilgisi ile kıyaslayacak kadar ileri gidebiliyorsunuz. Bu konuda bir yorum yapmayıp bunun doğrusuna ve yanlışına karar vermeyi size bırakıyorum. Sadece Yargıtay üyelerinin yeterliliği'ne karar verebilmeniz için, yargıtayın emsal kararlarını okumanızı (şayet anlayabilirseniz) tavsiye ediyorum.
Sayın Onur, siz her ne kadar kendi konunuzu tam olarak izah etmemişseniz de, ancak, anlattıklarınızdan, yöneticinin usulüne uygun bir işletme projesi hazırlamadığını, bu sebeple yöneticinin aidat toplamaya hakkı olmadığını, ancak mahkemenin bunu dikkate almadan karar verdiğin ve yargıtayın da bu kakarı onadığını beyan temektesiniz.
Sayın Onur, yargıtayın bu konuda yerleşmiş bir kararı var, sizin haberiniz yoktur ben kısaca izah edeyim. Yargıtay, işletme projesi olmasa dahi, yapılan masraflar bilirkişi raporu ile tesbit edilmiş ise, kat malikleri bu masraflara katılmak zorundadır der. Belki bu kararı eleştirebilirsiniz. Ancak yargıtay bu kararı ile, kötü niyetli olan kat maliklerini sırf işletme projesi olmadığı için yükümlülüklerinden kaçmasını önlemiştir. Aksi bir dumumun varlığını kabul etmek içinden çıkılmaz bir netice doğuracağından ve iyi niyetle aidatlarını ödeyen maliklere haksızlık olacağından yargıtay tarafından son derece isabetli olarak bu karar verilmiştir. Sanıyorum sizin durumunuz da buna benzemektedir. İşletme projesinin olmaması kat maliklerinin borçlarıdan kurtulması için yeterli bir sebep değildir. Haklı olarak yargıtay neden bunu onama kararında izah etmedi diyebilirsiniz. Ancak yargıtayda incelenen dosya sayısı o kadar fazladır ki, çok farklı ve izahı gerekli bir konu omadıkça zaman yetersizliğinden mecburen mahkemenin kararını sadece onaylamaktadırlar.
Sayın Onur, buradaki arkadaşlar iyiniyetle ve hiç bir karşılık beklemeden sizlere bazı konularda hukuki bilgi vermeye çalışmaktayız. Siz ise, uzmanı olmadığınız hukuk konusunda üstelik bir hukuk sitesinde, hukuçuları ağır bir şekilde tenkit ederek buna karşılık veriyorsunuz! Teşekkür etmek zorunda değilsiniz, zaten sizlerden teşekkür almak için de hizmeti vermiyoruz, ama hiç bir hukukcununda sizin hakaretlerinizi hak ettiğin sanmıyorum. Bu davranışınızın değerlendirilmesini size bırakıyorum.
Saygılarımla.
Old 27-02-2002, 03:44   #7
Onur

 
Varsayılan

Sayın acekin,
Önce yazıma karşı gösterdiğiniz duyarlılıktan dolayı teşekkürlerimi sunarım. Amacım hukukçuları en ağır şekilde tenkit etmek değil bir konuyu tartışmaya açmaktı. Gösterdiğiniz duyarlılık bir nebze olsun amacıma ulaştığımı gösteriyor.
1- Kendi mesleğimi bilen bir insanım. Burada üniversitesi sonrası yaptığım çalışmalardan ve kariyerimden bahsetmek istemiyorum. Zaten bahsetmem de gereksiz. Toplumun, birçok insanın bağırıştığı berbat bir sokakla, İMKB adlı kumarhaneyi ekonominin nabzının attığı yerler olarak kabullenmesi, ekonominin, bu toplumda ne ölçüde bilindiğinin de kanıtıdır.
2- Bir mahkemenin veya yargıtayın verdiği kararı bir ekonomist olarak değil düşünen bir insan olarak eleştirme hakkını kendimde bulabilmem çok doğal. Sizinle bu konuda da anlaşamayız. Sizin zamanınızı almamak için, yargıtayın ayni dairesinin, ayni konuda, ayni gün içinde, birbirine taban tabana karar verdiğini ve bunun nedenlerinin de neler olduğunu kanıtlamaya hazır olduğumu söylemekle yetineceğim. Ayrıca, rahmetli Prof. Feyzioğlu' nun anlattığı bir olayı da izninizle kısaca sizlere de nakletmek istiyorum. Hoca, İsviçre'de kaldığı pansiyonunun merdivenlerinden inerken pansiyon sahibi bayanın bir kitap okuduğunu görmüş, ne okuduğunu sorunca İsviçre Medeni Kanunu olduğunu ve bayanın mahkemeye gitmeden önce Kanunu incelediğini öğrenmiş. Sonuç olarak uygar bir toplumda herkes her konuda belirli düzeyde bilgi sahibi olmalı, ancak bu, o konudaki uzmanların bilgisine saygısızlık ölçüsünde olmamalıdır.
3- Benim konuma gelince, bu konuda, ne sizin ne de yargıtayın yerleşmiş kararına katılmam mümkün değil. Çünkü, bir işletme projesinin yasanın öngördüğü şekilde kesinleşmesi için uyulması gereken prosedür deveye hendek atlatmaktan daha zor değildir. İşte sorunun da can alıcı noktası buradadır. Bunu tartışmam için hukukçu olmam gerekmez. Sivil toplum bilincinin oluşmaya başladığı ilk adım da buradadır. Eğer yönetici usule
uygun olmayan yani yasaya göre kesinleşmemiş bir işletme projesine dayanarak avans takibinde bulunabiliyorsa, bu noktada hukuktan, adaletten bahsedilemez. Bazı giderlerin, işletme projesi dışında ele alınarak kat maliklerinden talep edilmesi belki mümkün olabilir ancak işletme projesi olmadan avans talep edilebilmesi bırakın hukuka temel mantık kurallarına bile aykırıdır. Sizin kötü niyetli kat malikleri için söylediklerinizin aksine, ben, yükümlülüklerimden kaçınacak tipte bir insan değilim. Attığım her adımda yükümlülüklerimi sorgular, gereğini yerine getirir ve bundan dolayı da mutlu olurum. Ancak siz, kötü niyetli yönetici olabileceği hususuna hiç değinmemişsiniz. Çevremde gördüğüm kadarıyla kötü niyetli olanlar, genellikle, kat malikleri değil yöneticilerdir. Bu tartışmamızı okuyan birçok kişinin bu hususu bir kere daha düşüneceğini sanıyorum. Diğer yandan, yasa, dürüst ve yasaya uygun davranan yöneticinin işini kolaylaştıracak hükümleri zaten içermektedir. Burada korunması gereken yöneticiler değil dürüst ve hakkını aramak isteyen kat malikleridir. Sizlerin yaklaşımız ise kötü niyetli yöneticileri koruma yönündedir. Doğru olanı herhalde yasanın öngördüğü yaklaşımdır. Yargıtayın bu yaklaşımı tamamen kendi isteği biçime sokmasının doğru olmadığı kanısındayım. Ayrıca kat maliklerinin aranılan şartlar oluşmadan avans ödemelerini iyi niyetli bir davranış olarak değil tam tersine toplumumuzun şu an içinde bulunduğu çıkmazın nedenlerinden biri olarak görüyorum.
Yukarıda belirttiğim gibi amacım kesinlikle hukukçulara hakaret etmek değildir. Son derece sevdiğim ve saygı duyduğum birçok hukukçu arkadaşım var. Burada, biraz abartılı da olsa bir tartışma ortamı oluşturabilmek ve sorunumla bazı genel sorunları ilişkilendirilerek düşünülmesi gerektiğini vurgulamak istedim. Cevabınızdan dolayı en içten teşekkürlerimle, saygılarımı sunar, tekrar özür diler, zamanınızı aldığım için beni bağışladığınızı umarım.
 


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Mal Rejimi / Katkı Payı-Katılım Alacağı/Değer Artış Payı/Yargıtay Kararları Av.Habibe YILMAZ KAYAR Aile Hukuku Çalışma Grubu 112 11-11-2019 17:51
Yargıtay Kararları adıge Hukuk Sohbetleri 5 28-07-2007 15:24
yargıtay kararları sedaoner Hukuk Soruları Arşivi 0 17-03-2006 23:30
Aile İçi Şiddet ve Yargıtay Kararları Av.Habibe YILMAZ KAYAR Kadın Hakları Çalışma Grubu 2 13-04-2004 10:34


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04467392 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.