|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
13-12-2007, 23:25 | #1 |
|
Boşanma dava sürecinde,müşterek çocuğun tedbir nafakasının icraya konulması
Yürütmekte olduğum bir boşanma davasında, mahkememe 18 yaş altı müşterek çocuk ve anne için tedbir nafakası yönünde ara karar verdi. Boşanma davasının açıldığı ay aynı evi paylaşan müvekkilim, 1 ay sonrasında kızını da alarak ayrı eve yerleşmiştir. Mahkeme de ara kararı, müvekkilim ikametgahını değiştirdikten sonra vermiştir. Tedbir nafakalarının tahsili amacıyla ara kararı icraya verdim ve vekalet olarak da annenin vekaletini kullandım ve kendi adına asaleten ve kızı X adına temsilen şeklinde ibare kullandım. Fakat karşı taraf kızı için verilen tedbir nafakasını işleme koyamayacağımı, bu konuda temsil yetkimin olmadığından bahisle hakkımda kanuni işlemin başlatılmasını istemiştir. Öğrenmek istediğim konu mahkeme henüz vekalet konusunda bir karar vermemişken, mevcut boşanma davasında her iki tarafça küçük çocuğun annede kaldığı ve bu konuya rıza gösterildiği açıklanmışken hangi temsil yetkisinden söz ediliyor? Bu çocuğun adına karar verilen tedbir nafakası başka nasıl istenebilir?
|
14-12-2007, 10:33 | #2 |
|
burada sorun yoktur zira taraflar halihazırda evliler..Tabiiki kendi adına asaleten kızı adına velayeten demeniz de doğrudur.Medeni Yasa açıktır Madde 335 – Ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velâyeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velâyet ana ve babadan alınamaz.
Hâkim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velâyeti altında kalırlar. görüldüğü üzere anne ve baba birlikte veli sayılıyorlar.Öyleyse nafakayı istememnin 2.bir yolu yoktur,doğru davranmışsınız |
14-12-2007, 11:57 | #3 | |||||||||||||||||||||||
|
TMK 335 ve 336 velayetin birlikte kullanılabileceğini hüküm altına almıştır. Somut olayda daha önceden (Ayrılık vs. nedeniyle )hakim kararı ile velayet anneye tevdi edilmemiştir. Boşanma davası devam ederken çocuk adına, örneğin nüfus davası açılacak olsa birlikte açmaları gerekmeyecek mi? Tedbir nafakası çocuk için anne adına verilmektedir. Dava dilekçesinde davacı kimdir? Anne değil midir? Bu nedenlerle; icra takibi anne adına yapılmalıdır. Saygılarımla |
14-12-2007, 13:21 | #4 |
|
HUKUK GENEL KURULU KARARI
İŞTİRAK NAFAKASI İŞTİRAK NAFAKASI TALEP HAKKI/İŞTİRAK NAFAKASI ALACAKLISI İştirak nafakası talep hakkı velayet kendisine verilen ana veya babaya aittir.Reşit olmayan çocuk ne iştirak nafakası ne de yardım nafakası isteğine ilişkin dava açamaz. İştirak nafakası borcu,çocuğa karşı değil,velayet kendisine verilen ana veya babaya karşıdır. Taraflar arasındaki iştirak nafakası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Edirne 2 Asliye Hukuk Mh ce davanın kabulüne dair verilen kararın incelenmesi davalı vekilince istenmiş,karar bozulmuştur. Küçük Gökçe Bahar Ercan"a velayeten annesinin açtığı iştirak nafakası davası devam ederken küçük Gökçe reşit olmuş,reşit olduktan sonra verdiği vekaletle vekil aynı davayı sürdürmüştür.Mahkemece dava kabul edilmiş,davacı olarak hükümde küçük Gökçe"nin adı yazılarak davacı gösterilmiştir.Özel daire,küçüğün reşit olduğu tarihe kadar geçerli ve sınırlı olarak nafakanın artırılması gerektiğinden bahisle yerel mahkeme kararını bozmuş,yerel mahkeme kararında direnmiştir. ... Boşanmış eşlerden velayet kendisine verilmiş olan eş öncelikle çocuğun bakımı ile yükümlüdür.Velayet kendisine verilmeyen eşin sorumluluğu bu yükümlülüğe iştirak niteliğindedir ve borcu velayet sahibi eşe karşıdır.Diğer bir deyimle iştirak nafakasında alacaklı velayet kendisine bırakılan eş olup çocuk değildir. Bu nedenle mahkemece,davacı annenin iştirak nafakasının artırılmasına dair açtığı davanın ,çocuğun reşit olduğu tarihe kadar kabulü gerekirken,reşit olduğu tarihten sonrası için çocuk adına da devamına karar verilmesi(çocuk yardım nafakası şeklinde dava da açmamış ve talebini yardım nafakası olarak adlandırmadığı,bu yönde talebi olmadığı halde,istek aşılarak,reşit olma tarihinden sonrası için yardım nafakası olduğu ifade edilmek suretiyle) kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. HGK 2000/2-719-747 |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Tedbir Nafakasının Verildiği Boşanma İlamının Bozulmasından Sonra | hırs | Meslektaşların Soruları | 14 | 11-12-2013 10:35 |
apartman kararının icraya konulması | miss_lawyer | Meslektaşların Soruları | 2 | 09-10-2007 07:44 |
iştirak nafakasının icraya verilmesi için kesinleşmesi gerekiyor mu? | nil-nil | Meslektaşların Soruları | 1 | 11-07-2007 10:52 |
BoŞanma Davasi AÇildiĞinda MÜŞterek ÇocuĞun YurtdiŞina Çikarilmasini Engellemek | justitia | Meslektaşların Soruları | 1 | 13-06-2007 11:14 |
İmzasız bir senedin icraya konulması | av.myıldız | Meslektaşların Soruları | 14 | 17-12-2006 12:30 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |