|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
02-04-2007, 18:37 | #1 |
|
teminat senedi bile yazmadan boşa imza
müvekkil işe giriyor,
işveren tüm nezaketi ile teminat için senet alıyoruz diyip ondan boa imza alıyor, işler ters gidiyor ve müvekkil işyerinden ayrılıyor. işveren vay senmisin ayrılan diyip senedi dolduruyor veriyor icraya, menfi tespit davası açıyorum, içtihaat ve katkı bekliyorum, sevgiler saygılar av. m. emin öztürk |
02-04-2007, 18:49 | #2 |
|
Teminat senedi yazmasalar bile işyerinin bu şekilde bir uygulamasını olduğunu ve tüm işe girişlerde bu senedin alındığını çalışanların tanıklığıyla ispatlamanız faydalı olabilir. Teminat senedi olduğu ispatlandığı takdirde teminat şartının gerçekleşmediğini de ispatlamak gerekir. Açıkçası çok zor bir dava diye düşünüyorum. Kolaylıklar dilerim. Eğer lehinize içtihat bulabilirsem göndermeye çalışacağım.
|
04-04-2007, 10:02 | #3 |
|
Umarım faydası dokunur.
T.C. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ Esas No. 1986/3310 Karar No. 1986/3958 Tarihi 26.06.1986 İLGİLİ MEVZUAT 6762-TÜRK TİCARET KANUNU ( TTK )/592/599 KAVRAMLAR AÇIK POLİÇE KIYMETLİ EVRAK POLİÇE CİRO ÖDEME AVAL BONO BOŞ OLARAK İMZA EDİLEREK VERİLEN BONO BEYAZ BONO ŞAHSİ DEF'İLER KUMAR BORCU İDDİASI ÖZET BOŞ OLARAK İMZA EDİLEREK VERİLEN BİR BONO, BEYAZ BONO OLARAK KABUL EDİLİR VE GEÇERLİDİR. ŞAHSİ DEF'İLER İSE İYİ NİYETLİ HAMİLE KARŞI İLERİ SÜRÜLEMEZ. KUMAR BORCU İDDİASI ŞAHSİ DEF'İ NİTELİĞİNDEDİR. İDDİA SAHİBİNİN İYİ NİYETLİ HAMİLE KARŞI YEMİN TEKLİFİNE HAKKI VARDIR. DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İznik As. Hukuk Hakimliğince verilen 20.2.l986 tarih ve 292- 13 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup, düşünüldü: KARAR : Davacı, bankadan gelen ihbarnameye göre davalının alacaklı göründüğü muhtelif vadeli ve meblağlı toplam 620.000 lira tutarındaki bonoların davalının eline ne şekilde geçtiğini bilemediğini, ancak davalı ile hiç bir ilişkisi bulunmadığını ileri sürerek anılan bonolarla davalıya borçlu olmadığının tesbitini ve bonoların iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı İsmet Şener vekili, bonoların Eşref Çatak'tan ciro yoluyla müvekkiline geçtiğini, TTK.nun 592. maddesi uyarınca bonoların sonradan anlaşmaya aykırı biçimde doldurulduğu iddiasının iyi niyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia ve savunmaya, ibraz edilen delil ve belgelere, dava konusu bonolardan dolayı davacının Eşref Çatak aleyhine açtığı menfi tesbit davasının kabulüne ilişkin aynı mahkemenin 1984-306 E. sayılı hükmünün kesinleşmiş olmasına göre, davacının dava konusu bonoları aslında dava dışı Ertuğrul Baykent isimli kişiye boş olarak imzalayıp verdiği, Ertuğrul'un da Eşref Çatak'a davalı İsmet Şener'e götürmesi için teslim etmesinden sonra, Eşref Çatak'ın lehdar hanesine kendi ismini yazıp, bonoları davalıya ciro ettiği, bu durumda tedavüle çıkarıldığında emre yazılı senet unsurlarını taşımadığı gibi, hakkı olmadığı kesin hükümle saptanan Eşref Çatak'ın davalıya ciro etmesinin de mümkün bulunmadığı nedenleriyle davanın kabulüne, davacının davalı İsmet Şener,'e de borçlu olmadığının tesbitine, dava konusu altı adet bononun iptaline karar verilmiştir. Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. TTK.nun 690. maddesi yollamasıyla 592. maddesi hükmü ve yerleşmiş Yargıtay kararları gereğince sadece imza edilerek verilen bir bono açık bono olarak kabul ve geçerli sayılması gerekmesine ve TTK.nun 599. madde hükmü gereğince şahsi def'ilerin iyi niyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceğine, kumar borcu iddiasının da bir şahsi def'i niteliğinde olup yine TTK.nun 599. maddesi gereğince iyi niyetli hamile karşı ancak bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olması halinde ileri sürülebileceğini bilerek ve kendini zarara uğratmak amacıyla ciro suretiyle devraldığını kanıtlayamamış olmasına göre, işbu senetlerden dolayı kaideten davalıya borçlu olduğunun kabulü gerekir. Ancak, davacı dava dilekçesinde sair deliller demek suretiyle yemine de dayanmış olmakla, davalıya, işbu bonoların kumar borcu karşılığı düzenlendiğini bilmediği ve davacıya zarara uğratmak maksadıyla devralmadığı yolunda bir yemin teklifine hakkı bulunduğu hatırlatılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 26.6.1986 gününde oybirliğiyle karar verildi. T.C. YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ Esas No. 1992/11886 Karar No. 1993/8720 Tarihi 17.12.1993 İLGİLİ MEVZUAT 818-BORÇLAR KANUNU/17 1086-HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU (HUMK)/290 6762-TÜRK TİCARET KANUNU ( TTK )/592 KAVRAMLAR SÖZLEŞME BORCUN SEBEBİ BORCUN NEDENİ İSTİRDAT DAVASI BEYAZA İMZA SENEDİN AKDE AYKIRI DOLDURULDUĞU İDDİASI TANIKLA İSPAT EDİLEMEME AÇIĞA İMZA ATILARAK SENET DÜZENLENMESİ SENEDE KARŞI İDDİANIN YAZILI DELİLLE İSPATI ÖZET AÇIĞA İMZA ATILMAK SURETİYLE DÜZENLENEN SENEDİN ARADAKİ ANLAŞMAYA AYKIRI DOLDURULDUĞU İDDİASI, HUMK. NUN 290. MADDESİNE GÖRE YAZILI DELİLLE KANITLANMALIDIR. MUVAFAKAT EDİLMEDİĞİ HALDE TANIK DİNLENEREK İDDİANIN SABİT OLDUĞU KABUL EDİLEMEZ. DAVA : Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: KARAR : Davacı, davalılardan Alibey'in teminat senedi olarak düzenlenen açık senetleri ele geçirip, oğlu Cengiz'e ciro ettiğini ve bu davalı tarafından takibe konulduğunu ileri sürmüştür. Davalılar vekili, senetlerin teminat senedi olduğunu davacının yazılı delille ispat etmesi gerektiğini, tanık dinlenmesine muvafakat etmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece ibraz edilen 10 adet senedin kağıtlarının aynı olduğu, aynı tarihte tanzim edildiği, takibe konu senetlerde keşidecinin adresi, tanzim ve tediye tarihlerinin yazıldığı, ispat yükünün davalıda olduğu, davalının yemin teklif etmeyeceğini bildirdiği gerekçesiyle, ödenen senetlerin bedelinin davalılardan istirdatına karar verilmiştir. Açığa imza atılmak suretiyle düzenlenen senetlerin, anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu kanıtlanmadıkça geçerlidir. Senedin hüküm ve gücünü ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler HUMK. nun 290. maddesi hükmünce şahitle kanıtlanamaz. Yazılı delille ispatı gereken hususlarda diğer tarafın açık muvafakatı ile tanık dinlenebilir. Mahkemece ölen tanığın yerine başka tanığın dinlenmesinde usule aykırılık yoksa da, davalılar tanık dinlenmesine muvafakat etmediklerinden tanığın dinlenmemesi, dinlenen tanığın beyanına itibar edilmemesi gerekir. Mahkemece, davacıdan HUMK.nun 288. maddesi hükmünce iddiasını ispatlayacak delilleri sorulup, yazılı delil ibraz etmediği takdirde yemin teklif etme hakkı hatırlatılıp, sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken" yazılı şekilde davanın kabulü isabetsizdir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalılar yararına ( BOZULMASINA ), bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, 17.12.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
04-04-2007, 12:37 | #4 |
|
kafanı yorma.Yargıtay işçinin patronuna senet vermesi durumlarında şahit dinletilmesini kabul ediyor.Ama kararı bulamıyorum.
|
04-04-2007, 12:48 | #5 |
|
sayın rasnolnikovuvun bahsettigi kararların bır kısmı burada kanımca...ıyı calısmalr... |
04-04-2007, 15:52 | #6 |
|
Yargıtay kararı
Sn. meslektaşım;
Aşağıdaki emsal kararın işinize yarayacağını düşünüyorum. . . . T.C. YARGITAY Ondokuzuncu Hukuk Dairesi E. 1992/777 K. 1992/2397 T. 26.5.1992 MENFİ TESBİT DAVASI GÜVENCE SENEDİ TİCARİ DEFTERLERİN DELİL NİTELİĞİ ÖZET Davalı şirketin alacak kaydı bulunmayan ticari defterlerinin kendisi aleyhine delil sayılacağından, davalı elinde bulunan senedin tanık ifadelerinde belirtilen şekilde ise, girişte alınan bir güvence senedi olduğu ve davalı şirkete davacının gerçek bir borcu bulunmadığı iddiasının kabulü gerekir. (6762 s. TTK. m. 84) (2004 s. İİK. m. 72/5) Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Davacı tarafından, davalının işyerine girişinde kendisinden güvence olarak tarihsiz alındığı iddia edilen 10.000.000.- liralık senedin, gerçek bir borcu temsil etmediği ve davalının bu senede dayanarak yaptığı icra takibi ile borçlu olmadığı yolunda açılan davada, davalı şirket vekili davacının şirkete olan borcu karşılığında senedin düzenlendiğini ve bu senetle davacıdan alacaklı bulunduğunu savunmuştur. Davacı, davalının bu savunması karşısında, davalıya herhangi bir nedenle borçlu olmadığı iddiasının kanıtı olarak davalının ticari defterlerine dayanmış, ayrıca şahit ikame etmiştir Her ne kadar senede karşı borçlu olmadığı yolundaki iddiasının şahitle ispatı mümkün değilse de,iş hayatında genel olarak işçilerden işe girişte bu tür güvence senetleri alınıp alınmadığına yönelik mahalli uygulamanın tespiti için şahit dinlenmesine yasal bir engel bulunmamaktadır. Bu konuda dinlenen şahitler, yöresel uygulamada olduğu gibi davalının da iş yerine aldığı işçi ve personelden güvence olarak açık senet aldığını beyan etmişlerdir. Davacının davalı elindeki senetle borçlu olmadığı iddiasında kanıt olarak dayandığı davalı şirketin ticari defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu, davada konu senedin, defterlerde kaydı bulunmadığı gibi, davacının borçluluğuna ilişkin bir kayda da rastlanmadığı saptanmıştır. TTK.nun 84. maddesi hükmünce davalı şirketin alacak kaydı bulunmayan ticari defterlerinin kendi aleyhine delil sayılacağından, davalı elinde bulunan senedin şahit ifadelerinde belirtilen şekilde işe girişte alınan bir güvence senedi olduğu ve davalı şirkete davacının gerçek bir borcu bulunmadığı iddiası sabit görülerek, mahkemece davanınkabul edilmesi usul ve kanuna uygun olduğundan davalının temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanması gerekmektedir. S o n u ç Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün (ONANMASINA), onama harcının temyiz eden taraftan alınmasına,, davacı vekili için takdir olunan 24.800 lira duruşma vekalet ücretinin davalıdan tahsiline 26.5.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi. . . . Saygılarımla... |
04-04-2007, 16:14 | #7 |
|
tüm meslektaşlarıma teşekkür ederim,
iyiki varsınız. av. m. emin öztürk |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Teminat senedi | Av.A.Ş. | Meslektaşların Soruları | 18 | 15-06-2012 15:56 |
Boş Teminat Senedi Ve İcra Takibi(Düpedüz Sahtekarlık) | moonliner | Meslektaşların Soruları | 30 | 07-05-2011 20:51 |
Miras Payının Devri Ve Teminat Senedi | kenank | Meslektaşların Soruları | 3 | 14-03-2007 16:12 |
Teminat Senedi | hamburabi42 | Meslektaşların Soruları | 3 | 17-11-2006 18:20 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |