06-11-2006, 10:30 | #1 |
|
katkı payı davasıne zaman açılabilir?
boşanma dava dilekçesinde katkı payı konusunda hiçbir talepte bulunulmamış
ancak mal kaçırma ihtmali de var bir kısım kararlarda boşanma kararının kesinleşmesini beklemek gerekiyor diyor. eğer böyle br durum söz konusu ise(boşanma kararının kesinleşmesi) o zaman tespit davası açmak geldi aklıma malların tesbiti ve katkı pay oranlarının hesap edilmesi için ancak bu durumda da mal kaçırmaya engel olunamaz. ola ki mal kaçırılmamış ise o zaman önceden tespit olunmuş kararın icrası için açılan dava kısa sürede sonuçanır. ama birisi bana çıkıp da "boşanma kararının kesinleşmesini beklemeye gerek yok bak bu da içtihat!!!! AÇ DAVANI BİR AN EVVEL" dese o kadar memmun olacağım ki ,anlatamam. balkan balkantunali@gmail.com ÖZET:katkı payı davasını açabilmek için boşanma davasının kesinleşmesini beklemek gerekir mi? |
06-11-2006, 11:49 | #2 |
|
Sayın balkan ; Sizin deyiminizle "aç davanı bir an evvel" diyeceğim.Zira mal rejiminin sona erme anı "kesinleşen boşanma davasının dava tarihidir." Tasfiye anı farklıdır. Bu nedenle ister boşanma davası ile birlikte isterseniz de boşanma davasından ayrı olarak açabilirsiniz.Zira mal rejiminin tasfiyesine yönelik olarak açılacak olan bu dava nispi harca tabidir. Benim kanaatim boşanma davasından ayrı olarak açılmasının daha uygun olacağıdır. Zira nasıl olsa, açılacak olan bu davada boşanma davasının kesinleşmesinin bekletici mesele yapılacaktır. Boşanma davasından ayrı olarak açılabilecek olan bu davada da tedbir istenebilecektir. Kanaatimce fazlayı talep ve dava hakları da saklı tutulabilerek (zamanaşımı süresince) açılabilecektir. Saygılarımla. İyi çalışmalar dilerim.
|
07-11-2006, 12:40 | #3 |
|
Katkı
T.C.
YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ E. 2005/13817 K. 2006/644 T. 25.1.2006 • KATKI PAYINA DAYALI TAPU İPTALİ VE TESCİL ( Dava 17.10.2002 Tarihinde Açılmış Olup Davanın Devam Ettiği Tarihte Henüz Boşanma Gerçekleşmediğine Göre Davaya Bakmaya Aile Mahkemelerinin Görevli Olduğu ) • DERDEST BOŞANMA DAVASI ( Katkı Payına Dayalı Tapu İptali ve Tescil İle Alacak Davasının Devam Ettiği Tarihte Gerçekleşmediğine Göre Davaya Bakmaya Aile Mahkemelerinin Görevli Olduğu ) • AİLE MAHKEMESİ ( Katkı Payına Dayalı Tapu İptali ve Tescil İle Alacak Davasının Devam Ettiği Tarihte Henüz Boşanma Gerçekleşmediğine Göre Görevli Olduğu ) • GÖREV ( Katkı Payına Dayalı Tapu İptali ve Tescil İle Alacak Davasının Devam Ettiği Tarihte Henüz Boşanma Gerçekleşmediğine Göre Davaya Bakmaya Aile Mahkemelerinin Görevli Olduğu ) • ALACAK DAVASI ( Dava 17.10.2002 Tarihinde Açılmış Olup Davanın Devam Ettiği Tarihte Henüz Boşanma Gerçekleşmediğine Göre Davaya Bakmaya Aile Mahkemelerinin Görevli Olduğu ) 4721/m.227 ÖZET : Davacı davalı ile 1975 yılında evlendiklerini, davalı adına kayıtlı taşınmazın ortak kazançları ile alındığını ileri sürerek katkı payına dayalı tapu iptali ve tescil ile alacak davasını açmıştır. 4787 sayılı Yeni Türk Medeni Kanunu 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe girmiş olmasına göre dosya kapsamından taraflar arasında Denizli 1. Aile Mahkemesinde açılan boşanma davasının red edildiği, halen kesinleşmediği, tarafların ayrı yaşadıkları anlaşılmaktadır. Eldeki davanın 17.10.2002 tarihinde açılmış olup davanın açıldığı ve devam ettiği tarihte henüz boşanma gerçekleşmediğine göre eldeki davaya bakmaya aile mahkemeleri görevlidir. DAVA : Taraflar arasındaki alacak, tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili avukat Erhan Türkmenoğlu gelmiş, diğer taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: KARAR : Davacı, davalı ile 1975 yılından beri evli olduklarını, 2002 yılı Eylül ayından bu yana ayrı yaşadıklarını, açılan boşanma davasının reddedildiğini, evlilik birliği içerisinde birlikte aldıkları dairenin tapusunun davalı adına yapıldığını, katkısından dolayı 13 nolu dairenin tapusunun iptali ile 1/2 olarak adına tapuya tesciline mümkün olmazsa 1/2 bedeli olan 22.000.000.000 TL.nin davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının tapu iptali ve tescil davasının reddine, davacının katkı payından kaynaklanan 20.000.000.000 TL.nin davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1- Davacı davalı ile 1975 yılında evlendiklerini, davalı adına kayıtlı taşınmazın ortak kazançları ile alındığını ileri sürerek katkı payına dayalı tapu iptali ve tescil ile alacak davasını açmıştır. Dosya kapsamından taraflar arasında Denizli 1. Aile Mahkemesinde açılan boşanma davasının red edildiği, halen kesinleşmediği, tarafların ayrı yaşadıkları anlaşılmaktadır. 4787 sayılı Yeni Türk Medeni Kanunu 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe girmiş olup bu yasanın yürürlüğü ve uygulama şekli hakkındaki yasada yürürlükten sonraki tarihteki olaylarda bu yasanın uygulanacağı açıktır. Yine Yeni Medeni Kanunun 227. maddesi "...tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahip olur ve bu alacak o malın tasfiye sırasındaki değerine göre hesaplanır..." belirtmesi karşısında, eldeki davanın 17.10.2002 tarihinde açılmış olup davanın açıldığı ve devam ettiği tarihte henüz boşanma gerçekleşmediğine göre eldeki davaya bakmaya aile mahkemeleri görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak sözkonusu olmaz. Bu durumda mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır. 2- Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ : Davalı tarafça temyiz olunan kararın ( 1 ) nolu bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA, ( 2 ) nolu bentte gösterilen nedenle diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 450 YTL. duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, 25.1.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
07-11-2006, 12:47 | #4 |
|
Katkı-2
.C.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2004/3811 K. 2004/7084 T. 1.6.2004 • KATKI PAYI TALEBİ ( Davalı Koca Karşılık Davasında Kadın Adına Kayıtlı Taşınmazlara Yaptığı Katkı Payını İstemesi Başvurma Harcı Alınması - Nisbi Harç İkmali Yapılmadan İşin Esasının İncelenmesi Usul ve Yasaya Aykırı Olduğu ) • BAŞVURU HARCI ( Davalı Koca Karşılık Davasında Kadın Adına Kayıtlı Taşınmazlara Yaptığı Katkı Payını İstemesi - Nisbi Harç İkmali Yapılmadan İşin Esasının İncelenmesi Usul ve Yasaya Aykırı Olduğu ) • NİSBİ HARÇ İKMALİ YAPILMASI GEREĞİ ( Davalı Koca Karşılık Davasında Kadın Adına Kayıtlı Taşınmazlara Yaptığı Katkı Payını İstemesi ) 4721/m.227 492/m.30 ÖZET : Davalı koca, karşılık davasında kadın adına kayıtlı taşınmazlara yaptığı katkı payını istemiştir. Başvurma harcı alınmıştır. Mahkemece nisbi harç ikmali yapılmadan işin esasının incelenmesi usul ve yasaya aykırıdır. DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan bugün taraflar tebligata rağmen gelmediler. İşin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR : 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Davalı koca, karşılık davasında kadın adına kayıtlı taşınmazlara yaptığı katkı payını istemiştir. Başvurma harcı alınmıştır. Mahkemece nisbi harç ikmali yapılmadan işin esasının incelenmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, kararın bozma kapsamı dışında kalan yönlerinin ise ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,01.06.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi. Not:Kararlar Kazancı'dan alınmıştır. |
05-09-2008, 17:00 | #5 |
|
Herkese iyi günler,
Katkı payı davası mutlaka boşanma sebebiyle mi açılmalıdır?eşlerden biri ölmüşse kalan eşin mirasçısına karşı da açılabilir mi? Şimdiden teşekkürler. Syg. |
08-01-2010, 16:33 | #6 |
|
Sayın meslektaşım merhaba
"İçtihatlı Aile Hukuku" adlı bir çalışmam mevcut. Bu çalışmamda en güncel yargıtay kararları ışığında konuyu inceledim. Çalışmamdaki konuyla ilgili bölüm incelendiğinde konunun daha iyi anlaşılacağını düşünüyorum.Bana ulaşmanız halinde size çalışmamdan bir örnek gönderebilirim.(Ücret sorun değil) Hoşça Kalın Av.Mustafa KIRMIZI 0 539 322 88 33 |
08-01-2010, 17:51 | #7 |
|
Sayın Av.Esra
Sorunuz Medeni Kanunun 575. maddesinde açıkça yazılıdır şöyleki; madde metninde Miras, mirasbırakanın ölümüyle açılır.Mirasbırakanın sağlığında yapmış olduğu mirasla ilgili kazandırmalar ve paylaştırmalar ,terekenin ölüm anındaki durumuna göre değerlendiriliryazmaktadır. ohalde tereke aktif ve pasiften oluşuyorsa katkıpayıda bir alacaktır ve tereke bakımından pasiftir borçtur. Bu sebepten pek tabiki açılır. Ama terekeye karşı açılır |
28-10-2011, 16:32 | #8 |
|
Sayın meslektaşlarım;
2009 yılında açılmış olan boşanma davasında 2010 yılında karar verildi.Davada katkı payı istenmiş fakat sonra talep geri alınmış.Boşanma ile birlikte tazminata hükmedilmiş.Davalı tazminat miktarını temyiz etmiş ancak boşanmayı temyiz etmemiştir.(Boşanmayı açıkça kabul etmiş.)Bu durumda boşanma temyiz tarihinde kesinleşmiştir diye düşünüyorum.Katkı payı davasını açtım.Ancak hükmedilen tazminat için ilamlı icra yoluna başvurmak konusunda tereddütlerim var.Tazminat temyiz edilmiş fakat tazminat aynı zamanda boşanmanın fer'ilerinden..Ben her halükarda şansımı deneyeceğim muhtemelen şikayet yoluna gideceğim.Bu konuda; hem boşanmanın kesinleştiğine dair mahkeme bir inceleme yapacak mıdır, hem de tazminatın ilamlı icraya konulması hakkında değerli görüşlerinizi paylaşırsanız sevinirim.Saygılarımla. |
31-10-2011, 08:59 | #9 |
|
Merhaba Sevgili Meslektaşım
Aşağıdaki Yüksek Mahkeme kararının sorunuza yanıt olduğunu düşünüyorum. iyi çalışmalar “Taraflar arasındaki şikayet davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Manisa 1.İcra Hukuk Mahkemesince şikayetin kabulüne dair verilen 11.02.2008 gün ve 2008/59-57 sayılı kararın incelenmesi Karşı taraf/alacaklı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 13.05.2008 gün ve 2008/7485-10219 sayılı ilamı ile ; (...Kural olarak boşanma ekinde verilen maddi-manevi tazminat HUMK.nun 443.maddesi gereğince kesinleşmeden takibe konulamaz. Ancak, boşanmaya ilişkin hükmün kesinleşmesi halinde tazminata ilişkin hükmedilen alacağın tahsili için kesinleşme aranmaz. Keza tedbir niteliğinde verilen nafakanın da tahsili için kesinleşmesi gerekmez. Mahkemece açıklanan nedenlerle istemin reddi yerine kabulü isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. TEMYİZ EDEN: Karşı taraf/alacaklı vekili HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: İstek, icra müdürlüğü işlemini şikayete ilişkindir. Alacaklı tarafından borçlu aleyhine ilamlı takibe girişilerek boşanma bölümü kesinleşen ilama dayanılarak ilamda yer alan 10.000,00 YTL maddi ve 5.000,00 YTL manevi tazminat taleplerini içerecek şekilde ancak bu kalemler açıklanmadan 15.000,00 YTL asıl alacak ve 112,50 YTL işlemiş faizi, 900,00 YTL ilam vekâlet ücreti, 162,40 YTL yargılama gideri ve 2,00 YTL bakiye karar harcı ve 8,00 YTL posta pulundan oluşan masrafları ile birlikte toplam 16.184,90 YTL alacağın icra gideri, icra ücreti vekaleti, takip tarihinden başlayacak yasal faizi ile ve Perihan A. için her ay işleyecek aylık 100,00 YTL yoksulluk nafakası ve küçük Nida Ceylin A. için her ay işleyecek 100,00 YTL iştirak nafakası ile birlikte tahsili istenmiştir. Eldeki şikayet ile kararın boşanma davası yönünden kesinleştiği, ancak maddi ve manevi tazminata ilişkin hükmün kesinleşmediği ve temyiz edildiği, dayanak mahkeme kararında maddi ve manevi tazminatın, kararın kesinleşmesinden sonra yasal faizi ile birlikte tahsili gerektiği yolunda hüküm bulunduğu, buna rağmen karar kesinleşmeden icraya konulduğu, bu bakımdan yapılan takibin iptaline karar verilmesi gerektiğinden takibin iptali talep edilmiştir. Mahkemece “İlama aykırı takip yapıldığı yönündeki şikayetin kabulü ile, Manisa 2. İcra Müdürlüğünün 2008/879 esas sayılı dosyasında borçlu Recep A.hakkında yapılan ilamlı icra takibinin iptaline “karar verilmiştir. Karşı taraf/alacaklı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece karar, “Boşanmaya ilişkin hükmün kesinleşmesi halinde tazminata ilişkin hükmedilen alacağın tahsili için kesinleşme aranmayacağı, Keza tedbir niteliğinde verilen nafakanın da tahsili için kesinleşmesi gerekmediği, Mahkemece açıklanan nedenlerle reddi yerine kabulünün isabetsiz olduğu” gerekçesiyle, bozulmuş; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hükmü temyize karşı taraf/alacaklı vekili getirmektedir. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; takip dayanağı ilamın boşanmaya ilişkin bölümünün kesinleşmiş olması karşısında, ilamda yer alan ancak kesinleşmeyen maddi ve manevi tazminat ile tedbir nafakası vs kalemlerin kesinleşmeleri beklenmeden tahsilinin istenip istenemeyeceği, noktasında toplanmaktadır. Öncelikle, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 443.maddesinin ortaya konulmasında yarar vardır. Anılan maddede: “Temyizi dava icrayı tehir etmez. Ancak müstedi indettemyiz haksız çıktığı takdirde mahkümunbihi eda ve teslim edeceğine dair kefaleti kaviye göstermek veyahut mahkumunbih olan nukut ve eşyayı bir mevkii resmiye depozito etmek veya hasmı tarafından emvai ve emlüki haczedilmiş olmak şartiyle Mahkemei Temyiz talep üzerine müstacelen icranın tehirine karar verebilir (ilgili madde İİK m. 36). Müstedi Devlet ise veya müzahereti adliyeye (m. 465-472) nail olup da davanın ve hükmün mahiyetine ve ahvali saireye nazaran icranın tehiri icabediyorsa bila teminat icranın tehirine karar verilebilir. Nafaka hükümleri müstesnadır. Gayrimenkule ve buna müteallik ayni haklara ve aile ve şahsın hukukuna mütedair hükümler kat’iyet kesbetmedikçe icra olunamaz. Hükmün kesinleştiği ilamın altına veya arkasına yazılıp, tarih ve mahkeme mührü konmak ve mahkeme başkanı veya hakimi tarafından imzalanmak suretiyle belirtilir.” Hükmü yer almaktadır. Görülmektedir ki, kural olarak boşanma ilamı ile birlikte hükmedilen maddi ve manevi tazminatın boşanma kararının eklentisi olması nedeniyle boşanma ilamı kesinleşmeden takibe konu edilmesi, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 443.maddesi karşısında mümkün değildir. Boşanma kararının kesinleşmesi halinde ise bu ilamla birlikte hükmedilmiş olsa bile kesinleşmeyen maddi ve manevi tazminata ilişkin hükmün, takibe konu edilmesi olanaklıdır. Yine, tedbir niteliğinde hükmedilen nafakanın da takibe konu edilmesinde buna ilişkin hükmün kesinleşmesi aranmaz. Nitekim, aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulu’nun 28.02.2001 gün ve 2001/12-206 esas, 2001/217 karar sayılı ilamında da vurgulanmıştır Somut olayda; Manisa 1.Aile Mahkemesinin 2006/1001 esas, 2007/567 sayılı kararı boşanma yönünden kesinleşmiş; hükmün diğer kalemleri yönünden ise, temyiz edilerek 22.01.2008 tarihinde Yargıtay 2.Hukuk Dairesine gönderilmiş olmakla karar takip tarihinde tazminatlar yönünden kesinleşmemiştir. Görüldüğü üzere, kesinleşmeden icra olunamayacağı belirgin olan boşanma hükmü kesinleşmiş; bu hükme bağlı olarak hükmedilen ancak temyize konu edilmekle kesinleşmemiş olan diğer alacak kalemleri ise, boşanma hükmünün kesinleşmesi ile birlikte, kesinleşip kesinleşmediklerine bakılmaksızın takibe konulabilir hale gelmiştir. Bu durum karşısında, mahkemece Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen bozma ilamına uyulmak gerekirken, somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle şikayetin kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.”(YHGK, 22.10.2008 T, 2008/12-656-2008/638) |
29-06-2012, 12:11 | #10 |
|
Değerli Meslektaşlarım,
Araştırmalarıma rağmen net bir cevap bulamadığım bir davam var. almanay da yaşayan Türk bir çift. Senelerce çalışıp TR'de bir ev satın alıyorlar. Sonra çift 2012 sensinde ALmanya da boşanma daası açıyor (Henüz karara çıkmamış) KAdın eş öğreniyorki 2002den önce alınmış bu evi kocası muvazaalı bir şekilde annesinin ğzerine yapmış. Şimdi ben dava açacağım. Ev eşin üzerine kayıtlı olmadığı için tam manasıyla katkı payı davası açamıyorum terditli talepte bulunacağım ama öncelikle muvazaalı işlemin iptali ve tescil reddi halinde katkı payının hesabıyla bedel ödenmesi gibi bir talepte bulunacapım. Tapu iptal talebinde bulunacağım için görevli mahkeme ve talebim konusunda pek emin değilim. Değerli görüşlerinizi bekliyorum. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Nüfus Düzeltme Davaları Her Yerde Açılabilir Mi? | Av.Teoman | Meslektaşların Soruları | 11 | 24-01-2020 16:37 |
Katkı Payı Alacağında Zamanaşımı | Av.Sever Köz | Aile Hukuku Çalışma Grubu | 23 | 29-05-2013 12:39 |
Katkı payı talebinde miras kalan mal üzerine tedbir konulabilir mi | Av.Ayşe Batumlu | Meslektaşların Soruları | 3 | 10-10-2006 13:17 |
Hakimler Ve Savcılar Hakkında Dava Açılabilir Mi? | mezar-ı mafia | Hukuk Soruları Arşivi | 3 | 25-10-2004 09:09 |
Avukat Bürosunda Sergi Açılabilir Mi? | Av. Adil Giray ÇELİK | Meslektaşların Soruları | 1 | 29-10-2002 03:53 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |