hayvan hakları ve işkence yasağı , bilerek ölüme sebebiyet

Geçen hafta , komşum olan şahsın , yalnızca bir kez miyavlayan bir kediye küfürler ettiğini ardından bu kedinin canhıraş sesini , yere düşen bir demir parçası sesiyle birlikte duydum. Bu olay , sabah saatlerinde , biz kahvaltı yaparken gerçekleşti. Sanırım , yan komşumuzda kahvaltı yapıyordu ve doğaldır ki, kediler , yemek yenilen ortamlara yaklaşıp yiyecek bir şeyler istemek için miyavlar. Ve bu durum bizim bulunduğumuz , yaşadığımız yerde gayet normal bir durumdur. Evlerin geniş bahçeleri bulunduğundan kediler istedikleri gibi gezinirler , oynaşırlar.

Ancak , kısa bir süre , bu kedinin , bizim bahçemizde doğmuş , büyümüş , yaşı 8 e varan kedimiz olduğunu anladım. Kafatasının bir tarafına isabet eden demir parçası kafatasının şeklini değiştirmiş , hayvanın sol gözünün kapanmasına sebep olmuştu. Kedi canı yanmasına rağmen dili dönmediği için yardım isteyemiyordu.

Yapabileceğimiz hemen herşeyi yaptığımızı düşünüyorum.

Benim sormak istediğim, komşumun bu fiili karşısında cezai yaptırım veren herhangi bir kanun var mı ? Hayvanlara şiddet uygulanması karşısında ceza maddesi bulunan bir yasa var mı ? Ne yapmalıyım ? Şikayet ettiğim taktirde, savcılığın ilgilenmeme gibi bir durumu söz konusu olabilir mi ?

Saygılarımla

Merhaba,

"5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu"'nun 14. Md. göre "Hayvanlara kasıtlı olarak kötü davranmak, acımasız ve zalimce işlem yapmak, dövmek, aç ve susuz bırakmak, aşırı soğuğa ve sıcağa maruz bırakmak, bakımlarını ihmal etmek, fiziksel ve psikolojik acı çektirmek" yasaktır.

Bu maddeye aykırılık halinde kişiye yetkili otorite tarafından idari para cezası verilir ve hayvan koruma altına alınır. Para cezasını valilik veya kaymakamlık verir. Bu hususta şikayet hakkınız bulunmaktadır.

Ayrıca sahipli hayvana benzer fiilleri uygulamak da TCK kapsamında mala zarar vermek olarak nitelendirilmektedir.Şikayetiniz üzere fail dört aydan üç yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.

merhaba prometeus,
Öncelikle bu duruma çok üzüldüğümü belirtmek isterim.Sizin bu durum karşısında susmamanızı ve tüm yasal yollara başvurmanızı öneririm.bu konuda size elimden gelen yardımı da yapabilirim.Artık insanların kime ve neye nasıl davaranması gerektiğini öğrenmesi gerekir..

MADDE 14. — Hayvanlarla ilgili yasaklar şunlardır:
a) Hayvanlara kasıtlı olarak kötü davranmak, acımasız ve zalimce işlem yapmak, dövmek, aç ve susuz bırakmak, aşırı soğuğa ve sıcağa maruz bırakmak, bakımlarını ihmal etmek, fiziksel ve psikolojik acı çektirmek.


MADDE 28. — Bu Kanun hükümlerine aykırı davrananlara aşağıdaki cezalar verilir:
k) 14 üncü maddenin (a), (b), (c), (d), (e), (g), (h), (ı), (j) ve (k) bentlerine aykırı davrananlara ikiyüzellimilyon lira idarî para cezası; (f) ve (l) bentlerine aykırı davrananlara hayvan başına ikimilyarbeşyüzmilyon lira idarî para cezası verilir, kesilmiş ve canlı hayvanlara el konulur.

Sayın Av. Bülent bey'e ve Stajyer Av. Hüseyin bey'e verdikleri bilgiler için teşekkürler. Bahis konusu komşumuzun bu hareketinin şahsıma duyduğu ve geçmişten gelen , ne olduğunu henüz anlayamadığım , bir sebepten kaynaklandığını düşünüyorum. Sahip olduğum herşeye , şahsıma getiri veya fayda sağlayan her türden varlığa karşı müthiş bir öfke duyuyor. Kedime karşı kötü davranışındaki amaç şahsıma acı çektirmek. Bunu biraz geçte olsa anladım. Komşumun davranışları son aylar içinde çok fazla değişiklik gösterdi. Nedeninin anlamakta zorlanıyorum? Çevremizde hasta ruhlu birileri komşumuzu üzerime mi saldırtmaya çalışıyor? Olay çıkarttırıp ,bizleri birbirimize düşürüp , karşıya geçip bizi seyrederek haz alacak insanlar mı var çevremde ? Ayrıca bahis konusu kedimden önce , diğer dört adet kedi de bilinmeyen sebeplerden yakın zamanda aniden öldüler. Kendi bahçemizde cesetlerini buldum.Büyük ihtimal zehirli gıda verilmişti onlara. Karşımdaki insanlar ne türden insanlar , anlayamıyorum? Bu olaylar hayvan haklarına ek olarak , sanırım , şahsıma psikolojik baskı konusunu da gündeme getiriyor. Ancak , yine kendi kendime soruyorum , neden ? Benden ne istiyor olabilirler ?

Hayvanlara tecavüz, işkence, inanılmaz vahşet ve her türlü yolla sürekli öldürülmeleri yasalarımız karşısında "kabahat" olarak tanımlanmakta ve barındırdığı potansiyel insanlık dışılığı görmezden gelerek adeta ödüllendirmektedir. Hukukçular olarak bu yasanın değiştirilmesi ve TCK. kapsamında cezalandırılması için gereken tepkiyi vermemiz gerekiyor. Düşünün bir insan gece vakti sahipsiz bir köpeği yakalıyor. Aç ve perişan durumdaki hayvanı koli bantlarıyla bağlayıp iğrenç bir tecavüze girişiyor. Artık sokaklarımızda insan kesseler kimse çıkmıyor diye diye gerçekten toplumu o hale getirdik maalesef elbirliğiyle. Bu insan dediğimiz kişi ise hayvanı parçalayana kadar çirkinliğine devam ediyor. Sonunda parçalanmış, kanlar içinde bitkin hayvanı öylece bırakıveriyor. Bir şekilde bulunan ve kurtarılabilenler hariç bu hayvanlar genelde ertesi gün acı çığlıklarla dolaştıkları mahallelerde de sopalarla kovalanıyor, çocukların her çeşit işkencesine maruz kalıyor. Hatta bu yaz bir ilk okul bahçesinde yavrularıyla birlikte gaz dökülüp yakılan köpeklerin haberini hatırlamadan geçemeyeceğim. Belediyeler aşılama ve koruma görevini yerine getirmediği için sivil toplumun bu hayvanları koruması son derece kısıtlı ve zor koşullara bağlı kalıyor. Tecavüze uğrayan ve sonra da dövülen, yaralanan bu hayvana yapılanların "SUÇ SAYILMAMASI" insani duygular taşıyan hiç bir vicdanda aklanamaz. Bu nedenle 5199 sayılı yasanın acilen TCK kapsamına alınmasını talep ediyoruz. Destek vermelisiniz arkadaşlar. Zamanında durdurulmayan bu tip suçluların bir sonraki durağı kesinlikle çocuklar ve yaşlı savunmasız insanlar. Defalarca yaşandı bu örnek. Ama tabi ben dilerdim ki bir sonraki hedef insan olacak diye değil de sırf onlar da canlı olduğu için yanlarında olalım, yardımcı olalım. Bu anlamda hukukçuların desteği çok önemlidir. Bu yasanın uygulayıcıları biz olacağız öyle değil mi? Gelin bu uygar adıma birlikte gidelim.

Sayın Av. Yalçın'a katılıyorum. Düşünebilme yetenekleri yok diye hayvanlara karşı işlenen suçlar için ceza yasasında bu yönde düzenlenmenin bulunmaması henüz uygar bir seviyeye gelemediğimizin delillerindendir diye düşünüyorum.

Ayrıca ilk mesajıma ek olarak , komşum tarafından ağır şekilde yaralanan kedim bir kaç gün can çekişerek hayatını kaybetti. Hiç bir şey yapamamamın verdiği üzüntü bir yana , insan sıfatına haiz birinin bu davranışı beni derinden etkiledi.

Alıntı: Yazan prometeus Ayrıca ilk mesajıma ek olarak , komşum tarafından ağır şekilde yaralanan kedim bir kaç gün can çekişerek hayatını kaybetti. Hiç bir şey yapamamamın verdiği üzüntü bir yana , insan sıfatına haiz birinin bu davranışı beni derinden etkiledi.

Bence siz hiçbirşey yapmayın. Zaten yapacak durumda değilsiniz. Çünkü kedinizi gerçekten sevsediniz, o zaman buna gözyummaz, derhal şikayette bulunrdunuz. O zavallının ölmesine de seyirci kalmazdınız. Siz... Hiçbirşey yapmayın...

Alıntı: Yazan CATWOMAN o zaman buna gözyummaz, derhal şikayette bulunurdunuz.

Sayın CATWOMAN

Hangi suçtan şikayette bulunulmasını öneriyorsunuz?

Her saatte üç hayvan türünün yok olduğu ülkemizde hayvanların korunması hakkındaki mevzuat kedimizi korumaya yeterli mi? Bir başka deyişle kendimizi korumaya yeterli mi?

Saygılarımla

Siz kedinizden çok kendinizi korumak ister gibisiniz bence... Önce Allah, sonra da kedinizin sizi affetmesini diliyorum...

Sayın Meslektaşım Av. Armağan Konyalı; işte bizlerin başına ne geliyorsa, zaten bu " mevzuat yetersiz" cümlesinden geliyor. Herkes üstüne düşeni yapsa, duyarlı olsa, toplum bilinci oluşsa, gazetelerde tvlerde internette bu kişiler ifşa edilse, suç işleyenler gerekli ve yeterli cezaları birgün mutlaka alacaklardır. İzmir' de sakat bir kediyi karton kolinin içinden çıkarıp başını ezen bir üniversite öğrencisi, TVlerde facebookta heryerde ifşa edildi. Şimdi de üniversiteden atılmak üzere. Haber yapılmasaydı, kim öğrenecekti? Düşünün ki; ayakları koli bantlarıyla bağlandıktan sonra tecavüze uğrayan bir köpek duyduğu acıyla çığlık çığlığa sokaklarda bağırdığı için sopalarla kovalanıyorsa, bir ilkokulda benzin dökülerek yavru köpekler yakılıyorsa,vs , bu yapılanlar birgün mutlaka buna sessiz ve seyirci kalanları da bulacaktır. Yine düşünün ki, işlenen böylesine insanlık dışı davranışlar ( Allah korusun ki ) sizin bir aile ferdinize yada değer verdiğiniz bir hayvana yapılmış olsaydı, o zaman da yine " mevzuat yetersiz" mi diyecektiniz? Üzülerek belirtmeliyim ki; mevzuatımız yetersiz ama bizler de üstümüze düşeni ne kadar yapıyoruz? Toplumumuz ne yazık ki insana yada hayvana farketmez, işkence, kötü muamele, tecavüz, hakaret, vs haberlerine alışmaya başladı bile. Sadece " Vah vah! Yazık! " deyip hemen unutuyoruz.Sanırım bizler, insanlığımızı da unutmaya başladık... Oysa amacımız, zarara uğrayan her kimse onu geri getirmek değil, suçluları tespit edip, cezalandırılmalarını sağlamak ve nihayetinde de geride kalanları korumak olmalıdır.

Alıntı: Yazan CATWOMAN suç işleyenler gerekli ve yeterli cezaları birgün mutlaka alacaklardır.

Sayın CATWOMAN

Hayvanların korunması için cezaların yetersiz olduğu konusunda görüşümüzün aynı olduğuna sevindim. Umudumuz aynı. Ama benim umudum daha büyük:

Tek tek hayvanların korunmasının yanı sıra hayvan türlerinin yok olmasının da önüne geçilmesi gerekiyor. Acı çeken bir hayvan karşısında gözyaşları kendiliğinden gelir. Öte yandan ülkemizde her saat başı üç hayvan türü yok oluyor ama ağlayanı yok.

Tek tek hayvanların korunması insanın kedisini korur. Hayvan türlerinin korunması ise, çevre sorunu çerçevesinde, insanlığın kendisini korur. Ama insanlar o kadar bencil ki insanlığı düşünmüyorlar. Kendisini bile düşünmeyecek bir bencillik sonucunda insanlık mahşerin dört atlısına yenik düşüyor.

İnsanlık henüz çok geri. İnsanlar bencillikten, saldırganlıktan, öldürme arzusundan vazgeçebilmiş değil. Bu nedenle hukukun caydırıcı gücüne ve geniş kapsamlı ilahi bir affa ihtiyacımız olduğuna ilişkin isabetli görüşlerinize katılıyorum.

Sayın Av. Armağan Konyalı;

Ben de sizin isabetli görüşlerinize aynen katılıyorum. Sizin yada benim gibi düşünen ve hisseden insanların ne kadar az olduğunu da söylemeden edemeyeceğim.

Ancak şunu da önemle belirtmek isterim ki; sözlerim sadece bir kedi yada köpek için değildi, tamamen masum olan bütün hayvanlara ( yok edilen / edilmeye çalışılan hayvan türleri de dahil ) ve masum insanlara yapılan muameleleri kastetmiştim. Bir kediye, köpeğe yada bebeğe yapılan her türlü saldırılar ise, beni derinden etkiliyor ve inanın ki ben, en çok onlara üzülüyorum ve isyan ediyorum.

Bizler sessiz kaldıkça, masum olan tüm canlılara yapılan böylesine saldırılar da, başını alıp gidiyor. Dün size yazdıklarımı sözcüklere dökerken, gözlerimin dolduğunu, nefesimin kesildiğini ve boğazıma kıymıkların battığını söylemekte sakınca görmüyorum. En başta insan, sonra bir bayan ve sonra da bir Avukat olarak, haksızlıklara elbette ki tahammül edemiyorum. Başkaları gibi "Aman sen de... " deyip geçemiyorum. İlahi adalet elbet birgün mutlaka tecelli edecek ama bizler, İlahi adalete hiç iş bırakmamalıyız diye düşünüyorum. Hani bir söz vardır halk arasında; " Benimki benden gittikten sonra, neye yarar?"...

Dünyada suçlulara hakettikleri cezaları veremedikten, -insan yada hayvan- masumları koruyamadıktan, direnemedikten, tüm bu yaşananlara sustuktan VE EN ÖNEMLİSİ DE; " BİR TARAFTAN BOĞAZIMIZA TAKILAN KIYMIKLARLA YUTKUNMAYA ÇALIŞIRKEN, BİR TARAFTAN DA SESSİZCE FISILDAYARAK HAKKIMIZI İLAHİ ADALETE BIRAKTIKTAN SONRA, NEYE YARAR Kİ?...

Yine de, ben de sizin gibi umutluyum... Hiçbir gelişme olmasa da, iyiye giden tek bir olay olmasa da, her gün işkenceler, saldırganlıklar, bencillikler artsa da, herşeye rağmen MANASIZ BİR ŞEKİLDE UMUTLUYUM....

Hatta BENİM UMUDUM DAHA BÜYÜK...

Saygılarımla...

maalesef kanunlarımız bu konuda da geri kalmış(yada daha avutucu bir deyimle;az gelişmiş)toplumlarda uygulanan mevzuat ve kurallar bütününden ileri gidememiştir.Bir katilin para cezasıyla durumdan sıyrılması son derece üzüntü vericidir.
Nitekim idari para cezasıda olsa şikayet haklarımızın sonuna kadar kullanılması gerektiğini düşünüyorum.
Düşünme yetisi olmadığı ileri sürülen her hayvan bu suçlara teşebbüs edenlerden çok daha insandır.
Haklarınızı aramaktan vazgeçmeyiniz.

Onlarca STK ve bilinçlenmiş binlerce can dostu üç büyük ilimizdeki Hayvan Hakları Komisyonlarının da yönlendirmesiyle artık Hayvanları Koruma Kanununa ciddi anlamda sahip çıkıyor. Tecavüz ve öldürmelerin TCK. kapsamına alınması talebimize hemen "uyutma ve diğer ihlalleri" de ekleyerek el çabukluğuyla çıkarılıp oldu bittiye gtirilmek istenen 5199 revizesine karşı duruyoruz. Av, deney, uyutma, kürk gibi konuları yaşam ihlali olarak değerlendirmeyen bir kanun hayvan koruma kanunu olamaz. Yasama Meclisine ve tüm ilgililere, yetkililere hukuki sosyal her yönden baskıya devam ediyoruz. Meslektaşlarımızın desteği son derece önemlidir. Ayrıntılar ve gelişmeler sosyal ağlarda sürekli paylaşımdadır. Herkese teşekkür ederim.

İstanbul Barosu Staj Eğitim Merkezi'nde stajyer meslektaşlarımla son üç yıldır 5299 SK. ve Hayvan Hakları dersini beraber yapıyoruz. Tüm iller barolarına bu konuda sürekli yazışma yolluyoruz. İnsanlar kendini savunamayan hayvanlar için talepte bulunduğunda yardım edebilecek avukat arkadaşlarla gruplar oluşturmaya çalışıyoruz. Buna "can nöbetçisi hukukçular" ağı da diyebiliriz. Her başarı bir hayattır. Yasal konularda ilginç örnekler yaşayan arkadaşlar da paylaşırsa memnun oluruz.

Ne yazık ki yasalaştırılmaya çalışılan metin, kelime anlamıyla ve içeriğiyle sadece bir metin.

İçerisinde hayvan refahını, yaşama hakkını bir nebze taşımayan bir kelime öbeği.

Mevcut tasarı ve tekliflerin hiç birisi hayvanların korunması adına olumlu adımları tam anlamıyla sağlayamıyor. Bir yandan hayvanın mal olmadığına dair olumlu bir adım gelirken, yasaklı ırk adı altında isimlendirilen ırkların mevcut sahiplerine dahi 2 yıldan fazla hapis cezaları öngörülüyor.

Bu durumda biz hayvansever hukukçuların görüşleri çokta anlam kazanamıyor.

Bundan 2-3 ay önce Ankara Barosu tarafından Hayvan Hakları Kurultayı yapılmıştı. Mecliste bu konuda çalışan milletvekilleri de orada yasalaştırılmasını istedikleri kanun tasarı ve teklifleri konusunda bilgi paylaşımında bulundu. Ancak orada yaşadığımız bir takım olumsuzluklar sebebiyle Sayın vekillere sormak istediğimiz soruları sorma imkanı bulamadık. Plaket töreni sağolsun bizi engellemiş bulundu.

Netice olarak biz değerli hukukçuların, TBMM internet sitesinden hayvan hakları konusunda hazırlanan teklif ve tasarıları incelemesi, mevcut olumsuzlukları göz önüne sermesi gerektiği inancındayım.

Yasalaştırılmaya çalışılan metinleri insanların ihtiyacını karşılayan ve uygulanabilir bir kanun seviyesine çıkarmak için çalışmalıyız.

Saygılarımla

Yaşanan büyük ihlaller, kanunun hayvanı korumak bir yana, yok etmeye teşne hükümleri derken, artık Türkiye hukukçularının örgütlenmesi de kaçınılmaz oldu. Her ilde sağlam (hayvan hakları konusunda çalışıp da, binlerce eleştiriye maruz kalmaya dayanabilecek anlamında) bir kaç meslektaşımızın bulunması son derece önemli. Bu maksatla Türkiye Baroları Hayvan Hakları Komisyonlarının bir araya geldiği Kurultay çalışmaları başlatılmıştır. İlki İstanbul, ikincisi Antalya'da yapılan kurultayları, Türkiye Baroları Hayvan Hakları Ankara Çalıştayı izlemiş ve yakın bir zamanda da Eskişehir'de Türkiye Baroları Hayvan Hakları 3.Kurultayı yapılacaktır. İlgilenen meslektaşlarımızın barolarkurultay@gmail.com adresine yazmaları yeterlidir. Türkiye ağını oluşturup, tüm ihlalleri takip ederek gerçek bir hayvan koruma hukuku oluşturabiliriz birlikte. Şimdiden teşekkürler.

Alıntı: Yazan Av.H.YALÇIN Türkiye ağını oluşturup, tüm ihlalleri takip ederek gerçek bir hayvan koruma hukuku oluşturabiliriz birlikte. Şimdiden teşekkürler.

Hayvanları koruma konusunda elimizdeki verileri, önerileri bu başlık altında paylaşmaya başlasak ve sonrasında THS içinde ayrı bir bölüm açarak çalışma gruplarıyla konuyu işlesek diye bir düş kurdum.

THS içinde
KAHDEM kadın hakları hukuki destek merkezi,
HASDEM hasta hakları hukuki destek merkezi var.

HAYDEM neden olmasın?

Saygılarımla

Bu bir düş değil, mutlaka gerçek olması gereken hedefimiz o halde
Bizler kurultayları yaparak bunun ilk adımını fiilen atmıştık. Devamını ve daha geniş bir ağı da buradan oluşturalım. Nereden başlayalım?
Bence ilk ayakta, tüm meslektaşlarımıza "neden hayvan hakları?" konusunu tam anlamıyla anlatabilmek gerekli. Bu bir hobi ya da tatlı su mücadelesinden öte gerçek bir yaşam hakkı, işkenceden korunma mücadelesidir. İnsanların ilk tepkisi olan "bunca sorun varken..." cümlesini baştan safdışı bırakmak için ihlaller konusunu ve toplumdaki infiali girizgah olarak anlatmak gerekli. Ben hazırım, önerilerinizi bekliyorum.
Sevgiler

Alıntı: Yazan Av.Armağan Konyalı Hayvanları koruma konusunda elimizdeki verileri, önerileri bu başlık altında paylaşmaya başlasak ve sonrasında THS içinde ayrı bir bölüm açarak çalışma gruplarıyla konuyu işlesek diye bir düş kurdum. THS içinde KAHDEM kadın hakları hukuki destek merkezi, HASDEM hasta hakları hukuki destek merkezi var. HAYDEM neden olmasın? Saygılarımla

Herkese tekrar merhaba,

En son yazdığım düşüncelerin üzerinden bir buçuk seneye yakın bir süre geçmiş.

Bu süre zarfında şahsım adına hayvan hakları üzerine çalışmalara ağırlık verdim, yukarıdaki düşüncelerimde eleştirdiğim bir takım konulara karşı kayıtsız kalmadım, baromuzun hayvan hakları kurulu içerisinde görev edindim.

Daha sonra Hülya hanım ve diğer tüm değerli hayvan hakkı savunucusu meslektaşlarımla irtibat içerisine girdik, çok ama çok yararlı çalışmalar yaptık, hayvanlar için büyük adımlar attık diye düşünüyorum.

Tabi çalışmalarımızı yaparken THS'yi unutmuşum. Bugün Hülya hanımın mesajıyla tekrar başlığı hatırladım ve yazma gereksinimi duydum.

Şuan için en önemli konulardan birisi mecliste yasalaşmayı bekleyen bir kanun tasarısının varlığı. Bu konuda çalışmalar yapıldı tüm barolar tarafından.

Diğer yandan bu platformun bir meslektaş platformu olmasından kaynaklı olarak, mesajlarımızı okuyan tüm meslektaşlarıma eğer barolarında hayvan hakları kurulu kurulmamış ise, bu konuda çalışmalara başlamaları gerekliliğini ve önemini hatırlatmak isterim.

1-2 kişi dahi olunsa bile kurullar kurulmalı ve çalışmalar başlamalıdır. Zira Türkiyedeki tüm barolar hayvan hakları kurulları ortak bir çatı altında, sürekli iletişim ve destek halinde çalışmakta.

Herkese sevgi ve selamlarımla

barolarkurultay@gmail.com adresini bu nedenle oluşturduk. Buğcan'ın da dediği gibi, komisyonsuz, hayvan hakları hukukçusu olmayan baro kalmasın ilk hedefimiz. Yakınlardaki kurultaylarımızı da duyurarak meslektaşlarımızı yanımızda görmek isteriz. Zira hayvanlara yapılan muameleler "insan haklarının da direk ihlali" olarak zuhur etmekte artık. Biz buna engel olmak zorundayız. Burada oluşturulacak çalışma grubu için start bekliyorum Ya da ben mi başlatayım, ne yapalım?

Alıntı: Yazan Av.Buğcan Çankaya Herkese tekrar merhaba, En son yazdığım düşüncelerin üzerinden bir buçuk seneye yakın bir süre geçmiş. Bu süre zarfında şahsım adına hayvan hakları üzerine çalışmalara ağırlık verdim, yukarıdaki düşüncelerimde eleştirdiğim bir takım konulara karşı kayıtsız kalmadım, baromuzun hayvan hakları kurulu içerisinde görev edindim. Daha sonra Hülya hanım ve diğer tüm değerli hayvan hakkı savunucusu meslektaşlarımla irtibat içerisine girdik, çok ama çok yararlı çalışmalar yaptık, hayvanlar için büyük adımlar attık diye düşünüyorum. Tabi çalışmalarımızı yaparken THS'yi unutmuşum. Bugün Hülya hanımın mesajıyla tekrar başlığı hatırladım ve yazma gereksinimi duydum. Şuan için en önemli konulardan birisi mecliste yasalaşmayı bekleyen bir kanun tasarısının varlığı. Bu konuda çalışmalar yapıldı tüm barolar tarafından. Diğer yandan bu platformun bir meslektaş platformu olmasından kaynaklı olarak, mesajlarımızı okuyan tüm meslektaşlarıma eğer barolarında hayvan hakları kurulu kurulmamış ise, bu konuda çalışmalara başlamaları gerekliliğini ve önemini hatırlatmak isterim. 1-2 kişi dahi olunsa bile kurullar kurulmalı ve çalışmalar başlamalıdır. Zira Türkiyedeki tüm barolar hayvan hakları kurulları ortak bir çatı altında, sürekli iletişim ve destek halinde çalışmakta. Herkese sevgi ve selamlarımla

Alıntı: Yazan Av.H.YALÇIN ihlaller konusunu ve toplumdaki infiali girizgah olarak anlatmak gerekli. Ben hazırım, önerilerinizi bekliyorum.

Siz anlatmaya hazırsanız biz de dinlemeye hazırız.

Alıntı: Yazan Av.Buğcan Çankaya Şu an için en önemli konulardan birisi mecliste yasalaşmayı bekleyen bir kanun tasarısının varlığı. Bu konuda çalışmalar yapıldı tüm barolar tarafından.

Bu çalışmalara ulaşabileceğimiz internet bağlantıları var mı? Varsa paylaşır mısınız?

Alıntı: Yazan SUSKUN ÇOĞUNLUK Ben bu konuyu bilmiyorum.

Bilmiyorsanız her konuyu araştırdığınız gibi bu konuyu da araştırabilir ve bulduklarınızı paylaşabilirsiniz. Bu zor işi yapmak için muhtaç olduğunuz kudret, yardıma muhtaç bir köpeğin bakışlarında mevcuttur.

Alıntı: Yazan Av.Armağan Konyalı Siz anlatmaya hazırsanız biz de dinlemeye hazırız. Bu çalışmalara ulaşabileceğimiz internet bağlantıları var mı? Varsa paylaşır mısınız?

Bu başlık altında yeterince üyenin ilgisi ve bilgi malzemesi toplandığında site yöneticisi Sayın Admin'e HAYDEM için ayrı bir bölüm açılması için öneri götürebiliriz. HAYDEM açıldığında buradaki bilgi sınıflandırılarak, ayrı başlıklar oluşturularak HAYDEM alanına taşınabilir.

Önce toplanalım sonra kooperatif için arsa isteyelim.

"Muhtaç olduğumuz kudret, yardıma muhtaç bir köpeğin bakışlarında" buna bayıldım. O halde hayvan hakları ders notlarımı hemen derlemeye başlıyorum. En kısa sürede bir çalışma grubu başlığında kısa kısa paylaşacağım, uygun mudur?

Alıntı: Yazan Av.Armağan Konyalı Siz anlatmaya hazırsanız biz de dinlemeye hazırız. Bu çalışmalara ulaşabileceğimiz internet bağlantıları var mı? Varsa paylaşır mısınız? Bilmiyorsanız her konuyu araştırdığınız gibi bu konuyu da araştırabilir ve bulduklarınızı paylaşabilirsiniz. Bu zor işi yapmak için muhtaç olduğunuz kudret, yardıma muhtaç bir köpeğin bakışlarında mevcuttur.

İstanbul Barosu Hayvan Hakları Komisyonumuzun ve diğer illerdeki komisyon ve kurulların fb üzerinde sayfaları var. Onları paylaşabiliyor muyuz link olarak? oradan başlayalım. Ama sosyal ağdaki gibi sadece yuva bulma, acil yardım konularında tökezlemeyecek şekilde, hukuki güç birliği için burada yoğunlaşalım derim. Armağan Konyalı meslektaşım, telefonla görüşebilme ihtimalimiz var mı?

Alıntı: Yazan Av.Armağan Konyalı Yeterince üyenin ilgisi ve bilgi malzemesi toplandığında site yöneticisi Sayın Admin'e HAYDEM için ayrı bir bölüm açılması için öneri götürebiliriz. Önce toplanalım sonra kooperatif için arsa isteyelim.

Hatta bir yerimiz bile var:

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=36361

Çalışmalarınızı bu çalışma grubu altında ayrı başlıklarla sunabilirsiniz.