|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
07-10-2010, 14:46 | #1 |
|
duruşma sırasında eşe hakaret
-müstakil açılan tedbir nafakası davasının duruşmasında davalı ,eşi davacı için"davacı 4 yıl önce altımdan kaçarak başkasına gitti,bir ay sonra akrabaları geri getirdiler,davacının kiminle kaçtığını bilmiyorum." demiştir.Bu beyan zapta geçmiştşr.
-Böyle bir kaçma olayı olmamıştır.Davalının bu sözleri hakaret veya iftira suçunu oluşturmazmı?Suç duyurusunda bulunmadan önce görüşlerinizi almak istedim. -Saygılar. |
07-10-2010, 20:55 | #2 |
|
Merhaba. kanımca biraz ağır kaçmakla beraber, bu sözler savunma sınırları içinde kalır. zira iftira/suç isnadı suçunun oluşabilmesi için, birisine suç isnat edilmesi lazım. Birisiyle kaçmak, evli bile olunsa suç değildir. Bu sözler hakaret olarak da kabul edilemez kanaatindeyim, zira karşısındakinin kişilik haklarına doğrudan bir saldırı değil, maddi bir olay anlatılmış kanaatindeyim. saygılar.
|
08-10-2010, 08:43 | #3 | |||||||||||||||||||||||
|
İddia ve savunma dokunulmazlığı MADDE 128 - (1) Yargı mercileri veya idari makamlar nezdinde yapılan yazılı veya sözlü başvuru, iddia ve savunmalar kapsamında, kişilerle ilgili olarak somut isnadlarda ya da olumsuz değerlendirmelerde bulunulması halinde, ceza verilmez. Ancak, bunun için isnat ve değerlendirmelerin, gerçek ve somut vakıalara dayanması ve uyuşmazlıkla bağlantılı olması gerekir. Saygılarımla |
08-10-2010, 09:00 | #4 |
|
"davacı 4 yıl önce altımdan kaçarak..."ibaresi kanımca bir iddia ve savunma dokunulmazlığı yada ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmemesi gerekir. davacı gerçekten kaçıp bir başkasıyla beraber olmuş olabilir fakat davalının bunu ifade ediş şekline baktığımız zaman, bu eylemin davalıyı ne kadar olumsuz (psikolojik yönden) etkilediğini gösterir. (davalının diliyle konuşacak olursak eğer "bu olayın ona ne kadar çok koyduğunu(dokunduğunu,etkilediğini)" şeklinde ifade etmemiz gerekirdi. burada açık bir hakaret mevcuttur.
MADDE 125 - (1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden (MÜLGA İBARE RGT: 08.07.2005 RG NO: 25869 KANUN NO: 5377/15) (KOD 1) veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir. MADDE 127 - (1) İsnat edilen ve suç oluşturan fiilin ispat edilmiş olması halinde kişiye ceza verilmez. Bu suç nedeniyle hakaret edilen hakkında kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı verilmesi halinde, isnat ispatlanmış sayılır. Bunun dışındaki hallerde isnadın ispat isteminin kabulü, ancak isnat olunan fiilin doğru olup olmadığının anlaşılmasında kamu yararı bulunmasına veya şikayetçinin ispata razı olmasına bağlıdır. somut bir isnad mevcuttur. meslektaşımız bunun aslının olmadığını ortaya koymuştur. bu isnad onuru rencide edecek bir isnaddır ki bir nevi hayat kadını muamelesi yapılmıştır. |
08-10-2010, 14:50 | #5 |
|
Vekil olarak,ben dahi bu kadar kötü etkilenmişken müvekkilin nasıl rencide olduğunu düşünmek lazım.Tarafların kendilerinii savunmak uğruna asılsız onur kırıcı ağır sözlerinin suç oluşturmaması çok kötü.umarım şikayetimiz takipsizliğe uğramaz.
|
08-10-2010, 14:50 | #6 |
|
Beyanlarda öne çıkan iki husus söz konusu.
Birincisi 'altımdan kaçarak' ifadesi. Kanımca tarafların karı koca olması nedeniyle ifade edilen husus ''benimle evliyken kaçarak '' olarak değerlendirilebilir.Kaldıki boşanma davalarında cinsel hayatların açık bir şekilde iafede edildiği tartışmasızdır.Davanın boşanma davası olmasından dolayı hakaret unsuru olmadığı kanatindeyim. İkincisi ise kadının başkasıyla kaçtığını belirtmesi.Burada da suç unsuru olacak bir ifadenin yer almadığı kanaatindeyim. Çünkü ifadenin devamında kaçtıktan sonra kaçtığı kişiyle ne yaşadığı hakkında yorumda bulunmuyor.Bir kişin başka bir kişiyle kaçması aynı zamanda o kişiyle haysiyetsiz yaşam sürdüğü anlamına gelmez. Fakak bu ifade de kaçtıktan sonra o kişiyle haysiyetsiz bir yaşam sürdüğüne dair beyan yada imalarda bulunmuş olsaydı ve bu maddi olgu gerçek dışı olsaydı o zaman suç unsuru olduğu varsayımında bulunulabilirdi. Tüm bu yorumlarından ayrı özelillikle birinci ifadenin çok yakışıksız olduğunun altını çizmekte yarar görüyorum. |
08-10-2010, 14:56 | #7 |
|
sayın Demirezen,tedbir nafakasını boşanma davasından ayrı açmıştık,davalıda bu nafaka davasının duruşmasında hakarette bulundu.bilmem birşey farkedermi?
|
08-10-2010, 15:51 | #8 | |||||||||||||||||||||||
|
Nafakaya hükmedilirken davacı ve davalının kusuru dikkate alınacağından davalının davacı hakkında kusuru olduğundan bahisle soruya konu beyanlarda bulunmasında hala suç unsuru olmadığı kanatindeyim. |
09-10-2010, 07:39 | #9 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 2007/4-105 Esas, 2007/174 K sayılı ve 17.07.2007 tarihli kararında da belirtildiği üzere, davanın taraflarının iddia ve savunmalarını gerektiği gibi yapabilmeleri için belirli koşullar çerçevesinde bazı isnadlarda bulunabilir, bunu yaparken bazan muhataplarını küçük düşürücü ifadeler kullanabilirler. Bu eylemin hukuka uygun olabilmesi için şu koşullar aranır:
Belirtilen koşullardan "ölçülülük koşulu"nun varolabilmesi için, "eylemin yargılama konusu ile ilgili olması, iddia ya da savunmaya katkıda bulunması gerekli" olduğu aynı içtihatta belirtilmiştir. Soruya konu davada hakaret suçunu oluşturan sözler yargılama (savunma) sırasında söylenmiş olmakla birlikte, savunma açısından söylenmesi zorunlu olmadığı gibi, savunmaya bir katkı da yapmamaktadır. Tedbir nafakası açısından, söylenen bu sözlerin gerçek olmasının bile önemi olmadığı gibi, soru sahibi bunların gerçekdışı olduğunu belirtmiştir. Bu nedenle soruda belirtilen sözlerin savunma dokunulmazlığı çerçevesinde değerlendirilemeyeceğini, hakaret suçunu oluşturacağını düşünüyorum. |
09-10-2010, 16:32 | #10 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Bence kişinin, hakaret içeren ifadenin uyuşmazlıkla bağlantılı olduğunu düşünmesi dahi yeterli olmalı, objektif olarak bağlantının bulunmasına veya mahkemenin bunu kabul etmesine gerek olmamalıdır. Konu bakımından en sıkıntılı unsur ise "gerçekliktir" ve katı uygulanması halinde hakkın özüne zarar verebilecektir. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Duruşma Sırasında Hakimin Avukatlara Karşı Davranışları... | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Hukuk Sohbetleri | 28 | 12-11-2014 11:27 |
aleni hakaret ile gıyapta hakaret kamera kayıtlarının delil sayılıp sayılmayacağı | nhukuk | Meslektaşların Soruları | 3 | 24-07-2009 21:02 |
Duruşma Sırasında yazdırılan Tutanağı Avukatlar Da İzleyebilecek | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Hukuk Haberleri | 19 | 02-03-2008 23:20 |
Boşanma Davası Açılınca Duruşma Günü Ne zaman Belirlenir,Duruşma Ne Zaman Yapılır? | konuk | Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) | 2 | 05-12-2007 16:15 |
Duruşma Sırasında Savcılar!!!!! | ekremauysal | Meslektaşların Soruları | 0 | 31-07-2004 15:51 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |