|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
11-11-2010, 20:13 | #241 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Meslektaşım, Ödeme emrinin iptali için vergi mahkemesinde dava açtığınızda, ödeme emrinin dayanağı olan trafik cezalarının iptali gerektiği için dosya görevsizlikle idare mahkemesine gönderiliyor. Saygılarımla Av. Fatih Karaca |
12-11-2010, 01:21 | #242 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Dikici, Sözkonusu 7 günlük sürenin hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi olmadığını belirterek süre yönünden yapılan başvuruların yersiz olduğunu düşünüyorsunuz fakat şöyle bir durum var; aylar sonra tebliğ edilen veya hiç tebliğ edilmeden ödeme emri gönderilen ve idari para cezası uygulanan vatandaş savunmasını nasıl yapacak? Örneğin tutanakta imzası olmayan ve hakkında "seyir halinde cep telefonu kullanmak" nedeniyle idari para cezası uygulanan vatandaş o gün o saatte orada olup olmadığını dahi nasıl hatırlayacak da kendini nasıl savunacak ? Bu sadece bir örnek! Saygılar. |
12-11-2010, 12:28 | #243 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Yazdıklarınıza aynen katılıyorum. Zaten davayı ve forumu o yüzden açmıştım. Öte yandan "Trafik Ceza Tutanağı" adı üstünde bir ceza işlemidir. Ceza hukukunun temel ilkelerinden birisi de "savunma hakkı"dır. Savunma hakkı kısıtlanarak ceza verilemez.
Öncelikle samimi tebriğiniz için, teşekkür ederim. Ama yazdıklarınıza Sayın Yurtsever'in düşünceleri ve yukarıdaki paragraftaki düşüncelerim nedeniyle katılmıyorum. Yine bir hukuk ilkesini anımsatayım:"Usul esastan önce gelir". Mevcut düzenlemede, tebligatın "7 gün içinde" çıkarılacağı, açık bir şekilde yer almaktadır. Hukuk,buna uymayan idare ajanının mı, hakkını koruyan vatandaşın mı, yanında olmalıdır. |
12-11-2010, 15:18 | #244 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Samimi teşekkürünüz için ben de size teşekkür ediyorum. Öncelikle belirtmek isterim ki, hukuk taraflardan birinin yanında değildir. Sadece hakkın yanındadır. Hakkı muhtel olanı korur. Vatandaş haklı ise vatandaşı, idare haklı ise, idareyi korur. Bu konudaki asıl itiraz nedeninize gelince; Savunma hakkı elbette ki kısıtlanamaz. Kısıtlanmamalıdır! Söz konusu edilen 7 günlük sürenin hak düşürücü süre veyahut zamanaşımı süresi olmadığı yönündeki düşünceme katıldığınızı, aksine görüş beyan etmeyen mesajınızdan çıkarıyorum. Veyahut bu görüşe katıldığınızı (gerekçesi ile itiraz etmediğiniz sürece kabul edeceğim!) Bu bakımdan süre ihlalinin, cezadan kaynaklanan idare alacağını ortadan kaldırmayacağı hususu, başka deyişle sürenin alacak hakkının talep edilmesine engel olamayacağı hususu, bu kabul temelinde kuşkusuzdur. İtirazınıza gerekçe gösterdiğiniz, tanzim tarihinden uzunca bir süre sonra, yani ceza muhatabının savunma yapmasına imkan vermeyecek veya önemli ölçüde kısıtlayacak kadar uzun bir süre sonra tebliğe çıkarılan bir ceza tutanağının; savunma hakkına zarar vereceği itirazınızın, bu tebligatın 8.günde veyahut 30.günde ya da hafızayı ve savunmayı kısıtlmayacak makul bir süre içinde tebliğe çıkartılması halinde geçerliliğinin olmayacağı da kuşkusuz savunma nedeniniz ile ortadadır. O halde, 7 gün içinde tebliğe çıkarılmadığından bahisle ceza tutanağının iptal edilmesine dair itirazın, her halukarda geçerli bir itiraz nedeni olamayacağı, savunma hakkını kısıtlamayacak bir zaman dilimi içinde (özellikle geçmişi unutma, delilleri sunamama vs. gibi haller hariç, bu durumu hakim takdir edecektir!) tebliğe çıkarılan Ceza tutanaklarının geçerli olması gerektiği hususu ortadadır. |
13-11-2010, 00:53 | #245 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Sayın Dikici, Bir çok konuda fikirlerinize katılmakla kalmayıp yol göstericiliğini kabul ettiğim malumunuz. Ancak; bildiğiniz üzere idare tüm işlem ve eylemlerinde kanuna uymak zorundadır. Kanunilik sınırı bir defa geçildiğinde bunun miktarı önemli değildir. Az hukuka aykırılık veya çok hukuka aykırılık olmaz. Yani 7 günlük sürenin ne kadar geçirildiği artık öenmli değildir. Kaldı ki; sıradan, Sayın hocamın deyimi ile yoldan geçen vatandaştan devlet istisnasız tüm kanunlarını bilmesini beklemektedir. Vatandaştan böyle bir birikim bekleyen devletin doğrudan temsilcisi ve tek işi idari para ceza tutanağını tebliğe vermekten ibaret olan memur neden bu işini / görevini süresinde yerine getirmekten imtina etsin ve neden görev ihmal edilsin? Öte yandan; Usul her zaman esastan önce gelir. Davalar öncelikle usulden incelenir. Usule aykırılık varsa esasa geçilmez. İdari para ceza tutanaklarının 7 günlük sürede tebliğe çıkartılacağı bir usul kuralıdır. Bu usuli eksiklik de doğrudan devletin alacağının doğmasını engeller.
Kanun koyucu makul süreyi 7 gün olarak belirlemiştir. Artık makul sürenin ne kadar olacağı konusunda bir tartışmanın gerekliliğine inanmıyorum. Hiç değilse sizin kadar! Zira benim hafızam farklı çalışır; bir başasınınki farklı. Bunun için de kanunla kesin bir süre getirilmiştir. Saygılar. |
13-11-2010, 12:56 | #246 | |||||||||||||||||||||||
|
Feridun Bey, Teşekkür ederim öncelikle. Bildiğin gibi 7 günlük süre kanunda yazılı değildir. Kanunun uygulanmasını teminen çıkarılan Yönetmelik kanuna aykırı olamaz. Bu itibarla 7 gün içinde teblğe çıkarılmasına dair yönetmelik hükmü, işleyiş ile ilgili bir hüküm olup, idarenin hak kaybına neden olamayacak mahiyettedir, diye düşünüyorum. Usul esastan önce gelir ilkesi, idarenin tüm vergi ve sair içerikli kamu alacaklarında da geçerlidir. Bir vergi asıl alacağı ya da vergi ceza alacağının da yönetmelik ve genelgelerle tahsilat usul ve işlemleri belirli sürelere bağlandığı halde, hiç bir zaman bu süreler içinde tebligata çıkarılmadığından bahisle iptalleri söz konusu olamamaktadır. Siz değerli meslektaşlarım trafik cezasının 7 gün içinde tebliğe çıkarılmaması halinde "savunma hakkını sınırlanacağı"nı ileri sürdüğünüz için ben sürenin, savunma hakkını ortadan kaldırmayacak kadar az olduğu durumlarda bu itiraz nedenininizin geçerli olmayacağını vurguladım. Yoksa sürenin azlığı ya da çokluğu ile ilgili değilim. Not: Hukuki görüş farklılıkları doğaldır. Benim görüşüm bu yöndedir. |
15-11-2010, 19:42 | #247 |
|
Gıyapta kesilmiş trafik cezası için cezaların şahsiliği ilkesine uymadığı gerekçesiyle itiraz dava açılabilir mi?
Ayrıca tutanağın eksik doldurulduğu gerekçesine dayanılabilir mi? Örneğin, cadde ismi yazarken, sokak adı, numara yazmıyor. |
24-11-2010, 01:18 | #248 | |||||||||||||||||||||||
|
Kanaatimce de Kanunda olmayan ve Yönetmelik ile belirlenen 7 iş günü yetki süresi değil, disipliner nitelikte bir süredir. Elbette "savunma hakkının kısıtlanması" sonucunu doğuracak şekilde bir sürenin geçirilmiş olması halinde; "savunma hakkının kısıtlanması" -dayanakları ile birlikte- iddia edilebilir ve bu sebeple iptal mümkündür; fakat bu husus ile 7 iş gününün ileri sürülmesi farklıdır; başka bir deyişle 8. iş günü artık savunma hakkı kısıtlanmıştır gibi bir netice doğmaz kanaatindeyim. Saygılar... |
24-11-2010, 08:38 | #249 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
İki doğrudan bir yanlış doğmamalı. Saygılarımla |
24-11-2010, 09:24 | #250 |
|
1- Kanunda değil de, yönetmelikte düzenlenmiş her husus kanuna aykırı değildir.
2- "Savunma hakkı kısıtlanmamalı ancak, 7 iş günü kısıtlamaz ki" şeklindeki düşünceye, Sayın Yurtsever'in "Kanun koyucu makul süreyi 7 gün olarak belirlemiştir. Artık makul sürenin ne kadar olacağı konusunda bir tartışmanın gerekliliğine inanmıyorum." şeklindeki gerekçesiyle katılmıyorum. 3- Kamu yararı için yapılması gereken bir idari işlemle ilgili düzenlemeye, idarenin uymamasının kamuyu ilgilendirmemesi mümkün olmasa gerek. 4- Aynı Yönetmeliğin aynı maddesi, tutanakların "Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca" tebliğ edileceğini belirtmiş. "Tebligat işlemine 7 iş günü içinde başlanır" hükmüyle farksız bir hüküm. Zira bu da Kanunda açıkça yazmıyor. "Komşusuyla haber saldık, hala cezayı ödemedi" derlerse de, itiraz edemeyeceğiz desenize! Niye Tebligat Kanununa göre tebliğ etmedin, dersek, o senin için değil, bizim iç işleyişimiz için konmuş bir madde, zaten kanunda da yazmıyor diyeceklerdir. |
24-11-2010, 10:04 | #251 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Hangi kanuna?
Yönetmelikler, Kanun Koyucu tarafından çıkarılmaz. Bu konuda, 7 gün içinde tebliğe çıkarılır şeklinde kanun koyucu tarafından çıkarılmış bir kanun (veya kanun hükmü) yoktur.
Bu konu, tebligat kanununda zaten düzenlemiştir.
Tebligatın, 7 gün içinde çıkarılmamış olması, itiraza engel değildir. Bizim itirazımız, "7 gün içinde tebligat işlemine başlanmaması, itiraz nedeni olmamalıdır", şeklindedir. |
24-11-2010, 10:32 | #252 | |||||||||||||||||||||||
|
Yönetmelik koyucu(!) itirazın kesin karara bağlanacağını belirtmiş. Bu sebeple itiraza itiraz olmaz. |
24-11-2010, 15:22 | #253 | |||||||||||||||||||||||
|
Yönetmelik m.7/b: "Suç ve ceza tutanaklarının her nushası arasına mutlaka karbon kağıdı konularak görevlilerce, her nushasına okunaklı olarak geçecek şekilde sabit, mürekkepli ve tükenmez kalemle tam ve eksiksiz doldurularak, tutanak düzenleyenler ve trafik suçlusu tarafından imzalanır..." diyor. Bu da "zira kanunda açıkça yazmıyor " Şimdi biz sabit, mürekkepli, tükenmez kalemle doldurulmayan tutanağa da itiraz etsek mi acaba Kanaatimce konu, "yedi iş günü" şeklinde belirtilen sürenin nitelendirilmesinde düğümleniyor. Kanunda olmayan bu süreye yetki süresi demeniz mümkün değil; süreyi nitelendirebilirseniz daha net bir tartışma ortamı sağlayabiliriz (diye düşünüyorum ) Saygılar... |
24-11-2010, 15:30 | #254 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Hak arama hürriyeti var, elbette itiraz edebilirsiniz. Kurşun kalemle yazıp göndermişlerse, daha pratik çözümler de üretebiliriz ama.
Süreyi zaman aşımı süresi olarak nitelendiriyorum: nitelendirdim. Ne olacak şimdi? |
17-12-2010, 18:58 | #255 |
|
cezanın kesildiği yer mahkemesi mi yoksa ikametgahınızın bulunduğu yer sulh ceza mahkemesi mi yetkilidir.
|
17-12-2010, 21:10 | #256 | |||||||||||||||||||||||
|
Zamanaşımı süreleri bu kadar kısa süreli olmaz ama. Keşke hak düşürücü süre olarak nitelendirseydin. |
18-12-2010, 12:53 | #257 | |||||||||||||||||||||||
|
Madem öyle, sen de hak düşürücü süre olarak nitelendir abi! Bakalım şimdi ne olacak? |
23-12-2010, 10:45 | #258 | |||||||||||||||||||||||
|
İdarenin iş işleyişiyle ilgili kurallar zamanaşımı olarak nitelendirilemez. Bu tür kurallar sanığa zamanaşımı yönünde bir hak kazandırmaz. Zamanaşımı kuralları Kabahatler Kanunu’nda yazılıdır. İdarenin iç işleyişiyle ilgili kurallara uymayan memur bu ihmali nedeniyle sonucuna katlanır ama cezalandırılan kişi bu kural aykırılığından kendine pay çıkaramaz. Herkes hak ettiğini bulmalı. Sayın Av.Nevra Öksüz’ün mesajlarındaki isabetli görüşüne inanmayanlar için aşağıda Danıştay’ın görüşünü aktarıyorum. Kanunlar kararlar kadar inandırıcı olmuyor. Saygılarımla T.C. DANIŞTAY 8. DAİRE E. 1991/1370 K. 1991/1358 T. 17.9.1991 • DİSİPLİN AMİRLERİNİN CEZAYA KARAR VERME SÜRESİ ( Sürenin Niteliği ve Süreden Sonra Verilen Cezanın Geçerliliği ) • DİSİPLİN CEZALARINDA KARAR VERME SÜRESİ ( Sürenin Niteliği ve Süre Geçirildikten Sonra Verilen Cezanın Geçerliliği ) • CEZANIN GEÇERLİLİĞİ ( Disiplin Soruşturmasında Tanınan Karar Verme Süresinden Sonra Cezaya Karar Verilmesi ) 657/m.128 ÖZET : Disiplin amirleri uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarını soruşturmanın tamamlandığı günden başlayarak 15 gün içinde VERMEK ZORUNDADIR. Ancak bu süre, idarenin içişleyişi ve düzeni ile ilgili olduğundan, bu süre geçirildikten sonra ceza verilmiş olmasında yasaya aykırılık bulunmamaktadır. İstemin Özeti: Davacının İstanbul ... İlkokulu Müdürlüğü görevinde bulunduğu sırada yapılan bir soruşturma sonucu 1/30 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 5.5.1987 günlü 410/6473 sayılı işlemin iptali isteği ile açılan davada; 657 sayılı Devlet Memurları Yasasının 128. maddesi birinci bendi uyarınca soruşturmanın tamamlandığı günden başlayarak 15 gün içinde karar verilmediği gerekçesiyle iptal eden, İstanbul 2. İdare Mahkemesinin 23.3.1989 günlü 418 sayılı kararının; ceza verilebilmesi için yasada kural ve amirlere tanınan sürelerin işin sürüncemede bırakılmaması, memurun baskı altında tutulmamasına yönelik olduğu, 15 günlük sürenin geçirilerek karar verilmiş olmasının işlemi kusurlandırmayacağı, Danıştay kararlarının da bu yönde olduğu öne sürülerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının, 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir. Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği yolundadır. Danıştay Tetkik Hakimi: C.Y. Danıştay Savcısı A.O.`nun Düşüncesi: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun 49. maddesinin 1. fıkrasında; temyiz incelemesi sonunda Danıştay`ın; a - Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b - Hukuka aykırı karar verilmesi, c - Usul hükümlerine uyulmamış olunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı öngörülmüştür. Temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar yukarıda belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymadığı gibi mahkeme kararının dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında bu kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte görülmemektedir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmüştür. Türk Milleti Adına hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü: Uyuşmazlık, davacıya disiplin cezası verilmesine ilişkindir. 657 Sayılı Devlet Memurları Yasasının 128. maddcsi ( 1. ) bendinde "Disiplin amirlerinin, uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarını, soruşturmanın tamamlandığı günden başlayarak 15 gün içinde vermek zorunda oldukları belirtilmiş, 127. maddesinde ise, ceza verme yetkisinin hangi durumlarda zamanaşımına uğrayacağı kuralı yer almıştır. İki kuralın birlikte incelenmesinden; ilgilinin son savunması da alınarak her türlü usul ve işlemleri tamamlanmış olan bir soruşturmada disiplin amiri veya kurulunun kararını belli süre içinde vermemesi durumunda, hakkında soruşturma açılanların tedirgin olacağı ve uzun süre baskı altında tutulmalarının önlenmesi amacıyla 15 gün içinde karar verilmesi zorunluluğunun getirildiği, bu sürenin ceza verme yetkisini kaldıran bir niteliği bulunmadığı, aksine disiplin amiri ve kurullarını kısa sürede karar vermeye zorlayıcı nitelikte olduğu bu sürenin dışında karar verilmesinin disiplin cezasını kusurlandırıcı bir durum olamayacağı, sadece, ilgili amir veya kurulun görevini belli süre içinde yapmaması nedeniyle sorumluluğunun doğacağı açıktır. Yasanın 128. maddesinde disiplin amiri veya kurullarına karar vermek için tanınan süreler, idarenin içişleyişi ve düzeni ile ilgili olduğundan, bu süre geçirildikten sonra ceza verilmiş olmasında yasaya aykırılık olmadığı gözetilmeden dava konusu işlemi iptal eden İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, İstanbul 2. İdare Mahkemesi kararının bozulmasına, dosyanın anılan mahkemeye gönderilmesine 17.9.1991 gününde oybirliği ile karar verildi. (Kaynak : Kazancı) |
23-12-2010, 10:58 | #259 | |||||||||||||||||||||||
|
Kararlar gerçekten daha inandırıcı oluyor. Sn. Suat Ergin cezayı iptal ettirince, herkes onu tebrik etti, iyi karar dedi; Ben iptal ettiremedim, herkes hakimi tebrik etti, iyi karar dedi. |
23-12-2010, 11:16 | #260 | |||||||||||||||||||||||
|
|
23-12-2010, 12:05 | #261 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
|
23-12-2010, 12:25 | #262 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
O linkte yer verilen kararda 7 günlük süre için değil, 2 yıllık soruşturma süresi için zamanaşımından bahsedilmişti. Benim zamanaşımını keyfe bağlayan karardan kastım, 7 günlük süre değil, karardaki 2 yıllık süre için geçerlidir. Linkteki o karar:
|
23-12-2010, 13:52 | #263 | |||||||||||||||||||||||
|
"Hukukçu"lar da "hukuki" olanı bulmaya çalışırlar...Ki hukuki olanı anlayıp uygulayanları tebrik etsinler Değilse tartışmamız gereksiz (diye düşünüyorum ) Saygılar... |
03-01-2011, 14:36 | #264 |
|
Trafik levhası önüne araç park edilmiş olması nedeniyle görülemeyen bir trafik işaretini ihlalden dolayı kesilen trafik cezası iptal edilir mi acaba? Benzer bir durumla karşılaşan veya mahkeme kararı olan var mı?
|
04-03-2011, 09:27 | #265 |
|
K1 yetki belgesi olmadığı için idari para cezası tutanağı kesilmiş. müvekkil imzadan imtina etmiş, tutanak tarihi 10.12.2010, tebliğ tarihi 02.03.2011. ayrıca müvekkil aynı gün k1 yetki belgesi çıkartıyor. tutanak ankara da tutulmuş. ikametgahımız van. şimdi itiraz etmek istiyoruz.
1- van sulh ceza da itiraz edebilir miyiz? yoksa Ankara'da mı itiraz edilmeli? 2- k1 yetki belgesinin aynı gün çıkarılmış olması hususunu nasıl lehimize kullanabiliriz. 3- o 7 günlük tebliğ işlemleri süresi bizim tutanakta da uygulanabilir mi? zira tutanakta imzadan imtina etti diye yazmış.. |
04-03-2011, 12:54 | #266 | |||||||||||||||||||||||
|
"İmzadan imtina" tebligat yerine geçmektedir. Yetkili mahkeme "trafik cezasının kesildiği yer sulh ceza mahkemesi"dir. |
04-03-2011, 22:55 | #267 | |||||||||||||||||||||||
|
üstadım öncelikle ilginiz için çok teşekkür ederim. ancak şöyle bir değişiklik gerçekleşti torba yasa adı altında. "(EKLENMİŞ CÜMLE RGT: 25.02.2011 RG NO: 27857 MÜKERRER KANUN NO: 6111/22) Ancak 1111 sayılı Askerlik Kanunu, 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu, 2972 sayılı Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun, 3376 sayılı Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanun, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunda belirtilen ve idari para cezasını gerektiren fiilin işlendiği tarihi takip eden takvim yılının son günü bitimine kadar idari para cezası verilerek tebliğ edilmediği takdirde idari yaptırım kararı verilemez, verilmiş olanlar düşer." ceza tarihi 10.12.2010 tebliğ tarihi (imzadan imtina var elbet) 02.03.2011 ve tutanaktaki tebliğ tarihi kısmı boş. sizce bu kanun değişikliği kapsamında itirazımızın olumlu sonuçlanması mümkün müdür? |
04-03-2011, 23:51 | #268 |
|
Tarafıma tebliğ edilmeyen cezaların iptali
Konuya ayrı bir boyut getirmek isterim.
Az önce Xbankası internet bankacılığından trafik cezası sorgulaması yaptım plaka sorgulama ile. 5 adet ceza görünüyor. 2004 yılından 2 adet 2007den 1 adet 2008 den 2 adet. Düzenleme tarihleri ve tebliğ tarihleri arasında en az 3 en fazla 2 senelik fasıla var. Daha da öncemlisi bu 5 cezanın hiç biri benim imzama tebliğ edilmiş değil. Hiç bir cezadan haberdar değilim. Tahminim hepsi bir şekilde plakaya yazılmış, düzenleme tarihleri belli -olmayan-tebliğ tarihleri belli, tebliğ işlemlerine başlama tarihleri ise hiç bir şekilde belli değil. Ben bu 5 cezanın iptalinde nasıl bir yol izlemeliyim? Şu yol nasıl= Banka sorgulaması sonucu plakama 5 adet ceza kesilmiş olduğunu bunu usulsüz tebligat kabul ederek sorulama tarihinden itibaren 7 gün içinde iptal isteyebilir miyim? Cevaplar için teşekkürler. |
05-03-2011, 10:04 | #269 |
|
2004 yılına ait olanlar eğer zamanaşımını kesen işlemler yapılmadıysa tahsil zamanaşımına(5 yıl) uğramış. Bu nedenle yeni bitmiş bir davam var. Şu an büroda değilim isterseniz pazartesi günü kararı gönderebilirim.
|
05-03-2011, 13:34 | #270 | |||||||||||||||||||||||
|
"imzadan imtina" tebligat yerine geçecekse neden o zaman tutanak muhataba tekrar tebliğe çıkarılır? ve o tebliğden sonra 15 günlük itiraz hakkı verilir? kanımca imzadan imtina tebligat yerine geçmez. zira tutanağın muhataba tebliğinden itibaren 15 gün sonra idari para cezası kesinleşir imzadan imtinadan 15 gün sonra değil. zorlama bir yorum mu oldu acaba |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Trafik ceza tutanağını imza etmeme halinde tebliğ tarihi ne olur? | ares139 | Meslektaşların Soruları | 21 | 06-06-2010 17:32 |
Trafik Ceza Tutanağı ve Savunma Hakkı | Av.Suat Ergin | Hukuk Haberleri | 10 | 25-08-2009 15:13 |
trafik kazası ceza zamanaşımı | ozlm | Meslektaşların Soruları | 1 | 04-05-2007 14:11 |
Trafik kazalarında uzamış ceza zamanaşımı | Noyan Yiğit | Meslektaşların Soruları | 5 | 20-03-2007 18:40 |
4 Yıllık Fakülte Mezunlarına Tanınan Öğretmen Olma Hakkı İptal Kararı İptal Davası | hacım | Hukuk Soruları Arşivi | 0 | 25-02-2003 11:17 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |