Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Site Lokali Edebiyat, Müzik, Spor, Sinema, Bilgisayar.. Site üyelerimizin hukukla ilgisiz konularda sohbetleri için. [Siyaset ve din bu sitede konu dışıdır!]

Şiir Keyfi:))

Yanıt
Konu Notu: 8 oy, 4,63 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 22-09-2006, 07:03   #151
genç osman

 
Varsayılan 7:30

Belki farklı bir gece,
Ya da ben öyle olmasını istiyorum.
Mesafe kavramının zorlandığı anlar,
Karanlığı yenmek azminde ışıklar...
En sevilen melodi kulaklarda...
Evreni dansa davet
Bu olsa gerek.
Derken;
Ya sabah uyanamazsam,
Neyse saati kurmalıyım...
7:30 nasıl?...

</I>
Old 22-09-2006, 07:55   #152
mehlika

 
Varsayılan kendime bağırıram..


De get gayrı
Tuz basaram yarama
Ağular içerem men
De get
Bakma bile ardına
Yüzünü de düşmesin düşlerime
Bir deli hoyrat çığırıram
Öfkelenir
İsyan eder
Kendime bağırıram ...

De get gayrı
Mahpus edilsin voltalarım
Ellerimde erisin tesbih
Bir cigara yakaram
Dünyayı çekerem cigerlerime
Yanaram men
Kanaram men
Aldırış etme sen

Old 22-09-2006, 10:29   #153
Av.Nebi

 
Varsayılan

güzel şiirler elinize sağlık hepinizin
Old 26-09-2006, 11:56   #154
genç osman

 
Varsayılan

İstesen de istemesen de
Akşam olur buralarda...
Yankı yapan köpek havlamaları,
Küçüklüğündeki gibi değildir...
Rüzgar belki aynı yönden eser,
Belki mırıldandığın şarkının güftesi farklı,
Bestesi 13 notaya kadar benzese de,
Farklı şeyler karşısında
Hissettiğin ,
Elma ağacının dalını sallayıp,
Elma düşürmek gibi bir sevinç...
Belki de
Gri gökyüzünü inleten
Korkunç bir gürültü ve ardından
Gözyaşlarının tuzuna karışmış
Soğuk yağmur taneleriyle
İçtima eden
Kalleş hüzün...
İstesen de istemesen de
İki duygudan, en az birini.
CÖMERTÇE
Yaşadığına bahse girerim...
Old 26-09-2006, 12:32   #155
mehlika

 
Varsayılan .......

'Gecenin içine yürüdüm, mühür avucumda ay gökyüzünde. Mezarlık karanlık ve sessiz; ne taşlar var ne de adlar. Çocukken korkardım mezarlıktan. Islık çalardım yüksek perdeden. Son günlerde ölen biri kalkıp peşimden gelecek diye düşünür korkardım. Yaşarken gördüğüm belki de konuştuğum birinin ölüsünden neden korkardım? Şu anda hepsi kalksa umurumda değil.

Mührü tuttuğum avucum ter içinde.'
Old 15-10-2006, 21:14   #157
Merhaba

 
Varsayılan

fener

ben ölünce
hiç değilse
bir fener olsam
kapında dursam
solgun gecelerini
aydınlıklara boğsam

yahut da limanda
gemilerin uyuduğu zamanda
gülüştüğü sırada kızların
uyumasam
göz kırptığımı görse
dar kirli bir kanalda
yalnız giden bir adam.

...

W. Borchert
Old 19-10-2006, 16:12   #158
genç osman

 
Varsayılan

Bağışla beni kendim.
Seni kandırarak,
Yaşamayı ve yaşlanmayı beceremedim.

Kendini kandıranlar da var bilir misin?
Bir anlatsam acayip gülersin.
Sahi biz hiç küsmüş müydük?
Ben hatırlamıyorum ya sen?
Ben sen gibi,
Sen ben gibi darvarnıyorken,
Saçma yalanlar söylemezken,
Bana küsmediğin için
Ne söyleyeceğimi bilemiyorum.
Şey... ben, galiba seni seviyorum...!
Old 23-10-2006, 11:55   #159
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

GÜNEŞ DOĞUYOR


Bak nasıl içimde gözlerimin
Eriyor damla damla keder
Karanlık ve isyancı gölgem nasıl
Tutsağı oluyor güneşin
Bak
Yok oluyor tüm varlığım ve beni
İçine alıyor bir kıvılcım
Fırlatıyor taa doruklara

...

FURUĞ FERRUHZAD

Çeviren:Hatice Gülcan Topkaya


Furuğ Ferruhzad 1935'te Tahran'da doğar. Asker bir babanın kızıdır ve tüm şark toplumlarında egemen olan 'kız evlat' olmanın tüm acılarını yaşayarak büyümüştür. Aile, kapalı toplumların fonksiyonel yansıması olan dışarısı-içerisi, yani ev içi ile dışarıdaki hayatı sımsıkı ördükleri bir duvarla birbirlerinden ayırarak ve kızlarını tümden bu evin içine hapsederek dışarıdaki hayattan yalıtarak büyütmüşlerdir... Geleneklerin bastırdığı bu yaşam tarzı, onu yanlış bir evliliğe götürür. Ancak şiirlerinin hayatında söz sahibi olmasıyla birlikte Furuğ'un yaşamı da değişir... Bu geleneklere bir başkaldırıdır... Fars edebiyatında ilk kez bir kadın şair, şiirleriyle, aşktan, cinsellikten kadının 'ben'inden bahsederek varlığını sorgulamış ve bu alanda kazandığı başarılar ödülü olmuştur...
Furuğ'un bir kadın olarak, acılı ömründe yaşadığı ülke gerçekleriyle, erkek egemen bir toplumun sert kurallarıyla çatışarak verdiği savaşları, özünde ve kaleminde var olan cesareti düşündüğünüzde onu daha bir seviyor, şiirlerindeki derinliği daha bir yürekten kavrayarak okuyorsunuz... Elbette söz hakkının başkalarının ellerinde şekillendiği bir şark ülkesi kadın şairinin aşklarının, anneliğinin, eş olmasının da ne denli acılara dönük yaşanacağını içiniz yanarak duyumsuyorsunuz. Bunun en büyük kanıtı Furuğ'un ilk evliliğinden olan çocuğunun sabık eşi tarafından yıllarca ona gösterilmemesidir... Bu ise erkek egemen kültürde kadına uygulanan en kötü cezaların bile ne denli doğal sayıldığının göstergesidir...
Furuğ'un aşkta derin acıları, ilişkilerinde derin yalnızlıkları vardır... Şiirlerinin her dizesinde bunu derin duyarlılıklarla verir... Sizi düşündürür... Bu konu da 'Neden Yaralarım Aşktandır' önsözünde Haşim Hüsrevşahi şöyle der:
'Erk odağını reddetmenin bir yolu da, o erki odaklara bölmekten, odakların sayısını sonsuzca artırmaktan geçer. Dışa dönük hareketi ile bu yol, nihayet erkin tam yıkımına, yok oluşuna varır. Anarşik yadsımanın yerine bir şey koymaksızın kovaladığı mutlakiyetçilik ile en üst düzeyde paylaşımcılığın erk odaklarının demokratik yadsıması arasındaki fark da işte buradadır. Aşka da bu pencereden bakmak mümkün. Bir bakıma denilebilir ki aşk, tüm erklerin, parçalanıp yıkılması ve sadece 'maşuk'un algılanmasındadır. Burada da anarşik romantizm ile ayakları yerde en üst düzey paylaşımcılık birbirinden farklılaşmaktadır: Gerçi aşk denince her ikisi de 'ben'den, 'ben'in erkinden vazgeçmeyi ve 'onun' algılanması aşamasının kabullenir. Yedi yüzyıldan beri İran şiirinde ulaşılması mümkün olmayan bir noktadan, Mevlana Rumi Şiir'lerinde akla varan, sonra aklın egemenliğini aşan, aştıktan sonra onu bir kenara iten ses, tek sözcükle 'aşk'ın sesi olarak duyulmuştur... Furuğ'un şiirinde akla varıp adım adım onun egemenliğinden uzaklaşarak, onu geride bırakarak, zamanla çokmerkezciliğe, erklerin inkârına yönelmiş aşka varılmıştır. Onun şiiri derin bir hasretle, sevecenlikle, adeta tüm insanların çektikleri acı ve içinde yaşadıkları karamsarlıkları algılamakla dolup taşmaktadır.
Furuğ, Şubat 1967'de bir kazada yaşamını yitirmiştir.
Öldüğünde ardında kadınların birey olmak için pek çok bedeller ödediği bir ülkede, bu yazgıyı tersine çevirmek için verdiği onurlu bir mücadele, acılı bir yaşam ve unutulmayacak güzel bir isim bırakmıştır...
Old 23-10-2006, 21:23   #160
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Habibe hanım, Furuğ deyince...Yazarlardan ve kitaplardan sonra, şairlerde de mi aynı yollarda yürümekteyiz acaba?

32 yaşında ölmüş bir kadın şairden daha fazlası benim için de Furuğ. En sevdiğim şiirlerinden ikisi aşağıda.



Kurulmuş Bebek

Bunlardan önce, ah, evet
Bunlardan önce sessiz kalınabilirdi

Saatler boyunca
Ölülerin bakışı gibi sabit bir bakışla
Dalınıp kalınabilirdi bir sigaranın dumanında


...

Furuğ Ferruhzad





Yeniden Doğuş

tüm varlığım benim, karanlık bir ayettir
seni, kendinde tekrarlayarak
çiçeklenmenin ve yeşermenin sonsuz seherine götürecek

ben bu ayette seni ah çektim, ah
ben bu ayette seni
ağaca ve suya ve ateşe aşıladım


...

Furuğ Ferruhzad
Old 25-10-2006, 00:43   #161
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

ÖTEKİ MİTHOSU

göze alırsanız eğer
kırılır
dağılır aynadan
sandığınız resimler
sözcükler kalır geriye
cam kırıklarına saklanmış
az ışıklı odalarda sözcükler


...



Murathan MUNGAN
Old 30-10-2006, 09:58   #162
Av.Zafer Erman

 
Varsayılan

GELECEĞİM BAZEN
UYKUDAYKEN SEN...
Geleceğim bazen, uykudayken sen
Beklenmedik uzak bir konuk gibi
Sokakta bir başıma koyma beni
Kapıyı sürgüleme üstümden.
Usulca girecek bir yere ilişeceğim
Bir zaman, karanlıkta, bakacağım yüzüne
Görüntün doyasıya dolunca gözlerime
Seni kucaklayacak ve çıkıp gideceğim...

Nikola VAPTSAROV
Çev: Ataol BEHRAMOĞLU
Old 31-10-2006, 12:24   #163
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan Şarap Faslı


bakışıyla "ne kadar
güzelsin" deyince,
ben de güzel gördüm
kendimi,
mutluydum.
yıldızlara uzandım

gözlerinde
beni yaratmasına
İzin verdim
danslar ettim
bana taktığı kanatlarımla.

masa masadır, şarapsa şarap
Şarap kadehin içinde, kadeh masanın üstünde.
ben bir hayal.
hayallerin de ötesinde
bir hayalim simgesi.

ona duymak istediklerini
yasemin burcunun altında
aşktan ölen karıncaları, anlatıyorum.
yemin ediyorum,
Üstüne şarap damlatılınca beyaz güllerin şarkı söylediğine.

bir icadı denercesine
bir yana büküyorum başımı gülerken.
yeniden yarattığı şaşkın vücudumla
danslar ediyorum
her kucaklayışında.

havva kaburgadan, venüs deniz köpüğünden,
minerva jove'un kafasından.
hepsi benden daha gerçek.

ve,
o bakmadığında bana
ararken yansımamı
tek gördüğüm,
yitik bir resimden kalma
duvardaki çivi.

wislowa szymborska, 1996 nobel edebiyat Ödülü
türkçe çeviri: g.vassaf,2002.
Old 09-11-2006, 21:29   #165
Merhaba

 
Varsayılan

Harz dağları…

siyah satreler, ipek çoraplar,
beyaz kibar kolluklar,
nazik konuşmalar, kucaklaşmalar…
ama ne olurdu biraz da yürekleri olsaydı !

göğüslerinde kalpleri, kalplerinin içinde de
biraz sevgi, biraz erdem olsaydı insana dair.
onların yalancı, insanlıktan bahseden dilleri
beni kahrediyor, beni kahrediyor…

ben dağlara çıkmak istiyorum:
insan insanları barındıran kulübeler bulurum belki
insan yüreğinin özgürce nefes aldığı
ve özgür rüzgarların estiği dağlara…

ben dağlara çıkmak istiyorum:
koyu çamların boy gösterdiği
derelerin çağladığı kuşların öttüğü
mağrur bulutların dolaştığı dağlara…

hoşçakalın ey cilalı parlak salonlar,
ve onlar kadar cilalı dümdüz baylar, dümdüz bayanlar,
ben dağlara çıkmak ve yükseklerden
sizlere bakıp gülmek istiyorum…

W. Eberhard (18.yy Alman şiiri)
Old 09-11-2006, 21:52   #166
ege

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Merhaba



ben dağlara çıkmak istiyorum:
koyu çamların boy gösterdiği
derelerin çağladığı kuşların öttüğü
mağrur bulutların dolaştığı dağlara…

hoşçakalın ey cilalı parlak salonlar,
ve onlar kadar cilalı dümdüz baylar, dümdüz bayanlar,
ben dağlara çıkmak ve yükseklerden
sizlere bakıp gülmek istiyorum…

....



Alıntı:

Dostlar Fesi Naci'ye

...




......



Üstelik biliyorsun da
Öfkeliyiz, öfkeyse sonuçtur er geç
Bir ask gibi yasamak gerek öfkeyi
Sevginin agitidir bir bakima
Ve bir gün de gelebilir ki sevgilim
Kapkara bir davet olabilir kin
Zulmün ve tutsakligin diyeti olabilir
Sen bunu bilemezsin
Bilsen de sairsin, havalar da, sogudu, kendine iyi bak
Ve sakin unutma: sıra öfkenin.
...
Edip Cansever





(Edip Cansever'in bu şiiri , benim çok sevdiğim şiirlerinden biri. hayli de uzun.

değişiklik, Sn. Habibe Yılmaz Kayar'ın talebiyle yapıldı tarafımdan. ama sadece iki satıra indirgemek de artık şaire saygısızlık olarak düşünüyorum. yine de bundan sonraki takdiri Sn Habibe Yılmaz Kayar'a bırakıyorum..Dilerseniz silinebilir..)
Old 10-11-2006, 19:51   #167
Merhaba

 
Varsayılan



2005 yılında bu alanda yayınladığım bir şiiri, yeni adımla yeniden koymak istedim...


gemiler...

efsaneler yaratan büyük insanlık
hangi sözcüklerle nasıl anlatılır
hangi sözcüklere kulluğun
karanlık mahzenlerine
aç kemirgenler doluşmuş
kaç gemi tornistan ediyor
hiç durmaksızın
içindeki çalkantılı
bulanık sularda

kim bilir ne zaman
hangisindesin


ve kim bilir neresindesin
şimdi zamanın

dışarıda güneş
ve tıpatıp aynalar
gece yıldızlar
ve yanılmış gülümseyen ay

ve bahar yağmurlarında
ıslık çalıyorlar sanırsın
meyveye gebe dallarda
niçinsiz çiçekler ağlar

onun için güzeldir
hanımlar beyler
bütün aynalarda
gemileri gizli
o masum görünen yüzler

oysa sözlerin ve şiirlerin
çöplüğü olmuş güneş
yerlerde sürünüyor
çamura bulaşmış yıldızlar

o tıpatıp aynalarda ıslanarak kirlenmiş
pişmanlıkta bahar yağmuru
utanç duymasından mıdır neden
bir mevsim açıp sonra solması
ve kuruması bütün çiçeklerin
iğreti yüzlerin beğenisinden

işte bu yüzdendir
bazı insanların hiç bitmeyen kederi


ve işte bu yüzden
eskiyip yıkılmış
taştan köprülere benzer
gemilerini çoktan yakmış
ya da hiç olmayan
bazı insanların kaderi

“şarap yaşlılıkta içilir”
diyorsun sevgili Anday
o zaman mı anlaşılır
Nietzsche gibi deliler

ve o zaman mı yanacak acaba
şarapla gemiler…


merhaba-bataklık sazı
Old 15-11-2006, 13:53   #168
genç osman

 
Varsayılan Bu An O An Midir

Bu an, o an mıdır ?
Sonsuzluğa eşit hazların vakti...
Sahildeki kumların üzerinde sırtüstü,
Gözlerine sonsuza kadar bakmak istediğim
Ve gak guk etmeden ,
Belki sevdiğimi ilk defa söylediğim...
Üstü açık bir arabanın,
Ağustosta bir akşam vakti,
Güneşe doğru giderken sağında,
Saçları uçuşan, mutluluktan çıldıran,
Yalnız bir ağacın dalından kalkan kartala,
Koyunları toparlayan çoban köpeğine,
Ben bu adama aşığım diyecek ...
Samimi temennilerime bakılırsa,
Ve tutarsa tabi...
Sadece sen olmalısın SEN...
Old 03-12-2006, 12:58   #169
ORHAN DUMAN

 
Varsayılan

O anı ben de yaşadığımı hatırladım,
Zamanın durduğu yorgun gecenin bilinmezlerinde...
Ne düşündüğüm belli değil, kimi düşündüğüm belli değil.
Eksik olan bir şeyler var, Belki satırların arasında..
Orhan Duman
Old 03-12-2006, 13:01   #170
ORHAN DUMAN

 
Varsayılan

Birgün ben de daha uzun şiirler yazacağım. Sizlerin yayınladığınız güzel şiirleri okumak şimdilik daha iyi gibi..
Old 04-12-2006, 19:32   #171
allegria

 
Varsayılan Büyük Olsun

İnsan bir yanınca Kerem misali yanmalı,
Uykudan bile mahşer gününde uyanmalı

Ahmet Muhip Dıranas
Old 17-12-2006, 22:24   #172
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Bejan Matur

....
....

Biri dese ki
Ruhtan öncedir ışık
Ve kusura yakın
İnan.

Hayat ne kadar karmaşıksa
İyilik o kadar yalın

Bejan Matur



14 Eylül 1968 tarihinde Maraş'ın Pazarcık ilçesi Maksutuşağı köyünde doğdu. Ortaokul ve liseyi Antep'te okudu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi.

Şiirleri Adam Sanat, Defter, Ekin Belleten ve Yazıt dergilerinde yayımlandı.

http://siir.gen.tr/siir/b/bejan_matur/index.html
Old 18-12-2006, 18:28   #173
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Süreyya Berfe

Rağmen

Kayıp bir gün daha.
Çocuklar büyüyor, yaşlanıyoruz
seni seviyorum.

Soğuk bir çağrı daha.
Tanıdık bir boşluk, dağılıyoruz
seni seviyorum.

......

Alıntı:
SÜREYYA BERFE
Asıl adı Hikmet Süreyya KANIPAK. Süreyya Kanıpak imzasıyla da yazdı (1965'e kadar). Nermin Hanım ile Fransızca öğretmeni Metin Kanıpak'ın oğlu. Baba tarafından Atatürk ile kan bağı vardır. Çanakkale Lisesi'ni bitirdikten (1960) sonra 2 yıl İÜ Hukuk Fakültesi'nde, 4 yıl İÜEF Felsefe Bölümü'nde okudu. Askerliğini yedek subay öğretmen olarak yaptı; dönüşünde Arkın Yayınevi'nde çalışmaya başladı. Ali Özgentürk ile Asyalı dergisini çıkardı (2 sayı, 1972). 1976'da Can yayınevinin çocuk kitapları bölümünde çalıştı. Daha sonra reklam şirketlerinde metin yazarlığı yaptı.

İlk şiiri 1961'de Zeren dergisinde çıktı. Şiirlerini Süreyya Kanıpak imzasıyla 1965'e kadar Düzlem, Zeren, Yelken, Türk Dili, Soyut gibi dergilerde, daha sonraki şiir ve yazılarını Papirüs, Yeni Dergi, Yazı, Forum, Oluşum, Soyut, Ant, Yeni Edebiyat, Yeni a, Birikim, Milliyet Sanat, Defter, kitap-lık, Gösteri dergileriyle Yeni Gazete ve Ulus gazetelerinde yayımladı. 1966'da "Kasaba" adlı şiiriyle kazandığı Türkiye Milli Talebe Federasyonu Kültür Yarışması birincilik ödülü, tanınmasını sağladı.

İkinci Yeni'nin etkisiyle ilk şiirlerinde soyutlamalara eğilim duydu; kişide karıncalanma duygusu uyandıran bir envanter tutkusu, sağlam bir çağrışım zinciri, tutarlı bir görüntü sevgisi ve her şeye bakmak isteyen bir derviş tavrı olduğu belirtildi. (C. Süreya)

1966'dan sonra, halk şiiri geleneğinin zengin kaynağından beslenen yeni bir şiir dili kurmanın olanaklarını aradı. Bu arayışın ürünü olan ilk şiir kitabı olan Gün Ola'da, Anadolu'nun bir köyünde kısa bir süre tanıklık ettiği bir dili ve dille iç içe gelişmiş olayları, durumları, koşulları yansıtmak istedi. Oldukça tartışılan bu kitabında Türkmen ve Avşar ağıtlarının, halk ozanlarının, türkülerin ve Nâzım Hikmet'in etkileri gözlendi. Daha sonraki şiirlerinde, halk şiirinin olanaklarından yararlanarak gerçekçi temaları, sağlam gözlemlerle, sıcak ve içtenlikli bir hava içinde vermeyi başardı. "Hepsi O Kadar" adlı şiiri Ece Ülker ve Vedat Sakman tarafından bestelendi.

http://www.sureyyaberfe.com/
Old 18-12-2006, 18:36   #174
cLaW

 
Varsayılan Öğrendim ki..

Öğrendim ki...
Kimseyi sizi sevmeye zorlayamazsınız.
Kendinizi sevilecek insan yapabilirsiniz,
Gerisini karşı tarafa bırakırsınız.



Ataol Behramoğlu..
Old 04-01-2007, 15:07   #175
sherlock-

 
Varsayılan Hoş bir çeşni..

Oluşturmuş olduğunuz bu hoş şiir kuşağına farklı bir renk de ben sunmak isterim..saygılar..

Gönlüm Sana

Çün sana gönlüm müptelâ düştü
Derd ü gâm bana âşinâ düştü

Zühd ü takvaya yâr idim evvel
Aşk ile benden hep cüdâ(ayrı), uzak düştü


....


Niyazi Mısri
Old 04-01-2007, 16:40   #176
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

AN ve MASAL

....

...


Boynum ince
Kalbim boş
Sürdüm yüzümü ağaçlara
Rüzgâra sürdüm gözlerimi acıyla
Geçtiğim yollar
Ve uçtuğum
O gecesiz gökyüzü
Bulutların tarlasında oturan
Tanrı kadar yorgun
Fısıldadılar:

An ve masal
An ve masal

Bejan MATUR
Old 04-01-2007, 23:44   #177
Av.H.Sancar KARACA

 
Varsayılan

Selam Olsun

Selam olsun bizden güzel dünyaya,
Bahçelerde hala güller açar mı?
Selam olsun sonsuz güneşe, aya,
Işıklar, gölgeler suda oynar mı?
.............................
.............................
Uzak, çok uzağız şimdi ışıktan,
Çocuk sesinden, gül ve sarmaşıktan.
Dönmeyen gemiler olduk açıktan,
Adımızı soran, arayan var mı?

Ahmet Hamdi TANPINAR (Şairin, kendi mezar taşı için yazdığı satırlar)
Old 11-01-2007, 23:45   #178
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Halil Cibran

Birbirinize kalbinizi verin; ama diğerinin saklaması için değil;
Çünkü yalnızca Hayat'ın eli, sizin kalplerinizi kavrıyabilir...

Ve yanyana ayakta durun; ama çok yakın değil,
Çünkü bir mabedin ayakları arasında mesafe olmalıdır;
Ve meşe ağacıyla, selvi ağacı,
birbirinin gölgesi altında büyüyemez."

Halil Cibran (1883-1931)


Büyük bir şair, filozof ve sanatçı olan Cibran Lübnan'da doğdu. Ancak ünü ve tesiri Yakın Doğu'nun çok ötesine yayıldı. Şiirleri yirmiden fazla lisana çevrilmiştir.


Halil Cibran'ın Bazı Kitapları

Deli
Ermiş
Haberci
Kum ve Köpük
İnsanoğlu İsa
Gezgin
Sözler
Vadinin Perileri
Bir Damla Yaş ve Bir Gülümseyiş
Old 18-01-2007, 01:15   #179
avien

 
Varsayılan

SAYILAR

12 345 679 x 9 = 111 111 111
12 345 679 x 18 = 222 222 222
12 345 679 x 27 = 333 333 333
12 345 679 x 36 = 444 444 444
12 345 679 x 45 = 555 555 555
12 345 679 x 54 = 666 666 666
12 345 679 x 63 = 777 777 777
12 345 679 x 72 = 888 888 888
12 345 679 x 81 = 999 999 999
12 345 679 x 999 999 999 = 12 345 678 987 654 321
Old 28-01-2007, 00:30   #180
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan İyimserlik

...

bir mektup beklerim müjdeli
belki de öldüğüm gün gelir
mutlaka gelir ama

...

N.Hikmet
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 10 (0 Site Üyesi ve 10 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Klasik Şiir Keyfi (Halk, Tasavvuf, Divan Şiiri) :)) Gemici Site Lokali 122 21-03-2014 00:13
Tatil Keyfi :))) Av.Habibe YILMAZ KAYAR Gezi, Tatil ve Eğlence 128 26-01-2013 21:06
Fıkra Keyfi Admin Site Lokali 514 25-01-2013 18:06
Yaşama Keyfi:)) Av.Habibe YILMAZ KAYAR Site Lokali 55 02-11-2010 21:59


THS Sunucusu bu sayfayı 0,11560297 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.