En Son Okuduğunuz Kitap?

Alıntı: Yazan Ayşegül Kanat Sevgili Gülümse İstanbulluları okuyalı çok oldu. Sİzin de (ileti tarihine bakarsak) okuyup bitirdiğinizi sanıyorum. Biraz "her şeyi birden" anlatma kaygısı olmasaydı keşke diye düşündüğüm bir eser. İyi kurgulanmış. Özellikle "kıstırılmış ve daraltılmış" bir mekân olarak seçtiği yere bayıldım, hatta kıskandım. Yazmak, deneyimlerimize ve bilgilerimize dayanan bir olgudur. Böyle biçimlenir. Yalnızca bilgisayar başında oturan bir insan öyle bir mekânı ve orada yaşananları zor keşfederdi. "Yazma eylemi"ni düşünenlere önerebilirim. Saygılar

İstanbullu'ları alalı gerçekten uzun zaman oldu. Sadece birinci bölümünü (uçak bölümünü okuyup), ikinci bölümden satır çalabildim. Daha kitaptan sıkılmak için yada "Sıkılıp bıraktım bir türlü okuyamadım" demek için erken bir konumdayım. Okuyan iki dostumdan bir tanesi kitabı çok sevmiş, diğeri ise zorlanarak okumuş.

Bilirsiniz sizin düşünceleriniz benim için değerlidir. Araya giren diğer kitabı bitirir bitirmez, İstanbullular kitabına geri döneceğim.

Şu aralar kızımın en sevdiği yurt dışından getirtip ing okuduğu kitap serisi olan Alacakaranlık ve devam kitabı okuyorum da. (Efendim 5-9 Aralıkta filmi vizyona girecek, biz de kitabını okumuş ayrıcalıklı seyircilerden olacağız...

Merhabalar,

Olasılıksız'ı ve ardından Empati'yi okudum (aslında Empati'yi okuyorum diyebilirim, 571. sayfadayım). İş yoğunluğu vs. gerekçelerle ikisini de sadece otobüste okudum. Otobüs indiğim durağa gelip de kapılar açılana kadar kitabın kapağını kapatamadım. Her ikisi için de geçerli sadece, Empati, Olasılıksız'a göre biraz dqaha ağır bir tempo ile ilerliyor.

Fakat son dönemlerde okuduğum en güzel iki kitap diyebilirim. Felsefe, fizik, polisiye, aksiyon ve bilimum duygu ancak bu kadar güzel harmanlanır.

Kesinlikle tavsiye ediyorum...

İyi günler...

Kürk Mantolu Madonna

Sabahattin Ali (Yarısındayım)

Semerkat
Amin Maalouf

tüfek,mikrop ve çelik..
şiddetle tavsiye ederim

Alıntı: Yazan Can Sahin Merhabalar, Olasılıksız'ı ve ardından Empati'yi okudum (aslında Empati'yi okuyorum diyebilirim, 571. sayfadayım). İş yoğunluğu vs. gerekçelerle ikisini de sadece otobüste okudum. Otobüs indiğim durağa gelip de kapılar açılana kadar kitabın kapağını kapatamadım. Her ikisi için de geçerli sadece, Empati, Olasılıksız'a göre biraz dqaha ağır bir tempo ile ilerliyor. Fakat son dönemlerde okuduğum en güzel iki kitap diyebilirim. Felsefe, fizik, polisiye, aksiyon ve bilimum duygu ancak bu kadar güzel harmanlanır. Kesinlikle tavsiye ediyorum... İyi günler...

Sayın Şahin "bilumum" duygu anlatılmaya kalkışılırsa sonu böyle olur. Empati'yi bitirmeyi başardım. Son on yılın "çoksatar" neyi varsa kitapta yer almış.

Aklımda kalanlar:

" Kahraman soruyor Tanrı var mı?

X- Yoktur, şundan şundan dolayı yoktur.
Y- Vardır, şundan şundan dolayı vardır.

Kahraman varlık yokluk üzerine epey konuşur.

x- Haklısınız, şundan şundan dolayı aklım karışmış. Tanrı vardır.
y- Haklısınız, şundan şundan dolayı aklım karışmış. Tanrı yoktur.

Kahraman zafer duyar. Her ikinizin de kafası karışmış, doğru. Suçlu siz değilsiniz. Size öğretenler suçlu. Onlar yanlış tanrıyı tanıttılar size. Asıl gerçek olan bir tanrı daha vardır. Ona ancak ölürseniz kavuşabilirsiniz. Gerçek tanrıya inananlar yılbaşı gecesi saat on iki de toplu olarak intihar ederlerse ona ulaşacaktır. "

Elbette ki bu kadar basit yazılmamış.Ama kitap bittiğinde aklımda kalan sadece bunlarsa, ben de pek suçlu sayılmam diye düşünüyorum. Zihinlerimizdeki sorular sıralanmış, filozofların yanıtlarıyla desteklenmiş, kaçma-kovalama sahneleriyle süslenmiş ABD dizileriyle beynimize pompalanan ne kadar "doğru "varsa yinelenip sunulmuş.

Bu arada yazar yola çıktığı "empati ve empatlar" konusunu zaman zaman unutmuş gibi. Ona ulaşabilsem de sorsam "kardeş, romanın anafikri nedir?" diye. Neredeyse her elli sayfada bir anafikir var. Zaman kargaşasını da aşamadığını düşünüyorum.Kayıp 17 yıl "inanılır" bir şekilde tüm karakterler için tatmin edici değil.

Kısacası roman tam bir inceleme konusu. Bir grup okumalı ve bölüm bölüm incelemesini yaparak sonucu bize aktarmalı.... Saygılar

Alıntı: Yazan Opioid tüfek,mikrop ve çelik.. şiddetle tavsiye ederim

"şiddetle tavsiye ederim "ne demek? Okumazsam neler olabileceğini düşünmeye başlasam mı acaba?

Son okuduğum kitap, 'Elif Şafak-Baba ve Piç' oldu. Oldukça sürükleyici ve elimden bırakmak istemediğim bir kitaptı. Vapurda, otobüste, duruşma beklerken adliyede, orada burada her yerde okumaktan, kitabı kitaplıktan çıkardım zaten Olsun kitaba yaşanmışlık katmış oldum.(bu geleneksel geyiği de yapmış olayım)
Bundan önce de 'Ursula Le Guin-Yanılsamalar Kenti' ni okumuştum. O da gayet güzel ve etkileyici bir kitaptı. Her ikisini de tavsiye edebilirim.

ceza muhakemesi hukuku/NUR CENTEL

Hepimizin ortak kaderi sanırım bu

Alıntı: Yazan Opioid tüfek,mikrop ve çelik.. şiddetle tavsiye ederim

Evet; Jared Diamond'un bu kitabı "Neden Avrupalılar Amerika'yı keşfetti de, Amerikalılar Avrupa'yı keşfedemedi?" gibi ilginç bir soru sorup, yanıtını arayanların kitabı. Genel olarak, insanın yaşadığı farklı coğrafi bölgeler arasındaki gelişme eşitsizliğinin nedenini sorgulayan bir kitap. Ben de okumanızı öneririm.

Atatürk'ün hayatını değiştiren kitap
Şehbenderzade filibeli ahmet hilmi

Sevgili arkadaşlar, Zülfü Livaneli'nin 'Sevdalım Hayat', 'Leyla2nın Evi' isimli kitapları Ahmet Ümit'in 'Kavim' dahil tüm kitapları, Ayşe Kulin'in 'Veda' sı son okuduğum kitaplar ve hepsi birbirinden güzeldi. Ama İskender Pala'nın 'Babilde Ölüm İstanbulda Aşk' çok güzel. Aşkı ve şiiri anlatan en güzel kitap bence. Mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum.

Çok uğraştım ama "Empati" okunup bitirilebilecek gibi değil.

Masumiyet müzesi...


Masumiyet Müzesi hakkında yazıp, yazmamak konusunda çok düşündüm aslında..Bende hayal kırıklığı yarattı.

Orhan Pamuk okuyamayanlar, bir türlü bitiremeyenler için fırsat diyebilirim. Uzun olmasına rağmen hiç bir şekilde insanı yormayan bir kitap.

Beğendim mi? Sanmıyorum...

Anlatımın; algı,his ve aklı harekete geçirmesini, düşündürmesini bekledim ama bunu bulamadım.

Okurken çoğunlukla, kitabı yazanın baş karakterin kendisi olduğunu düşündüm...Basit bir anlatım var ama bu basitlik beni samimiyeti ile çarpmadı.Daha çok melodram havası vardı.(Zengin adam, fakir kız.)

Her eşyanın romanda bir yeri vardı, ustaca kurgulanmıştı.. gibi cümleler okumuştum daha önce kitabın eleştirilerinde, bunu da çok anlamlı bulmadım, çünkü kitapta, kahraman; ilgiliye ait tüm eşyaları, toplayıp,sakladı ve sergiliyor.

Yazar anlatımını; çoğunlukla bu eşyalarla güçlendirmeye çalışmış ama bende tam tersi bir etki yarattı,anlatımın eksikliğini; eşyalarla ve okurun hayal gücü ile tamamlamak gibi..

Ayrıca kitap "mutlaka görmeye, görmeniz gerektiğine" yöneltiyor. Bu istek, kitapta sürekli yineleniyor.

O zaman kitabın filmi de çekilebilir neden olmasın ya da müzesi kuruluyor zaten galiba?

Bu derece özel bir müzenin, bireysel ve sosyal faydası ya da müzecilik anlayışı ile pekiştirilmesi de ilginçti.

Unutmadan, kitapta özellikle "zaman" isimli bölüm, usta bir yazarın; zenginlik ve olgunlukla kaleme aldığı,çarpıcı olan tek bölümdü diyeceğim..

Kitap okumamış olanlar için kayıp olmadığı gibi okuyanlar için de kazanç değil diye düşündüm..

Kitabın bana düşündürdükleri bunlar oldu.

Belki de ben hiç kitaptan anlamıyorumdur.

Saygılarımla.

uçurtma avcısı
çok güzel tavsiye ederim...

uçurtma avcısını okudum. muhteşem konusu var. kesinlikle tavsiye ederim...

Alıntı: Yazan av-ufuk Bende hayal kırıklığı yarattı.

Bir de şu röportajı okuyun, derim.

Alıntı: Yazan O.Pamuk Anna Karenina, Tolstoy'un en iyi romanıdır. Evlilik, aşk, bağlılık gibi konuları büyük bir toplumsal çerçeve içinde değerlendirmiştir. Yani Tolstoy kendi zamanına ne yaptıysa ben de çağıma onu yaptım, diyebilirim.

http://arsiv.sabah.com.tr/2008/08/31...E482EA1EE.html

Adam FAWER yazarken ''kelebek etkisi yaratıyor.. OLASILIKSIZ kadar sürükleyici olmasa da, yeni kitabı EMPATİ de keyif veriyor..

Uçurtma Avcısı'nı okuyup sevenler, Bin Muhteşem Güneş'i daha çok sevecekler, eminim.

Kinyas ve Kayra - Hakan GÜNDAY
Sürükleyici , başarılı bir roman =)

En son İhsan Oktay Anar'ın Puslu Kıtalar Atlası, Kitab-ül Hiyel, Efrasiyabın Hikayeleri kitaplarını okudum. HEpsi de birbirinden şahane... Tavsiye ederim. İhsan Oktay Anar da çok müthiş bir yazar ve felsefeci. Özellikle Puslu Kıtalar Atlası'ndaki olay örgüleri ve tartışılan konunun inceliği çok sürükleyici.

Şimdi de Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar'ını okumaktayım. Kitap 724 sayfa olduğundan taşıması zor geliyor ve her an yanımda taşıyıp okuyamıyorum, onun dışında mutlaka okunması gerekli kitaplardan bence, geç keşfettiğim için üzüntü içindeyim...
Sevgiler...

Alıntı: Yazan alameti farika En son İhsan Oktay Anar'ın Puslu Kıtalar Atlası, Kitab-ül Hiyel, Efrasiyabın Hikayeleri kitaplarını okudum. HEpsi de birbirinden şahane... Tavsiye ederim. İhsan Oktay Anar da çok müthiş bir yazar ve felsefeci. Özellikle Puslu Kıtalar Atlası'ndaki olay örgüleri ve tartışılan konunun inceliği çok sürükleyici.

O zaman son kitabı Amat'ı da seversiniz; öneririm.

İhsan Oktay Anar'ın okumadığım tek kitabı o kaldı Sayın Aladağ. Ancak son kitabı o değil; Suskunlar. Onu da tavsiye ederim. Çok güzel... Zaten İhsan Oktay Anar'la o kitap sayesinde tanıştım. Sonra birlikteliğimiz uzadı...

Haklısınız; onu da okumuştum.

Karl Polanyi'nin Büyük Dönüşüm adlı kitabı gerçekten okunması gereken kitapların başında geliyor. Küresel mali kriz dedikleri bir süreçten geçen dünyayı anlayabilmek,piyasanın kökenini, nedenini kavrayabilmek için bulunmaz bir kaynak özelliğinde. Ekonomik insan, ekonomik dünya, herşeyin ekonomi olduğu bir dünyayı anlamak istiyorsak mutlaka bu kitap okunmalıdır.

Ayşe Kulin Veda tarih dersinden sıkılanlara ,yakın tarihle ilgili bilgiler veren sürükleyici ve etkileyici bir roman.
İnci Aral Unutulmak yazmak için kendinde cesaret bulamayanların, içindeki yazarı uyandırmak isteyenlerin okuyacağı türden bir eser.

şu aralar okuduğum ve beni çok etkileyen bir kitap
henüz bitirmedim ama;

DOĞUNUN KIZI
BENAZİR BHUTTO

Şöyle başlıyor,

"bu hayatı ben seçmedim, bu hayat beni seçti."

bugün öldürülüşünün 1. yıldönümü. Kitabı ölümünden iki ay önce tamamlamış ama ölümünden sonra basmışlar.

sorumluluk duygusu , mücadele gücü ve inançla birlikte yaşanan ağır bir trajedi..

öneririm, bugünün Türkiyesi ile çok benzerlikler bulacaksınız.

saygılarımla.

Nietzsche Ağladığında (IRWIN D.YALOM)
Kafam karıştı. Olsun, ilginçti.

Alıntı: Yazan Av.S.Karaca Nietzsche Ağladığında (IRWIN D.YALOM) Kafam karıştı. Olsun, ilginçti.

ırwin yalom'a devam edin o zaman

"bugünü yaşama arzusu"

"Divan"

"aşkın celladı"

biraz daha karışabilirsiniz