29-05-2009, 22:06 | #91 |
|
Kırmızı Gül Demet Demet
Kırmızı gül demet demet Sevda değil, bir alâmet Balam nenni, yavrum nenni Gitti gelmez ol muhannet, Şol Revanda balam kaldı, Yavrum kaldı, balam nenni Kırmızı gül her dem olmaz Yaralara merhem olmaz Balam nenni, yavrum nenni Ol tabipten merhem gelmez Şol Revan da balam kaldı, Yavrum kaldı, balam nenni Yavuz Bingöl Derleyen : Muharrem Akuş Yöre : Erzurum |
30-05-2009, 18:38 | #92 |
|
Karadır Kaşların Ferman Yazdırır
Zonguldak-İsmet Yeşilgül-Ahmet Yamacı Karadır Kaşların Ferman Yazdırır, Aşkın Beni Diyar Diyar Gezdirir. Lokman Hekim Gelse Yaram Azdırır, Yaramı Sarmaya Yar Kendi Gelsin. Ormanlardan Aşağı Aşar Gezerim, Nazlı Yari Kaybettim Ağlar Gezerim. Ormanların Gümbürtüsü Başıma Vurur, Nazlı Yarin Hayali Karşımda Durur. Karadır Kaşların Benzer Kömüre, Yardan Ayrı Düşmek Zarar Ömüre. Kollarımdan Bağlasalar Demire, Kırarım Demiri Kaçarım Yare. Ormanlardan Aşağı Aşar Gezerim, Nazlı Yari Kaybettim Ağlar Gezerim. Ormanların Gümbürtüsü Başıma Vurur, Nazlı Yarin Hayali Karşımda Durur. Uzaklara Gittim Gelirim Diye, Tabancamı Doldurdum Vururum Diye. Hiç Aklıma Gelmez Ölürüm Diye, Ölüm Ver Allah’ım Ayrılık Verme. Ormanlardan Aşağı Aşar Gezerim, Nazlı Yari Kaybettim Ağlar Gezerim. Ormanların Gümbürtüsü Başıma Vurur, Nazlı Yarin Hayali Karşımda Durur. Çok ama çok sevdiğim bir türküdür. |
16-06-2009, 20:10 | #93 |
|
Müdür Bey'in Yeşil Kürkü
Müdür beyin yeşil kürkü Yeni çıktı bu türkü Müdür bey izin verdi Söylenecek bu türküde yanıyom ben Yanmada güzelim yanıyom bende Mendili salla geliyom ben Bir güzelin uğrunada Veremde oldum ölüyom ben Aşma kırandan aşma Ben seni tanıyorum Her kırandan aşanı Ben seni sanıyorum da yanıyom ben Yanmada güzelim yanıyom bende Mendili salla geliyom ben Bir güzelin uğrunada Veremde oldum ölüyom ben |
22-07-2009, 12:16 | #94 |
|
|
22-07-2009, 15:42 | #95 |
|
İlkokul 3. sınıfta folklor gurubundayım.Memleketime ait türkülerle oyun havaları ve halaylar çekiyoruz.Türkülerden bir tanesinin sözleri
Karşıda kara çalı Kararıp durma çalı Ben sana varır mıyım Sümüklü sıracalı narinimmmmmmmm Dön dön dönelim Sırtıda sırta verelim Koy elleri bellere Elleri vur ellere Anasıda kurbanlar olsun Şıkırdayan ellere narinimmmmmmm aradan uzun yıllar geçiyor benim küçük meleğim Halacım hadi bana oyun öğret diyor.Aklıma bu türkü ve oyunu geliyor ve 4 yaşındaki güzeller güzeline öğretiyorum.Ezberlemiş türküyü şimdi ne zaman beni arasa Ben sana varır mıyım Sümüklü sıracalı diyor ve basıyor kahkahayı. Türkülerimiz muhakkak ki çok özel ve güzeller ama bazen öyle sözleri oluyor ki güler misin ağlar mısın bilemiyorsun. |
23-07-2009, 00:24 | #96 |
|
Dün gece yar hanesinde yastığımız taş idi...
|
23-07-2009, 00:26 | #97 | |||||||||||||||||||||||
|
Amman amman Dün gece yar hanesinde Yastığım bir taş idi Altım çamur üstüm yağmur Yine gönlüm hoş idi Amman amman amman Amman amman amman Ben yandım seni bilmem Amman amman amman Amman amman amman Bir dağ ne kadar yüce olsa Dağ kenarı yol olur Buna bayram gün derler Dostla düşman bir olur Amman amman amman Amman amman amman Ben yandım seni bilmem |
23-07-2009, 00:28 | #98 |
|
Ben melamet hirkasini kendim giydim elimden
Ar i namus iiiesini taia çaldim neyleyim Haydar haydar taia çaldim neyleyim Ar i namus iiiesini taia çaldim neyleyim Haydar haydar taia çaldim neyleyim Yah çikarim gökyüzüne seyrederim alemi Yah inerim yeryüzüne seyreder alem beni Haydar haydar seyreder alem beni Yah çikarim gökyüzüne seyrederim alemi Yah inerim yeryüzüne seyreder alem beni Haydar haydar seyreder alem beni Nesime'ye sormuilar o yar ile hoi musun Hoi olayim olmayayim o yar benim kimene Haydar haydar o yar benim kimene Nesime'ye sormuilar o yar ile hoi musun Hoi olayim olmayayim o yar benim kimene Haydar haydar o yar benim kimene |
12-08-2009, 11:36 | #99 | |||||||||||||||||||||||
|
bende sevmeyenlere ekledim kendimi. |
28-08-2009, 23:30 | #100 |
|
Türkü eklemeyeli çok olmuş. Hiç olur mu?
Gelin oldun Garabelin eline Yedi bayram gına yakma eline Gurban olam senin gibi geline Yayladan gel kömür gözlüm yayladan Senin baban karşı köyün hocası Çok peşime düştü genci kocası Bana derler şu kötünün kocası Yayladan gel kömür gözlüm yayladan Ne kadar methetsem o kadar güzel Top bürür saçını gözünü sürür Muskalar yazdıram değmesin nazar Yayladan gel kömür gözlüm yayladan. Yöre : Malatya/Arguvan Ben, Cengiz ÖZKAN' dan dinliyorum. |
29-08-2009, 01:37 | #101 |
|
Ayran Türküsü
Gurbet ellerinde eğlendim kaldım Güzel cemalini görünce durdum Gelin bu ayranı taze mi yaydın Hüdanın aşkına doldur ayranı Canım ayranı, güzel ayranı İyi hoş doldursun ayranı ya, sen kimsin? Köylük yerde bir genç kız her isteyene bir tas ayranı uzatırsa ne olur, adı nereye çıkar? Demezler mi; falancanın kızını gördüm, bir yabancıya tası doldurup ayran verdi Aralarında bir şey var, elin yabancısına yoksa verir mi ayranı? Hem köyün geleneklerine de ters düşmez mi? Hem de genç bir kız! Yok canım, bu işin içinde bir iş var mutlaka Cemile güzelliği dillere destan bir kız, Aziz köyün yakışıklı gençlerinden Eh göz görüp gönül de sevince, her şey tamam gerisi büyüklerin bileceği iş Üç-beş emmi dayı; köyün muhtarı imamı, bir de Aziz’in babası varıp istemişler Cemile’yi Kız evi nazevi derler, olacak o kadar naz Araya bir kaç görüşme daha girer, sonunda iş tamam İş tamam da daha askerliğini yapmamış Aziz Bugün yarın derken, nişanlarının haftası askerlik çağrısı gelmiş Aman yaman daha yeni nişanlandım hiç olmazsa bir iki ay geçsin dese kimse dinlemez Günü gelince vurmuş sırtına çantasını, dost ahbap helâlleşmiş, varmış Cemile’nin yanına “Üç yıl çabuk geçer bak Büyük seli hatırla beş yıl oldu, dün olmuş gibi Esat emmi öleli dört yıl oldu Demem şu ki günler tez geçiyor; bir göz açıp kapayınca burdayım gönlünü ferah tut” demiş Bekleyeceklerine söz verip ayrılmış Cemile ile Aziz Kara trenin düdüğü ile ilk kez köyünden ayrılmış Aziz Sık sık mektup yazmış köyüne, içindekileri dökmüş mektuplarına Anasına babasına, dolaylı olarak da nişanlısına selamlarını, özlemlerini iletmiş Aziz askerdeyken, kötü bir haber yayılmış asker ocağına; “Uzakdoğu’da savaş patlamış, bizi de savaşa çağırıyorlarmış” Kimi “Yok canım yalan söylüyorlar dünyanın bir ucundaki kavgadan bize ne” dese de, “Bizim sözümüz varmış, onlar savaşa girerse biz yardım edeceğiz, biz girersek onlar yardıma gelecekmiş NATO mu, ne diyorlar işte onun için” diyormuş kimileri Derken Aziz’in kura günü gelip çatmış Adı cepheye gidecekler arasındaymış Bir yandan üzülür ölürse yaban ellerde ölecek, hem ne için savaştığını da bilmeyecek “Yurduma düşman saldırmadı, arıma, namusuma dil uzatan olmadı peki bu savaştan bize ne” der “Acep oraların havası nasıl olur, kaç gün de gidilir” diye kendi kendine düşünür durur Çok geçmeden de cephede bulur kendini Gecesi gündüzü yok savaşın Aziz gününü ayını şaşırıyor, tek amacı ölmemek ve bir an önce Cemile’sine kavuşmak Demokrat Partinin “Altın çağı” denilen bu dönem 1947 de ki yabancı sermayeyi teşvik kanunu 1951 de sermaye bölüşümünü daha da kolaylaştırıcı doğrultuda yapılan değişiklik ve Kore savaşına bir tugay asker göndermesiydi ABD’nin isteği ve NATO’ya üye olmak için Tuğgeneral Tahsin Yazıcı emrinde 5 bin asker Kore’ye gönderilmişti Türkiye savaşı standart 5 bin kişiyle sürdüreceğine söz verdiği için eksilmeler oldukça asker göndermeye devam etmiş ve savaşın Türkiye’ye faturası 717 ölü 5247 yaralı 229 esir 167 kayıp olmuştu Bu da ABD’den sonra en fazla kayıp veren ülkenin Türkiye olduğunun göstergesiydi Her taraftan ateş yağmakta tam bir cehennem misâli Bu arada şarapnel parçalarından biri de gelip Aziz’i buluyor ki, hem de yapayalnız Düştüğü yerde kalıyor Aziz eli yüzü paramparça esir kampına götürülür Canı kurtuluyor kurtulmasına ya Aziz eski Aziz değildir artık Radyo bültenlerinde kayıp listeleri okunur, birliğine gelemeyenler arasında Aziz’in de adı vardır Cemile vurulmuşa döner Herkes birbirini avutmaya çalışsa da Aziz’in artık dönmeyeceğine çünkü onun öldüğüne inanırlar Ama Cemile hiç ümidini kesmemiştir, “Aziz ölmedi, ölse künyesi bulunurdu” diye diye aradan yıllar geçer ve tek bir haber çıkmamıştır Aziz’den Günlerden bir gün Cemile çeşme başında yayığı almış önüne ayran yapıyormuş Başını kaldırdığında bir atlının yoldan sapıp çeşmeye doğru geldiğini görmüş Cemile kafasını önüne eğip göz ucuyla da yabancıya bakmış Yüzü gözü yara bere içinde olan yabancı Cemile’den bir tas ayran istemiş Cemile de yabancıyı terslemiş, çünkü yabancı ayranı sözle değil türkü çağırarak istemiş Cemile de ayran vermek istemediğini yine türkü ile yanıtlamış Karşılıklı türkü düeti başlamış Türkünün sonunda yabancının Aziz olduğunu anlamış Cemile Anlıyor da ayran yayığını bir yana, bakracı bir yana atıp boynuna sarılmış Aziz’in Yılların özlemini bir türküyle dillendirip, iki sevgilinin kavuştuğu bu türkünün sözlerine bakalım Ayran Türküsü Aziz: Uzak yollardan da kıvrandım geldim Tatlı dillerine eğlendim kaldım Gelin bu ayranı tazemi yaydın Hüda’nın aşkına doldur ayranı Cemile: Uzak yolların vefası mısın Ak alnımın da sen cefası mısın Yaydığım ayranın kahyası mısın Anamdan habersiz vermem ayranı Aziz: Bunca yıldır gurbet elde dururum Çeker silahımı seni vururum Ya ayranı alırım ya da ölürüm Gel kız kerem eyle doldur ayranı Cemile: Ayranı atlarıma yüklerim Götürür de dağ başına dökerim Gurbet elde yârim vardır beklerim Ondan başkasına vermem ayranı Aziz: O nedir ki yer altında paslanmaz O nedir ki suya düşer ıslanmaz O nedir ki etin kessen seslenmez Ya bunun cevabın ya da ayranın Cemile: O altındır yer altında paslanmaz O güneştir su altında ıslanmaz O ölüdür etin kessen seslenmez Bilirim bunları vermem ayranı Aziz: Tepsiye koydum da binliği tozu Ortadan kaldırdık hele Aziz’i Bir kaşık ayranı ver hala kızı Hüda’ nın aşkına doldur ayranı Cemile: Tepsiye koydum binliği tozu Ortadan kaldırdım hele Aziz’i Sana feda ettim iki ala gözü Getir kabını da doldur ayranı Kaynak: Yaşar Özürküt Öyküleriyle Türküler 3 İstanbul, 2002 |
29-08-2009, 01:53 | #102 | |||||||||||||||||||||||
|
Bu bölümü incelerken bu mesaja rastladım. Bu türkü benim içinde özeldir. Ortaokulda müzik derslerinde müzik hocamız nota,vs.öğretmek yerine bize şarkı, türkü söyletirdi. Benim üç yıl boyunca söylediğim (söylemesi en kolay gelen buydu)tek türkü buydu. Ben bunu söylerdim, bir kız arkadaşım da bir şey söylerdi ama türünü hiçbirimiz çözemedik. Bütün sınıfa gına gelmişti benim bu türkümden ve arkadaşımın söylediği; Şundan; Huni Mançi danda. Huççiri mançi dominata. Huni dama huni danda Huda Geberdi. Ne güzel, hâla hatırlıyorum, ki eminim bütün arkadaşlarımda bu "şeyi" ve benim söylediğim bu türküyü hatırlıyorlardır. |
29-08-2009, 02:01 | #103 | |||||||||||||||||||||||
|
Devamını da hatırladım!!! Devamı türkçeydi ama bu kesinlikte türkü değildi. Baharsız, çiçeksiz güneşsiz kaldım. ...birşeysiz günlerde seni aradım. Huni dama huni danda huda geberdi... |
29-08-2009, 09:57 | #104 |
|
Afedersiniz...
Türkü bölümünü KHS ye çevirdim. Başlarken sadece Ayran türküsünü eklemek üzere başlamıştım ama bunlar aklıma gelince kendime engel olamadım. |
30-08-2009, 21:17 | #105 | |||||||||||||||||||||||
|
Önemli değil. Türkü tadında olduktan sonra... |
01-09-2009, 11:17 | #106 |
|
Bursa'nın ufak tefek taşları
Keman olmuş o yarimin kaşları Bir omuzdan bir omuza saçları A benim esmer güzelim Yarimle kol kola gezelim Meşeli dağlar meşeli İçinde halı döşeli Kül oldum aşka düşeli A benim esmer güzelim Yarimle kol kola gezelim Hamamın üçtür kurnası İçinde üç Kız yunası Üç kızın biri benim olası A benim esmer güzelim Yarimle kol kola gezelim Anonim.. |
02-09-2009, 02:17 | #107 |
|
Karadır kaşların ferman yazdırır..
Karadır kaşların ferman yazdırır,
Aşkın beni diyar diyar gezdirir. Lokman Hekim gelse yaram azdırır, Yaramı sarmağa yar kendi gelsin. Ormanların gümbürtüsü başıma vurur, Nazlı yarin hayali karşımda durur. Karadır kaşların benzer kömüre, Yardan ayrı düşmek zarar ömüre. Kollarımdan bağlasalar demire, Kırarım demiri kaçarım yare. Ormanların gümbürtüsü başıma vurur, Nazlı yarin hayali karşımda durur. Uzaklara gittim gelirim diye, Tabancamı doldurdum vururum diye. Hiç aklıma gelmez ölürüm diye, Ölüm ver Allah'ım ayrılık verme. Ormanların gümbürtüsü başıma vurur, |
30-09-2009, 13:09 | #108 | |||||||||||||||||||||||
|
birde güler duman yorumu deneyiniz. |
04-10-2009, 18:00 | #109 |
|
AMAN AVCI VURMA BENİ Aman avcı vurma beni Ben bu dağın ay balam maralıyam Maralıyam, hem yaralı Avcı vurmuş ay balam yaralıyam Bir taş attım suya düştü Çaydan bir çift ay balam suna uçtu Benim gönlüm sana düştü Senin gönlün ay balam kime düştü Şu dağlarda ceylan gezer Tırnakların ay balam taşlar ezer Ben o yâra neylemişem O yâr benden ay balam kenar gezer. |
06-10-2009, 08:08 | #110 |
|
SARHOŞ
[ Kaynak: Mahzuni Şerif ] - Aslında ozanların ve şairlerin mayasında sancılar ve dertler yattığı için ozandırlar, şairdirler. Keyifli bir yapıdan önemli bir dert çıkmayacağı için bu derdin ilacının tarifi de çıkmaz. - Ancak söz konusu şiirde yatan sarhoşluk ve sancı bilinen şarap sarhoşluğu ve sancısı olmadığı gibi, şiirin doktoru da piyasadaki doktorlar nevinden değildir. - Çünkü şiirler, o muhteşem düğüm görüntüleri içinde çok önemli bir ima sanatıdır. İmaj gerçekleri daha da başka bir gerçekle anlatım özelliği olduğu kadar, bir olmayanı başka bir olmayanla kıyaslama sanatıdır. - Şiirdeki hasta benim memleketim. Hancı bu memleketin düzeni. Yoldaki yabancı bu memleketi etkileyen başka bir memleket. İçilen şarap boş vaatler, sarhoş olan çalışanlar, doktor idareci ve işverenler. Karlı dağlar kara bulut içinde Yaylası hüzünlü yöresi bir hoş Sevdalı yolcular umut içinde Hayalın düğünü töresi bir hoş Han sarhoş hancı sarhoş Yolda yabancı sarhoş El çek tabip kalbimden İçimdeki sancı sarhoş Mahzuni yıldızım aylar içinde Bağlamışım zülfü yaylar içinde Yüzemez yunuslar çaylar içinde Deniz vurgununun yaresi bir hoş Han sarhoş hancı sarhoş Yolda yabancı sarhoş El çek tabip kalbimden İçimdeki sancı sarhoş Aşık Mahzuni Şerif Afşin |
07-10-2009, 01:34 | #111 |
|
Bugün
Ben bugün yarin bağına girdim Ay benim canım bir hoşum bugün Tomurcuk güllere de ellerim sürdüm Baygınım canım kokladım bugün Kara gözünde çok şey okudum Ozanım bugün şairim bugün Bunca ömrümü boşa geçirdim Sorma be canım pişmanım bugün Aşığım sevda çölünden geçtim Kerem'im bugün Ferhat'ım bugün Kendimden geçtim de aşkına düştüm Dokunma canım hastayım bugün Kubat |
08-10-2009, 15:11 | #112 | |||||||||||||||||||||||
|
....
Türk Halk Müziğini çok severim ama Ormancıyı bende hiç sevmem. Ankara'da Yedik Taze Meyvayı Boşa Çiğnemişim Yalan Dünyayı Keskin'den De Sildirmeyin Künyeyi Söyleyin Anama Anam Ağlasın Anamdan Başkası Yalan Ağlasın Ankara'yla Şu Keskin'in Arası Arasına Kara Duman Durası Çok Doktorlar Gezdim Yokmuş Çaresi Söyleyin Anneme Annem Ağlasın Babamın Oğlu Var Beni Neylesin Trene Bindim De Tren Salladı Zalim Doktor Ciğerimi Elledi İy- olursun Dedi Geri Yolladı Söyleyin Anama Anam Ağlasın Anamdan Başkası Yalan Ağlasın Benzim İçtim Ciğerlerim Tutuşur Ağlama Hatice, Sefer Yetişir Söyleyin Anneme Çalsın Nennimi Kim Alırsa Alsın Nazlı Gelini Binmiş Taksiye De Sefer Geliyor Annesinin Ciğerini Deliyor Gelin Hatice'yi Eller Alıyor Söyleyin Anama Anam Ağlasın Gelin Hatice'yi Kimler Eylesin Mezarımı Derin Kazın Dar Olsun Edirafı Lale Sümbül Bağ Olsun Ben Ölüyom Ahbaplarım Sağ Olsun Söylen Kardaşıma Çalsın Sazımı Kadir Mevlam Böyle Yazmış Yazımı |
09-10-2009, 15:12 | #113 |
|
İlahi tarzında...
Yakub'un türküsü. Ben bir Yakup idim kendi halimde Mevla' mın kelamı vardı dilimde Yusuf' u kaybettim Kenan ilinde Ağlar Yakup ağlar Yusuf' um diye Gitti de gelmedi vah yavrum diye. Yusuf' um hocada okumaz oldu O bülbül dilleri şakımaz oldu Alnındaki nuru berk urmaz oldu Ağlar Yakup ağlar Yusuf' um diye Gitti de gelmedi vah yavrum diye. Bir bezirgan geldi üç aylık yoldan Yusuf' u çıkardı kırk arşın kuy'dan Keremkarı kıldı Mısır' a sultan Ağlar Yakup ağlar Yusuf' um diye Gitti de gelmedi vah yavrum diye. Yusuf' u götürdüler ölüm kastine Attılar kuyuya başı üstüne İhlas ile çıktı suyun üstüne Ağlar Yakup ağlar Yusuf' um diye Gitti de gelmedi vah yavrum diye. Cem olup geldiler Kenan' ın kurdu Biz yemedik diye içtiler andı Yakub' un feryadı arşa dayandı Ağlar Yakup ağlar Yusuf' um diye Gitti de gelmedi vah yavrum diye. Yöre : Urfa Ahmet UZUNGÖL Mehmet ÖZBEK tarafından derlenmiştir. |
12-10-2009, 11:31 | #114 |
|
Brilliant Dadasova'nın sesinden çok güzel bir türkü. Seyduna Türküler Albümüden...
Sen meni baharsız goyarsan eğer Bu şehri bırakar gederem gönlüm Eskimi vefasız sayarsan ay yar Hicran deryasında yiterem gönlüm Eskimi sıradan sayarsan ay yar Hicran deryasında yiterem gönlüm Yarpaklar töküler dalgalar ayaz Baharı olmayan olmaz da hem yaz Men seni bu kentte sevmiştim ay yar Sen olmayınca bu kentte ne var Men seni bu kentte sevmiştim ay yar Sen olmayınca geriye ne var Her küçesinde hatıramız var Üreğim acıdır her köşesi yar Gecem fegan olup günüm ahuzar Sen olmayınca bu kent bir diyar Gecem fegan olup günüm ahuzar Sen olmayınca geriye ne var |
14-10-2009, 12:32 | #115 |
|
Baba Ertaş'tan dinlemesi.....
Ak elleri sala sala gelen yar
Nasıl getireyim seni ele ben Ya bir şahin olsam ya bir balaban Taksam cıynağıma gitsem yola ben Şahinimi salmış idim yabana Mail oldum ben bir kaşı kemana Sevdim ise yarim sevdim kime ne Ne etmişim şu koğlaşan ele ben Koyunları kuzu ile karışık Yüze küskün amma gönül barışık Siyah perçemlidir zülfü dolaşık Yeni düştüm düzen tutmaz tele ben Der Said'im görür zatı zad ile Aldırdım yarimi bir ispat ile Göksu sülenbetli tosun at ile Yâr terkimde hep gideyim çöle ben |
15-10-2009, 21:30 | #116 |
|
AĞRI DAĞI EFSANESİ
Gül teninden oyalanıp süzül de gel Gül bakışlım, gözyaşlarım silip de gel Yaram sızlar, yalnızlığım bilip de gel Gül bakışlım gel.. Ay büyüdü geceleri seni bekledim. Ak gerdanda gül kokulu tenin özledim Çare bilmez dertlerimle yolun gözledim Gül kokuşlum gel.. Ay'a sordum gözlerini kaçırdı benden Gül bakışlım güller aldım ektim yeniden Beni bıraktın gül bakışlım senin idim ben Gül bakışlım gel .. MOĞOLLAR |
15-10-2009, 21:33 | #117 | |||||||||||||||||||||||
|
Ooooo süper bir türkü, çok teşekkürler... |
16-10-2009, 07:56 | #118 |
|
Ne ağlarsın benim zülfü siyahım
Bu da gelir bu da geçer ağlama Göklere erişti feryadım ahım Bu da gelir bu da geçer ağlama Bir gülün çevresi dikendir hardır Bülbül har elinde ah ile zardır Ne de olsa kışın sonu bahardır Bu da gelir bu da geçer ağlama Daimiyem her can ermez bu sırra Gerçek aşık olan erer o nura Yusuf sabır ile vardı mısıra Bu da gelir bu da geçer ağlama |
16-10-2009, 07:58 | #119 |
|
İşte gidiyorum çeşm-i siyahım
Önümüze dağlar sıralansa da Sermayem derdimdir servetim ahım Karardıkça bahtım karalansa da Hayli dolaşayım yüce dağlarda Dost beni bıraktı ah İle zarda Ötmek İstiyorum viran bağlarda Ayağıma cennet kiralansa da Bağladım canımı zülfün teline Sen beni bıraktın elin diline Güldün Mahzuninin berbat haline Mervanın elinde parelense de |
16-10-2009, 10:15 | #120 |
|
çekemedim akça kızın göçünü
Antalya - Dağbeli köyünün türküsüdür!
(bizim köy ) çekemedim akça kızın göçünü of of göçünü sırma saçlar bırak dövsün döşünü... ah kız döşünü gülüver de görem bi yol mercan dişini of of dişini yolver bana çubukbeli geçeyim... ah kız geçeyim yaylaların yeli soğuk esmez mi of of esmez mi sevdiğim de rüyalara girmez mi... ah kız girmez mi girmezse de gönül sana küsmez mi of of küsmez mi yolver bana çubukbeli geçeyim... ah kız geçeyim |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |