![]() |
|
![]() |
|
Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için. |
Anket Sonucu: Bakire/bakir olmadığını eşten gizlemek veya bekaret zarı diktirmek: | |||
Hukuk düzeni tarafından korunamaz. |
![]() ![]() ![]() |
22 | 50,00% |
Hukuk düzeni tarafından korunmalıdır. |
![]() ![]() ![]() |
6 | 13,64% |
Bazı durumlarda hukuk düzeni tarafından korunabilir. |
![]() ![]() ![]() |
16 | 36,36% |
Oy Verenler: 44. Bu ankette oy kullanamazsınız. (Anket no : 281) | |||
|
![]() |
![]() |
#61 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
![]() ![]() Benim fikrim, sorumda gizli zaten ![]() |
![]() |
#62 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
Ben de merak ettim, başka bir neden için olabilir mi? Hiç yoktan kural olarak kandırmak için diyebileceğimiz kanaatindeyim. |
![]() |
#63 | |||||||||||||||||||
|
![]()
Bizim anlayışımız kural olabilir mi? "Kural" neye denir? ![]() |
![]() |
#64 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
Genel olarak uygulamada olan anlamında kullanıyor hocalarımız, bir kaç istisnası oluyor. Bir babanın 3 çocuğu var, bunlardan en küçük olana evini satıyor. (eski Türk hukukunda evin en küçük erkek çocuğa bırakıldığını o dönemden bu yana bu durumun bir adet olarak geldiğini hatırlatmak da fayda görüyorum) Diğer çocuklar dava açıyor. Şimdi kural olarak burada muvazaalı işlem olduğu kabul edilir. Ama istisnalar mevcuttur. Şimdi kural olarak bekaret zarının neden dikildiği konusunda hem fikir isek, istisnalardan bahsedebilir misiniz üstadım? ![]() |
![]() |
#65 | |||||||||||||||||||
|
![]()
Ama ben böyle (bekaret zarı dikiminin aldatmak amaçlı olduğu yönünde) bir kuralın olduğunu bilmiyorum. Kural demiyorum ben! |
![]() |
#66 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
Bir bayan hangi sebeplerden dolayı bekaret zarını diktirir? |
![]() |
#67 | |||||||||||||||||||
|
![]()
Onu biz bilemeyiz. Esasen onu öğrenmek bize mi kalmış? ![]() Hukuki bir konuda yazarken "kural olarak..." dediğimizde, hukuki bir kuraldan veyahut hukuken kabul gören bir anlayıştan bahsederiz. Ayrıca sığ tartışma dediğiniz şey nedir, onu da açıkçası anlayamadım. ![]() |
![]() |
#68 | |||||||||||||||||||
|
![]()
Sadece bir erkeği kandırmak için değil tabi. Mesela canı öyle istedi diye, uğradığı bir cinsel saldırının veya hatalı bir ilişkinin ardından, önceki hale geçme isteği için, vs. vs. Tıpkı slikon göğüs taktırmak isteyebileceği, poposunu kaldırabileceği, hatta dilerse cinsel organını daraltmak isteyebileceği gibi. Yani sadece kendisi öyle istiyor diye... |
![]() |
#69 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
Sığ tartışmadan kastım, "kural olarak" ifadesi üzerine yaptığımız tartışma, çünkü bize okulda 2 yıldır bu yönde bir öğreti söz konusu oldu. Ben hararetle hocalarımdan öğrendiğimi savunacağım ki siz şiddetle karşıda olduğunuza göre pekd e doğru sayılmazlarmış galiba. Böyle olunca ana-konudan uzaklaşmış olacağız keza bu tartışma bize hiç bir şey kazandırmamış olacaktı ondan bahsettim. Bu arada ben son beyanlarınız üzerine muvazaalı işlem örneğime yeniden dönüyorum: Burada babanın oğluna evi satması neden kural olarak muvazaalıdır? |
![]() |
#70 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
Slikon göğüs taktırmak cinsel olarak kendi seçimidir, yani ilişkide pozitif katkısını olacağını yahut daha güzel görüneceğini düşünmüştür ki zaten de öyledir, ama bekaret zarının diktirilmesi bunlarla aynı doğrultuda olan bir şey değildir. Bekaret zarı, bayanın daha önce hiç ilişkiye girmemiş olduğuna karinedir. Dolayısıyla daha önce hiç şekilde ilişkiye girmemiş olan bir erkek, daha önce hiç ilişkiye girmemiş bir bayanla evlenmek isteyebilir, çünkü ilk cinsel ilişkisini evlilikte yaşamak istiyordur. Burada Erkeğin düşüncelerini tartışabilecek konumda, durumda ve yetkide değiliz, sadece onun düşüncelerine saygı duymak durumundayız. Bu erkek, eşinin bakire olmasına önem verdiğini daha önceden beyan etmişse, aslında burası da tartışmalı birazdan değineceğim sebebine, eşi de herhangi bir şekilde olumsuz cevap vermemiş, evliliğin olabilmesi için bekaret zarını diktirmişse burada aldatma vardır, 149-150 maddeler gereğince boşanmaya hükmedilebilir. Daha önce değinmeyi söylediğim kısım ise şurası. Hangi bayan evlenmeden önce, nişanlısına yahut, sevgilisine onun cinsel manada bir iktirdarsızlık sorunu olup olmadığını yahut onun "gay" olup olmadığını soruyor? Burada bayanların bunu sormama sebebi, erkeğe çok güvenmeleri mi yoksa erkeklerin doğal olarak normal sorunsuz olduğunu beklemeleri midir? Yani bir bayan bir gay ile evlendi diyelim, daha önce gay olduğunu bilseydi evlenmeyecekti ama adama gay misin diye sordu mu? Hayır, e o zaman adamdan boşanamayacak mı? Tabii ki de boşanabilecek. Sayın Saim Dikici'nin daha önce de işaret ettiği gibi, şayet bir erkek evlenmezden önce eşinin bakire olmadığı bilseydi evlenmeden vazgeçecekti ise, o zaman aldatmadan söz edilebilir. Burası çok önemli bence, yani özellikle bayana bakire misin diye sorulması gerektiği kanaatinde değilim, şayet burada bunu bilmem halinde fikirlerim değişecekti ise ve bunun farkında olan bayan da bana söylemediyse burada açık bir şekilde hile, yani aldatma vardır. |
![]() |
#71 |
|
![]() Bekaret zarı konusunda yürütülen muhakeme kadar namus adıyla işlenen cinayetler ve şiddete karşı ne yapılacağı konusunda muhakeme yapılsaydı daha çok yol alır, daha hukuksal çerçevede tartışma olanağı bulabilirdik. Ne yazık ki gördüğüm şu oldu: Ataerkil zihniyette olan kadın ve erkekler, bekaret zarının varlığı, yokluğu, dikilmesi ile çok meşgul, oysaki kadınlar ve erkekler vücudu üzerinde o kadar çok değişiklik yapar ki yaşam boyunca. Bunların da çok çeşitli nedenleri vardır, örneğin bir kadın yağlarını aldırırken ya da yüzünü gerdirirken sebebini açıklamak zorunda mıdır, canının öyle istemesi yeterli olduğuna göre bekaret zarını da değiştimesinin nedeni de "canının öyle istemesidir". Gerisi kimseyi ilgilendirmez. Daha önce de belirttiğim gibi ve Saim Beyin de çok iyi açıkladığı gibi aldatma AÇIKLAMA ile olur, yalan açıklama varsa aldatma vardır, yoksa aldatma yoktur.
|
![]() |
#72 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
Bu konunun başlığı "Evlendiği bayanın göğüslerinin slikonla büyütülmüş olduğunu öğrenen erkek, evliliğin iptalini isteyebilir mi?" şeklinde olsaydı, sizce bu kadar tartışılır mıydı? Peki şimdi sizce neden bu kadar tartışılıyor? Bu foruma katkı sunan herkesin tek ortak noktası hepsinin hukukçu olması. ![]() Onun dışında, "evliliğin butlanı istenebilir" ya da "istenemez" diyen kişilerin bekareti önemseme konusunda aynı düşünce yapısına sahip iki ayrı grup olduğunu mu düşünüyorsunuz? ![]() |
![]() |
#73 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
![]()
İlişki sadece vajinal yoldan mı olur? Hiç cinsel ilişki yaşamamış olduğunu, kızlık zarından başka test edebileceğiniz bir yöntem var mı acaba? Şüpheci erkek bence hiç evlenmemeli. Kendini yer bitirir.
İkisi arasında fark göremiyorum. Uygulama alanları dışında. ![]() |
![]() |
#74 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
Aynı soruları bir kez de sizin için sorayım: Şimdi mesela bir bayan evlenecek, nişanlısına senin istikrar sorunun yahut sen gay misin diye sorar mız? Sormaması ve evlilikte eşinin iki durumdan birisi olması halinde, eş aldatmamış mı olur? Aldatma veya hile salt açıklama ile mi olur, yoksa açıklanması gereken bir konunun açıklanmaması halinde de olur mu? Yani bekaret, kızlık karinesidir. Buna değer veren bir toplumumuz var, bekaret zarını diktirmiş kişi, bekaret zarına sahip olmasına rağmen bakire olmadığını belirtmelidir, aksi halde farklı bir izlenim oluşacaktır, bu izlenim de aldatma kapsamındadır. |
![]() |
#75 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
![]()
Konuyu dağıtmadan, neden olduğunu ilgili kanun maddesini, yani "kural"ı yazarak göstereyim. ![]()
|
![]() |
#76 | |||||||||||||||||||
|
![]()
Eşcinsellik cinsel tercihin farklı olduğunu belirten bir durumdur. Eşcinsellik ile bekaret zarını eş tutmanızdan dolayı diyecek söz bulamıyorum, sakinliğimi korumaya çalışıyorum ama bu tarz bir konuşmaya devam edemeyeceğimi de şimdiden belirtiyorum. Diyecek söz bulamamamın nedeni eşcinselliğe kızmam değil, bekaret zarını olmazsa olmaz olarak nitelendirmenizdir ve bu nitelendirmenizin hiçbir hukuksal dayanağı yoktur. |
![]() |
#77 | |||||||||||||||||||
|
![]()
Hiç de böyle bir zorunluluğu yoktur. Aksi kabul, kadının insan hakları ihlalidir. Bedeni üzerinde hakları, özel hayatının gizliliği ve dokunulmazlığı gibi. |
![]() |
#78 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
![]()
Bence çok fark var. Sizin fark anlayışınızı da merak etmedim değil doğrusu. |
![]() |
#79 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
![]()
Konudan konuya atlamayalım derim.
Siz her ne kadar kadınların beyan etme yükümlülüğü olduğunu savunuyor olsanız da, ben izninizle susma hakkımı kullanıyorum. ![]() |
![]() |
#80 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
E şimdi "aldatmış" duruma düşmeyiniz... ![]() |
![]() |
#81 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
Bakınız değerli hocam; Ali daha önce hiç ilişkiye girmemiş bir erkek. Belin ise Ali'nin nişanlısı. Ali daha önce Belin'e daha önce hiç ilişkiye girmediğini ve daha önce ilişkiye girmemiş bir bakire ile evlenmek istediğini ifade ediyor. Belin ise ona haklısın şeklinde cevap veriyor. Bunun üzerine de bekaret zarını diktirme yoluna gidiyor. Şimdi burada Belin'in yaptığı salt hiledir, aksini mi iddia ediyorsunuz? Toplumumuzda bekaret zarı, kızlık karinesi olarak görülmektedir, yaygın bir inanıştır, bu da örf adet hukuku olarak nitelendirilemez mi? Bunu aksini mi savunuyorsunuz. Ayrıca benim için eşimin bakire olup olmaması bir anlam ifade etmiyor, kişisel tercihim bana karşı dürüst olması. Ama maalesef şu anki hukuk tartışmamız biraz duygusal bir boyut almaya başladı o yüzden ifade etmek gereksinimi duyuyorum. Bekaret zarının olmaması yüzünden kaç tane genç bayan yuvasından kovuldu bu toplumdan, mahkemelerce 149-150. maddeler gereğince boşanmaya hükmedildi, şimdi siz bunların yaşanmadığını mı iddia ediyorsunuz yoksa toplum da bu durumun tabu haline gelmediğini mi iddia ediyorsunuz? Ya da daha açık bir tabirle beraket zarının olmamasının toplum tarafından önemsenmediğini sadece benim önemsediğimi bu yüzden de söylediklerimin hiç bir hukuki dayanağı olmadığı kanaatinde misiniz? Eşcinsellikle bekareti bir tutmuyorum ama şimdi ilişki başlamadan önce bayan ben bakire değilim demiyorsa ve bu evlenmenin seyirini değişiterebilecek kadar önemli bir şeyse, bu hile olmaz mı diyorum. Bunu da eşcinsellik örneği ile de benzetmeye çalışıyorum. İkisinde de aynı hile söz konusudur. Demek istediğim bu. |
![]() |
#82 | |||||||||||||||||||
|
![]()
Diğer konularda tekrar tekrar yorulmayı düşünmüyorum, açıklama yapmaya gerek duymuyorum ama yukarıdaki cümleniz için bir açıklama yapmak isterim. Bunu da bir yıl üç aylık akademisyenlik deneyimime dayanan öğretme isteğine verirsiniz. Aile hukukunda örf adet hukukuna yer yoktur, dikkat edin töreler de örf adettir, başlık parası da berdel de. Aynı zamanda tüm bunlar hukuka aykırıdır ve kimileri aynı zamanda suçtur. Aile hukukunda örf adet hukukuna yer yoktur, yineliyorum. Örf adet hukuku eşya hukukunda, borçlar hukukunda, ticaret hukukunda uygulanabilir. Eğer aile hukukunda örf adet derseniz namus adıyla işlenen cinayetleri bile meşrulaştırır konuma gelirsiniz. Sizi bu konuda uyarmak istedim yalnızca. |
![]() |
#83 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
Üstadım bu kural konusunda haklısınız. ![]() Ama kural olarak olmasa da bekaret zarının diktirilmesi zaman zaman aldatmaya girer, kişisel kanaatim canı istediği için bekaret zarı diktiren bayanların sayısı, eşini aldatmayı düşünenlere oranla çok azdır. Toplum mühendisi olup insanların ne düşündüklerini sorgulayamayacağımız gibi bu konuda da bir uygulama yapamayacağımız için, üstelememek de fayda görüyorum, ama toplumda tabu halini almış olması bekaret zarının diktirilmesinin temel sebebidir. Bu sebep de bu durumdan haberi olmayan, olsaydı evlenme kararı değişebilecek olan eşin aldatılmasına sebep olmaktadır. |
![]() |
#84 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
Bekaret sorunu da dikkat ederseniz bu sebepten ortaya çıkmış bir durum. Bunu demeye çalıştım, ayrıca bilgilendirme için teşekkür ederim, siz tekrar tekrar yorulmayı düşünmediğiniz için üstelemiyorum, size iyi akşamlar. |
![]() |
#85 | |||||||||||||||||||
|
![]()
O zaman erkeklik karinesi ne? ![]() |
![]() |
#86 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
|
![]() |
#87 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
Bu konudaki görüşlerinize katılmıyorum. Kitapları karıştırmadan yorum yapmak istememiştim, şimdi tartışabilirim. Aile hukuku için de örf adet hukuku pekala yer bulur, örneğin: Yargıtayın çocuğun dedesi ve ninesiyle görüşebilmesi hakkında vermiş olduğu karar. Bir başka örnek düğünde takılan takıların boşanma halindeki hukuki durumu. Örnek sayısını çoğaltmak istemiyorum ama bu iki örnekte olduğu gibi örf adet hukukumuz doğrudan aile hukukunun uygulamasında yer bulmuştur. Bazı örf adetler ile örf adet hukuku arasındaki farkı göz ardı etmemek lazım. Ayrıca Ceza hukukunda töre cinayetleri örf adet olduğu için cezada indirime sebep olması gerekirken, cezada artırım sebebidir, bunun sebebi de bu yanlış törenin bitirilmeye çalışılmasıdır. Yani sadece töre cinayetlerini baz alarak ceza hukukunda örf adet hukuku yoktur diyemeyiz. Hakim karar alırken örf adet hukukunu her halükarda göz önünde bulundurmak zorundadır. Bunun bariz örneği de Boşanmadan sonra çocuğun dede ve ninesiyle görüşmesi hakkında yargıtayın içtihadıdır. |
![]() |
#88 | |||||||||||||||||||
|
![]()
Çocuğun dede ve ninesiyle görüşme hakkının tanınmasının temelinde çocuğun hakları vardır. Yargıtay, örf adete dayandırmayı tercih etti diye aile hukukunda örf adet hukukunun var olabileceğini kabul edemeyiz. Üstelik yeni yasamıza göre artık ister ninesi olsun ister herhangi bir yakını olsun çocuğun üçüncü kişilerle kişisel ilişki kurması olanaklıdır. Üstelik boşanmadan sonra değil çocuk anne babanın velayeti altındayken de başkalarıyla kişisel ilişki kurabilir. Yasa Yargıtay kararlarının önüne geçmiştir neyse ki ve dayanağı gelenekler değil çocuk haklarıdır. Gelenekler olsaydı nine ve dedeyle sınırlı tutardı. Neyse ki Yargıtay kararları arasında sıkışıp kalmadı aile hukuku. Ayrıca hangi törenin yanlış olduğuna kim karar verecek ve buna nasıl karar verilecek? Canı isteyen, bu doğru töredir deyip kişilerin hak ve özgürlüklerini kısıtlama olanağına nasıl kavuşabilir? |
![]() |
#89 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
Bahsettiğiniz çocuğun hakkı Kıt'a Avrupasında yahut bir başka hukuk sisteminde daha önce düzenlenmemiş bir haktı. İlk defa yargıtay tarafından düzenlendi, kaynak da örf adet hukukuydu. Zaten yeni kanunda bunun düzenlenme sebebi, yargıtayın yeni içtihat yapmasının önüne geçmek içindi ki bu da olması gereken bir şeydi. Çünkü yargıtay bir içtihat geliştirmiş siz yeni kanun hazırlarsanız oradaki düzenlemeleri kanuna almak zorundasınızdır, bu her zaman böyle olmadı mı? Hangi törenin yanlış olduğuna, hukuka aykırı olup olmadıklarına göre karar verilmiyor mu zaten? Töreler şayet hukuk normlarına aykırı ise ignore ediliyor, değilse uygulamada kendine yer buluyor. Zaten sorduğunuz sorunun da cevabı burada, yargıtay hiç bir zaman temel hak ve hürriyetleri kısıtlayan örf adetleri göz önüne almamıştır. Medeni kanunun ve Aile hukukunun asli kaynaklarından bir tanesi yargıtay kararlarıdır. Yargıtayın bu kararı henüz Kıt'a Avrupası yahut diğer hukuk sistemlerinde herhangi bir düzenleme yokken verdiği karardır. Kaynağı da örf adet hukukudur. Bu olmuş bitmiş bir olaydır ve bu olaydan yola çıkarak örf adet hukukunun aile hukukunda kendine yer bulduğunu söyleyebiliriz. Zaten hukukun temel normlarıyla çelişen bir törenin örf adet hukukuna dahil edildiğini hiç görmedim. Örf adet hukuku medeni kanunda belirtildiği üzere, mevzuatın yetersiz kaldığı noktalarda hakimin yararlanmak zorunda olduğu ikinci kaynak. Ayrıca siz yargıtay içtihatlarını yahut medeni kanunda belirtilen kanunun kaynaklarını, aile hukuku kaynağı olarak kabul etmiyorsanız, o zaman bu tartışma sizi yormaktan bir milim öte gitmeyecektir. |
![]() |
#90 |
|
![]() Kadının bakire olması örf ve adet hukukuna mı dahil oluyormuş?
Allah aşkına ya böyle bir durumda hukukçu gözüyle bakmamızı söylemesin kimse,siz bir erkek gözüyle bakıyorsunuz olaya. Ben ise bir kadın veya hukukçu adayı gözüyle bakılması taraftarı değilim.Sosyolojik açıdan bakmayı denemiyorsunuz.Empati kuramıyorsunuz. Bir kadın bakire olmadığı için dövülüyor,ailesi tarafından evlatlıktan reddedilebiliyor,toplumda aşağılanıyor.Üstelik bu sadece gelişmemiş yörelerde yaşanan şeyler değil.Belli eğitim seviyesindeki ailelerin bile bu konuda ne kadar katı olduğuna bizzat şahit oldum ben...Siz ise hala aldatmaya girer diyorsunuz.Kadının bekaret zarını diktirmesinin altında öyle çok korku öyle çok sosyolojik ve psikolojik sebep yatar ki...Erkekler o "erkekçe" bakış açılarıyla sadece kadının karşı tarafı "namus"u yönüyle aldattığını görür. Varsın olsun yeter ki bir kadının hayatı kurtulacaksa eğer,aldatma yüzünde evlilik iptal edilsin!Bunu burda tartışmak bile öyle utanç verici ki... |
![]() |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
![]() |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Evlilikler süreli olabilir mi? | av.semire nergiz | Kadın Hakları Çalışma Grubu | 48 | 14-03-2013 09:08 |
eşten mal kaçırmak için anneye yapılan muvazaalı satış | ruken | Meslektaşların Soruları | 3 | 18-05-2011 14:55 |
kadınlarımızın bekaret sorunu | doktor2002 | Kadın Hakları Çalışma Grubu | 28 | 22-01-2010 16:13 |
Bekâret cinayeti mi? | Y£LİZ | Hukuk Haberleri | 2 | 17-02-2007 22:44 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |