13-09-2011, 10:14 | #61 | |||||||||||||||||||||||
|
Elektrik ve su faturaları için işyeri tarifesinin normal tarifenin üzerinde olduğunu biliyorum. Sayın Admin'in 55 no''lu mesajda aktardığı 'yalnız yarısını gider gösterebileceğiniz' bilgisini de dikkate alırsak, bu abonelikleri üstlenmemek daha makul olabilir |
13-09-2011, 21:14 | #62 |
|
Avukat değilim ama son yıllarda home ofisin moda olduğunu da belirtmek istedim.
Elbette o home ofisler yüzme havuzlu falan... Yine de her şekilde moda da sizin lehinize. |
14-09-2011, 15:34 | #63 | |||||||||||||||||||||||
|
Emsal Bedel
Gerçekten de "babanıza" bir kira ödemiyor iseniz, kira kontratı yapmak zorunda değilsiniz. Ödenmeyen kiranın gelir vergisi (stopaj)"kesintisi"de olmayacağından, muhtasar beyanname vermek zorunda kalmazsınız. Ancak buna rağmen idare, belli sınırların aşılması halinde "babanızdan" sayın adminin belirttiği üzere emsal bedeli üzerinden beyanname ve vergisini ister. |
14-09-2011, 15:41 | #64 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Önder, Sayın Admin'in de tavsiyesi üzerine bugün itibarıyla bir mali müşavire de konuyu danışmış bulunuyorum. Kendisi de tıpkı Sayın Admin gibi, her halükarda bir kira kontratosu varlığının vergi dairesince aranacağını ve bu yüzden bunu akdetmenin gerekli olduğunu ifade ediyor. Ayrıca, emlak beyan bedelinin yüzde 5'ini geçmeyecek şekilde belirlenecek bir kira meblağının varlığı halinde, kiraya veren şahıs bakımından vergi söz konusu olmuyormuş. Sizin şahsınızda bir kez daha bütün bilgi paylaşımları ve faydalı görüşler için teşekkür etmiş olayım ayrıca... Saygılarımla, |
14-09-2011, 15:47 | #65 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Gülgün, Bu konuyu da mali müşavire danıştım. Sayın mali müşavir arkadaş da sizinle aynı gerekçeyi göstermemekle birlikte abonelikleri üstüme almama gerek olmadığını, hatta bunun usulen hatalı olacağını belirtti. Zira her halükarda (abonelikleri üstüme almasam da) evin ofis olarak kullandığım bölümü, evin toplamının yüzde kaçını işgal ediyorsa, o kadarlık kısım için (mesela evin yüzde 30'luk kısmını ev-ofis olarak kullandığımı varsayarsak; örneğin 500 TL'Lik faturaların 150 TL'si gibi.) elektrik, su vs. giderlerin yüzde elli oranında (az evvelki örnek uyarınca, 150/2= 75TL gibi.) vergi indirimine konu olabileceği yönünde görüş aldım. Görüş ve yorumlarınız için teşekkürler. Saygılarımla, |
16-09-2011, 19:25 | #66 |
|
[quote=imp86]Sayın Önder,
... Kendisi de tıpkı Sayın Admin gibi, her halükarda bir kira kontratosu varlığının vergi dairesince aranacağını ve bu yüzden bunu akdetmenin gerekli olduğunu ifade ediyor. quote] Sayın imp86, Ödenmeyen bir kiranın, kontratosunun varlığının vergi dairesince aranacağının hukuksal dayanağını sormayacağım, mantığa uyup uymadığını da sormayacağım. Yalnızca sakin kafa ile ne yazdığınızı düşünmenizi rica edeceğim. Ayrıca, "babanıza" bir kira ödemiş olsa bile, babanız ile aranızda İLLE de bir yazılı akit bulunma zorunluluğu olduğu nerede yazar ? |
17-09-2011, 22:14 | #67 |
|
Sayın Önder,
Dediklerinizde haklısınız. Ancak vergi dairesinde yapılanın tek ve aslında basit! açıklamasının "bürokrasi" olduğunu düşünüyorum. Saygılarımla, |
21-02-2012, 00:32 | #68 |
|
üstatlarımn öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum
ben 84lüyüm, okulu biraz geç bitirdim, şu anda stajımın 9. ayındayım, bir aksilik olmassa temmuz sonu gibi ruhsatı alıyorum şu ana kadar çevremden bana iş teklifleri geliyor, henüz avukat olmadığımdan sadece elimden geldiği ölçüde yol gösteriyorum... ama şuy var ki etrafımdaki herkesin facebook hesabı var, ve sorunlarını bana oradan mesaj yazıyorlar, gelecekteki müşteri portföyümle mailleşiyoruz, zaten artık dijital çağa geçiyoruz, bugün uyaptan dava açılabiliyor, itirazlar gönderilebiliyor, bilirkişi masrafı dahi uyaptan yatırılabiliyor... kitap falan deseniz, türk hukuk sitesi var, kazancıya kazanla para dökmeye de gerek yok google kazan biz kepçe istediğiniz içtihada sizi anında ulaştırıyor, google a dilekçe yazıp arattırdığınız zaman zibilyon tane dilekçe örneği getiriyor ve önünüze sunuyor... bu durumda ben neden ilk işe başladığımda kazandığımın yarısını kiraya ve sekretere vereyim ki? sonra gerekli para kazandığımda düşünülür ne dersiniz? |
21-02-2012, 10:28 | #69 | |||||||||||||||||||||||
|
Maktu dilekçeler,programsız ulaştığımız kararlar ihtiyacı bir yere kadar karşılıyor.Ayrıca kitapların yerinin de çok başka olduğunu düşünüyorum. Türk Hukuk Sitesine diyecek bir şey yok zaten Hayırlı,uğurlu olsun... |
21-02-2012, 15:26 | #70 | |||||||||||||||||||||||
|
İnanın bana bir avukat için büro ve bürosundaki ortam çok önemli.Genelde gelen insanlarda; şayet o avukatla yeni çalışacaklarsa ilk değerlendirmelerini büronun durumuna,yerine ,çalışan eleman olup olmadığına göre yapıyorlar ne yazıkki.Yani bence kira ve fatura ödemeye gerek var.Naçizane benim görüşüm böyle. Home ofis konusuna gelince evli ve çocukluysanız asla ve asla olmaz.Tecrübeyle sabittir.Çocuğunuzun müvekkille ciddi bir konu görüşürken gelip''anne yada baba beni tuvalete götür''demesini göze alabiliyorsanız başka tabi...İyi çalışmalar. |
21-02-2012, 23:58 | #71 | |||||||||||||||||||||||
|
avukatlık stajımın 9. ayındayım, ve yaklaşık 1,5 aydır bir avukatın yanında aktif olarak staj görüyorum... ama danışma ücreti konusunda düşüncelerinize katılmıyorum... siz sirkeci doğubanka gidipte çok ağır bir televizyon aldığınızda (benim küçüklüğümde devasa ekran tüplü televizyonlar vardı) oradaki hamallar gelir ve yanınıza gelir ve konuşmaya başlarlar, kimisi ben bu işi şu kadara yaparım der, kimisi ben bu kadara yaparım der... ama bunun için herhangi bir ücret talep etmez... taşıdığında talep eder doktora gidersiniz, muayene olursunuz, doktor bakar, ve bir çok doktor sizden muayene parası almaz, göz doktoru değilse reçete yazmayacaksa, iç hastalıkları uzmanıysa mesela, ha alan paragözler yok mu var, ama yanlış, ameliyat lazım der, sizde teşekkür eder başka doktora gidersiniz... sonra karar verir gözünüzü hangi doktor tutmuşsa onun yolundan tedavi olursunuz.... giyim mağazasına gidersiniz(özellikle bayan meslektaşlar buraya dikkat), orada tezgahtar size kıyafet beğendirebilmek için akşama kadar ayakta dikilir bir süre sonra ayaklarında varisler çıkar hasta olur... siz 2 saat 50 tane kıyafet 250 tane ayakkabı 458 tane saç tokası denersiniz de bir çöp almadan çıkarsınız, o tezgahtara onun emeği için para ödemessiniz... kaldı ki madem burada kamusal bir görev yapıyoruz, müvekkil adayına (ki henüz bu kişi notere gitmedi, vekalet çıkartmadı, müvekkilimiz olmadı) ön bilgi sunmamız da ücretsiz olmalı, tabii ki bilgi alacak, kafasında ölçecek tartacak, ve o çok zor kazandığı parayı bizim emeğimiz karşılığında bize verecek... ceza kanunumuzda "kanunu bilmemek mazeret sayılmaz" hükmü vardır, demek ki kanun herkesin, veya normal ortalama bir inanın kanunu bileceğini öngörmüş... bana göre aslında danışma ücreti bir kenarı dursun milli eğitim bakanlığı "pedagojik formasyon almış hukuk fakültesi mezunu" öğretmen istihdam ederek ilköğretim yedinci sınıftan lise son sınıfa kadar idare hukuku, ceza genel hukuku, ceza usül hukuku, idari yargılama hukuku, hukuk muhakemeleri hukuku dersi göstermelidir. madem ki biz avukatlar bir kamu görevi yapıyor, ve yeri geldiğinde "yeşil pasaport" gibi kamusal ayrıcklıkları istiyoruz, milli eğitimin yapamadığı bu aydınlatma görevini zorda kalmış müvekkile anlatmakta bizim tabii görevimiz olmalıdır. bilgi parayla satılmamalı, herkes tarafından ulaşılabilir olmalıdır, aksi halde vahim sonuçlaı olabilir, örneğin ilaç firmalarının bir çok kanser ilacıı buldukları ama piyasaya telif hakları yanmasın diye sürmedikleri malumdur. Bu yüzden ölen insanların hesabını kim verecek? peki eğer eczacılık dünyasındaki gelişmeler "open source" olsaydı siz saklasaydınız dahi başkası ele geçirir geçirmez o ilacı üretecekti. ve o insanlar belki de bugün hayatta olacaktı. eğer herkes hukuku bilirse kimse kendisini ezdirmez, ezilenleri de mutlaka koruyan çıkar, o yüzden ben bilgimi herkesle elimden geldiğince paylaşırım, ben başkasının yerine oturup dilekçe yazdığımda, koşturduğumda, onun yerine iddia ettiğimde, onun yerine mesai harcayıp mahkemeye para yatırdığımda aldığım ücrete hak kazanırım... şu andaki çalıştığım büromuzun müvekkilleri ekseri yaşlı insanlar, yanında çalıştığım avukat da internet teknolojisini yakından kullanamayan bir kişi... zaten müvekkil olacak kişi bana vekaletname çıkarttığı zaman masrafları ve vekalet ücretini de peşin olarak verecektir en azından hatrı sayılır bir kısmını.... benim şu anda çalıştığım büronun bekleme salonunda kocaman bir dolap var, o dolapta da üstüste koysanız benim boyumu geçecek olan kitaplar... ama bir çoğusu eskimiş, yüzüne bakan yok, neden olsun ki 2001 de medeni kanun değişmiş, 2004 te ceza kanunları, usül icra borçlar iş... velahasıl hepsi değişmiş, ara ara torba kanunlarla yamalanmış, ve habire yamalanmaya devam ediyor... çok ilgimi çeken bir başka kitap, istanbul barosunun 1995 yılında yayınladığı bir yıllık, içinde 31 aralık 1994 itibari ile istanbuldaki bütün avukatların isimleri, adresleri ve telefon numaraları var, ne nostalji!!! aradan 17 sene geçmiş kimiş avukat vefat etmiş binlerce avukat katılmış birçok avukat adres değiştirmiş, bu arada yalova vilayet olup kendi barosunu kurmuş.... yeni bir kanun geçtiğinde hukuk forumlarında tartışılıyor, oysa küçücük bilgisayarın fare kuyruğu genişliğindeki eternet kablosunun ucundan en taze haberlere anında ulaşıyorsunuz... tüm baroların an be an güncellenen listelerine de uulaşıyorsunuz vesselam... bir beş sene önce bu sitede "ben işlerimi internet üzerinden yürütmeyi planlıyorum" deseydim, bana "yazık, hukuk fakültesinde okuya okuya devreleri yanmış garibimin, kendisini amerikada uzayda zannediyor" derdiniz, oysa bugün rahatça bunu tartışabiliyoruz demek ki bu yöne doğru bir gidiş var, artık büyük firmalar, aile şirketinden bozma büyülk olmaya özenen firmalar değil, gerçekten büyük firmalar, ic yazışmalarını netten yapıyorlar bana öyle geliyor ki çok yakın bir zamanda artık mahkemelerde fiziksel dilekçe kabul edilmeyecek,siz sadece forum sayfasına benzer formattaki sanal dava dosyasının size ayrılan penceresinden yazınızı yazacak, ve "güvenli elektronik imzanızla imzalamak suretiyle onu göndereceksiniz, karşı tarafın avukatı da öyle yapacak... bilirkişi de keza... tanıklar... kendilerine en yakın adliyeye adliyeye gelip kimliklerini görevli memura ibraz edecekler, ve görevli katipler de güvenli sertifikalarını elektronik imzalarını almak suretiyle muhabere yolu ile dava dosyasının ilgili penceresine ifadeleri girip dosyaya ekleyecekler... posta masrafı olmadığından "büyükşehir belediyeleri içinde muhabere olmasın" ifadesi de kadük kalacak.... tabii ki hakimler de kararı yazarken rahatça copy-paste yöntemi ile daha kısa sürede, daha uzunca ve daha gerekçeli kararlar yazabileceklerdir.. şu anda bazı adliyelerimizde (mesela gaziosmanpaşa adliyesi ) tüm gelen evraklar taranıp uyap a aktarılmaktadır, yakın zamanda tüm türkiyeye yayılacaktır. ama maalesef sadece fotoğraf formatında fotokopi gibi aktarılmaktadır sadece yazıyı görmektesiniz, fiziksel dilekçenin fotokopisini, alıntı yapamamaktasınız... ama inanıyorum, gün gelecek ORC formatında da aktarılacak, alıntı da yapabileceksiniz.. neyse hayırlısı olsun.. ------------- değerli üstadım biraz konudan saptım galiba ama... iyi dilekleriniz için teşekkür ederim.. |
22-02-2012, 15:04 | #72 |
|
SAYIN oeroglu ;
Sanırım bir yanlış anlama ya da anlatma oldu.Ben zaten danışmadan ücret almanın zorluğundan değil,müvekkilden ücret almanın zorluğundan bahsetmiştim.Kaldı ki sözlü danışmalardan ücret alsam( birçok meslektaşımın danışmadan ücret almadığı gibi bende almıyorum)sayılı zenginlerden olurdum. Teknolojiyi ,bilgisiyar dahil sadece ihtiyacım olduğu kadar kullanabiliyorum.Gerekli bilgisayar programları dışında pek anlamam yani.Ama söylediklerinize katılıyorum.Zaman değişiyor.Ben 22 yaşında bilgisayar kullanmaya başladım.2 yaşındaki oğlum bilgisayarı açıp çizgi film izleyebiliyor.Seyir sizin söylediğiniz yönde.Ama şu anda ve özellikle küçük illerde adliyelerde malesef o kadar hızlı ilerlemiyor.Ben hala kendi işlerimi( en basitinden mazeret verme gibi) kendim ya da sekreterim aracılığıyla yapıyorum.Çünkü uyaptan kabul etmeyen mahkemeler var.Dava açma vs.gibi işleri ise denemeye bile kalkmadım daha. İnşallah ben emekli olmadan teknolojiden o kadar faydalanabilir hale gelir adalet teşkilatımız.En azından yaşlılığımda gün göreyim değil mi? Geri kalan 4,5 aylık stajınızda başarılar diliyorum bu arada.Kolay gelsin. |
22-02-2012, 15:20 | #73 |
|
SAYIN oeroglu ;
Ben 70 no'lu mesajımda eksik beyanda bulunmuşum .Facebooktaki danışmalarda nasıl ücret alacaksınız derken zaten müvekkiliniz olan kişileri kastetmiştim.Eksik yazmışım.Yanlış anlatma için kusura bakmayın. |
23-02-2012, 00:47 | #74 | |||||||||||||||||||||||
|
Aynen katılıyorum derim... Türkiye de avukatlık yapabilmek için saydıklarınız fazla bile... |
25-02-2012, 00:52 | #75 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Balku size biraz kızmış sayın meslektaşım... o kadar da basite indirgemeyiniz |
25-02-2012, 14:41 | #76 | |||||||||||||||||||||||
|
ama durum o yöne doğru hızla gidiyor... son bir hafta içinde basında çıkan iki tane haberi paylaşmak istiyorum... http://www.sabah.com.tr/Ekonomi/2012.../notere-nester http://www.sabah.com.tr/Ekonomi/2012...fiyatina-noter bakın artık noterler bile internet üzerinden çalışacak yakın gelecekte... http://www.hurriyet.com.tr/gundem/19972891.asp bu habere göre de bu seneden sonra herkese çipli nüfus cüzdanı verilecek... “Bu elektronik kimlik kartıyla vatandaşlarımız farklı belge, kart ve benzerlerini taşımak zorunda kalmadan kimlik doğrulaması yapabilecek, TC kimlik numarası uygulamasında olduğu gibi tek kart, tek şifre dönemine geçilecektir. Sahtecilikten kaynaklanan vatandaş mağduriyeti önlenecek, e-Devlet kapsamında sunulan hizmetlere, internetin bulunduğu her yerden, evinden, iş yerinden, bu kimlik kartı ile erişilebilecek ve ayrıca bu Kimlik Kartı seyahat belgesi olarak da kullanılabilecek.” kalınla yazılan yerden anladığım kadarıyla ehliyetler gibi, kimi ülkelere (şimdilik kktc, gürcistan) pasaport gibi, avukat kimlikleri de sadece dijital kimliğimizin bir parçası olacak... yani anladığım kadarıyla avukat kimlikleri de kalkacak.... ben basite indirmiyorum, sadece o yönde giden şartlara işaret ediyorum.. |
26-02-2012, 02:42 | #77 | |||||||||||||||||||||||
|
Kesinlikle katılıyorum, aslında işaret yıllar önce verilmişti... Dikkat etmişsinizdir; Türkiye de hukuk fakültesine girmek kolay, fakulteden mezun olmak çoğu üniversitede kolay, staj zaten kolay, ruhsat almak, kolay mı kolay... Belirttiğiniz üzere mesleği icra edebilmek de artık kolay, iki parmağınızın ucunda, FACEBOOK, UYAP, THS... Kolay Gelsin... |
29-02-2012, 01:21 | #78 |
|
avukatlık kanunundaki bildirim zorunluluğunu da unutmayınız.
Büro edinme zorunluluğu: Madde 43 – Her avukat, levhaya yazıldığı tarihten itibaren üç ay içinde baro bölgesinde bir büro kurmak zorundadır. Büronun niteliklerini barolar belirtir. Bir avukatın birden fazla bürosu olamaz. Birlikte çalışan avukatlar ayrı büro edinemezler. (Ek iki cümle : 2/5/2001 - 4667/29 md.) Avukatlık ortaklığı yurt içinde şube açamaz. Milletvekilleri, milletvekilliği süresince avukatlık yapamazlar. Bürosunu veya konutunu değiştiren avukat yenilerinin adreslerini bir hafta içinde baroya bildirmek zorundadır. |
01-03-2012, 10:44 | #79 |
|
Sayın Balku'nun görüşlerinin aynısını yazabilirim ben de... Ancak, ufak da olsa bir ironi olduğunu düşünüyorum.. Belki de bana öyle gelmiştir bilemem tabii... Çünkü ben şahsen, Sayın Balku'ye katılırken, bir ironi yaptığını varsayarak katılabiliyorum ancak...
Bu arada home-ofis konusunda, ben de THS forumlarında sonuna kadar savunmuştum bu durumu bundan üç-beş ay öncesine kadar... Ancak sonrasında, bir arkadaşımla birlikte bir ofis tutup bu işe kalkışmanın çok daha faydalı olduğunu gördük.. Tabii ki bir miktar sermayeniz varsa... Nitekim, hakikaten masraf alırken bile müvekkiller ırım-kırım edebiliyorlar canım Türkiyem'de.. Siz bir de hak ettiğiniz avukatlık ücretini düşünün ... Bu yüzden kimi meslektaşlar, çok tasvip etmediğim bir yöntem olmakla birlikte, masrafın üzerine hak ettikleri ücretlerin bir kısmını eklemeyi kendilerine hak görüyorlar... Yani, durum Türkiye'deki avukatlık anlayışından kaynaklanan ve yıllardan beri süregelen kötü bir alışkanlıktan kaynaklanıyor ne yazık ki... Bunu aşmaya çalışıp, tekrar bu mesleğin bila ücret icra edilmediğini, avukatların da büro masrafı gibi işine özgü masraflarını bir kenara bırakın bir hayatı olduğunu hatırlatmak bizim gibi genç meslektaşlara düşüyor. Bu elbette zor ama hala imkansız olmadığı umudunu taşıyorum... Ayrıca yukarıda yazılan ve diğer mesleklerle yapılan kıyaslamaları kabul etmek mümkün değil... Nitekim, doktorlarla avukatları kıyas edeceksek, özel muayenehanesi olan doktorlarla serbest çalışan avukatları karşılaştırmak gerekir. Dikkat ederseniz, insanlar doktorun özel muayenehanesine gidiyorsa daha girişte, hasta kabulle karşılaşıyorlar ve eğer özel sigortanız varsa sizden doğrudan sigorta kartınızı talep ediyorlar... Demek istediğim paralarını daha teşhisi koymadan garantiye alıyorlar... Mağazalarda çalışan tezgahtarlar ise çok farklı bir konu ) kıyas kabul etmez... Çünkü zaten onlar maaş alıyorlar ve patronaja bağlılar - az ya da çok maaşları onu tartışabiliriz ki bence yetersiz ve az (memlekette emekçilerin kaderi değil midir zaten)-... Biz avukatlara dönecek olursak, bir örnek verelim isterseniz ve düşünelim sonra:Sizin tabirinizle müvekkil adayını önce bir meslektaşımızca ağırlanıyor; durumu anlatıp kısaca ve özetle rotası burada çiziliyor problemine ilişkin olarak... Yani yolu avukat meslektaş gösteriyor; üstüne bir de çay-nescafe-çikolata-kurabiye ikram ediyor )... Misafir gibi ağırlıyoruz ondan sonra bazen kuru bir teşekkürle bazen onu bile yapmadan, gidip tanıdığı avukata tarif etmek suretiyle talimatlar vererek elbette daha ucuza diğer avukata yaptırıyor işini... Yanlış düşünmeyelim yanlız burada; biz bu örnekte iş kendisine gelen ama belli ki önceki avukattan alınan yol haritasına istinaden sanki kendisinin fikirleri imiş gibi talimatlar yağdıran bir müvekkille karşı karşıya olalım...Düşünün ki müvekkil önceki avukatın müvekkili bile olmadan (vekalet çıkartmadan anlamında söylüyorum bunu, yoksa danışmanlık hizmeti mevcut elbette) fikirlerini almış ona hiçbir hakkını ödememiş; sonra size gelip hazır bir yol sunuyor; sonunda da sen bana yol gösterip yönlendirmedin ki; ne yaptın ki zaten diyor ve hakkın atıyorum 3.000 ise 1.000 diyor ve bunu demesine bile sevinmen gerektiğini düşünüyor, bekliyor... İşte, Türkiyem'de avukata bakış açısı genel itibarıyla budur... Bunu değiştirebilirsek ne ala; mükemmel bir iş başarmış olacağız... Bilginin ücretsiz dağılımı avukatın iyi niyetinin ve kamusal hizmet vicdanının suistimalinden başka bir anlam ifade etmez hale geliyor böylece ne yazık ki... Ama halen bilgilendirmenin her şeye rağmen, avukatların mağduriyetine rağmen bütün çıplaklığıyla ve detayıyla devam etmesinden yana meslektaşlar varsa; Adli Yardım - CMK gibi servislerde görev almalarını öneririm. Orada kamusal hizmet vicdanınızı tatmin edersiniz belki... Teknoloji konusuna gelirsek; yüzde 100 katılıyorum... Ben de her işimi bilgisayardan internet vasıtasıyla hallediyorum.. Kendi özel hayatımdaki teknoloji ve hatta gıda alışverişim de dahil olmak üzere... Ancak, google'dan bulduğunuz basmakalıp ve çoğu kez yetersiz bir dilekçeyi meslekle bağdaştıramıyorum... Şahsen, Kazancı'yı kullanıyorum ben ve maddi açıdan biraz rahat eder etmez abonelik başlatmanızı öneririm... Bir de artık, İSTANBUL BAROSU da meslektaşlara ücretsiz İÇTİHAT BİLGİ BANKASI hizmete açtı. Bundan da faydalanılabilir... Ancak, google bulduğunuz kararların güncelliği konusunda ve dilekçelerin yetersizliği konusunda sizin önünüzü tıkayacaktır... Sonuç olarak, Eğer maddi imkanlar yetersizlik arz ediyorsa, o halde home-ofisle başlamanın bence de bir sakıncası yok. Sürçü lisan edip, herhangi bir meslektaşıma sataşmada bulunduğum kanısını yarattıysam affola... Niyetim hiçbir meslektaşımı kırmak falan olamaz hiçbir vakit... Tüm meslektaşlarıma güzel ve huzur dolu günler dilerim... Saygılar |
01-03-2012, 11:19 | #80 |
|
Duruşmaların sesli görüntülü gerçekleşebildiği hallerde, yazışmaların tamamen bilgisayar üzerinden yapılabildiği zamanlarda, Home-Ofis geleceğin iş yeri olabilir kanaatindeyim. Ki ben de sıcak bakıyorum
|
01-03-2012, 15:11 | #81 |
|
Bir iş görüşmesi için ofisimde, yabancı bir firma ile randevulaşmıştık.
Benden önce ki avukata aylık 7000 USD danışmalık ücreti verdiklerini duymuştum. Tek istedikleri hukuk bürosunda ingilizce bilen bir avukatın olmasıydı. İyi ingilizce bilen bir meslektaşımla anlaşmıştım, Randevu gününde, ofise ayrı bir önem verdik, derledik, toparladık vs... Ofis işlek bir caddede, çok iyi değil ama kötü hiç değil... Referans bize kefil olmuştu, firma belki de 10.000 USD ödemeye hazırdı, istekleri çok zor değildi... Randevu günü, şirket temsilcileri geldi, herşeyin mükemmel olduğunu sanmıştım, işi aldığımı sanmıştım... Sonradan çalışmak istemediklerini söylediler, başka bir meslektaşımla anlaştılar... Çalışmak istememe sebebleri sonradan öğrendim, sebep çok basit bir hata, ayrıntıda dikkat etmediğimiz bu hata bana öğretti ki; ayrıntılar önemlidir, Türkiye de avukatlık yapmak kolay ama avukatlığı layıkı ile yapmak hiçde kolay değiL... İşi kolaya alıp yürütmek bir tercih sebebidir, teferruatları atlayarak da bu iş yapılabilir ancak nihayetinin anlattığım olaydan farklı olmayacağını düşünüyorum... Kolay Gelsin... |
02-03-2012, 10:52 | #82 |
|
Nedir ki o ayrıntı
|
04-03-2012, 01:21 | #83 | |||||||||||||||||||||||
|
O kadar ufak bir ayrıntı ki yazmayı unutmuşum Şirket İngiliz şirketi diye, en iyisinden İngilizce kartvizit yaptırmıştım. Kartta, "lawyer" yazılacağına "lawer" yazılmış... Yorum sizin... |
04-03-2012, 13:12 | #84 |
|
yahu benim de anadil duzeyinde ingilizcem var, neden bana boyle isler gelmiyor yurt disinda yasadim, uzun sureler hayatimi hem de ilk okul doneminde yurt disinda gecirdimi keske benim de imkanim olsa butun muvekkillerim yabanci benim ben nerdeyse adliyede icra dairelerinde ya da bildigimiz anlamda yapilan avukatligi unutmus durumdayim. Cunku butun gun isim ingilizce sozlesme hazirlamak, vekaletname hazirlamak, yeminli burolara yaptirdigimiz cevirilerin bile en son kontrolu bana geliyor, bana onaylatip oyle ceviri burosuna gonderiyorlar, neden ? cunku benim de yeminli tercumanligim var. Yabanci muvekkillerimle toplantilara katilmak o sehir bu sehir gezmek; ama kendi adima degil bir baska buroda bir patronun calisani olarak yapiyorum. Keske soylediginiz imkanlar icin dilimi kullanabilsem. ha aldigim maas da 1. sinif bir hakim maasindan biraz daha dusuk.
|
04-03-2012, 21:50 | #85 | |||||||||||||||||||||||
|
Valla ne demek gerekir bilmem ki Herşeyde vardır bir hayır denir herhalde üstad Geçmiş Olsun... |
15-03-2012, 10:40 | #86 | |||||||||||||||||||||||
|
İnternet, kitaplarda yazılanları içermiyor. İçtihatlara gelince, Kazancı'da bile hepsi bulunamazken Google'dan bulunacaklar ne kadar yeterli ve güvenilir olabilir? Kapsamlı bir araştırma yapılmadan iş görülecek ise evet, herhangi bir arama moturu, forumlar yeterli olabilir, ama böyle bir araştırma yapmak için hukukçu olmaya gerek var mı? Avukatın özen yükümlülüğü böyle bir araştırmayı yeterli görmeye imkan tanır mı? Avukat, mesleki araştırmayı masraflı görürse, müvekkil o avukatı masraflı görmekte haksız sayılır mı? Takdir sizin. |
27-06-2012, 13:07 | #87 |
|
Neresinden tutalım...
Home ofis uygulamaya düşünen arkadaşlarımız için tecrübeyle sabit birkaç bilgi vermek istiyorum;
Arkadaşlar genel anlamda avukatlık yapacaksanız yani sadece sözleşme hazırlamak gibi bir işiniz yoksa herşeyden önce ofiste müvekkil ağırlamak zorundasınız. Ev ofiste bu bir sıkıntıdır. Müvekkiliniz bir şekilde oranın aynı zamanda ev olduğunu anlıyor ve yaklaşımları değişiyor. Diğer yandan elektrik ve su faturalarından kesilen kdv nin evet belli bir yüzdesini düşebiliyorsunuz. Su faturasında kdv %8, 100 TL lik faturada 8TL kdv var inin yarısını 4 TL sini düştünüz giderinizden ama tarifeniz artık konut değil, konut dışı! Yani konut tarifesinde aşırı kullanım bedeli olarak faturaya yansıyan birim kullanımın 3 katı kadar bedel ödersiniz asgari kullanımda. Bu da eskiden 50 TL su faturası öderken birden bire 150 TL değerinde bir faturayla karşılaşabilirsiniz anlamına geliyor. Tabi ki bu bir dava konusu, 2365 TL değerinde bir su faturasıyla karşılaşmış bir meslektaşınız olarak yakın zamanda konuyla ilgili dava açıp ev ofis uygulamalarında da konut tarifesinin uygulanmasını sağlamaya çalışacağım, keza kira sözleşmesiyle birlikte büro açarken maliyede karşılığı olan bir uygulama, su idaresinde yok diye 3 kat fatura tahsil etmek hakkaniyete uygun değil. Bu davanın sonucunu ilerleyen günlerde site üstünden paylaşacağım. Birkaç cümle de stajyer arkadaşlarımızın idealist düşüncelerine istinaden kurmak istiyorum. Arkadaşlar biz kamu görevlisi değiliz, kamu hizmeti de vermiyoruz. Para kazanmak zorunda olduğunuzda bunu daha iyi anlayacaksınız. Bizler ticaret kanununda karşılığı olmayan şekilde serbest meslek icra eden insanlarız. Karşılaştırmanız açısından değinelim doktorlar özel muayenehanelerinde mutlaka ücret alırlar. Teşhis için değil belki ama tedavi için, biz avukatlarsa zaten teşhisi belli bir hukuki sorun için tedavi öngörüyoruz. Doktor muayene ücreti alır vatandaş öder ama siz danışma ücreti isterseniz para yoktur. Bir vatandaş bir TC numarası isim ve adresle sizin müvekkiliniz haline gelebilir ki bu kadar basit olması nedeniyle ücret ödemekten imtina eder. Düzenli maaşı olanlarla zaten karşılaştıramazsınız. Siz 1500 TL na bir iş alırsınız, müvekkiliniz param yok der taksit yaparsınız. Onun işini alır bir yıl iki yıl mahkemede hakimle, kalemde müdürle memurla uğraşırsınız. Sonuç alırsınız icrada muavinle memurla umursamaz insanlarla kendini Allah zanneden müdür yardımcılarıyla savaşırsınız. Sizin haricinizde herkes rahattır. Siz ise 1500 TL için ekmek savaşı verirsiniz. Ev ofis olmaz, kendi büronuzu açmazsınız başka bir avukatın yanında çalışırsınız.. Fazla mesainiz yoktur, düzenli çalışmanız yoktur, hafta tatiliniz yoktur. Vardır da mesela şehir dışı işi vardır ve pazardan git derler, ekmek ya gitmek zorunda kalırsın. Sendikan yoktur, sigortan nadiren aldığın maaş üzerinden yatar. Maaşın zaten komiktir. En düşük kademeli hizmetli 1600 TL alırken asgari ücret tarifende 1500 TL öngörülür, çoğu 1300 TL düşünüyorum ben der çalışmazsın. Ben 4 yıl tecrübeliyim dersin, herşeyi yapmışsındır 1700 TL verelim derler. Gururuna yediremezsin gene borca harca girer bir büro açarsın.... Savaş hep devam eder stajyer arkadaşlarım... Türkiye'de avukatlık saçmalık derecesinde zordur... Hepinize kolay gelmesini daha şanslı bir meslek hayatı geçirmenizi diliyorum... |
29-08-2012, 11:26 | #88 |
|
Sayın Turgay Kollama,
Başka bir avukatın yanında çalışan avukat olarak tespitleriniz tamamen bana uyuyor. Fazlası var eksiği yok. Hatta bir de şunu eklemek isterim, hataya düşüp hakkınızı aramaya kalkarsanız, fazla mesainizi, asgari geçim indiriminizi, resmi tatil ücretinizi isterseniz sizden kötüsü yoktur. Haklarınızı vermedikleri gibi, 25 yıldır şirketlere iş hukuku konusunda da danışmanlık yapan insanlar "Asgari geçim indirimi neymiş? Biz bilmezük" derler alay eder gibi. Patronu ayrı idare etmek, karısını, çocuğunu ayrı idare etmek zorunda kalırsınız. Sayın Armağan Konyalı' nın da belirttiği gibi ''Bir prens kadar ekonomik gücü olmayan avukatlık mesleğine girmemelidir. '' Bu mesleğin yüceliğine inanan meslektaşlarıma saygı duymakla birlikte idealist olabildiğim az bir zamanda değil gerçekçi bir bakış açısı ile bu meslekten beklediğim gelecekten umudum olsun isterdim. Ama malesef.. |
30-08-2012, 14:33 | #89 |
|
Kanunun emredici hükmüne aykırı bir davranışın tartışılması dahi mümkün değil bence. Avukatlık Kanunu'nun 43.maddesi açık. Meslek kötü durumda doğru ama bu kadarda hor görmeyelim. Avukatlığın ruhuna ters. büronun bir odasını tefriş edip gerektiğinde o odada yatıp kalkmak farklı bir durum. evden işleri takip etmek farklı bir durum.Av. K m:43 e aykırı davranılması levhadan silinme sonucunu gerektirir.Kısacası avukatlık mesleğinde home ofis kavramı olmaz. kanuna aykırı.
BÜRO EDİNME ZORUNLULUĞU: Madde 43 - Her avukat, levhaya yazıldığı tarihten itibaren üç ay içinde baro bölgesinde bir büro kurmak zorundadır. Büronun niteliklerini barolar belirtir. Bir avukatın birden fazla bürosu olamaz. Birlikte çalışan avukatlar ayrı büro edinemezler. (Ek cümleler: 02/05/2001 - 4667/29. md.) Avukatlık ortaklığı yurt içinde şube açamaz. Milletvekilleri, milletvekilliği süresince avukatlık yapamazlar. Bürosunu veya konutunu değiştiren avukat yenilerinin adreslerini bir hafta içinde baroya bildirmek zorundadır. |
01-09-2012, 17:42 | #90 |
|
Değerli arkadaşlar, zaman zaman bugün uygulama imkanı olmayan yasalarla veya yasa maddeleri ile karşılaşabiliyoruz. Bu 43. madde de onlardan birisi.
Bugün pek çok meslektaşımız serbest çalıştığı gibi, bir o kadar meslektaşımız da bağımlı çalışıyor. Levhaya kayıtlı ve bağımlı çalışan bir meslektaşımız, işinden ayrılıp iş bulamadığı zamanlar olduğu gibi; askerlik - evlilik ya da eğitim için il dışında uzun süre kalanlar da olabiliyor. Bu yüzden bu madde uygulamaya cevap vermediği gibi, zaten pratik bir sonucu da bulunmuyor. Bu kısa sözden sonra, daha önemli bir konu olması gereken; dünya ve Türkiye gerçeklerine uygun bir avukatlık mevzuatına hasret olduğumuzu belirtmekle yetiniyorum. Saygıyla, |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 3 (0 Site Üyesi ve 3 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Avukatlıkta home-ofis uygulaması ve vergilendirme | obaykan | Hukuk Sohbetleri | 12 | 26-12-2012 18:02 |
Avukatların özel dedektifler ile birlikte çalışması | üye19576 | Avukatlık Hukuku Çalışma Grubu | 4 | 21-02-2011 21:48 |
Kiralık ofis arıyorum | Grafoloji Sahtecilik Uzm. MKARİPTAŞ | Adliye Duvarı | 2 | 20-12-2010 14:37 |
ofis arıyorum | Grafoloji Sahtecilik Uzm. MKARİPTAŞ | Adliye Duvarı | 0 | 05-07-2010 01:36 |
Marital home TKM. mad. 194 | HvF | Turkish Law | 1 | 25-03-2006 14:22 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |