Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Site Lokali Edebiyat, Müzik, Spor, Sinema, Bilgisayar.. Site üyelerimizin hukukla ilgisiz konularda sohbetleri için. [Siyaset ve din bu sitede konu dışıdır!]

Şiir Keyfi:))

Yanıt
Konu Notu: 8 oy, 4,63 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 11-04-2004, 00:12   #61
Nusret

 
Varsayılan Ben ve Aşkım

Ben
henüz dökmediyse
dişlerini
ağartmadıysa saçlarını
tutuyorsa hala eli
bükülmediyse de beli
kırklı yaşlarını süren
bir ademim

Doğdum İstanbul'da
ve büyüdüm sakil
ama
sırtlarında yalnızca
yorgan ve döşeklerini
değil
nefesleri, demeleriyle
semah ve deyişlerini
getiren bir sefil
insanların çocuğuyum

Gördüm
iki göz evimizde
demlenirken babam
dostlarıyla baş başa
“Erzurum dağları kar ile boran”
ya da
“Seyyah olup şu alemi gezerim
Bir dost bulamadım gün akşam oldu”
diye çağırırken memleket türkülerini
hasret ve özlemin ateşlediği
o mübarek gözlerinden
akan kanlı yaşları

Gördüm
Veysel abinin huşu içinde
bülbül gibi inlettiği sazını
aşka gelip çalarak yere
nasıl paramparça ettiğini

Dinledim 45’lik plaklardan
Sulari’yi, Daimi’yi, Feyzullah’ı
dinledim ve belledim
aşk odunda yanmanın
ne menem bir iş olduğunu

Dinledim, aynı zamanda
Kazablanka’da
“O ağacın altını şimdi anıyor musun?”
diyen Bülent Oran’ı
dinledim ve sevdim Samanyolu’nu
İstanbul türkülerini, eski şarkıları da

Velhasıl senteziyim ben
İstanbul ile Divriği’nin
taşra ile şehrin

İşte bu hayat verdi
bana
göğsümde yanan
bir volkan
gibi bu yüreği
Ancak
bu volkan handiyse patladı
patlayacak

Sen, ey düşlerimin perisi
bir bakışınla sinemi yakan
sen
Beni halden hale koyan
Mecnun edip çölü gezdiren
Ferhat olup dağı deldiren
sen
Bilmez misin ey sevgili
ilk gördüğümde
seni
sapladığını okunu Eros’un
bu göğsümdeki volkana
Patlayan bu volkandan
fışkıran aşk lavlarının
beni
nasıl yakıp kül ettiğini

Bilmez misin
dostun evinde
o gece içtiğimi
elinden senin
aşkın meyini

Ey sevgili,
diyorlar ki
“Bir kez görmeyinen aşık olunmaz
Tanınmayınca maşuk sevilmez”
Fakat ben
İstanbul sokaklarını birlikte
arşınlamış
bir eski arkadaşın
Oturduğun eve
her akşam gelmiş
misafirin gibiyim
Hayatının her sayfasını
hatim indirir gibi
ezberlemiş biriyim
Velhasıl
İzzeti diyenliğin
bir kerece bakıp geçen
kaşlarını yıkıp geçen
Leylamın mecnunuyum

S.N.Ö.
03.04.2004 – 13:10
Old 12-04-2004, 00:16   #62
Nusret

 
Varsayılan Aşk Rubaileri 1

Mahzun bakışlı sevdiğim akşam bir yerde
Yapma dedi planlarını bana göre
O planın içinde olmayacaksan sen
Varır mı hiç elim tozmaya ve gezmeye

S.N.Ö.
12.04.2004 – 00:50
Old 14-04-2004, 02:17   #63
Nusret

 
Varsayılan Aşk ve Ölüm

Ölüm tek başına yaşanır
demiş
Aşk iki kişiliktir
diyen şair

Eğer beraberlikse
Aşk
Siyam ikizleri misali
Erimek isterken
gözlerinin içinde onun
Bilmem kaç gün
göremediğin için
Geliyorsa her bir günün
bir yıl gibi

Ve aşk
Ateşlediğinde
sevgilinin özlemi
Nisan yağmuru altında
vurmaksa yalınayak
kendini kaldırımlara
bir gece vakti

Yudumlarken çayını
yanıyorsa dilin
ama sıcaktan değil
Lokmaların kalıyorsa
boğazında
tokluktan değil

Yürürken kaldırımda
Geçerken karşısına yolun
Bulunduğun yerden
giderken bir başka yerine şehrin
otobüste, trende, vapurda
Gözlerinin hemen önünden
gitmiyorsa hayali

Düşünürken
tam da bu anda
Onu ne kadar çok sevdiğini
onsuz yapamayacağını
hayatının anlamını
onunla kazandığını
O sırada
yani sen onu hayallerken
Ne yaptığını onun
Akşam ev dönüşünde
yaslayarak başını
penceresine otobüsün
Neler tasarladığını
geleceğe ilişkin
Buğulanıyorsa
gözlerin birden

Diyebiliyorsan, sevgilim
En küçük bir zarar bile
gelmemesi için sana
Hani üzerine faşist kurşunların
yaka bağır açık yürüdüğün
günlerdeki gibi
Gözümü bile kırpmadan
tereddütsüz
Canımı feda edebilirim

Yani değilken o yanında
Yaşıyormuş gibiysen
ama yaşamıyorsan gerçekte
Yiyip içebilmen
Gezip tozabilmen
Ancak onunla mümkün
O varken anlamlıysa bak
İki kişiliktir
Elbette
Fakat ölümü de
İki kişi olarak
Yaşatır
Aşk

S.N.Ö.
14.04.2004 – 02:45
Old 14-04-2004, 22:35   #64
Merhaba

 
Varsayılan

göç yollarında

kalbim geceye düştü apansız tanımadığım
ve gelirken geçtiğime hiç benzemeyen
uzak ve bilinmez bu göç yollarında
şimdi acıdan damıtıp döktüğüm yağmurdan
ve koparıp kendini benden kaçacak
yoklukta yok olacak bir yer arıyor

sorma diyor bana karanlığa yalnızca git
bıraktığın yerlerde bahar gelmiş diyorlar olsun
her çiçek kendi rengini veriyor her kuş kendi sesini anlatamazsın
değil mi ki çiçekler yalnız soluyor dağlarda
ya da koparılıp seven ellerde yitiyor sorma
gecede kaybol diyor sessizce yalnızca git
yalnızca git ve yok ol sakın ağlama

merhaba
Old 18-04-2004, 19:42   #65
Merhaba

 
Varsayılan

Burada yayınladığım Enis Behiç Koryürek 'in şiiri, telif hakları yasasına aykırı olabileceği nedeniyle tarafımdan kaldırılmıştır.
Old 23-04-2004, 15:32   #66
av.külcü

 
Varsayılan

DAVUL..

Ağır ağır kalktı koca tepeli tokmak
İndi deri kaplı davulun gövdesine..
Fırladı davuldan kurşun gibi bir "GÜMM"..
Dağıldı küçüklü büyüklü tüm beyinlere..

Beyinler çınladı patlarcasına..
Sarsıldı aniden yığınlarla insan geçinen.

Bir güm, bir güm daha..
Şişti beyinler, şişti kafalar patladı patlayacak..
Yığıldı tüm sırlar beyin çeperlerine..

Kalktı ağır ağır koca tepeli tokmak
İnmedi bir daha davulun gövdesine.

Biliyordu inerse beyinler çatlayacak,
Biliyordu inerse gizli saklı kalmayacak.

13.05.1983
G.K.
Old 23-04-2004, 15:38   #67
av.külcü

 
Varsayılan

YANITSIZ..

Tartmak duyguları
Gecenin bir yerinde
Anlamak sevginin çeşidini
Vermek ilişkiye adını..

Yaşanan büyük bir mutluluk
Çok sevilen bir insanla
Sadece aşk mı olmalı aradaki
O'nun yanında huzur bulunca..

Olmamalıysa arada fesat,kötü
Arkadaşlıktır yaşanan duygu.
Dolaşmıyorsa elin ayağına,
Dilin yapışmıyorsa damağına yanında
Mutluluksa yaşadığın,
Yaşadığını hissettikçe..

Dostundur yanındaki,
Kardeşindir..
Kardeşinden de öte..

23.06.1983
G.K.
Old 20-05-2004, 11:49   #68
Nusret

 
Varsayılan

Aşk Nedir?

Aşk,
Zıpkın gibi yırtarak
deryanın patiskasını
Çırılçıplak
derinliklerine dalmaktır.

Çıkarım sonra yüzeyine
patlayacak gibi ciğerlerle
Yakamozlarla giydirir deniz beni
Alır götürür aşkın Atlantis’ine

Aşk,
Beden ile hayatta
çiğneyerek kurallarını
fizik ile matematiğin
Irmaklayıp durgun suları
nehirleri tersine akıtan
Açmış da olsa
derin yaralar
Ricatsız yaşanan
bir devrim yapmaktır.

Bu dikenli sarp yollarda
Aşmak
için engelleri
Yaşamak
için bu ateşli devrimi
binerim kanatlı aşk atına

Aşk,
Kızgın çölün ücrasında
yemyeşil bir vaha,
Bu vahada bir asma bahçe,
Koruk değil bu asmada
sermest edecek beni
dolgun bir üzüm tanesidir.

Yarin ellerinde ezilip bu tane
Mayalanır sinemde olur aşkın badesi
Abdal olup gezerim gündüz gece
İçince ben bu aşkın meyini

S.N.Ö.
Old 31-07-2004, 21:40   #69
Merhaba

 
Varsayılan

gölgeler


hayat koşuyor
korkak gölgelerini sürüklemede ardından
kıstırılmış zamanların pençesinde
gövde gösterisinde kıvranan devler
ve tutsak cücelerini özgürlüğün

günler aylar ve yıllar
önde koşanın hoyrat
balık avı misinanın ucunda
ardından gelen gölgelerin
saatler ve kırıntısı dakikalarda
sanısıyla avuçlarında yaşam
yüreklerinde aşk
ve gözlerinde özlem
oysa boğazlarında o çelik kanatan
misina ucundaki o sivri kanca

öylece sürükleniyor gölgeler
korkak gölgeler
dev gölgeler

özgürlük bayrağı elinde
özgürlüğe tutsak
kendine tutsak
cüce gölgeler

ki karton kalelerin burçlarından
kimin adına bilmeden
kendini inanarak aldatıp
güzelliği geleceğe vaadeden
gölgeler gölgeler gölgeler

kim kim kim
kimim ben sen kimsin
kimiz biz

beynin hangi köşesinde taht kurmuş
hangi büyük imparatorun
dünyayı fethedeceğini sanan
sefil köleleriyiz

kimiz biz
kim kim kim

hayat koşuyor bu gün yok
sefil gölgeleri sürüklemede

güzel günler hep gelecekte

ve bir adım ötede ölüm


merhaba
Old 06-11-2004, 15:10   #70
Av.H.Sancar KARACA

 
Varsayılan

ŞARAP



İçkilerin en eskisi..
Üzümün asaleti,bağ bozumlarının geceleri...
Yıllandıkça güzelleşen sarhoşluk..
Ve bitirirken ;şarap deyince Ömer Hayyam,
Ömer Hayyam deyince şarap:
Can bir şaraptır, insan onun destisi;
Beden bir ney gibidir,kan o neyin sesi.
Hayyam bilir misin nedir bu ölümlü varlık :
Hayal fenerinde bir ışık pırıltısı.
Dünyada akla değer veren yok madem,
Aklı az olanın parası çok madem,
Getir şu şarabı,alın aklımızı:
Belki böyle beğenir bizi elalem.

Ömer HAYYAM'dan
Old 06-11-2004, 16:20   #71
ragıp

 
Varsayılan

Nazim'dan Ve Cendrars'dan Sonra


..
Tertemiz deniz gibi aydinlik sakin ve onlarin
serinliginde yeniden basliyor yasantimiz

Artik bu siir bitti, sanirim


Onat Kutlar
Old 10-11-2004, 18:53   #72
ciril

 
Varsayılan

siyahtı İstanbul
soğuk sokaklar
kaldırımlarında
nemliydi soluğum
tabutta
sızlayan tenim
havada sarı sis
sirenler ölümden yana
yüzlerden dökülen
maskeler
gözlerde İstanbul
siyah
üzerimdeki kazak kadar
titriyor ellerim
soğuktan
ölümden
ıslaktı İstanbul
gözlerimden dökülenlerden
kendimi vurduğum
istiklal sokakları
tramvay boş
siyah beyaz
fotoğraflar
ayak altında kaldırımlar
altında ben
soğuk İstanbul
siyah gece kadar



bunlarda benim dizelerim umarım affolunur
Old 16-11-2004, 12:36   #73
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

75. SONE
.
Bir an sevinç duyarken, korkuyorum sonra hemen,
Haydut yillar çalar götürür diye hazinemi;
Bir an, basbasa kalmaktan öte bir sey istemezken,
Sonra diyorum ki, alem niye görmesin sevincimi?
Bazan, sana baka baka kendime çektigim ziyafetle,
Doydum sanirken, bir bakisin açligiyla ölüyorum sonra,
Senin bana verdigin ya da verebileceginden öte,
Ne bir seyden zevk aliyorum, ne de çabaliyorum almaya.
Iste böyle, her gün hem açliktan ölüyor, hem tikaniyorum;
Ya oburca her seyi yiyorum, ya da hiçbir seye dokunmuyorum.
.
William Shakespeare
Old 16-11-2004, 22:04   #74
Merhaba

 
Varsayılan

SABAH GAZETESİ HABERİ...21-10-2004

Pazarımı geri ver ayaklanması

Kadıköy'de Pazar günleri kurulan 'Nostalji Pazarı'nın kaldırılmasına oturma eylemi yaparak tepki gösteren esnaf imza kampanyası başlattı.

Kadıköy'de Pazar günleri kurulan ve çoğunluk ikinci el eşyaların satıldığı 'Nostalji Pazarı' artık tarih oldu ama esnaf ve çevre halkı pazarlarından vazgeçmemeye kararlı... Kadıköy Belediyesi tarafından çevre ve görüntü kirliliğine yol açtığı gerekçesiyle kaldırılması kararlaştırılan pazarı geri isteyen esnaf imza kampanyası başlattı. Önceki geceden itibaren pazarın kurulduğu yerde oturma eylemi yapan pazarcılar, topladıkları imzaları belediye yetkililerine iletecekler. Pazarcılar, belediyeden yeni bir yer talep etmeyi de planlıyorlar. Yıl sonuna kadar olan işgaliye bedelleri ile vergilerini Kadıköy Belediyesi'ne ödediklerini kaydeden pazarcılar, karar geri alınana kadar eylemyapacaklarını söylediler. Pazarın kaldırılmasıyla ilgili belediyenin net bir açıklama yapmaktan kaçındığını ileri süren esnaf Veysi Yiğit, "Belediyeciler, kapatmayla ilgili her gün farklı bir sebep sunuyor. Bir gün buranın otopark yapılacağı söyleniyor, ertesi gün pazar yerinin görüntü kirliliğine neden olduğu söyleniyor. Başka biri gelip buraya tüp geçit yapılacağını söylüyor. Pazar yerinde korsan cd satışının yapıldığı bu nedenle de böyle bir karar alındığı da söylentiler arasında'' şeklinde konuştu. Tek geçim kaynağının 'Nostalji Pazarı' olduğunu dile getiren Selami Buğday, "Bütün mallarımız depolarda bekliyor. Okulların yeniaçıldığı bir dönemde belediyenin böyle bir şey yapmasına anlam veremiyoruz. Hepimiz borç içine girdik. Yıllardır tüm vergimizi ödüyoruz. Bizden istedikleri bütün kurallara uyuyoruz. Bugüne kadar hiçbir müşterimizden şikayet almadık'' dedi. Esnafın bir başka şikayeti ise uygulamanın pazarlar arasında farklılık göstermesi. Kapatma kararını yalnız 'Nostalji Pazarı' için alan belediye, aynı bölgede Salı ve Cuma günleri kurulan pazarlara herhangi bir işlem yapmadı. Pazar esnafının avukatlığını yapan Orhan Aslan bu durumu idari karar alınmadan yapılan yanlış bir uygulama olarak nitelendirdi.

Murat KEKLİKÇİ/ MERKEZ







pazarımı kapattılar…..yoksunum…..

her şey çalınıyor yaşamımızdan
bir pazarım vardı o da yok oldu
iple çekerdim oysa pazar günlerini
yazın sıcağı kışın yağmuru karı
hiç umurumda olmaz koşardım
bir haftanın biriken gerginliğini atamadığım
orda serseri gezinip bedavaya satardım

neler yoktu ki neler
bazı tezgah satıcısı yetmiş beşlik nineler
üç beş parça ucuz eşya başında
gözlerinde gelenlere gülümseyen bir bakış
ve nazik seslenişlerle umut belki bir satış

onlar soylu yaşam savaşındaydılar
varlıklı büyük beyler yerlerini sattılar

bir yaz sıcağında çıplak göbek bir romen
çığırırken karısıyla tezgah başında her şey bir milyon
ve meraklı bir çok göz üşüşmüş eller karıştırırken
tezgah üstündeki eski tozlu malları
üç yaşında çırılçıplak bir çocuk tezgah altında
çikolata rengiyle uyumakta mışıl mışıl sanki yatakta

onlar dürüst yaşam savaşındaydılar
varlıklı büyük beyler yerlerini sattılar

**********
ucuz ve önemsiz gibi görünse de aldığım şeyler
sevinç ve sevgiyle paylaştığımdı
bazen nostaljiden bir müzik bazen eski bir kitap
bazen ege havaları bazen taştan bir plak

orda gördüm hep varlıkla yokluğun piyonlar gibi
kıyasıya savaşını sinsi şahın zaman tahtında
eskimiş albümlerin tezgahlarda yırtık sayfalarında
gülümseyen çocuklardı ya da kadınlar süslenmiş
ve poz vermiş boylu poslu yakışıklı adamlar şimdi sararmış
nice yaşamlardan nice anılar bir ekmek parasına
siyah beyaz fotoğraflarda şimdi pazarda

hangi kız çocuğunun bayram hediyesiydi
sevinçle kucaklanan bir anne duygusuyla
kenarından yırtılmış şu bezden bebek
şimdi hangi çocuğa yoksun bir oyuncak olacak

ne kadar hüzün yaşamış olsam da hiç kaçmadım oradan
o resimleri ıslatmış olsam da bazen birkaç damlayla
ama yokluğun zaferini bir ekmek parasına ya da bedava
hiçbir zaman satın almadım

her şey çalınıyor yaşamımızdan sevinçlerimiz
haydut yıllar çalıp götürüyor hazinemizi seyrediyoruz
götürüyor ve çöplüğüne atıyor bizse savaşta
ve yokluk kazandığında sinsi şahın zaman tahtında
belki yine satılacak bir çingene tezgahında pazarda
ya da sonsuza dek yol olacak sonra hiç

sevincimi çaldılar yoksunum
susturdular içimdeki cıvıldayan kuşumu
varlıkla yokluğun savaşında ben yoktum oysa
neden tutup yokluğun zindanına attılar

her şeyimi yok edin resimlerimi
yokluğun zaferine ganimet olmasın
şiirse yazdıklarım hepsini yakın
yüreğimden geriye hiçbir şey kalmasın

yıllar mıdır haydut çalıp götüren hazinemizi
içimizde yarattığı piyonları savaştıran sinsi şah mıdır haydut

merhaba
Old 06-12-2004, 18:27   #75
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Şiir Gecesi



İstanbul Barosu Kültür Sanat Komisyonunun düzenlediği “Şiir Gecesi”nin konuğu, ünlü bir şair ve yazar Sunay Akın.



8 Aralık 2004 Çarşamba günü saat 18-20 arasında Pera Palas’ta düzenlenen gecede, şair Sunay Akın şiirlerinden örnekler sunacak
Old 09-12-2004, 00:11   #76
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

ŞİİRİÇİ HATLARI VAPURU



Nazım Hikmet vapuru

deniz ile arasına

dökülen asfaltı kırar

ve özgürlüğüne kavuşturur

salacak iskelesini

batmak pahasına



Can Yücel vapuru

alaycı bir düdük çalar

savaş gemilerine

ki rakı şişeleri asılıdır

can simitlerinin

yerine



Attila İlhan vapuru

keyfile yarar suları

içinde çünkü sevgililer öpüşür

ve güvertesinde

sigarasını rüzgara karşı yakan

bir katil üşür



Edip Cansever vapuru

denize yansıyan

otel ışıkları altında

gider gelir boğazın en uzak

iki iskelesi arasında



Orhan Veli vapuru

evlerine taşırken

telaş içindeki insanları

küpeştesinden atılan

simitleri kapışır

martı kuşları



Cemal Süreya vapuru

akşamüstleri giyince

ışıklı elbisesini

ince bir duman savurarak havaya

dansa kaldırır

kız kulesini


Şiiri,Pera'nın muhteşem havasında şairden dinlemek çok hoştu.
Old 11-12-2004, 18:06   #77
Merhaba

 
Varsayılan

taka


büyük vapurlardan uzakta

gecede kalmış

dalgalarda sürüklenen küçük bir taka

rotası yitik teknesi kırılmış kayın

boşuna kürek çekiyor sudaki aksine

yıldızlarla oynaşan aşüfte ayın


ay ay

dön de bir kendine bak

ne acınacak ne komik şeysin

romantik şiirlerin süsüsün diye

sanıyorsun evrenin merkezi sensin


ay ay kendinden yoksun

bir çemberde döner durursun

kah güneşi tutar, kah tutulursun

ışığınsa aldatandır sende yok

yağmur yağsam toprağına güllerce

kül döktüler sanıp gülleri kurutursun


ay ay battı batacak

akılsız taka

boşa kürek çekiyorsun suda olmayan aya

öylece kal bekle sabah yakındır

birazdan doğacak ay ay bak ay batacak

güneşi kucakla ellerinle tut

göğsüne yasla yan ve sev

sev doya doya


merhaba
Old 11-01-2005, 16:22   #78
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Celiktepeli Delikanlı Kızlar Için

Birinin adı Gül.
sevgili kacırma modasını ilk o baslattı
daracık kotlar giyerdi. delikanlıydı
Düğününde saçını kırmızıya boyadı.
Evlenecegi belliydi, kalbine gül sokardı.
Sonraları panter kıvraklıgını turbanının altına
sakladı.

Bir baskası. Ayfer.
Uzun boyluydu. Kardesime ilk sigarayi o sundu.
Kısıktı sesi, ırmak sacları gibi
uzatirdi her bir harfi.
Cerkesti. Sisko bi kardesi vardı.

Ben celimsiz kargasa. Sacımı bir kez maviye boyadım.
Koluma bileklik, belime zincir, yuzume kustahlik
sardim
Utangac ve korkaktim.
Sari bir aslan sevdim. Kendime geldim, sayıyla.
...'nin oglanlarını boyle kandırdım.

En guzeli kardesimdi kızların.
Kedi hanim. Gozluklu cicek.
Sacını toplar, kakülünu yana tarardı.
Guzel parmakları, ugruna bıcak ceken belalıları vardı.
Birinde isteyerek, birinde bilmeden oldu.
Usluydu. Ev kokardı

Cicek. Kürt kızı.
Cetrefilli Turkcesi, kalın siir kaşları, örgülüydü
sacları
Gozculuk ederdi hırsızlama öpüşlere.
Onu sevmeyen bir sevdigi vardı
"Bir gece..." diye anlatmisti. Inanmamistik.
Inadina yaptı yapacagını.

Canan. Bir kez bile acmadı bize kalbini. Kapısını da.
Sonra ölümüyle gazetelere çıktı.
Evini herkes gordu. Bedenine cok kursun saplanmistı.

Bu bizim öykümüz
Hayatları cicek cagında, bir yıl boyunca kesisen
kızlardık biz
bir devrin kapandıgını gorduk.
Kapıda durduk, yol verdik gelenlere.
Cok koridor vardi. Baska yonlere yuruduk.

Celiktepe'nin delikanli kızları!
Agır kızlardık, kendimize hafif.
Racon koyduk: Efendimiz sevdigimizdi.
Ama efendimiz bile bilegimizi bukemedi.

Tenimiz ayva, gulusumuz ates kokardı.
Delikanli kızlardık.
Duslerimizi sezdirsek,
Dunya yanardı.

Celiktepe'nin delikanlı kızları!
Kimse icmedi suyumuzdan hala
Binbir sevismeden sonra
Hala taze bedenlerimiz

17 yasımızdı.
Yasamin sonuna gelmis gibi yasadik.
Celiktepe'nin cicek kızları
Gem vuruldu ates solugumuza
Ama hatırlayın, biz o sokaklarda neden kosardık?

Efendiler silemez ki sokaktaki izlerimizi.

1998

Arzu Cur

(Yazanın izniyle yayınlanmıştır.)
Old 13-02-2005, 14:26   #79
ŞEN ÇELİK

 
Varsayılan Adalet

İnsansız adalet olmaz
Adaletsiz insan olurmu?
Olur, olmaz olur mu!
Ama,olmaz olsun.
(Özdemir Asaf)
Old 13-02-2005, 14:28   #80
ŞEN ÇELİK

 
Varsayılan Ayrılık

İki rayı gibiyiz
Bir tren yolunun
Yakın olması
Neyi değiştirir
Son istasyonun.
Sunay Akın
Old 14-02-2005, 00:01   #81
Merhaba

 
Varsayılan

olmayan sevgiliye...


seni ben yarattım sevgili
düşlerimde
gece siyahında
bir yıldızı öğüttüm ellerimle
sıcak nefesimin buğusunda közlediğim hamurdan
saçlar ördüm sana lüle lüle
ve her telini tek tek bağlayıp yüreğimin
okyanus kıyılarından en derinlere
demir attım seni sevgili asla kopmayan
ve zincirlere vurdum beni ilmek ilmek
seni bende benden sen yaptım


ben yarattım seni sevgili
düşlerimde
bil ki en zoru en zoruydu gözlerin
nice güneşler çaldım nicedir yandım
zerre zerre ışık huzmelerinde
kendimi volkanlarında eritip duygularımın
simsiyah bir denizin orta yerine
kor alevlerde yanan lavlar misali
tüm beni yok edip onlara akıttım
ve simsiyah iki gözde bir dünya kurup
seni bende benden sen yaptım


seni ben yarattım sevgili
düşlerimde
gülümseyen dudaklar çizdim sana
ve canımdan kırmızıyı alıp kan misali
binlerce sevgi sözcüğüyle yaptığım zarif fırçamla
bir ömür boyadım öperek titreyen tılsımlarda
pembe çiçekler renginde can kattım
ve diz çöküp onlardan dökülen sözcüklerin önünde
kimselerin duymadığı ‘seni seviyorum’ larla
ruhumda bestelediğim müziğe tapıp
seni bende sen sende ben yaptım


beni sen yarattın sevgili
düşlerimde
yokluğumdu yokluğun oysa ben
solumak için yaşamı ve anlamak
kısır döngüler kaosunda yokluktan
var olup bir boşluğun iki ucundaki kördüğümlerde
sonra yok olmanın yanıtsız gizemini
anlamak için anlamak ve sende bulmak
sende çözmek için gizemi seni yarattım
aşkı yarattım sende ve sevginde var oldum
sende beni sen senden ben yaptın


tükenen anlarıyız oysa şimdi zamanın
seninle ben biz değiliz yalnız ben
son kördüğüme doğru yolumuz
seninle ben biz değiliz yalnız sen
ve hala yanıtsız gizem hala öldüren kaoslarda
bir yıl dönümü daha gelmiş diyorlar nedir ki
katıksız rengi olmayan sözcüklerle kutlanan
yitik inançlarda sevgililer günüymüş



ey benimle var olan yarattığım sen
ve beni yaratan sen ey sevgili
söyler misin günümüz mü diyeyim
günün mü günüm mü yoksa
anların bölündüğü milyonlarca parçada
zaten hep bu çığlık varken hiç durmaksızın
ne kadar anlamsız olmuyor mu ne kadar yoksun
sevgililer günümüz ya da gününüz
kutlu olsun sevgili kutlu olsun…


merhaba
Old 09-03-2005, 20:21   #82
ŞEN ÇELİK

 
Varsayılan

DAAVAA

..
Ne kağıt yırttım,
Ne kalem kırdım..
Aldım kalemi elime,
Bu dava dosyasını yazdım

Özdemir Asaf
Old 23-03-2005, 20:19   #83
Merhaba

 
Varsayılan

...



yalnız...


görüyor musun işte orada yalnız bir martı
ve üşüten rüzgarlı soğuk
yaşamı kovalıyor martı yaşam gibi
süzülen kanatlarının altından
süzülerek hızla akan zamandan

ve sana suskunluğumun sessizliğinde
vapur sesi dalga sesi martı sesi
ufku delip geçen gözlerimden sana doğru yansıyan
güneş ışığının tel tel olmuş yedi renginde
aşk ağrısı makamında besteleniyor

bak işte şu adam saçları dağılmış şu en uçtaki
tıklım tıklım dolu vapurun yalnız yolcusu
tıklım tıklım sen dolusun oysa içinde
yine de bir yanı sancılı bir büyük boşluk
okyanusu kucaklasa hep aynı yokluk

bir yanda bir kırk bir yanda elli dört
toplasan da çıkarsan da çarpsan da
bölsen de sonuç tek yürekte hep iki çocuk
düşe kalka emekleyen saf adımlarda
düş renginde yaşam ipli binlerce
uçurtmalar boyamada şiir tadında

ellerimi al çocuk ellerini bana ver
bir çiçeğe can verelim beraber
gövdesi ben dalları sen özü yüreklerimiz
olsa da olmasa da güneşe gülümsesin
sonsuza dek yaşanacak bütün mevsimler

dönüş yolunda görmeyi düşlediğim aynı vapurda
iki martı yaşamı kanat kanat soluyan
süzülen kanatlarının altında denizin sesi
durmuş zaman ve bitmeyen bir aşk senfonisi…


merhaba
Old 31-03-2005, 12:09   #84
ŞEN ÇELİK

 
Varsayılan ....

...

aşkın bazen gitmek olduğunu..
Ama gitmenin yitirmek olmadığını...


CAN YÜCEL
Old 31-03-2005, 16:37   #85
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Böyle Olmalı Aşk

böyle olmalı aşk
kuşatan, genel
üzgün, müthiş,
bayraklarda donanmış, yaslı,
yıldızlar gibi çiçek açan,
bir öpüş kadar ölçüsüz.

Evet, Pablı Neruda "AŞK" adlı şiirinde böyle söylemiş.

Öyle düzeltici öyle yerine getiriciydiki sevmek
Ki karaköy köprüsüne yağmur yağarken
Bırakasalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti
Çünkü iki kişiydik

diyor Cemal Süreyya da.

Yaşanan aşk sayısı kadar da söylenecek söz olmalı.


Öyleyse


Bahara uygun bir konu ve soru;

Nasıl olmalı aşk?
Old 01-04-2005, 16:24   #86
tiny lady

 
Varsayılan

en azından 'böyle' olmamalı aşk...^^
bugün cumartesi, istanbul'da ne kadar bahar'ın ruhuna aykırı bir gün yaşansa da, aylardan nisan, aşk; hatırlatıyor kendini. ama başa bela işte; bu yüzden en cıvıltılı, rengarenk, başında bahar yelleri esen ağaca vermeli aşkı.bakalım ne yapacak?

tanıdığım bir ağaç var
etlik bağlarına yakın
saadetin adını bile duymamış
tanrının işine bakın !

geceyi gündüzü biliyor
dört mevsimi, rüzgârı,karı..
ay ışığına bayılıyor
ama büyülemiyor karanlığı

ona bir kitap vereceğim
rahatını kaçırmak için
bir öğrenegörsün aşkı
ağacı o vakit seyredin

m.cevdet anday
Old 03-04-2005, 22:13   #87
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Bedri Rahmi Eyüboğlu nun aşkı da bir başka,satırları da:

Yar yar
Seni kara saplı bıçak gibi sineme sapladılar
Değirmen misali döner başım
Sevda değil bu bir hışım
Gel gör beni darmadağın.
Tel tel çözülüp kalmışım.
Old 04-04-2005, 19:26   #88
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Gülten Akın der ki;
.
Seni sevdim,
Seni birdenbire değil usul usul sevdim.
'Uyandım bir sabah' gibi degil,
Öyle değil nasıl yürür özsu dal uçlarına
Ve gün ışığı sislerden düssel ovalara...
Seni sevdim...
Artık tek mümkünüm sensin.
Old 05-04-2005, 23:42   #89
Nusret

 
Varsayılan

Seni Birdenbire Sevdim
(Gülten Akın'a Nazire)

Seni usul usul değil
Seni yürümesi gibi değil
özsuyun dal uçlarına
Seni gün ışığının yürümesi gibi de değil
düşsel ovalara
Seni
Tomurcuklanması gibi birdenbire
güneşi gören dalın
Vurması gibi birdenbire
yere günışığının
Avlamak için martıların derya kuzularını
denize zıpkın misali dalmaları gibi
birdenbire
Seni birdenbire sevdim
Ama mümkün değil ki
İmkanı yok sevgilim
Birdenbire unutamam seni

05.04.2005 - 00:35
Old 07-04-2005, 22:02   #90
Merhaba

 
Varsayılan

döngü


tam bahar geldi diyorum
şımarık çiçekler fışkırıyor dallardan tam
çocuklarımı döküyorum tam sokaklara fıkır fıkır
tam güneşi boyuyorlar senli renklere sıcak sıcak
ve aşkı görüyorum gözlerindeki bab-ı esrardan
tam aşka dokunuyorum diz çöküp ellerindeki yaşam çizgilerinde
kendimi görüyorum tam kendimi buluyorum kayıplardan
tam…
tam işte o an…

ne oluyorsa oluyor birden
gün kararıyor beklenmedik
kahırdan bir fırtına kopuyor
kış kızılına dönüyor ve dökülüyor yapraklar
ve sokağın ıslak ve soğumuş taşlarından
savrulup çıplak dallarına ağaçlarının
tutunamıyorlar
ve dönüyor dönüyorlar ve dönüyor başım
ve oklar gibi dönüyor gelip
böğrüme saplanıyor bıçaklar gibi yapraklar
duruşun gibi yapraklar sözcüklerin gibi
ve soğumuş donduran gülüşün gibi yapraklar

sen seyrediyorsun
ve tutup susuyorsun tutup susuyorsun
çırpınan sesimde ellerim
sana uzanıyor uzanamıyor
imkansızım oluyorsun
yetemiyorum
imkansızım oluyorsun

merhaba
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 3 (0 Site Üyesi ve 3 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Klasik Şiir Keyfi (Halk, Tasavvuf, Divan Şiiri) :)) Gemici Site Lokali 122 21-03-2014 00:13
Tatil Keyfi :))) Av.Habibe YILMAZ KAYAR Gezi, Tatil ve Eğlence 128 26-01-2013 21:06
Fıkra Keyfi Admin Site Lokali 514 25-01-2013 18:06
Yaşama Keyfi:)) Av.Habibe YILMAZ KAYAR Site Lokali 55 02-11-2010 21:59


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08358788 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.