![]() |
|
![]() |
|
Hukuk Haberleri Hukuk Haberleri, duyuruları, güncel hukuki gelişmeler. [Haber Ekleyin] |
![]() |
![]() |
#31 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
VİP kişiler de olganüstü varlıklar değiller ve onların da hem canları hem cananları daha da kıymetlidir. Ancak sayın Demirel zaten herkesin aranmasını istemişti. Ben de görüşlerine katılmıştım ![]() |
![]() |
#32 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
Onların korumaları, zırhlı araçları vardır, otobüse binmezler, halkın arasına karışmazlar. Memleketin, adları kararnamelerde öğrenilen ücra köşelerinde, var ise lojmanda, yok ise topraktan yapılma evlerde yaşamak zorunda kalmazlar. Saygılarımla... |
![]() |
#33 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
O zaman "Vip" ler karışmış. Ayıklamak lazım değil mi? gerçek "Vip" leri gerçek yerlerine almak gerekmez mi? |
![]() |
#34 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
Saygı duymak ayrı şey, ayrı/calıklı tutmak ayrı, bana göre. Bence başlı başına "Vip" kavramını ortadan kaldırmak gerekir ![]() Saygıysa klasik olacak ama, hakedene kendiliğindendir. Saygılarımla... |
![]() |
#35 |
|
![]() 2802 sayılı yasanın 88.maddesi halen yürürlükteyken problemin imtiyazlar ya da ayrıcalık istemi başlığı altında tartışılmasını doğru bulmuyorum.Sorunu "hukukun üstünlüğü"ne verdiğimiz son derece sığ hatta sası anlam altında aramak gerektiğini düşünüyorum.Saygılarımla.
|
![]() |
#36 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
Sayın Güler, Koşut madde Av.K.m.58'de de var: Av.K. Madde 58 - (KOD 1) Avukatların avukatlık veya Türkiye Barolar Birliği ya da baroların organlarındaki görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlardan dolayı haklarında soruşturma, Adalet Bakanlığının vereceği izin üzerine, suçun işlendiği yer Cumhuriyet savcısı tarafından yapılır. Avukat yazıhaneleri ve konutları ancak mahkeme kararı ile ve kararda belirtilen olayla ilgili olarak Cumhuriyet savcısı denetiminde ve baro temsilcisinin katılımı ile aranabilir. Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren bir suçtan dolayı suçüstü hali dışında avukatın üzeri aranamaz. Siz m.88'den, ben de m.58'den dem vurup, havalimanları girişlerinde sorun yaratan, üzerimizi cihazla arayanlar hakkında suç duyurusunda bulunalım, ne dersiniz? Hukukun üstünlüğü kavramı, hukukçuların üstünlüğü anlamına gelmiyor. Tıpkı havalimanları giriş ve geçişlerindeki rutin güvenlik taramalarının, suç isnadı ile üst araması anlamına gelmediği gibi. Saygılarımla... |
![]() |
#37 |
|
![]() Esasen bu konuyu daha önce Avukatların üstünün aranması ile ilgili forum başlığı başta olmak üzere değişik forum başlıkları altında detaylı olarak tartışmıştık. Orada belirttiğim görüşlerimde değişiklik olmadı: Bir hakimin ya da bir avukatın üstünün aranması/aranamaması ile ilgili yasa metinleri (bu bağlamda Av.K.m.58 ile Hakimler Savcılar Kanunu md. 88'deki düzenlemeler) "görevle ilgili" yorumlanmalıdır.
Bu yasal düzenlemelerle getirilmek istenen düzenlemenin hakimin ve avukatın görevini bağımsızlık içinde ve yürütmenin baskısı altında kalmadan yapabilmesi için getirilmiş düzenlemeler olduğunu inancındayım, yoksa diğer vatandaşların üstünde bir meslek sınıfı yaratmak için değil. Bir avukat ya da hakim olarak Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu stadında maç oynanırken statta delil tesbiti ya da keşif yapıyorsanız, kimliğiniz gösterip görevinizi açıkladıktan sonra üzeriniz aranmadan stada girebilmelisiniz. Ancak bilet alıp oğlunuzla maç seyretmek için geldiyseniz, hakim ya da avukat olmak (ve bu bağlamda Av.K.m.58 ile Hakimler Savcılar Kanunu md. 88'deki düzenlemeler) herkesin geçtiği genel arama noktasından aranmadan geçmek için mazeret olmamalı diye düşünüyorum. Bu görüşüm tüm meslek, statü ya da makamlar için de geçerlidir: Polis, asker, subay, avukat, hakim, savcı, milletvekili, başbakan, cumhurbaşkanı vs. ile ilgili yasal düzenlemeler ve ayrıcalıklar bu görevlilerin görevlerini düzgün yapabilmelerine olanak verecek şekilde düzenlenmeli ve yorumlanmalıdır, kişinin görevle ilgili olmayan kişisel hayatını kapsamamalıdır. TC Cumhurbaşkanı bir devlet görevi için bir dış geziye gidiyorsa, VIP kapısından aranmadan geçip, devlet bütçesiyle tahsis edilen uçağa binmeli, tatile gidiyorsa, THY tarifeli uçağında kendi parasıyla bilet alıp, sıraya girerek, normal kapıdan geçip, üstü arandıktan sonra uçağa girmelidir. Bu söz konusu yasa maddelerinin nasıl olması ve nasıl yorumlanması ile ilgili benim kişisel görüşümdür. |
![]() |
#38 |
|
![]() Avukat,Hakim,Savcı , Başbakan VİP ,CİP ne olursa olsun Havalimanlarında Önleme Aramasına tabidirler.( Tabiki elektronik kapı ve aletlerle olmak kaydıyla). Ancak Yasalarda tarif edilen ARAMA için görevlilerin yetkisinin bulunmadığını düşünmekteyim. Sonuçta Stad kapısı , alışveriş merkezinin kapısı , kamu kurum ve kuruluşların kapısı veya havalimanı kapısında önleme aramaları yapılabiliyor. Havalimanlarında tabi bu daha da sıkı. Uçak seyahatlerinde yolcular ve taşıyıcı firmalar arasındaki ilişki bir özel hukuk ilişkisidir. Satın alınan bilet ve bu bilete ekli taşıma şartları, bir sözleşmenin parçasıdır. THY'nin Yolcu ve Bagaj Taşıma Genel Şartları'nın Taşımanın Reddi ve Sınırlandırılması başlıklı bölümünde, 8.1.4. nolu alt bendinde "yolcu güvenlik kontrolünü reddetmişse" taşıyıcının yolcuyu yahut bagajını taşımayı reddetme yetkisi bulunduğu belirtilmektedir. Bu şart diğer tüm havayolu şirketlerinin taşıma genel şartlarında da bulunmaktadır. Elektronik kapıdan geçerken sinyal vermeniz halinde , elle yoklama şeklinde bir aramadan (ki genelde bu şekilde bir yoklama yapılır ve geçişe izin verilir) geçirilerek içeri alınırsınız. Bence bu elle yoklamada önleme araması olup , adli arama kapsamında değildir. Güvenlik görevlileri sinyal verilmesi halinde çantanızı açmanızı ister , elinizden alıp kendisi aramaz. Sizin İZNİNİZ ile inceleme yapar. Eğer bu inceleme isteğini reddederseniz yukarıda belirttiğim gibi uçamayacaksınız demektir. Güvenlik görevlileri sizin izniniz olmadan üstünüzü ve/veya valizinizi araması halinde ister avukat ister hakim ister sıfatı olmayan vatandaş olun ARAMA İZNİ OLMADAN arayamayacaktır.
Tartışmanın bu boyutta kalmasını dilerken aklıma işin şu boyutuda gelmekte , havalimanı kapılarından geçerken , ceket, pardesü , kaban , şapka vs çıkarıp x ray cihazına koyuyoruz. Koymadığımız durumda içeri alınmıyoruz. Peki , kapalı mutaassıp bayanların pardesüsü neden çıkarttırılmıyor ve x ray e konmuyor.(aklıma geldi nedense..) ![]() |
![]() |
#39 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
bu da önemli bir nokta aslında. geçtiğimiz günlerde denizli adliyesi'nde tuhaf bir olaya denk geldim. hemen giriş kapısının yanındaki ptt kuyruğunda beklerken, içeri giden erkeklerin erkek polis, kadınların da kadın polis tarafından (elbette x-ray cihazı öttü ise) arandıklarını, ancak türbanlı kadınların aranmadıklarını farkettim. asıl tuhaflık şuydu, türbansız bir kadın türbanlı bir başka kadınla sohbet ederek içeri girdi, her ikisi de x-ray cihazını öttürdüler. polis türbansız kadına "hanımefendi ile birlikte misiniz?" diyerek türbanlı kadını işaret etti. onların birlikte olduklarını öğrenince, türbansız kadını da aramadı. çok şaşırtıcı değil aslında, yine bir kaç ay önce emniyet müdürlüğüne gittiğimde gittiğim şubedeki hemen hemen bütün polislerin çıplak ayak-terlikle gezdiklerini farketmiş, sonra o günün cuma olduğunu anımsamıştım ![]() |
![]() |
#40 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
![]() Sayın BurakALTIPARMAK'a bir ekleme / düzeltme yapmak isterim;
Adlî Ve Önleme Aramaları Yönetmeliği'nin 25.md.ne göre
Yine 97/09707 sy. "Sivil Hava Limanları,Limanlar ve Sınır Kapılarında Güvenliğin Sağlanması,Görev ve Hizmetlerin Yürütülmesi Hk. Yönetmelik" in 17 vd md.de hava alanlarında uluslararası standartlara (ICAO ve ECAC)uygun olarak önleme araması yapılacağı belirtilmekte ve sadece VİP yolcuları için istisnalar getirilmektedir. 22.md.göre;
İstanbul'dan kalkan bir uçağın, Ankara semalarında seyretmesi ne kadar mümkünse, Berlin semalarında da seyretmesi o kadar mümkün olduğu için Sivil Hava Yolu İşletmelerinin uluslararası standartlara göre güvenlik uygulamaları yapmaları gerekmektedir ve Sayın Hakim VİP yolcusu olmadığına göre ister göreviyle, isterse de özel hayatıyla ilgili bir seyahat yapsın gereksiz bir alınganlık göstermiştir. |
![]() |
#41 |
|
![]() Esasen Türkiye'de bir çok konuda sıkıntı yaşanmaktadır. Bunun ana nedeninin Kanun yapma tekniğine uymama olduğu kanaatindeyim. Normlar hiyerarşisi alt üst olmuş durumdadır. Kanunlar, Anayasa hükümlerine, Tüzükler Anayasa ve Kanun hükümlerine, Yönetmelikler ise, hepsine aykırı olabilmektedir.
Bu olayda bile Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği ile 97/09707 Sayılı Sivil Hava Limanları,Limanlar ve Sınır Kapılarında Güvenliğin Sağlanması,Görev ve Hizmetlerin Yürütülmesi Hk. Yönetmelik hükmü, Hakimlerle ilgili 2802 sayılı yasanın 88. maddesi ile Avukatlık Kanununun 58. maddesini hiçe saymaktadır. Hukukçular günümüzde Bilgisayar programlarından iyice yararlanmaya başlamışken, (T.B.M.M'nin de) hiç olmazda bu yönde bir program yazdırıp, çıkarılması tasarlanan bir kanunun Anayasaya ve Uluslararası anlaşmalara uygun olup olmadığını tespit etmesi ne iyi olacak. ![]() ![]() |
![]() |
#42 |
|
![]() Düzeltme ve eklemeniz için sonsuz teşekkür. Ancak benim kafama takılan husus , yasada düzenlenen arama konusunun istisnasının yönetmelikte getirilmiş olması.Gerek CMK,PVSHK , Av.Kan ve gerekse Hakim ve Savcılar kanunundaki arama hükümlerini incelediğimde Yönetmeliğin 25.md si ile getirilen istisnayı göremedim.
|
![]() |
#43 |
|
![]() tuvalet konusunun bu kadar deşilmesinin sebebi bence meslektaşlarımızın burada bir ayrımcılık her yerde ayrımcılık olur aman bir cepheyi daha kaybetmeyelim korkusunun bir sonucu.. yoksa o meşhur "ağanın .oku üstüne .ok olurmu" repliği zaten sayın savcı ve hakimlerin bazılarının tavırlarında (iyileri tenzi ederim) var..
ha tuvaleti birlikte kullanmışsın ha ayrı ne farkeder? o savcıyı lafınla mat etmişsin ne fark eder? karar vermek için sizi dışarı çıkarırken hakim, savcı bey/hanım hakimin yanı başında oturuyorsa veya savcının mütalayı okuduğu küçük kağıt parçasını savcı bey/hanım bitirdikten sonra hakim bey/hanım eline alıp tekrarlıyorsa ve siz kendinizi bir figuran olarak görüyorsanız ama isyanınızın da yetersiz olacağının da farkındaysanız.. ne fark eder aynı tuvalete ihtiyacını gidermişsin? zaten sistemde "ağanın .ku üstüne .ok olmuyor." en basitinden CMK ödenekleri barolardan alınıp savcılıklara verildi yani avukatlar savcıların denetimine demoklesin kılıcının altına atıldı kimseden ses yok..barolar birliğimi?koy ver gitsin..keşke işimiz tuvaleti aynı yerde yapmak sorunu kadar basit olsa..ve laf aramızda ben adliyede hiç tuvalete gitmedim..tutuyorum kendimi büroya veya eve kadar mazallah bir hakime veya savcıya rast geliriz boşa gerilim yaratmayalım:-) herkese çalışmalarında kolaylıklar dilerim.. |
![]() |
#44 |
|
![]() Olmadı duramayacağım.
![]() Sadece bir şey merak ederek soruyorum, hiç suç işleyen hakim ya da savcı yok mu? Ya da şöyle söyleyim, ünvan varsa orada insan doğasına aykırı bir durum mu var? |
![]() |
#45 | |||||||||||||||||||||||
|
![]() Sayın Nur Deniz,
Örnek verelim: Hakim'in tutuklama kararı verme yetkisi vardır. Polisin gözlem altına alma yetkisi vardır. Bir polisi yargılarken hakkında tutuklama kararı veren hakim için, o polis (veya yanındaki arkadaşı) "peki o zaman ben de şimdi seni gözlem altına alıyorum, kaldır ellerini duvara dayan" derse ne yapacaksınız? Böyle "enteresan" durumların olmaması ve sistemin tıkanmaması için bazı görevlerde bulunan kişilerin soruşturma/yargılanma/tutuklanma/aranma durumları özel olarak düzenlenmiştir. Hatalı olan böyle bir düzenleme olması değil. Bizim burada tartıştığımız sadece bu düzenlemenin yasal sınırları ve bir hukuk devletinde buna ne şekilde bir hukuki yorum getirilmesi gerektiği. |
![]() |
#46 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
Sayın Admin'in yorumuna katılmamak mümkün değil. Yasaları uygulayanların kişiliklerinin bu yorumlamayı nasıl etkilediğini hep birlikte görmekteyiz. Kişiler oldukları yeri ve işgal ettikleri makamları, kendi üstün kişiliklerinden olmayıp yürütmeleri gereken hizmetin bir gereği olarak görmedikleri sürece, kuralları yorumlarken de aynı hataya düşebilirler. Habere konu olan Hakim'in açıklaması sırasında olanları gözümün önünde canlandırmak istedim. Burada konuşulmayan Polis faktörünü varsayımsal olarak irdelemek istiyorum. Hakim'in cebinde bulunan (unuttuğu kanaatindeyim) kalem nedeniyle alarm çalmış. Bunun üzerine polis memuru üzerini aramak için hamle yaptığında kalemi farketmiş ve kimliğini de göstererek (bir daha o kapıdan girip çıkmamak için) sadece kalem var beni tekrar o kapıdan gir çık yaptırma, zaten arkada kuyruk var bavullar orada bekliyor, tıkanıklık olmasın bende yorulmayım kabilinden kimliğini göstermiş, ama bir Hakimi arama fırsatını ele geçiren Polis memuru "hah düştün işte elime bize azmı çektirdi bu hakimler" edası ile Hakim'i "elle" aramak için kolları sıvamış olabilir. Çünkü Hakimin açıklamasında üzerinde durduğu konu o idi yani elle arama. Ben de hiç bir yerde kendimi (hatta hava alanında) elle aratmadım aratmamda burada esas unsur benim avukat olmam değil öncelikle yasaların güvencesinde bir Türk Vatandaşı olmamdır. Adliyelere girişlerde avukatların üstlerinin aranmasına tepki gösteren arkadaşlarıma beni elle kimse arayamaz ancak mesleki anlamda üzerimizde şaibe kalmaması için elektronik ortamda aranmamızın sakınca olmadığını hatta topluma bu yönde örnek olmamız gerektiğini savunmuştum. Tartışmada bu noktanın göz ardı edildiğini düşünüyorum. Sayın Saim'in Hakimlerin VİP olduğu görüşüne bir hukukçu olarak katılıyorum. Çünkü hükmü veren makam olduğu için yargıyı temsil adına yargılamanın sonucunda oluşan kararı veren ve açıklayan makamdır. Savcılık Makamı veya Avukatlık Makamı ondan daha az önemli bir makam olmadığı halde sırf yargıyı temsil adına hakimlik makamını VİP kabul etmekte bir sakınca görmemekteyim. Ancak bazı ceza hakimlerinin karar sürecinde meslektaş olarak gördükleri Savcıları karar verirken heyet tartışmalarına davet etmeleri Avukatları biraz ötelemelerinin getirdiği mesleki gerginlik sonucu tartışmalar bu noktalara gelmektedir. Sözün özü herkes işgal ettiği makamı, mevkiyi, görevi ve deruhte ettiği görevi içine sindirmeli davranışlarını ona göre ayarlamalıdır. En önemli husus konumunu iyi bilip tevazuyu elden bırakmamaktır. Hazımsızlıkla yapılan bütün davranışlar keskin tavırlar ile karşılanır. |
![]() |
#47 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
Böyle bir anda, "Bir saniye, sorun kalemde olmalı, müsaadenizle" diyerek, yeniden kapıdan geçmek de bir seçenek olamaz mıydı? Eminim sorun kalemde idiyse, kalemsiz bir geçiş, kimseyi üzmezdi, sayın yargıç dahil. Kapıdan yeniden geçiş yapmak bir "geri adım" atmak değil ki. Bir yargıç, bir gün karşısında "Senin uyguladığın yasayı ben çıkarıyorum!" diye ünleyen biriyle karşılaştığında; "Kurallar neyse onu uygulamak durumundayım" deme hak ve özgürlüğüne de bu şekilde sahip çıkmak zorunda kalamaz mı? Saygılarımla. |
![]() |
#48 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
![]()
Sayın Demirel sözümün sonundaki şimdi altını çizip kırmızıladığım husus bir çok soru ve sorunun temelli çözümüne yönelik sanıyorum. İki tarafı dinleyerek hüküm vermek gerekir. Bir tarafta gazete haberi (gazetenin inanırlığını göz ardı etmeden) diğer tarafta Hakim'in açıklaması ve içindeki önemli unsur olan "ELLE ARAMA" noktası. Tabii kalemi bırakıp yeniden cihazdan geçmesi kurala en uygun ve konumuna göre en yakışıklı durumdu. Ankara havaalanında cep telefonlarının da x-ray cihazından geçireleceği uygulaması yeni başladığı günlerde polis ile ve havaalanı yönetimi ile yapmış olduğum bir tartışmanın ardından bu gün bavul içinde olmayan (pardesü-ceket-kemer ve ceplerde bulunan eşyaların) eşyaların konulması için tahsis edilmiş plastik kutular hizmete girdi. O nedenle bazı olayları değerlendirken ilerideki getirilerini de düşünmek gerekli. Özellikle takıntım olan ELLE ARAMA noktasında bu tartışma ileride çok daha iyileşmelere sebep olur kanatindeyim. Ancak benim tartışmam basına yansımadı ve hiç bir kişi mağdur olmadı. Başka önemli bir husus ise NE SÖYLEDİĞİNİZ DEĞİL NASIL SÖYLEDİĞİNİZİN ÖNEMLİ OLDUĞU. Olayda mevkilerin ve bencilliklerin çekiştiği kesinlikle yadsınamaz diye düşünüyorum. |
![]() |
#49 |
|
![]() İş kolunuzdan biri değilim. Bankacıyım ve doğrusu yazılanlar beni şoke etti. Ne yazacağımı bile bilemiyorum.
Olaydan yehi haberdar oluyorum ve doğru olup olmadığını veya nasıl geliştiğini de bilmiyorum ama arama cihazından geçmemek için ünvanı öne çıkarmayı da tesvip etmiyorum. Tıpkı bankaya para çekmeye gelen bir avukatın, 'Kardeşim ben avukat kimliğimden başkasını vermem.' demesi gibi. |
![]() |
#50 |
|
![]() sayın muhafız arkadaş avukatlık kimliği yasal bir kimliktir bu nedenle kabul edilmemesi geçersiz bir uygulamadır..ehliyet,nüfus çüzdanı ne ise avukatlık kimliği de odur..yani orada kimlik göstermedeki ısrar o kimliğin uygulamada olmasını yaygınlaştırma isteğidir sanırım yoksa mesleğini öne almak değil..eğer bankada "ben avukatım beni öne alın" denseydi haklı olabilirdiniz..ki adliyelerde avukatların sıraya girmemesi uygulaması vardır ve haklı bir uygulamadır..
|
![]() |
#51 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
Sayın Muhafız; Sizce ikisi aynı durum mudur? Yani yasada yeri olan avukatlık kimliği ile bankada işlem yapmak ile değerlendirdiğiniz olay aynı mıdır? Ünvan kullanmak ile kimlik kullanmak farklıdır,şoke olduğunuz nedir? Saygılarımla, |
![]() |
#52 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
![]()
Bankada avukatlık kimliğini ibraz eden bir avukat, ehliyetini ibraz eden bir avukata göre hiçbir ayrıcalık elde edecek değildir, her ikisi için de aynı işlem yapılır, hatta ilaveten avukatlık kimliğini ibraz eden avukat bir de banka görevlilerine Avukatlık Yasasının 9. maddesi hakkında ayaküstü bir hukuk dersi vermek zorunda kalarak zaman kaybeder. Bununla birlikte bu bir "hak arama" mücadelesi olduğundan ve bu mücadele de avukatlık mesleğinin genlerinde yer aldığından, hemen hemen tüm meslektaşların bu ısrarına rastlıyor olabilirsiniz, bu benim için şaşırtıcı değil. Şahsen benim için şaşırtıcı olan, bankaların TBMM tarafından çıkartılmış bir kanuna açıkça karşı gelmek konusunda gösterdikleri büyük ve gereksiz çabaları, ancak bu durum burada tartıştığımız konuyla hiç ilgili olmadığından konuyu dağıtmak istemiyorum. ![]() Dilerseniz görüşlerinizi aşağıdaki konulara ekleyebilirsiniz: http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=13557 http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=9047 Ben de görüş eklemek yerine, Avukatlık Kanunundan alıntı yapabilirim:
|
![]() |
#53 |
|
![]() Bir gün size de bir avukat gerekebilir. Avukatımı istiyorum diyebilmeniz için, avukatınızın yasal haklarına saygılı olmayı bilmek zorundasınız.
|
![]() |
#54 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
![]()
Bence sayın muhafız'ı eleştirmeyiniz; kendisi zaten baştan şöyle demiş:
|
![]() |
#55 |
|
![]() konulmuş kurallara uymak önce hakime zorunludur. kişi kendi içine sindiremediği kuralların uygulanması için karar verme statüsündeysende, nasıl karar verebilir.yani aksini düşünen varsa hakimin adam öldürme hakkı olduğunu da savunmalıdır.
![]() |
![]() |
#56 |
|
![]() Emekli bir savcı var bizim mahallede şeker gibi biri.
Yıllarca doğuda en zor görevleri yerine getirmiş. Otopsi,sorgular vs vs.. Sinirleri ister istemez biraz bozuk. Zaman zaman korkuları da olmuş.Onunla yaptığım konuşmalardan biliyorum.Böyle ayrıcalıklı durumlar her iki taraf içinde şart, diyor. O nedenle güvenlik sebebi ile ve etik açıdan yemekhane, tuvalet,kafe,dinlenme salonu vs gibi bölmelerin hakim-savcı ve avukatlar ile vatandaşlar bakımından farklı olmasını çok tuhaf bulmuyorum. Ben duruşma sonrası müvekkilim ile bir çay içerken yan masada duruşmanın hakimi ya da savcısı olsa çok şık olmaz.Ben avukat olarak rahatsız olmam ancak benim dışımdakiler rahatsız olabilir. İzmir adliyesi 4. kat baro biriminde de sadece avukatlar içindir, şeklinde bir tuvalet olduğunu anımsıyorum. Üst arama konusunda hakimlik üst düzey midir? Tartışılır. Eğer konu suç işlememek ya da görevi sebebi ile özel evrak,eşya vs taşımak ise üst düzey kişi kapsamı genişletilir. Mesela bir imam ya da papaz da suç işlemez kabul edilir ya da bir mühendis kimsenin görmesini istemediği özel bir projeyi kucağında götürebilir. Bu gibi abuk örnekleri çoğaltmak mümkündür. Milletvekilleri de dahil tüm vatandaşların üzerini aramak genel güvenlik ve eşitlik gereği şart olmalıdır. Bana kalırsa buna avukatlar da dahil olmalıdır. |
![]() |
#57 |
|
![]() şunu da es geçmemek lazım, bir hakimin üzerinde meslek sırrı niteliğinde bir evrak olma ihtimali, bir avukata nazaran çok çok düşüktür.
|
![]() |
#58 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
Bence bu gerekli birşey.Yurtdışında yargıçlara ve savcılara verilen değerle ülkemizdeki arasında dağlar kadar fark olduğu bir gerçek.Eğer siz adaleti sağlamakla yükümlü bir kişinin üstünü aramak için diretirseniz bu ona saygısızlıktan başka hiçbir şey olamaz.Çünkü zaten orda aykırı bir eylemde bulunarak yasak maddeleri uçağa sokmak isteyen insanın cezasını da yargıçlar verecektir.Bence yeterince saygı gösterilmiyor ve bu da yargıda bazı sorunlara yol açIyor. |
![]() |
#59 |
|
![]() Ben de bir Bodrum gezisine giderken -geçen sene- üstümü aratmamıştım."Ben avukatım üstümü arayamazsınız" demiştim. Öyle de geçtim.Polisler şaşırıp ve katılıp kaldılar...Dönüşte yine aynen bu şekilde aratmadan geçtim.
![]() |
![]() |
#60 |
|
![]() Kişilik haklarından bahsedilmiş yukarda.Bu sebeple hakimin yaptığının doğru olmadığının hukuka uygun olmadığı düşünülmüş.ancak ben burda olaya şu şekilde baktım. Burda zaten isim mühim değil. çünkü kişi burda sıfatını kullanarak bir eylemde bulunuyor ve biz de bu sıfat üzerinden tartışıyoruz. Zira bu konu açılmış ve bir çok meslektaşımız hakimlerle avukatlar arasındaki gerek tuvalet gerek adliyeye giriş kapıları olarak ayrımdna bahsedip yakınmışlar. Bu yorumlara ben de katılarak şunu ekliyorum. Burda hakim bilmem ne.hakim ahmet hakim ali veli. önemli olan hakimlik sıfatını adliye dışında da kullanılmış olması.ve tartışılan konu da bu sanıyorum. Bu anlamda kişilik haklarına direk bi saldırı olduğunu düşünmüyorum. Konu hakmin her ortamda toplumdan ayrı bir yerelere kendilerini koydukları ve bunu bişekilde uygulamayı başardıkları. Bunu bugün hakim ali bey yapar yarın onun yerşne emekli olrak gelen hakim veli bey de yapar. sorunumuz bunu ali beyin veli beyin yapmasındna çok daha büyük bence. hakimlik böyle birşey mi ve bunu bizler de bu şekilde görmek mi istiyoruz ki aynı sıralarda oturup aynı sırada dirsek çürüttüğümüz üniversite arkadaşlarımızın kendilerini avukatlardan bambaşka yerlerdeler anlayamıyorum. gerçi kalem memurlarının nerdeyse hakim oldukları, avukatları azarladıkları,bugün git yarın gel i avukatlara da uyguladıkları bir düzende yazık biz avukatlara gerçekten
|
![]() |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
![]() |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Hakim Mi? bilirkişi Mi? | nfb | Hukuk Sohbetleri | 29 | 24-08-2013 23:36 |
Epikriz krizi... | ilksan | Hasta Hakları Çalışma Grubu | 3 | 20-06-2008 08:51 |
hakim ve pipo | av.zuhala | Hukuk Sohbetleri | 5 | 12-07-2006 11:08 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |